Anayasa Mahkemesi Numara 30/1981 Dava No 1/1982 Karar Tarihi 29.01.1982
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 30/1981 Dava No 1/1982 Karar Tarihi 29.01.1982
Numara: 30/1981
Dava No: 1/1982
Taraflar: Hasan Yusuf ile Faik Hasan
Konu: 18/73 sayılı Kira Kontrol Yasasının 7(1)(g) ve değiştirilmiş şekli ile 17/81 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 29.01.1982

-D.1/82 Anayasa Mahkemesi 30/81
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Şakir Sıdkı İlkay,
Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut.
KTFD Anayasasının 114(1) maddesi hakkı-nda.

(Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 973/80 sayılı davasında 18/73 sayılı Kira Yasasının 7(1)(g) maddesi Anayasanın 1, 38 ve 39'uncu maddelerine aykırı olup olmadığı)


Davacı: Hasan Yusuf, 28 Celâliye Sokak, Lefkoşa,
-ile-
Davalı Faik Hasan, 188 Girne Cad-desi, Lefkoşa.
a r a s ı n d a.
(4.12.1981 tarihli konu)


Davacı namına: Kıvanç M. Riza
Davalı namına: Şefika Durduran.
Amicus Curiae olarak Akın Sait.

-----------

K A R A R
KONU:
18/73 sayılı Kira Kontrol Yasasının 7(1)(g) ve değiştirilmiş ş-ekli ile 17/81 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddesinin Anayasaya aykırı olduğu davalı tarafından ileri sürüldü.

I. OLAY:
Davacı Lefkoşa'da bulunan bir dükkânın sahibi ve muciridir. 24.5.1972 tarihli yazılı bir icar sözleşmesi gereğince davacı dava konusu dükkâ-nı 1.6.1972 tarihinden itibaren 31.5.1973 tarihine kadar bir sene için davalıya icar etti. Davacı dava konusu dükkâna 18 yaşını ikmal etmiş evlâdının iş yeri için makul surette ihtiyacı olduğunu ileri sürerek davalının dava konusu dükkânı tahliye etmesini- sağlamak için davalı aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 973/80 numaralı davayı ikame etti. Davanın duruşması esnasında davalının avukatı 18/73 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddesi ve 17/81 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddesinin Anayasanın 1, 38 ve 39. maddelerine a-ykırı olduğunu iddia etti. Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan yasa maddelerinin davanın karara bağlanmasında etkisi olduğunda ilk mahkeme konuyu karara bağlamak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Davalı idd-iasının gerekçesi özetle şöyledir:
İlgili Yasa maddesi, müstecire alternatif bir iş yeri teminini şart koymamakla, sosyal adalet ilkesine ve adalete aykırıdır. Sosyal adalet kavramı herkes için eşit olarak imkân sağlamaktadır. Söz konusu Yasa maddesi ek-onomik hayatı, adalet, tam çalışma ilkesine ve insanlık onuruna yaraşır bir yaşam düzeyini sağlamadığından dolayı Anayasanın 38. maddesine aykırıdır. Söz konusu Yasa maddesi çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesini sağlamadığından Anayasanın 39. ma-ddesine aykırıdır.

Davacı iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
İlgili Yasa maddelerinin sosyal adalet, adalet ve kişinin çalışma hayatı ile en ufak bir ilgisi yoktur. Söz konusu Yasa maddeleri Anayasanın 1, 38, 39 veya başka herhangi bir maddesine aykı-rı değildir.

(3) Amicus curiae olarak bulunan Başsavcı Yardımcısının görüşü özetle şöyledir:
İlgili Yasa maddesi mal sahibine tahliyeyi elde etmesi i-çin mutlak bir hak vermemekte, Yasa maddesi tahtında verilen hak müstecir leyhine bazı önemli kısıtlamalar içermektedir.





III. İLGİLİ YASA MADDELERİ:

18/73 sayılı Kira Kontrol Yasasının 7(1)(g) maddesi aynen şöyledir:
"7(1)(g).Gayrimenkul mala mucir- veya eşinin veya 18 yaşını ikmal etmiş herhangi bir evlâdının makul surette ihtiyacı olması ve Mahkemenin tahliye emri veya hükmü verilmesini makul addetmesi halinde;
Ancak, meselenin bütün ahval ve şeraiti muvacehesinde, tahliye hükmü veya emri verilme-sinin böyle bir hüküm veya emir verilmesine nazaran daha büyük müşkülât yaratacağı hususunda müstecir Mahkemeyi tatmin ettiği takdirde bu bend hükümleri tahtında tahliye emri veya hükmü verilmez.
Bu bend maksatları bakımından "meselenin bütün ahval ve şe-raiti" tabiri, mucir veya müstecir için başka bir gayrimenkul malın mevcut olup olmadığı ve mucirin gayrimenkul malı bu bend hükümleri tahtında tasarruf hakkı elde etmek maksadıyle bu kuralın yürürlüğe girmesinden sonra satın alıp almadığını da kapsar.
"-Müstecir için başka bir gayrimenkul mal" tabiri müstecirin durumuna ve anormal duruma uygun bir gayrimenkul malı da ifade eder."

17/81 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddesi yukarıda yazılan maddenin aynıdır.

IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:
Anayasanın 1, 38 ve- 39. maddeleri:
"Madde 1.
Kıbrıs Türk Federe Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir cumhuriyettir."

"Madde 38.
(1)Ekonomik ve sosyal hayat, adalete, tam çalışma ilkesine ve her Türk yurttaşı için insanl-ık onuruna yaraşır bir yasam düzeyi sağlanması amacına göre düzenlenir.
(2)Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu amaçla ulusal tasarrufu artırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yönel-tmek ve kalkınma plânlarını yapmak Devletin ödevidir."


"Madde 39.
Çalışma her Türk yurttaşının hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, ekonomik ve mali tedbirlerle çalışan-ları korur ve çalışmayı destekler; işsizliği önleyici tedbirleri alır.
Angarya yasaktır.
Ülke gereksinmelerinin zorunlu kıldığı alanlarda, yurttaşlık ödevi niteliği alan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve koşulları demokratik ilkelere uygun olarak y-asa ile düzenlenir."


V. İNCELEME:
Taraflar tarafından ileri sürülen iddia ve gerekçeler, amicus curiae olarak bulunan Başsavcı Yardımcısının ileri sürdüğü görüşler, iptali istenilen yasa hükmü, Anayasaya aykırılık iddiasına dayanıklık eden ve konuyu ilg-ilendiren Anayasa metinleri incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Yüksek Mahkeme Anayasa Mahkemesi olarak Kira Denetim Yasaları ile ilgili konularda verdiği bir çok kararlarda belirttiği gibi, konut ve işyeri darlığı bulunması halinde kiracılar-ın tasarruflarının teminat altına alınmasını sağlamanın kamu yararına olduğunu belirtmiştir. Anayasanın 31. maddesi her Türk yurttaşının mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Ancak aynı madde, mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile yas-a ile sınırlanabileceğini de göstermektedir. Devlet kamu yararı amacı ile kişilerin haklarını sınırlarken bu sınırlamaların adalet ve hakkaniyet ölçüleri dahilinde yapılması gerekir. Başka bir deyişle çatışan mülkiyet hakkı ile kiracının konut veya işyer-inde, mukavelesi sona erdikten sonra, kalabilme hakkı arasında bir denge kurulması gerekir. Bu denge de diğer çağdaş ve uygar ülkelerde olduğu gibi mal sahibinin tasarrufu elde etme hakkını mal sahibinin istek veya keyfi hareketlerine bırakmayıp ancak tas-arruf hakkı elde etmesini gerekli hallere şamil tutmakla olur. Nitekim Kira Denetim Yasasının 7. maddesi malsahibinin tasarrufu elde edebileceği halleri açıklıkla belirtmektedir. Söz konusu Yasanın 7(1)(g) maddesi mal sahibine, taşınmaz mala kendisinin v-eya eşinin veya 18 yaşını doldurmuş olan herhangi bir evlâdının makul surette ihtiyacı olması ve mahkemenin tahliye emri vermesini makul addetmesi halinde tahliye emri almak hakkı vermektedir. Daha önce belirtildiği gibi Yasanın 7(1) maddesi mal sahibinin- mülkiyet hakkını sınırlayan bir maddedir. 7. maddenin 1(g) fıkrası ise sınırlamanın mutlak olmadığını ve mal sahibinin taşınmaz mala ihtiyacı olması halinde sınırlamanın kaldırılması gerektiğini öngörmektedir. Duruşma esnasında davalının avukatı Yasanın- 7(1)(g) maddesi ile konulan sınırlamanın davalı açısından yeterli olmadığını, Yasanın daha ileri giderek mal sahibinin tahliye emri alabilmesi için kiracının gideceği başka bir işyerinin mevcut olması koşuluna bağlanması gerektiğini ileri sürdü. Başka bi-r deyişle kamu yararı ile yapılan sınırlamanın tam yapılmadığını ve eksik bir düzenleme ile yapıldığını ileri sürmüştür. Herhangi bir yasa madde veya hükmünün Anayasaya aykırı olduğu hususunda karar verebilmek için söz konusu yasa madde veya hükmünün Anay-asanın açık, buyurucu veya yasaklayıcı hükümlerine veya Anayasanın belirttiği temel ilkelerin özüne ve amacına doğrudan veya dolaylı bir şekilde ters düşmüş bulunması gerekir. Davalı Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen yasa maddesinin Anayasanın 1. madde-sinde yer alan sosyal adalet ilkesine ve Anayasanın ekonomik ve sosyal hayatın düzenlenmesini öngören Anayasanın 38. maddesine ve çalışma hakkı ve ödevi belirleyen Anayasanın 39. maddesine aykırı olduğunu iddia etmiştir. Anayasaya aykırılık iddiasına daya-nıklık eden ilgili Anayasa maddelerinin hiç birinde de kiracılara hiç bir koşul tahtında konut veya işyerini tahliye etmemeleri veya tasarruflarını bırakmamaları hususunda herhangi bir buyurucu hüküm bulunmamaktadır. Aynı maddelerde mal sahibinin kiracı a-leyhine tahliye emri almasını veya tasarrufu almasını yasaklayan herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Acaba bu maddelerdeki temel ilkeler kiracının tasarruf hakkına dokunulmaması veya kiracı aleyhine tahliye emri verilmemesi ilkelerini içermekte midir? - Sosyal adalet ilkesinin tarifini yapmak çok güçtür. Kuşkusuz sosyal adalet ilekesi devletlerin Anayasalarının belirttiği ilkeler ışığında ve uygulanan rejim ışığında değişir. Anayasamızda sosyal adaleti tanımlarken Anayasanın kişilere tanıdığı hakları v-e Anayasanın ortaya koyduğu temel ilkeleri göz önünde tutmak gerekir. Anayasamızın sosyal adaletin tarifini hiç bir maddede yapmış değildir ancak Anayasamız bölüm 3'te sosyal ve ekonomik haklar, özgürlükler ve ödevleri belirtmiştir. Bu hak ve ödevler ara-sında mülkiyet hakkına, sözleşme hakkına, çalışma özgürlüğüne, ekonomik ve sosyal hayatın düzenlenmesine, çalışma koşullarına, dinlenme hakkına, sendika kurma hakkına, toplu sözleşme hakkına ve sosyal güvenlik ve sağlık hakkına ve konut hakkına rastlanmakt-adır. Anayasanın tüm maddeleri ve ortaya koyduğu temel ilkelerin özü ve amacı göz önünde tutulduğunda Anayasanın kiracılara bir taşınmaz malı sürekli olarak tasarrufunda bulundurmasına hak verdiği söylenemez. Ancak daha önce de belirtildiği gibi işyeri v-eya konut darlığı nedeni ile bunalım var olması halinde devlet, kamu yararını kamu düzenini göz önünde tutarak kişinin mülkiyet hakkını sınırlandırabilir. Başka bir deyişle devlet, Kira Denetim Yasalarını yapmakla konut ve işyeri darlığı bunalımı devam et-tiği sürece kamu yararı nedeni ile mal sahiplerinin Anayasanın 31. maddesine uyarak, mülkiyet haklarına bir sınırlandırma getirebilir. Bu sınırlandırma nedeni ile kiracılara yasa ile istisnai bir hak tanınmış olur. Bu gibi istisnai haklar devamlı olamaz.- Bu istisnai hakların diğer kişilerin hakları ile bir denge içerisinde tutulması gerekir.

Yasanın mülkiyet hakkını sınırlayan 7(1)(g) maddesinin hükümleri sosyal adalet ilkesine ters düşmez. Söz konusu yasa maddelerinin Anayasanın 38 ve 39. maddelerind-e tanınan haklarla herhangi bir ilişkisi yoktur. Söz konusu Yasa maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir. Konu hakkında Yargıç Şakir Sıdkı İlkay ve Salih S. Dayıoğlu'nun ek görüşleri vardır.
SONUÇ:
Sonuç olarak 18/73 sayılı Kira K-ontrol Yasasının 7(1)(g) ve değiştirilmiş şekli ile 17/81 sayılı Yasanın 7(1)(g) maddelerinin Anayasaya aykırı olmadığına oybirliği ile karar verilir.


(Ülfet Emin) (Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan Yargıç


(Salih S. Dayıoğlu)(N. Erg-in Salâhi) (Niyazi F. Korkut)
YargıçYargıç Yargıç


29.1.1982


EK GÖRÜŞ YAZISI
Çoğunluğun görüşüne katılmakla beraber şunu belirtmem yerinde olur ki bir eksiklikten ötürü bir yasa maddesinin Anayasa'ya aykırı bulunup bulunamayacağı, ka-nımca, incelenebilecek bir husustur. Ancak bu husus, havalenin duruşmasında, ortaya atılıp iddia konusu yapılmadı ve bununla ilgili olarak tarafların görüşleri alınmadı. Bu durumda ve meselenin tüm ahval ve şeraiti ışığında bu hususu bu havalede tezekkür- edip karara bağlamamağı uygun gördüm.

(Şakir Sıdkı İlkay)
Yargıç

EK GÖRÜŞ
Davalı dava konusu 7(1)(g) maddesinin kapsamının müstecire uygun alternatif bir iş yeri gösterilmesi koşulunu içermesi gerektiğini ve bunun yapılmaması ile d-e Anayasanın 1. maddesinde ifadesini bulan "sosyal adalet" kavramına ters düştüğü için sözü edilen maddenin Anayasaya aykırı olduğunu savunmuştur. Diğer bir deyimle Yasanın ilgili maddesinde yer almayan bir hüküm dolayısıyle bu maddenin Anayasaya aykırı o-lduğu iddiası ile karşı karşıyayız. Gerek Anayasanın 113. maddesi uyarınca başlatılan iptal davalarında gerekse 114. madde altında Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sunulan havalelerde istemin özü, sair şeyler meyanında, bir yasanın veya belli b-ir kuralının Anayasaya aykırı olup olmadığının karara bağlanmasıdır. Her iki tip istemde tartışılan ve karara bağlanan husus bir yasanın veya belli bir kuralının Anayasaya aykırı olup olmadığıdır.

Türkiyedeki içtihatlara göre Anayasaya aykırılık iddiası- ancak var olan bir hükmün mevcut olması halinde ileri sürülebilir. Var olmayan bir hükmün Anayasaya aykırılığından söz edilmesi olası değildir. Anayasa Kararlar Dergisi Sayı 2, sayfa 3 ve 4'de yer alan Esas No. 1963/174, Karar No.1963/115 sayılı kararda- Türkiye Anayasa Mahkemesi bu konuda şunları söyledi:
"Anayasa'nın 118.inci maddesi, disiplin kovuşturmalarında isnat olunan hususun ilgiliye açıkça ve yazılı olarak bildirilmesini, yazılı savunmasının istenmesini ve savunma için belli bir süre tanınmasın-ı şart kılmıştır. Bu bağlayıcı bir temel hukuk kuralıdır. İnceleme konusu maddelerle Anayasa kuralı arasında bir çelişme doğabilmesi için maddelerde savunma alınmasını engelliyen, açık bir hükmün bulunması gerekir. Böyle bir hüküm ise yoktur. Esasen An-ayasa Mahkemesinin iptal yetkisi ancak var olan bir hüküm dolayısıyle işliyebilir. Hüküm yokluğunun iptal konusu olabilmesi düşünülemez. Bu bakımdan çoğunluk, sözü geçen görüşe katılmamış ve davacının bu cihetle yönelen aykırılık iddiasını yerinde görmem-iştir."


Yine A.M.K.D. sayı 1 sayfa 439'da yer alan Esas No. 1963/172, Karar No.1963/244 sayılı Türkiye Anayasa Mahkemesi kararında sayfa 442'de şunlar yer almaktadır:
"..... Zira bir kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia edilebilmesi için, söz- konusu hükmün metin olarak, Anayasa'nın koyduğu esaslara aykırı bir kural koymuş olması gerekir.
.............................................................
Halbuki Anayasa Mahkemesinde, ancak Anayasa'ya aykırı olan bir kanun hükmünün uygulama alanın-dan kaldırılmasını sağlamak için iptal kararı istenebilir, yoksa bir hükmün, uygulama alanının genişletilmesi amacı ile, değiştirilmesini sağlamak için iptali istenemez. Zira bu yolda bir istemde, söz konusu hükmün iptali değil, daha geniş bir alana yayıl-mak suretiyle uygulamada kalması amacı bulunmaktadır ki bu suretle istemin kendisi dahi, mevcut hükümde Anayasa'ya bir aykırılık değil, ancak, davacının düşüncesine göre, bir eksikliğin bulunduğunu ifade etmiş olmaktadır."


Yukarıda alıntısı yapılan pasa-jlardan görülebildiği kadar bir yasa kuralının uygulama alanında kapsamını genişletmek maksadıyle değiştirilmesini sağlamak için o kuralın Anayasaya aykırı olduğu iddiası yapılamaz.

Önümüzdeki havalede de davalının iddiasının özeti Yasanın 7(1)(g) maddes-inin, kiracı için alternatif bir iş yerinin gösterilmesi koşulunu içermemesi yani kapsamının daha geniş tutulmuş olmaması nedeniyle, Anayasaya aykırı olduğudur. Hal böyle olunca ilgili maddenin, Türkiye Anayasa Mahkemesi Kararlarına göre, Anayasaya aykırı- olduğu görüşü savunulamaz. Ancak huzurumuzdaki havalede bu hususun gerek taraflarca ele alınmadığı ve gerekse ilgili yasa maddesinin Anayasaya aykırı olmadığı sonucuna varılması gerçeği karşısında bu safhada, bu konu üzerinde kesin görüşümü, ileride daha- uygun bir meselede, belirtmeği uygun gördüm.



(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç
-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy