Anayasa Mahkemesi Numara 4,5/1980 Dava No 11/1980 Karar Tarihi 08.08.1980
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 4,5/1980 Dava No 11/1980 Karar Tarihi 08.08.1980
Numara: 4,5/1980
Dava No: 11/1980
Taraflar: Hasan Rifat Siber vd ile Saib Birand vd
Konu: 2/78 Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasasının 3, 4 ve 5. Maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 08.08.1980

-D.11/80 Birleştirilmiş
Anayasa Mahkemesi 4/80 ve 5/80
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin (Başkan), Şakir Sıdkı İlkay,
Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay.
K.T.F.D. Anay-asasının 114(1) maddesi uyarınca .

Anayasa Mahkemesi 4/80
Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 1036/79 sayılı Hukuk Davasında (Hasan Rifat Siber, Lefkoşa ile Saip Birand, Lefkoşa) 31.1.1980 tarihinde sunulan konu.

Davacı namına: Kıvanç M. Riza.
Davalı- namına: Fuat Veziroğlu.
Amicus Curiae olarak Başsavcı Zaim M. Necatigil.

Anayasa Mahkemesi 5/80
Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 1033/79 sayılı Hukuk Davasında (Mustafa Dopran n/d Mustafa Popran, Lefkoşa ile Nazım Mehmet, Küçük Kaymaklı-Lefkoşa) 31.1.-1979 tarihinde sunulan konu.

Davacı namına: Kıvanç M. Riza.
Davalı namına: Tahir Seroydaş.
Amicus Curiae olarak Başsavcı Zaim M. Necatigil.

-----------
K A R A R
KONU:
2/78sayılı Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasasının 3, 4 ve 5. madd-e hükümlerinin K.T.F.D. Anayasasının 7 ve 31. maddelerine aykırı olup olmadığı.



I. OLAY:
4/80 sayılı havaledeki olay:
Davacı davalı aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde açtığı 1036/79 sayılı dava ile davalının, ajanlarının ve/veya hizmetkârlarının dava k-onusu eve müdahale etmemeleri ve/veya dava konusu evi tahliye edip davacıya boş olarak teslim etmelerini ve 1.12.1979 tarihinden dava konusu evin boş olarak davacıya teslim edilinceye kadar davalının davacıya ayda 8000.TL mesne profits ödemesi hususunda bi-r emir talebinde bulundu.

Davacı Lefkoşa'da Yahya Kemal Sokağında bulunan 5 no'lu evin sahibidir. Davacı dava konusu evi 1.12.1976 tarihinde davalıya ayda 45.KL icar bedeli ile icar etti. Davacı söz konusu icarın 30.11.1979 tarihine kadar uzatıldığın-ı, icar sözleşmesinin 30.11.1979 tarihinde sona erdiğini davasında iddia etti ve davalının söz konusu evi 1.12.1979 tarihinden itibaren mütecaviz olarak işgal ettiğini ileri sürdü. Ayrıca davacı söz konusu evin Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasası yürürl-üğe girdikten sonra inşa edildiğini iddia etti. Davalı ise verdiği müdafaa takriri ile söz konusu evin Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının yürürlüğe girmesinden sonra inşa edildiğini red ve inkâr etti ve mukavelenin 30.11.1979 tarihinden sona erdiğin-i de reddetti. Ancak davalı müdafaasında daha ileri giderek icar sözleşmesi sona ermiş veya erdirilmiş olsa bile, davalının kanuni kiracı haline geldiğini ve söz konusu evi 1.12.1979'dan itibaren mütecaviz olarak işgal ettiğini red ve inkâr etti. Davalı -müdafaa takririnde dava konusu evin kira bedelinin yasal kurallarla sınırlandırıldığını ve/veya dondurulduğunu iddia etti.

Davanın duruşması esnasında davacı davalının müdafaasının 2/78 sayılı Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasasına ve -özellikle yasanın 3, 4 ve 5. maddesine dayandırıldığını, halbuki söz konusu Yasa ve/veya 3, 4 ve 5. maddelerinin Anayasanın 7 ve 31. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de davanın karara bağlanmasında 2/78 sayılı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerin-in etkisi olabileceği kanaatına varması üzerine, konuyu karara bağlamak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, Anayasanın 114. maddesi uyarınca sunmuştur.

5/80 sayılı havaledeki olay:
Davacı davalı aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde açtığı 103-7/79 sayılı dava ile davalının ajanlarının ve/veya hizmetkârlarının dava konusu daireye müdahale etmemeleri ve/veya dava konusu daireyi tahliye edip davacıya boş olarak teslim etmelerini ve 25.9.1979 tarihinden dava konusu dairenin boş olarak davacıya tesl-im edilinceye kadar davalının davacıya ayda 8000.TL mesne profits ödemesi hususunda bir emir talebinde bulundu.

Davacı Lefkoşa'da Küçük Kaymaklı'da bulunan "Kardeşler Apartmanı" olarak bilinen binadaki 8 no.lu dairenin takriben 25.9.1979 tarihinden beri -sahibidir. Davalı dava konusu daireyi eski mal sahibinden 16.5.1977 tarihli yazılı bir kira mukavelesi gereğince 1 Haziran 1977 tarihinden itibaren 31 Mayıs 1978 tarihine kadar olmak üzere bir sene için ayda 40.KL icar bedeli ile icar etti. Ancak mezkûr -kira mukavelesine göre taraflar arasında mukavele sona ermezden önce 30 günlük ihbar verilmediği takdirde mukavele 1 sene daha yenilenmiş addolunurdu. Davalı ve/veya dava konusu dairenin eski sahibi birbirlerine böyle bir ihbar vermedikleri cihetle söz ko-nusu kira mukavelesinde öngörülen kira müddeti kendiliğinden 31 Mayıs 1980 tarihine kadar temdit edildi. Ancak davacı dava konusu daireyi 25.9.1979 tarihinde eski malsahibinden satın almakla eski malsahibi ile davalı arasında olan kira anlaşmasının takrib-en 25.9.1979 tarihinde kendiliğinden fesholunduğunu ve/veya sona erdiğini iddia etti. Davacı davalının dava konusu daireyi 25.9.1979 tarihinde ve/veya takriben 17.10.1979 tarihinden beri mütecaviz olarak işgal ettiğini ileri sürdü.

Davalı ise dosyalad-ığı müdafaa takririnde davalının dava konusu daireyi mütecaviz olarak işgal ettiğini red ve inkâr etti ve dava konusu daireyi müstecir olarak işgal ettiğini ileri sürdü. Buna ilâveten davalı 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca davalının dava konusu da-irede kanuni kiracı olarak ikamet etmeye hakkı olduğunu ileri sürdü.

Davanın duruşması esnasında davacı davalının müdafaasının 2/78 sayılı Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasasına ve özellikle Yasanın 3, 4 ve 5. maddesine dayandırıldığın-ı, halbuki söz konusu Yasa ve/veya 3, 4 ve 5. maddelerinin Anayasanın 7 ve 31. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de davanın karara bağlanmasında 2/78 sayılı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerinin etkisi olabileceği kanaatına varması üzerine, konuy-u karara bağlamak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, Anayasanın 114. maddesi uyarınca sunmuştur.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
1. Her iki havalede de davacıların iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
2/78 sayılı Yasanın 3. maddesi tüm konutları-n 20 Temmuz 1974 tarihindeki kiralarını dondurmuştur. 1.1.1974'de yürürlüğe giren 18/1973 sayılı 1973 Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 2. maddesine göre inşaatı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra tamamlanan ve icar edilen herhangi bir gayri -menkul mal Kira Kontrol Yasası kapsamı dışında kalır. 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi ise herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın herhangi bir konutun tasarrufunun yeniden elde edilmesinin Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 7. madd-esindeki usul ve nedenlere dayandırılarak yapılabileceğini öngörmektedir. Bu maddeye göre Kira Kontrol Yasasının 2. maddesi ile Kira Kontrol Yasasının kapsamı dışında bırakılan 1.1.1974'den sonra inşa edilen ve icar edilen konutlarda 2/78 sayılı Yasanın 5-. maddesi ile 18/73 sayılı Kira Kontrol Yasası kapsamına getirilmiştir. 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri kiraları dondurmakla eşitlik ilkesini zedelemekte ve kişinin mülkiyet hakkının da özüne dokunmaktadır. Bu nedenle Anayasaya aykırıdır.

2. He-r iki davada davalıların iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
2/78 sayılı Yasa hükümleri ve özellikle 3, 4 ve 5. maddelerin hükümleri kamu yararına konmuş sınırlamalardır ve bu nedenle Anayasaya aykırı değildir. K.T.F.Devletinde konut darlığı bulunmakta-dır ve bu nedenle Devletin bu hususta tedbirler alması zaruridir. Alınan tedbirler kamu yararı için alınmıştır ve malsahiplerinin mülkiyet hakkının özüne dokunmamaktadır. Eşitlik ilkesini de zedelememektedir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
2/78 sayılı Yas-anın 3, 4 ve 5. maddeleri aynen şöyledir:
"3. Herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın aşağıdaki kurallara tabi olmak kaydıyle, tüm konutların 20 Temmuz 1974 tarihindeki kiraları dondurulur.

4.(1)20 Temmuz 1974 tarihinden evvel inşa- edilen her konutun kiracısı, kiracının değişip değişmediğine bakılmaksızın 20 Temmuz 1974 tarihinde ödenmekle olan kirayı ödemekle yükümlüdür.
(2)1 Ocak 1974 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında kiralanan bir konutun icar sözleşmesinin sona ermesi vey-a erdirilmesi üzerine mal sahibi konutun 20 Temmuz 1974 tarihinde ödenmekte olan kirasına yüzde onu aşmayan bir artış isteyebilir.
Ancak, 20 Temmuz 1974 tarihinden önce de kirada olup da 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra yapılan bir kira sözleşmesi uyar-ınca kiralanan ve bu fıkranın uygun gördüğü artışın üzerinde bir artışı içeren kiralar hiçbir surette artırılamaz. Artış %20'nin üzerine çıkmışsa, mahkeme, artış miktarını %20'nin üzerine çıkmayacak şekilde ayarlar.
(3)Bu madde altında yapılan müracaat-lar Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 6. maddesinin ilgili kurallarına göre yapılır ve mahkeme, müracaatı dikkate alarak karara bağlar.
20 Temmuz 1974 tarihinden sonra inşa edilen veya
20 Temmuz 1974 tarihinden önce inşa edilip ilk kez 20 Temmuz 1-974 tarihinden sonra kiralanan konutların kiraları aşağıdaki kurallara göre düzenlenir:
(a)Kira sözleşmesinin sona ermesi üzerine, herhangi bir kiracı kiranın indirilmesi için ihbarlı dilekçe yoluyla Mahkemeye başvurabilir.
(b)Mahkeme konutun durumunu, k-arakterini, bulunduğu semti, tarafların malî durumlarını ve benzeri civar konutların kiralama durumlarını dikkate alarak kirayı saptar.
(c)Bu gibi indirim konutun kirasının yüzde kırkına kadar olabilir.
Herhangi bir yasada aksine kural bul-unmasına bakılmaksızın herhangi bir konutun tasarrufunun yeniden elde edilmesi Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 7. maddesindeki usul ve nedenlere dayanılarak yapılır."


IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 7.
Her Türk yurttaşı, hiçbir ayırım göz-etilmeksizin, yasa önünde eşittir.
Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.

Madde 31.
Her Türk yurttaşı, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyle ve yasa ile sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanıl-masına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk, kent ve ülke plânlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa -ile konabilir.
Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlamalar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.
Devletin, yeraltı suları, madenler, eski eserler ve yasa ile sahipsiz taşınmaz -mal olarak nitelendirilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır.



V. İNCELEME:
Duruşma sırasında ileri sürülen iddia ve gerekçeler, iptali istenilen yasa hükümleri, Anayasaya aykırılık iddiasına dayanıklık eden ve konuyu ilgilendiren Anayasa metinle-ri incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Kira Kontrol Yasalarının kısa bir tarihçesini yapmakta yarar görüyoruz.

İkinci Dünya harbi başladıktan sonra her yerde olduğu gibi Kıbrıs'ta da inşaat etkilenmiş ve sömürge hükümeti Ekim 1942'de kira a-rtışını ve tahliye hükmü almayı kısıtlayan bir yasa geçirmiştir. Bu yasaya göre Belediye bulunan yerlerde, belediye merkezinden kutru 5 mil olan saha kira kontrol sahası addolundu ve bu saha dahilinde kalan tüm taşınmaz malların kira artışını ve tahliye e-mirleri alma hakkını kısıtladı. Bu Yasanın amacı 30 Eylül 1942'de yayınlanan Yasa tasarısına göre taşınmaz malların kirasının 1 Temmuz 1941 tarihinden itibaren yılda %10'dan fazla artışı kısıtlamaktı. Tasarıda ilgili tarih 1 Temmuz 1941 olarak belirtilme-kle beraber Yasa geçtiğinde kira artışı 1 Mart 1941'den başlamak üzere kısıtlanmıştır. Yasanın 5. maddesi Yasa uyarınca kiraları tesbit etmek için kurulan encümenin kararı olmadıkça malsahibinin 1 Mart 1941'deki kiradan fazla kira almasını men etti. Anca-k Yasanın öngördüğü bazı hallerde malsahibine kirayı artırmaya yetki verdi. Buna ilâveten gerel malsahibine gerekse kiracıya kurulan encümenlere müracaat ederek makul kiranın saptanmasını istemeye hak verdi. Bu yasa geçirildiğinde kira kontrol sahasında -kalan tüm ikamet için kullanılan konutlar ve iş yerleri kira kontrol Yasasına tabi tutuldular. Ancak Yasanın 3. maddesi Vali Meclisine bir Emirname ile bazı konut veya işyerlerini kira kontrolundan çıkarma yetkisi verdi. Nitekim bu maddeye dayanarak 5 Ha-ziran 1946'da yayınlanan A.E. 201 Emirname ile Vali Meclisi 1945 yılı içinde veya daha sonra tiyatro, sinama veya kabare olarak kullanılan ve emirnamenin resmi gazete'de yayınlanmasından sonra tamamlanan ve ilk defa icar edilen ikametgâh ve işyerleri kontr-ol Yasası dışında bırakıldılar. Söz konusu Yasa birkaç değişikliğe tabi tutulduktan sonra 3 Mart 1954'de konsolide edilerek Fasıl 86 Kira Kontrol Yasası tahtında yeni bir yasa olarak çıkarıldı. Yasanın 3. maddesi Yasanın amacının ne olduğunu belirtmiştir-. Bu maddeye göre Vali Meclisi toplumun iyiliği için ikametgâh ve işyerlerini nisfete uygun kira ile tasarrufu teminat altına almak için lûzumlu addederse Vali Meclisi bir Kontrol Emirnamesi ile Adada herhangi bir sahayı kira kontrol sahası olarak ilân ed-ebilir ve böyle bir ilân yapıldığı takdirde Kira Kontrol Yasasının hükümleri uygulanır. Yasanın 3. maddesi Kira Kontrol Yasası yürürlüğe girdiği tarihte daha önceden kira kontrol sahası olarak ilân edilen kira kontrol sahalarının Yasanın 3. maddesi tahtın-da ilân edilmiş olduğunun addolunacağını öngörmektedir. Başka bir deyişle Kira Kontrol Yasasının 3. maddesi Kira Kontrol Yasası geçirildiği ana kadar kira kontrol sahası olarak addolunan sahaların kira kontrol sahası olarak belirlenmesini öngörmüştür. Ay-nı maddenin (2). fıkrasına göre Vali Meclisi Resmi Gazete'de yayınlayacağı bir emirname ile kira kontrol sahasında bulunan herhangi bir ikamet veya işyerini Kira Kontrol Yasasının hükümlerinden muaf tutabilir. Yine bu fıkranın şart bendine göre Kira Kontr-ol Yasası yürürlüğe girdiği ana kadar Vali Meclisince kira kontrol yasaları dışında bırakılan ikamet ve işyerleri dışında bırakılmış addolunur. Kira Kontrol Yasası 1 Mart 1941'de yürürlükte olan kirayı esas almıştır ancak Yasanın 7. maddesi malsahibine ba-zı hallerde bu kirayı artırmaya yetki vermiştir. Bunlar özetle malsahibine, ilgili mala tamirat yaptığı hallerde, tamirat masraflarının senelik %10'unu almaya veya taşınmaz malın mal vergisi veya başka vergileri artırıldığı hallerde bu gibi artırılan kısm-ı almaya hak verdi. Aynı madde Vali Meclisine herhangi bir kira artışının oranını saptamaya yetki verdi. Aynı maddenin (2). fıkrası ise malsahibine ikametgâhlarda %100 ve işyerlerinde de %275 artış yapmaya yetki verdi. Buna ilâveten Yasanın 11. maddesi -taraflara kira encümenlerine müracaat ederek ilgili malın makul kirasını tesbit ettirmeye hak verdi. Vali 30 Aralık 1958'de yayınladığı A.E. 1154 bir Emirname ile 1 Ocak 1959'dan itibaren bütün işyerlerini Kira Kontrol Yasası kapsamı dışında bıraktı. 28 -Nisan 1961'de geçirilen 17/1961 sayılı 1961 Kira Murakabesi (İş Binaları) Yasası ile iş binaları yeniden kira kontroluna tabi tutuldu. Bu Yasanın 3. maddesine göre bakanlar kurulunca amme menfaatı icabı iş yeri binalarının nisfete uygun kira ile varlığını- temin maksadı ile ve tasarrufu teminat altına almak için lûzumlu addedilirse bakanlar kurulu Kıbrıs'ın herhangi bir sahasının bir Emirname ile murakabe sahası ilân edebilir ve bunun üzerine mezkûr saha dahilinde herhangi bir iş binasına o kanun hükümleri -tatbik edilir. Yasanın 2. maddesine göre Yasa yürürlüğe girdiği günden sonra tamamlanıp ilk defa kiralanan herhangi bir iş binası Yasa kapsamı dışında bırakıldı. Yasanın 7. maddesi herhangi bir iş binasının müstecir veya mucirine mahkemeye müracaat edere-k ilgili iş binasının makul kirasını tesbit ettirme hakkını verdi. Yasanın 7. maddesinin (2). fıkrasına göre böyle bir müracaat yapıldığı takdirde mahkeme uygun gördüğü soruşturmayı yaptıktan ve ilgili taraflara istima fırsatı verdikten sonra bilcümle ahv-al ve şerait muvacehesinde makul göreceği gibi ya kira münasebeti mucibince ödenen kirayı tasvip edecek veya onu artıracak veya onu indirecektir.

Fasıl 86 Kira Kontrol Yasasının 3. maddesinin (2). fıkrası uyarınca yürürlükte olan mevzuata göre 5 Hazira-n 1946'dan sonra tamamlanan ve ilk defa olarak icar edilen ikametgâhlar Kira Kontrol Yasasının kapsamı dışında kalmaktadır. 17/61 sayılı 1961 Kira Murakabesi (İş Binaları) Yasasının 2. maddesi uyarınca ise 28 Nisan 1961'den sonra tamamlanan ve ilk defa ic-ar olunan iş binaları Yasa kapsamı dışında kalmaktadır. Kuşkusuz bu gibi binalar belli bir amaç için Yasa dışında bırakılmıştır. Bu amaca daha sonra temas edeceğiz.

21 Aralık 1963 hadiseleri patlak verdikten sonra Genel Komite kira konularının tanzimi -hususunda Kira Tahkik Komisyonları kurdu ve 26.4.1966 tarihinde 1 Mayıs 1966'dan yürürlüğe konmak üzere Kira Tahkik Komisyonu Tüzüğünü çıkardı. Kira Tahkik Komisyonu Tüzüğünün en önemli maddesi müstecirlerin mali kudretlerine göre bir miktar kira ödenmesi-ne emir vermekti. Diğer önemli hükmü de kira ödenmesi için önceden verilmiş emir mevcut olmaksızın hiçbir müstecir aleyhine kira ödememe sebebi ile tahliye emri verilmemesi idi. Bu Tüzük 8 Ocak 1968'e kadar yürürlükte kaldı ve 8 Ocak 1968'de de 1/68 sayı-lı 1967 Kira Tanzim ve Murakabe (Geçici Hükümler) Yasası yürürlüğe girdi. Bu Yasaya göre de 21 Aralık 1963 tarihinden sonra yeni inşa edilen veya ilk defa olarak kiralanan binalara Yasa hükümleri uygulanmaz, Yasanın muhtelif hükümleri arasında müstecirler-in ödeme kudretleri ile mütenasip olarak esas kiraya mahsuben bir miktar kira ödemesini öngören hüküm de bulunmakta idi. Bu Yasanın 10. maddesine göre mahkemelerin tahliye emri yetkileri bazı koşullara tabi tutuldu. Bunların da kira bakımından en önemlis-i mahkemece emrolunan kiranın zamanında ödenmemesi ve yazılı talep ihbarından sonra 21 gün veya daha fazla bir müddet zarfında yine ödenmemiş olması ve dava ikame edilmezden önce de ödeme teklifinde bulunulmaması halinde mahkemeye tahliye emri vermeye yetk-i verdi. Bu Yasa 31 Aralık 1973'e kadar yürürlükte kaldı. 21 Aralık 1973'de yayınlanan 1973 Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasası 1 Ocak 1974'den itibaren yürürlüğe girdi. Bu Yasa halâ daha yürürlüktedir. Bu Yasa ikametgâh ve işyerlerini kapsamaktadır -ancak Yasanın 2. maddesine göre inşaatı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra tamamlanan ve icar edilen herhangi bir ikametgâh veya işyerini kapsamamaktadır. Bu Yasaya göre normal kira herhangi bir gayri menkulun 1963 senesi Aralık ayından evvel en son- ödenen veya ödenmesi icab edeb kirasıdır. Yasanın 3. maddesine göre Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu ikametgâh ve işbinalarının hak ve nısfete uygun kira karşılığında mevcudiyetini ve tasarruf teminatı sağlamak maksadı ile veya amme menfaatının gerekt-irdiği hallerde herhangi bir sahayı bir Emirname ile kontrol sahası olarak ilân edebilir. Yasanın 6. maddesi mucir ve müstecire kiranın karara bağlanması hususunda mahkemeye müracaat etme hakkı verdi. 6. maddenin (3). fıkrasına
göre mahkeme norm-al kiraya %20 eklemek sureti ile elde edilecek miktarı ve müstecirin gelirinin %20'sine eşit miktarı aşmamak ve Yasanın 6(3)(a)(b)(c) fıkralarında belirlenen bazı durumları göz önünde bulundurmak kaydı ile Aralık 1963'den beri aynı ikametgâhı fasılasız işg-al eden müstecirlerin normal kirayı aşan bir kira ödemesini emredebilir.

21 Aralık 1963 ile 10 Mayıs 1968 tarihleri arasında işgal edilen veya icar edilen gayrı menkul malların kirasını, normal kirayı aşmamak koşulu ile Yasanın 6. maddesinin (3). fıkrası-nda belirlenen hükümleri nazarı itibara alarak tesbit etmeye Yasanın 6. maddesinin (4) ve (5). fıkraları Mahkemeye yetki verdi.

Yasanın 7. maddesi tasarrufun yeniden elde edilmesini daha önceki yasalarda olduğu gibi bazı koşullara bağladı. Bu koşulları-n en önemlisi kanunen ödenmesi gereken kiranın zamanında ödenmemesi ve yazılı talep ihbarından sonra 21 gün veya daha fazla bir müddet zarfında ödenmemiş olması ve dava ikame edilmezden önce de ödeme teklifinde bulunulmaması koşuldur.

Daha sonra KTF Mecl-isi 14 Ocak 1977 tarihli birleşiminde Konut Kiralarının Sınırlandırılması Yasasını geçirdi ve yayınlanmak üzere 18 Ocak 1977 tarihinde K.T.F.D. Başkanına gönderdi. Devlet Başkanı söz konusu yasayı Anayasa uyarınca yayınlanmazdan önce Anayasanın 112. madde-sine dayanarak söz konusu Yasanın bazı hükümlerinin Anayasaya aykırı veya Anayasaya uygun olup olmadığı konusunda Anayasa Mahkemesi olarak görüşünü bildirmek için Yüksek Mahkemeye yolladı. Söz konusu yasanın en önemli maddesi 4. maddesi idi. Bu maddenin -(1), (2) ve (3). fıkralarına göre Belediye sınırları dahilinde bulunan bağımsız konutların kiraları ayda 1250.TL ve apartman dairelerinin kiraları ayda 1000.TL'nı aşamaz. Belediye sınırları dışında kalan tüm konutların kiraları ayda 750.TL'nı aşamaz. Yas-anın 4. maddesinin (4). fıkrasına göre ise inşaatı 21 Aralık 1963 tarihinden önce tamamlanan konutların veya apartman dairelerinin tavan kirası, hale göre, maddenin (1), (2), (3). fıkraları kurallarına ve 1973 Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 6. ma-ddesinin (2) ve (3). fıkralarına tabi olmak üzere, normal kiraya %20 eklenmek sureti ile elde edilecek miktardan ibarettir.

21 Aralık 1963 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında tamamlanan konutların tavan kirası ise, hale göre, 4. maddenin (1), (2) veya- (3). fıkra kurallarına tabi olmak üzere, ilk kez kiralandıkları zaman saptanan kira bedeline %20 eklenmek sureti ile elde edilecek miktardan ibaret olduğunu Yasanın 4. maddesinin (5). fıkrası tesbit etti.

Yüksek Mahkeme konuyu inceledikten sonra 2/77 -sayılı görüş bildirisinde görüşünü 16.3.1977'de belirtti. Görüş bildirisinde Konut Kiralarının Sınırlandırılması Yasasının 4, 7, 11 ve 12. maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu görüşü belirtildi. Devlet Başkanı Yüksek Mahkemenin, Anayasa Mahkemesi olarak -yukarıda belirtilen görüşünü aldıktan sonra Anayasaya uyarak söz konusu Yasayı Resmi Gazete'de yayınlamadı ve bu nedenle söz konusu Yasa yürürlüğe girmedi. Ancak daha sonra Bakanlar Kurulu Anayasanın 88. maddesine dayanarak 21 Ekim 1977'de A.E.199 ile 197-7 Kira Denetim (Geçici Kurallar) Kararnamesini yaptı. Kararnamenin 3. maddesi herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın Kararnamenin 4. maddesinin kurallarına tabi olmak kaydı ile tüm konutların 20 Temmuz 1974 tarihindeki kiralarını dondu-rdu. Yasanın 4. maddesinin (1). fıkrası 20 Temmuz 1974 tarihinden evvel inşa edilen her konutun kiracısı 20 Temmuz 1974 tarihinde cari olan kirayı ödemekle yükümlü olduğunu hükme bağladı. Maddenin (2). fıkrası ise 20 Temmuz 1974 tarihinde veya daha evvel- kiralanan bir konutun icar sözleşmesinin sona ermesi üzerine malsahibi konutun 20 Temmuz 1974 tarihinde cari olan kirasına %10'u aşmayan bir artış isteyebilir. Ancak 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra kiralanan ve bu fıkranın uygun gördüğü artış üzerinde bi-r artışı içeren kiralar hiçbir suretle artırılamaz. Maddenin (3). fıkrası ise kiracıya konutun durumu, karakteri, bulunduğu semt ve benzeri civar konutların kiralama durumları nedeni ile bu gibi artışı ödemeyi reddetmeye yetki verdi. 4. maddenin (4). fık-rası ise kiracının (2). fıkrada belirlenen artışı vermemesi halinde malsahibine mahkemeye ihbarlı dilekçe yolu ile başvurma yetkisi verdi ve mahkeme de maddenin (3). fıkrasında belirlenen hususları dikkate alarak malsahibinin dilekçesini reddetmeye veya 20- Temmuz 1974 tarihinde cari olan kiranın %10'unu aşmamak kaydı ile kirayı artırmaya yetki verdi. 4. maddenin (5). fıkrası ise 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra inşa edilen konut kiralarının tesbiti hususunda gerek malsahibine gerekse kiracıya kira sözleşmes-inin sona ermesi üzerine mahkemeye müracaat etme hakkını tanıdı. Mahkeme konutun durumunu, karakterini, bulunduğu semti, tarafların mali ve sosyal durumlarını ve benzeri civar konutların kiralama durumlarını dikkate alarak kirayı saptar. Ancak bu gibi ar-tırma veya indirim konutun kirasının %20'sini geçemez. Kararnamenin 5. maddesine göre herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın herhangi bir konutun tasarrufunun yeniden elde edilmesi, Kira Denetim (Geçici Kurallar) Yasasının 7. maddesind-eki usul ve nedenlere dayandırılarak yapılmasını öngörmüştür. Kararname 21 Ekim 1977'de yürürlüğe girmiştir. Bu Kararname 2/78 sayılı Yasa ile 17 Ocak 1978 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Yukarıdaki Kararnameden sonra K.T.F.Meclisi 29.12.1977 tari-hli birleşiminde "Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasası'nı geçirdi ve Anayasanın 74. maddesi gereğince K.T.F.D.Başkanı tarafından Resmi Gazete'de 17 Ocak 1978'de 2/78 sayılı Yasa olarak yayınlandı. Anayasa Mahkemesi olarak Yüksek Mahkeme- tarafından incelenip karara bağlanması gereken konular işbu 2/78 sayılı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerinin Anayasaya aykırı olup olmadığıdır. İlgili Yasanın 3 ve 4. maddeleri biribirine bağlı olduğundan her iki maddeyi birlikte incelemeyi uygun gördük. Yas-anın 3. maddesi Kararnamenin 3. maddesinin tamamen aynıdır. Yasanın 4. maddesinin (1). fıkrası Kararnamenin 4. maddesinin (1). fıkrasının aynıdır. Yasanın 4. maddesinin (2). fıkrası Kararnamenin 4. maddesinin (2). fıkrasının benzeri olmakla beraber tamam-en aynı değildir. Yasanın 4. maddesinin (2). fıkrasına göre 1 Ocak 1974 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında kiralanan bir konutun icar sözleşmesinin sona ermesi üzerine malsahibi konutun 20 Temmuz 1974 tarihinde ödenmekte olan kirasına %10'u aşmayan bir- artış isteyebilir. Ancak 20 Temmuz 1974 tarihinden önce de kirada olup da 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra yapılan bir kira sözleşmesi uyarınca kiralanan ve bu fıkranın uygun gördüğü artışın üzerinde bir artış içeren haller hiçbir surette artırılamaz. Ar-tış %20'nin üzerine çıkmışsa mahkeme artış miktarını %20'nin üzerine çıkmayacak şekilde ayarlar. Yasanın 4. maddesinin (4). fıkrası ise 20 Temmuz 1974'den sonra inşa edilen veya 20 Temmuz 1974 tarihinden önce inşa edilip ilk kez 20 Temmuz 1974 tarihinden -sonra kiralanan konutların kiralarını ilgilendirmektedir. Bu fıkraya göre kira sözleşmesinin sona ermesi üzerine kiracıya kiranın indirilmesi için Mahkemeye müracaat etmek hakkı vermektedir ve böyle bir müracaat yapıldığı takdirde Mahkeme konutun durumunu-, karakterini, bulunduğu semti, tarafların mali durumlarını ve benzeri civar konutların kiralama durumlarını nazarı itibara alarak Mahkeme konut kirasında %40 kadar indirim yapabilir. 2/78 sayılı Yasanın 4. maddesinin kira ile ilgili hükümleri görüş bildi-risinde konu olan Konut Kiralarının Sınırlandırılması Yasası'nın 4. maddesinin kiralarla ilgili hükümlerle kıyaslandığında, 2/78 sayılı Yasa'daki hükümlerin daha önce Anayasaya aykırı olduğu hususunda görüş bildirisinde bulunan hükümlerle hemen hemen aynı -olduğu açıkça görülmektedir. Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak 2/77 sayılı görüş bildirisinde kira sınırlandırılması ile ilgili 4. madde hususunda aynen şöyle demiştir:
"Konutların toplumu çeşitli yönlerden ilgilendiren büyük önemi olduğu aşikârdı-r. Konut darlığının bulunduğu ülkelerde Devletçe tedbir alınmadığı takdirde, talebin fazlalığı dolayısıyle kiralar anormal şekilde yükselir ve bu yükseliş istihkak maddelerinin fiyatları üzerinde de etkilerini gösterir ve hayat pahalılığına sebep olur. B-u gerçek birçok memleketlerde de kabul edilmiş ve kira konusunda çeşitli tedbirler alınmıştır. Hayat pahalılığı toplumda huzursuzluk yaratan bir olaydır. Toplumu buna karşı korumak amacı ile Devletçe tedbir alınmasının kamu yararına bir müdahale teşkil e-ttiğinden şüphe edilemez. Aynı amaç ile kiraların kontrol altına alınması da kamu yararına olan sebeplerin birisinden sayılabilir. Devletin bu konudaki müdahalesi, mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile sınırlandırılabileceğini öngören Anayasanın 31. ma-ddesinin kapsamına girebilir. Bu sebepler göz önünde tutularak konut darlığı mevcut olduğu ve devam ettiği sürece, kanun koyucunun kira konusunu düzenlemesinin ve bu alanda sınırlamanın, Anayasanın 6. maddesi anlamında mülkiyet hakkının özüne dokunmamak k-oşulu ile, yapılabileceği ve böyle bir müdahalenin kamu yararına olabileceği görüşündeyiz.

Ancak Devlet Anayasa'nın 31. maddesi ile korunan mülkiyet hakkını "kamu yararı amacıyle" sınırlarken bu "yararın" sacede bir zümre veya sınıf için değil de genel o-larak kamunun tümü için olması gerekir. Yasanın 4. maddesinde, Devlet Başkanı adına yapılan iddialarda ileri sürüldüğü gibi, tavan koymakla kiralar bir çırpıda kısıtlanırken kiracı ve malsahibinin maddi durumları ve konutun maliyet, büyüklük, bulunduğu ye-r, vergisi ve onarım masrafları dikkate alınmamaktadır. Bu durumun, malsahipleri yönünden hakkaniyet ve adalet prensipleri ile bağdaşamadığı aşikârdır.

Fiyatlarda görülen yükselişin meşru sınırları aşarak haksız kazançlara meydan bırakılmaması iktisadi -alanın tümünü kapsayan etkili tatbikata gidilmek suretiyle piyasada genel bir fiyat istikrarının sağlanmasına bağlı bulunduğu ve fiyat istikrarına önemli etki yapan unsurlardan birinin de taşınmaz mal sektörü olduğu kabul edilebilir. Kira konusu iktisadi -hayata etki yapan önemli bir faktör olmakla beraber bunun yalnız başına ele alınması istenen sonuçları sağlamaya etkili olmayabilir. Mal sahiplerinin taşınmaz mallara yatırdıkları sermaye gelirinin Yasanın 4. maddesinde öngörüldüğü gibi kısıtlanması gelir-lerin de dağılışında mal sahipleri zararına ve kiracılar yararına bir değişiklik getirmiş olur. Bu sonuç, yurttaşların, haklarda ve yükümlülüklerde eşitlik prensibine tamamıyle aykırıdır. Yasa, kiraların fiyat yükselişlerine göre adalete ve iktisadi şart-ların gereklerine uygun bir şekilde ayarlanmasına elverişli olsaydı, böyle bir sonuç doğmamış olurdu. Yasanın 4. maddesinde öngörülen sınırlamalar, kanaatımızca, daha önce de belirtildiği gibi adalet ve eşitliğe aykırı durumlar doğuracağı ve bu yüzden mal-sahibi yurttaşlar arasında huzursuzluk yaratacağı ve diğer yurttaşlar üzerinde de etkilerini göstermekten geri kalmayacağı cihetle, bunların "kamu yararını" sağladığı kabul edilemez."


Yüksek Mahkeme Anayasa Mahkemesi olarak görüş bildirisinde, Türkiye An-ayasa Mahkemesinin kiraların sınırlandırılması ile ilgili verdiği 1973-67 sayılı ve 26 Mart 1963 günlü kararından büyük çapta iktibaslar yapmıştır. Bu iktibasları bu kararda da aynen tekrarlamaya gerek yoktur. Yüksek Mahkeme görüş bildirisinde kiraları i-lgilendiren Yasanın 4. maddesinin hükümlerinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğunu Salih S. Dayıoğlu'nun karşı oyu ile ve oyçokluğu ile ve 31. maddesine de aykırı olduğunu oybirliği ile belirtti.

K.T.F.D. Anayasasının başlangıç kısmı Anayasanın amacı-nın insan hak ve özgürlüklerini, sosyal adaleti, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek olduğunu belirtmektedir. Anayasanın 1. maddesi de açıklıkla K.T.F.Devletinin demokrasi, sosyal adalet ve h-ukuk üstünlüğü ilkelerine dayanan bir cumhuriyet olduğunu öngörmektedir. Anayasanın 4. maddesi yasaların Anayasaya aykırı olamıyacağını öngörmektedir. Anayasanın 5. maddesi kişilerin dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip old-uğunu öngörmektedir. Aynı madde Devletin kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırmasını ve insanın maddi ve manevi va-rlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlamasını öngörmektedir. Anayasanın 7. maddesi herkesin yasa önünde eşit olduğunu ve hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınmadığını öngörmektedir. Anayasamızın 9. maddesi ise her Türk yurttaşını-n yaşamak, maddi ve manevi varlığını geliştirmek hakkına ve kişi özgürlüğüne sahip olduğunu öngörmektedir. Anayasanın 31. maddesi her Türk yurttaşının mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğunu, bu hakların ancak kamu yararı amacı ile ve yasa ile sınırlan-abileceğini öngörmektedir. Aynı maddenin (2). fıkrası mülkiyet hakkının kullanılmasına kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk gibi nedenlerle gerekli kısıntı veya sınırlamaların yasa ile konulabileceğini öngörmektedir. Ancak malvarlığının ekonomik değ-erini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlamalar için derhal bir tazminat ödenmesini ve anlaşmazlık halinde tazminatın hukuk mahkemeleri tarafından saptanmasını öngörmektedir. Kuşkusuz Anayasada verilen haklar mutlak ve sınırsız değildir. Bu gibi hallerde il-gili Anayasa maddelerinde belirlendiği şekilde veya Anayasanın 6. maddesinde belirlendiği şekilde özüne dokunmadan kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlâk, sosyal adalet, anayasal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi neden-lerle yasalar ile kısıtlanabilir. Birçok uygar ülkelerde genellikle bir bunalım devresinde özellikle harp veya başka fevkalâde hallerin meydana gelmesi halinde yeni konut veya iş yerleri inşa edilemediğinden konut ve işyeri darlığı doğmaktadır. Bu gibi h-allerde kiracıların tasarruflarının teminat altına alınması kuşkusuz kamu yararınadır. Bu gibi durumlarda iki hak biribiri ile çatışmaktadır. Bunlardan biri malsahibinin mülkiyet hakkıdır ki bir mal sahibinin genel ilke olarak malını dilediği şekilde kul-lanabilmesi gerekir, diğeri de darlık veya buhran devrelerinde kiracıların, taşınmaz malı kiracı olarak, tasarruf etme hakkını teminat altına almaktır. Bu gibi hallerde devletin görevi kamu yararına olduğu nedeni ile bir zümrenin haklarını korurken, hakl-arı sınırlandırılan kişilerin de haklarını koruması gerekir. Bu ancak kamu yararına gerekli sınırlamaların adalet ve hakkaniyet ölçüleri dahilinde yapılması ile sağlanabilir. Başka bir deyişle çatışan mal sahiplerinin mülkiyet hakkı ile kiracıların kamu -yararı hakları arasında bir denge kurulması gerekir. 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri konutların kiralarını dondurmakla ve konutların tasarrufunun elde edilmesini bazı koşullara bağlamakla konutların malsahiplerinin mülkiyet hakkını sınırlandırdığına- kuşku yoktur. Bu aşamada 2/78 sayılı Yasanın getirdiği sınırlamaların daha önce belirtilen adalet ve hakkaniyet ölçüleri dahilinde yapılıp yapılmadığı ve malsahiplerinin hakları ile kiracıların hakları arasında adil bir denge kurulup kurulmadığının araşt-ırılması gerekir.

Yasanın 4. maddesinin (1). fıkrası genel olarak konut kiralarının 20 Temmuz 1974 tarihinde ödenen miktarda dondurulduğunu öngörmektedir. 20 Temmuz 1974 tarihinde ödenen kiralar acaba ne idi? Bilindiği gibi, 1973 Kira Kontrol Yasası 20- Temmuz 1974'de yürürlükte olduğu gibi, 2/78 sayılı Yasa yürürlüğe girdiğinde de yürürlükte idi. Kira Kontrol Yasası'nın 6. maddesi daha önce belirtildiği gibi konut ve işyerlerinin kirasını 21 Aralık 1963'de ödenen kira seviyesinde tutmuştur. Ancak bazı- hallerde bu kiranın %20'ye kadar artırılmasını öngörmüştür. Görülüyor ki 2/78 sayılı Yasanın 3. maddesinin öngördüğü 20 Temmuz 1974 tarihindeki kiralar da serbest kira değildi, bu da 1973 Kira Kontrol Yasasına göre Aralık 1963'deki kira miktarı veya en f-azla bunun %20 artırılması ile elde edilen kiradır. 2/78 sayılı Yasanın 4. maddesinin (2). fıkrası ise
1 Ocak 1974 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında kiralanan bir konutun kirasına da en fazla %10 artış yapılabileceğini öngörmektedir. Yasanın 4. madd-esinin (4). fıkrası da 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra inşa edilen veya ilk defa olarak 20 Temmuz 1974 tarihinden sonra icar edilen konutların kiralarının mahkeme emri ile %40'a kadar indirilebileceğini öngörmektedir. Bu gibi konutlar için herhangi bir ar-tış konu değildir ve malsahibine artış talebinde bulunması için dahi yetki vermemektedir. Bilinen bir gerçektir ki 20 Temmuz 1974'den sonra hayat pahalılığı K.T.F.Devletinde dev adımlarla ilerlemiş ve K.T.F.Devletinde tedavülde bulunan Türk parasının değe-ri asgari olarak muhtelif zamanlarda 5 misli düşürülmüştür. Bilindiği gibi 20 Temmuz 1974'de veya ondan hemen sonra Türk lirasının sterling'e olan karşılığı takriben 1 sterling 31.50TL idi. 10.4.1977'de ise
1 sterling 51.TL idi. Halbuki şimdi ise 1 ste-rling 192.TL'dır. 20 Temmuz 1974'den sonra elzem gıda maddelerinde dev adımlarla artış olduğu gibi, diğer bütün maddelerde, inşaat malzemeleri de dahil, dev adımlarla artış meydana geldiği bilinen bir gerçektir. Örneğin pilicin okkası 31 Mayıs 1974'de 22-.50TL idi. (bak A.E.57). 12.1.1977'de okkası 40TL oldu (Bak A.E.4). Şimdi ise okkası 170TL civarındadır. Ekmek 2.2.1977'de 700 gramı 3 ½ TL idi (bak A.E.19). Şimdi ise 15TL'dır. Şekerin okkası 28.2.1974'de 11.70TL idi (bak A.E.19), 10.5.1975'de ise y-ine 11.70TL idi (bak A.E.34). Şimdi ise 65TL'dır. Etin okkası 26.8.1977'de 75TL civarında idi (bak A.E.159). Şimdi ise etin okkası 200 ile 240TL civarındadır. İnşaat malzemelerinde çimentonun fiyatı 23.9.1977'de 50 klg.lık torbaları 38TL olarak saptand-ı (bak A.E.185). Şimdi ise 50 klg.lık torbaların fiyatı 250TL civarındadır. 2/78 sayılı Yasada elzem gıda ile diğer maddelerin fiyatlarının hayat pahalılığının artması halinde kiraların da artırılabileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Görü-lüyor ki tüm maddelerin fiyat artışı karşısında kiralar dondurulmuştur. Bu da açıkça gösteriyor ki kiralar diğer maddelerin fiyat yükselişlerine göre adalet ve ekonomik şartların gereklerine uygun bir şekilde ayarlanmamaktadır. Sömürge devrinde yapılmış -olan kira kontrol yasaları dahi, herhangi bir Anayasa yürürlükte olmamakla beraber adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak diğer maddelerin fiyat artışları göz önünde tutularak kiraların artırılmasına yasa ile olanak tanınmıştı. Gerek sömürge devrind-e ve gerekse Cumhuriyet devrinde yürürlükte olan kira yasalarına göre gerek malsahibi ve gerek kiracının mahkemeye müracaat ederek taşınmaz malın makul kirasını tesbit ettirme hakkı vardı. Yüksek Mahkeme Anayasa Mahkemesi olarak 2/77 sayılı görüş bildiris-inde kiraların diğer maddelerin fiyat yükselişlerine göre adalet ve iktisadi şartların gereklerine uygun bir şekilde ayarlanmasına elverişli olması halinde yurttaşlar arasında eşitlik ilkesinin zedelenmediğini belirtti.

Yukarıda belirtilenler ışığında ki-raları donduran Yasanın 3. maddesi ve bazı kiraların azami olarak %10 veya %20 kadar artışını öngören hükümlerin hukuk kurallarına, adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun olduğu veya kiracı ile malsahipleri arasında çatışan haklar arasında denge kurduğu söy-lenemez. 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri veya başka herhangi bir maddesi konutların kiralarının artan fiyatlara göre ayarlanmasını öngörmediğinden, ilgili Yasa maddeleri K.T.F.Devleti Anayasasının hukuk devleti ile hukuk üstünlüğü ilkesine, Anayasan-ın 7. maddesinde belirlenen eşitlik ilkesine ters düştüğüne ve Anayasanın 31. maddesinde belirlenen mülkiyet hakkının kullanılmasını da özünden zedelemekte olduğuna kuşku yoktur.

Yukarıda belirtilenlerden ötürü 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddelerinin An-ayasa'nın başlangıç kısmına 1, 7 ve 31. maddelerine aykırı olduğuna karar verilmesi gerekir. Yargıç Şakir Sıdkı İlkay bu görüşe değişik gerekçe ile katılmaktadır. Yargıç Salih S. Dayıoğlu Anayasa Mahkemesinin 2/77 sayılı görüş bildirisinde Anayasanın 7. -maddesinde yer alan eşitlik ilkesi hakkında serdettiği görüşleri o konunun olguları muvacehesinde aynen muhafaza ettiği, ancak 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri ile öngörülen kira dondurulması esas itibarıyle ekonomik açıdan şimdi gülünç durumda kalan -kiraların dondurulması söz konusu olduğundan ve 1963 ile 1980 koşullarının kıyas kabul etmiyecek kadar değiştiği gerçeği karşısında kiracı lehine ve mal sahibi aleyhine o kadar büyük bir ayrıcalık yarattığından, böyle bir sınırlandırmanın hakkın özünü zede-leyici aşırı bir sınırlandırma olduğuna kuşku olmadığı ve bu nedenle 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddelerinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğuna karar vermenin kaçınılmaz olduğu görüşünü belirtti.

2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi herhangi bir yasada a-ksine kural bulunmasına bakılmaksızın herhangi bir konutun tasarrufunun yeniden elde edilmesinin Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 7. maddesindeki usul ve nedenlere dayanılarak yapılmasını öngörmektedir.

Hiç kuşku yoktur ki Yasanın bu maddesi Yasa-nın 3 ve 4. maddelerine etkinlik sağlaması için konulmuş bir maddedir. Yasanın 3 ve 4. maddeleri konut kiralarının dondurulmasını ve düzenlenmesini öngördükten sonra o maddelerdeki amacın yerine getirilmesini sağlayabilmek için Yasanın 5. maddesinde konan- hükmün konması zorunluluğu olduğuna şüphe yoktur. Bu madde konmamış olsa idi Yasanın 3 ve 4. maddelerinin en ufak bir etkisi olmayacaktı, çünkü mal sahipleri kira anlaşmaları sona erdikten sonra herhangi bir kira artışı talebinde bulunmadan doğrudan doğr-uya kiracının konutları tahliye etmesini isteyebileceklerdi.

Yukarıda söylenenlerden açıkça görülüyor ki Yasanın 5. maddesi kendi başına bir hüküm ifade etmesi için konmuş bir madde değildir. Yasanın konut kiralarının dondurulması ve düzenlenmesini ilgi-lendiren 3 ve 4. maddelerin daha önce belirtildiği gibi Anayasa'ya uygun olmadığına karar verildiğine göre Yasanın 5. maddesinin herhangi bir anlam veya hüküm ifade etmemesi gerekir. Başka bir deyişle Yasanın 5. maddesinin de Anayasaya özellikle Anayasanı-n başlangıç kısmına ve 1. maddesine aykırı olduğunun bulunması gerekir. Aksi takdirde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırı bulunan 3 ve 4. maddelerin Anayasaya aykırı bulunmalarına rağmen uygulanmasına devam edilecektir. Halbuki bu husus Anayasa-nın 114. maddesinin (3). fıkrasına da aykırıdır. Çünkü bu maddeye göre Anayasaya aykırı bulunan herhangi bir yasanın belli bir kuralı mahkeme huzurunda olan işleme uygulanmaz.

Yargıç Şakir Sıdkı İlkay ile Aziz Altay bu görüşe katılmamaktadır.

SONUÇ:
S-onuç olarak 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddelerinin Anayasanın başlangıç kısmına, 1, 7 ve 31. maddelerine Yargıç Şakir Sıdkı İlkay'ın değişik gerekçeleri ve oy birliği ile, aykırı olduğuna; 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesinin Anayasanın başlangıç kısmına v-e 1. maddesine, Yargıç Şakir Sıdkı İlkay'ın ve Aziz Altay'ın karşı oyları, Başkan Ülfet Emin ve Yargıç N. Ergin Salâhi'nin ek gerekçeleri ve oy çokluğu ile aykırı olduğuna karar verilir.


(Ülfet Emin) (Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan Yar-gıç


(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay)
Yargıç YargıçYargıç



EK GEREKÇE

İkinci bir husus da 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesinin Anayasaya aykırı olmadığı bulunduğu takdirde bir kaotik durum doğacaktır. Kira Kontrol (Ge-çici Hükümler) Yasasının 7. maddesinin (1). fıkrasının (a) bendi bir ikametgâh için tahliye emrinin kira ödenmediği hususlarında nasıl alınabileceğinin koşullarını vazetmektedir. Bu 7(1)(a) maddesine göre 'kanunen ödenmesi gereken kiranın' zamanında ödenm-emesi ve yazılı talep ihbarından sonra 21 gün veya daha fazla bir müddet zarfında yine ödenmemiş olması ve dava ikame edilmeden önce de ödeme teklifinde bulunulmaması halinde mal sahibine tahliye emri alma hakkı vermektedir. Görülüyor ki ilgili maddenin e-n başında 'Kanunen ödenmesi gereken kira'dan bahsedilmektedir. 'Kanunen ödenmesi gereken kira' ise bu maddeye göre hiç kuşku yoktur ki aynı Yasanın 6. maddesinde öngörülen kira demektir. Bu Yasanın 6. maddesinde öngörülen kira sadece 21.12.1973'e kadar i-nşaatı tamamlanan ve icar edilen konutları kapsar. Ondan sonra inşa edilen ve icar edilen konutları Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasası kapsamaz. Bu durumda 21.12.1973'den sonra inşa edilen ve icar edilen konutlar için kanunen ödenmesi gereken kiranın -ne olduğu hususunda 2/78 sayılı Yasanın 3 ve 4. hükümleri Anayasaya aykırı olduğu bulunduktan sonra yasal herhangi bir hüküm yoktur. Bilindiği gibi kira kontrol yasalarının şamil olmadığı binalar için mal sahipleri binalarını icar etmek için diledikleri k-ira miktarını talep etme hakkına sahiptir. Herhangi bir kira anlaşması bulunmadığı hallerde de binanın herhangi bir şekilde işgal edilmesi veya işgal edilmesine devam edilmesi hallerinde mal sahipleri işgalden dolayı makul zarar ziyan veya makul tazminat -alma hakkına sahiptir. Bundan açıkça görülüyor ki 21.12.1973'den sonra inşa edilen ve icar edilen konutlar için Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 7(1)(a) maddesinin öngördüğü gibi 'kanunen ödenmesi gereken herhangi bir kira' saptanmış değildir. 'K-anunen ödenmesi gereken kiranın' ne olduğu hususunda yasa ile saptanmadan, 'kanunen ödenmesi gereken kiranın' ödenmemesi halinde tahliye emri verilir diye bir hüküm içeren herhangi bir yasa maddesi genel hukuk kurallarına aykırı olur. Hukuk üstünlüğü ve h-ukuk ilkelerini benimseyen ve kabul eden bir Anayasa genel hukuk kurallarına aykırı olan bir yasa hükmünün yasada yer almasını öngörmez. 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi kuşkusuz mal sahiplerinin mülkiyet haklarını sınırlamaktadır. Bu madde mal sahibinin m-ülkiyet hakkını sınırlarken mal sahibinin kiralama veya mülkünü kullanma hakkını adalet ve iktisadi şartların gereklerine uygun bir şekilde ayarlaması gerekir. Yasanın 3 ve 4. maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı hususları incelenirken bu gibi haller-de yapılan sınırlamanın adalet ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde yapılması ve kişinin mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında adalet ve hakkaniyete uygun bir dengenin kurulması gerektiği belirtilmiştir. 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi veya başka herhang-i bir maddesi kiraların fiyat yükselişlerine göre adalet ve iktisadi şartların gereklerine uygun bir şekilde ayarlanmasını öngören herhangi bir hüküm içermemektedir. Bu durumda 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan sınırlama adalet ve hakkaniyet çerç-evesi dahilinde yapılmadığı gibi mal sahibinin mülkiyet hakkı ile kiracılara konut tasarruf teminatı sağlayan kamu yararı arasında adil ve hakkaniyete uygun bir denge kurmuş değildir.

Konut ve işyeri darlığı olan hallerde kiraların uygun koşullarla ayarl-anması ve tasarrufun elde edilmesinin uygun koşullarla sınırlanması ne kadar kamu yararına ise, konut veya işyeri darlığının giderilmesi için konut veya işyerlerinin inşa edilmesini teşvik eden önlemlerin alınması veya yasaların yapılması da kamu yararına -olduğuna kuşku yoktur. Devlet yeni konut veya işyerlerinin inşa edilmesi hususunda gerekli önlemleri alamadığı hallerde yeni konut veya işyerleri inşa edilemeyeceğinden konut ve işyeri darlığı bir o kadar daha artacak ve bir konut ve işyeri darlığı buhran-ı doğacaktır. Bu durumda kiraların artırılmasını sınırlayan herhangi bir yasanın yeni inşaatların yapılmasını önlemeyecek nitelikte olmasının ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkar. Bu da ancak genellikle inşa edilecek olan yeni inşaatların kira kontrol ya-saları kapsamı dışında bırakılmaları ile elde edilebilir. Nitekim daha önce belirttiğimiz gibi Sömürge devrinde dahi sömürge yasaları Haziran 1946'dan sonra yapılan konut ve işyerlerinin yasa kapsamı dışında bırakmıştır. Hatta 1958'de işyerlerini tamamen- serbest bırakmıştı. Cumhuriyet devrinde işyerleri darlığı başgösterdiğinde işyerleri yeniden kira kontrol yasaları kapsamına alındı, ancak yine 1961'den sonra yapılan işyerleri kira kontrol yasası kapsamı dışında bırakıldı. 21.12.1963'de yürürlükte olan- Kira Kontrol Yasalarına göre Haziran 1946'dan sonra inşa edilen konutlar Kira Kontrol Yasası kapsamı dışında idi. Bu da açıkça gösterir ki daha önce yeni inşaatların yapılması daima teşvik edilmekte idi. 21.12.1973'den sonra yapılan ve 2/78 sayılı Yasa -yürürlüğe girdikten sonra yapılacak olan konutların maliyet fiyatı artışlarını nazarı itibara almayan ve bu gibi konutların kiralarının diğer maddelerin fiyat artışlarını gözönünde tutarak adalet ve ekonomik koşulların gereklerine uygun bir şekilde ayarlam-asını öngörmeyen, mülkiyet hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü mal sahiplerinin mülkiyet hakkının özünü zedeleyeceğine kuşku yoktur.

2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi diğer maddelerin fiyat artışlarına uygun olarak bir kira ayarlamasını öngörmediğind-en veya böyle bir kira ayarlamasına elverişli olmadığından söz konusu maddenin Anayasaya aykırı bulunması gerekir.


(Ülfet Emin) (N. Ergin Salâhi)
Başkan Yargıç



KARŞIOY YAZISI
Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından karar için -Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye sunulan soru 2/1978 sayılı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerinin Anayasa'nın 7 ve 31. maddelerine aykırı olup olmadığıdır.

Havalenin yapılmasını isteyen davacı tarafı, havalenin duruşmasında, Yasanın sözü -edilen maddelerinin Anayasa'nın 7. maddesine aykırı olduğu iddiası üzerinde durmadı. Mamafih, sırası gelmişken söylemek yerinde olur ki Yasanın 4. maddesinin (1). fıkrasının Anayasa'nın 7. maddesine aykırı olduğu açıkça gözükmektedir. Yasanın 4. maddesin-in (1). fıkrası 20.7.1974'den sonra ilk defa kiralanan konutların kirasının düşürülmesi için kiracıya mahkemeye müracaat hakkı tanıdığı ve aynı şekilde mal sahibine kirayı yükseltmek için müracaat hakkı tanımadığı cihetle Anayasa'nın 7. maddesindeki eşitli-k ilkesine ters düşer. Esasen bu fıkranın 7. maddeye ters düştüğü davalıların avukatları tarafından da teslim edilmiştir.

Bu havalede asıl tezekkür edilmesi gereken husus Yasanın sözü edilen maddelerinin Anayasa'nın 31. maddesine aykırı olup olmadığıdır-.

Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerinin konut mal sahiplerinin haklarına getirmiş olduğu sınırlamalar iki türlüdür: (a) 3 ve 4. maddelerin kiralara getirdiği sınırlama ve (b) 5. maddenin tahliye hakkına getirdiği sınırlama.

İlkin 3 ve 4. maddelerin Anayasa-'nın 31. maddesine aykırı olup olmadığı hususunu incelemeyi uygun gördüm.

Yasanın 3. maddesi konutların 20 Temmuz 1974'deki kiralarının dondurulduğundan söz etmekle beraber 4. maddenin (1) ve (2). fıkralarına bakıldığında 20 Temmuz 1974'deki kiralara hal-e göre %10 veya %20 oranında bir artış yapılmasına cevaz verdiği görülür. Aynı maddenin (4). fıkrası ise, daha önce de belirtildiği gibi, 20.7.1974'den sonra ilk defa kiralanan konutların kirasının %40'a kadar düşürülebilmesi için kiracıya mahkemeye mürac-aat hakkı tanır.

Görüleceği gibi Yasanın 3 ve 4. maddeleri konut mal sahiplerinin kira hakkını tahdit etmekte ve kiraların hemen hemen 20.7.1974'deki düzeyde tutulmasını öngörmektedir. Bu durumda 3 ve 4. maddelerin konut mal sahiplerinin mülkiyet haklar-ına sınırlama getirmiş olduğu açıktır.
T.C. Anayasa Mahkemesi 26.3.1963 günlü ve 1963/3-7 sayılı kararında (A.M.K.D. sayı 1, s.147, s.152-154'de) şöyle demiştir:
"Gayrimenkullerin, mesken ve iş yeri olarak çeşitli yönlerden toplumu ilgilendiren büyük öne-mi vardır. Bu yönlerden birisi de iktisadi alandır. Mesken ve iş yeri darlığının bulunduğu memleketlerde, Devletçe tedbir alınmadığı takdirde, talebin fazlalığı dolayısıyle kiralar anormal şekilde yükselir. Bu yükseliş istihkak maddelerinin fiyatları üz-erinde de etkilerini gösterir ve hayat pahalılığına sebep olur. Bu gerçek birçok yabancı memleketlerde de kabul edilmiş ve kira konusunda çeşitli tedbirler alınmıştır. Memleketimizde de ilk defa Millî Korunma Kanununda yer alan 30. madde ile kiralar dond-urulmuş, sonradan bu maddenin ihtiyacı karşılayamadığı görülerek değişiklikler yapılmış ve son olarak 1/6/1955 gününde yürürlüğe giren 6570 sayılı kanun kabul edilmiştir. Hayat pahalılığı, toplumda huzursuzluk yaratan bir olaydır. Toplumu buna karşı koru-mak amacı ile Devletçe tedbir alınmasının kamu yararına bir müdahale teşkil ettiğinden şüphe edilemez. Aynı amaçla, kiraların kontrol altına alınması da kamu yararına olan tedbirler cümlesinden sayılmak icabeder. Devletin bu konudaki müdahalesi, mülkiyet- hakkının kamu yararı amacı ile sınırlanabileceğini öngören Anayasa'nın 36'ncı maddesinin kapsamına girer. Bu sebepler gözönünde tutularak, memleketimizde gayrimenkul darlığı devam ettiği sürece, kanun koyucunun, kira konusunu düzenlemesinin ve bu alanda -sınırlama yapmasının, mülkiyet hakkının özüne dokunmamak şartı ile, caiz bulunduğu ve bu müdahalenin kamu yararına olduğu hususunda görüş birliğine varılmıştır.

...............................................

Sözü geçen 2 ve 3'üncü maddelerden anlaşıld-ığı üzere, kanun koyucu gayrimenkulleri, yapıldıkları yıllara göre kategorilere ayırmış ve bunlara belli miktarda zamlar yapmakla beraber 12/5/1953'deki kira rayicini en yüksek had kabul edip kira paralarını böylece dondurmuştur.

Kiraların bu suretle don-durulmasına karşılık, 12/5/1953 gününden sonra iktisadi şartlar önemli derecede değişmiştir. Bu arada inşaat maliyetleri, bakım ve idare giderleri çok artmış Türk parasının kıymeti Hükûmetçe alınan kararlarla düşürülmüş, gerek bu kararların ve gerek çeşit-li diğer sebeplerin etkisi altında eşya fiyatları yükselmiş, bina vergilerine de Devletçe zamlar yapılmıştır.




............ Diğer sektörlerde, Devletçe alınmış olan tedbirler ve yapılan sınırlamalar kaldırılmış, bu suretle daha geniş kazanç imkânları s-ağlanmış, buna karşılık mülk sahiplerinin gayrimenkullere yatırdıkları sermaye gelirlerinin değişmez kalması gibi bir durum hasıl olmuştur. Bu durum, gelirlerin dağılışında, mal sahipleri zararına ve kiracılar yararına bir değişiklik doğurmuştur. Bu sonu-ç, yurtdaşların, haklarda ve yükümlülüklerde eşitliği prensibine tamamıyle aykırıdır. Kanun, kiraların da fiyat yükselişlerine göre adalete ve iktisadi şartların gereklerine uygun bir şekilde ayarlanmasına elverişli olsa idi, böyle bir sonuç doğmamış olur-du.

...............................................

Öte yandan bu sınırlamalarla kiralar dondurulmuş olduğundan gayrimenkul sahiplerinin gelirlerini, değişen şartlara göre ayarlamak imkânı önlenmiş bulunmakta ve bunların elde ettikleri gelirler diğer s-ektörlerdeki kazançların çok altında kalmaktadır. Ayrıca, bu şekilde dondurulan kira paraları, fiyatların yükselişi sonucu gayrimenkullerin kazandığı değerin normal gelirini teşkil etmekten de uzaktır. Öteki sektörlerde sınırlamalar kaldırıldığı ve iktis-adi şartlar büsbütün değiştiği halde 6570 sayılı kanunla konulan kira rejiminin devam ettirilmesi, adaletsiz ve mülkün gelirinden sahibinin yararlanmasını önleyen aşırı bir sınırlama halini almıştır. Böyle bir sınırlamanın mülkiyet hakkının özünü zedeledi-ği aşikârdır.

Bu sebeplerle sözü geçen 2 ve 3'üncü maddelerin, Anayasa'nın 36 ve 11. maddelerine aykırı olmaları yönünden iptal edilmeleri gerekir."

T.C. Anayasa Mahkemesi 14.9.1965 günlü ve 1963/127-1965/47 sayılı kararında (A.M.K.D. sayı 3, s.203-, s.205-206'da) şöyle demiştir:
"Gerek konut gerekse iş yeri olarak kullanılan gayrimenkullerin toplum ve insan hayatındaki önemi bir tartışmayı gerektirmiyecek kadar açık ve seçiktir. Hele nüfusu hızla artan, aileleri yeni yeni ailelere bölünen; buna ka-rşılık konut ve iş yeri yapımı aynı hıza ayak uyduramayan ve halkının büyük çoğunluğu mülk sahibi olmayan ülkelerde bu önem daha da artar. İsteklerin çokluğu yüzünden yükselen, yahut yükselme eğilimi gösteren ve böylece toplum içinde sıkıntı, darlık ve hu-zursuzluk yaratan kiraların olağan ve makûl bir hadde tutulabilmesi kaygı verici bir sorun halini alır. Bu gibi durumlarda Devletin kanunlar yoluyla araya girmesi; sözleşme hürriyetinde ve mülkiyet hakkının kullanılmasında bir takım kısıntılara başvurmas-ı gerekmektedir. Bir çok yabancı ülkelerde kira konusunda çeşitli tedbirler alındığı gibi bizde de önce Millî Korunma Kanunu, sonra dava konus kanun hükümleriyle kiraların olağanüstü yükselmelerinin önlenmesine çalışılmıştır.

Kira sorununun bir toplum- sorunu olduğu kabul edilince Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 36 ve 40'ıncı maddelerinin, Devletin kira işlerini kanunlarla düzenlemesine ve bu alanda sınırlamalar ve kısıntılar yapmasına elverişli olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Nitekim Anayasa Mahk-emesi 26/3/1963 günlü ve 1963/3-67 sayılı kararında ülkemizde konut ve işyeri darlığı devam ettiği sürece kanun koyucunun kira konusundaki müdahale ve sınırlamalarına cevaz bulunduğu ve böyle bir tutumun Anayasa'ya aykırı olmadığı hususlarında görüş birliğ-ine varmış 6570 sayılı Kanunun 2'nci ve 3'üncü maddelerini, ancak on yıl önceki dondurulmuş ölçüler yüzünden hakkaniyet ve adalet ilkeleriyle bağdaşamıyacak duruma geldikleri için iptal etmiştir."


T.C. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen görüşleri -bizim Anayasa Mahkememiz tarafından da benimsenmiştir. -Gör: A.M. 2/77 sayılı Görüş Bildirisi ve A.M. 19/78 sayılı Havale.

T.C. Anayasa Mahkemesi diğer bir kararında da (28.4.1966 günlü ve 1966/3-23 sayılı karar: A.M.K.D. sayı 4, s.167) şöyle demiştir:
-"Görülüyorki mülkiyet hakkı Anayasamızda sınırsız bir hak olarak tanınmamış, fert yararı ile toplum yararının karşılaştığı alanlarda, toplum yararı üstün tutulmuştur."


Yukarıda yapılan iktibaslardan anlaşılacağı gibi Anayasa'nın 31. maddesi uyarınca ko-runan mülkiyet hakkı kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Mamafih bu sınırlandırmanın adalete ve iktisadi şartların gereklerine uygun bir şekilde yapılması ve aşırı olmaması gerekir ki mülkiyet hakkının özü zedelenmemiş olsun.



Konut kiralarının- dondurulmasına veya pek az bir farkla 20.7.1974'deki düzeyde tutulmasına karşılık, 20.7.1974'den sonra iktisadi şartlar önemli derecede değişmiştir. Bu arada inşaat maliyetleri artmış, memlekette geçerli Türk parasının kıymeti yapılan devalüasyonlarla en- azından beş misli düşmüş, gerek bu gerekse çeşitli diğer sebeplerden eşya fiyatları ve hayat pahalılığı artışı derecede yükselmiştir. Bunun sonucu olarak 20.7.1974 günü ile bugünün konjonktürleri arasında büyük bir fark olmuştur. Bu durumda konut kirala-rının 20.7.1974'deki düzeyde tutulması adaletin ve bugünün iktisadi şartlarının gereklerine uymamakta ve bu sınırlama mülkiyet hakkının özünü zedelemekte ve bu nedenle Anayasa'nın 31. maddesine ters düşmektedir.

Şimdi de 5. maddenin Anayasa'nın 31. madde-sine aykırı olup olmadığını tezekkür etmem gerekir.

2/1978 sayılı Yasanın 5. maddesi mal sahiplerinin sözleşme süresinin bitimindeki tahliye hakkını sınırlamaktadır. Yukarıda yapılan iktibas ve söylenenlerden anlaşılacağı gibi konut darlığının bulunduğu- ülkelerde Devletin gerekli ve uygun tedbirleri alması kamu yararına bir müdahale sayılır. Bizde de halen küçümsenmeyecek bir konut darlığının mevcut olduğu bilinen bir gerçektir. Bu durumda tahliye hakkının sınırlandırılması konut kiracılarının, darlık -olduğu bir devirde, sözleşme süresinin bitiminde kayıtsız şartsız tahliye edilmelerini ve bu suretle toplum içinde huzursuzluk yaratılmasını önlemektedir. Yapılan sınırlamanın kamu yararına olduğu aşikârdır. Yapılan sınırlama, diğer konutlar ile ilgili o-larak yıllardan beri mevcut ve 18/1973 sayılı 1973 Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasası altında devam ettirilen sınırlamanın aynıdır ve aşırı sayılamaz. Bu durumda Yasanın 5. maddesi Anayasa'nın 31. maddesine aykırı değildir. Sırası gelmişken söylemek y-erinde olur ki 5. madde Anayasa'nın 7. maddesine de aykırı değildir. T.C. Anayasa Mahkemesi de benzeri bir maddeyi Anayasa'ya aykırı bulmamıştır. -Gör: 26/3/1963 günlü ve 1963/3-7 sayılı karar - A.M.K.D. sayı 1, s.147, s. 154'de.

Sonuç olarak 2/1978 sa-yılı Konut Kiralarının Dondurulması (Geçici Kurallar) Yasasının 3 ve 4. maddelerinin Anayasa'nın 31. maddesine ve 4. maddesinin (1). fıkrasının Anayasa'nın 7. maddesine aykırı olduğu, Yasanın 5. maddesinin ise Anayasa'ya veya 7 ve 31. maddelerine aykırı ol-madığı görüşündeyim.



(Şakir Sıdkı İlkay)
Yargıç



KARŞIOY YAZISI
Sayın Yargıç Şakir Sıdkı İlkay'ın karşıoy yazısında 2/78 sayılı Yasanın 5. maddesi ile ilgili olarak belirttiği görüşlere aynen katılırım. Bu nedenle söz konu-su maddenin Anayasa'ya aykırı olduğu görüşüne katılmıyorum.



(Aziz Altay)
Yargıç


8 Ağustos 1980. -








-


31



-


Full & Egal Universal Law Academy