Anayasa Mahkemesi Numara 30/2014 Dava No 1/2017 Karar Tarihi 02.02.2017
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 30/2014 Dava No 1/2017 Karar Tarihi 02.02.2017
Numara: 30/2014
Dava No: 1/2017
Taraflar: Wakeham Estates Ltd. ile Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu arasında
Konu: Anayasaya aykırılık - Yasal düzenleme yapılmadan özel mülkün eski eser kapsamına alınmasının Anayasaya aykırı olması - Koruma amaçlı yapılan önleyici ve tedbir nitelikli düzenlemeler - Ölçülülük ilkesi - Gereksinim ile bulunan çare arasında makul, kabul edilebilir ölçü aşılmadıkça sınırlama Anayasaya aykırı değildir.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 02.02.2017

-D. 1/2017 Anayasa Mahkemesi :30/2014
(YİM No: 215/2011)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan
Özerdağ,Beril Çağdal, Peri Hakkı.

Anayas-a'nın 148(1) maddesi hakkında.


Yüksek İdare Mahkemesi tarafından 215/2011 sayılı YİM davasında (Davacı: Wakeham Estates Ltd., Lefkoşa ile Davalı: 1.Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa ve diğerleri) arasında sunula-n konu.


Havale eden/Davacı namına : Avukat Kıvanç M.Riza
Davalılar namına : Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu


-------------------


H Ü K Ü M



KONU :
60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 7,8 ve 9. maddelerinin Anayasa'nın 39. maddesine -aykırı olup olmadığı.


I. OLAY :
Davacı, Girne Kazasına bağlı Ozanköy'de Hendekler mevkiinde kain 8445 koçan No.lu taşınmaz malın sahibidir.


Davacı, KKTC Şirketler Mukayyitliği nezdinde tescil edilmiş bir limited şirkettir.

27.9.2011 tarihinde, An-ıtlar Yüksek Kurulu aldığı 11/48
sayılı kararla, Davacının taşınmaz malının da bulunduğu Ozanköy, Pafta/Harita: XII.22.WI/XII.22.W2, Parsel No.66,67,
68,68/1,69,70,107,72,73,75/1,75/2,76,77,78,79,83,84,85/1,85/2,109/1,110 ve 71 (kısmen ve haritada işaretl-endiği şekilde), 74(kısmen ve 361/1 kısmen ve haritada işaretlendiği şekilde)'nin bulunduğu alanı III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan etmiştir.

Alınan karar, 5.10.2011 tarih ve 168 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, Eski Eserler Yasası'nın 46-. maddesi uyarınca 27.9.2011 tarihinde yürürlüğe girdi.

Davacı, 19.12.2011 tarihinde, konu kararın kendi taşınmaz malını ilgilendirdiği nispette hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına mütedair Yüksek İdare Mahkemesine, 215/20-11 sayılı havaleye konu davayı açtı.

Davanın 2.12.2014 tarihli oturumunda, Davacı Avukatı, 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 7,8 ve 9. maddelerinin Anayasa'nın 39. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek, konunun Anayasa Mahkemesine havalesini talep- etti.

Yüksek İdare Mahkemesi, ilgili maddelerin davanın karara bağlanmasında etken olduğuna karar verdi ve konuyu Anayasa'nın 148. maddesi altında Anayasa Mahkemesine sundu.




II. TARAFLARIN İDDİALARININ GEREKÇESİ:

Davacının iddialarının gerekçeler-i şöyledir:

Anayasa'nın 39. maddesi Devlete, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtlar ile doğal varlıkların korunması görevini yüklemektedir.

Devlet bu amaçla düzenleyici, destekleyici ve özendirici önlemleri alma yetkisine sahiptir.

Alınaca-k önlemlerden özel mülkiyete konu olanlara getirilecek sınırlamaların, bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımların ve sağlanacak bağışıklıkların yasa ile düzenlemesi Anayasa'nın 39. maddesinin gereğidir.

60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nda hak sa-hiplerine sağlanacak yardımlar ve bağışıklıklar ile ilgili herhangi bir kural bulunmadığından, Yasanın 7,8 ve 9. maddeleri Anayasa'ya aykırıdır.

Yasanın 18. maddesinin 8. fıkrasında, "tarihi ve kültürel varlıkların korunup yaşatılması için bu gibi varlık-ları tasarrufunda bulunduran gerçek ve tüzel kişilere tanınacak yardım ve bağışıklıkların şekil ve koşulları, iş ve işlemlerde uygulanması gerekli usul ve esaslar ile ilke kararları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle saptanır" şeklinde düzenleme ol-ması, yapılan kısıtlamayı Anayasa'ya uygun hale getirmez. Çünkü Anayasa'nın 39. maddesi yardım ve bağışıklıkların yasa ile düzenlenmesini amirdir. Kaldı ki, bu konuda herhangi bir tüzük mevcut değildir.


Anayasa Mahkemesi, 10/1985 D.4/86 sayılı davasınd-a belirttiği gerekçelerle, Yasanın 5,9 ve 10. maddelerinin Anayasa'nın 39. maddesine aykırı olduğuna karar verdiğinden, aynı gerekçelerle bu başvuruya konu 7,8 ve 9. maddelerin Anayasa'nın 39. maddesine aykırı olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

Dava-lıların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:

Yasanın 8. maddesi eski eser olarak ilan edilen taşınmazların yan parsellerini düzenlemektedir. Başvuru konusu taşınmaz mal 3. Derece Sit Alanı olarak ilan edildiğinden, 8. maddenin konu ile alakası olmadığ-ı gibi uyuşmazlığın çözümüne etken değildir.

Eski Eserler Yasası'nın 5,9 ve 10. maddelerinin, yukarıda referansı verilen Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunduğu doğrudur. Ancak bu konu somut norm denetimi ile Anayasa Mahkemesi huzuruna ge-ldiğinden, Mahkemenin huzurundaki davaya uygun olarak değerlendirme yapması gerekmektedir. Daha önce karara bağlanan Anayasa Mahkemesi kararında konu arazide bir bina bulunmaktaydı. Burada ise arsa nitelikli bir arazi söz konusudur. Davacının arazisi Sit A-lanı olarak ilan edilmiş olup Yasanın 9. maddesi kurallarına göre sit alanı olarak ilan edilen yerlere inşai veya fiziki müdahale Anıtlar Yüksek Kurulunun onayı ile yapılabilir. Dolayısıyla, burada uygun ilke, kural ve koşullara bağlı olarak, her türlü tar-ımsal amaçlı faaliyet, inşaat ve fiziki müdahale yapılabilir.

Bu bölgelerde gelişme gerçekleştirilebilmesi için aranan koşul, sondaj yapılmasıdır. Sondaj yapıldıktan sonra eski eser bulunmaması halinde, taşınmaz mal sit alanından çıkarılabileceği gibi, i-nşaat yapılmasına da izin verilebilir.
3. Derece Sit Alanı Davacının taşınmaz malının ekonomik değerini kendiliğinden düşürmediğinden, düzenleme Anayasa'nın 39. maddesine aykırı değildir.

Havaleye konu olmayan Yasanın 18. maddesinde muafiyet ve yardımla-r düzenlenmiştir. 177/95 sayılı Eski Eserleri Koruma Fonu Tüzüğü çıkarılmıştır. Düzenlemede eksiklik olması Anayasa'ya aykırılık sonucunu doğurmaz. Anayasa Mahkemesi mevcut maddelerin denetimini yapar. Bu meselede Davacının arazisinde faaliyet sürdürmesine- mani bir durum olmadığından, havalenin reddi gerekmektedir.


III. KKTC TAŞINMAZ ESKİ ESERLER VE ANITLAR YÜKSEK
KURULUNUN 27.9.2011 VE 11/48 SAYILI KARARINDA BELİRLEDİĞİ, III. DERECEYLE SINIFLANDIRILAN BÖLGELERDE KULLANIM BİÇİMİ VE ÖNGÖRÜLEN GELİŞME V-E GELİŞTİRME İLKELERİ:



"Bu bölgede her türlü tarımsal amaçlı faaliyet
yapılabileceği gibi inşai ve fiziki müdahale gerektirecek gelişmeler 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 9. maddesinin (4)'üncü ve (5)'inci fıkra kuralları çerçevesinde uygun gö-rülecek ilke, kural ve koşullara bağlı olarak yapılabilecektir.
Ancak, bu bölgelerde gelişmenin gerçekleştirilebilmesi ve/veya böyle bir gelişmeye izin verilebilmesi için Eski Eserler ve Müzeler Dairesinin gözetim ve denetiminde olmak kaydı ile ilgili ara-zinin belirlenecek yerlerine mülk sahibi tarafından sondaj çukuru açtırılması koşuldur. Sondaj açma sonrasında açığa çıkan bulgular ışığında buradaki gelişme uygulamalarına yasal çerçevede izin verilebileceği gibi, içinde eski eser tespit edilenler, özelli-klerine bağlı olarak 1'inci derece ile sınıflandırılan bölgelere alınabileceklerdir."








IV. İLGİLİ YASA METİNLERİ:


Taşınmaz Eski Eserlerin ve Doğa Varlıklarının Saptanması ve Listelenmesi7(1)Taşınmaz eski eserlerin, doğa varlıklarının ve/veya bu-nların içinde bulunduğu sit alanlarının saptanması Müdürlük tarafından yapılır. Müdürlük saptama iş ve işlemlerini kendi uzmanlarıyla yapabileceği gibi, varlıkların niteliklerine göre Planlama Makamı veya diğer ilgili kurum, kuruluş ve heyetlerle de işbir-liği yapabilir. Saptamalarda eski eserlerin veya tarih öncesi ve tarihi dönemler hakkında bilgi vermesi olası yerlerin ve doğa varlıklarının arkeolojik, tarihsel, sanatsal, bölgesel, ekolojik ve benzeri özellikleri dikkate alınır.(2)Yukarıdaki (1)'in-ci fıkra uyarınca saptanmış olan taşınmaz eski eserlerin, doğa varlıklarının ve/veya belirlenmiş sit alanlarının listesi, onaylanmak ve/veya ilan edilmek üzere Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur.55/1989(3)Yukarıdaki (1)'inci ve (2)'nci fıkranın- genelliğini etkilemeksizin, kentsel sit olan veya kentsel sit olma özelliğine sahip alanlarda, yukarıdaki (1)'inci fıkrada belirtildiği şekilde yapılacak saptamaya bağlı olarak, İmar Yasası'nın 26'ncı maddesi uyarınca Planlama Makamı da Müdürlükle işbirli-ği içinde tarihi ve kültürel değere sahip bina veya binaların listesini hazırlayarak Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunma yetkisine sahiptir.(4)Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından onaylanan taşınmaz eski eserler, doğa varlıkları ve/veya bunların içind-e bulunduğu sit alanları, onaylandığı tarihten başlayarak listelenmiş ve/veya ilan edilmiş olurlar ve taşınmaz eski eser veya doğa varlığı muamelesi görürler.(5)(A)Yukarıdaki (2)'nci, (3)'üncü ve (4)'üncü fıkraların kurallarına bakılmaksızın, inşai v-e fiziki müdahalelerin çok hızlı ve yaygın olduğu sit alanı olma özelliğine sahip alanlar ve/veya bu alanlardaki tarihi ve kültürel değere sahip bina ve/veya bina grupları ve/veya diğer kültür varlıkları ve/veya doğa varlıkları, Müdürlük ve/veya Planlama M-akamı tarafından saptanır ve hazırlanan liste Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur.(B)Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulan liste ve/veya sit alanları, Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından onaylandığı tarihten başlayarak altı ay süre ile liste-lenmiş sayılır.(C)Yukarıdaki (b) bendinde belirtilen süre içinde, onaylanmış olan sit alanı ve/veya liste, aynen veya değiştirilerek ikinci kez Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur. Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından ikinci kez onaylanan sit alan-ı ve/veya liste listelenmiş olur ve onaylandığı tarihten başlayarak eski eser veya doğa varlığı muamelesi görür.(6)Yukarıdaki (4)'üncü ve (5)'inci fıkralar uyarınca listelenmiş taşınmaz eski eserler, doğa varlıkları ve/veya bunların içinde bulunduğu s-it alanları, Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle ilan edilir.(7)(A)Müdürlük, listeleme kararını, Resmi Gazete'de
yayımlamak suretiyle ilan eder ve en geç beş
gün içinde maliklerin bilinen adreslerine yazılı
olarak bildirir. Adresi bilinmeyen ma-liklere ise,
günlük iki yerel gazetede ilan yoluyla bildirim yapılır.
Ancak, yazılı olarak veya ilan yoluyla yapılan bildirimlerin maliklere ulaşmaması, listeleme kararının kesinleşmesini engellemez ve geçerliliğini etkilemez.(B)Listelenen ta-şınmaz eski eserler, doğa varlıkları ve/veya bunların içinde bulunduğu sit alanlarının tapu kütüğündeki ilgili hanelerine, korunması gerekli eski eser ve doğa varlığı olduğu hususunda kayıt konur.(8)Her ne surette olursa olsun durumları itibariyle sap-tanamadıklarından listelenmeyen veya listelenemeyen eski eserler ile doğa varlıkları ve/veya bunların içinde bulunduğu alanlar, korunması gerekli olma özelliklerini yitirmezler. Zaman zaman saptanan bu varlıklar aynı yöntemle listelenirler.(9)Sualtın-daki korunması gerekli eski eserlerin bulunduğu bölgeler ilgili uzmanlar ve/veya heyet, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak Müdürlükçe saptanır ve yukarıdaki fıkralarda belirtildiği şekilde listelenir. Bu bölgelerin dışında kalan alanlar, Bakanlar K-urulu kararı ile turistik ve sportif amaçlı dalış alanı olarak ilan edilebilir.Taşınmaz Eski Eserlerin Korunma Alanı ve Korunma Sınırı
55/19898(1)İmar Yasası uyarınca bir Planın ve/veya Emirnamenin olup olmadığına ve/veya bu Yasa ve/veya İmar Yasası- uyarınca Koruma Alanı olarak ilan edilip edilmediğine bakılmaksızın, bir sit alanında veya sit alanı olma özelliğine sahip herhangi bir alanda veya bu tür alanların dışında kalan alanlarda, listelenen tek ve/veya toplu taşınmaz eski eserlerin çevresinde, -yapılacak inşaatların, eski eselerin görünümünü etkilemeyecek ve/veya doku bütünlüğüne olanak sağlayacak yeterli uzaklıkta bir alanın etrafına, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayı ile Müdürlük tarafından korunma sınırı çizilerek, bu sınır içinde kalan alan Ko-runma Alanı olarak belirlenir.(2)Yukarıdaki (1)'inci fıkranın genelliğini etkilemeksizin korunma sınırının çizilerek korunma alanının belirlenmediği durumlarda taşınmaz eski eserin korunma alanı, taşınmaz eski eserin bulunduğu arsa veya arzının dört y-anındaki duruma göre, yol varsa yol ötesindeki ilk parselin koruma için yetersiz olması durumunda diğer komşu parselleri de kapsar.Koruma Alanları, Sit Alanlarının Derecelendirilmesi, Gelişme, İlke, Kural ve Koşullarının Belirlenmesi9(1)(A)Bu Yasa -kurallarına göre müdürlük, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayı ile, sit alanlarını koruma alanı olarak ilan etmek ve/veya bu alanlarda derecelendirme yapmakla yetkilidir.(B)Müdürlük, yukarıdaki (a) bendinde belirtilen yetkisini kullanırken, Planlama Mak-amı ve ilgili diğer kurum kuruluşlarla eşgüdüm ve işbirliği içinde çalışır.55/1989(2)Yukarıdaki (1)'inci fıkranın genelliğine bakılmaksızın, kentsel sit alanlarında veya kentsel sit olma özelliğine sahip alanlarda, İmar Yasası'nın 25'inci maddesi uyar-ınca Planlama Makamı Koruma Alanı ilan edebilir.(3)(A)Yukarıdaki (1)'inci ve (2)'inci fıkralarda belirtildiği şekilde koruma alanı olarak ilan edilen alanlar ve/veya koruma alanı olarak ilan edilebilecek özellikteki alanlarda, İmar Yasası Kuralları u-yarınca öngörülen planlar yapılabilir ve/veya emirname yayımlanabilir.(B)Planlama Makamı, yukarıdaki (a) bendinde belirtilen planların ve/veya emirnamenin hazırlanmasında Müdürlük ve Anıtlar Yüksek Kurulu ile eşgüdüm içinde çalışır.(C)Arkeoloji-k, tarihi ve doğal sit olarak ilan edilen alanlarda ve/veya arkeolojik, tarihi ve/veya doğal sit olma özelliğine sahip alanlarda hazırlanacak plan veya emirname ilke ve/veya kurallarının belirlenmesinde, ilgili sit alanlarının derecelendirme ilkesi esas al-ınır.(4)Taşınmaz eski eserlerin bulunduğu sit alanı olma özelliğine sahip alanlar ve/veya sit alanları ve/veya koruma alanları içerisinde:(A)Yukarıdaki (3)'üncü fıkrada belirtildiği şekilde İmar Yasası kuralları uyarınca herhangi bir planın ve/v-eya emirnamenin yürürlükte olduğu durumlarda İmar Yasasına göre, plan veya emirname kural ve koşulları uygulanır.Bölüm 96
14/1959
67/1963
16/1971
31/1976
18/1979
47/1984
48/1989
6/1992(B)İmar Yasası uyarınca herhangi bir planın ve/veya emirnamenin -olmadığı durumlarda, taşınmaz eski eserlere ve/veya bulunduğu alanlara yönelik inşai ve fiziki müdahalelerin ilke, kural ve koşullarını belirleme ve bu koşullarda karar alma yetkisi Anıtlar Yüksek Kurulu'na aittir. Bu konularda müdürlük izni ve/veya Yolla-r ve Binalar Düzenleme Yasası kuralları uyarınca verilecek izin, Anıtlar Yüksek Kurulu kararlarına dayandırılır.(5)Taşınmaz eski eserin bulunduğu sit alanı olma özelliğine sahip alanlar ve/veya sit alanları ve/veya koruma alanları içerisinde yapılması- tasarlanan herhangi bir inşai ve fiziki müdahale ile ilgili İmar Yasası ve/veya Yollar ve Binaları Düzenleme Yasası ve/veya bu Yasa uyarınca Planlama Onayı ve/veya inşaat izni ve/veya herhangi diğer bir izin için Planlama Makamı ve/veya Belediye ve Kaymak-amlıklara ve/veya Müdürlük ve/veya Anıtlar Yüksek Kurulu'na yapılan başvurularda bulunulan kurum ve/veya Müdürlük, gerekli görmesi halinde Müdürlüğün gözetim ve denetiminde sondaj yapılmasını isteyebilir.


Maliklerin ve/veya tasarruf sahiplerinin hak -ve sorumlulukları ile muafiyetler18(1)Taşınmaz eski eserlerin malikleri ve/veya tasarruf sahipleri bu Yasa ile Müdürlükçe belirlenen usul ve esaslara uymaları koşuluyla bu Yasanın bakım, onarımı ve restorasyon konusunda hak sahiplerine tanıdığı yar-dım ve bağışıklıklardan yararlanabilirler.(2)Müdürlük , Vakıflar İdaresi ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, tasarrufunda taşınmaz eski eser bulunduranlara, bu Yasada öngörülen kurallar ile Müdürlükçe belirlenen usul ve esaslara uymaları koşuluyla -sahibi oldukları taşınmazın koruma, bakım, onarım ve restorasyonu için teknik eleman, teknik malzeme, teknik hizmet ve ödeneklerle yardımda bulunurlar ve/veya Yasada öngörülen Eski Eserleri Koruma Fonundan yararlanmalarını sağlarlar.(3)Bu Yasa çerçe-vesinde listelenmiş taşınmaz eski eserler ile doğal sit alanı olan parseller, taşınmaz mallarla ilgili her türlü vergi, resim ve harçtan, ayrıca Müdürlük iznine uygun olarak taşınmaz eski eserlerde yapılan bakım ve onarım, restorasyon ve inşaat işleri her- türlü belediye vergisi harç ve katılma paylarından muaftır.(4)Bu Yasa çerçevesinde listelenmiş taşınmaz eski eserlere, müdürlüğün onayı ile yapılacak bakım, onarım, restorasyon ve inşaat işleri için yapılan harcamaların;(A)Malikleri ve/veya- yasal tasarruf sahipleri tarafından yapılmış olması halinde, bu harcamaların %50'si gelir vergisi matrahından tenzil edilir.(B)Malik ve/veya yasal tasarruf sahibi olmayan gerçek veya tüzel kişilerin listelenmiş taşınmaz eski eserlere veya taşınma-za, Anıtlar Yüksek Kurulunun onayı ile yapacakları bakım, onarım restorasyon ve inşaat işleri için yapacakları harcamaların %50'si gelir vergisi matrahından tenzil edinir. Yukarıda belirtilen işlemlerin devlete ait taşınmaz eski eser olması halinde yapaca-kları harcamanın %100'ü gelir vergisi matrahından tenzil edilir.(5)Eski eserlerin tespit, değerlendirme, koruma, bakım, onarım, restorasyon, sergileme, tanıtma, çevre düzenleme, kazı, müze güvenliği ve bilimsel çalışma amacıyla Müdürlük veya Vakıflar- İdaresi tarafından ve/veya Müdürlükçe onaylanmış restorasyon veyabilimsel çalışma projelerinde kullanılmak kaydıyla yurtdışından getirilecek her türlü araç, gereç ve demirbaş ile tüketim malzemeleri her türlü vergi,resim ve harçtan muaftır.(6)-Taşınmaz eski eserlerin sahipleri bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarının doğal gereği olan ve bu Yasa kurallarına aykırı bulunmayan bütün yetkilerini kullanabilirler.
Ancak, korunması gerekli eski eserler ile bunların korunmaları için belirl-enen alanlar zilyetlik yolu ile iktisap edilemez, devir teslim ve diğer hususlarda devlete öncelik tanınır.(7)Korunması gerekli eski eserlerin bulunduğu parseller eski eserlerin mahiyetine tesir edecek şekil ve surette ayrılamaz ve birleştirilemez.-(8)Tarihi ve kültürel varlıkların korunup yaşatılması için bu gibi varlıkları tasarrufunda bulunduran gerçek ve tüzel kişilere tanınacak yardım ve bağışıklıkların şekil ve koşulları, iş ve işlemlerde uygulanması gerekli usul ve esaslar ile ilke kararla-rı Bakanlar Kurulu'nca çıkarılacak bir tüzükle saptanır.


V. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

-
Madde 39.-

Tarih, Kültür "Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve
Ve Doğa anıtlar ile doğa varlıklarının korunmasını
Varlıklarının sağlar; bu amaçla düzenleyici, destekleyici
Korunması ve özendirici önlemleri alır.
Bun-lardan özel mülkiyete konu olanlara
getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak
sahiplerine yapılacak yardımlar ve sağlanacak
bağışıklıklar yasa ile düzenlenir. Yıkılan
veya herhan-gi bir şekilde yok olan veya
tahribata uğrayan tarihi yapıların yerine
başka bir yapı inşa edilemez. İnşa edilme
zorunluluğu doğarsa, yıkılan veya herhangi bir
şekilde hasar gören tar-ihi yapı aslına uygun
bir şekilde yeniden inşa veya tamir edilir.
Devlet, bu amaçla gerekli önlemleri alır ve
yasal düzenlemeleri yapar."


VI. İNCELEME:


Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edilen Yasa -maddeleri, Anayasa'nın ilgili 39. maddesi ve tarafların ileri sürdüğü iddia ve gerekçeler incelendi ve gereği düşünüldü.

Davacı Avukatının emsal olarak gösterdiği Anayasa Mahkemesinin 10/1985 D.4/1986 sayılı kararı, 16 Mayıs 1986 tarihinde okunmuştur. M-ezkur tarihte yürürlükte olan 35/1975 sayılı Eski Eserler Yasası, daha sonra, 16.8.1994 tarihinde yürürlükten kaldırılmış, 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası yürürlüğe girmiştir.

Anayasa Mahkemesinin konu kararda, Anayasa'nın 39. maddesine aykırı bulduğ-u 5,9 ve 10. maddeler halen yürürlükte olmadığı gibi, Davacının, Anayasa'nın 39. maddesine aykırı olduğunu iddia ettiği yeni 7,8 ve 9. maddeler benzer nitelikte düzenlemeleri içermemektedir.

Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesinin, konu kararda Anayasa'n-ın 39. maddesini yorumlarken yaptığı tespitler bizleri bağladığından, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'nın 39. maddesi ile ilgili yaptığı değerlendirmeyi kararımıza iktibas etmeyi uygun gördük.

Anayasa Mahkemesi, özel mülkiyete konu bir taşınmaz malın Eski -Eserler Yasası kapsamına alınması ile ilgili şöyle demiştir:


"... Devletin özel mülkiyete konu bir taşınmaz malı Eski
Eserler Yasası kapsamına alırken anayasal hakkını, kullandığı ancak anayasal vecibesi olan ve Anayasa'nın 39. maddesinde ifadesini b-ulan "yardımlar" ve "bağışıklıklar" için ise bugüne kadar herhangi bir yasal düzenleme yaptığı görülmemektedir. Özel mülkiyete konu bir taşınmaz malın Eski Eserler Yasası'nın kapsamına alındıktan sonra artık geriye dönüş söz konusu değildir. Vecibelerini d-üzenleyen bir yasanın yapılamamasının anayasal açıdan bir noksanlık olmadığını söylemek, Devlete Anayasa'nın bahşettiği haklardan yararlanmak ancak aynı konuda aynı Anayasa'nın yüklediği vecibelerden kaçınmak hakkının tanınması anlamına gelir ki bu da Anay-asa'nın 39. maddesinin gerek özüne ve gerekse sözüne aykırı olur."


Görülebileceği gibi, Anayasa Mahkemesi, Eski Eserler Yasası kapsamına giren bir taşınmazın geriye dönüşünün imkansız olduğu esasından hareket etmiş, yardımlar ve bağışıklıklar ile ilgili- yasal düzenleme yapılmadan özel mülkiyete konu bir taşınmazın eski eser kapsamına alınmasını Anayasaya aykırılık sebebi saymıştır.

Anayasa Mahkemesi bununla da yetinmemiş, Anayasa'nın 39. maddesindeki düzenlemeyi bir nevi karşılıklılık ilkesi kapsamında- değerlendirerek, kesin sonuç doğuran bir neticeye ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi şöyle demiştir:

"Kanaatimizce Devlet Anayasa'nın 39. maddesinin öngördüğü
vecibeleri yerine getirecek yasal düzenleme yapmadığı sürece aynı maddenin öngördüğü haklardan d-a yararlanamaz."


Buradan çıkarılacak netice, Devletin, eski eserler üzerindeki haklarını kullanabilmesinin temel şartı, özel mülkiyete konu taşınmazların yardım ve bağışıklıklarını içeren yasal düzenlemenin yapılmasıdır.Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi, i-ddia edildiği gibi eksik düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bulmamış, Devletin, Anayasa'nın 39. maddesindeki hakkını kullanabilmesi için aynı anda vecibelerini de yerine getirmesi gerektiğini, biri olmadan diğerinin kullanılamayacağını belirlemiştir.

Anayas-a Mahkemesi konu kararında, Anayasa'nın 39. maddesini yorumladığından, 35/75 sayılı Eski Eserler Yasası yürürlükten kaldırılmış olsa dahi, yürürlükteki 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası bakımından, Anayasal Denetim, aynı ölçüt kullanılarak yapılacaktır.
-
Meseleye bu açıdan bakıldığında öncelikle, 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'ndaki düzenlemenin niteliğini belirlememiz gerekmektedir.

Kararımızın olgular kısmında belirtildiği gibi, Davacının taşınmaz malı, bahse konu 27.9.2011 tarih ve 11/48 sayılı- kararla, III. Derece Arkeolojik Sit Alanı içerisinde ilan edilmiştir.

III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Statüsü, 1. Derece Sit Alanı gibi içerisinde eski eserler bulunan ve bu anlamda kesin sonuç doğuran ve geriye dönüşü mümkün olmayan nitelikte değildir-.

III. Derece Sit Alanlarında her türlü tarımsal amaçlı faaliyetin yürütülebileceği,inşai ve fiziki müdahale gerektirecek gelişmelerin ise Eski Eserler Yasası'nın 9. maddesinin (4). ve(5). fıkralarına uygun olarak, Anıtlar Yüksek Kurulundan izin alınmas-ına ve Müdürlük gözetiminde sondaj yapılmasına bağlı olarak yapılabileceği düzenlenmiştir.

Bu konumdaki bir taşınmaz mal, ancak içerisinde eski eser bulunması halinde I. Derece Sit Alanı Bölgesine alınabilmekte ve geriye dönüşü mümkün olmamaktadır.

Düz-enlemenin içeriğinden anlaşılacağı gibi, III. Derece Sit Alanları, geriye dönüşü mümkün olabilecek tedbirler ve önleyici nitelikteki sınırlamalar ile ilan edilmektedir. Buna göre, Yasada tedbir amaçlı ve önleyici nitelikteki düzenlemelerin, yardım ve bağı-şıklıkların düzenlenmesi şartına bağlı olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Davacının taşınmaz malı, III. Derece Sit Alanında olduğundan, Yasadaki düzenleme ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiaları, III. Derece Sit Alanının niteliklerine göre değer-lendirilmelidir. Bu anlamda, Davacının taşınmaz malının I. Derece Sit Alanındaki eski eserler gibi değerlendirilmesinin imkânı yoktur.

Yasa koyucunun koruma amacıyla yaptığı önleyici ve tedbir nitelikli düzenlemeler ile getirilen kısıtlamalar, Anayasal d-enetim bakımından gereksinim ile çare arasındaki dengeye göre değerlendirilmelidir.

Mülkiyet hakkının korunmasını düzenleyen Anayasa'nın 36. maddesi ile Tarih, Kültür ve Doğa Varlıklarının Korunmasını düzenleyen bu havaleye konu 39. madde, Anayasa'nın II-. kısmında Temel Haklar, Özgürlükler ve Ödevler başlığının III. bölümünde, Sosyal ve Ekonomik Haklar, Özgürlükler ve Ödevler başlığı altında düzenlenmiştir.

Ölçülülük ilkesi, Anayasa'da açıkça yazmasa da, temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlamalar ba-kımından temel alınması gereken bir ölçüttür. Ölçülülük ilkesi Türkiye Cumhuriyeti'nde 2001 yılında yapılan değişiklikle 13. maddeye dahil edilmiş olmakla beraber, değişiklikten önceki dönemde de Anayasa Mahkemesi tarafından benimsenmiştir.

Türkiye Cumhu-riyeti Anayasa Mahkemesi, 1986/12 K, 1987/4 K.T.11.2.1987 sayılı kararında, önleyici ve caydırıcı düzenleme gereksinimi ile bulunan çare arasında adaletli ve kabul edilebilir dengenin bozulmuş olduğundan hareketle, araç ile amaç arasındaki bağın kaybolduğu- gerekçesiyle iptal kararı vermiştir.

Bu dengenin oluşturulması ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi 1986/17, 1987/11 k.t 22.5.1987 sayılı kararda, makul, kabul edilebilir sınırların aşılmasının aykırılığı oluşturduğunu, makul ölçülerin aşıl-masının bir iptal nedeni sayıldığını, yapılan sınırlama ile sağladığı yarar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin bulunması gerektiğini, amaç ile araç arasındaki makul ölçüyü aşmış görülen bir sınırlamanın uygun olmayacağını karara bağlamıştır.

Buradan- çıkarılacak sonuca göre, gereksinim ile bulunan çare arasında makul, kabul edilebilir ölçü aşılmadıkça sınırlamanın Anayasa'ya aykırlığının söz konusu olamayacağıdır.

III. Derece Sit Alanındaki bir taşınmaz mala konulan sınırlama, inşai ve fiziki müdaha-le gerektirecek gelişmelerin, Yasanın 9. maddesinin (4)'üncü ve (5)'inci fıkra kuralları çerçevesinde uygun ilke, kural ve koşullara bağlı olarak yapılabilmesiyle ilgilidir.

KKTC'de tüm taşınmaz mallardaki inşai ve fiziki gelişme ve müdahaleler izne tabi- olduğundan, müdahale koşullarının Anıtlar Yüksek Kurulunun kararlarına dayandırılması, makul olmayan bir kısıtlamanın getirildiği sonucunu doğurmaz. Burada önemli olan, getirilecek kısıtlamanın taşınmaz mal bakımından kalıcı olup olmayacağıdır. Yasanın 9(-5) maddesine göre, taşınmaz mal eski eserin bulunduğu sit alanı olma özelliğine sahip alanlar ve/veya sit alanları ve/veya koruma alanları içerisinde yapılması tasarlanan herhangi bir inşai ve fiziki müdahale ile ilgili İmar Yasası ve/veya Yollar ve Binala-rı Düzenleme Yasası ve/veya Eski Eserler Yasası uyarınca Planlama Onayı ve/veya inşaat izni ve/veya herhangi diğer bir izin için Planlama Makamı ve/veya Belediye ve Kaymakamlıklara ve/veya Müdürlük ve/veya Anıtlar Yüksek Kuruluna yapılan başvurularda bulun-an Kurum ve/veya Müdürlük gerekli görmesi halinde, Müdürlüğün gözetim ve denetiminde sondaj yapılmasını isteyebilir.

Bu düzenlemeye göre, yapılacak sondaj neticesinde eski eser bulunmaması halinde, ilgili yasalar uyarınca inkişaf yaptırılmasında engel ol-mayacaktır. Dolayısıyla sondaj yapılmadan kalıcı bir sınırlamadan bahsedilemez. Eski eserlerin korunması amacı ile özel mülkiyete konu bir taşınmaz mala getirilen sondaj yapma sınırlamasının makul olmadığını veya araç ile amaç arasında ölçülülük ilkesinin -ihlali anlamında orantısızlık olduğunu, Devletin Anayasa'nın 39. maddesi altında tarih, kültür ve doğa varlıklarının korunması için III. Derece Sit Alanlarında önleyici tedbirlerin getirdiği sınırlama ile sağlanan yarar arasında hakkaniyete uygun dengenin -bozulduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle, Eski Eserler Yasası'nın 7,8 ve 9. maddelerinin III. Derece Sit Alanlarındaki özel mülkiyete konu taşınmaz mallar ile ilgili getirdiği düzenleme, geriye dönüşü mümkün kıldığından, yardım ve bağışıklık şartın-a tabi tutulamaz. Bu nedenle n 7,8 ve 9. maddeler, III. Derece Sit Alanlarını ilgilendirdiği oranda Anayasa'nın 39. maddesine aykırı değildir.

SONUÇ:

Netice itibarıyla 60/1994 sayılı Yasanın 7,8 ve 9. maddeleri, III. Derece Sit Alanındaki düzenlemele-ri ilgilendirdiği oranda, Anayasa'nın 39. maddesine aykırı olmadığına oy birliği ile karar verilir.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu
Yargıç Yargıç




Bertan Özerdağ Beril Çağdal Peri Hakkı
- Yargıç Yargıç Yargıç


2 Şubat 2017











17








Full & Egal Universal Law Academy