Anayasa Mahkemesi Numara 3/2004 Dava No 3/2004 Karar Tarihi 21.04.2004
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 3/2004 Dava No 3/2004 Karar Tarihi 21.04.2004
Numara: 3/2004
Dava No: 3/2004
Taraflar: Ulusal Birlik Partisi ile Cumhuriyet Meclisi
Konu: Cumhuriyet Meclisinin hangi kararlarına karşı iptal davası açılabileceği.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 21.04.2004

-D.3/2004 Anayasa Mahkemesi 3/04

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Başkan, Metin A. Hakkı,
Nevvar Nolan, Mustafa H.Özkök, Gönül Erönen.

Anayasanın 145/-147. maddelerine göre açılmış iptal davası.


Davacı: Ulusal Birlik Partisi, Lefkoşa

- ile -

Davalı: KKTC Cumhuriyet Meclisi ve/veya Cumhuriyet
Meclisi vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa

-A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Fuat Veziroğlu
Davalı namına: Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.


---------------------

K A R A R

KONU:
Ulusal Birlik Partisi dosyalamış olduğu bu iptal davasında iki talepte bulunmaktadır.

- Bu taleplerin ilki KKTC Cumhuriyet Meclisi tarafından 20.2.2004 tarihinde alınan ve takriben Şubat sonu ve/veya Mart başında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.1.2004 sayılı "kurucu devlet anayasasını görüşmek ve hazırlamak üzere geçici özel- bir komitenin kurulmasına" ilişkin kararın iptal edilmesi;

İkinci talep ise Cumhuriyet Meclisi tarafından 24.2.2004 tarihinde alınan ve takriben Şubat sonu ve/veya Mart başında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 14.1.2004 sayılı "kurucu devle-t anayasasını görüşmek ve hazırlamak üzere Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 22. maddesi kuralları çerçevesinde 9 üyeden oluşan bir özel komite kurulmasına ve bu komitenin CTP'den 4, UBP'den 3, DP'den 1, BDH'dan 1 üyeden oluşmasına" ilişkin kararın iptal edil-mesidir.

I. OLAY:
KKTC Yasama Meclisi 20.2.2004 tarihinde 13.1.2004 sayılı aşağıdaki kararı almıştır.

"Kurucu Devlet Anayasasını Görüşmek ve
Hazırlamak Üzere Geçici Özel bir Komitenin
Kurulmasına İlişkin Karar:

Cumhuriyet Mecl-isi, Kurucu Devlet
Anayasasını Görüşmek ve Hazırlamak üzere
Geçici Özel Bir Komite Kurulmasına karar
verir."

Yasama Meclisi 24.2.2004 tarihinde ise 14.1.2004 sayılı aşağıdaki kararı vermiştir.

"Kurucu Devlet Anayasasını Görüşme-k ve
Hazırlamak Üzere Geçici Özel bir Komitenin
Kurulmasına İlişkin Karar:

Cumhuriyet Meclisi, Kurucu Devlet
Anayasasını Görüşmek ve Hazırlamak Üzere
Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 22'nci
maddesi kuralları çerçevesinde d-okuz
üyeden oluşan bir özel komite kurulmasına
ve bu komitenin aşağıda öngörüldüğü
biçimde oluşturulmasına karar verir.


Cumhuriyetçi Türk Partisi
Grubunu Temsilen (4 Üye) : 1. Ferdi S. Soyer
2. Mehmet Çağla-r
3. Bayram Karaman
4. Ahmet Barçın


Ulusal Birlik Partisi
Grubunu Temsilen (3 Üye): 5. Hüseyin Özgürgün
6. İrsen Küçük
- 7. Esat E.Serdaroğlu

Demokrat Parti
Grubunu Temsilen (1 Üye) : 8. Mustafa Arabacıoğlu

Barış ve Demokrasi
Hareketi Grubunu
Temsilen (1 Üye) : 9. İzzet İzcan"

Davacı, dosyaladığı talep takririnde bu kararların -Anayasayı ve Meclis İçtüzüğünü ihlâl ettiğini, Anayasanın çiğnenmesi veya hukuk dışı yollardan Anayasanın ilgası ve/veya fiili darbe veya isyan niteliğinde olduğunu iddia etmektedir.

II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:
Davacı Ulusal Birlik Partisi avukatının öne- sürdüğü iddiaları şöyle özetlemek mümkündür:

KKTC Anayasasının nasıl değiştirilebileceğine ilişkin hükümler Anayasada yer almaktadır. Anayasanın bazı maddelerini değiştirmek mümkün değildir. Diğer maddelerini değiştirmek için Yasama Meclisinde 10 mill-etvekilinin önerisi ve Meclis üye sayısının üçte iki çoğunluğunun oyu gerekmektedir. Daha sonra ise değişiklik kararının halkoyuna sunulması gerekir. Dava konusu kararlar bu hükümlere uyulmadan KKTC Anayasasını değiştirmeyi öngörmektedir. Bu nedenle Ana-yasanın 1, 2, 3, 9 ve 162. maddelerine ve bunun yanısıra Meclis İçtüzüğüne aykırıdır.

Davalı adına savunma yapan Başsavcılık Dairesinin iddialarını ise şöyle özetlemek mümkündür:

Başsavcılık öncelikle 4 iptidai itiraz öne sürerek Davacının bu davaları- dinletmeye hakkı olmadığını iddia etmiştir. Ancak biri hariç diğer ön itirazlar üzerinde
ya ısrar etmemiş ya da daha sonra davanın esası içinde
bu iddiaları tekrarlamıştır. Bu nedenle ön itirazlardan biri üzerinde durmayı ve diğerlerine davanın esasın-ı incelerken yeri geldikçe değinmeyi tercih ediyoruz.

Ön itirazdan sonra, Davalı, davanın esasına karşı Geçici Komitenin hazırladığı Anayasanın bir taslaktan ibaret olduğunu, toplumlararası görüşmelerde KKTC'yi
temsil eden görüşmecilerin, bu metni- görüşmelerin
seyrine göre sunabileceklerini veya değiştirip sunabileceklerini, arzu ederlerse kendilerinin başka
bir taslak hazırlayabileceklerini; hazırlananın
bağlayıcı yasal bir belge olmadığını ve bu konuda Cumhuriyet Meclisinin karar almasının şar-t olmadığını
iddia etmektedir. Savunmaya göre Meclis İçtüzüğünün özellikle 22. maddesi Meclise herhangi bir konuda
geçici komiteler kurma olanağı vermektedir. Cumhuriyet Meclisi, Anayasa ve Meclis İçtüzüğünün verdiği yetkiye dayanarak dava konusu karar-ları almıştır. Kurulan
komite, tasarı değil bir Anayasa taslağı hazırlamıştır. Hazırlanan taslağı görüşme heyetine verdikten sonra komitenin görevi sona ermiştir. Komite görevinin
sona erdiğini bir tezkere ile Cumhuriyet Meclisine bildirmiş ve hazırla-dığı taslağı milletvekillerine dağıtmıştır. Bu nedenlerle Anayasaya herhangi bir aykırılık yoktur.

İLGİLİ KARARLAR:
"Tarih : 20 Şubat 2004
Birleşim : 13

Karar Numarası: 13/1/2004

Kuru-cu Devlet Anayasasını Görüşmek ve
Hazırlamak Üzere Geçici Özel Bir Komitenin
Kurulmasına İlişkin Karar

Cumhuriyet Meclisi, Kurucu Devlet
Anayasasını Görüşmek ve Hazırlamak Üzere
Geçici Özel Bir Komitenin Kurulmasına
Karar verir."

- "Tarih : 24 Şubat 2004
Birleşim : 14

Karar Numarası: 14/1/2004

Kurucu Devlet Anayasasını Görüşmek ve
Hazırlamak Üzere Geçici Özel Bir Komitenin
Kurulmasına İlişkin Karar

Cumhuriyet Meclisi, Kurucu Devlet
Anayas-asını Görüşmek ve Hazırlamak Üzere
Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 22'nci maddesi kuralları çerçevesinde dokuz üyeden oluşan
bir özel Komite kurulmasına ve bu Komitenin
aşağıda öngörüldüğü biçimde oluşturulmasına
karar verir.

Cumhuriyetçi Türk Par-tisi
Grubunu Temsilen (4 Üye) : 1. Ferdi S. Soyer
2. Mehmet Çağlar
3. Bayram Karaman
4. Ahmet Barçın



Ulusal Birlik Partisi
Grubunu Temsilen (3 Üye): 5. Hüseyin Özgürgün
- 6. İrsen Küçük
7. Esat E.Serdaroğlu
Demokrat Parti
Grubunu Temsilen (1 Üye) : 8. Mustafa Arabacıoğlu

Barış ve Demokrasi
Hareketi
Grubunu Temsilen (1 Üye) : 9. İzzet İzcan"


III. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:

Devletin Şekli- ve Nitelikleri
"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti,
demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."


Devletin Bütünlüğü, Resmi Dili, Bayrağı,
Ulusal Marşı ve Başkenti
"Madde 2.
Kuzey Kıbrıs Tü-rk Cumhuriyeti Devleti,
ülkesi ve halkı ile bölünmez bir bütündür.
Resmi dil Türkçe'dir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Bayrağı
ve Ulusal marşı yasa ile belirlenir.
Cumhuriyetin başkenti Lefkoşa'dır."

Egemenlik
"Madde 3.
Egemenlik, kayıtsı-z şartsız Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti yurttaşlarından oluşan
halkındır.
Halk, egemenliğini, Anayasanın koyduğu
ilkeler çerçevesinde, yetkili organları
eliyle kullanır.
Halkın hiçbir zümresi, kesimi ve kişisi, egemenliği kendine ma-l edemez.
Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını
bu Anayasadan almayan bir yetki kullanamaz."




Değiştirilemeyecek Kurallar
"Madde 9.
Bu Anayasanın 1. maddesi ile 2. maddesinin
(1). ve (2). fıkrasında ve 3. maddesinde yer
alan kurallar d-eğiştirilemez ve değiştirilmesi
önerilemez."


"-Madde 95
(1) Cumhuriyet Meclisinin aşağıdaki konularda
alacağı kararlar, kararın içeriğinde aksine
kural yoksa, derhal yürürlüğe girer ve
Cumhuriyet Meclisi Başkanınca on gün içinde
Resmi Gazete'de ilan edilir:
(a) Savaş ilanına -ilişkin kararlar;
(b) Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetleme
ve güvenoyu ile güvensizlik konularındaki
kararlar;
(c) Seçimlerin yenilenmesine veya ertelenmesine
ilişkin kararlar;
(ç) Milletvekilliğinin sona ermesine ilişkin
- kararlar;
(d) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına
ilişkin kararlar;
(e) Meclis içi seçim sonuçları;
(f) Cumhurbaşkanının, Başbakanın veya bakanların
Yüce Divana sevki ile ilgili kararlar;
(g) Kamu iktisadi teşebbüslerinin de-netimine
ilişkin kararlar;
(h) Olağanüstü durum ve sıkıyönetim kararları;
(ı) Kalkınma planlarının onaylanmasına ilişkin
kararlar.
(2) Yukarıdaki (1). fıkra kapsamı dışında kalan
genel nitelikli Meclis kararlarının ilanı,
-yasaların ilanı gibi işlem görür.
(3) Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün uygulanmasına,
Meclisin iç düzenine ve çalışmalarına ilişkin
olup, Cumhuriyet Meclisi tarafından yayımlan-
masına karar verilen kararlar, yukarıdaki (1).
fıkra- uyarınca, Cumhuriyet Meclisi Başkanı
tarafından yayımlanır.
(4) Yukarıdaki (1). fıkranın (ç), (d) ve (h)
bendlerinde yer alan kararlar dışında kalan
kararlara karşı mahkemeye başvurulamaz ve
Anayasa Mahkemesinde iptal davası aç-ılamaz."


Anayasanın Değiştirilmesi
"Madde 162.
-Bu Anayasa kuralları kısmen veya tamamen
ancak Cumhuriyet Meclisinin en az on
üyesinin önerisi ve üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğunun oyuyla değiştirilebilir.
Bu Anayasanın 9. maddesi kuralları saklıdır.
(2) Anayasanın -değiştirilmesi hakkındaki
önerilerin görüşülmesi ve kabulü, (1).
fıkrada yer alan kayıtlar dışında, yasaların
görüşülmesi ve kabulü hakkındaki kurallara
bağlıdır.
(3) Anayasa değişiklikleri-, halkoylamasından
sonra, kabul edildiği takdirde,
Cumhurbaşkanınca on gün içinde, Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer."



KKTC Meclisi İç tüzüğünün 22. maddesi ise şöyledir:

"22. Cumhuriyet- Meclisi, gereksinime göre,
geçici veya karma komiteler kurabilir. Bu
komiteler, kendilerine iletilen işin sonuçlan-
masına kadar görevlerine devam ederler."


IV. İNCELEME:

Ulusal Birlik Partisi Anayasa Mahkemesinde açtığı bu iptal davasında KKTC Cu-mhuriyet Meclisinin 20.2.2004 tarihinde aldığı "kurucu devlet anayasasını görüşmek ve hazırlamak üzere geçici bir komite kurulmasına" ilişkin 13.1.2004 sayılı kararın iptal edilmesini talep etmiştir. Yasama Meclisi aynı konuya ilişkin 24.2.2004 tarihinde b-ir karar daha almış ve komitenin 9 üyeden oluşmasını, bu üyelerden 4'ünün CTP, 3'nün UBP, 1'nin DP ve 1'nin BDH'dan olmasını saptamıştır. Doğal olarak Ulusal Birlik Partisi bu ikinci kararın da iptalini talep etmektedir.

Yasal konulara eğilmeden önce ko-nunun genel bir değerlendirmesini yapmamız yararlı olacaktır. Bilindiği gibi ülkemiz çok kritik bir aşamadan geçmektedir. KKTC siyasal partileri farklı ve zıt siyasal görüşlere sahip olup aktif olarak bu görüşleri savunmakta ve uygulamaya çalışmaktadırla-r. KKTC'nin geleceğine ilişkin hayati önemi olan siyasal görüşler tartışılmaktadır. Bu görüşlerin bazıları yasal konularla iç içe girmiş durumdadır. Bu nedenle bazı siyasal partiler dikkatlerini Anayasa Mahkemesine yönelttiler ve siyasal ağırlıklı daval-ar açmaya başladılar. Acaba bu davalarda Mahkemelerimizin ve özellikle Anayasa Mahkemesinin tutumu ve fonksiyonu ne olmalıdır?

Bu konuda doğru bir görüş oluşturmak için dünyada ve tarihte yargı organlarının buna benzer durumlarda nasıl bir yaklaşım içeri-sinde olduğunu araştırmamızda yarar vardır. Yargı tarihi ve bunun kıyaslamalı incelenmesi bize yargı organının siyasal partiler veya gruplar karşısında eşit mesafede durmasının yani tarafsızlığını korumasının büyük yararları olduğunu göstermektedir. Bunu-n tersi, yani yargı organının siyasal tartışmalara katılmasının ise büyük sakıncaları olduğu ortaya çıkmıştır. Özellikle kritik dönemlerde yargı organının en önemli görevi, devleti ve halkı korumaktır. Bunun için siyasal parti ve gruplara eşit mesafede d-urması ve tüm siyasal partilerin güvenini kazanması büyük önem arzeder. Böyle hareket ederek tarafsız kalmayı başaran yargı organlarının bazı ülkelerde halkı korumada çok etkili olduğu, hatta iç savaş çıkmasını önleyebildiği bilinmektedir. Bu görüş ışığı-nda
Mahkemelerin zorunlu olmadıkça siyasal konulara girmemesi ve siyasal tartışmalara katılmaması gerektiğini söyleyebiliriz.

Yargı organının görevi ve fonksiyonuna ilişkin üzerinde durulması gereken diğer bir ilkeyi de şöyle özetlemek mümkündür. Yargı- organı görevini yaparken Yönetimin veya Yasama Meclisinin yerine geçmemeye özen gösterir. Bilindiği gibi Anayasa davalarında davalı genellikle Yasama Meclisidir. Yüksek İdare Mahkemesi davalarında ise Bakanlar Kurulu veya Yönetimdir. Her iki dava türün-ü de normal yargı türü olan ve insanlık tarihi kadar eski olan hukuk ve ceza davaları ile kıyasladığımızda oldukça yeni gelişen dava türleri olduklarını görürüz.

Yasama meclisinin davalı olduğu Anayasa davalarında Anayasa Mahkemesi Anayasaya aykırı olan- yasal düzenlemeyi ortadan kaldırma yönüne gider. Ancak bunu yaparken Yasama Meclisinin yerine geçen bir fonksiyon üstlenmemeye özen gösterir. Anayasa Mahkemesi kendisi yasa yapmaz. Ortaya koyduğu görüşlerle Yasama Meclisini doğru yolu izleyerek yeni bi-r yasa yapmaya davet eder. Yönetimin taraf olduğu yönetsel davalarda ise yasaya aykırı olan kararı iptal ederek yönetime, konuyu yeniden değerlendirip yeni bir karar verme yolunu açar. Yani Anayasal ve Yönetsel davalarda Mahkemeler diğer davalardan farkl-ı olarak davalıların yanlış yola gitmesini önleyen, fakat onların yerine geçecek şekilde müdahale etmeyen bir fonksiyon üstlenmektedir.

Bu görüşlere karşı Mahkemelerin, siyasal konularla iç içe olsa bile yasal soruları yanıtlamak zorunda olduğunu, özellik-le kritik devrelerde bu soruları cesaretle yanıtlaması ve bu tür davaları süratle sonuçlandırması gerektiğini söyleyebiliriz.

Bu açıdan baktığımız zaman 14 Aralık seçimlerinden sonra Anayasa Mahkemesinde 3 önemli dava açıldığını görürüz. Bu davalara ek -olarak Sn. Cumhurbaşkanımızın Halkoylaması Yasasına ilişkin görüş istemi oldu. En acil olması nedeniyle Anayasa Mahkememiz öncelikle görüş istemini karara bağladı. Diğer 3 dava Ulusal Birlik Partisi tarafından açılmış olup ilki 26.1.2004 tarihinde Yüksek- İdare Mahkemesinde açılan YİM 12/2004 sayılı davadır. Bu davada Sn. Mehmet Ali Talat tarafından oluşturulan Bakanlar Kurulu listesinde yer alan kişilerin bakan olarak atanmasına itiraz edildi. Ancak bu davada Anayasa Mahkemesine havale yapılmadı. Bu ne-denle prosedürü süratlendirmek mümkün olmadığından Yüksek İdare Mahkeme-sindeki normal prosedür izlenmektedir. Başsavcılığın savunmasından sonra, Bakanlar ilgili kişiler olarak davaya katıldılar. Dava, İlgili Kişilerin savunmalarını yapmaları aşamasında -olup Mahkemenin daha ileri bir işlem yapması için yasanın İlgili Kişilere tanıdığı savunma süresinin geçmesi gerekmektedir.

İkinci dava ise Ulusal Birlik Partisinin 11.3.2004 tarihinde Anayasa Mahkemesinde açtığı iptal davasıdır. Bu davada U.B.P, KKTC -Cumhuriyet Meclisinin 27.1.2004 tarihinde aldığı, Sn. Mehmet Ali Talat Hükümetine güvenoyu verme kararının Anayasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir. Savcılığın savunma dosyalaması üzerine, Anayasa Mahkemesi bu davanın dinlenmesi için erken bir tarih sapta-mış, fakat dava geri çekilmiştir. Yukarıdaki her iki davada da Anayasa Mahkemesi ile Yüksek İdare Mahkemesi yasanın öngördüğü ve uyulması zorunlu sürelere uyma koşuluyla en erken bir zamanda davaları dinlemek için gayret göstermiştir.

Üçüncü dava önümüz-deki 3/2004 sayılı Anayasa davasıdır. Bu davada Anayasa Mahkemesi en erken günde davayı dinleme yönüne gitmiştir.

Bu davada üzerinde durduğumuz ön itiraza göre bir Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılması konusu Anayasamızın 147. maddesinde düzenlenmiş-tir. Ancak Anayasa bununla yetinmemiş ve 95. maddede ek sınırlamalar getirmiştir. Bu maddeye göre Davacının önümüzdeki iptal davasını açması mümkün değildir. Çünkü 95. maddenin (4). fıkrasına göre Cumhuriyet Meclisince alınan aşağıdaki kararlara karşı i-ptal davası açılabilir.

a) Milletvekilliğinin sona ermesine ilişkin kararlar,
b) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin
kararlar,
c) Olağanüstü durum ve sıkı yönetim kararları.

Bu kararların dışındaki kararlara karşı iptal davası açıla-maz.

Öncelikle yapılmış olan bu ön itiraz üzerinde duralım.

Anayasamızın 95. maddesi şöyledir.
"-Madde 95
(1) Cumhuriyet Meclisinin aşağıdaki konularda
alacağı kararlar, kararın içeriğinde aksine
kural yoksa, derhal yürürlüğe girer ve
Cumhuriyet Meclisi Başkanınca on gün içinde
Resmi Gazete'de ilan edilir:
(a) Savaş ilanına ilişkin k-ararlar;
(b) Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetleme
ve güvenoyu ile güvensizlik konularındaki
kararlar;
(c) Seçimlerin yenilenmesine veya ertelenmesine
ilişkin kararlar;
(ç) Milletvekilliğinin sona ermesine ilişkin
kararlar;
(d) Yas-ama dokunulmazlığının kaldırılmasına
ilişkin kararlar;
(e) Meclis içi seçim sonuçları;
(f) Cumhurbaşkanının, Başbakanın veya bakanların
Yüce Divana sevki ile ilgili kararlar;
(g) Kamu iktisadi teşebbüslerinin denetimine
ilişkin kararlar;
(h)- Olağanüstü durum ve sıkıyönetim kararları;
(ı) Kalkınma planlarının onaylanmasına ilişkin
kararlar.
(2) Yukarıdaki (1). fıkra kapsamı dışında kalan
genel nitelikli Meclis kararlarının ilanı,
yasaların ilanı gibi işlem görür.
- (3) Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün uygulanmasına,
Meclisin iç düzenine ve çalışmalarına ilişkin
olup, Cumhuriyet Meclisi tarafından yayımlan-
masına karar verilen kararlar, yukarıdaki (1).
fıkra uyarınca, Cumhuriyet Meclisi Başkanı -
tarafından yayımlanır.
(4) Yukarıdaki (1). fıkranın (ç), (d) ve (h)
bendlerinde yer alan kararlar dışında kalan
kararlara karşı mahkemeye başvurulamaz ve
Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılamaz."

Daha ilk bakışta bu maddeni-n hukuk tekniği açısından hatalı kaleme alınmış bir madde olduğu dikkati çekmektedir. Çünkü Anayasamızın iptal davasını düzenleyen maddesi 147. maddedir. İptal davası açma hakkına bir sınırlama getirmek isteyen titiz bir Anayasa Koyucunun, bu sınırlamayı-, 147. maddede yapması gerekiyordu. 95. madde Meclis kararlarının ilânı ile ilgilidir. Meclis kararlarının ilânını düzenleyen bir maddede iptal davası açma hakkını sınırlamak doğru değildir. Ancak hukuk tekniği açısından hatalı veya yersiz olsa bile Ana-yasa Koyucunun 95. maddede Anayasa Mahkemesinde açılacak davalara bir sınırlama getirdiği açıktır. Bizim görevimiz ise Anayasa koyucunun iradesini doğru bir şekilde ortaya çıkarmaktır.

95. maddenin (4). fıkrasına tekrar göz atalım. Buna göre (ç), (d) v-e (h) bentlerinde yer alan kararlar dışındaki kararlara karşı iptal davası açılamaz. Acaba (ç), (d) ve (h) bentleri dışında kalan kararlar hangileridir? Başsavcılığın görüşüne göre burada kastedilen (ç), (d) ve (h) bentleri dışında Yasama Meclisinin aldı-ğı tüm kararlardır. Şüphe yok ki 95. maddenin bu şekilde okunup anlaşılması mümkündür. Diğer bir görüş ise (1). fıkrada yer alan ve (ç), (d) ve (h) bentleri dışında kalan kararlara yani (1). fıkranın (a), (b), (c), (e), (f), (g), (ı) bentlerine karşı ipt-al davası açılamayacağıdır. Bu yoruma göre Meclisin özel bir komite kurma kararı (1). fıkranın (a), (b), (c), (e), (f), (g) ve (ı) bentleri arasında bulunmadığına göre, Davacının iptal davası açması mümkündür. Acaba bu yorumlardan hangisi doğrudur? Burad-a maddenin bir belirsizlik içerdiğini ve her iki yoruma da açık olduğunu söyleyebiliriz.

Geçmiş içtihatlara göz attığımızda benzer bir konunun Cumhuriyetçi Türk Partisinin açtığı Anayasa Mahkemesi 18/85 (D.11/86) sayılı davada tartışıldığını görürüz. -Bu davada Yasama Meclisinin aldığı, Meclis Başkan Yardımcısını seçme kararına karşı, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılabilip açılamayacağı tartışılmış ve Anayasa Mahkemesi bu konuda iptal davası açılamayacağı sonucuna varmıştır.

Bu karar incelendiği- zaman konumuza fazla ışık tutamayacağını görürüz. Çünkü bu kararda "meclis içi bir seçim sonucuna" ilişkin olarak alınan bir karara karşı iptal davası açılabilip açılamayacağı tartışılıyordu. Meclis içi seçim sonuçları 95. maddenin (1). fıkrasının (e) b-endinde yer almaktadır. Bu nedenle yukarıdaki yorumlardan hangisi kabul edilirse edilsin iptal davası açmak mümkün değildir. Burada sorun kararın 95. maddenin (1). fıkrasının (a), (b), (c), (e), (f), (g) ve (ı) bentleri dışında olması halinde iptal davas-ı açılabilip açılamayacağıdır.

Böyle bir durumda bize yardımcı olabilecek Anayasamızın diğer maddeleri ve özüdür. Anayasamızın 17. maddesi hak arama özgürlüğü başlığını taşımaktadır. Bu maddeyi incelediğimiz ve yorumladığımız zaman vatandaşların Mahkem-eye başvurma hakkının Anayasamızda yer alan en temel haklardan biri olduğunu görürüz. Böyle bir hakkın Anayasada açık bir hüküm olmadıkça sınırlanmaması gerekir. Anayasanın 95. maddesini bu ilke ışığında okuduğumuz zaman, yoruma açık iki anlamından geniş -olanı tercih etmemiz gerektiği sonucuna varırız. Bu nedenle özel komite kurma kararına karşı iptal davası açılabileceği görüşündeyiz.

-Davanın esasına gelince; Davacının iddiasının özü, kurucu devlet anayasasını hazırlamak için özel bir komite kurma kararının KKTC'nin ilgası ve onun yerine yeni bir devlet kurma çalışmasını içermesidir. Davacıya göre yapılan çalışma, KKTC devletini, Anay-asası ve tüm kurumları ile birlikte ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Halbuki KKTC Meclisi Anayasaya uygun hareket etmek zorundadır. Anayasanın 162. maddesine göre Anayasanın 9. maddesinde belirtilen kurallar saklı kalma koşuluyla, Anayasanın kısmen vey-a tamamen değiştirilmesi için en az 10 meclis üyesinin önerisi ve üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun oyu gerekir. Bu oylamadan sonra ise halkoyuna başvurmak lâzımdır. 9. maddeye göz attığımızda değişemeyecek kurallar arasında devletin şekli ve ülkeni-n bölünmezliği ilkesinin bulunduğunu görürüz. Ayrıca hiçbir makam veya mercinin kaynağını Anayasadan almayan bir yetki kullanamayacağı kuralı da yer almaktadır.

Bu iddialara karşılık Başsavcılık, savunmasında, komite kurma kararının New York'ta alınan k-ararın ve atılan imzaların doğal sonucu olduğunu, kurulacak yeni Kıbrıs Cumhuriyeti için bir taslak Anayasa hazırlandığını, bunun Anayasa altında alınmış ve Anayasayı tâdil eden bir karar olmadığını, hazırlanan taslağın hukuki açıdan hiçbir bağlayıcılığı b-ulunmadığını, toplumlararası görüşmelerde KKTC'yi temsil eden görüşmecilerin bu taslağı değiştirebileceklerini veya başka bir taslak hazırlayıp sunabileceklerini, daha sonra görüşme masasında mutabık kalınacak şeklin halkoyuna sunulacağını, dolayısıyle, An-ayasaya bir aykırılık bulunmadığını iddia etmiştir.

-Mahkemeye sunulan belgeleri ve tarafların argümanlarını incelediğimiz zaman, özel komite kurma kararının Kıbrıs'ta yeni bir devlet kurma çabalarının bir parçası olduğunu görürüz. Bu çalışmanın Anayasanın 162 ve 9. maddelerine uygun olmadığı hususunda her- iki taraf da görüş birliği içindedir. Ancak Savcılığın görüşüne göre Anayasamıza aykırı olsa bile Anayasamız yeni devlet kurma çalışmalarına izin vermektedir ve bu nedenle yıllardan beri toplumlararası görüşmeler yapılmaktadır.
Bu konuyu Sayın Cumhurbaş-kanımızın Seçim ve Halkoylaması Yasasına ilişkin görüş istemine, Anayasa Mahkemesinin verdiği Anayasa Mahkemesi 5/2004 sayılı kararda incelemiş bulunuyoruz. Bu kararda belirttiğimiz görüşleri burada tekrarlamayı gereksiz buluyoruz.

Yukarıda belirttiğimi-z ilkelere bağlı kalarak yani siyasal konularda tarafsızlığı koruyarak ve müdahaleci bir yaklaşımdan uzak durarak önümüzdeki davayı irdeleyelim.

Bir davayı incelerken başvurulacak doğru yöntemlerden birisi, tarafların iddialarının hangi noktalarda örtüşü-p hangi noktalarda ayrıldığını saptamaktır. Davacı avukatı New York'ta varılan mutabakat nedeniyle Hükümet nezdinde devam eden diğer komite çalışmalarının Anayasaya aykırı
olmadığını kabul etmiştir. Yani Davacıya göre buradaki aykırılık, konunun Meclise- gelmesinden ve bir komite kurulmasından kaynaklanmaktadır. Buna göre aynı
çalışma hiç meclise gelmeden Hükümetin kurduğu teknik
bir komitede gerçekleşse herhangi bir yasal sorun olmayacaktı. Savcılık ise komite çalışmasının yasal bağlayıcılığı olmadığ-ını, bunun bir yasa tasarısı
değil, bir taslaktan ibaret olduğunu, görüşmecilerin
bu metne bağlı kalmak zorunda olmadıklarını ve arzu ederlerse metni değiştirip başka bir metin verebile-ceklerini öne sürmüştür.

Davaya konu her iki Kuzey Kıbrıs Türk Cumh-uriyeti Cumhuriyet Meclisi kararında kullanılan ifadelere bakıldığında, salt bu ifadelerden, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Devletinin ve Anayasasının mutlaka
ortadan kalkacağını söylemek doğru olmayacaktır.
Bir federasyona gidilmesi hedeflendiğine göre- federasyonu federe devletler, kurucu devletler oluşturur; davaya konu kararlarda da kurucu devletin anayasasını görüşmek ve hazırlamak üzere özel bir komite kurulması öngörülmüştür. Salt bu ifade mutlaka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletinin ve Anayas-asının ortadan kalkacağı sonucunu ortaya koymamaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Anayasasının Kıbrıs'taki diğer halk ile gerçek bir federasyon çatısı altında yeniden bir ortaklık
kurulmasına açık olması veya yukarıda ifade edildiği şekilde bir orta-klık kurulmasını engellemiyor olması,
bir federasyon oluşturmaya yönelik her Cumhuriyet
Meclisi kararının, içeriğine bakılmaksızın, Anayasal denetim dışında olduğu sonucunu da ortaya koymamaktadır.
Bu davada hem Davacı avukatının hem de KKTC Meclisini -temsil eden Başsavcılığın kabul ettiği gibi aslında
komitenin hazırlayacağı (veya hazırladığı) sadece
bir anayasa taslağıdır. Konu kararlarla kurulması
öngörülen komitenin hazırlayacağı (veya hazırladığı)
bir anayasa taslağının o hali ile, o aşamada, -Meclis
Genel Kurulunun onayını almadan, ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisini ne de Kıbrıs Türk
Halkını bağlayıcı olduğu da söylenemez; zaten Mahkeme-
mizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi adına bu anayasa taslağının huk-uki bir bağlayıcılığı olmadığı da ifade edilmiştir. Hazırlanacak (hazırlanan) taslağın ileride nasıl bir süreçten geçirileceği,
komiteyi kuran ve oluşturan kararların içeriğinde ifade edilmemektedir. Davaya konu her iki karar metnine bakıldığında, bu ka-rarlardaki ifadelerden, komitenin kurulmasına ve oluşumuna ilişkin bu kararların, mutlaka Davacı avukatının iddia ettiği Anayasaya aykırılıkları ortaya koyduklarının söylenemeyeceği görüşündeyiz.

Her iki tarafın müşterek beyanlarından anlaşıldığına göre,- komite çalışmasının sonucu Savcılığın belirttiği
gibi olmuştur. Hazırlanan taslak Sn. Cumhurbaşkanımıza verilmiş fakat Cumhurbaşkanımız, bu taslağı doğru bulmayarak Birleşmiş Milletler görevlilerine mevcut
KKTC Anayasasını vermiş ve bu Anayasada bazı n-oktaların tartışılarak değiştirilebileceğini belirtmiştir. Bu durumda ortada yasallığı tartışılacak bir komite
çalışması kalmamıştır. Dolayısıyle önümüzdeki dava anlamını yitirmiştir.

SONUÇ:
Yukarıdaki gerçekler ışığında davanın zamansız olduğ-u ve anlamını yitirdiği sonucuna varır, davayı ret ve iptal ederiz.




Taner Erginel Metin A. Hakkı
Başkan Yargıç




Nevvar Nolan Mustafa H. Özkök Gönül Erönen
Yargıç Y-argıç Yargıç


21 Nisan 2004




-


19



-


Full & Egal Universal Law Academy