Anayasa Mahkemesi Numara 3/1976 Dava No / Karar Tarihi 15.03.1976
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 3/1976 Dava No / Karar Tarihi 15.03.1976
Numara: 3/1976
Dava No: /
Taraflar: Girne Emniyet Müd. İle Mehmet Raci
Konu: Davanın bir ceza davası olarak ancak Savcılık tarafından yürütülebileceği durumu..
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 15.03.1976

- Anayasa Mahkemesi 3/76
(Dava No.539/75; Girne)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: M. Necati Münir Ertekün (Başkan), Ahmed İzzet,
Şakir Sıdkı İlkay, Orhan- Z. Bilgehan ve Salih S. Dayıoğlu.

Anayasa'nın 114. maddesi hakkında
ve
Girne Kaza Mahkemesi tarafından 539/75 sayılı (Girne Emniyet Müdürlüğü ile Mehmet Raci arasındaki) Ceza Davasında sunulan konu.

Sanık namına: Gürsel Kadri tarafından Kıvanç M. Riz-a
Başsavcılık namına: Vedat Azizalp


K A R A R

539/75 sayılı Ceza Davasının duruşması yapıldığı bir sırada ileriye sürülen Anayasa'ya aykırılık konusu Girne Kaza Mahkemesi tarafından hakkında karar verilmek üzere, Anayasa'nın 114. maddesi tahtında, Yük-sek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sunulmuştur.

Sanık Girne Kaza Mahkemesi huzurunda Fasıl 154, Ceza Kanununun 35 ve 151. maddelerine aykırı olarak 24 Ağustos 1975 tarihinde bir kadını edebe mugayır darb etmekle itham olundu.

Davanın duruşmasında- sanığın avukatı davanın bir ceza davası olarak, Anayasanın 124. maddesine göre, ancak Savcılık tarafından yürütülebileceğini ve bir Emniyet Mensubu tarafından yürütülmesinin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdü. İddia Makamı namına bulunan Emniyet Mensu-bu, Anayasanın ilgili hükmünün bu mealde olduğunu kabul etmekle beraber gerekli yasalar çıkana kadar eski mevzuata göre hareket edilebileceğini iddia etti. Girne Kaza Mahkemesi Anayasanın 115. maddesinin hükümlerini de gözönünde tutarak konuyu şu şekilde A-nayasa Mahkemesine sundu:-

"Girne Emniyet Müdürlüğünün ceza davası açmamasına ve takip etmesine olanak veren Fasıl 155, Ceza Usul Kanununun 38'inci maddesi Anayasa'nın 124'üncü maddesinin 4'üncü paragrafına aykırı mıdır?"


Sunulan soruya konu teşkil -eden Anayasa'nın 124. maddesinin (4). fıkrası, ve onu yorumlarken göz önünde tutulması gereken ayni maddenin (3) ve (7). fıkraları, aynen şöyledir:
"Madde 124.
...............
...............
Kıbrıs Türk Federe Devleti Başsavcısı, Devletin, Devlet Başkanın-ın, Başbakanın, Bakanlar Kurulunun, bakanların ve diğer Devlet organlarının hukuk danışmanıdır. Kendisine bu Anayasa veya yasa tarafından verilen veya emrolunan diğer bütün yetkileri kullanır ve diğer görevleri yapar.
Başsavcı, kamu yararının gereğine gör-e, Kıbrıs Türk Federe Devleti mahkemelerinde, herhangi bir suç hakkında dava açmak, izlemek, davayı devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine sahiptir. Ceza mahkemelerinde, kovuşturmanın kesin yönetim ve sorumluluğu Başsavcıya aittir. Bu yetki -doğrudan doğruya kendisince veya yönerisine uygun olarak Başsavcı yardımcısı ve savcılar tarafından kullanılır.
.................
.................
Bu Anayasanın kuralları saklı kalmak kaydıyle, Kıbrıs Türk Federe Devleti Hukuk Dairesinin kuruluşu, işleyiş-i, Başsavcı, Başsavcı Yardımcısı ve savcıların nitelikleri ile atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulanması ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağıms-ızlığı ve yargıçların güvenceleri kurallarına göre, yasa ile düzenlenir."


Görüleceği gibi (4). fıkra üç cümleden ibarettir. Birinci ve üçüncü cümleler 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 113. maddesinin 2. fıkrasının benzeridir. İkinci cümle, yani "C-eza mahkemelerinde, kovuşturmanın kesin yönetim ve sorumluluğu Başsavcıya aittir" cümlesi yeni bir hükümdür. Sunulan soruya konu teşkil eden ve Anayasanın 124. maddesinin (4). fıkrasına aykırı olduğu iddia edilen Fasıl 155, Ceza Usulu Kanununun 38. maddes-idir. Asıl metni İngilizce olan bu madde aynen şöyledir:-
-"Form of 38. Every charge shall be in the prescribed
charge. Form; it shall be signed by or on behalf of the person preferring the same and where a charge is preferred by a Department such charge shall be signed by a representative of the Department, it- shall state the name of the Court before which the summary trial or preliminary inquiry is to take place and shall also contain the following particulars:-
the name and description of the accused as known to the prosecution which shall be reasonably suf-ficient to identify him;
the offence or offences with which the accused is charged containing the particulars set out in section 39 of this Law."


--Bu madde ceza kovuşturmalarında bir sanık aleyhine getirilen davadaki ithamnamenin şekil ve muhteviyatı ile ilgilidir. Fasıl 15-5'in 38. maddesi ceza davalarının kimler tarafından getirileceğini kesin olarak açıklamamaktadır. Bu maddeye göre bir dava bir "Daire" (Department) tarafından getirilmişse ithamname o Dairenin temsilcisi tarafından imzalanır. Madde 38 Daireler dışında ce-za davalarının kimler tarafından getirileceğine dair kesin hüküm ihtiva etmemektedir. Esasen ileriye sürülen Anayasaya aykırılık konusu Polisin bir ceza davasını açıp yürütebilmesi olduğuna göre, Anayasa'ya aykırı olup olmadığının tezekkür edilmesi gereke-n bahis konusu olan Fasıl 155'in 38. maddesinden ziyade Fasıl 285, Polis Kanununun 19. maddesidir. Bu madde aynen şöyledir:-
-"Powers to 19. It shall be lawful for any police
make com-officer to make a complaint or charge against
plaint, etc. any person before the Courts any to apply for a summons, warrant, search warrant or such other legal process as may by law issue agai-nst any person and, subject to any direction by the Attorney-General, to summon before the Courts any person charged with an offence and conduct public prosecutions and preliminary enquiries against any such person."
--Mamafih yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi Fasıl 285'in 19. maddesinin Anayasa'nın 124. maddesinin (4). fıkrasına aykırı- olup olmadığı bizden sorulmuş değildir.

Sanığın avukatı ve Başsavcılık tarafından yapılmış olan iddialar tarafımızdan büyük bir titizlikle incelenmiştir. Yapılmış olan iddialar ışığında bize sunulan soru aşağıdaki üç başlık altında cevaplandırılabilir:--
Anayasa'nın 124. maddesinin (4). Fıkrası özel kovuşturma müessesesini (private criminal prosecution'ı) kaldırdı mı?
Hangi ceza davalarında kovuşturmanın genel yönetim ve sorumluluğu Başsavcıya aittir?
Ceza mahkemelerinde, kovuşturmanın kesin yönetim ve s-orumluluğu Başsavcıya ait olduğuna dair Anayasaya konulan bu husustaki yeni hükmün hangi tarihten itibaren uygulanması gerekir?

İlk önce 1. soruyu ele alalım.
Birçok Devlet kuruluşlarına, resmi kuruluşlara ve tüzel kişilere ceza mahkemelerinde özel kovuş-turma yapma ve kovuşturmayı yönetmek yetkisi, Fasıl 285'in 19. maddesi gibi, muhtelif özel kanunlarda (ör. Belediye Kanunu) verilmektedir. Mahkemeye sunulan soruda bahsi geçen Fasıl 155 Ceza Usulü Kanununun 38. maddesi de, daha önce belirtildiği gibi, Dev-let daireleri tarafından ceza kovuşturmasının yapılmasını öngörmektedir. Fasıl 155 tahtında, gerek 1960'dan önce gerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası yürürlüğe girdiği tarihten sonra, Devlet organları dışında yarı resmi kuruluşlara, tüzel kişilere ve f-ertlere ceza davalarında kovuşturma başlatma ve yönetme hakkı tanınmıştı ve bu gibi özel kovuşturmalar yapılmakta idi. Daha önce belirtildiği gibi 1960 Anayasası'nın 113. maddesinin 2. fıkrası ile Anayasa'mızın 124. maddesinin (4). fıkrası arasındaki yegâ-ne esas değişiklik 124. maddesinin (4). fıkrasında yer alan "Ceza mahkemelerinde, kovuşturmanın kesin yönetim ve sorumluluğu Başsavcıya aittir" cümlesidir. Bu durumda tezekkür edilmesi gereken husus mezkûr cümlenin ilâvesi ile özel kovuşturma müessesesi (-private criminal prosecution) ortadan kalkmış mıdır? Anayasa'nın 124. maddesinin (4). fıkrası Başsavcıya, kamu yararının gereğine göre, herhangi bir suç hakkında dava açmak yetkisine ilâveten davayı devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisini de v-ermiştir. Bu fıkra Başsavcıya davayı devralabilmek, devam ettirebilmek veya ettirmemek yetkisini verdiğine göre, demek oluyor ki Anayasa'nın bu hükmü Başsavcıdan gayrı makamlar veya kişiler tarafından sonradan devralınabilecek, dava açmak yetkisini öngörm-ektedir. Anayasanın 124. maddesinin (4). fıkrası özel kovuşturma müessesesini ortadan kaldırmak amacını gütmüş olsaydı, Başsavcının açılan bir davayı başkasından devralması için hüküm ihtiva etmesi gerekmezdi. 124. maddenin özel kovuşturma müessesesini ö-ngören birinci cümlesi kanaatımızca, aynı fıkranın ikinci cümlesine bir istisna veya şart bendi teşkil etmektedir ve ilk nazarda çelişir gibi görünen bu iki hükmün bu şekilde tefsir edilmesi gerekir. (Bak. -Ebbs v. Boulnois (1875) 44 L.J. 691, s.694) Mah-kemeye Anayasanın 115. maddesi tahtında verilmiş olan yetkiye istinaden Kurucu Meclisin Anayasa'nın mezkûr hükümleri ile ilgili tutanaklarını incelemiş bulunuyoruz. Bunları da tetkik ettikten sonra, yukarıda verilen sebeblerden dolayı, Anayasanın 124. mad-desinin (4). fıkrasının özel kovuşturma müessesesini ortadan kaldırmamış olduğu kanaatına vardık.

Şimdi de 2. soruyu ele alalım.
Anayasa'nın 124. maddesinin (4). fıkrası özel kovuşturma müessesesini ortadan kaldırmadığına göre, Ceza mahkemelerinde kovuşt-urmanın kesin yönetim ve sorumluluğu ancak Başsavcı tarafından açılan veya sonradan onun tarafından devralınan ceza davalarına ilişkin olup özel surette açılan ceza davalarına ilişkin değildir.
Şimdi de hangi ceza davalarının Başsavcı tarafından açılabile-ceği (ve dolayısıyle o davaların kovuşturmasının kesin yönetim ve sorumluluğunun Başsavcıya ait olacağı) ve hangilerinin Başsavcıdan gayrı makam, kuruluş veya kişiler tarafından açılabileceği hususunu eleştirmek gerekir. Bunu tesbit edebilmek için Anayasa-nın 124. maddesinin (3). fıkrasını ve ilgili makam, kuruluş veya kişiye kovuşturma yapmak ve yönetmek yetkisini vermiş olan ilgili yasanın hükümlerini gözönünde tutmak gerekir. Anayasanın 124. maddesinin (3). fıkrası yukarıda daha önce iktibas edilmiştir.- Bu hükümden görüleceği gibi Kıbrıs Türk Federe Devleti Başsavcısı, Devletin, Devlet Başkanının, Başbakanın, Bakanlar Kurulunun, bakanların ve diğer devlet organlarının hukuk danışmanıdır. Kanaatımızca Başsavcının hukuk danışmanı olduğu kuruluş, makam ve- Devlet organlarını ilgilendiren ceza davalarının 124. maddenin (3) ve (4). Fıkraları muvacehesinde Başsavcılık tarafından açılması ve bu davaların kovuşturmasının kesin yönetim ve sorumluluğunun ona ait olması gerekir. Başsavcının hukuk danışmanı olmadığ-ı makam, kuruluş veya kişileri (ör. Belediyeleri) ilgilendiren herhangi bir ceza davasının kovuşturması ve bunun yönetimi ise, Başsavcının bu gibi bir davayı devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine tabi olmak koşulu ile, Anayasaya aykırı olmaya-n ilgili yasanın hükümleri uyarınca o makam, kuruluş veya kişiler tarafından yapılır.

Şimdi de 3. soruyu ele alalım.
Anayasa'nın 124. maddesinin (4). fıkrası Başsavcının açmış olduğu veya devraldığı ceza davalarının kovuşturmasının kesin yönetim ve sorum-luluğunu Başsavcıya vermektedir. 124. maddenin (7). fıkrası, diğer şeyler meyanında, Başsavcının başkanı olduğu Kıbrıs Türk Federe Devleti Hukuk Dairesinin kuruluş, işleyiş ve Başsavcı, Başsavcı yardımcısı ve savcıların nitelikleri ile atanmalarının yasa -ile düzenlenmesini öngörmektedir. 124. maddenin (7). fıkrasının öngördüğü yasa henüz Yasama Meclisi tarafından yapılıp yürürlüğe konmuş değildir. Anayasanın öngördüğü Hukuk Dairesini düzenleyen yasa henüz yapılıp yürürlüğe konmadığına göre tezekkür edilm-esi gereken husus 124. maddenin (4). fıkrasını ceza mahkemelerinde kovuşturmanın kesin yönetim ve sorumluluğunu halen eski bir örgüt olarak faaliyet göstermekte olan Başsavcılığa yükleyip yüklemediğidir. Kanaatımızca bunun cevabı Anayasanın Geçici Maddele-rinde aranmalıdır. Anayasa'nın 1. Geçici Maddesinin (1). fıkrasına göre Anayasa yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan ve Anayasanın kurallarına veya Anayasa uyarınca konulacak yasalara aykırı olmayan tüm mevzuat yürürlükte kalır. 1. Geçici Maddenin (-3). fıkrasına göre ise Anayasa'da öngörülen yasalar yürürlüğe konuluncaya ve örgütler kuruluncaya kadar Geçici Maddenin (1). fıkrasında belirtilen anayasal kurallar ile mevcut mevzuat yürürlükte kalır ve örgütler görevlerine devam ederler. (3). fıkrası ay-nen şöyledir:-
"(3) Bu Anayasada öngörülen yasalar yürürlüğe konuluncaya ve örgütler kuruluncaya kadar bu maddenin (1). fıkrasında belirtilen anayasal kurallar ile mevcut mevzuat yürürlükte kalır ve örgütler görevlerine devam ederler."


1. Geçici M-addenin (1). fıkrası eski mevzuatın Anayasanın kurallarına veya Anayasa uyarınca konulacak yasalara aykırı olmayanlarının yürürlükte kaldığını, yani başka bir deyimle Anayasaya aykırı olanların yürürlükten kalktığını derpiş etmekle beraber, o Maddenin (3).- fıkrasına göre Anayasa'da öngörülen yasalar (ör. 124. maddenin (7). fıkrasında öngörülen yasa) yürürlüğe konuluncaya ve örgütler (ör. KTFD Hukuk Dairesi) kuruluncaya kadar mevcut mevzuat yürürlükte kalır ve örgütler görevlerine devam ederler. Binaenaleyh- (3). fıkra (1). fıkranın bir nevi şart bendini teşkil etmekte ve bu fıkra tahtında belirli yasalar, Anayasa'ya aykırı olsalar bile, belirtilen geçici süre için, saklı tutulmaktadır. Bu fıkra iyice incelendiğinde bu şekilde saklı tutulan yasaların görevle-rine geçici olarak devam etmesi öngörülen eski örgütlerin kuruluş ve işleyişini düzenleyen yasalar olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyimle (3). Fıkra, Anayasada öngörülen yasalar yürürlüğe konuluncaya ve örgütler kuruluncaya kadar eski örgütlerin kurulu-ş ve işleyişini düzenleyen yasaların, Anayasa'ya aykırı olsalar bile, geçici süre zarfında, yürürlükte kalmasını ve eski örgütlerin görevlerine devam edebilmesini mümkün kılmaktadır.

Netice olarak, yukarıda belirtilen sebeblerden dolayı, Girne Emniyet Mü-dürlüğünün ceza davası açmasına ve takip etmesine olanak veren Fasıl 155, Ceza Usulü Kanununun 38. maddesi, belirtilen geçici süre zarfında, Anayasa'nın 124. maddesinin (7). fıkrasında öngörülen yasa yürürlüğe konuluncaya ve örgüt kuruluncaya kadar, Anayas-a'nın 124. maddesinin (4). fıkrasına aykırı değildir.



M. Necati Münir Ertekün
Başkan

Ahmed İzzet
Yargıç

Şakir Sıdkı İlkay
Yargıç

Orhan Z. Bilgehan
Yargıç

-Salih S. Dayıoğlu
Yargıç

15 Mart, 1976
-


7



-


Full & Egal Universal Law Academy