Anayasa Mahkemesi Numara 37/2001 Dava No 6/2003 Karar Tarihi 02.10.2003
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 37/2001 Dava No 6/2003 Karar Tarihi 02.10.2003
Numara: 37/2001
Dava No: 6/2003
Taraflar: K.T.Kamu Görevlileri Sendikası ile Cumhuruyet Mec
Konu: 41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 02.10.2003

-D.6/2003 Anayasa Mahkemesi: 37/2001

Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Başkan, Metin A. Hakkı,
Nevvar Nolan, Mustafa H. Özkö-k, Seyit
Bensen.

Anayasanın 147. maddesine göre açılmış iptal davası.

Davacı: Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası veya kısa ismi
"Kamu-Sen", Lefkoşa

- ile -

Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi,-
Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Ergin Ulunay
Davalı namına: Avukat Zeki Bayram
Yasal danışman (Amicus curiae) olarak Başsavcılık namına: Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad. -

-------------

H Ü K Ü M
KONU:
41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesinin Anayasanın 54. maddesine aykırı olup- olmadığı.

I. OLAY:
Davacı, KKTC Sendikalar Mukayyitliğinde kısaltılmış ismi ile "Kamu-Sen" adı altında kaydedilmiş bulunan bir sendika olup amacı, KKTC kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanların hak ve menfaatlerini korumaktır. 23.11.2001 tarihli- Resmi Gazetede yayınlanan 41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesinde banka personelinin grev yapma hakkı olduğu kabul edilmesine rağmen bu hakkın kullanılması yasa maddesinde belirtilen hizmetlerin çekirdek bir -kadro ile yürütülmesi koşuluna bağlanmıştır. Banka hizmetlerinin çekirdek bir kadro ile yürütülmesi halinde grev yapma hakkının bir anlamı kalmayacağı görüşünde olan Davacı sendika, bir iptal davası açarak 41/2001 sayılı Yasanın 21(2) maddesinin Anayasanı-n 54. maddesine aykırı olduğunu iddia etmiştir.

II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:
Davacının iddialarının gerekçeleri özetle şöyledir:

41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesi Merkez Bankasında çalışmakta -olanların grev yapma hakkına birçok sınırlama getirmiş ve grev hakkını ellerinden almıştır. Getirilen sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı olduğu gibi makûl ve orantılı bir sınırlama değildir ve bu nedenle Yasanın 21(2) maddesi Anayasaya aykırıdır.

- 2. Davalının iddialarının gerekçeleri şöyledir:

Yasa Koyucu bu yasayı yaparken grev hakkının özüne dokunmamıştır. Çalışanların tümü düşünülerek grev hakkı tanınmış, ancak kamu güvenliği açısından bir kısıtlama getirilmesi uygun görülmüştür. Yasa Ko-yucu, işlemlerin aksatılmaması amacıyle, çekirdek bir kadro ile devamlı hizmet verilmesi şartına bağlı olarak greve gitmeye izin vermiştir. Bu sınırlamanın amacı kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Ülkemizde yaşanan banka krizleri nedeniyle Merkez Bankasını-n önemi artmıştır. Kamu güvenliği nedeniyle grev hakkının sınırlanmasının Anayasaya herhangi bir aykırılığı yoktur.

Yasal danışman (amicus curiae) olarak bulunan
Başsavcılığın iddialarının gerekçeleri ise şöyledir:

Davayı açan sendikanın geçmiş t-üzüklerinde grev kararı almayı içeren madde bulunmasına rağmen, emare yapılan yeni tüzüklerinde, kuruluş amaçlarını gösteren maddeler arasında grev kararı ile ilgili bir madde yoktur. Yani Davacı sendikanın grev kararı alma yetkisi yoktur. Dolayısıyla ip-tal davası açma hakkı bulunmamaktadır.

Grev hakkı çalışanların bir bölümüne değil tümüne verilen bir haktır ve greve inilecekse faaliyetlerin durdurulması gerekir. İşin eskisi gibi devam etmesi koşuluyla grev hakkının tanınması grev hakkının olmad-ığını gösterir. Dolayısıyla Yasanın 21(2) maddesi Anayasanın 54. maddesine aykırıdır.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesi şöyledir:
"21.(1) ............................-..........
(2) Banka personelinin grev hakları vardır.
Ancak personel bu hakkını, Toplu İş
Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasasındaki
kurallara bakılmaksızın Yönetim Kuruluna
üç iş günü önceden bilgi verilmesi ve Bankan-ın;
(A) İskonto ve avans işlemleri;
Müşterek muhafaza işlemleri;
Tevdiat hesapları, tahvilat ve havale
işlemleri;
Bankaların ve kredi vermek amacıyla
kurulmuş diğer kuruluşların denetimi
işlemleri;
Takas odası işlemleri;
Risk Me-rkezi işlemleri;
Açık piyasa işlemleri;
Para piyasasının işleyişiyle ilgili
işlemler (İnterbank piyasası);
Zorunlu karşılıklarla ilgili
işlemler;
(İ) Kambiyo işlemleri;
Muhabirlerle ilgili işlemler; ve
Tüm bu işlemleri-n muhasebeleştiril-
mesi ve banka vaziyetinin çıkarılması
ile ilgili işlemlerini;
aksatmayacak şekilde gerekli tedbirlerin
alınmasından sonra, çekirdek bir kadro
ile sürekli hizmet verilmesi şartlarına
- tabi olarak kullanabilir.
(3) ........................................."

IV. İLGİLİ ANAYASA METNİ:
"Madde 54:
Çalışanlar, işverenle olan ilişkilerinde,
ekonomik ve sosyal durumlarını korumak ve
düzeltmek amacıyla toplu sözle-şme ve grev
hakkına sahiptir.
Grev hakkının kullanılması, yalnız ulusal
güvenliği, anayasal düzeni, kamu güvenliğini
veya bu Anayasanın herhangi bir kişiye sağladığı
hak ve özgürlükleri korumak amacıyla yasa ile
düzenlenebilir.
-Yargıçlar, savcılar, silâhlı kuvvetler
mensupları, polis mensupları ve sivil savunma
kilit personelinin grev hakkı yoktur.
İşverenlerin hakları yasa ile düzenlenir."

V. İNCELEME:
Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası açtığı bu iptal davas-ında 41/2001 sayılı KKTC Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesinin Anayasanın 54. maddesine aykırı olduğunu öne sürmektedir.

Ön İtiraz:
İptal davası açma hakkı Anayasamızın 147. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde sendikaların kendi varlık ve g-örevlerini ilgilendirdiği alanlarda iptal davası açabileceklerini belirtmektedir. Davalı avukatı ile davaya yasal danışman (amicus curiae) olarak katılan Başsavcılık, iptal davası açmanın Davacının varlık ve görevlerini ilgilendirmediğini, dolayısıyla Dav-acının bu davayı açmaya yetkisi olmadığını öne sürdüler. Bu iddiaya göre sendikanın iptal davası açabilmesi için varlık ve görevlerini ilgilendirme yeterli olmayıp bu ilgilendirmenin esaslı olması gerekir. Halbuki Davacı sendikanın tüzüğüne bakıldığında -grev konusunda herhangi bir yetkisi olmadığı görülür. Dolayısıyla Davacı sendikanın iptal davası açma hakkı yoktur.


Sendika tüzüğünde yer alan sendikanın amaçlarının bazıları şöyledir:

"5. Üyelerle İşveren ve Üyelerin kendi arasındaki -
ilişkileri düzenlemek, anlaşmazlıkları halletmeye
çalışmak;
6. Üyelerin iktisadi, sosyal, eğitim, kültürel
ve mesleki durumlarını meşru yollarla geliştirmek;
7. Üyelere ve ailelerine menfaatler sağlamak,
sağlık ya-rdımı ve ilaç temin etmek, klinik ve
eczane açıp yürütmek;
8. Sendikanın kapsadığı sanat veya hizmetteki
çalışanları sendika bünyesinde örgütlemek;
9. Haklı ve uygun miktarda ücret, çalışma
şartları, iş saatleri ve kamu k-urum ve kuruluşlarında
çalışanlarla ilgili sair menfaatleri elde edip, idame
ettirmek, geliştirme ve üyelerin haklarını korumak;
18. Üyelerin menfaatlerine uygun yasaların
yapılmasını teşvik etmek ve sağlamak."

Bu amaçlar aras-ında grev yapma yoktur. Ne var ki sendikanın tüzükte belirtilen amaçlarına ulaşmak için başvurabileceği en önemli yöntem grev yapmaktır. Bu nedenle grev yapmanın sendikanın görev alanına girdiği ve dolayısıyla grev hakkına ilişkin iptal davası açabileceğ-i görüşündeyiz. Bu nedenle ön itirazı reddederiz.

Anayasada grev hakkı:
Anayasanın 54. maddesi toplu sözleşme ve grev hakkı başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre çalışanlar işverenle olan ilişkilerini düzeltmek amacıyla grev yapma hakkına s-ahiptirler. 54. maddeye göre bazı meslek gruplarının grev hakkı yoktur. Anayasanın belirlediği bu meslek gruplarının dışında kalan meslek gruplarının grev hakkı bulunmakla birlikte bu hakkın kullanılması, ulusal güvenliği, Anayasal düzeni, kamu güvenliği-ni veya Anayasanın herhangi bir kişiye sağladığı hak ve özgürlükleri korumak amacıyla yasa ile düzenlenebilir.

Anayasanın 54. maddesi okunduğu zaman ilk dikkati çeken husus, bu maddenin temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin Anayasanın 11.- maddesinden farklı olmasıdır. Anayasanın 11. maddesi şöyledir:

"Madde 11:
Temel hak ve özgürlükler, özüne dokunmadan,
kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlâk, sosyal
adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin
can- ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle
ancak yasalarla kısıtlanabilir."

Görüleceği gibi 11. maddede temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından söz edilmekte ve ne gibi nedenlerle kısıtlamanın yapılabileceği belirtilmektedir. 54. maddede- ise kısıtlamadan değil, sadece düzenlemeden söz edilmektedir.
54. maddenin yazılış şeklinden düzenleme sözcüğünün kısıtlama anlamını taşıdığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen Anayasadaki tüm sözcüklere bir anlam vermeye ve Anayasa Koyucunun iradesini doğru- bir şekilde ortaya çıkarmaya çalışan Anayasa Mahkemesi bu nokta üzerinde de durma gereği duymuştur. Acaba niçin Anayasamız 54. maddede 11. maddeden farklı bir sözcük kullanmayı tercih etmiştir? Bu yazılış şeklinin nedeni grev hakkının ihlâl edilme olası-lığına karşı daha büyük bir kaygı duyulması ve grev hakkının daha büyük titizlikle korunmak istenmesi olabilir.

41/2001 sayılı Yasanın tanıdığı grev hakkı:
41/2001 sayılı Yasanın 21(2) maddesine göz atalım.

"21.(2) Banka personelinin- grev hakları vardır.
Ancak personel bu hakkını, Toplu İş
Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasasındaki
kurallara bakılmaksızın Yönetim Kuruluna
üç iş günü önceden bilgi verilmesi ve Bankanın;
(A) İskonto ve avans işlemle-ri;
Müşterek muhafaza işlemleri;
Tevdiat hesapları, tahvilat ve havale
işlemleri;
Bankaların ve kredi vermek amacıyla
kurulmuş diğer kuruluşların denetimi
işlemleri;
Takas odası işlemleri;
Risk Merkezi işlemleri;
Açık piyasa işlemleri;
Pa-ra piyasasının işleyişiyle ilgili
işlemler (İnterbank piyasası);
Zorunlu karşılıklarla ilgili
işlemler;
(İ) Kambiyo işlemleri;
Muhabirlerle ilgili işlemler; ve
Tüm bu işlemlerin muhasebeleştiril-
mesi ve banka vaziyet-inin çıkarılması
ile ilgili işlemlerini;
aksatmayacak şekilde gerekli tedbirlerin
alınmasından sonra, çekirdek bir kadro
ile sürekli hizmet verilmesi şartlarına
tabi olarak kullanabilir.
(-3) ........................................."

21(2) madde önce banka personelinin grev hakkı olduğunu vurgulamış, ancak daha sonra bu hakkın kullanılmasını bazı işlemlerin yapılabilmesi için çekirdek bir kadronun sürekli hizmet vermesi şartına bağ-lamıştır. A)'dan K)'ye kadar sayılan bu hizmetlerin bankanın önemli hizmetleri olduğu ve
bu hizmetlerin aksamadan devam etmesinin arzu edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda akla şu soru gelmektedir:
A)'dan K)'ye kadar sayılan bu hizmetler ban-ka hizmetle-rinin kaçta kaçıdır? Bu hizmetlerin aksamadan devam etmesi halinde bu işyerinde grev hakkı olduğu söylenebilecek mi?

Bu sorunun yanıtını almak için Mahkememiz taraflara sorular yöneltmiş ve Başsavcılıktan 21(2) maddede sayılan hizmetleri-n grev hakkı bulunan personelin tümünü kapsadığı yanıtını almıştır. Daha açık ifade ile Merkez Bankasında grev hakkı bulunmayan idari kadronun yaptığı işlerin dışında kalan
tüm işler sayılarak bu işlerin devamı için çekirdek bir kadro oluşturulabileceği v-e hizmetin aksamadan devam edeceği açıklanmıştır.

Başsavcılığın ortaya koyduğu bu tabloya karşı Yasama Meclisi avukatı 21(2)'de belirtilen işlerin dışında kalıp grev yapılabilecek işlerin neler olabileceği sorusuna açıklık getirememiştir.

Dav-alı avukatı savunmasında Anayasanın 54. maddesinin kamu güvenliğini sağlamak amacıyla grev hakkının sınırlanmasına izin verdiğini, ülkemizde yaşanan ekonomik krizler ve banka krizlerinin Merkez Bankası faaliyetlerinin önemini ortaya çıkardığını, kamu güven-liği nedeniyle Merkez Bankasındaki çalışanların grev hakkının kısıtlanabileceğini
ve 21(2) maddenin bunu gerçekleştirdiğini, Anayasanın 54. maddesine herhangi bir aykırılık olmadığını söyledi.

Yasama Meclisi avukatının bu argümanında bir haklılık pa-yı olduğunu kabul edebiliriz. Gerçekten Merkez Bankası bir ülkenin en önemli kuruluşlarından biridir. Özellikle kriz dönemlerinde bu kuruluşun çok kritik görevler yapması söz konusu olabilir. Böyle bir kuruluşta çalışanların grev hakkının sınırlanması d-oğru bir görüş olabilir. Daha da ileri giderek böyle bir yerde greve hiç izin vermemek de düşünülebilir. Nasıl olsa Anayasamız grev hakkını tüm çalışanlara tanımış değildir. Örneğin yargıçlar, savcılar, polis mensupları ve bunun gibi bazı meslek grupla-rının grev yapma hakkı yoktur. Merkez Bankası personelini de bu meslekler arasına katmak düşünülebilir. Nitekim Türkiye Merkez Bankası personelinin grev hakkı olmadığı Mahkememizin bilgisine getirilmiştir. Ancak böyle bir düzenleme yapmak Anayasayı deği-ştirmekle mümkün olabilir ki bu konuda yetkili olan Yasama Meclisidir.
Üzerinde özenle durduğumuz hususlardan biri Anayasa Mahkemesinin Anayasa Koyucu veya Yasa Koyucunun görev alanına müdahale etmemesidir. Geçmiş kararlarımızda sıkça belirttiğimiz- gibi Anayasa Mahkemesi yasalarla ilgili yerindelilik denetimi yapmaz. Yasaların gerekli mi, gereksiz mi, yararlı mı, yararsız mı, iyi mi, kötü mü olduğu konuları ile ilgilenmez. Bunlar Anayasayı veya yasayı hazırlayan meclislerin yetkisine giren ve onla-rın değerlendirmesi gereken hususlardır. Anayasa Mahkemesi Anayasayı yorumlar ve Anayasa Koyucunun iradesini doğru bir şekilde ortaya çıkarmaya çalışır. Daha sonra yasayı yorumlar ve Anayasal yorum ile yasal yorum arasında bir çelişki olup olmadığını ort-aya çıkarır. Çelişki varsa yasayı yürürlükten kaldırır.

Anayasanın 54. maddesinde "kısıtlanabilir" değil "düzenlenebilir" sözcüğünün kullanılması bir tereddüt uyandırsa bile burada düzenleme sözcüğü ile kısıtlamaya olanak verildiği açıktır. Anca-k bu kısıtlamanın kamu güvenliği gerekçesiyle olması ve diğer temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi hakkın özünü ortadan kaldırmayan bir boyutta olması gerekir. Daha açık bir ifadeyle yasanın gerçekleştirdiği kısıtlamadan sonra o kuruluşta grev hakkının -ortadan kalkmamış olması gerekir.

Bu görüşler ışığında Yasanın 21(2) maddesini inceleyelim ve yasadaki kısıtlamanın Anayasanın benimsediği ilkeye uygun olup olmadığını saptayalım.

42/96 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasasının- 15. maddesinin (1). fıkrasında grevin tanımı yapılmaktadır. Bu tanım şöyledir:




"15. (1) Bir işyerinde çalışanların tamamen veya
kısmen topluca çalışmamak suretiyle işyerinde
faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre
işi ön-emli ölçüde aksatmak amacıyla işi bırak-
malarına grev denir."

Görüleceği gibi grev "işi aksatmak amacıyla işi bırakmak" olarak tanımlanmaktadır. Halbuki 21(2) maddede sayılan hizmetler aksamadan devam edecek olan hizmetlerdir. Hizmet aksamad-an devam edeceğine göre bu yerlerde grev yapmak söz konusu olamaz. 21(2) maddede önce grev hakkı var denilmiş, fakat aksamadan devam edecek hizmetler arasında bankanın hemen tüm faaliyetleri sayılmıştır. Aksamadan devam edecek hizmetler arasında grev hak-kı olmayan idari personelin yaptığı hizmetin dışında kalan tüm faaliyetler yer almaktadır. Devam edecek hizmetleri ve çekirdek kadroyu saptama yetkisinin Bankada olduğunu da göz önünde bulundurduğumuz zaman yasanın Merkez Bankası personeline grev hakkı ta-nıdığını söylemek mümkün değildir.

Özetlersek Anayasamızın 54. maddesine göre bazı meslek gruplarının dışında kalan tüm çalışanların grev hakkı vardır. Grev hakkının kamu güvenliği nedeniyle kısıtlanması mümkün olmakla birlikte bu kısıtlamanın ölçül-ü olması ve hakkın özüne dokunmaması gerekir. 41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) maddesi aksamadan devam etmesi gereken o kadar çok hizmet sayılmıştır ki yasa gözetmesi gereken ölçüyü aşmış hatta grev hakkını ortad-an kaldırmıştır. Önümüzde Merkez Bankasında grev yapılmasına olanak veren bir Anayasa maddesi ile bu hakkın kullanılmasını uygulamada ortadan kaldıran bir yasa maddesi bulunmaktadır. Bu iki hükmün bağdaşması mümkün değildir. Diğer bir ifade ile, Anayasa-nın grev konusundaki iradesi ile yasanın iradesi çelişmektedir. Bu nedenle Yasanın 21(2) maddesinin Anayasanın 54. maddesine aykırı olduğu görüşündeyiz.

Sonuç olarak 41/2001 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Yasasının 21(2) ma-ddesinin Anayasanın 54. maddesine aykırı olduğuna karar verilir ve 21(2) madde iptal edilir.





Taner Erginel Metin A. Hakkı
Başkan Yargıç




Nevvar Nolan Mustafa H.Özkök Seyit A. Bense-n
Yargıç Yargıç Yargıç



2 Ekim 2003



11






Full & Egal Universal Law Academy