Anayasa Mahkemesi Numara 4/1988 Dava No 10/1988 Karar Tarihi 27.10.1988
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 4/1988 Dava No 10/1988 Karar Tarihi 27.10.1988
Numara: 4/1988
Dava No: 10/1988
Taraflar: Bahire Ahmet Gazi ile Ahmet Gazi Mustafa vd
Konu: Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesinin Anayasanın 11 ve 17(1) maddelerine ve aynı Yasanın 67.maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 27.10.1988

-D.10/88 Anayasa Mahkemesi: 4/88
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu, Aziz Altay, Celâl Karabacak, Taner Erginel
Anayasanın 148.maddesi hakkında

Yar-gıtay tarafından 119/88 sayılı istinafta (istinaf eden: Bahire Ahmet Gazi ile aleyhine istinaf edilenler: Ahmet Gazi Mustafa ve diğerleri arasında) sunulan konu.

İstinaf eden namına: Osman Örek
Aleyhine istinaf edilenler namına: Süleyman Dolamacı
Amicus c-uriae olarak Başsavcılık namına: Mehmet Ali Şefik

--------------

K A R A R

KONU:
Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesinin Anayasanın 11 ve 17(1) maddelerine ve aynı Yasanın 67.maddesinin Anayasanın 1, 11 ve 17(1) maddelerine aykırı ol-up olmadığı.

I. OLAY:
Müstenif davacı, aleyhine istinaf edilen davalı (1)'in karısıdır. Müstenif davacı, Girne kazasına bağlı Zeytinlik köyünde bulunan 183/1/1 ve 183/1/2 parsel numaralı taşınmaz malın davalı (1) tarafından davalı (2) ve (3)'e devir işl-eminin hile, sahtekârlık, kandırma veya dolandırma yolu ile yapıldığını ileri sürerek Girne Kaza Mahkemesinde bir dava açtı ve sözü edilen devir işleminin iptali için mahkemeden hüküm ve emir talep etti. Davacı, daha sonra mahkemeye tek taraflı bir istida- sunarak davalıların satış, devir, ipotek veya sair şekilde konu malı elden çıkarmamaları için mahkemeden bir ara emri talep etti. Davacı istidaya ekli yemin varakasında, konu malın 1974 - 1975 de ilgili makam tarafından kendisine ve davalı (1)'e tahsis ed-ildiğini, o tarihten itibaren tasarruflarında bulunduğunu, konu malı puanlarına karşılık kendisinin almak istediğini fakat kendisine gönderilen T cetveline itiraz ettiğini ve itirazını takip etmek üzere davalı (1)'e vekâletname verdiğini, davalı (1)'in sah-te bir muhtar şahadetnamesi ile davalı (4)'ü yeğeni olarak göstererek puan satın alıp konu mala kesin tasarruf belgesi aldığını ve daha sonra bu malı hile ile davalı (2) ve (3)'e sattığını ileri sürdü. Ara emri istidasına karşı davalılar tarafından dosyal-anan itiraznamelerde, diğerleri yanında, davacının kocası olan davalı (1) aleyhine bir haksız fiil davası açamayacağı gibi davacının ileri sürdüğü iddiaların aynı zamanda bir cürüm oluşturduğu ve böyle bir cürüm için gerekli takibat yapılıp neticelenmediği- için davanın ileri gidemeyeceği iddia edildi. İstidayı dinleyen Kaza Mahkemesi Başkanı davalıların itirazlarında haklı olduğu kanaatına vararak daha önce geçici olarak verilen ara emrini kesinleştirmeği reddetti. Davacı kaza mahkemesinin bu ret kararınd-an istinaf etti.

İstinaf, duruşma için, Yargıtay huzuruna gittiğinde müstenif davacı tarafından Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesinin Anayasanın 11, 17(1) maddelerine ve aynı Yasanın 67.maddesinin de Anayasanın 1, 11, 17(1) maddelerine aykırı -olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de ileriye sürülen Anayasaya aykırılık konusunun taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamada etkili olabileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlanmak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa- Mahkemesinin kararına dek istinafın duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
İstinaf edenin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:

Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasıdır; (2).fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddi-a edilmemektedir.

Maddenin (1).fıkrasının içerdiği kural Ahkâmı Umumiye (Common Law)den kalma arkaik bir kuraldır ve İngiltere ile Güney Kıbrısta değiştirilmiştir. Bu kural evli bir kadının hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmakta ve bu nedenle Anayasa-nın 17.maddesinin (1).fıkrasına ters düşmektedir.

Aslında 10.maddenin (1).fıkrası müstenifin davasını etkilememektedir. Çünkü müstenifin açmış olduğu haksız fiil davası kendi malının veya mal varlığının korunması ve güvencesi içindir ve bu nedenle aynı -maddenin şart bendi kapsamına girmektedir.

Aynı Yasanın 67.maddesinin şart bendi de kişilerin hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. Cürümleri takip etme, bu yetki Başsavcının olduğuna göre, kişilerin iradesi dışındadır. Bir haksız fiil için dav-a 2 yıl içinde açılabilir. Yasanın 67.maddesinin şart bendi ise bu sürenin geçmesine ve davanın açılmamasına yol açar. Güney Kıbrısta bu maddeye değişiklik getirilmiştir. Bu maddenin şart bendinin getirmiş olduğu kısıtlama haklı bir gerekçeye dayanmamak-tadır ve sosyal adalete de aykırıdır. Tüm bu nedenlerle Yasanın 67.maddesinin şart bendi Anayasanın 1, 11 ve 17.maddelerine aykırıdır.

2. Aleyhine istinaf edilenlerin iddialarının gerekçesi özetle şöyledir: - -

Yasanın- 10.maddesi aile yapısına uygundur ve anlatımının kendi niteliğinden kaynaklanan bir ihtiyaca cevap vermektedir. Karı koca ilişkileri yabancılar arasındaki ilişkilerden farklı özellikler arzeder ve evli kişilerin, evlilik üzerine, bazı haklarından vazgeçm-eleri doğaldır.



Türkiyede de "cebri icra" açısından uygulamada benzerlik vardır. Yasanın 10.maddesi, şart bendinden de görüleceği gibi, tüm konularda evli kişinin hakkını kısıtlamamaktadır. Esasen aynı olaydan dolayı boşanma davası açılabilir. Madde-nin getirdiği kısıtlama kamu yararı ve düzeni icabıdır ve genel ahlâk ilkelerine de uygundur. Maddenin içerdiği kural hakkın özüne dokunmamaktadır ve Anayasanın herhangi bir maddesine aykırılığı yoktur.

Sözü edilen kısıtlamanın Anayasaya aykırılığı olm-amakla beraber belirtmek yerinde olur ki havalede sonra yapılan değerlendirme neticesi istinafa konu haksız fiilin Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının şart bendi kapsamında olduğu kabul edilmektedir.

Yasanın 67.maddesi kişinin hak arama özgürlüğünü orta-dan kaldırmaz sadece erteler ve özüne dokunmamaktadır. 67.maddenin şart bendi kamu yararı ve kamu düzenine hizmet etmektedir. Kişinin, gerektiği hallerde, özel ceza davası getirebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

İşlenen bir cürümün takip edil-mesi kamu yararına olduğu gibi sosyal adalete ve ulusal güvenliğe de uygundur. Maddenin içerdiği kural iradenin dışında keyfi bir işlem öngörmemektedir. Bu kuralın Anayasanın herhangi bir maddesine aykırılığı yoktur.

3. Başsavcılık namına amicus curiae- olarak bulunan savcının iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:

İstinafa konu davanın Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının şart bendi kapsamına girdiği görüşü, ilk nazarda, doğrudur. Kesin olarak girip girmediği şart bendinde yer alan "mal" sözcüğünün -yorumuna bağlıdır.


Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunda ise aleyhine istinaf edilenler tarafından ileri sürülenler doğrudur.

Aile, kamu düzeni içinde kurulmuş vazgeçilmez bir müessesedir. Aile birliğinin korun-ması kamu düzeninin korunmasının en önde gelen ve korumaya muhtaç müessesesidir. Çocuklar dikkate alındığında haksız fiillerden dolayı eşlerden birinin dava etmemesi kamu yararınadır. Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının Anayasaya aykırılığı yoktur.

Ya-sanın 67.maddesi hakkın özüne kesinlikle dokunmamaktadır. Hak arama özgürlüğünün kullanılmasını ne kaldırır ne de son derece zorlaştırır; bu kural sadece hakkın kullanılmasının bir süre ertelenmesine yol açar. Konu kuralın Anayasanın herhangi bir maddes-ine aykırılığı yoktur.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesi ile 67.maddesinin İngilizce metinleri aynen şöyledir:
-"10. (1) No action shall be brought in respect of any civil wrong committed before or during the subsistence of a marriage by either party thereto or any person representing his or her estate against the other party thereto or any person representing his -or her estate:
Provided that any spouse may, for the protection and security of his or her own property, bring an action against the other for any civil wrong committed by him or her in connection with such property.
(2) No party to a marriage shall- be liable for any civil wrong committed at any time by the other party thereto save under the provisions of sections 11 and 12 of this Law."

"67. It shall be no bar to any action in respect of a civil wrong that the facts upon which such action is bas-ed constitute a crime or offence under the provisions of any enactment:
Provided that if such crime or offence is a felony no action shall be brought in respect of the civil wrong until the offender has been brought to justice or the Court before which -such actions is to be tried is satisfied that it is not reasonably possible to bring the offender to justice."


IV. İLGİLİ ANAY-ASA METİNLERİ:

"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."


"Madde 11.
Temel hak ve özgürlükler, özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzen-i, genel ahlâk, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ancak yasalarla kısıtlanabilir."


"Madde 17.
(1)Kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemey-e başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler oluşturulması yasaktır."


V. İNCELEME:
Konu, yapılan iddialar ışığında görüşüldü ve gereği düşünüldü.

Anayasaya aykırı olduğu- iddia edilen Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesinin (1).fıkrasına göre evlenmeden önce veya evliliğin devamı süresince işlenen bir haksız fiille ilgili olarak eşlerden biri diğerini dava edemez, ancak eşlerden biri kendi malını korumak veya onu -güvence altına almak amacı ile bu gibi bir dava açabilir.

Kendi mal varlığını korumak veya güvence altına almak için açabileceği davalar dışında bir haksız fiille ilgili olarak eşlerden birinin diğerini dava edememesini öngören Yasanın 10.maddesinin (1-).fıkrasının Anayasanın 17.maddesinin (1).fıkrasına ve diğer bazı maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ve konu, Anayasanın 148.maddesi uyarınca, karara bağlanmak üzere, Anayasa Mahkemesine havale edilmiştir. Böyle bir havalenin yapılabilmesi için ise -konu kuralın taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının herhangi birinin karara bağlanmasında etkisi olabilmesi gereklidir. Bu meselede ise tarafların kabul ettiğine göre müstenifin açmış olduğu haksız fiil davası kendi mal varlığının korunması ve güvence-si içindir ve bu nedenle aynı fıkranın şart bendi kapsamına girmektedir. Konu şart bendi bir eşin kendi malını korumak veya güvence altına almak amacı ile açtığı bir davayı eşlerden birinin diğerini bir haksız fiille ilgili olarak dava edememesini öngören- konu kuralın dışında tutmaktadır. Bu böyle olduğuna göre de konu yasa kuralı, taraflara göre, istinaf konusu davayı olumsuz yönde etkilememekte ve bu nedenle davadaki ihtilâf konularından herhangi birinin karara bağlanmasında etken bulunmamaktadır. Hava-lenin duruşmasında amicus curiae olarak Başsavcılığı temsilen bulunan savcıya göre ise istinaf konusu davanın Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının şart bendi kapsamına kesin olarak girip girmediği bu şart bendinde yer alan "mal" sözcüğünün yorumuna bağlıdı-r, ancak ilk nazarda bu şart bendi kapsamına girmektedir. Bundan da anlaşılacağı gibi Başsavcılığın görüşüne göre de konu kural, ilk nazarda, davadaki ihtilâf konularından herhangi birini karara bağlamada etken değildir.

Yukarıda söylenenlerden anlaşıla-cağı gibi Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrası davanın karara bağlanmasında etken değildir veya etken olup olmadığı konu kuralın şart bendinde yer alan "mal" sözcüğünün mahkeme tarafından yapılacak yorumuna bağlıdır. Havaleyi yapan mahkeme tarafından ise böy-le bir yorum yapılmış değildir ve bu nedenle havale, en azından mevsimsiz yapılmıştır. Her iki halde de konu yasa kuralının Anayasaya aykırı olup olmadığını bizim, bu havalede, tezekkür edip karara bağlamamız gerekmemektedir.

Şunu belirtmek yerinde olur- ki ilgili mahkemenin yapması muhtemel bir yorum neticesi konu davanın Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının şart bendi kapsamında değil de birinci bendinin kapsamında olduğu kanaatına varıldığı ve bu nedenle bu fıkranın Anayasaya aykırı olup olmadığı husus-unun davanın karara bağlanmasında etken olduğunun gözükmesi halinde konu, karara bağlanmak üzere, Anayasa Mahkemesine yeniden havale edilebilir.

Haksız Fiiller Yasasının 67.maddesinin de Anayasanın 1, 11 ve 17(1) maddelerine aykırı olduğu iddia edilmişti-r. Aslında Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen bu maddenin şart bendidir. Bu şart bendi, bir haksız fiil davasının üzerine dayandığı olguların aynı zamanda ağır sayılan bir cürüm veya suç (felony) teşkil etmesi halinde suçlu hakkında adaletin tecelli et-mesine değin veya davayı dinleyen mahkemenin suçlunun adalet huzuruna getirilmesinin makul surette mümkün olmadığına kanaat getirmesine kadar bu gibi bir davanın açılmamasını öngörmektedir.

Bu kuralın, davanın açılabileceği iki yıllık sürenin geçmesine v-e davanın açılamamasına sebebiyet vereceği ve bu nedenle Anayasanın 17(1) maddesine ve bunun yanında 1 ve 11.maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasasının 68.maddesine göre bir haksız fiil için davanın, 67.maddenin şart be-ndinin öngördüğü duruma şamil olmayan birkaç istisna dışında, şikâyet konusu olan eylem, ihmâl veya kusurun vukubulduğu tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerekir.



Görülebileceği gibi dava açma süresi şikâyet konusu olan eylem, kusur veya ihmâli-n vukubulduğu tarihten itibaren başlar. Bu böyle olduğuna göre, haksız fiil davasının üzerine dayandığı olguların aynı zamanda ağır sayılan bir cürüm veya suç teşkil etmesi ve suçlu hakkında adaletin tecelli etmesi uzun bir süre veya iki yıldan fazla bir -süre alması halinde davacının dava etme hakkı ya pek zorlaşmış veya tamamen ortadan kalkmış olur.

Ülkemizde herhangi bir suç hakkında dava açmak ve bunu takip etmek yetki ve görevi esas itibarı ile Başsavcılığa aittir. Kişiler de özel ceza davası getirm-ek yetki ve hakkına sahip olmakla beraber, Devletin sahip olduğu olanaklardan mahrum oldukları cihetle, bu hakkın, özellikle ağır bir suçla ilgili olarak, kullanılması zor ve hatta bazı hallerde hemen hemen imkânsızdır. İlâveten şu da var ki Başsavcı, uyg-un gördüğü takdirde, özel surette açılan bir davayı, devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine sahiptir. Kişilerin ise Başsavcılığı denetleme yetkisi mevcut değildir. Bir kişinin, kendi kontrol ve denetimi dışındaki bir işlemin tahakkuk etmemes-i üzerine hakkı olan bir davayı açamaması veya bu hakkını kullanabilmesinin pek zorlaşması kuşkusuz bu hakkın özüne dokunur. Bu Mahkemenin birçok içtihat kararında belirttiği gibi bir hak ve özgürlüğün amacına uygun biçimde kullanmasını son derece zorlaşt-ıran veya onu kullanılmaz duruma düşüren sınırlamalar o hak ve özgürlüğün özüne dokunmuş olur. Anayasanın 11.maddesine göre ise bir temel hak veya özgürlük maddede belirtilen amaçlar için, fakat özüne dokunmadan, kısıtlanabilir.

Yasanın 67.maddesinin şa-rt bendinde öngörülen kısıtlama bir temel hak veya özgürlüğün özüne dokunduğu cihetle Anayasanın 11.maddesine ve bu hak veya özgürlüğü düzenleyen 17(1) maddesine aykırıdır.


Yasanın 67.maddesinin Anayasanın 1.maddesine de aykırı olduğu iddia edilmiştir.- Halbuki, Anayasada, bu meselede olduğu gibi, belli bir konuyu düzenleyen özel bir ilke varken o konuyu da kapsamı içine alabilecek genel ilkeler bulunsa bile, onların değil, konuya özgü Anayasa ilkesinin uygulanması zorunlludur.
-Gör: A.M. 5/83 s. 5. A-nayasamızda konu hak veya özgürlüğün ne şekilde kısıtlanabileceğini düzenleyen özel madde mevcut olduğuna göre söz konusu kısıtlamanın Anayasanın 1.maddesine aykırı olup olmadığı hususunu incelememiz gerekmemektedir.

SONUÇ:
Sonuç olarak:
1)Fasıl 148 -Haksız Fiiller Yasasının 10.maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunun tezekkür edilip karara bağlanması gerekmediğine; ve

2)Aynı Yasanın 67.maddesinin şart bendinin Anayasanın 11 ve 17(1) maddelerine aykırı olduğuna -

oybirliği ile,- karar verilir.




(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç




(Aziz Altay)(Celâl Karabacak)(Taner Erginel)
YargıçYargıçYargıç


27 Ekim 1988
1


2






Full & Egal Universal Law Academy