Anayasa Mahkemesi Numara 30/1989 Dava No 1/1990 Karar Tarihi 22.02.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 30/1989 Dava No 1/1990 Karar Tarihi 22.02.1990
Numara: 30/1989
Dava No: 1/1990
Taraflar: Güv. Kuv. Kom. İle Yosif Paulos Dumazos
Konu: 29/83 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasının sosyal adalet ve hukuk ilkeleri ile bağdaşıp bağdaşmadığı
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 22.02.1990

-D.1/90Anayasa Mahkemesi 30/98
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Aziz Altay, Celâl Karabacak

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahk-emesi tarafından 65/89 sayılı davada (İddia Makamı: G.K.K. Askeri Savcılığı ile Sanık: Yosif Paulos Dumazos arasında) sunulan konu.

İddia Makamı namına: Behiç Öztürk
Sanık namına: Gürsel Kadri ve E. A. Liatsos
Amicus curiae olarak Başsavcılık namına: Yaşa-r Boran

------------

K A R A R

KONU:
29/1983 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasının 17, 18(1) ve 20(1)(3)(4) maddelerinin Anayasanın 1, 3, 16, 17, 18, 136, 137, 138, 156 ve 157.maddelerine aykırı olup olmadığı.

I.OLAY:
Sanık, Güvenlik Kuvvetleri K-omutanlığı Mahkemesi önünde, 29/1983 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasının ilgili maddeleri altında KKTC'nin savunma ve güvenliği açısından gizli kalması gereken bilgileri askeri casusluk amacı ile elde etme, bu şekilde bilgiyi ihtiva eden bir fotoğraf fi-lmini tasarrufunda bulundurma ve benzeri suçlar ile itham edildi. Dava Mahkeme huzuruna gittiğinde müdafaa tarafından 29/1983 sayılı Yasanın 17, 18(1) ve 20(1)(3)(4) maddelerinin Anayasanın 1, 3, 16, 17, 18, 136, 137, 138, 156 ve 157.maddelerine aykırı ol-duğu iddia edildi. Mahkeme de Anayasaya aykırılığı iddia edilen yasa maddelerinin taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamada etkili olabileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlanmak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anay-asa Mahkemesinin kararına dek davanın duruşmasını durdurdu.

II.İDDİANIN GEREKÇESİ:
Sanığın iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
29/83 sayılı Yasanın 17.maddesi sosyal adalet ve hukuk ilkeleri ile bağdaşmadığı için Anayasanın 1.maddesine aykırıdır.

A-nayasa bir sivil kişinin 17.maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak yargılanmasına cevaz vermediği cihetle yasanın 17.maddesi Anayasanın 3.maddesinin (4).fıkrasına aykırıdır.

Sivil bir kişi olan sanığın 17.maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak yargıl-anması onun özgürlük ve güvenlik haklarını zedeler ve bu nedenle yasanın 17.maddesi Anayasanın 16.maddesinin (1) ve (2).fıkralarına aykırıdır.

Sanığın yasanın 17.maddesinde öngörülen suçlardan yargılanması açısından Askeri Mahkeme istisnai bir Mahkeme sa-yılır. Bu nedenle yasanın 17.maddesi Anayasanın 17.maddesinin (1) ve (2).fıkralarına aykırıdır.

Sivil bir kişi olduğu ve aleyhine getirilen suçlar özel yasada belirtilen askeri suçlar olmadığı için sanığın yargılanması Anayasanın 156 ve 157.maddeleri-ne aykırıdır.

Esas yakınılan husus sivil bir şahıs olan sanığın askeri olmayan suçlardan ötürü Askeri Mahkeme önünde yargılanmasıdır.

Yasanın konu edilen diğer maddeleri de, aynı gerekçelerle, Anayasaya aykırıdır.



İddia Makamının iddiasının gerekçes-i özetle şöyledir:
Askeri Yargı Anayasanın 156 ve 157.maddelerinden kaynaklanmaktadır.

Anayasanın 156.maddesine göre Askeri Mahkemeler sivil kişilerin özel yasada gösterilen askeri suçlarına bakabilir. Sanığın itham edildiği suçlar özel yasada yani 2-9/83 sayılı Yasada belirtilen suçlardır ve mahiyeti itibarı ile askeri suçlardır. Askeri Mahkeme, Anayasada öngörülen bir Mahkemedir ve istisnai bir Mahkeme değildir.

3. Amicus curiae olarak Başsavcılığın görüşlerinin özeti şöyledir:
İddia makamı taraf-ından ileriye sürülen görüşler doğrudur ve konu yasa maddelerinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

III.İLGİLİ YASA METİNLERİ:
29/1983 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasının 17, 18(1) ve 20(1)(3)(4) maddeleri aynen şöyledir:
"17.(1)Güvenlik Kuvvetlerine ai-t veya güvenlikle ilgili herhangi bir belgeyi tamamen veya kısmen yok eden veya üzerinde sahtelik yapan veya geçici de olsa tahsis olunduğu yerden başka bir yerde kullanan, hile ile ele geçiren, çalan kimse suç işlemiş olur ve 15 yıla kadar -hapis cezasına çarptırılır.

(2)Kıbrıs Türk Federe Devleti savunma veya güvenliğini ilgilendiren ve hakkında gizlilik kararı veya gizlilik kaydı bulunan herhangi bir bilgiyi yetkili olmadığı halde istek ve çaba göstererek elde eden veya öğr-enen kimse suç işlemiş olur ve 8 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.

(3)(1). ve (2).fıkralarda belirtilen suçlar, yabancı veya düşman devlet çıkarına veya lehine veya namına işlendiği veya Kıbrıs Türk Federe Devletinin harp hazırlık-larını veya harp yetenek ve gücünü veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa sanığa ölüm cezası verilir."

-"18.(1)Kıbrıs Türk Federe Devletinin savunma veya güvenliği veya iç veya dış çıkarları açısından gizli kalması gereken ve hakkında gizlilik kararı veya gizlilik kaydı bulunan herhangi bir bilgiyi siyasi veya askeri casusluk amacı ile elde e-den kimse suç işlemiş olur ve 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır."
-
"20.(1)Kıbrıs Türk Federe Devletinin askeri hizmetlerinin gereği olarak yasaklanan ve yasaklandığı yazı, levha ve sair işaretlerle açıkça belirlenen bir bölge veya yere gizlice veya hile veya yanıltma yolu ile giren kimse suç işlemiş -olur ve 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.

(3)(1). ve (2).fıkrada belirtilen yerlerde 17.maddede belirtilen bilgi veya belgeyi elde etmeye yarayan veya tasarrufta bulundurmak için geçerli sebep gösterilmeyen belge veya başka bir -şeyle yakalanan kimse suç işlemiş olur ve 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.

Yetkili askeri makamların izni olmaksızın;
(a)Bu maddenin (1) ve (2).fıkralarında belirtilen yerlerin resim veya plânını çizen veya fotoğrafını çeken veya bunlara t-eşebbüs eden,
(b)Askeri harekât veya tatbikatı izleyen veya fotoğraf veya film çeken veya fotoğraf veya film çekimi için kullanılan herhangi bir makine ile yakalanan kimse, suç işlemiş olur ve 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır."


IV.İLGİLİ A-NAYASA METİNLERİ:
"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."

"Madde 3.
(4)Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını bu Anayasadan almayan b-ir yetki kullanamaz."

"Madde 16.
Herkes, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına sahiptir.



(2)Bir kişi, yasa ile öngörülmek ve yasanın gösterdiği biçimde olmak koşuluyla, ancak aşağıdaki hallerde özgürlüğünden yoksun bırakılabilir:
Yetkili mahk-emece hakkında hüküm verilmiş bir kişinin tutukluluğu;
Mahkemece verilmiş yasal bir emre uymamaktan dolayı bir kişinin yakalanması veya tutukluluğu;
Bir kişinin, suç işlediği makûl şüphesi üzerine, yetkili yargı mercii önüne getirilmesi amacıyla veya suç i-şlemesini önlemenin veya işledikten sonra kaçmasına engel olmanın makûl olarak gerekli görüldüğü hallerde yakalanması veya tutukluluğu;
(ç)Bir küçüğün ıslahı amacıyla yasal bir emirle bakım altına alınması veya yetkili yargı mercii önüne getirilmesi ama-cıyla yasal tutukluluğu;
(d)Bulaşıcı bir hastalık yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkoliklerin, uyuşturucu madde düşkünlerinin veya serserilerin tutukluluğu;
(e)Bir kişinin, Devlet topraklarına izinsiz girmesini önlemek için veya bir yaban-cının sınırdışı edilmesi veya geri verilmesi işlemine girişilmesi nedeniyle, yakalanması veya tutukluluğu;
(f)Herhangi bir yabancının Cumhuriyette herhangi bir maddi yükümlülükten kurtulmak amacı ile Cumhuriyeti terk etmesini önlemek için yakalanmas-ı veya tutukluluğu;
(g)Birden fazla uyruklu Cumhuriyet yurttaşlarının, uyruğunda bulundukları diğer ülke yasaları karşısında işlemiş oldukları suçlar nedeniyle haklarında verilmiş mahkeme kararlarının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile o ülke arasınd-a adli yardım ve mahkeme ilâmlarının karşılıklı tenfizi andlaşması bulunması kaydıyla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde infazı için tutukluluğu."

"Madde 17.
(1)Kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemeye başvur-mak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler oluşturulması yasaktır.



(2)Herkes, yurttaş hak ve yükümlülklerinin veya kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında,- yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makûl bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir oturumda okunur."

"Madde 156.
Askeri yargı, a-skeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür.
Askeri Mahkemeler, Silâhlı Kuvvetlerde görevli olmayan kişilerin özel yasada belirtilen askeri suçları ile yasada gösterilen görevlerini yaptıkları sırada veya yasada gösterilen Silâhlı Kuvvetl-ere ait yerlerde Silâhlı Kuvvetlerdeki görevlilere karşı işledikleri suçlara bakmakla görevlidir.
Askeri Mahkemelerin, savaş veya sıkıyönetim hallerinde veya olağanüstü durumda, hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili olduğu yasa ile düzenlenir.
A-skeri yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri Silâhlı Kuvvetlere bağlı yargıçları özlük işleri, askeri mahkemelerde savcılık görevlerini yapanlarla ilgili kurallar, mahkemelerin bağımsızlığı, yargıçların güvenceleri ve Silâhlı Kuvvetlerde-ki hizmetlerin gereklerine göre yasa ile düzenlenir."

"Madde 157.
Askeri Yargıtay, askeri mahkemelerce verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.
Askeri Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri ve üyeleri hakkındaki disiplin ve özlük iş-leri, mahkemelerin bağımsızlığı, yargıçların güvenceleri ve Silâhlı Kuvvetlerdeki hizmetlerin gereklerine göre yasa ile düzenlenir."


V.İNCELEME:
Konu, ileriye sürülen iddia ve görüşler ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.

Yasanın 17.maddesinin Anay-asanın 1.maddesinin içerdiği sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Yasanın bu maddesi Devletin emniyeti ile ilgili evrakları tahrip veya ele geçirme eylemlerinin suç olmasını öngören ve bunlar için cezalar düzenleye-n bir maddedir. Bu gibi eylemler dünyanın birçok ülkelerinde suç olarak sayılmaktadır. 17.maddenin Devletin güvenliğini korumak amacı ile bu gibi suçları ihdas edip bunlar için belirli cezalar öngörmesinin Anayasanın 1.maddesinin içerdiği sosyal adalet v-eya hukukun üstünlüğü ilkelerine herhangi bir aykırılığı söz konusu değildir.

Yasanın aynı maddesinin Anayasanın 3.maddesinin (4).fıkrasına aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın bu maddesi hiçbir organ, makam veya merciin kaynağını Anayasadan almay-an bir yetkiyi kullanamayacağını öngörmektedir. Konu 17.maddeyi içeren 29/1983 sayılı Yasa Yasama Meclisi tarafından yapılmıştır. Yasama Meclisinin yasa yapma yetkisinin ise Anayasadan kaynaklandığı kuşku götürmez bir olgudur. Bu nedenle 17.maddenin Ana-yasanın 3.maddesinin (4).fıkrasına herhangi bir aykırılığı söz konusu değildir.

Sanığın 17.maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak yargılanmasının onun özgürlük ve güvenlik haklarını zedelediği ve bu nedenle yasanın bu maddesinin Anayasanın 16.maddesin-in (1) ve (2).fıkralarına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasanın 16.maddesinin (1).fıkrası herkesin kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkına sahip olduğunu, (2).fıkrası da bir kişinin, yasa ile öngörülmek ve yasanın gösterdiği biçimde olmak koşuluyla, özg-ürlüğünden yoksun bırakılabileceğini öngörmektedir. Görülebileceği gibi kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkına sahip bir kişi yasanın öngördüğü şekilde özgürlüğünden yoksun bırakılabilir. Bu nedenle sanığın 17.maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak yargıla-nması ve bunun bir neticesi olarak özgürlüğünden yoksun bırakılabilmesi Anayasanın 16.maddesinin (1) ve (2).fıkralarına aykırı değildir.

Sanığın sivil bir kişi olduğu ve aleyhine getirilen suçların özel yasada belirtilen askeri suçlar olmadığı için Asker-i Mahkeme önünde yargılanmasının Anayasanın 156 ve 157.maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir.

Anayasanın 157.maddesi Askeri Yargıtay ile ilgili kurallar içermektedir. Halihazırda ise havale konusu ile ilgili herhangi bir mesele Askeri Yargıtay önü-nde bulunmamaktadır. Bu nedenle Yasanın 17.maddesinin Anayasanın bu maddesine aykırı olup olmadığı hususunun taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamada etkisi yoktur ve bizim bu maddeye aykırılık hususunu incelememiz gerekmemektedir. Bu durumda sadece- 156.maddeye aykırılık olup olmadığı hususunun incelenmesi gerekir.

Askeri Yargı başlığını taşıyan 156.madde Askeri Yargının Askeri Mahkemeler ve Disiplin Mahkemeleri tarafından yürütüleceğini hükme bağlamakta ve bu Mahkemelerin barış zamanı ile savaş -veya sıkıyönetim hallerinde yetkilerinin ne olacağını düzenlemektedir. Bu madde, ayrıca, Askeri Yargı organlarının kuruluşu, işleyişi ile ilgili kuralların, yargılama usulleri, Silâhlı Kuvvetlere bağlı yargıçların özlük işleri ve Askeri Mahkemelerde savcı-lık görevi yapanlarla ilgili kuralların, mahkemelerin bağımsızlığı, yargıçların güvenceleri ve Silâhlı Kuvvetlerdeki hizmetlerin gereklerine göre yasa ile düzenlenmesini öngörmektedir. Bu maddenin mehazı benzeri kurallar içermekte olan T.C. 1961 Anayasası-nın 138.madde ile ilgili olarak T.C. Anayasa Mahkemesinin 1977/130-1978/13 sayılı kararında, A.M.K.D., sayı.16, s.37-45'de, şöyle denmektedir: -
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 'Askeri Yargı' başlığını taşıyan değişik 138.maddesi; askerî yargın-ın, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütüleceğini belirttikten sonra, askerî mahkemelerin görevini belirlerken savaş veya sıkıyönetim halleriyle barış zamanını birbirinden ayrı tutmuş, savaş veya sıkıyönetim hallerinde bu -mahkemelerin görevlerinin yasa ile belli edilmesini öngörmüş, barış zamanındaki görevlerini ise kesinlikle
belli etmiştir. Bu konuda asker kişilerle asker olmayan kişiler ayrı ayrı gözönünde tutularak maddenin ikinci fıkrasında, askerî mahkemele-rin, ". . . . . asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara . . ." bakmakla görevli oldukla-rı esası benimsenmiştir."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

"Anayasanın . . . 138.maddesinin . . . ikinci fıkrasında ise asker olmayan kişilerin hangi suçlarına hangi koşullarda bakılacağını öngören ayrık bir kural yer a-lmıştır.

Buna göre askerî mahkemeler, asker olmayan kişileri, incelenmekte olan konuyu ilgilendiren yönü ile, ancak (özel yasada belirtilen askerî suçlarından) dolayı yargılayabileceklerdir. . . ."

"İtiraz konusu kuralın Askerî Ceza Kan-ununun bir hükmü olduğunda duraksama bulunmadığına göre suçun özel yasada belirtilmiş olması koşulu yerine getirilmiş sayılmalıdır. . . ."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

". . . Anayasa Koyucu da Askerî Ceza Kanununda-ki tanımı benimsememiş ve asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde yargılanabilmelerini suçun özel yasada belirtilmiş olması yanında askerî suç olması koşuluna bağlamış bulunmaktadır. Bu düzenleme, suçun salt özel yasada yer almasının onun as-kerî suç sayılmasını sağlayamayacağını, herhangi bir suça askerî suç niteliği kazandırmak hususunda yasama organının dokunulmaz takdir hakkına sahip bulunduğundan söz edilemiyeceğini de göstermektedir. Gerçekten genel nitelikteki bir suça sal-t yasama organı istediği ve özel yasa niteliğindeki Askerî Ceza Kanununda açıkça yer verildiği için askerî suç vasfı verilemiyecektir. . ."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

". . . Bu nedenle askerî suçlarda suçu işleyen -kimsenin asker kişi olması asıldır. Bununla birlikte ayrık da olsa asker olmayan kişilerin işledikleri kimi suçlar askerî suç kapsamı içinde değerlendirilmekte ve işlenen suçun belirtilen niteliğine bakılarak uygulama yapılmaktadır.
. . . . . -. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
"Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere;
Ayrı bir askeri yargının ve askerî mevzuatın varoluş nedenleri, bunların kural olarak asker kişilerle ilgili ve ilişkili olması, asker olmayan kişiler-in ayrık durumlarda bu yasalara ve askerî yargıya bağlı kılınmaları zorunluğu;

Bir suçun askerî suç sayılabilmesi için sadece Askerî Ceza Kanununda yer almasının yetmemesi, maddî manevî ve hukuka aykırılık öğeleri yanında askersel yönünün -de ağırlık taşımasına kesinlikle gereksinme duyulması;

Askersel nitelik kazanabilmesi için de suçun, ulusal savunmanın sağlanmasını, askerlik hizmetlerinin sağlıklı biçimde ve aksamadan yürütülmesini ve ordu disiplininin kurulmasını, başka b-ir deyişle tüm askerî yararların korunmasını amaçlayan yasalara aykırı düşen, kısaca askerî yararları zedeleyen bir eylem olarak ortaya çıkmasında zorunluk bulunması."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

"Askerî Yargıtay İ-çtihatları Birleştirme Kurulunun yukarıda günü ve sayısı belirlenen kararında "askerî menfaat ve gereklerin korunması" amacının askerî suçların başlıca ölçütü olduğundan söz edilmesi ve bütün askerî suçların bu hususa yönelik bulunduğuna değinil-mesi uygulama alanında klasik tanımlamadan uzaklaşıldığını kanıtlamaktadır."


Yukarıda yapılan iktibastan görülebileceği gibi asker olmayan bir kişinin Askeri Mahkemelerde yargılanabilmesi için suçun özel yasada belirtilmiş olması yanında suçun askeri -bir suç da olması gerekir. Havaleye konu meselede sanığın 17.madde altında itham edildiği suçların 29/83 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasında ve dolayısıyle özel yasada belirtilmiş olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda tezekkür edilmesi gereken husus bu suçla-rın askeri suç olup olmadığıdır. Yukarıda yapılan iktibasta belirtildiği gibi bir suçun askeri suç sayılabilmesi için böyle bir suçun ihdasının askeri yarar ve gereklerin korunması amacını gütmüş olması gerekir. 17.madde
incelendiğinde güdülen amacın as-keri yarar ve gereklerin korunması olduğu açıkça görülür. Bu nedenle bu maddenin ihdas ettiği suçlar askeri suçlardır.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi sanığın yasanın 17.maddesi altında itham edilmekte olduğu suçlar özel yasada belirtilen ask-eri suçlar olup Askeri Mahkemenin yetki sahasına girmektedir. Bu nedenle 17.maddenin Anayasanın 156.maddesine aykırılığı yoktur.

Konu yasa maddesinin Anayasanın 17.maddesinin (1) ve (2).fıkralarına da aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın 17.madde-sinin (1).fıkrası kimsenin Anayasa ile veya Anayasa gereğince kendine gösterilen bir mahkemeye başvurma hakkından yoksun bırakılamayacağını, adli komisyonlar veya istisnai mahkemelerin oluşturulamayacağını öngörmektedir. (2).fıkra ise herkesin kendisine y-apılan bir suçlamanın karara bağlanmasında yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davasının dinlenmesi hakkına sahip olduğunu, mahkemenin kararının gerekçeye dayanmasını ve açık -bir oturumda okunmasını öngörmektedir. Bu fıkralara aykırılık nedeni olarak Askeri Mahkemenin sanığın 17.madde altında itham edildiği suçlardan yargılanması açısından istisnai bir Mahkeme sayıldığı gösterilmiştir.

T.C. 1961 Anayasasının 32.maddesi de bu- gibi bir kural içermektedir. 32.madde bir kimseye kanunun tanımış olduğu mahkemeden başka merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü mercilerin kurulamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu madde hakkında T.C. Anayasa Mahkemesinin -1977/130-1978/13 sayılı kararında, A.M.K.D., sayı.16,
s.46-47'de, şöyle denmektedir:

"Anayasanın "Kanunî Yargı Yolu" başlıklı değişik 32.maddesinde; hiç kimsenin, kanunen bağlı olduğu mahkemeden başka bir yargı yeri önüne çıkarılamayacağı, -bir kimseyi kanunen bağlı olduğu mahkemeden başka bir yargı yeri önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü yargı yerlerinin kurulamayacağı hükme bağlanmıştır. Madde açıkça olağanüstü yargı yerlerinin tabîi yargı yeri, tabî-i hâkim niteliğini taşıyamayacağı esasını koymuştur. . ."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

"Anayasada, adlî yargı rejimi yanında, 140.madde çerçevesinde nasıl idarî yargı rejimi benimsenmiş ve Danıştayın görev alanı belirle-nmişse, aynı biçimde, 138.ve 141.maddeleriyle de ayrı bir askerî yargı rejimi öngörülmüş ve askerî mahkemeler, incelenmekte olan konu ile ilgili olarak, asker olmayan kişilerin ancak özel yasada belirtilen askerî suçlarına bakmakla görevli kılınmışlardır. - Başka bir anlatımla, Anayasa Koyucu asker olmayan kişilerin yargılanmaları bakımından askerî mahkemelerin görevlerini, belirlenen konu ile ilgili olarak suçun, askerî olması koşulu ile sınırlamış bulunmaktadır."

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . -. . . . . . .

"Askerî Mahkemelerin, Devletin Askerî Kuvvetlerini tahkir ve tezyif suçundan dolayı asker olmayan kişiler yönünden olağan mahkeme ve tabii yargı yeri sayılabilmeleri için bu suçun gerçek anlamına uygun biçimde askerî bir suç olması, do-layısıyla Anayasanın 138/2.maddesi gereğince bu mahkemelerin görev alanına girmesi zorunludur. Hal böyle olduğuna göre Devletin Askerî Kuvvetlerini tahkir ve tezyif suçu, askerî bir suç sayılabildiği takdirde askerî mahkemeler asker olmayan kişiler yönünd-en tabii hâkim olacak, aksi halde bu suçtan dolayı genel adliye mahkemeleri bunların tabii hâkimi sayılacaktır."


Yukarıda yapılan iktibastan görülebileceği gibi asker olmayan kişiler yönünden Askeri Mahkemenin bir istisnai Mahkeme sayılmaması için suçun- askeri suç olması ve mahkemenin görev alanına girmesi gerekir. Daha önce belirtildiği gibi sanığın 17.madde altında itham edilmekte olduğu suçlar askeri suç olup Askeri Mahkemenin görev alanına girmektedir. Bu nedenle sanığın yargılanması yönünden Güven-lik Kuvvetleri Mahkemesi istisnai bir Mahkeme sayılamaz ve Anayasanın 17.maddesinin (1) ve (2).fıkralarına aykırılık mevcut değildir.

Yapılan havalede yasanın 17.maddesinin Anayasanın 18, 136, 137 ve 138.maddelerine de aykırı olup olmadığı sorulmuş ise d-e havalenin duruşmasında bu maddelere aykırılık iddiası ileri sürülmüş değildir. Bu nedenle, bu meselede, yasanın söz konusu maddesinin Anayasanın 18, 136, 137 ve 138.maddelerine aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir.

Yasanın 18(1) maddesinin de ayn-ı nedenlerle Anayasanın aynı maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Sanık bu madde altında Devletin savunma ve güvenliği açısından gizli kalması gereken bilgileri askeri casusluk amacı ile elde etmekle itham edilmiştir. Bu madde sanığın itham edild-iği suça ilâveten başka suç da ihdas etmektedir. İncelemekte olduğumuz mesele bir iptal davası değil de bir havale olduğuna göre bizim bu maddeyi, sanığın aleyhindeki ithama dayanıklık ettiği oranda Anayasaya aykırı olup olmadığı açısından incelememiz ger-ekir ve bu açıdan inceleyeceğiz. Sanığın itham edildiği ve bu maddenin ihdas etmiş olduğu suçun unsurları incelendiğinde güdülen amacın askeri yarar ve gereklerin korunması olduğu açıkça görülür. Bu nedenle bu suç askeri bir suçtur. Bu suç askeri bir su-ç olduğu, özel bir yasada belirtilmiş olduğu ve Askeri Mahkemenin yetki sahasına girdiği cihetle 18(1) maddesinin, yukarıda 17.maddede belirtilenler ışığında, Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırılığı yoktur.

Yasanın 20.maddesinin (1), (3) ve (4).fık-ralarının da, aynı nedenlerle, Anayasanın aynı maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. 20.madde altında askeri yasak bölgelere girmek, buralarda Devletin emniyeti ile ilgili bilgi veya belgeyi ele geçirmek ve bu gibi yerlerin resim veya plânını çizme-k veya fotoğraf çekmekle ilgili suçlar ihdas edilmiştir. Gerek ilgili fıkralar gerekse madde bir tüm olarak incelendiğinde ihdas edilmekte olan suçların, askeri yarar ve gereklerin korunması amacını güttüğü cihetle, askeri suçlar olduğu açıkça görülür. İ-hdas edilen suçlar askeri suçlar olduğu, özel yasada belirtildiği ve Askeri Mahkemenin yetki sahasına girdiği cihetle, yukarıda 17.madde ile ilgili söylenenler ışığında, 20.maddenin belirtilen fıkralarının Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırılığı yokt-ur.

SONUÇ:
Sonuç olarak 29/1983 sayılı Askeri Suç ve Cezalar Yasasının 17, 18(1) ve 20(1)(3)(4) maddelerinin Anayasanın 1, 3, 16, 17, 18, 136, 137, 138, 156 veya 157.maddelerine aykırı olmadığına, oybirliği ile, karar verilir.





(Şakir Sıdkı İlkay)- (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç







(N. Ergin Salâhi)(Aziz Altay)(Celâl Karabacak)
Yargıç Yargıç Yargıç


22 Şubat 1990
















-


-8-



-


Full & Egal Universal Law Academy