Anayasa Mahkemesi Numara 3/2010 Dava No 6/2011 Karar Tarihi 22.12.2011
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 3/2010 Dava No 6/2011 Karar Tarihi 22.12.2011
Numara: 3/2010
Dava No: 6/2011
Taraflar: Med.Vet.Nazım Akçaba ile KKTFD Cumhurbaşkanı vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı ve diğerleri arasında
Konu: Anayasaya aykırılık - 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasasının 3(4) ve 4(1) maddeleri ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 51(2)(c) maddesinin Anayasanın bazı maddelerine aykırı oldukları iddiası.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 22.12.2011

-D. 6/2011Anayasa Mahkemesi:3/2010
(YİM: 158/2008)


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Başkan, Mustafa H. Özkök, Şafak Öneri, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.

Anayasanın 148 (1-) maddesi hakkında.


Yüksek İdare Mahkemesi tarafından 158/2008 sayılı YİM davasında (Davacı Med.Vet. Nazım Akçaba, Lefkoşa ile Davalı 1. KKTC Cumhurbaşkanı vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı Lefkoşa ve diğerleri) arasında sunulan konu.

Davacı tarafından Av-ukat Hasan Esendağlı
Davalılar tarafından Savcı İlter Koyuncuoğlu.


K A R A R


KONU: 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) ve 4(1) maddeleri ile madde 4(1)'in 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'ndaki muadili olan madde 51 (2)(c)'-nin Anayasa'nın 1,3,4,5,7,8,10,17(1),76 ve 152(1) maddelerine aykırı olup olmadıkları.

I. OLAY:
Veteriner Dairesi Tabiblik Hizmetleri Sınıfı I. Derece Veteriner Şube Şefi olarak görev yapan ve 12.1.2007 tarihinde Bakan Önder Sennaroğlu'nun görev süresi e-snasında 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası madde 3(2) (b)'ye uygun olarak üçlü kararname ile Veteriner Dairesi Müdürlüğüne atanan Davacı 16.12.2008 tarihinde yine aynı Bakan'ın görev süresi içinde konu Yasa'nın 3(4) maddesine uygun olarak üçlü -kararname ile görevden alındı. Müdürlükten alınan Davacı, atama kararnamesinden önceki görevine döndü.

Yüksek İdare Mahkemesinde dava açan Davacı, 158/2008 sayılı davada, Mahkemeden kendisini görevden alan kararnamenin geçersiz ve/veya hükümsüz ve/veya -etkisiz olduğuna, bu iddiasının kabul görmemesi halinde Veteriner Dairesi Müdürlüğünden alındıktan sonra müşavirliğe atanmaması yönünde yapılan ihmalin yapılmaması gerektiğine ve yapılması ihmal olunan işlemin yapılmasına, 12.1.2007 tarihli atama kararname-sinin halen geçerli ve/veya yürürlükte olduğuna dair karar talep etti.

158/2008 sayılı davanın Yüksek İdare Mahkemesindeki duruşmasında Davacı 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) ve 4(1) maddeleri ile madde 4(1)'in 7/1979 sayılı Kamu G-örevlileri Yasası'nda muadili olan madde 51(2)(c)'nin davanın karara bağlanmasında etkili ve Anayasa'nın 1,3,4,5,7,8,10,17(1), 76 ve 152(1) maddelerine aykırı olduklarını iddia ederek Anayasa'ya aykırılık iddiasının karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemes-ine sunulması isteminde bulundu. Yüksek İdare Mahkemesi de Anayasa'ya aykırılıkları ileri sürülen yasa maddelerinin davanın karara bağlanmasında etkili oldukları kararına vararak ilgili yasa maddelerinin Anayasa'ya aykırılık iddiasını karara bağlanmak üze-re Anayasa Mahkemesine sundu.

II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:

Davacının iddiaları özetle aşağıdaki gibidir:

53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) maddesine göre bir üst kademe yöneticisi, herhangi bir sebep gösterilmeden ilgili Bakan-, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalarını taşıyan bir kararname ile, diğer bir ifade ile üçlü kararname ile görevden alınabilir. Hukuk devleti işlem ve eylemleri yargı denetimine tabi olan devlettir; idarenin işlem ve eylemleri hukuka uygun ve yargı denet-imine açık olmalıdır. Yargı denetiminin etkin olabilmesi idari işlemin, kararın sebebinin, gerekçesinin bilinmesi ile sağlanabilir. Bir üst kademe yöneticisinin sebep gösterilmeden görevden alınması etkin yargı denetimini olanaksız kılar ve hukuk devlet-i veya özde ayni olan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılık oluşturur; bu nedenle Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) maddesi Anayasa'nın 1 ve 152(1) maddelerine aykırıdır.

Anayasa'ya uygunluk denetiminde uluslararası sözleşme kuralları ülkemizde ölç-ü norm olarak kullanılır; bir üst kademe yöneticisinin sebep gösterilmeden görevden alınabileceğini düzenleyen Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) maddesi, çalışanın işine son verilmeden sebep gösterilmesini ve söz hakkı tanınmasını öngören 17/1993 say-ılı Yasa ile onaylanan Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)'nün 1982 tarih ve 158 sayılı İstihdama Son Verme (Termination of Employment) Sözleşmesine aykırıdır.

Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 4(1) maddesindeki düzenlemeye göre bir üst kademe yöneticis-i kendisini atama isteminde bulunan Bakanın görev süresi içinde görevden alınması halinde eski görevine döner, ilgili Bakanın değişmesinden sonra görevden alınması halinde ise müşavirliğe getirilir. Bu düzenleme Anayasa'nın 8. maddesinde yer alan yasa ön-ünde eşitlik ilkesini ihlal etmektedir.

2) Davalıların iddialarının özeti de şöyledir:
Üst Kademe Yöneticiliği mevkilerine atamayı siyasi irade yapar, atamanın olduğu gibi görevden alma da siyasi niteliklidir ve siyasi iradeye çok geniş bir takdir yetki-si tanınmıştır. Atama yapılırken sebep gösterme aranmadığı gibi görevden almada da sebep gösterme aranmaması, herhangi bir Anayasa kuralını ihlal etmez.

17/1993 sayılı Yasa ile onaylanan Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)'nün 1982 tarih ve 158 sayılı İst-ihdama Son Verme (Termination of Employment) Sözleşmesi'nin hükümleri, Davacının işine son verilmediği cihetle, ölçü norm olarak kullanılamaz.

Atama isteminde bulunan Bakanın görev süresi içinde görevden alınan üst kademe yöneticisinin atamadan önceki- görevine dönmesi ile atama isteminde bulunan Bakanın değişmesi ile görevden alınan üst kademe yöneticisinin müşavirliğe getirilmesi yasa önünde eşitlik ilkesini zedelemez.

III. İLGİLİ YASA MADDELERİ:

53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası
Madde-



3.(4)Yukarıdaki (2)'inci fıkra uyarınca atanan üst kademe yöneticilerinin herhangi bir sebep gösterilmeden görevden alınmaları da aynı şekilde ilgili bakan, Başbakan ve Devlet Başkanının imzalarını taşıyan veya yukarıdaki (2)'inci fıkranın (c) b-endi gereğince atananlar için Devlet Başkanı, Başbakan ve Maliye Bakanının imzalarını taşıyan III. Cetveldeki kararname ile görevden alınır.
Görevden alınan üst kademe yöneticisi-nin görev-lendirilmesi ve maaşı.
22/2006


4.(1)Üst kademe yöneticiliği -kadrolarından birine, üst kademe yöneticisi olarak atanan bir kamu görevlisi, kendisini bu göreve atama isteminde bulunan, aynı Bakanın görev süresi içinde tekrar eski görevine döndürülmediği ve ilgili Bakanın değişmiş olması nedeniyle aynı yöntemle üst k-ademe yöneticiliği görevinden alındığı takdirde bu göreve atanmadan önce iktisap ettiği bareme bakılmaksızın, barem 17B üzerinden müşavirliğe getirilir ve bu baremde üst kademe yöneticiliği yaptığı her hizmet yılına karşılık bir kademe ilerlemesi alır.
An-cak, üst kademe yöneticisi olarak atanmadan önce, bulunduğu kadronun baremi en az barem 17B olan veya atanmadan önce bulunduğu kadronun baremine bakılmaksızın asgari iki yıl üst kademe yöneticiliği yapan bir kamu görevlisi, üst kademe yöneticiliği yaptığı -mevkiin maaşını almaya devam eder.

7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası

Madde 51 . (2)(c) Üst kademe yöneticiliği kadrolarından birine, üst kademe yöneticisi olarak atanan bir kamu görevlisi, kendisini bu göreve atanma isteminde bulunan, aynı Bak-anın görev süresi içinde tekrar eski görevine döndürülmediği ve ilgili Bakanın değişmiş olması nedeniyle Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nda öngörülen yöntemle üst kademe yöneticiliği görevinden alındığı takdirde bu göreve atanmadan önce bulunduğu kadro bar-eminde kazandığı hak dereceleriyle, Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın bu konudaki kurallarına bakılmaksızın, Barem 17 B üzerinden müşavirliğe getirilir ve bu baremde üst kademe yöneticiliği yaptığı her hizmet yılına karşılık bir kademe ilerlemesi alır.
-IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:

Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Madde 3.
(1)Egemenlik, kayıtsız şartsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarında-n oluşan halkındır.
(2)Halk, egemenliğini, Anayasanın koyduğu ilkeler çerçevesinde, yetkili organları eliyle kullanır.
(3)Halkın hiçbir zümresi, kesimi ve kişisi, egemenliği kendine mal edemez.
(4)Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını bu Anayasa'-dan almayan bir yetki kullanamaz.

Madde 4.
Yasama yetkisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı adına Cumhuriyet Meclisinindir.

Madde 5.
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılır -ve yerine getirilir.

Madde 7.
(1)Yasalar Anayasaya aykırı olamaz.
(2)Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet yönetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Madde 8.
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksiz-in, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3)-Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.

Madde 10.
(1)Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sah-iptir.
(2)Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerek-li koşulları hazırlar.
(3)Devletin yasama, yürütme ve yargı organları, kendi yetki sınırları içinde, bu Kısım kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamakla yükümlüdürler.

Madde 17.
Kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen- mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler oluşturulması yasaktır.
................................

Madde 76.
(1)Herkes, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayet-leri hakkınde tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve bunların süratle incelenmesi ve karara bağlanması hakkına sahiptir.
Gerekçeye dayanacak olan bu karar, en geç otuz gün içinde, dilek ve şikayet sahibine yazılı olarak bil-dirilir. Böyle bir karardan zarar gören herkes veya otuz gün içerisinde kendisine bir karar bildirilmeyen her ilgili, dilek ve şikayet konusu hakkında yetkili mahkemeye başvurabilir.
(2)Yurttaşlar, tek başlarına veya topluca Cumhuriyet Meclisine yazı ile- başvurma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılma biçimi yasa ile düzenlenir.

Madde 152.
(1)Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, bu Anayasanın v-eya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikayeti ile kendisine yapılan başvuru hak-kında, kesin karar vermek münhasır yargı yetkisine sahiptir.
....................................

V. İNCELEME:

Konu, ileri sürülen iddialar, ilgili Yasa ve Anayasa maddeleri ışığında değerlendirildi ve gereği düşünüldü.

53/1977 sayılı Üst Kademe Yönet-icileri Yasası'nın 3(4) maddesi bir üst kademe yöneticisinin, herhangi bir sebep gösterilmeden, ilgili Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalarını taşıyan bir kararname ile görevden alınabileceğini düzenlemektedir.
Görülebileceği gibi konu Yasa maddes-i idareye, herhangi bir sebep göstermeden idari bir karar alma yetkisi tanımaktadır. İdare hukukunda sebepsiz işlem olamaz, idare her işleminde mutlaka bir sebebe dayanır. Bu düzenleme ile idare yaptığı işlemin sebebini açıklamakla yükümlü tutulmamıştır.- Hukukun üstünlüğü ilkesine göre idarenin işlem ve eylemlerinin hukuka uygun ve yargı denetimine açık olması gerekir. İdareye, herhangi bir sebep göstermeden, bir üst kademe yöneticisini görevden alma yetkisi veren bu düzenlemenin hukukun üstünlüğü ilkes-ini ihlal edip etmediği resmin bütününe bakarak, bütünü değerlendirilerek karara bağlanmalıdır.

Üst kademe yöneticileri, Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 6. maddesinde aranan asgari nitelikleri taşıyan kamu görevlileri arasından, münhal ilan edilmeden-, sınav yapılmadan Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının müşterek tercih ve iradeleri ile ve ileride herhangi bir sebep gösterilmeden görevden alınmaları koşulu ile atanırlar. Anayasa Mahkemesi, Birleştirilmiş AMK 10,11,12, ve 13/94 (D.2/95) sayılı kararı-nda, 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın bir dereceye kadar siyasi nitelikli olduğuna, üst kademe yöneticiliğine atanan bir kişinin siyasal makamın tercihi olduğu gerçeğinin yadsınamayacağına yer vermiştir. Üst kademe yöneticilerinin atanaca-ğı mevkiler siyasi mevki olarak görüldüğünden, yasa koyucu bu düzenleme ile siyasi iktidara hükümet programını uygularken uyum içerisinde çalışacağı kişileri yönetici olarak atama olanağı sağlamıştır. Atamanın olduğu gibi görevden alma da siyasi nitelikli-dir ve siyasi iktidara çok geniş bir takdir yetkisi tanımıştır. Siyasi iradenin münhal ilan etmeden, sınav yapmadan tamamen kendi tercihi ile üst kademe yöneticiliğine atadığı bir kamu görevlisini yine tamamen kendi tercih ve iradesi ile ve herhangi bir- sebep gösterme zorunda olmadan üst kademe yöneticiliğinden alması, bu bütünsellik içerisinde hukukun üstünlüğü ilkesine veya Anayasa'nın 152(1) maddesine veya havale isteminde gösterilen herhangi bir Anayasa maddesine aykırı görülmemektedir.

Bir üst kad-eme yöneticisinin sebep gösterilmeden görevden alınabileceğini düzenleyen 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) maddesinin 17/1993 sayılı Yasa ile onaylanan Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)'nün 1982 tarih ve 158 sayılı İstihdama Son Verm-e (Termination of Employment) Sözleşmesi kurallarına aykırı olduğu da ileri sürülmüştür. Konu sözleşme kuralları çalışanın işine son verildiği, işten çıkarıldığı durumlarda uygulanır, Davacı işten çıkarılmadığı, işine, kamu görevine son verilmediği cihetl-e sözleşmenin bu konuya ugulanması, sözleşme kurallarının ölçü norm olarak kullanılması söz konusu değildir.

Davacı, Yüksek İdare Mahkemesinde açtığı davada, üst kademe yöneticiliğinden alındıktan sonra müşavirliğe getirilmemesinin bir ihmal olduğundan y-akınmaktadır. Davalıların Davacıyı Veteriner Dairesi Müdürlüğünden, yani üst kademe yöneticiliğinden, alındıktan sonra müşavirliğe getirmemekle ihmalde bulunduklarını söyleyebilmek için ilgili mevzuatın Davalıları Davacıyı müşavirliğe getirmekle yükümlü- kılması gerekir. Ne 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 4(1) maddesi, ne de bu maddenin muadili olan 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 51(2)(c) maddesi Davacının müşavirliğe getirilmesini öngörmemektedir. Davacı üst kademe yönetici-liğine atanmasını isteyen Bakanın görev süresi içerisinde üst kademe yöneticiliğinden alındığı cihetle yukarıda belirtilen Yasa maddeleri gereği atamadan önceki eski görevine döndürülmüş, müşavirliğe getirilmemiştir; konu maddelere göre Davacı ancak ilgili- Bakanın değişmesi ile görevden alınmış olması halinde müşavirliğe getirilebilirdi. Davacı yukarıda konu edilen her iki maddenin yasa önünde eşitlik ilkesine yer veren Anayasa'nın 8. maddesine aykırı olduklarını ileri sürmektedir. Anayasa Mahkemesi bu m-addelerin Anayasa'ya aykırı olduğu kararına varırsa, Yüksek İdare Mahkemesi Davacının YİM 158/2008 sayılı davasını karara bağlarken bu maddeleri yok sayacak, değerlendirmeye almayacak, önündeki davaya uygulamayacaktır.

53/1977 sayılı Üst Kademe Yönetici-leri Yasası'nın 4(1) maddesi ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 51(2)(c) maddelerinin yok sayılması, bu maddelerin değerlendirmeye alınmaması, bu maddelerle getirilen kuralın uygulanmaması, Davalıları Davacıyı müşavirliğe getirmekle yükümlü k-ılar mı? Bu sorunun cevabı tereddütsüz hayırdır. Konu maddelerin Anayasa'ya aykırı bulunmaları Davacıya bir hak sağlamayacak, Davacı bu aykırılıktan yararlanmayacaktır; bu durumda konu maddelerin Yüksek İdare Mahkemesindeki davanın karara bağlanmasında- etkili olmayacakları görüldüğünden, Anayasa'ya aykırı olup olmadıklarının karara bağlanması da gerekmemektedir. Anayasa Mahkemesi AMK.2/82 (D.9/82) sayılı kararında, Anayasa Mahkemesinin meseleye el koyduktan sonra etkenlik konusunu bizzat inceleyerek ka-rar verebileceğini, etkenlik şartının mevcut olmadığı hallerde Anayasa'ya aykırılık hususunda bir inceleme yapmayacağını belirtmiştir.

Davacı Anayasa Mahkemesi önünde 53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 4(1) maddesinin tümü ile Anayasa'ya a-ykırı olduğu iddiasında olmadığını, bu madde metninde yer alan aşağıda altı çizili olarak gösterilen "kendisini bu göreve atama isteminde bulunan, aynı Bakanın görev süresi içinde tekrar eski görevine döndürülmediği ve ilgili Bakanın değişmiş olması neden-iyle" söz dizisinin yasa önünde eşitlik ilkesini düzenleyen Anayasanın 8. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Aynı durum 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 51(2) (c) maddesi için de geçerlidir. Davacıya göre aynı Bakan döneminde görevden -alınan bir üst kademe yöneticisinin müşavir olamayacağını ve eski görevine döndürüleceğini içerdiği oranda konu maddeler Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır.

4. (1) Üst kademe yöneticiliği kadrolarından birine, üst kademe yöneticisi olarak atanan bi-r kamu görevlisi, "kendisini bu göreve atama isteminde bulunan, aynı Bakanın görev süresi içinde tekrar eski görevine döndürülmediği ve ilgili Bakanın değişmiş olması nedeniyle" aynı yöntemle üst kademe yöneticiliği görevinden alındığı takdirde bu gör-eve atanmadan önce iktisap ettiği bareme bakılmaksızın, barem 17B üzerinden müşavirliğe getirilir ve bu baremde üst kademe yöneticiliği yaptığı her hizmet yılına karşılık bir kademe ilerlemesi alır.

Davacının Anayasa Mahkemesi önünde ileri sürdüğü Ana-yasa'ya aykırılık iddiası ileri sürüldüğü şekli ile değerlendirilir ve altı çizili olarak tırnak içinde gösterilen söz dizisi Anayasa'nın 8. maddesinde ifadesini bulan eşitlik ilkesine aykırı bulunursa tırnak içindeki söz dizisinin Davacının Yüksek İdare- Mahkemesi önünde bulunan davasında yok sayılıp uygulanmayacağı sonucu doğacaktır. Bu durumda da görevden alınan her üst kademe yöneticisi müşavirliğe getirilecektir. Sadece tırnak içindeki söz dizisinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı incelenir ve söz d-izisi Anayasa'ya aykırı bulunursa yasa maddesi ile getirilen kural değiştirilmiş olacaktır, yukarıda ifade edildiği gibi görevden alınan her üst kademe yöneticisinin her durumda müşavirliğe getirilmesi yönünde kural değişmiş olacaktır. Şüphesiz bu yasa ko-yucunun iradesi değildir. Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 4(1) maddesi ile aynı içerikli Kamu Görevlileri Yasası'nın 51(2)(c) maddesinin eşitlik ilkesini zedelediklerini ve Anayasa'ya aykırı olduklarını düşünürsek, görevden alınan üst kademe yöneticile-rinin eski görevlerine mi döneceklerine yoksa müşavirliğe mi getirileceklerine yasa koyucu karar vermelidir, belirleyici olan yasa koyucunun iradesi olmalıdır; konu tamamen yasa koyucunun iradesinde olup bu noktada karar verme yetkisi yasa koyucunundur. -Sadece tırnak içindeki söz dizisinin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verilecek olursa görevden alınan her üst kademe yöneticisinin müşavirliğe getirilmesi kuralı ortaya çıkacaktır ki, şüphesiz bu yasa koyucunun iradesi değildir.

Anayasa Mahkemesi, Anaya-sa'ya aykırı bulduğu bir yasa hükmünü iptal ederek yürürlükten kalkmasını sağlar, yasa koyucu gibi davranarak yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm kuramaz. Anayasa Mahkemesi AMK 35/2002 (D.5/2003) sayılı kararında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahk-emesinin E.1988/3, K.1989/4 sayılı 18.1.1989 tarihli kararından aşağıda verilen alıntıya yer verdikten sonra, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi kararlarına göre bir yasa maddesindeki kimi sözcükleri ayıklayarak yasanın uygulama alanını genişleterek değ-iştirmek ve yasaya yeni bir kural niteliği vermek Anayasa'ya uygunluk denetimiyle bağdaşmaz demiştir.

"Yasa maddesine, içindeki kimi sözcükleri ayıklayarak yeni bir kural
niteliği vermek Anayasaya uygunluk denetimiyle bağdaşmaz. Bunun gibi, bir
kural-ın uygulama alanının genişletilmesi amacıyla değiştirilmesini sağlamak
için de iptali istenilemez".


Belirtilenler ışığında sadece tırnak içindeki söz dizisinin Anayasa'ya aykırılık iddiasının incelenmesi de uygun görülmez ve incelenmez.

VI. SONUÇ:

-Yukarıda ifade edilenlerin tümü ışığında,
53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 3(4) maddesinin Anayasa'nın 1,8,152(1) ve konu başlığı altında gösterilen diğer maddelerine aykırı olmadığına,
53/1977 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası'nın 4(1-) ve 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 51(2)(c) maddelerinin, davanın karara bağlanmasında etken görülmediklerinden, Anayasa'ya aykırı olup olmadıklarının karara bağlanması gerekmediğine,
oybirliği ile karar verildi.


(Nevvar Nolan)(Mustafa -H.Özkök)
Başkan Yargıç


(Şafak Öneri) (Hüseyin Besimoğlu)(Ahmet Kalkan)
Yargıç Yargıç Yargıç

22 Aralık 2011











9






Full & Egal Universal Law Academy