Anayasa Mahkemesi Numara 5/1983 Dava No 6/1983 Karar Tarihi 12.05.1983
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 5/1983 Dava No 6/1983 Karar Tarihi 12.05.1983
Numara: 5/1983
Dava No: 6/1983
Taraflar: Başsavcılık ile Hüseyin Mulla Hasan
Konu: Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 12.05.1983

-D.6/83 Anayasa Mahkemesi 5/83
(Ceza Dava No. 4599/82; Gazi Mağusa)
Yüksek Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz -Altay.
Anayasanın 114. maddesi tahtında.

Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Ceza Dava No. 4599/82 davasında (Davayı ikame eden: KTFD Başsavcısı ile Sanık Hüseyin Mulla Hasan, Lefkoşa, Tüccar, yaş 57) arasında 18.3.1983 tarihinde sunulan konu.

İddia makam-ı namına: Akın Sait.
Sanık namına: Gürsel Kadri.

--------------

K A R A R
KONU:
Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin Anayasanın başlangıç kısmı ve 1, 4, 5(2), 9 ve 27. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Sanığın işlediği iddia edilen s-uç, ithamnemeye göre, 6.4.1982'de yer aldı. Yapılan ilk tahkikat sonucu sanık, aleyhindeki itham ile ilgili olarak muhakeme edilmek üzere, Ekim 1982'de oturum yapan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesine havale olundu. Sanığın aleyhindeki dava, o oturumda, İddia M-akamının müracaatı üzerine ve bazı şahitlerin ada haricinde bulunması nedenine binaen, Mahkemenin Şubat 1983'te yapacağı oturuma ertelendi. Şubat 1983'teki oturumda şahadet dinlenerek duruşma yapıldı ve 4.3.1983'te dava, hüküm için, 13.3.1983'e ertelendi.- 13.3.1983'te, hüküm verilmezden önce, Savcılık Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 154. maddesi uyarınca davayı devam ettirmeme karar belgesi (nolle prosequi) dosyalamak istedi. Sanık tarafından ise buna itiraz edildi ve Yasanın 154. maddesinin Anayasanın baş-langıç kısmı ile 1, 4, 5(2), 9 ve 27. maddelerine aykırı olduğu ileri sürüldü. Ağır Ceza Mahkemesi Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülen Yasa maddesinin huzurundaki ihtilâfın karara bağlanmasında etkisi olabileceği kanaatına vararak konuyu karara bağlamak- üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek huzurundaki davanın duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Sanığın iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın başlangıç kısmı kişinin huzur ve ref-ahının gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Devam ettirmeme belgesi dosyalanması sonucu askıda kalacak dava ile sanığın huzur ve refahı bozulacak ve bu nedenle Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 154. maddesi bu kısma ters düşmektedir. Devam ettirmeme kararı be-lgesinin bir davada duruşmanın tamamlandığı tarih ile kararın verileceği tarih arasındaki bir safhada dosyalanması hukuk üstünlüğü ilkesine ters düşer ve bu nedenle Yasanın 154. maddesi buna müsaade ettiği nisbette Anayasanın 1. maddesine ve dolayısıyle 4.- maddesine aykırıdır. Anayasanın 5(2) maddesi kişinin maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulların Devlet tarafından hazırlanmasını öngörür. Bir sanığın iş hayatı ve maddi ve manevi huzuru vardır. Devam ettirmeme karar belgesinin hükmün -okunacağı bir safhada dosyalanması bunları haleldar eder ve bu nedenle Anayasanın 5(2) maddesine ve aynı şekilde 9. maddesine ters düşer.

Anayasanın 27. maddesine göre bir şahıs kendisine yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında yetkili bir mahkeme ta-rafından, makul bir süre içinde davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Nolle prosequi müessesesi, bu meselede kullanıldığı şekilde, Anayasanın bu maddesinin öngördüğü hak arama ve yasal yargı yolunu takip etme özgürlüğünü aksi yönde etkiledi ve gölgede bıra-ktı. Bu nedenle Yasanın 154. maddesi buna cevaz verdiği nisbette Anayasanın 27. maddesine aykırıdır. Anayasanın 27. maddesi başka bir maddeye bağlı olamaz. 27. madde hak arama özgürlüğünü 124. madde ise Başsavcılığın yetkilerini düzenler. Anayasanın 12-4(4) maddesi Başsavcıya bir suç hakkındaki davayı ancak başlangıç safhasında devam ettirme veya ettirmeme yetkisini verir.

İddia Makamının İddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 124(4) maddesine göre Başsavcı, herhangi bir suç hakkındaki dava-yı devam ettirme veya ettirmeme yetkisine sahiptir ve bu madde safha ayırımı yapmamaktadır. Anayasanın 124(7) maddesi Başsavcının bağımsızlığını öngörmektedir. Başsavcı bir davayı devam ettirmeme yetkisini kullanırken denetime tebi olamaz. Yasaya ve Ana-yasaya uygun hareket edilmiştir ve hukuk üstünlüğü zedelenmemiştir. Bir davayı devam ettirmeme karar belgesi dosyalamanın Anayasanın başlangıç kısmı ile herhangi bir ilgisi yoktur. Aynı şekilde maddi ve manevi varlığın geliştirilmesi ile yakın veya uzak -bir ilgisi de yoktur ve Anayasanın 5(2) veya 9. maddelerine aykırlığı söz konusu değildir.

Anayasanın 27. maddesi suçlamanın karara bağlaması hakkını değil de dinlenme hakkını bahşeder. Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

I-II. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Fasıl 155, Ceza Usul Yasasının 154. maddesi şöyledir:
"154. (1)Herhangi bir ceza muamelesinde ve bunun hükmünden evvelki herhangi bir safhasında Başsavcı muamelenin devam etmesini Devletin istemediğine dair Mahkemeye şifahen ve-ya yazılı olarak beyanda bulunarak devam ettirmeme kararı dosyalayabilir ve bunun üzerine sanık devam ettirmeme kararının dosyalandığı itham ile ilgili olarak hemen serbest bırakılır.
(2) .....................
(3) Bu madde kuralları uyarınca bi-r devam ettirmeme kararı dosyalandığı hallerde bir sanığın serbest bırakılması, aynı suç veya aynı olgulardan ötürü ileride aleyhine başlatılacak muamele için bir engel teşkil etmez."

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

Anayasanın Başlangıç kısmı:
"........-...............................................
İnsan hak ve özgürlüklerini, sosyal adaleti, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek;

Madde 1.
Kıbrıs Türk Federe Devleti, demokrasi, sos-yal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir cumhuriyettir.


Madde 4.
Yasalar, Anayasaya aykırı olamaz.
Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, devlet yönetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.


- Madde 5.
Her Türk yurttaşı, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağlaşamayacak surette sınırlaya-n siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddî ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar.


Madde 9.
Her Türk yurttaşı, yaşama, maddî ve manevî varlığını geliştirme haklarına ve kişi özgürlüğüne sahiptir.
K-imseye eziyet ve işkence yapılamaz.
İnsanlık onuruyla bağdaşmayan ceza konulamaz.


Madde 27.
Hiçbir kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun ad-lî komisyonlar veya istisnaî mahkemler oluşturulması yasaktır.
Herkes, medenî hak ve yükümlülüklerinin veya kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında, yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makul bir süre i-çinde âdil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir oturumda okunur. Ulusal güvenlik, Anayasal düzen, kamu düzeni, kamu güvenliği veya genel ahlâk yararına olduğu veya küçüklerin çıkarları veya taraflar-ın özel hayatlarının korunması için gerekli olduğu veya mahkemece yayının adaletin sağlanması için zararlı görüldüğü özel durumlarda, basın mensupları ve halk, mahkeme kararıyle duruşmanın tamamına veya bir kısmına sokulmayabilir.
Herkes-
mahkeme önüne çık-arılması nedenlerinin kendisine bildirilmesi;
davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak için gerekli zamana sahip olmak;
delillerini göstermek veya göstertmek veya tanıkların yasaya uygun olarak sorguya çekilmesini istemek;
(ç)kendi seçtiği bir hukukçu- tutmak ve adaletin sağlanması için gerekli görülüyorsa, yasanın gösterdiği şekilde kendisine parasız bir hukukçu atanması;
mahkemede kullanılan dili anlıyamadığı veya konuşamadığı takdirde, bir tercümanın yardımından parasız yararlanmak,
hakkına sahipt-ir."


V. İNCELEME:
Sunulan soru ile ilgili yasa metinleri ile Anayasa kuralları ve tarafların öne sürdüğü iddia ve gerekçeler incelendi ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Daha önce söylenenlerden anlaşılacağı gibi Başsavcının bir suç hakkındaki davayı deva-m ettirmeme yetkisinin Anayasaya aykırı olduğu değil de bu yetkinin davada şahadet dinlenmesi tamamlandıktan sonra ve hüküm verilmezden önce kullanılmasının Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir.

Anayasanın başlangıç kısmı ile- 1, 4, 5(2), 9 ve 27. maddelerinde Başsavcının bir suç hakkındaki davayı devam ettirmeme yetkisinden söz edilmemektedir. Başsavcının bu yetkisinden Anayasanın 124. maddesinin (4). fıkrasında söz edilmektedir. Bu fıkra aynen şöyledir:
"124. (4) Başsavcı-, kamu yararının gereğine göre, Kıbrıs Türk Federe Devleti mahkemelerinde, herhangi bir suç hakkında dava açmak, izlemek, davayı devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine sahiptir. Ceza mahkemelerinde, kovuşturmanın kesin yönetim ve sorumluluğu -Başsavcıya aittir. Bu yetki doğrudan doğruya kendisince veya yönerisine uygun olarak Başsavcı yardımcısı ve savcılar tarafından kullanılır."


Görüleceği gibi Başsavcı, kamu yararının gereğine göre, Kıbrıs Türk Federe Devleti mahkemelerinde herhangi bir -suç hakkındaki davayı devam ettirme veya ettirmeme yetkisine sahiptir.

Anayasada, bu meselede olduğu gibi, belli bir konuyu düzenleyen özel bir ilke varken o konuyu da kapsamı içine alabilecek nitelikte genel ilkeler bulunsa bile, onların değil, konuya ö-zgü Anayasa ilkesinin uygulanması zorunludur. T.C. Anayasa Mahkemesi 14-16/1/1969 günlü ve 1967/13-1969/5 sayılı (A.M.K.D., Sayı 7, s.166-167'de) kararında şöyle demiştir:
"Anayasa ilkeleri, etki ve değer bakımından eşit olup hangi nedenle olursa olsun -birinin ötekine üstün tutulması mümkün olmadığından bunların bir arada ve hukukun genel kuralları gözönünde tutulmak suretiyle uygulanmaları zorunludur.

Söz konusu 127. madde hükmü de bir Anayasa ilkesi olduğuna göre Anayasa'da yer almış bulunan diğer i-lkelerle etki ve değer bakımından eşit bulunduğunda şüphe yoktur. Anayasa'da var olan bu ve bunun gibi belli bir konuya ilişkin bulunan pek çok sayıdaki özelliklerin, Anayasa'da yer alan genel ilkelerden ayrı nitelikte olduklarına bakılarak Anayasa'ya ayk-ırılıklardan söz edilemiyeceği şüphesizdir ve Anayasa'da belli bir konuyu düzenleyen özel bir ilke varken o konuyu da kapsamı içine alabilecek nitelikte bir genel ilke bulunsa bile onun değil, konuya özgü Anayasa ilkesinin uygulanması zorunludur."


Yine -T.C. Anayasa Mahkemesi 26/3/1974 günlü ve 1973/32-1974/11 sayılı (A.M.K.D., Sayı 12, s.120'de) kararında şöyle demiştir:

"Anayasada genel nitelikte kurallar bir de belirli konuları düzenleyen özel hükümler vardır. Bir konu, kendine özgü kurallarla düze-nlenmemişse eldeki sorunun çözümü için genel kurallara gidilir; özel düzenleme varsa ve bu düzenleme açık ve seçikse artık genel kurallara başvurulması veya bu kurallardan destek aranması düşünülemez."


Önümüzdeki meselede Başsavcının bir suç hakkındak-i davayı devam ettirme veya ettirmeme yetkisini özel olarak düzenleyen Anayasanın 124. maddesinin (4). fıkrası vardır. Bu nedenle itiraz konusu kuralın Anayasanın başlangıç kısmı ile 1, 4, 5(2), 9 ve 27. maddelerine aykırılığından söz edilmesine olanak yo-ktur.

Mevcut durumda ve havalenin duruşmasında ileri sürülen görüş ve savlar ışığında incelenmesi gereken husus Başsavcının bir ceza davasını devam ettirmeme yetkisinin şahadetin dinlenmesinin tamamlanmasından sonra ve hükmün verilmesinden önceki safhada- kullanılmasının Anayasaya aykırı olup olmadığıdır.

Bir Yasa maddesinin içerdiği kuralın Anayasaya aykırı olduğuna karar verilebilmesi için, onun Anayasanın açıkça belirttiği bir hususun aksi doğrultusunda bir kural olması gerekir. Anayasa herhangi bir -konuda buyurucu veya yasaklayıcı bir kural koymamışsa bunun düzenlenmesini Yasa koyucunun değerlendirmesine bırakmış demektir. -Gör: T.C. Anayasa Mahkemesinin 11/10/1965 günlü ve 1965/18-1965/53 sayılı (A.M.K.D., Sayı 2, s.251'de) kararını.

Fasıl 155 C-eza Usul Yasasının 154. maddesine göre Başsavcı herhangi bir ceza muamelesinin hükümden evvelki herhangi bir safhasında, Devletin muamelenin devam etmesini istemediğine dair mahkemeye sözlü veya yazılı olarak beyanda bulunarak muameleyi devam ettirmeme kar-arı dosyalayabilir ve bunun üzerine sanık konu ithamla ilgili olarak serbest bırakılır.


Anayasanın 124. maddesinin (4). fıkrası Başsavcıya herhangi bir ceza davasını devam ettirmeme yetkisini tanımış ve fakat bu yetkinin mahkeme önündeki muamelenin hang-i safhasında kullanılacağına dair buyurucu veya yasaklayıcı kural koymamış ve böylelikle bunun takdirini yasa koyucuya bırakmıştır.

İlâveten şu da var ki Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin mevcudiyeti gerek 1960 Anayasası gerekse 1975 Anayasası hazırlan-ırken bilinmekte idi. Bu böyle olduğuna göre de Anayasa koyucusu bu yetkinin kullanılmasını mahkemenin önündeki muamelenin sadece belli bir safhasına şamil tutmak istemiş olsaydı bunu açık şekilde bir kural koyarak temin edebilirdi. Böyle bir şey ise yap-ılmış değildir.

Söylenenlerden anlaşılacağı gibi Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırılığı yoktur.

SONUÇ:
Sonuç olarak Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 154. maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına oybirliği ile karar- verilir.



(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
BaşkanYargıç


(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)
YargıçYargıç Yargıç

12 Mayıs 1983.





EK GÖRÜŞ BİLDİRGESİ

Başsavcının, görülmekte olan bir davayı devam -ettirmeme yetkisi Anayasanın 124. maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu maddeden de görülebileceği gibi Başsavcı bu yetkisini "kamu gereğine göre" kullanmaktadır. Önümüzdeki meselede havale isteminde bulunan ve sanığın vekâlet verdiği Avukat, dava dinlendikt-en sonra ve karar verilmezden önce çok geç bir safhada, davayı devam ettirmeme belgesinin dosyalandığını yakınma konusu etmekle beraber, Başsavcının bu yetkisini kamu gereğine göre kullanmadığını iddia etmiş değildir. Nitekim havale isteminde bulunurken A-nayasanın 124. maddesinden söz dahi etmemiştir.

Başsavcının devam ettirmeme belgesini sunarken "kamu gereğine göre" hareket edip etmemesi Anayasal ve tamamen ihtiyari bir durum olup olmadığı diğer bir deyimle böyle bir yetkinin kullanımında "kamu gereği"- ögesinin yargı denetimine açık olup olmadığı hususları yukarıda değindiğimiz gibi üzerinde durulmadığı ve konu edilmediği cihetle bu hususu derinliğine eleştirerek bir görüş belirtmeyi bu meselede yersiz buluyoruz.





(Salih S. Dayıoğlu)(N. Ergin Salâ-hi) (Niyazi F. Korkut)
YargıçYargıç Yargıç





-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy