Anayasa Mahkemesi Numara 3/1991 Dava No 6/1991 Karar Tarihi 07.11.1991
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 3/1991 Dava No 6/1991 Karar Tarihi 07.11.1991
Numara: 3/1991
Dava No: 6/1991
Taraflar: Hür Demokrat Parti ile Cumhuriyet Meclisi
Konu: 60/90 sayılı YİM Yetki Yasasının 2,3,4(1) maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiası....
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 07.11.1991

-D.6/91Anayasa Mahkemesi 3/91

Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Anayasanın 147.maddesi hakkında
Mahkeme Heyeti:Salih S. Dayıoğlu, Başkan, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Taner Erginel.

Davacı: Hü-r Demokrat Parti, Lefkoşa.
ile -
Davalı: KKTC Cumhuriyet Meclisi, Lefkoşa.
A r a s ı n d a

Davacı namına: Ergin Ulunay
Davalı namına: Yaşar C. Boran

------------

K A R A R

KONU:
60/90 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi Yetki Yasası-nın 2, 3, 4(1).maddelerinin ve 60/90 sayılı Yasaya ekli Cetvelin tümünün Anayasanın 1, 8, 17(1) ve 143(4).maddelerine aykırı olup olmadığı.

I.OLAY:
Davacı, kayıtlı bir siyasal partidir ve Cumhuriyet Meclisinde temsil edilmektedir. 60/90 sayılı Yüksek -İdare Mahkemesi Yetki Yasası Yasama Meclisi tarafından kabul edilip 21.12.1990 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdikten sonra davacı, Anayasanın öngördüğü süre zarfında bu Yasanın 2, 3 ve 4(1) maddeleri ile Yasaya ekli Cetvelin tümünün Ana-yasanın 1, 8, 17(1) ve 143(4) maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini talep etti. KKTC Meclisini temsil eden Davalı ise sözü edilen Yasa maddeleri ile Yasaya ekli Cetvelin Anayasaya aykırı olmadığını savunarak davanın reddedilmesini talep etti.

I-I.İDDİANIN GEREKÇESİ:
1.Davacının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 143.maddesinin 4.fıkrasının şart bendi ilke olarak Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisine giren başvuruların ilkin tek yargıç tarafından dinlenip karara bağlanmasını, üç yarg-ıçtan oluşacak Yüksek İdare Mahkemesine doğrudan doğruya yapılacak başvuruların ise istisna olduğunu ve bunların da yasa ile belirlenmesini öngörmektedir. Hal böyle iken 60/90 sayılı Yasa, Ek Cetvelde belirtilenlerle istisnayı kural, kuralı ise istisna ya-pmış bulunmaktadır. Şöyle ki; Ek Cetvelde belirtilen mercilerin verdikleri karar veya yaptıkları işlem veya bulundukları ihmalden doğan başvurular Yüksek İdare Mahkemesindeki iş hacminin %90'nını ve hatta daha fazlasını oluşturmaktadır. Ayrıca Yasa başv-uruların büyük bir kısmını kapsamına aldığı için bu büyük kısmın istinaf hakları da elinden alınmıştır. Bu durumda 60/90 sayılı Yasanın tümü Anayasanın 143(4).maddesinin gerek sözüne ve gerekse özüne aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir.

Keza 60/90 sayıl-ı Yasa, istisnayı kural haline koduğundan üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesince doğrudan görülecek başvuruların sayısı çok olacağı için bu kategoriye girmemesi gereken ile giren başvuru sahipleri arasında haklı nedene dayanmayan bir ayırım yapılmış-tır ve bu nedenle de Anayasanın öngördüğü eşitlik ilkesi zedelenmiştir.

Davacı dava konusu maddelerin Anayasanın 1. ve 17(1) maddelerine aykırı olduğu savını ileri sürmemiştir.

2.Davalının iddiasının gerekçesi ise özetle şöyledir:
Yüksek İdare Mahkeme-sinin oluşumu ve görevi 143.maddenin 4.fıkrasında belirlenmiştir. Asıl olan Yüksek İdare Mahkemesinin üç yargıçtan oluşmasıdır. Şart bendi yasa ile belirlenmediği sürece başvuruların tek yargıç tarafından dinlenmesine cevaz vermektedir. Anayasanın kendi-si hangi başvuruların üçlü heyet tarafından görüleceğinin tesbitini yasaya bırakmıştır. Diğer bir ifade şekliyle Anayasa bu hususta Yasa koyucuya mutlak bir takdir hakkı tanımıştır.

Yasaya ekli cetvelde yer alan konuların bugünkü durum itibarıyle başvur-uların %90'nını teşkil ettiği doğrudur. Ancak bu husus Yasama Meclisinin takdir hakkını etkilemez. Kaldı ki Cetveldeki konular, yoğunluk itibarıyle bugün için güncel olup gelecekte tamamen veya kısmen de değişebilir. Tek Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Ma-hkemesi bir Alt Mahkeme değildir.

Konu Yasanın eşitlik ilkesine aykırılığından söz etmek olası değildir. Çünkü başvuru sahipleri arasında herhangi bir ayırım yapılmış değildir.

III.İLGİLİ YASA METNİ:
"2. Bu yasaya ekli Cetvelde gösterilen durumlar-la ilgili olarak yapılan başvuruların duruşması, üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi tarafından yapılarak karara bağlanır.

3. Bu Yasaya ekli Cetvelde gösterilen durumlar dışında kalan başvurular, Yüksek İdare Mahkemesinde görevli tek yargıç- tarafından incelenip karara bağlanır.

4. (1)Üç Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilen kararlar kesindir.
(2)Tek yargıç tarafından verilecek kararlara karşı, üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesine istinafen b-aşvurulabilir."




"Ek Cetvel
(Madde 2, 3)

Bakanlıkların İşlem ve Kararları.
Yerel yönetimlerin işlem ve Kararları.
İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası uyarınca oluşturulan Komisyonların işlem ve kararları.
Kamu Hizmeti Komisyonunun işlem ve k-ararları.
Motorlu Araçlarla Yolcu ve Eşya Taşıması (Denetim) Yasasının 4'üncü maddesi uyarınca oluşturulan İzin Makamının işlem ve kararları.
Yukarıda sıralanan organ ve kuruluşların ihmalleri."


IV.İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:
"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs -Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Madde 8.
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ay-rıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile eld-e ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.

Madde 17.
(1)Kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altınd-a olursa olsun adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler oluşturulması yasaktır.

Madde 143.
............
............
............
Yüksek Mahkeme, Başkan ve iki yargıç ile veya sadece üç yargıç ile toplanarak Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesi -olarak görev yapar. Bu görev çerçevesinde verilen kararlar nihaidir. Başkanın oturumda bulunmadığı hallerde en kıdemli yargıç Başkanlık eder.
Ancak, Yüksek Mahkemeye Yüksek İdare Mahkemesi olarak doğrudan doğruya başvurulması yasa ile göst-erilen haller dışındaki başvurular, Yüksek İdare Mahkemesinde görevli tek yargıç tarafından incelenip karara bağlanır."

V.İNCELEME:
Anayasanın 143.maddesinin (4).fıkrası yukarıya aynen çıkarılmıştır. İlgili fıkranın birinci kısmı Yüksek İdare Ma-hkemesinin esas oluşumunu düzenlemektedir. Şart bendi alışılmışın dışında bir şekilde düzenlenmiştir. Buna rağmen şart bendi yine de son derece açıktır. Bu bende göre üç yargıçtan oluşacak Yüksek İdare Mahkemesinde görülecek başvuruların yasa ile belirl-enmesi halinde bunun dışında kalan ve Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisine giren başvuruların tek yargıçtan oluşacak Yüksek İdare Mahkemesince görüşülüp karara bağlanmasını öngörmektedir. Burada başvuruların belirlenmesinde Yasa koyucuyu sınırlayan herhang-i bir kural yoktur. Ortada bir sınırlama vardır ancak bu sınırlama tek yargıç olarak oturum yapan Yüksek İdare Mahkemesinin karara bağlayacağı başvurulara getirilen şartı sınırlamadır. Diğer bir ifade şekliyle Yasanın, üç yargıçlı heyet tarafından karara- bağlanacak başvuru hallerini belirlemesi halinde bu belirleme tek yargıcın karara bağlayacağı başvurulara bir sınırlama getirmektedir. Üçlü heyet tarafından karara bağlanacak başvuru halleri belirlenirken yasa koyucunun takdir hakkına herhangi bir sınırl-ama Anayasada öngörülmüş değildir. Bugünkü durum itibarıyle Yasaya ilişik Ek Cetvelde belirlenen hallerin Yüksek İdare Mahkemesine yapılan başvuruların %90 veya üzerinde bir oranı oluşturması hukuki durumu değiştirmeye yeterli değildir. Kaldı ki bu başvu-ruların nevi ve yoğunluğu her zaman için değişken olabilir. Bu bir yana Anayasada açık ve seçik kural bulunmaması halinde yasa koyucunun konu belirleme takdirine müdahale etmenin hem tehlikeli hem de hemen hemen imkânsız olacağı kuşkusuzdur. Çünkü bu tak-dire müdahale edilmesinin düşünülmesi halinde bu müdahalenin nerede başlayıp ve hangi koşullar altında duracağı akla gelen pekçok sorudan sadece bir tanesidir. Anayasanın 143(4) maddesinin açıklığı ve Yasa koyucunun takdirini sınırlayıcı hükmün Anayasa ta-rafından öngörülmediği gerçeği ışığında, yasa koyucunun bu husustaki takdir hakkına herhangi bir şekilde müdahale edilmesi düşünülemez. Sayın Yargıç Taner Erginel bu görüşe katılmamıştır.

Davacının yasanın eşitlik ilkesine ters düştüğü şeklindeki ikinci- idiasında ise herhangi bir mesnet görülmemiştir. Yasaya ilişik Ek Cetvelin öngördüğü durumlarda yapılacak başvuruların başvuru sahipleri ile, tek yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesine yapılacak başvurulardaki başvuru sahipleri arasında Mahkemeye başvurma açı-sından bir eşitsizlik söz konusu değildir. Bunun aksini kabul etmek ise sayısı veya türü ne kadar az tutulursa tutulsun üç yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesine doğrudan doğruya başvurulmasını önlemek anlamına gelir ki 143(4) maddesinin şart bendi böyle bir g-örüşe itibar etmeye elverişli değildir.

Yukarıda söylenenler ışığında davacının savları kabul edilmez ve davanın reddolunması gerekir.

IV.SONUÇ:
Sonuç olarak:
60/90 sayılı, Yüksek İdare Mahkemesi Yetki Yasasının 2, 3 ve 4(1)maddelerinin ve bu Yasaya e-kli Cetvelin Anayasanın 1, 8, 17(1) maddelerine aykırı olmadığına oybirliği ile Anayasanın




143(4) maddesine aykırı olmadığına ise, Yargıç Taner Erginel'in karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.







(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi)
- Başkan Yargıç






(Niyazi F. Korkut)(Celâl Karabacak) (Taner Erginel)
YargıçYargıç Yargıç


7.11.1991



























KARŞIOY YAZISI

Bir siyasal parti olan müstedi 60/90 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi Yasasının 2,- 3, 4(1) maddeleri ile yasaya ekli cetvelin Anayasanın 1, 8, 17(1) ve 143(4) maddelerine aykırı olduğunu iddia etmiştir.

Müstedinin iddiasını anlayabilmek için öncelikle 1975 Anayasamızda Yüksek İdare Mahkemesinin işleyişine ilişkin hükümleri bilmemiz ge-rekir.

1975 Anayasasının 109(4) maddesine göre Yüksek İdare Mahkemesi bir başkan ve iki yargıçtan veya sadece üç yargıçtan oluşuyordu. Bu Mahkeme 118(1) maddeye göre yönetsel kararlara karşı yapılan başvurularda kesin karar verme münhasır yetkisine sahi-pti. 1975 Anayasasının düzenlenmesine göre Yüksek İdare Mahkemesi tek dereceli yani istinafı olmayan bir Mahkeme idi. Yüksek İdare Mahkemesine yapılan başvurular üç yargıçlı heyet tarafından bir kez dinleniyor ve verilen kararlara karşı herhangi bir itir-az olanağı kalmıyordu.

1985 Anayasası Kurucu Meclisi, bazı nedenlerle bu düzenlemeyi değiştirmek istedi ve 1985 Anayasasına Yüksek İdare Mahkemesinin işleyişine ilişkin farklı hükümler koydu. Kurucu Meclis Anayasa Komitesi bu değişikliği niçin yapmak is-tediğini 8.6.1984 tarihli Resmi Gazetenin Ek I Bölüm II de yayınlanan K.K.T.C. Anayasa tasarısına ilişkin raporunda açıkça belirtmiştir. Bu raporun yargı başlığını taşıyan bölümünde şöyle denmektedir:
"Yüksek İdare Mahkemesinin oluşumuna yeni esasla-r getirilmiş ve 1975 Anayasasının öngördüğü tek dereceli idari yargı sisteminden uzaklaştırılarak iki dereceli idari yargı sistemi getirilmiştir. Buna göre yasa ile belirtilecek durumlar dışındaki davalar tek yargıç tarafından incelenip karara bağlanabile-cek ve bu kararlara karşı üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesine istinafen başvurulabilecektir."


Yukarıdaki alıntıdan açıkça görüleceği gibi Kurucu Meclis Anayasa Komitesinin amacı Yüksek İdare Mahkemesini yasa ile belirtilen istisnalar dışında te-k dereceli bir mahkeme olmaktan çıkarmak ve diğer bir deyişle kararlarına karşı istinaf yolu açık olan bir Mahkeme haline getirmekti. Bu amacı gerçekleştirmek için Anayasaya konan 143(4) maddesi şöyle olmuştur.
"143(4)Yüksek Mahkeme, Başkan ve iki yarg-ıç ile veya sadece üç yargıç ile toplanarak Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesi olarak görev yapar. Bu görev çerçevesinde verilen kararlar nihaidir. Başkanın oturumda bulunmadığı hallerde en kıdemli yargıç Başkanlık eder.
- Ancak, Yüksek Mahkemeye Yüksek İdare Mahkemesi olarak doğrudan doğruya başvurulması yasa ile gösterilen haller dışındaki başvurular, Yüksek İdare Mahkemesinde görevli tek yargıç tarafından incelenip karara bağlanır.
Tek y-argıç tarafından verilecek kararlara karşı üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesine istinafen başvurulabilir."

İncelendiği zaman görüleceği gibi 143(4) madde Yüksek İdare Mahkemesine yapılan başvurularda iki farklı prosedür izlenmesini öngör-mektedir.

A) Başvuruların tek yargıç tarafından dinlenmesi: İki dereceli olan bu prosedürde tek yargıcın kararına karşı istinaf mümkün olup kesin karar üç kişilik istinaf heyeti tarafından verilir.

B) Başvuruların doğrudan üç kişilik heyet tarafında-n dinlenmesi: Tek dereceli olan bu prosedürde kararlar kesin olup istinaf olanağı bulunmamaktadır.

143(4) maddeye göre bir başvurunun B) prosedürünü izleyebilmesi için yasa ile gösterilen bir hal olması gerekir. 60/90 sayılı Yasa bu amaçla yapılmış olup- B prosedürünü izleyecek başvuruların bir listesini vermektedir. Yasaya ek cetvelde bu başvuruların listesi şöyle verilmiştir.
"EK
CETVEL
(MADDE 2, 3)

Bakanlıkların İşlem ve Kararları.
Yerel yönetimlerin işlem ve Kararları.
İskân, Topraklandırma ve Eşdeğ-er Mal Yasası uyarınca oluşturulan Komisyonların işlem ve kararları.
Kamu Hizmeti Komisyonunun işlem ve kararları.
Motorlu Araçlarla Yolcu ve Eşya Taşıması (Denetim) Yasasının 4'üncü maddesi uyarınca oluşturulan İzin Makamının işlem ve kararları.
Yukarıda -sıralanan organ ve kuruluşların ihmalleri."


Görüleceği gibi B prosedürünü izleyecek başvuru türleri oldukça fazladır. Bir an için bu listenin daha da kabarık olduğunu veya tüm başvuruları kapsadığını varsayalım. Böyle bir cetvelin 1985 Anayasasına ayk-ırı olacağı açıkça ortadadır. Çünkü bu durumda 1975 Anayasasının düzenlemesine dönülmüş olacak ve hiçbir başvuruda istinaf hakkı kalmayacaktır. Böyle bir yasayı 1985 Anayasasının bir ayırım yapan ve bir kısım başvurulara istinaf hakkı tanırken bir kısmın-a tanımayan sistemiyle telif etmek mümkün değildir.

60/90 sayılı Yasaya ek cetvel başvuruların büyük bir bölümünde B prosedürünü öngörmekle birlikte bir kısım başvurular bunun dışında bırakılmıştır. Acaba 60/90 sayılı Yasa bu ayırımı yaparken yani başvu-ruların bir kısmında B prosedürünü öngörüp istinaf hakkını ortadan kaldırırken nasıl bir ilke uygulamıştır. Diğer bir ifadeyle istinaf hakkı olan ve olmayan başvuruları birbirinden ayıran ölçü nedir? 60/90 sayılı Yasanın eksikliği böyle bir ilke veya ölç-üyü içermemesidir. Cetveli incelediğimiz zaman Yüksek İdare Mahkemesinin iş hacmini azaltma gayesini güttüğü yani Mahkemeye çok gelen başvuru türlerini cetvele dahil edip işleri süratlendirme amacını taşıdığı izlenimi ediniriz. Bu amaç ne kadar iyi niyet-li olursa olsun 1985 Anayasasına uygun değildir. Çünkü 1985 Anayasası yönetsel başvurularda iki dereceliliği veya istinafı bir hak olarak getirmiştir. İstinaf hakkı iş çokluğu gibi pratik nedenlerle ortadan kaldırılabilecek bir hak değildir. Gerçi 1985 -Anayasası yasa koyucuya bir yasayla başvuruların bir bölümünden istinaf hakkını kaldırma yetkisi vermiştir. Ancak bunun ilkesel bir nedeni olması gerekir. Örneğin kişisel hak ve menfaatleri fazla etkilemiyen yani önemsiz başvurularda istinaf hakkı kaldır-ılsa bunun Anayasaya uygun olabileceği görüşündeyim. Bunun dışında başka bir ilkeye veya nedene dayanarak yapılacak ayırımı da tartışmaya açığım. Ancak herhangi bir ilke ortaya koymadan ve iş hacmini azaltmanın dışında herhangi bir gerekçe söz konusu olm-adan bir kısım başvurularda istinaf hakkını ortadan kaldırmanın Anayasaya aykırı olduğu görüşündeyim.




(Taner Erginel)
Yargıç


-1


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy