Anayasa Mahkemesi Numara 3/1975 Dava No / Karar Tarihi 08.04.1975
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 3/1975 Dava No / Karar Tarihi 08.04.1975
Numara: 3/1975
Dava No: /
Taraflar: Muammer Yağcıoğlu ile Özker Özgür
Konu: K.T.O.E. Öğretmenler Birliğini Kurucu Mecliste temsil edecek şahsın seçilmesi hakkında
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 08.04.1975

-A.M. 3/75
Dava No. 3/75
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
(Anayasa Mahkemesi Yetkisi)
Mahkeme Heyeti: M. Necati Münir, Başkan, Ülfet Emin, Ahmed İzzet ve Şakir S. İlkay.
Anaya-sa'nın 145. maddesi hakkında.
Müstedi: Muammer Yağcıoğlu, Lefkoşa.
-ile-
Müstedaaleyh: Özker Özgür, Lefkoşa.
A R A S I N D A
Müstedi hazır, namına: Menteş Aziz ve Talât Kürşat.
Müstedaaleyh hazır, namına: A.M. Berberoğlu.
Amicus curiae olarak Ba-şsavcı namına: Argun F. Korkut.

---------------
K A R A R
M. Necati Münir, Başkan:
Müstedi, 21 Şubat 1975 tarihinde 19 Şubat 1975 tarih ve 6 sayılı Resmî Gazetenin IV. Ekinin II. Bölümünde yayınlanan Karar No.3 uyarınca, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmen-ler Birliğini Kurucu Mecliste temsil edecek şahsın seçilmesi ile ilgili yapılan seçimin hükümsüz olduğu ve Müstedaaleyh Özker Özgür'ün Kurucu Mecliste Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğini temsilen seçilmesinin ilgili mevzuata uygun olmayıp hükümsü-z olduğu hususunda bir beyan verilmesini, 19 Mart 1975 tarihinde dosyaladığı işbu istida ile talep etmiştir.

Müstedi İstidasını, diğer şeyler meyanında, aşağıdaki gerçeklere istinad ettirmiştir.

1. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğini Kurucu M-ecliste temsil edecek üyenin seçilmesi maksadı ile Birliğin 21 Şubat 1975 tarihinde ö.e. saat 10.00 da olağanüstü bir toplantı yapmış olduğu;
2. Bu toplantıda 288 kişi oy kullandığı ve Müstedaaleyh de dahil, 8 kişinin aday olarak katıldığı;

3. Söz konus-u seçimde en çok oy alan Müstedaaleyhin yalnız 86 oy almış olmasına ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile seçilmemesine rağmen, seçimi kazanmış addolunduğu ve bu sebepten dolayı Müstedaaleyhin Birliğin temsilcisi olarak seçilmiş addolunmasının Karar No.-3'e aykırı olduğu; ve

4. Müstedinin Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin bir üyesi olarak mevzubahis seçimin yapıldığı toplantıya katılıp oy kullanmak hakkına sahip olduğu ve 21 Şubat 1975 tarihinde yer alan seçime katılıp oy kullanmış olduğu.
-
Müstedaaleyh 28 Mart 1975 tarihinde dosyaladığı İtirazname ile aşağıdaki hususları ileri sürdü:

A. İptidai İtiraz:
İstidanın dayandığı 47/59 sayılı Seçim Kanununun 67. maddesine göre, "Her Seçim istidası, seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlandığı tar-ihten itibaren bir ay zarfında yapılır". Söz konusu seçimin sonucu bugüne kadar Resmî Gazetede yayınlanmamış olduğuna göre, işbu seçim istidası "vaktinden evvel yapılmış" yani 'premature' bir istidadır. Başka bir deyimle, seçim sonucu Resmi Gazetede yayı-nlanmadıkça, seçim istidası kaydettirme hakkı doğmaz ve seçim sonucunun Resmi Gazetede yayınlanması ile doğan seçim istidası kaydettirme hakkı, söz konusu yayınlanma tarihinden itibaren bir ay zarfında kullanılmalıdır. Seçim sonucunun Resmî Gazetede yayın-lanması zorunluluğu 47/59 sayılı Kanunun 36. maddesinde yer almaktadır.

B. İstidanın esasına ilişkin itirazlar:
a)Seçim, 3 numaralı Karar ile etkilenmiş biçimde 47/59 sayılı Seçim Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılmıştır. Söz konusu No.3 Kararın 2. m-addesinin ikinci paragrafında yer alan "katılanların çoğunluğu" ifadesi aynı Kararın 5. maddesinde de yer almaktadır. "Katılanların çoğunluğu" ifadesi katılanların oylarının çoğunluğu yani kullanılan oyların en çoğunu alan aday kazanır anlamını taşır. Ni-tekim Kurucu Meclisin yasama fonksiyonundaki uygulama böyledir. (the majority of the votes cast) anlamı uygulanmaktadır. Bu anlamın hilâfına 47/59 sayılı Kanunda herhangi bir hüküm yoktur.
b)İstida 3 numaralı Kararın, Bölüm 2'ye dayandırıldığı belirtilm-iştir. Sözkonusu Kararın 2. bölümü yoktur veya böyle bir bölümde istidayı destekleyecek hükümler mevcut değildir.

Duruşmanın ilk günü olan 2 Nisan 1975 tarihinde Mahkeme ilkin istidanın zamansız (premature) olduğu hususundaki iptidai itirazı dinleyip re-ddetmiş ve red kararının gerekçelerinin bilâhare verileceğini belirtmişti. Bu kararın gerekçeleri aşağıda izah edildiği gibidir.

Müstedaaleyhin iddiasına göre, Müstedinin yapmış olduğu İşbu İstida 47/1959 sayılı 1959, Seçimler (Temsilciler Meclisi ve Ce-maat Meclisleri) Kanununun 67. maddesine göre yapılamaz ve zamansızdır. (premature). 47/1959 sayılı Kanunun 67. maddesine göre her seçim itirazı, seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlandığı tarihten itibaren bir ay zarfında yapılır. İlgili hükmün esas İ-ngilizce metni aynen şöyledir:-
-"Time for 67. Every election petition shall be presented presenta- within one month of the date of publication tion. of the result of the election in the Gazette."





-Söz konusu seçimin sonucu Resmî Gazetede yayınlanmamış olduğuna göre öngörülen bir aylık süre henüz başlamadığından Müstedaaleyhin iddiasına göre yapılmış olan bu seçim İstidası vaktinden evvel yapılmış olup zamansızdır (premature). Müstedaaleyhin iddias-ına göre seçim sonucu Resmî Gazetede yayınlanmadıkça, seçim istidası kaydettirmek hakkı doğmaz ve seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanması ile doğan seçim istidası kaydettirme hakkı söz konusu yayınlanma tarihinden itibaren bir ay zarfında kullanılmalıd-ır. Müstedaaleyh seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanması zorunluğunun 47/1959 sayılı Kanunun 36. maddesinde yer aldığını iddia etmiştir.

Müstedinin iddiasına göre ise Karar No.3 seçimlerin sonucunun Resmî Gazetede yayınlanmasını öngörmemektedir ve 2-4 Şubat 1975 tarihinde seçilmiş olan Kurucu Meclis üyeleri and içip görevlerine o tarihte başlamış olduklarından, 47/1959 sayılı Kanunun 67. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin 24 Şubat 1975 tarihinden başlaması gerekir.

1/1975 sayılı Kıvanç M. Riza v-. Ahmet Mithat Berberoğlu davasında ve 2/1975 sayılı Osman Mehmet ve Talât Kürşat v. Ahmet Mithat Berberoğlu davasında Yüksek Mahkeme verdiği hükümlerde belirttiği gibi, Karar No.3'ün 2. paragrafı, o Karar uyarınca Kurucu Meclise Karar No.3'ün kapsamına gi-ren kuruluşların temsilci üyelerinin seçilmeleri yönünden takip edilecek olan seçim kurallarını ihtiva edip, Karar No.3'ün hükümleri yasama organı seçimleri ile ilgili herhangi belli bir hususta hüküm ihtiva etmiyorsa ve mezkûr seçimin yer aldığı 21 Şubat -1975 tarihinde yürürlükte olan yasama organı üyeleri seçimleri ile ilgili kanun ve diğer mevzuatın hükümleri, Karar No.3'ün hükümleri ile çelişmediği takdirde, yürürlükte devam etmektedir. Karar No.3 tahtında yapılan seçimlere şamil olan ve Karar No.3'ün -hükümlerine ters düşmeyen yürürlükte olan Seçim Kanunları arasında, 47/1959 sayılı 1959, Seçimler (Temsilciler Meclisi ve Cemaat Meclisleri) Kanununun seçim itirazları ile ilgili VI. Bölümün hükümleri de vardır.

Müstedaaleyhin avukatının atıfta bulunduğu- 47/1959 sayılı Kanunun 36. maddesi o Kanun tahtında yapılan seçimlerin sonuçları ile ilgili Seçim Memurunun (Returning Officer) görevlerini belirtmektedir. Seçim memurunun bu görevlerinin birisi de seçilen şahısların isimlerinin Resmî Gazetede yayınlanma-sıdır. 36. maddenin tümünün İngilizce metni aynen şöyledir:-
-"Return of 36. The Returning Officer shall forthwith
writ of after the result has been declared by him- election and a) certify by endorsement of the writ of publication election the return of the members of the result- elected and shall return to the
in the Gazette. Governor the writ so endorsed;
b) publish in the Gazette the name of the members so elected."


-Bu maddenin hükümlerinden görüleceği gibi Seçim Memurunun bu madde tahtındaki görevleri arasında, sonuçları Resmî Gazetede yayınlamaya ilâveten, seçim tutanaklarını bir belge ile Vali'ye, yani şimdiki halde Devlet Başkanına bildirmek vardır.

Karar No. 3-'ün 2. paragrafının üçüncü fıkrası ise tutanak ile tesbit edilecek olan seçim sonuçlarının, oy pusulaları ile birlikte, derhal Kurucu Meclis Başkanına bildirilmesini öngörmektedir. Bu paragraf aynen şöyledir:-
"Bu toplantılarda toplantı yeter sayısı aran-maz. Bir tutanak ile tesbit edilecek seçim sonuçları oy pusulaları ile birlikte derhal Kurucu Meclis Başkanına bildirilir."


Bundan görüleceği gibi seçim kanunu niteliğinde olan Karar No.3'ün 2. paragrafında seçim sonuçlarının Kurucu Meclis Başkanına na-sıl bildirileceğine dair hüküm yer almaktadır. Bu böyle olduğuna göre kanaatımca, 1/75 sayılı seçim itirazı davasında verilmiş olan sebeplerden dolayı, yürürlükte olan seçim kanunları ile Karar No.3'ün hükümleri arasında bir çelişme olduğu takdirde Karar -No.3'ün hükümleri üstün gelmektedir. Karar No.3 uyarınca ise seçim sonuçlarının açıklanması ile ilgili hüküm Karar No.3'ün 2. paragrafının yukarıda metni verilen üçüncü fıkrasıdır. Bu paragrafta seçim sonuçlarının ilgili makama nasıl bildirileceği hususu-nda (yani 47/59 sayılı Kanunun 36. maddesinin (a) fıkrası muadili) hüküm mevcut olmakla beraber sonuçların Resmî Gazetede yayınlanması hususunda (yani 36. maddenin (b) fıkrasına muadil) bir hüküm mevcut değildir.

1/75 ve 2/75 sayılı davalarda belirtildiğ-i gibi Karar No.3 ile 47/1959 sayılı Kanunun VI. Bölümündeki mevzuat Kanunun 63. maddesinde belirtilen şahıslara seçim itirazı yapmak hakkını tanımaktadır. Kanunun 67. maddesi ise itiraz yapabilme süresini bir ay olarak kısıtlamaktadır. 67. madde, Kanunu-n hükümleri uyarınca sonuçları Resmî Gazetede yayınlanacak olan seçimlere itiraz yapmağı öngörmektedir. Karar No.3 ise seçim sonuçlarının yukarıda belirtildiği gibi Resmî Gazetede yayınlanmasını öngörmemektedir. Bundan dolayı 67. maddenin öngördüğü bir a-ylık sürenin, sonuçlar Resmî Gazetede yayınlanmadığına göre, hangi tarihten başlaması gerektiğini tesbit etmek gerekir.

İtiraz yapma veya dava açma süresi kısıtlandığı zaman genellikle kabul edilen prensibe göre bu süre itiraz veya dava konusu meselenin -resmen yayınlandığı (ki bu durumda konunun varandaşın bilgisine geldiği varsayılır) tarihten veya resmi yayın yapılmamış ise, meselenin vatandaşın bilgisine geldiği tarihten başlar. Örneğin, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 146. maddesi tahtında açıla-n davalar o maddenin 3. paragrafı tahtında 75 gün içinde yapılmasını öngörmektedir ve bu maddeye göre 75 gün ilgili Karar veya muamelenin yayınlandığı tarihten başlar veya öyle bir yayınlanma yapılmamış ise müracaatı yapan şahsın bunu öğrendiği tarihten it-ibaren başlar. Karar No.3'ün 3. maddesine göre Kurucu Meclis ilk toplantısını 24 Şubat 1975 tarihinde yapmıştır. Davanın duruşmasında verilen şahadete göre 24 Şubat 1975 tarihinde Müstedaaleyh de, diğer üyeler gibi, and içerek göreve başlamıştır. Bu böy-le olduğuna göre, kanaatımca, Karar No.3 tahtında yapılan seçimlerin sonuçlarının vatandaşın bilgisine en geç 24 Şubat 1975 tarihinde gelmiş olduğunun varsayılması gerekir. Seçim sonucunun vatandaşın bilgisine mahalli basın ve yayın kanalı ile 22 veya 23 -Şubat 1975 tarihinde gelmiş olduğu iddia edilebilir.

Yukarıda verilen sebeplerden dolayı 47/59 sayılı Kanunun 67. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin en erken 22 ve en geç 24 Şubat 1975 tarihinde başlaması gerekir. Bu böyle olduğuna göre de 19 Mart 1-975 tarihinde dosyalanan Müstedinin istidası 67. maddenin öngördüğü bir ay süre zarfında yapılmış olup vaktinden evvel (premature) yapılmış sayılamaz.

Yukarıda verilen sebeplerden ötürü Müstedaaleyhin yapmış olduğu bu iptidai itiraz red edilmiştir.

Şim-di de İstidanın esasının ele alınması gerekir. Müstedinin Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin bir üyesi olduğu şahadetle kabul edilmiştir. Yine Mahkeme huzurunda verilen şahadete göre Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin Kurucu Mecli-s üyesini seçmek maksadı ile 21 Şubat 1975 tarihinde yapmış olduğu toplantıya 288 kişi katılarak oy kullanmış ve aday olarak gösterilen 8 kişiden Müstedaaleyh 86 oy almıştır. Müstedaaleyh, en fazla oy alan olduğu cihetle, seçimi kazanan aday olarak ilân e-dilmiştir.

Bu İstidada karara bağlanması gereken en önemli husus Karar No. 3'ün 2. maddesinin ikinci paragrafı gereğince Müstedaaleyhin "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" seçilip seçilmediğidir.

Mahkeme ayni konu ile ilgili olan 18 Mart 1975 tarihi-nde 2/75 sayılı Osman Mehmet ve Talât Kürşat v. Ahmet Mithat Berberoğlu davasında verdiği hükümde Karar No.3'ün 2. maddesinin ikinci paragrafında yer alan "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresinin anlamının ne olduğunu izah etmiş ve bu paragrafa gö-re bir adayın seçilmiş addolunabilmesi için toplantıya katılan şahısların çoğunluğunun yani en azından yarısından bir fazlasının oyunu alması gerektiğini belirtmiştir. Bu meselede verilen şahadete göre mezkûr toplantıya 288 kişi katılarak oy kullanmış ve -seçilmiş addolunan Müstedaaleyh ise sadece 86 oy almıştır. Bu nedenle Müstedaaleyhin Karar No.3'e uygun olarak "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" seçilmiş olmadığı aşikârdır. Toplantıya katılan 288 kişi olduğuna göre seçilmiş addolunan adayın en azın-dan 145 oy alması gerekirdi.

Müstedaaleyhin, itiraznamede, ileri sürdüğü diğer bir husus da İstidanın 3 numaralı Kararın 2. Bölümüne dayandırıldığı halbuki sözkonusu Kararın 2. Bölümünün mevcut olmadığıdır. İstida da "bu istida 19 Şubat 1975, tarihli Re-smî Gazetede yayınlanan 3 numaralı Kararın, Bölüm 2 ve 47/59 sayılı Seçim Kanununa dayandırılmaktadır" denmiştir. İstida bir tüm olarak tezekkür edildiğinde Müstedinin "3 numaralı Karar, Bölüm 2" demekle 3 numaralı Kararın 2. maddesinin murat etmiş olduğu- aşikârdır. Binanaleyh kullanılan tabirdeki hata kitabî bir hatadan öteye geçmemekte ve İstidanın kaderine etki yapmamaktadır. Esasen Müstedaaleyh de, istidanın duruşmasında, itiraznamedeki bu iddia üzerinde durmuş değildir.

Son olarak Müstedaaleyhin, -istidanın duruşmasında, kanunî bir nokta olarak ileriye sürmüş olduğu bir hususu tezekkür etmeği uygun gördüm. Müstedaaleyh, istidanın Anayasa'nın 145. maddesi tahtında yapılmış bir istida olduğuna göre mevzu bahis seçimin sadece 47/59 sayılı Kanunun 62. -maddesinde yer alan sebeblere binaen hükümsüz ilân edilebileceğini halbuki istidanın üzerine dayandığı gerekçenin bu maddede sıralanan sebeblerin kapsamına girmediğini iddia etmiştir. Müstedaaleyhe göre 62. maddenin (b) fıkrası sadece seçimin yapılışı ile- ilgili mevzuata uyulmadığı halleri kapsamakta fakat daha öteye gidip de seçimin sonucu veya seçilmiş olarak kabul edilen adayın ilânı hususları ile ilgili mezuata uyulmadığı halleri kapsamamaktadır. Ben bu görüşle hemfikir değilim. Kanunun 62. maddesini-n (b) fıkrası aynen şöyledir:-
-"(b)that there was non-compliance with the provisions of this Law relating to elections, if it appears that the election was not conducted in accordance with the principles laid down in such provisions and that such non-compliance affected the result of t-he election;"


-Görüleceği gibi bu fıkraya göre Kanunun seçimler ile ilgili hükümlerine uyulmadığı takdirde seçimin sonucuna itiraz etme hakkı mevcuttur. Buradaki "seçim" tabiri, kanaatımca, sadece oylamayı değil de seçimin sonucunu ve seçilmiş addolunan adayın ilânı hu-suslarını da kapsamaktadır. 47/59 sayılı Kanun ise, Kurucu Meclis üye seçimleri ile ilgili olarak, Karar No.3'e tabi olduğu cihetle Kanunun 62. maddesinin (b) fıkrası Karar No.3'ün seçimler ile ilgili hükümlerine, bu meselede olduğu gibi, uyulmadığı halle-re de şamildir. Binanaleyh müstedinin istidasının üzerine dayandığı gerekçe 62. maddenin (b) fıkrasının kapsamına girmektedir.

Yukarıda belirtilen sebeblerden dolayı istidanın kabul edilerek bahse konu seçimin ve Müstedaaleyhin Kurucu Meclis üyeliğinin -hükümsüz olduğunun beyan edilmesi gerektiği kanaatındayım.

Esas hükmüne ilâveten hükümsüz beyan edilen seçimin yerine, 2/75 sayılı davada vermiş olduğum gerekçelere istinaden, yeni bir seçimin yapılmasının uygun olacağı kanaatında olduğumu belirtmek iste-rim.



Ülfet Emin:
2/4/1975'te esas davanın duruşması başlamazdan önce, Müstedaaleyh itiraznamesinde iptidai itiraz olarak ileri sürdüğü hususların öncelikle karara bağlanması isteminde bulundu. Müstedaaleyhin itiraznamesinde ileri sürdüğü iptidai itir-az özetle şöyledir:-

47/59 sayılı Seçim Kanununun 67. maddesine göre "her seçim istidası, seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanması tarihinden itibaren bir ay zarfında yapılır". Söz konusu seçim sonucu bugüne kadar Resmî Gazetede yayınlanmamış olduğun-a göre seçim istidası "vaktinden evvel yapılmış" yani "premature" bir istidadır. Seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanması zorunluluğu 47/59 sayılı Kanunun 36. maddesinde yer almaktadır.

Mahkeme tarafların avukatlarının iptidai itiraz hususundaki idd-ialarını dinledikten sonra Müstedinin dava konusu seçim istidasını vaktinden evvel yapmadığına kanaat getirerek iptidai itirazı oy birliği ile reddetti ve bu husustaki gerekçeleri esas hükümde vereceğini belirtti.

Şimdi de sözü geçen gerekçeleri belirtme-yi uygun gördüm. Müstedaaleyhin esas itirazı 47/59 sayılı 1959, Seçimler (Temsilciler Meclisi ve Cemaat Meclisleri) Kanununun 36(b) ve 67. maddesine istinat etmektedir. 36(b) maddesi Seçim Memurunun, seçim sonucunu ilân ettikten sonra, seçilen adayların -isimlerini Resmî Gazetede derhal yayınlamasını öngörmektedir. Ayni Kanunun 36(a) maddesi ise Seçim Memurunun, seçim sonucunu ilân ettikten sonra, seçilen adayların isimlerini seçim müzekkeresine kaydetmesi ve seçim müzekkeresini Valiye iade etmesini öngör-mektedir. Kanunun 36. maddesinde bahsolunan Seçim Memuru, ayni Kanunun 8(1) maddesi gereğince Vali tarafından tayin olunan ve tayinleri Resmî Gazetede yayınlanan Seçim Memurudur. Ayni Kanunun 9(1) maddesi ise bir genel veya ara seçimin yapılmasını sağlam-ak amacı ile Valinin bir seçim müzekkeresi isdar etmesini ve seçim müzekkerelerini Seçim Memurlarına göndermesini öngörmektedir. 9(5) maddesi ise isdar olunan bu gibi seçim müzekkerelerinin derhal Resmî Gazetede ve en azdan 3 Türkçe gazetede yayınlanmasın-ı öngörmektedir. Ayni Kanunun 34(2) maddesi seçim bittikten sonra oyların sayımının yapılmasını, 34(6) maddesi ise oyların sayımı bittikten sonra Seçim Memurunun kazanan adayları derhal ilân etmesini öngörmektedir. 47/59 sayılı Kanunda Valiye verilen tüm- yetkiler daha sonra yapılan Değiştirge Kanun veya Kurallar ile ilk önce İçişleri Bakanına daha sonra Cumhurbaşkan Muavinine ve 19 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devletinin Resmî Gazetede yayınlanan 1, 2 ve 3 numaralı Karar gereğince Kıbrıs Türk Devleti -Federe Başkanına intikal etti.

1/75 sayılı Kıvanç M. Riza ile Ahmet Mithat Berberoğlu davasında Yüksek Mahkeme, 19 Şubat 1975 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 3 numaralı Kararın hükümleriyle uyuşan ve tutarsız olmayan 47/59 sayılı Kanunun hükümlerinin g-eçerli olduğu ve 3 numaralı Kararın hükümleriyle uyuşmayan ve bağdaşmayan 47/59 sayılı Kanunun hükümlerinin 3 numaralı Karar gereğince yapılan seçimlere uygulanamayacağı hususunda oy çoğunluğu ile karar vermiştir. Bu nedenle 47/59 sayılı Kanunun 36(a), (b-) maddelerinin 3 numaralı Kararın hükümleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını ve tutarsız olup olmadığını araştırmak gerekir. 3 numaralı Karar herhangi bir Seçim Memurunun Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı tarafından tayin edilmesini, herhangi bir seçim müzekke-resinin isdar edilmesini ve böyle bir seçim müzekkeresinin Resmî Gazetede ve Türkçe gazetelerde yayınlanmasını öngörmektedir. 3 numaralı Kararın 2. maddesi seçimin kuruluşlar tarafından nasıl yapılacağını sarahaten belirtmektedir. Bu Kararın 2. maddesini-n üçüncü paragrafı bir tutanakla tesbit edilecek seçim sonuçlarının oy pusulaları ile birlikte derhal Kurucu Meclis Başkanına gönderilmesini öngörmektedir. Kanaatımca 47/59 sayılı Kanunun 8(1), 9(1)(5), 34(2)(6) maddeleri ile 3 numaralı Kararın 2. maddesi- ve bilhassa birinci ve üçüncü paragrafları arasında bir uyuşmama ve bağdaşmama mevcuttur. 3 numaralı Karar Anayasa niteliğinde bir yasa olduğuna göre 3 numaralı Kararın hükümleri 47/59 sayılı Kanunun hükümlerinden üstün olduğundan 3 numaralı Kararın hükü-mlerinin uygulanması gerekir. 47/59 sayılı Kanunun 36(a) ve (b) maddelerinde öngörülen hükümlerin 3 numaralı Karar gereğince yapılan seçimlere uygulanabilecek nitelikte olmadığı kanısındayım.

47/59 sayılı Kanunda Seçim Memurlarına verilen oy sayımı ve s-eçim sonucunu bildirme görevi 3 numaralı Kararda belirtilen kuruluşların yetkili organlarına verildi. 3 numaralı Kararın 2. maddesi gereğince yapılan seçimler için 47/59 sayılı Kanunda öngörülen Seçim Memurları tayin edilmediği cihetle 47/59 sayılı Kanund-a Seçim Memurları ile ilgili belirtilen görevler 3 numaralı Kararın 2. maddesi gereğince yapılan seçimlere şamil olmaz. Seçimlerin yapılması için bir Seçim Memuru tayin edilmesinin öngörülmediğine göre 47/59 sayılı Kanunun 36(b) maddesi gereğince öngörüle-n "sonucun Resmî Gazetede yayınlanma hususu " 3 numaralı Karar gereğince yapılan seçimlere uygulanamaz.

47/59 sayılı Kanunun hükümlerinde bazı hususların Resmî Gazetede yayınlanması amacının, bu gibi hususları halkın bilgisine getirmek olduğu aşikârdır. - 47/59 sayılı Kanunun 67. maddesi her seçim itirazının seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanmasından itibaren bir ay zarfında yapılmasını öngörmektedir. Hiç şüphe yoktur ki 67. maddede yer alan Resmî Gazetede yayınlanma hususu ayni Kanunun 36(b) maddesi-nde öngörülen Resmî Gazetede yayınlanma hususuna istinat etmektedir. 3 numaralı Karar gereğince yapılan bir seçim sonucunun 36(b) maddesi uyarınca Resmî Gazetede yayınlanması gerekmediğinden acaba 67. maddede öngörülen bir aylık müddet hangi tarihten başl-ayacaktır. 67. maddede öngörülen bir aylık müddetin seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanmasından itibaren başlamasının sebebi nedir? Hiç şüphe yoktur ki seçimin sonucu Resmî Gazetede yayınlanmakla, seçim sonucunun, itiraz etmek yetkisine haiz olan hal-kın bilgisine getirildiği addolunur. Kanaatımca bir aylık müddetin seçim sonucunun Resmî Gazetede yayınlanmasından itibaren başlamasının yegâne sebebi seçim sonucunun ancak bu tarihten itibaren halkın bilgisine getirilmiş addolunmasındandır. Dolayısıyle -3 numaralı Karar gereğince yapılan bir seçim için bir aylık itiraz müddetinin bu gibi seçim sonucunun halkın ve bilhassa Kanun tahtında itiraz etmeye yetkisi olan halkın bilgisine getirildiği addolunan tarihten itibaren başlaması gerekir. Dava konusu seçi-m sonucunun halkın bilgisine ne vakit getirildiği hususu bir iddia konusu olabilir. Örneğin sonucun radyo ve gazetelerde yayınlanması tarihinden itibaren halkın bilgisine getirildiği veya seçimi kazananın 3 numaralı Karar gereğince 24 Şubat 1975 tarihinde- toplanan Kurucu Meclise iştirak ettiği tarihten itibaren halkın bilgisine getirildiği iddia olunabilir. Bu davadaki seçim sonucunun 24 Şubat 1975'den 1-2 gün önce radyo ve gazetelerde ilân edildiği bir aleni gerçektir ve bu hususu Mahkeme resen nazarı it-ibara alabilir. Ayni zamanda 24 Şubat 1975 tarihinde ilk toplantısını yapan Kurucu Mecliste Müstedaaleyhin hazır bulunduğu ve 3 numaralı Karar gereğince and içtiği hususunda Mahkeme huzurunda şahadet mevcuttur. Görülüyor ki Müstedaaleyhin ilgili olduğu s-eçim sonucunun halkın bilgisine, en son tarih olan 24 Şubat 1975'de getirildiği addolunsa dahi, dava konusu seçim itiraz istidası 19.3.1975'de dosyalandığına göre, istida vaktinden evvel yapılmış değildir.

Şimdi de Müstedaaleyhin İstidaya yaptığı esas it-irazı ele alalım.

Müstedi İstidasında Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin, Birliği Kurucu Mecliste temsil edecek üyenin seçilmesi maksadı ile, 21 Şubat 1975 tarihinde ö.e. saat 10.00'da Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliği Lokalinde yap-tığı olağan üstü toplantıda 288 üye katıldığı, seçilmek üzere 8 aday olduğu halde Müstedinin sadece 86 oy almasına rağmen, seçimi kazanmış addolunması, 19 Şubat 1975 tarihli ve 6 numaralı Resmî Gazetede yayınlanan 3 numaralı Kararın 2. maddesinin ikinci pa-ragrafında belirtilen "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" seçilmesi hükmüne uyulmadığını ileri sürdü.

Müstedaaleyh istinafın duruşması esnasında itirazını esas olarak aşağıdaki iki hususa istinad ettirmiştir.

1. 3 numaralı Kararın 2. maddesinin ikin-ci paragrafında yer alan "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresinden salt çoğunluk değil, basit çoğunluğun kastedildiği, yani adaylardan en fazla oy alanın seçilmiş olduğu addolunması gerektiği ve toplantıya katılanların yarıdan bir fazlasının oylar-ını alması gerekmediği;

2. Müstedaaleyh toplantıya katılan 288 kişinin çoğunluğunun yani yarıdan bir fazlasının oyunu almamakla beraber bu hususun seçimin iptali için 47/59 sayılı 1959, Seçimler (Temsilciler Meclisi ve Cemaat Meclisleri) Kanunu'nun 62(b)- maddesinde öngörülen, seçimin seçim hükümlerinde belirtilen ilkeler uyarınca, yapılmadığı kapsamına girmediği, bu nedenle 47/59 sayılı Kanunun 62. maddesinin (b) fıkrasına istinad ederek seçimin hükümsüz olduğu beyan edilemeyeceği.

İlk önce çoğunluk ile- ilgili Müstedinin ileri sürdüğü iddiaları ele alalım. Müstedaaleyh Mahkemede verdiği şahadette "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresinin gayesinin toplantıya katılıp oy verenlerin basit çoğunluğunun yani en fazla oy alanın kastedildiğini ileri sü-rmüştür ve 3 numaralı Kararın 5. maddesinde "Kurucu Meclis üye tam sayısı çoğunluğuyla toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğuyla karar alır" denmekle beraber Kurucu Mecliste uygulanan usul basit çoğunluk usulü olduğunu ve en son 5 Nisan 1975 tarihin-de Kurucu Meclis toplantısında bir kararın alınmasında 43 kişi hazır olduğu halde sadece 20 olumlu oy ve 19 olumsuz oy ve 3 çekimser oy verildiği halde kararın geçirildiğinin kabul edildiğini, yani en fazla oy alma usulü uygulandığını, bu nedenle ayni usul-ün 3 numaralı Kararın 2. maddesinin ikinci paragrafında yer alan "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresine de uygulanması gerektiğini söyledi. Ayni görüşleri Müstedaaleyhin avukatı da ileri sürdü.

3 numaralı Kararın 2. maddesinin ikinci paragrafı-nda yer alan "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresinin yegâne anlamının, herhangi bir adayın seçilmesi için toplantıya katılan şahısların çoğunluğunun yani yarısından en azdan bir fazlasının oylarını alması olduğu hususunda Yüksek Mahkeme 2/75 sayı-lı Osman Mehmet ve diğeri ile Ahmet Mithat Berberoğlu davasında ve 4/75 sayılı Enver Emin ve diğerleri ile Fatma Raşit davasında karar vermiştir. Her iki davada bu hususta verilen kararı ve gerekçeleri halâ daha benimsediğimi ve ayni gerekçeleri bu davada- teker teker tekrarlamağa gerek görmediğimi belirtirim.

Müstedaaleyhin Kurucu Meclisin çalışmalarında uygulanan usul ile ilgili ileri sürdüğü görüşleri incelemeyi de uygun görürüm. 3 numaralı Kararın 5. maddesi aynen şöyledir:-
"Madde 5. Kurucu Meclis -çalışma usul ve esaslarını tesbit eder. Kurucu Meclis üye tam sayısı çoğunluğu ile toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar alır."


Kurucu Meclis 4 Mart 1975 tarihinde yapmış olduğu toplantıda 3 numaralı Kararın 5. maddesin-e uyarak çalışma usul ve esaslarını tesbit eden "Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclis İçtüzüğü"nü yaptı. İşbu tüzük 20 Mart 1975 tarihinde Resmî Gazetenin Ek IV'ünde ilân edildi. İşbu tüzüğün 40. maddesine göre kanun tasarı veya önerileri ve karar su-retleri Mecliste bulunan ve oylamaya katılan üyelerin basit çoğunluğu ile kabul veya red olunur. Tüzüğün 51. maddesine göre gizli oylama yapıldığı hallerde oy pusulaları beyaz, kırmızı ve yeşil olmak üzere ayrı ayrı 3 renkte hazırlanır ve beyaz kabul, kır-mızı red, yeşil çekimserlik işaretidir. Çekimser ve geçersiz oylar sadece yeter sayısına dahil olur. Ad okumak sureti ile yapılan oylamalarda çekimser oylar sadece yeterlik sayısına dahil olur. Müstedaaleyhin şahadetinde bahsettiği Kurucu Meclisin 5 Ni-san 1975 de aldığı Kararın Meclisin içtüzüğünün 40 ve 51. maddeleri uyarınca alındığı aşikârdır. Ancak içtüzüğün 40 ve 51. maddelerinin Anayasa niteliğinde olan Karar No.3'ün 5. maddesinin diğer hükümlerine ve bilhassa "toplantıya katılanların çoğunluğuyl-a karar alır" hükmüne aykırı olup olmadığı hususunda, bu davada herhangi bir karar vermek gerekli olmamakla beraber konunun önemine binaen yeni Anayasanın hazırlandığı bu devrede bu husustaki görüşlerimi, yararlı olacağını umarak, belirtmeyi bir görev adde-derim.

3 numaralı Kararın 5. maddesi yasama organı görevini de ifa eden Kurucu Meclise, çalışma usul ve esaslarını tesbit etmek, yetkisini verir. Ayni madde toplantı yeter sayısının Meclis üye tam sayısının çoğunluğu olduğu ve karar alma yeter sayısının- toplantıya katılanların çoğunluğu olduğu hususunda hüküm koymaktadır. 3 numaralı Kararın 5. maddesi Anayasa niteliğinde bir yasa olduğu cihetle bu madde uyarınca yapılan ve Kurucu Meclisin çalışma usul ve esaslarını tesbit eden içtüzük işbu maddede belir-tilen toplantıda karar yeter sayısı ile ilgili hükümlerin dışına çıkamaz kanısındayım. Bu hususta Esas: 1964/19, Karar: 1865/11 sayı ve 2/3/1965 günlü Kararda Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından aynen şöyle denilmiştir:
"Anayasalarda, yasama- organlarının karar yeter sayıları, genellikle belirtildiği gibi bazı haller için özel yeter sayılarının belli edildiği de görülmektedir. Kanun yoluyla ve hele içtüzük hükümleriyle bu düzenlemenin dışına çıkılması mümkün değildir."

O kararda davanın kon-usu 27 Aralık 1973 tarihli Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünün 4. maddesinin son fıkrasının son cümlesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olduğu idi. Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünün 4. maddesi hükmü aynen şöyle idi:
"Madde 4 - Cumhuriyet Senatosunun -Başkanlık Divanı T.C. Anayasa'sının 84'üncü maddesi hükümlerine göre kurulur.
Bu madde hükümlerine göre Başkan seçimi yapıldıktan sonraki oturumda Başkan Vekilleri, İdare Âmirleri ve Divan Kâtiplerinin seçimi, gizli oyla ve salt çoğunlukla bir yıllık müdd-et için ayrı ayrı yapılır. İlk iki oylamada salt çoğunluk elde edilemezse, üçüncü oylamada en fazla oy alanlar sıra ile seçilmiş sayılırlar.


Maddede Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülen hüküm altı çizilen en son cümlenin hükmüdür. Türkiye Cumhuriyeti- Senatosu Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 85. maddesine istinad ederek içtüzük yapmıştır. 85. maddenin içtüzük ile ilgili kısmı aynen şöyledir:-
"Madde 85 - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler, çalışmalarını, kendi yaptıkları içtüzüklerin hükümler-ine göre yürütürler."


Toplantı ve karar yeter sayısı hakkında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 86. maddesi aynen şöyledir:-
"Madde 86 - Her Meclis, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve Anayasada başkaca hüküm yoksa, toplantıya katılanların sa-lt çoğunluğuyla karar verir."


Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünün 4. maddesinin altı çizilen son cümlesinin Anayasanın 86. maddesine aykırı olduğu kanaatına vardı ve son cümlenin iptaline karar verdi. Bu hususta aynen -şunları söyledi:-
"Bu sebeplerle Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün 4'üncü maddesinin, üçüncü oylamada salt çoğunluğu sağlamasa dahi en fazla oy alanın seçileceğini belirten son cümlesinin, Anayasanın 86'ıncı maddesinde belli edilen ve kararların salt çoğunl-ukla verileceğini gösteren genel nitelikteki karar yeter sayısı kuralına aykırı olduğundan ve Anayasada bu seçimler için İçtüzüğün söz konusu hükümlerine cevaz veren özel bir yeter sayı hükmü de bulunmadığından iptali gerekir."

Şimdi de Müstedaaleyhin ik-inci iddiasını incelemek gerekir. 47/59 sayılı Kanunun 62(b) fıkrasına göre bir seçim itirazı yapıldığında seçimin seçim Kanunu hükümlerinde belirtilen ilkeler uyarınca yapılmadığının görüldüğü hallerde, Mahkeme seçim Kanunu hükümlerine uyulmadığına ve iş-bu uymamazlığın seçim sonucunu etkilediğine tatmin olursa böyle bir seçimin hükümsüz olduğu hususunda bir beyan verebilir.

İstidanın duruşması esnasında Müstedaaleyhin avukatı Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin genel kuruluna başkanlık eden ş-ahsın 86 oy alan Müstedaaleyhin seçimi kazandığını addetmekle seçimin, seçim hükümlerinde konan ilkeler uyarınca, yapılmadığı manasına alınamayacağını, bu nedenle 62(b) fıkrası gereğince seçimin iptal edilemeyeceğini ileri sürdü. 62(b) fıkrasının en öneml-i hükmü, seçim kanunları hükümlerine uyulmadığının ve böyle bir uymamazlığın neticeyi etkilediğinin isbat edilmesidir. 62(b) fıkrasında yer alan "seçimin, seçim hükümlerinde konan ilkeler uyarınca yapılmadığı görüldüğü hallerde" ibaresi isbat külfetinin y-erine nasıl getirileceğini gösterme bakımından konulduğu kanısındayım. Seçim hükümlerinde belirtilen ilkelere uyulup uyulmadığına karar verebilmek için bu dava ile ilişiği olan seçim hükümlerinin ne olduğunu tesbit etmek gerekir. Kanaatımca 3 numaralı Ka-rarın 2. maddesinin ikinci paragrafında yer alan "Genel Kurullar, toplantıya katılanların çoğunluğuyla ve gizli oy ve açık sayma ile Kurucu Meclis üyelerini seçerler" ibaresi bir seçim hükmüdür ve 1/75 davasında belirttiğim gibi, bu hüküm buyurucu niteliği-nde olduğu cihetle, bu hükme ve bu hüküm gereğince konan ilkelere harfiyen riayet edilmesi gerekir. Bu hükümde belirtilen "toplantıya katılanların çoğunluğuyla" ibaresinin anlamının ne olduğunu daha önce belirtmiştim. Genel Kurula Başkanlık eden şahıs ço-ğunluk konusunda 3 numaralı Kararın hükmünü yanlış tefsir etti ise ve bu hükümde belirtilenlere uymamışsa, 47/59 sayılı Kanunun 62(b) maddesinde belirtilen Seçim Kanunlarının hükümlerine ve işbu hükümlerde belirtilen ilkelere uyulmamış olur. Bu uymamanın -seçimin sonucunu etkilediği aşikârdır. Bu nedenle seçimin ve Müstedaaleyhin Kurucu Meclis üyeliğinin hükümsüz olduğu hususunda beyan verilmesi gerekir.

İstidanın duruşması esnasında Müstedaaleyhin avukatı işbu seçim itirazının Anayasanın 145. maddesi ta-htında değil de 146 veya 149. maddeleri tahtında getirilebileceğini iddia etti. Kanaatımca seçim itiraz konuları Anayasanın 146 ve 149. maddelerinde belirtilen hususlara girmez. Herhangi bir seçim itirazı ancak seçim kanunları tahtında yapılabilir ve seç-im kanunları da seçimlerin hangi hallerde iptal edilebileceği hususunda hükümler koymaktadır. 2/75 sayılı davada seçim itirazı meselelerinde, konu, seçilen şahsı direkt olarak ilgilendirdiği cihetle seçilen adayın bu gibi itirazlarda müstedaaleyh olarak g-österilmesinin şart olduğu belirtilmişti.

Yukarıda belirttiklerimin ışığında İstidadaki talebin kabul edilmesi ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin 21 Şubat 1975 tarihinde yaptığı seçimin ve Müstedaaleyhin Kurucu Meclis üyeliğinin hükümsüz o-lduğu hususunda bir beyan verilmesi taraftarıyım.

Dava konusu seçimin hükümsüz olduğu hususunda bir beyan verilecekse, yeni bir seçim yapılmasını sağlamak amacıyle benzeri iptallerde uygulanan usulün uygulanması gerektiği kanaatında olduğumu belirtmeyi u-ygun görürüm.

Ahmed İzzet:
Sayın Başkanın verdiği esas hükümle hemfikirim.

Şakir S. İlkay:
Sayın Başkanın vermiş olduğu hükümle hemfikirim.

Netice itibarı ile Müstedaaleyhin Kurucu Meclise üye olarak seçiminin hükümsüz olduğuna dair ilâm verilmesi ge-rektiği kanaatındayım.

Hükümsüz olduğu beyan edilen seçimin yerine yeni bir seçimin yapılmasının uygun olduğu hususunda 2/75 sayılı davada izhar ettiğim görüşü bu davada da tekrarlarım.

M. Necati Münir, Başkan:
Netice olarak istida oy birliği ile kabul- edilir ve Kurucu Meclis üyesini seçmek için Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Birliğinin 21 Şubat 1975 tarihinde yapmış olduğu seçimin ve Müstedaaleyhin Kurucu Meclis üyeliğinin hükümsüz olduğu beyan edilir.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilm-ez.


M. Necati Münir
Başkan.


Ülfet Emin
Hâkim.


Ahmed İzzet
Hâkim.


Şakir S. İlkay
Hâkim.

8 Nisan, 1975.



-





19






Full & Egal Universal Law Academy