Anayasa Mahkemesi Numara 36/1984 Dava No 5/1985 Karar Tarihi 22.02.1985
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 36/1984 Dava No 5/1985 Karar Tarihi 22.02.1985
Numara: 36/1984
Dava No: 5/1985
Taraflar: KKTC Cumhurbaşkan Vekili ile Kurucu Meclis
Konu: Öğretmenler Yasasının 5, 12(1)(2), 13, 14(1)(2)(3), 15(2), 18(5), 19, 28(1), 30(3), 31, 33, 35(3)(a), 41, 70(4), 73, 77(1)(2), 78(2), 87, 88, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16)(21), 92, 98 ve Geçici 1. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 22.02.1985

-D. 5/85 Anayasa Mahkemesi 36/84
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
Öğretmenler Yasasının 5, 12(1)(2), -13, 14(1)(2)(3), 15(2), 18(5), 19, 28(1), 30(3), 31, 33, 35(3)(a), 41, 70(4), 73, 77(1)(2), 78(2), 87, 88, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16)(21), 92, 98 ve Geçici 1. maddelerinin Anayasaya aykırı olup olmadığı konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı V-ekilinin, Anayasanın 112.maddesi altında, görüş istemi.


KKTC Cumhurbaşkanlığı namına: Başsavcı Yardımcısı Akın Sait.
KKTC Kurucu Meclisi namına: Mehmet Öner Ekinci.


-----------------------

GÖRÜŞ BİLDİRİSİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başkan Vek-ili, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Meclisinin 4 Aralık 1984 günlü birleşiminde kabul olunan ve Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere 12 Aralık 1984 günü Cumhurbaşkanlığına iletilen Öğretmenler Yasasının 5, 12(1)(2), 13, 14(1)(2)(3), 15(2), 18(5), 19, 28-(1), 30(3), 31, 33, 35(3)(a), 41, 70(4), 73, 77(1)(2), 78(2), 87, 88, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16)(21), 92, 98 ve Geçici 1. maddelerinin Anaysaya ve özellikle 7, 52, 73, 75, 89 ve 93(2)(3) maddelerine aykırı olup olmadığı hususunda görüşünü bildirmek için, Ana-yasanın 112. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi olarak Yüksek Mahkemeye 18 Aralık 1984 tarihinde yollamıştır.

Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak, sunulan konuyu incelemek ve konu ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı ve Kurucu Meclis adına ileri sürülen- iddiaları dinlemek için 10 Ocak 1985 tarihinde bir oturum yapmıştır. Yapılan oturum sırasında Cumhurbaşkanı adına hazır bulunan Başsavcı Yardımcısı ile Meclis adına hazır bulunan hukukçunun ileri sürdüğü iddia ve görüşler dinlenmiştir.
Başsavcı Yardımcı-sı, Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasının kamu görevlilerinin atanmalarının, onaylanmalarının sürekli veya emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilmelerinin, emekliye sevklerinin ve azil ve görevden uzaklaştırma da dahil olmak üzere disiplin işlemle-rinin tarafsız ve bağımsız organ veya organlar tarafından yapılmasını öngördüğünü bu nedenle öğretmenler hakkında bu gibi işlemleri yapmak üzere özel surette bir Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Komisyonu kurulmasını, bunun sözü edilen işlemleri yapmak üzere g-örevlendirilmesini ve Komisyonun üyelerinin emekli öğretmenler arasından atanmasını öngören Öğretmenler Yasasının 5, 14(1)(2)(3), 15(2), 73, 77(1)(2), 87, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16)(21), 92. Maddeleri ile Geçici 1. maddesinin Anayasanın 93. maddesinin (3). -fıkrasına aykırı olduğunu ileri sürdü. Kurucu Meclis adına hazır bulunan hukukçu ise 14. maddenin (3). fıkrası açısında konu maddelerin Anayasaya aykırı olmadığı görüşünü belirtti. Ona göre sadece Yasanın 14. maddesinin (3). fıkrası Anayasanın 93. maddes-inin (3). fıkrasına ters düşmektedir.

Başsavcı Yardımcısı, Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasının kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, ödev ve yetkilerinin, hak ve yükümlülüklerinin, aylık ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin yasa il-e düzenlenmesini öngördüğü ve bu nedenle öğretmenler hakkında bu gibi işlemlerin tüzüklerle düzenlenmesini öngören Öğretmenler Yasasının 12(1), 30(3) ve 31. maddelerinin Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı olduğu görüşünü ileri sürdü. Kurucu M-eclis adına bulunan hukukçu da Başsavcı Yardımcısının bu görüşüne katıldı.

Başsavcı yardımcısı, Yasanın 13, 28, 33 ve 41. maddelerinin, bazı okullarda görev yapacak müdür muavinlerinin ve öğretmen kadrolarında ve köy kadın kursu kadrolarında yer alacak ö-ğretmenlerin sayısının her yıl için eğitim ve öğretim işleri ile ilgili Bakanlığın bütçesinde gösterilmek üzere Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulunun onayı ile saptanmasını öngördüğü cihetle, Anayasanın 93(2)(3), 73 ve 75. maddelerine aykırı olduğu görü-şünü ileri sürdü. Kurucu Meclis adına bulunan hukukçu da bu görüşe katıldı.

Başsavcı Yardımcısı, Yasanın 78(2) maddesinin okul etkinlikleri içinde resmi okul tatillerini belirlemek üzere yasadan alınan yetki ile yönetmelik ve genelge yapılmasını öngördü-ğü için Anayasanın 89.maddesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Kurucu Meclis adına bulunan hukukçu da bu görüşe katıldı ve ilâveten okul etkinlikleri içinde resmi okul tatillerinin yönetmeliklerle değil yasa ile düzenlenebileceği veya en azından çerçeve kur-allarının yasada yer alması gerektiği görüşünü savundu.

Başsavcı Yardımcısı, öğretmenlerin yerdeğiştirmesinde ilk giren son çıkar prensibini içeren Yasanın 12.maddesinin (2).fıkrasının öğretmenler arasında ayırım yaptığı ve Kamu Hizmeti Komisyonunun yetk-i ve bağımsızlığını ihlâl ettiği için Anayasanın 7 ve 93(3) maddelerine aykırı olduğu görüşünü ileri sürdü ve Meclis adına bulunan hukukçu da bu görüşe katıldı.

Başsavcı Yardımcısı, Yasanın 35(3) maddesinin orta, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile p-ratik sanat okullarında görev yapan öğretmenlere verilecek maaşın hizmet süresine uygun olarak ayarlanmasında mücahitlik ve mecburi askerlik sürelerinin nazarı itibara alınmasını ve emeklilik amaçları açısından geçerli kabul edilmesini öngörmekte ve bu iti-barla mücahitlik hizmetleri açısından öğretmenler arasında ve mecburi askerlik açısından da hem öğretmenler arasında hem de bu gibi sürelerden yararlanan öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında ayırım yapmakta ve bu nedenle Anayasanın 7. maddesine te-rs düşmekte olduğunu ileri sürdü. Yasanın bu maddesinin öğretmenler arasında yarattığı ayrıcalık bakımından Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğunu Meclisi temsil eden hukukçu da savundu.
Kamu görevlilerinin vekâleten atandıkları bir mevkide 3 aydan fa-zla görev yaptıkları takdirde 3 ay sonrasından itibaren söz konusu mekiin maaşına hak kazandıkları halde Öğretmenler Yasasının 70(4) maddesi vekâleten yürütülen göreve atanma yapıldığı tarihten itibaren öğretmene o mevkiin maaşını alma hakkı tanımaktadır. - Başsavcı Yardımcısına göre öğretmenlerle kamu görevlileri arasında yaratılan bu ayırım nedeni ile Yasanın 70. maddesinin (4). fıkrası eşitlik ilkesini öngören Anayasanın 7. maddesine aykırı düşmektedir. Kurucu Meclisi temsil eden hukukçu da bu görüşe ka-tıldı.

Başsavcı Yardımcısı, Yasanın 98. maddesi Bakanlığın köy, kasaba ve kentlerde öğretmen çocuklarının da yararlanabileceği kreşler açmasını öngördüğü cihetle Devletin bu gibi görevlerini ekonomik gelişme ve mali kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yeri-ne getirmesini öngören Anayasanın 52. maddesine ters düştüğünü ileri sürdü. Kurucu Meclis adına bulunan hukukçu ise Yasanın 98. maddesinin Anayasanın 52. maddesine aykırı olmadığı görüşünü savundu.

Yazılı görüş isteminde Yasanın 19. maddesinin de Anay-asaya aykırı olup olmadığı sorulmuşsa da Mahkemenin yapmış olduğu oturum sırasında Cumhurbaşkanı adına hazır bulunan Başsavcı Yardımcısı bu maddenin Anayasaya aykırı olduğunu iddia etmeyeceğini ve Cumhurbaşkanlığının bu madde hakkında görüş istemekten vazg-eçmiş olduğunu Mahkemeye bildirdi. Kurucu Meclis adına hazır bulunan hukukçu da bu madde hakkında herhangi bir iddia veya görüş ileri sürmedi. Bu durumda bizim bu madde hakkında herhangi bir görüş belirtmemiz gerekmemektedir.

Cumhurbaşkan Vekili tarafı-ndan sunulmuş ve Anayasa Mahkemesi olarak Yüksek Mahkeme tarafından incelenmiş olan konu hakkındaki Mahkemenin görüşü şöyledir:

Yasanın 5, 14(1)(2)(3), 15(2), 73, 77(1)(2), 87, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16)(21), 92. maddeleri ve Geçici 1. maddesi:

Öğretmenl-er Yasasının 5.maddesi öğretmenlerin atanmalarını, onaylanmalarını, sürekli ve emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilmelerini, yer değiştirmelerini, görevden çekilmiş sayılma, görevden uzaklaştırma veya göreve son verme dahil tüm disiplin işlemlerini -yapmayı, en az 25 yıl hizmeti bulunan emekli öğretmenler arasından seçilecek bir Başkan ve iki üyeden oluşan "Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Komisyonuna" vermiştir. Kamu Hizmeti Komisyonunun görev ve yetkilerini ifa edecek olan bu Komisyonun ihdasını öngöre-n bu maddenin Anayasanın 93(3) maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasanın 93(3) maddesi şöyledir:
"93.(3)Kamu görevlilerinin atanmalarını, onaylanmalarını, sürekli veya emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilmelerini, terfilerini,- nakillerini, emekliye sevklerini, azil ve görevden uzaklaştırma da dahil olmak üzere disiplin işlemlerini yapmak üzere, tarafsız ve bağımsız organ veya organlar kurulur. Bu organ veya organların kuruluşu ve işleyişi yasa ile düzenlenir-; Anayasanın bu konudaki diğer kuralları saklıdır;"


Yukarıda alıntısı yapılan Anayasanın 93(3) maddesine bakıldığında kamu görevlilerinin atanmaları, onaylanmaları, sürekli veya emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilmeleri, terfileri, nakiller-i, emekliye sevkleri, azil ve görevden uzaklaştırılmaları da dahil olmak üzere disiplin işlemlerini yapmak üzere bir veya icabı halinde birden fazla tarafsız ve bağımsız organın kurulabileceği açıklıkla görülmektedir. Bu Anayasa maddesinin amaçlarına yöne-lik 53/83 sayılı Kamu Hizmeti Komisyonu Dairesi Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Yasası uyarınca kurulan ve halen faaliyet gösteren ve Anayasanın saklı tuttuğu bazı istisnalar dışında tüm kamu görevlileri üzerinde yetkili bulunan bir kamu hizmeti komisyo-nu mevcuttur. Anayasanın 93. maddesine göre icap ettiği takdirde bu komisyona ek bir veya birden fazla komisyon kurulabilir. Ne var ki tüm kamu görevlileri üzerinde Anayasanın 93(3) maddesinin verdiği yetkileri kullanarak görev yapabilecek bir veya birde-n fazla kamu hizmeti komisyonu kurulmasına yetki verilirken, kamu görevlilerinin belirli bir zümre veya kesimine hitap edilmesi ve sadece o kesim için özel bir organın kurulmasına cevaz verilmesi Anayasanın konu maddesine ters düşmektedir. Anayasanın 93. -maddesinin diğer fıkraları ve özellikle 5 ve 6. fıkraları ile Anayasanın 105. ve 124(7) maddeleri de dikkate alındığında Anayasanın 93. maddesinin doğal olarak Devletin genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin de gerektird-iği asıl ve sürekli görevlerde çalışan kamu görevlilerinin atanma, onaylanma v.s. özlük işlerinin tarafsız ve bağımsız organ veya organlarla bir elden yürütmeyi amaçladığı görülmektedir. Özellikleri nedeniyle bazı kamu görevlilerinin atanmaları, onaylanm-aları, emeklilik hakları, azil ve görevden uzaklaştırılmaları v.s. özlük işleri Anayasada belirlenen maddelerde saklı tutulmuş veya açıklıkla belirtilmiştir. Bunların en açık örnekleri Anayasanın 93(5) ve (6). maddeleri ile Anayasanın 105. ve 124(7) madde-lerinde görülmektedir. Bu sıralanan maddelerin mevcudiyeti göz önünde tutulduğunda Anayasanın 93(3) maddesindeki organ veya organlar söz dizisinin belirli kamu görevlileri kesim veya zümresine hitap eden özel komisyonların kurulması anlamına gelmediği sar-ihtir. Nitekim K.T.F.D. Kurucu Meclisinde Anayasa çalışmaları sırasında 93. maddenin düzenlenmesine ilişkin görüşler dikkate alındığında Anayasada, güvenlik kamu görevlileri ve üst kademe yöneticileri gibi açıkça saklı tutulan istisnalar dışında, kamu gör-evlilerinin sadece belirli bir zümresine münhasır özel komisyon veya komisyonların kurulmasının arzu edilmediği Kurucu Meclisin tutanaklarından açıkça görülmektedir. Öte yandan, öğretmenler için kurulması öngörülen Komisyona atanacak başkan ve üyelerin sa-dece öğretmenlik yapmış en az 25 yıl hizmeti bulunan emekliler arasından seçilmesinin öngörülmesi ve bu emekliler zümresine münhasır kılınarak kısıtlanması, Anayasanın 93. maddesi uyarınca kamu görevlilerine hitap eden kamu hizmetleri komisyonunun görev ve- yetkileri göz önünde tutulduğunda Anayasanın bu maddesinin amaçladığı bağımsızlık veya tarafsızlığa gölge düşecektir.

Yasanın 5.maddesi yukarıdaki nedenlerden ötürü Anayasanın 93(3) maddesine aykırı olduğuna göre bu Yasa maddesi altında kurulması öngörü-len Eğitim ve Öğretim hizmetleri Komisyonunun yetki veya görev veren görüş bildirisine konu, Yasanın 12(1), 14(1)(2)(3), 15(2), 31, 77(1)(2), 73, 87, 91(8)(9)(10)(12)(16) (21), 92 ve Geçici 1. maddeleri de aynı nedenlerle Anayasaya aykırıdır. Başkan ve Ya-rgıç Salih S. Dayıoğlu bu görüşe katılmamaktadır. Başkan ve Yargıç Salih S. Dayıoğlu bu başlık altında sözü edilen maddelerden sadece 14. maddenin (1). fıkrasının ikinci bendi ile (3). fıkrasının Anayasanın 93(3) maddesine, değişik gerekçelerle, aykırı ol-duğu, diğer maddelerin ise aykırı olmadığı görüşündedirler.

Yasanın 12(1), 30(3) ve 31. maddeleri:
Bu maddelerin öğretmenlerin niteliklerinin, atanmalarının, ödev ve yetkilerinin, hak ve yükümlülüklerinin, aylık ödeneklerinin ve diğer özlü-k işlerinin yasa yerine tüzüklerle düzenlenmesini öngördüğü nedeni ile Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı olduğu ileri sürüldü. Anayasanın sözü edilen fıkrası aynen şöyledir:
"93.(2)Kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, ödev ve y-etkileri, hakları ve yükümleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri yasayla düzenlenir."

Yukarıdaki fıkrada öğretmenler dahil kamu görevlileri hakkında sözü edilen işlemlerin yasa ile düzenlenmesi öngörülmektedir. Nitekim Yüksek Mahkeme,- Anayasa Mahkemesi olarak, AM. 6/77 s.10'da şöyle demiştir:

". . . Buna ilâveten Bakanlıkların iç örgütlenmesi ile ilgili olarak çıkarılacak tüzükler kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hak ve yükümleri, aylık ve ödenekleri- ve diğer özlük işleri hususlarını kapsamaz. Bu hususların Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrası uyarınca yasa ile düzenlenmesi zorunludur."

Anayasada bir konunun yasa ile düzenlenmesi öngörüldüğü hallerde böyle bir konunun tüzüklerle düzenlenip düzenl-enemeyeceği hususunda Yüksek Mahkeme AM. 7/79 s.4-5'te şöyle demiştir:
"Anayasamız bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngörür. Anayasa 65. maddesi ile yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisini Kıbrıs Türk Federe Meclisine vermiştir. Ayrıca A-nayasanın 89. maddesine göre Anayasa veya yasa açıkça yetki vermedikçe devletin hiç bir organı tüzük yapamaz ve yürürlüğe koyamaz. Görülüyor ki Anayasa bazı konuların yasama organının denetiminde bulunmasını istediği açıktır. Genel hukuk ve uygar ülkeler-de uygulanan hukuk ilkelerine göre yasama organının belli konularda yürütme veya başka herhangi bir organa tüzük yapmaya veya belli konuları düzenlemeye yetki verebildiğine kuşku yoktur. Anayasa bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngördüğü hallerde da-hi, yasama organı bu gibi konularda da tüzül yapma yetkisini yürütmeye veya başka bir organa veya onları düzenlemek için yürütmeye veya başka bir organa yetki verebilir ancak bu gibi hallerde yürütme veya başka bir organa yasada verilen görevin açıklıkla b-elirtilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve ilgili yürütme veya organa tamamen keyfi hareket edecek yetkinin verilmemesine dikkat edilmesi gerekir. Kısaca özetlenecek olursa Yasama Organı Anayasa uyarınca düzenlemek istediği konuların alanını y-eterince sınırlandıracaktır. Bu gibi hallerde yürütme veya başka organın görevi, yasama organının tespit ettiği çerçeve içinde yasanın daha uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacını güden düzenlemeler yapmaktır. Başka bir deyimle yasa ile düzenlen-mesi öngörülen konunun temel yönleri yasa ile düzenlenmelidir. Tafsilât ise temel yönler çerçevesinde kalmak koşulu ile, yasama organı tarafından yetki verildiği takdirde, Yürütme veya başka bir organ tarafından düzenlenebilir."









T.C. Anayasa Mah-kemesi de 28.3.1964 günlü ve 1963/64 - 1963/71 sayılı (AMKD Sayı 1, s. 164-166) kararında şöyle demiştir:
"1- Anayasamız yasama yetkisini, yürütme görevini, yargı yetkisini ayrı ayrı organlara vermekle Anayasa Komisyonu raporundaki tabirle yumuşak kuvve-tler ayrılığı esasını kabul etmiştir. Buna göre şüphesiz yasama organı kanun yapma yetkisini başka ellere bırakamaz. Bu prensip Anayasanın 5. maddesinde açıklanmıştır. Yasama organı, herhangi bir sahayı Anayasaya uygun olması şartı ile, düzenleyebilir. - Bu düzenlemede bütün ihtimalleri gözönünde bulundurarak teferruata ait hükümleri de tespit etmek yetkisini haiz ise de; zamanın gereklerine göre sık sık tedbirler alınmasına veya alınan tedbirlerin kaldırılmasına ve yerine göre tekrar konulmasına lüzum g-örülen hallerde, yasama organının, yapısı bakımından, ağır işlemesi ve günlük olayları izleyerek zamanında tedbirler almasının güçlüğü karşısında esaslı hükümleri tespit ettikten sonra ihtisasa ve idare tekniğine taallük eden hususların düzenlenmesi için h-ükûmeti görevlendirmesi de yasama yetkisini kullanmaktan başka bir şey değildir. Şu hale göre: bu durumu yasama yetkisinin yürütme organına bırakıldığı anlamına almak doğru olamaz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .-
Kanun koyucu düzenleme alanının esaslarını tespit ve amacı tâyin ettikten sonra alınacak tedbirlerin ihtiyaca uygunluğunu sağlamak üzere yürütme organını görevlendirmiş ve bu görevin gerektirdiği tasarruflarda bulunmak yetkisini vermek suretiyle yasama- yetkisini bu yolda kullanmayı uygun bulmuştur."


Yukarıda değinilen kararlarda ve özellikle AM. 7/79'da belirtildiği gibi "Anayasa bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngördüğü hallerde dahi, yasama organı bu konularda da tüzük yapma yetkisini yürütm-eye veya başka bir organa veya onları düzenlemek için yürütmeye veya başka bir organa yetki verebilir ancak bu gibi hallerde yürütme veya başka bir organa yasada verilen görevin açıklıkla belirilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve ilgili yürütm-e veya organa tamamen keyfi hareket edecek yetkinin verilmemesine dikkat edilmesi gerekir." Yine aynı kararda belirtildiği gibi "bu gibi hallerde yürütme veya başka organın görevi, yasama organının tespit ettiği çerçeve içerisinde yasanın daha uygun bir ş-ekilde yürütülmesini sağlamak amacını güden düzenlemeler yapmaktır. Başka bir deyimle yasa ile düzenlenmesi öngörülen konunun temel yönleri yasa ile düzenlenmelidir. Tafsilât ise temel yönler çerçevesinde kalmak koşulu ile, yasama organı tarafından yetki- verildiği takdirde, yürütme veya bir organ tarafından düzenlenebilir."

Tüzüklerle ilgili anayasal durum yukarıda izah edildiği şekilde olduğuna göre incelenmesi gereken husus Yasanın Bakanlığa tüzük yapma yetkisini veren konu maddelerinin tüzük ile düze-nlenmesi öngörülen konuların alanını yeterince sınırlayıp sınırlamadığıdır.

İncelendiğinde görüleceği gibi Yasanın 30(3) ve 31. maddeleri tüzük yapma yetkisi vermekte ve fakat bu yetkinin alanını herhangi bir şekilde sınırlamamaktadır. Hatta madde 33(3)-'te tüzük yapma yetkisinin kime verildiği dahi belirtilmiş değildir.

Yasanın 12. maddesinin (1). fıkrasının durumu biraz daha farklıdır. Bu fıkrada yerdeğiştirmenin amaçları belirtilmekte ise de, 13. maddeye yapılan atıf dışında, düzenlenmesi istenen ko-nunun temel yönleri ile Yasada belirtildiği söylenemez. Sair bir deyimle yasa koyucu sadece amacı saptamış fakat düzenleme alanının esaslarını yeterince tespit etmemiştir.

Yapılan izahattan anlaşılacağı gibi Yasa, tüzük ile düzenlenmesi öngörülen konula-rın alanını sınırlamamış veya yeterince sınırlamamış ve bu nedenle konu maddeler yukarıda belirtilen ilkelere ve dolayısıyle Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı düşmektedir. Yargıç Salih S. Dayıoğlu 31. maddenin Anayasaya aykırı olduğu görüşün-e katılmamaktadır.





Yasanın 78(2) maddesi:
Bu maddenin, okul etkinlikleri içinde resmi okul tatillerini belirlemek üzere yasadan alınan yetki ile yönetmelik ve genelgeler yapılmasını öngördüğü için Anayasanın 89. maddesine aykırı olduğu ileri sür-üldü. Anayasanın 89. maddesi aynen şöyledir:
"89.Anayasa veya yasa açıkça yetki vermedikçe Devletin hiçbir organı, tüzük yapamaz ve yürürlüğe koyamaz. Yönetmelikler de ancak tüzüklere uygun olarak yapılır ve yürürlüğe konur."

"Yönetmelik" söz-cüğünün Türk Dil Kurumunun sözlüğündeki manası bir işin nasıl yönetileceğini madde madde gösteren yazılı kâğıt ya da kitap, "talimatname" olarak verilir. Demek ki "yönetmelik" uygulamanın nasıl yapılacağını gösteren belge veya diğer bir deyimle talimatnam-e anlamına gelir. Bundan da anlaşılacağı gibi yönetmelik mevzuatın nasıl uygulanacağını göstermek için yapılır. Anayasanın 89. maddesindeki amir kurala göre yönetmelikler ancak tüzüklere uygun olarak yapılıp yürürlüğe konabilir. Bu böyle olduğuna göre b-ir yönetmeliğin bir tüzüğe dayanması ve ona uygun olarak yapılması gerekir ve mevcut bir tüzüğe dayanmayan bir yönetmelik Anayasanın 89. maddesine ters düşer.

Genelgeler de yönetmeliklerle aynı sınıf ve dereceye girmektedir. Bu nedenle genelgelerin de -mevcut tüzüklere dayanması ve onlara uygun olarak yapılması gerekir ve mevcut tüzüklere dayanmayan genelgeler Anayasanın 89. maddesine ters düşer.

Yasanın 78. maddesinin (2). fıkrası, söz konusu yönetmelik ve genelgelerin herhangi bir tüzüğe dayanmasını -ve ona uygun olarak yapılıp yürürlüğe konmasını öngörmediği cihetle, Anayasanın 89. maddesine aykırıdır.


Yasanın 13, 28(1), 33 ve 41. maddeleri:
Bu maddelerin kadrolarda yer alacak öğretmenlerin sayısının Bakanlığın bütçesinde gösterilmek üzere Baknl-ığın önerisi ve Bakanlar Kurulunun onayı ile saptanmasını öngördüğü için Anayasaya aykırı olduğu ileri sürüldü.

Sözü edilen yasa maddeleri incelendiğinde gerçekten bazı okullarda görev yapacak müdür muavinlerinin ve öğretmen kadroları ile köy kadın kursu- kadrolarında yer alacak öğretmenlerin sayısının her yıl için eğitim ve öğretim işleri ile ilgili Bakanlığın bütçesinde gösterilmek üzere Bakanlığın önerisi üzerine ve Bakanlar Kurulunun onayı ile saptanmasını öngörmekte olduğu görülür.

Kamu görevliler-i ile ilgili kadroların, Anayasanın 91 ve 93(2) maddelerinin kuralları uyarınca, yasa ile düzenlenmesi gerekir. Tabiidir ki yasama organı kadro sayısını tespit etmek yetkisini, bu yetkinin temel yönlerini gerektiği şekilde belirtmek ve sayı bakımından sın-ırlamak şartı ile yürütmeye veya başka bir organa verebilir. -Gör: AM. 7/79. Ancak burada tezekkür edilmesi gereken husus kamu görevlisi olan öğretmenlerin kadrolarının bütçe yasalarında gösterilmek üzere düzenlenmesinin Anayasaya uygun olup olmadığıdır.- Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak, AM. 17/78 s. 7-8'de şöyle demiştir:
"Anayasa Mahkemesi 6/77 sayılı iptal davasında bu konuda "bütçe yasalarını öteki yasalardan ayıran ana ilke göz önünde tutulduğunda, bütçe yasasından başka bir yasanın Anay-asanın 65 ve 73. maddeleri uyarınca konulabileceği, 65 ve 75. maddeler uyarınca yapılan bir bütçe yasasının ise bütçe ile ilgili olmayan konular hakkında herhangi bir kuralı içeremeyeceği aşikârdır" kararını vermiştir . . . . . . . . . . . . . . . .

G-enel olarak yürürlükte olan herhangi bir yasa hükümlerini ortadan kaldıran veya değiştiren herhangi bir hükmün bütçe ile ilgisi olamaz. Bu nedenle ilke olarak denilebilir ki yürürlükte olan herhangi bir yasayı veya herhangi bir yasanın belli bir hükmünü d-eğiştiren veya ortadan kaldıran herhangi bir hüküm bütçe ile ilgili olmadığından bütçe yasasında böyle bir hüküm yer alamaz. Yine ilke olarak denilebilir ki bir yasada yer alması gereken herhangi bir kural veya hüküm, genellikle bütçeyi ilgilendiren bir h-üküm veya kural sayılamaz. Bu nedenle böyle bir hükmün bütçe yasasında yer almaması gerekir. Diğer taraftan bütçenin uygulanması ile ilgili, uygulamayı kolaylaştırıcı ve açıklayıcı nitelikte olan hükümler Bütçe ile ilgili olan hükümler olması nedeni ile -bütçe yasasında yer alır."


Yapılan iktibastan da anlaşılacağı gibi öğretmenlerle ilgili kadroların düzenlenmesinin, bütçeyi ilgilendiren bir konu olmadığı için, bütçe yasası ile yapılmaması gerekir. Yasanın sözü edilen 13, 28(1), 33 ve 41. maddeleri is-e öğretmen kadroları ile ilgili belirli düzenlemelerin bütçe yasalarında yapılmasını öngörmekte ve bu nedenle Anayasanın 65, 73 ve 75. maddelerine aykırı düşmektedir. Yargıç Salih S. Dayıoğlu bu görüşe katılmamaktadır.

Yasanın 12(2) maddesi:
Bu maddenin- yerdeğiştirmede ilk giren son çıkar prensibinin uygulanmasını öngördüğü için Anayasanın eşitlik ilkesini içeren 7. maddesine ve yerdeğiştirme işlemini yapacak organın bağımsızlığını ihlâl ettiği cihetle de Anayasanın 93(3) maddesine aykırı olduğu ileri sü-rüldü.

Yasa maddesinin öngördüğü prensibin, sair şekilde Anayasaya aykırı olmadığı takdirde, aynı durumda olan öğretmenlerin bazılarına uygulanması bazılarına ise uygulanmaması söz konusu değildir. Diğer bir deyimle bu prensibin aynı durumda olan tüm öğ-retmenlere uygulanması söz konusudur. Kanımızca sözü edilen Yasa maddesinin böyle bir prensip öngörmüş olması nedeni ile Anayasanın 7. maddesine aykırılığı yoktur.

Şimdi de maddenin öngördüğü prensibin Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasına ters düşüp- düşmediğinin incelenmesi gerekir. Bu fıkra kamu görevlisi olan öğretmenlerin nakillerinin tarafsız ve bağımsız bir organ tarafından yapılmasını öngörür. Yasanın 12(2) maddesi ise zorunlu nakiller dışındaki yerdeğiştirmelerde ilk giren son çıkar prensibi-nin uygulanmasını öngörmektedir. Maddenin tetkikinden görüleceği gibi öngörülmekte olan söz konusu prensibin zorunlu nakiller dışındaki yerdeğiştirmelerde kesin olarak uygulanması olup nakli yapacak organa bu gibi yerdeğiştirmelerde herhangi bir takdir ha-kkı bırakılmamıştır. Bu durumda bu maddenin nakli yapacak organın bağımsızlığını ihlâl edeceği ve bu nedenle Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu görüşündeyiz.

Yasanın 35(3) maddesi:
Bu maddenin, maaşın hizmet süresine uygun olarak -ayarlanmasında nazarı itibara alınmasını öngördüğü mücahitlik hizmetleri açısından öğretmenler arasında ve mecburi askerlik süresi açısından hem öğretmenler arasında hem de bu gibi süreden yararlanan öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında bir ayırım- yaptığı ve bu nedenle Anayasanın eşitlik ilkesini içeren 7. maddesine aykırı olduğu ileri sürüldü. - -

-Bu madde orta, mesleki ve teknik öğretim kadrolarındaki öğretmenlere verilecek maaşın hizmet süresine uygun olarak ayarlanmasında diğer hizmetler yanında mücahitlik hizmetleri ve mecburi askerlik süresinin dikkate alınmasını ve gerek maddenin amaçları gere-kse emeklilik amaçları bakımından hizmet süresine eklenmesini öngörür. Yasanın 18(5) maddesi incelendiğinde ise ilkokul başöğretmen ve öğretmenlerine verilecek maaşın hizmet süresine uygun olarak ayarlanmasında mücahitlik hizmetlerinin ve mecburi askerlik- süresinin nazarı itibara alınmasının öngörülmediği görülür. Öğretmenler arasında yapılan bu ayırımın haklı bir nedene dayandığı görülmemektedir. Bu nedenle Yasanın bu maddesi Anayasanın 7. maddesine aykırıdır.



Kamu görevlilerine mecburi askerlik hiz-meti emeklilik hakkı kazandıran hizmet olarak tanınmamıştır. Yasanın 35(3) maddesinde ise orta, mesleki ve teknik öğretim kadrolarındaki öğretmenler için mecburi askerlik süresi emeklilik hakkı kazandıran bir hizmet olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde sö-zü edilen öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında bir ayırım yapılmıştır. Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak, AM. 7/77 sayılı iptal davasında, kamu görevlileri ile siyasal kamu görevlilerinin emeklilik hakkı bakımından aynı nitelikte olduğuna- karar verdi. Bu böyle olduğuna göre yapılan aynı hizmet için kamu görevlisi olan orta, mesleki ve teknik öğretim kadrolarındaki öğretmenlerle diğer kamu görevlilerinin emeklilik bakımından aynı nitelikte olmadıkları söylenemez. Orta, mesleki ve teknik ö-ğretim kadrolarındaki öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında sözü edilen emeklilik hizmet süresi açısından yapılan ayırımın ise haklı bir nedene dayandığı iddia edilmemiş ve sair şekilde de gözükmemektedir. Bu nedenle Yasanın 35(3) maddesi Anayasan-ın 7. maddesine ters düşmektedir.

Söylenenlerden anlaşılacağı gibi Anayasaya aykırı olan yukarıda belirtilen hususlarda Anayasanın 7. maddesine ters düşen ayırımı yapan 35(3) maddesi olup böyle bir ayırım öngörmeyen 18(5) maddesi değildir.

Yasanın 70(4)- maddesi:
Kamu görevlilerinin vekâleten atandıkları bir mevkide üç aydan fazla görev yapmaları halinde üç aydan sonra söz konusu mevkiin maaşına hak kazandıkları halde Öğretmenler Yasasının 70(4) maddesi öğretmenler vekâleten yürütülen göreve atanma yapıl-dığı tarihten itibaren o mevkiin maaşını alma hakkını tanımaktadır. Öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında böyle bir ayırımı öngören Yasa maddesinin Anayasanın 7.maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Öğretmenler yaptıkları görev itibarı ile -diğer kamu görevlilerinden farklı oldukları bir gerçektir. Öğretmenlerin bu farklı durumu gözönünde tutulduğunda ilk nazarda öğretmenler ile diğer kamu görevlilerinin nitelikleri aynı olmamasından dolayı farklı zümreler arasında eşitlik aramanın veya bu k-avramı bu iki farklı zümreye uygulamanın doğru olmayacağı düşünülebilir. Ancak önümüzdeki meselede tezekkür edilmesi gereken konu öğretmenlere verilen maaş v.s. özlük işleri hususundaki farklılıklar değil de bir mevkiye vekâleten atanan bir öğretmen ile v-ekâleten atanan bir kamu görevlisi arasında yapılan ayrıcalık söz konusudur. Statü bakımından vekâleten atanan bir öğretmenle vekâleten atanan bir kamu görevlisi arasında herhangi bir fark yoktur ve vekâlet açısından aynı statüde olan bu kişiler arasında -eşitliğin sağlanması gerekir. AM. 7/77'de s.21'de eşitlik ilkesi detaylıca incelenerek şu görüşe yer verilmişti:
"Anayasanın 7. maddesinde öngörülen yasa önünde eşitlik ve hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınmaması ilkelerine aykırı mı-? Davalı yasa önünde eşitliğin herhangi bir yasanın çeşitli nitelikte hizmetleri dikkate alarak, görevlilere kendi içlerinde özellikler tanımasına mali olacak biçimde yorumlanmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Hiç şüphe yoktur ki yasa önünde eşitlik anc-ak nitelikte benzerlik ve yasaların getirdiği hükümlere uyarlık oranında söz konusu olabilir. Yasa önünde eşitlik kavramı tüm yurttaşların behemehal, her yönden her zaman aynı kurallara bağlı tutulmaları zorunluğunu içeremez. Bir takım yurttaşların başka- kurallara bağlı tutulmaları haklı bir nedene dayanmakta ise böyle bir durumda yasa karşısında eşitlik ilkesine ters düşüldüğünden söz edilemez."


AM. 7/77'de siyasal hizmetler yapmış kişiler 26/77 sayılı Emeklilik Yasası altında siyasal kamu görevlisi o-larak nitelendirilen kişilerdir. Diğer kamu görevlilerinden çok farklı ve birçok değişik özellikleri olduğu kabul edilmesine rağmen 'emeklilik maksatları' bakımından siyasal kamu görevlileri ile diğer kamu görevlileri arasında fark bulunmaması gerektiği v-e bunların emeklilik statüsü bakımından aynı olduğuna değinilerek şu görüşe yer verilmişti:
"Bu nedenle emeklilik hakkı bakımından aynı nitelikte olan kamu görevlileri ile siyasal kamu görevlileri arasında bir ayrıcalık ve eşitsizlik ortaya çıkmıştır v-e bu ayrıcalık veya eşitsizliğin herhangi bir haklı nedene dayandığı söylenemez."


Önümüzdeki yasa maddesini tezekkür ederken vekâleten atanan öğretmenler ile vekâleten atanan kamu görevlilerinin durumlarının yukarıdaki nedenlere binaen vekâlet açısında-n statülerinin aynı olduğu ve aralarında ayrıcalık yapılmaması gerektiği görüşündeyiz. Ayrıcalık yapıldığı durumlarda haklı neden mevcut ise bu ayrıcalığın Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğunun iddia edilemeyeceği birçok Anayasa Mahkemesi kararında değ-inilmiştir. Önümüzdeki Yasa bir bütün olarak incelendiğinde bu ayrıcalığı haklı gösterecek herhangi bir neden mevcut olmadığı gibi bu maddeyi savunan tarafca da herhangi bir haklı neden bulunduğu iddiası ileri sürülmüş değildir. Bu durumda Yasanın 70(4) -maddesi Anayasanın 7. maddesine aykırıdır. Başkan bu görüşe katılmamaktadır.

Yasanın 98. maddesi:
Yasanın bu maddesinin içerdiği kuralın buyurucu olduğu ve Bakanlığa köy, kasaba ve kentlerde öğretmen çocuklarının da yararlanabileceği kreşler açma müke-llefiyetini getirdiği ve bu mükellefiyetin mali kaynakların yeterliğine bağlanmadığı cihetle Anayasanın 52. maddesine aykırı olduğu ileri sürüldü. Anayasanın 52. maddesi şöyledir:
"52.Devlet, bu Anayasada belirtilen ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma- ödevlerini, ekonomik gelişme ile malî kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yerine getirir."


Görüleceği gibi Anayasa Devletin ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevlerini, ekonomik gelişme ile mali kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yerine getirmesini ö-ngörmektedir. Kreş açmanın ise sosyal amaçlı bir görev olduğu açıktır.
Bir yasa kuralı, mümkün olduğu takdirde, Anayasaya uygun olarak yorumlanır. -Gör: AM. 9/77. Öğretmenler Yasasının 98. maddesi ise Anayasanın 52. maddesine uygun olarak yorumlanabili-r ve böyle yapıldığı takdirde Anayasaya aykırılığı söz konusu olmaz. Anayasaya uygun olarak yorumlandığı takdirde konu yasa maddesinin bakanlığa yüklediği herhangi bir mükellefiyetin devletin ekonomik gelişme ve mali kaynaklarının yeterliğine bağlı olduğu- görülür. Yargıç Salih S. Dayıoğlu bu görüşe değişik gerekçe ile katılmaktadır.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme Öğretmenler Yasasının:
5, 14(2), 15(2), 73, 77(1)(2), 87, 89, 91(8)(9)(10)(12) (16)(21) ve 92. maddeleri ile Geçici 1. maddesinin Anayasanın 93. maddes-inin (3). fıkrasına aykırı olduğu görüşüne Başkan ve Yargıç Salih S. Dayıoğlu'nun karşıoyları ve oyçokluğu ile;
14. maddesinin (1). fıkrasının ikinci bendi ile (3). fıkrasının Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu görüşüne Başkan ve Yargıç- Salih S. Dayıoğlu'nun değişik gerekçeleri ve oybirliği ile;
12(1) ve 30(3) maddelerinin Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı olduğu görüşüne oybirliği ile;
31. maddesinin Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı olduğu görüşüne Yargıç Sa-lih S. Dayıoğlu'nun karşıoyu ve oyçokluğu ile;
18(5) maddesinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olmadığı görüşüne oybirliği ile;
12(2) maddesinin Anayasanın 93. maddesinin (2). fıkrasına aykırı olduğu görüşüne oybirliği ile;
13, 28(1), 33 ve 41. maddel-erinin Anayasanın 65, 73 ve 75. maddelerine aykırı olduğu görüşüne Yargıç Salih S. Dayıoğlu'nun karşıoyu ve oyçokluğu ile;
VIII.35(3) maddesinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğu görüşüne oybirliği ile;
70(4) maddesinin Anayasanın 7. maddesine ayk-ırı olduğu görüşüne Başkanın karşıoyu ve oyçokluğu ile;
78(2) maddesinin Anayasanın 89. maddesine aykırı olduğu görüşüne oybirliği ile;
98. maddesinin Anayasanın 52. maddesine aykırı olmadığı görüşüne Yargıç Salih S. Dayıoğlu'nun değişik gerekçesi ve oybir-liği ile -
vardığını bildirir.



(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç




(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

22 Şubat 1985.

KARŞI GÖRÜŞ YAZISI
Mahkemenin bildirisind-e birinci başlık altında ele alınan maddelere ve sondan bir evvelki başlık altında ele alınan madde 70(4)'e ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım. Öğretmenler Yasasının bu maddelerine ilişkin görüşüm aşağıda belirtildiği gibidir.

Yasanın 5, 14(1)(2)(-3), 15(2), 73, 77(1)(2), 87, 89, 91(8)(9)(10) (12)(16)(21), 92. maddeleri ve Geçici 1. maddesi:
Bu maddelerin, kamu görevlisi olan öğretmenlerin atanmalarını, onaylanmalarını, sürekli ve emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilmelerini, yerdeğiştirmele-rini ve görevden uzaklaştırma dahil disiplin işlemlerini yürütmek üzere bir Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Komisyonu kurulmasını ve bu komisyonun sözü edilen görev ve yetkilerle donatılmasını ve emekli 3 öğretmenden oluşmasını öngördüğü cihetle Anayasanın 93-. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu ileri sürüldü. Anayasanın 93.maddesinin (3). fıkrası aynen şöyledir:
"Kamu görevlilerinin atanmalarını, onaylanmalarını, sürekli veya emeklilik hakkı veren kadrolara yerleştirilme-lerini, terfilerini, nakill-erini, emekliye sevklerini, azil ve görevden uzaklaştırma da dahil olmak üzere, disiplin işlemlerini yapmak üzere, tarafsız ve bağımsız organ veya organlar kurulur. Bu organ veya organların kuruluşu ve işleyişi yasa ile düzenlenir; Anayasanın bu konudak-i diğer kuralları saklıdır."


Görüleceği gibi Anayasanın bu fıkrası kamu görevlileri ile ilgili olarak yukarıda sözü edilen görev ve işlemleri yapmak üzere tarafsız ve bağımsız organ veya organlar kurulmasını ve bunların kuruluş ve işleyişini yasa ile dü-zenlenmesini öngörmektedir. Fıkrada organ veya organlardan bahsedildiğine göre sözü edilen görev ve işlemleri yapmak üzere birden fazla organın kurulması bu fıkraya aykırı düşmez. Bu durumda tezekkür edilmesi gereken husus konu Yasa altında kurulan komis-yonun sadece öğretmenlere ilişkin olarak görev ve işlem yapmak üzere kurulmuş olmasının yukarıda metni verilen Anayasa fıkrasına ters düşüp düşmediğidir. Sözü edilen fıkra kurulmasını öngördüğü organlar arasında iş bölümü yapılmasını veya iş bölümü netice-si organlardan birine sadece bir kısım veya sınıf kamu görevlisi hakkında görev verilmesini kısıtlayan herhangi bir kural içermemektedir. Bu böyle olduğuna göre kurulan ikinci bir organın öğretmenler kitlesi gibi bir sınıf kamu görevlileri hakkında görev -ve işlem yapmasının doğrudan Yasada öngörülmüş olmasının Anayasanın yukarıdaki fıkrasına ters düştüğü söylenemez.

Şimdi de tezekkür edilmesi gereken husus konu komisyonun emekli öğretmenlerden oluşmasının öngörülmüş olmasının sözü edilen Anayasa fıkrasın-a aykırı olup olmadığıdır. Yukarıda metni verilen fıkranın tetkikinden görülebileceği gibi Anayasa organların kimlerden oluşacağına dair kural içermemekte ve bu gibi organların kuruluş ve işleyişinin düzenlenmesini yasaya bırakmaktadır. Anayasa fıkrasını-n öngördüğü koşul bu gibi organ veya organların tarafsız ve bağımsız olmasıdır. Bundan da anlaşılacağı gibi tarafsız ve bağımsız olması koşuluna bağlı olarak yasa bu gibi organ veya organların kimlerden oluşacağını tayin edebilir ve bunun sözü edilen Anay-asa fıkrasına bir aykırılığı olmaz. Konu komisyonun emekli öğretmenlerden oluşmasının öngörülmüş olmasının ise Anayasanın öngördüğü tarafsızlık ve bağımsızlık koşulunu ihlâl ettiği söylenemez. 1960'dan beri kurulan kamu hizmeti komisyonları emekli kamu g-örevlilerinden oluşmaktadır. Bu kamu hizmeti komisyonunun emekli kamu görevlilerinden oluşması o komisyonun tarafsız ve bağımsızlığını ihlâl etmez de öğretmenler için kurulan bir kamu hizmeti komisyonunun emekli öğretmenlerden oluşması niçin o komisyonun -tarafsız ve bağımsızlığını ihlâl etmiş olsun? Kanımca bu gibi bir komisyonun tarafsız ve bağımsızlığını ihlâl etmiş olsun? Kanımca bu gibi bir komisyonun emekli öğretmenlerden oluşması Anayasanın konu fıkrasına aykırı değildir.

Eğitim ve Öğretim Hizmet-leri Komisyonun kuruluşu ve işleyişinin düzenlenmesi, Öğretmenler Yasasının 5. maddesi altında, özel yasaya bıra kılmıştır. Bu komisyonun üyelerinin emekli öğretmenlerden oluşması Anayasaya aykırı olmamakla beraber belirtmek yerinde olur ki yapılacak özel- yasanın komisyonun, Anayasanın öngördüğü şekilde, tarafsız ve bağımsız olarak çalışabilmesini sağlamaya yönelik kuralları içermesi gerekir.

Söylenenlerden anlaşılacağı gibi sözü edilen maddeler, Eğitim ve Kamu Hizmetleri Komisyonu kurulması, bu komisyon-un öğretmenler hakkında Kamu Hizmeti Komisyonunun görev ve yetkileri ile donatılması ve bu komisyonun emekli öğretmenlerden oluşması açısından, Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olmadığı görüşündeyim. Ancak Yasanın 14. maddesinin (1). fıkras-ının ikinci bendi ile (3). fıkrasında komisyon yerine Bakanlığa bazı görevlendirme ve atama yetkileri verilmektedir. Şimdi de bu fıkraların Bakanlığa böyle yetki vermekle Anayasanın 93(3) maddesine aykırı düşüp düşmediğinin incelenmesi gerekir.

Yasanın -14. maddesinin (1). fıkrasının ikinci bendinde iki öğretmenli okullarda öğretmenlerden birinin Bakanlıkça sorumlu öğretmen olarak görevlendirilmesi ve bu şekilde görevlendirilen öğretmenin bulunduğu basamaktaki barem içi artış kadar bir ödenek alması ve bu- hizmetin yükselme amaçları için göz önünde bulundurulması öngörülmektedir. Bendin tetkikinden anlaşılacağı üzere bu gibi bir görevlendirme belirli bir mevkiye yapılan bir nevi atamadır ve Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrası kapsamında tarafsız ve bağı-msız bir organ tarafından yapılması gerekir.

14. maddenin (3). fıkrasında 12 veya daha fazla öğretmeni olan okullarda Başöğretmen "A" Yardımcısı bulunması, bunların Bakanlıkça atanmaları ve görevlerine karşılık bulundukları basamaktaki barem için artış k-adar bir ödenek almaları ve yükselme amaçları için bu hizmetlerinin göz önünde bulunması öngörülmektedir. Bakanlıkça yapılması öngörülen bu gibi atamaların Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrası kapsamında bir bağımsız ve tarafsız komisyon tarafından yapı-lması gerekir.

Yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü Yasanın 14. maddesinin (1). fıkrasının ikinci bendi ile (3). fıkrasının Anayasanın 93. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu görüşündeyim.

Yasanın 70(4) maddesi:
Kamu görevlilerinin vekâleten ata-ndıkları bir mevkide üç aydan fazla görev yaptıkları takdirde üç ay sonrasından itibaren söz konusu mevkiin maaşına hak kazandıkları halde Öğretmenler Yasasının 70(4) maddesi öğretmenlere vekâleten yürütülen göreve atanma yapıldığı tarihten itibaren o mevk-iin maaşını alma hakkını tanımaktadır. Öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında böyle bir ayırımı öngören yasa maddesinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğu ileri sürüldü.

Öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında sözü edilen ay-ırımın yapıldığı bir gerçektir. Tezekkür edilmesi gereken husus bu ayırımın Anayasanın eşitlik ilkesini öngören 7. maddesine aykırı olup olmadığıdır.

Anayasanın 7. maddesinin öngördüğü eşitlik aritmetik bir eşitlik değildir. Anayasanın bu maddesi keyfi- ayırımları önlemeyi amaçlamakta fakat meseleleri kendilerine öz nitelikleri icabı yapılması gereken makul ayırımları saf dışı etmemektedir. Yasa önünde eşitlik ancak nitelikte benzerlik ve yasaların getirdiği hakların uyumluluğu oranında söz konusudur. -Yasa önünde eşitlik kavramı tüm yurttaşların behemehal her yönden her zaman aynı kurallara bağlı tutulmalarını zorunlu kılmaz. -Gör: AM. 10/83.

Öğretmenlerin, yaptıkları hizmet, hizmet verdikleri sınıf, mesai saatları ve sair hizmet koşulları bakımından- diğer kamu görevlilerinden farklı bir statüde bulundukları açıktır. Bu böyle olduğuna göre de vekâlet hizmeti karşılığı alınacak ödenek bakımından, öğretmenlerle diğer kamu görevlileri arasında yapılan ayırımın Anayasanın 7. maddesine aykırı olmadığı gör-üşündeyim.






(Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan
22 Şubat 1985


KARŞI GÖRÜŞ YAZISI

1.Sayın Başkan Şakir Sıdkı İlkay'ın Öğretmenler Yasasının 5, 14(1)(2)(3), 15(2), 73, 77(1)(2), 87, 89, 91(8)(9)(10)(12)(16) (21) ve 92. maddeleri ile Geç-ici 1. maddesi hakkında Karşı Görüş Yazısında serdettiği görüş ve vardığı sonuç ile hemfikirim. Sadece Yasanın 14. maddesinin (1). fıkrasının (2). paragrafının Anayasanın 93(3) maddesine aykırı olduğunu vurgulamak isterim.

Yasanın 31. maddesi:
Bu mad-de öğretmenlerin atanmalarının, yükselmelerinin ve yerdeğiştirmelerin en fazla üyeli ilgili öğretmen sendikalarının temsilcileriyle istişareden sonra Bakanlıkça hazırlanan atama, yükselme ve yerdeğiştirme tüzüklerine göre Yasanın 92. maddesine uygun olarak- yapılmasını öngörmektedir. Anayasanın 93(2) maddesi ise bu gibi işlemlerin yasa ile düzenleneceğine amirdir.

AM. 7/79 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında bir işlemin yasa ile yapılacağını Anayasanın öngörmesi halinde bu gibi işlemin tüzüklerle de yapı-labileceği ancak tüzüklerin çerçevesinin yasaca saptanması gerektiği vurgulanmıştı. Bundan hareketle öğretmenlerin atanmaları ile ilgili çerçeve Yasanın 7, 9 ve 21. maddelerinde çizilmesine karşın, gerek yükselmelerde ve gerekse yerdeğiştirmelerde böyle b-ir çerçeve çizilmemiştir. Bundan ötürü 31. maddenin sadece "yükselme" ve "yerdeğiştirmeleri" içerdiği oranda Anayasanın 93(2) maddesine aykırı olduğu görüşündeyim.

3.Yasanın 13. maddesi:
Yasanın 13(1) maddesi öğretmenlerin yıllık kadrolarını düzenl-eyen maddedir. Bu maddenin (2). fıkrası ise kadro sayısının hangi esasa göre saptanacağını öngörür. Bu fıkraya göre, saptama, ilk 35 öğrenciye 1 öğretmen, 35'ten fazla her 30 veya daha az öğrenciye 1 öğretmen esasına göre yapılır. Kadronun böyle bir esa-sa göre yapılması öğrenci sayısının yıldan yıla değişken oluşundandır.

Öğretmenler Yasasının 6. maddesi Bakanlığa bağlı okullarda ve köy kadın kursu merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin, Bakanlığın ek kadrosu olduğunu belirtmesine karşın öğretmen sa-yısının rakam olarak belirgin bir şekilde saptamadığı aşikârdır. Ancak bu sayının saptanması için 13(2) maddesi ile bir kıstas getirilmiştir. Bu kıstası uygulayıp sayıyı belirlemeyi ise Bakanlar Kurulunun onayından geçmesi koşulu ile Bakanlığa bırakmıştı-r. Bu şekilde belirlenecek sayı Bakanlar Kurulunun onayından geçtikten ve yasal bir hüviyete kavuştuktan sonra hali ile Bütçe Yasasında Bakanlığın bütçesine yansıyacaktır. Böyle bir yansıma o yılki öğretmen kadrosunun sayısal durumunun bütçe yasası ile b-elirlendiği anlamına alınamaz. Sayısal belirleme Yasanın 13(1) maddesi ile ilgili Bakanlığa belli bir çerçeveyi çizdikten sonra verdiği yetki sonucu vücut bulmuştur.

Anayasa Mahkemesi 7/79'da yasama organının yürütmeye veya başka bir organa böyle bi-r yetki verebileceğini ancak keyfiliğe kaçmasını önlemek için verilecek yetkinin temel yanlarını belirtmesi ve sayı bakımından bir sınırlama getirmesi gerektiği vurgulanmıştı. Mahkeme bu hususta şunları söylemişti:
"Yasama organı Bakanlık ve diğer kuru-m veya kuruluşların etkinlik ve verimliliğini sağlamak amacı ile kadro sayısının tesbitini yürütmeye veya başka bir organa vermek isterse yürütmenin veya başka organın bu husustaki yetkisinin temel yönlerini belirtmesi ve sayı bakımından sınırlaması gere-kir"




Kanımca Yasanın 13(2) maddesi sayı bakımından böyle bir sınırlama getirmiştir. Bakanlık, değişiklik arzeden her yılki öğretmen sayısını saptarken Yasanın 13(2) maddesinin öngördüğü kıstası uygulamak mecburiyetindedir. Bunun da yapılması hali-nde Bakanlığın keyfi bir şekilde hareket edebileceği savı geçerli olamaz. Bu nedenle 13. maddenin Anayasaya aykırı olduğu görüşüne katılmıyorum.

4. Yasanın 28(1) maddesi:
Yukarıda Yasanın 12(1) maddesi için serdettiğim görüşler bu madde için geçer-li değildir. Çünkü her Orta, Mesleki ve Teknik Öğretmen Kurumunda ve Optimum Kapasiteli Pratik Sanat Okulunda en az bir müdür muavini olacağına karşın bu gibi okullarda birden fazla müdür muavini olabileceği ancak birden fazla olması halinde bu sayının na-sıl saptanacağına dair belli bir kıstas yoktur. Bu durumda birden fazla müdür muavini sayısının belirlenmesinde keyfiliğe kaçabilecek bir ortam mevcuttur. Bu nedenle Yasanın 28(1) maddesinin birinci cümlesi Anayasaya aykırı olmadığı ancak ikinci cümlesin-in Anayasanın 65 ve 91. maddelerine aykırı olduğu görüşündeyim.

5.Yasanın 33. maddesi:
Öğretmenlerin sayısının belirlenmesinde uygulanacak kıstas ve dolayısıyle bir çerçeve var olduğu cihetle yukarıda 13. madde için serdettiğim görüşlerim bu madde i-çin de geçerlidir. Bu nedenle bu maddenin Anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyim.

6.Yasanın 41. maddesi:
Yasanın bu maddesi aynı yasanın 33. maddesi ile birlikte okunması gerekir. Bunun yapılması halinde 33. maddede öngörülen kıstas ve çerçeve ayne-n bu maddeye de uygulanır. Binaenaleyh bu doğrultuda serdettiğim görüşler ışığında bu maddenin Anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyim.
7.Yasanın 98. maddesi:
Öğretmenler Yasası bir bütün olarak okunduğunda ve Anayasanın 52. maddesi hükümleri de d-ikkate alındığında bu maddenin emredici olmayıp sadece yön verici nitelikte olduğu anlaşılacaktır. Sözü edilen maddenin bu şekilde yorumlanabileceği ve bunun sonucu Anayasaya aykırı olduğundan söz edilmesi olası değildir. (Gör. AM. 9/77).






-(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç

22 Şubat 1985.
-1


24



-


Full & Egal Universal Law Academy