Anayasa Mahkemesi Numara 26/2014 Dava No 3/2017 Karar Tarihi 31.03.2017
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 26/2014 Dava No 3/2017 Karar Tarihi 31.03.2017
Numara: 26/2014
Dava No: 3/2017
Taraflar: Mehmet Paralik ile Cemile Paralik n/d Cemile Özdeğirmenci arasında
Konu: Anayasaya aykırılık - 1/98 sayılı Aile Yasasının 26 maddesinin Anayasanın bazı maddelerine aykırı olup olmadığı - Etkenlik bulgusunun Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden ele alınabilmesi
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 31.03.2017

-
D. 3/2017 Anayasa Mahkemesi 26/2014

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
ANAYASA'NIN 148. MADDESİ HAKKINDA
Mahkeme Heyeti: Narin Ferdi Şefik (Başkan), Ahmet Kalkan, Mehmet Türker, Gülden Çiftçioğlu, Tan-ju Öncül.

Lefkoşa Aile Mahkemesi tarafından 117/2013 sayılı Aile davasında (Davacı: Mehmet Paralik, Gönyeli - Lefkoşa ile Davalı: Cemile Paralik n/d Cemile Özdeğirmenci, Taşkınköy -Lefkoşa arasında) sunulan konu.


Havale Eden Davalı namına: Avukat Ü-nsal Çağda
Davacı namına: Avukat Menteş Aziz.


-------------


K A R A R


KONU: Davacı tarafından Davalı aleyhine ikame edilen boşanma davasında, Davalının, 1/1998 sayılı Aile (Evlenme Boşanma) Yasası'nın 26. maddesinin, KKTC Anayasası'nın 1, 8, 1-0, 14, 20, 35 ve 44. maddelerine aykırı olup olmadığı konusunun incelenmesi için Anayasa Mahkemesine havale talebi.

OLAY: Davacı, Davalı aleyhine Lefkoşa Aile Mahkemesinde ikame ettiği boşanma davasında, 3 yılı aşkın bir süre, Eylül 2009 tarihinden itibar-en ayrı yaşadıklarını ileri sürerek, 1/1998 sayılı Aile Yasası'nın 24(8) maddesi altında bir boşanma emri ve ayrıca evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığının 1/2'sinin kendisine verilmesi kaydı ile mal paylaşımı hususunda bir emir verilmesini tale-p etmiştir. Celpnameye ekli form 2 ve 3'de, paylaşıma tabi taşınır ve taşınmaz malların listesi yer almaktadır. Taşınmaz mal olarak Kızılbaş, Lefkoşa, D1419 kayıt No.lu konutun paylaşıma tabi olduğu belirtilmiştir.

Davalı tarafından dosyalanan Müdafa Ta-kriri ve Mukabil Talep Takririnde, Davalı, Davacının Eylül 2009'dan itibaren ayrı yaşamakta oldukları iddiasını reddederek, Davacının davasının iptal edilmesini talep etmiştir. Mukabil dava altında ise, Davalı, madde 24(6) altında taraflar arasındaki ailev-i ilişkilerin birlikte yaşamı olanaksız veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleşmesi sebebine binaen boşanma emri ve sair şeyler yanında paylaşıma tabi mal varlığının 2/3'ünün kendisine verilmesi doğrultusunda emir verilmesini talep et-miştir.

Davanın dinlenmesi aşamasında, Davalı Avukatı, tadil edilmeden önceki hali ile 1/1998 sayılı Aile Yasası'nın 26.
maddesinin davanın karar verilmesinde etken olduğunu ve bu konuda Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce karar verilmediğini ileri s-ürerek, 26. maddenin Anayasa'nın 1,8,10,14,20,35 ve 44. maddelerine aykırı olduğunu, konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etmiştir. Davacı, 26. maddenin davada karar verilmesinde etken olmadığını, ancak mahkemenin boşanma kararına hükmetmesi- halinde etken olacağını iddia etmiştir. Alt Mahkeme, 25.6.2014 tarihli kararında, madde 26'nın, huzurundaki davada karar vermesinde etken olduğu ve daha önce bu konuda Anayasa Mahkemesi tarafından karar üretilmediği hususlarında bulgu yaptıktan sonra, k-onunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesine karar vermiştir.

İLGİLİ YASA MADDESİ:

Boşanma Durumunda Tarafların Evliliklerinin Devamı Süresince Elde Edilen Mal Varlıklarının Paylaşımı26.Mahkeme, bu Yasanın 24'üncü maddesi uyarınca bir boşanma kararı v-erirken tarafların mal bölüşümü hususunda anlaşmaya varmamaları halinde aşagıdaki fıkralar uyarınca mal paylaşımına ilişkin karar verir:
Evlilik süresince edinilmiş olup da taraflardan birisinin veya müştereken ikisinin adlarında, yurt içinde veya yurt- dışında kayıtlı bulunan veya eşlerin kullanımında olup da eşler arasında aidiyeti belli olmayan tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile ,bono, hisse senedi, elde veya bankalarda mevcut nakit paralar, işinden kazandıkları, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum- ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı dolayısıyle ödenen tazminatlar, kendi kişisel mallarının gelirleri, edinilmiş mal yerine ikame edilen değerler veya diğer gelir aşağı-da öngörülen kıstaslar gözönünde bulundurularak hakkaniyete uygun şekilde taraflar arasında paylaştırılır.
Ancak taraflar arasında yapılan paylaşımda bir tarafa düşen pay,paylaşıma konu mal varlığının toplam değerinin 2/3'ünden fazla olamaz.
Tar-afların mevcut geliri,kazanım kapasitesi,mülk ve maddi kaynakları ve yakın gelecekte elde edebilecekleri maddi menfaatleri;
Tarafların yakın gelecekte ortaya çıkabilecek maddi ihtiyaçları,yükümlülükleri ve sorumlulukları;
Evlilik Birliğinin boşanmadan önce-ki yaşam standardı;
(Ç) Tarafların evlilik süresince evlilik birliğinin veya evlilik sona erdikten sonra ailenin refahı için yaptıkları veya yapacakları ev işleri ve çocuk bakımı gibi hizmetler de dahil katkılar;
(D) Tarafların fiziksel ve ruhsal sağlığı;-
(E) Tarafların yaşı ve evliliğin süresi;
(F) Çocukların maddi ihtiyaçları;
(G) Çocukları geliri, kazanım kapasitesi, mülkiyet ve diğer maddi kaynakları;
(Ğ) Çocukların fiziksel ve ruhsal yetersizliği;
(H) Evlilik esnasında çocukların içinde bulunduğu- durum ve tarafların çocukların eğitimi ve tahsili için nasıl bir beklenti içinde oldukları;
(I) Tarafların yukarıdaki (F), (G), (Ğ) ve (H) bendlerinde belirtilenlere ilişkin beklentileri;
(İ) Paylaşıma konu malvarlığının edinilmesinde tarafların- kişisel mallarının getirisinin katkı payı;
(J) Mahkemenin bu madde amaçları için dikkate almayı uygun göreceği başka herhangi bir kıstas.
Boşanma davası açıldığı tarihte,davanın işitilmesine başlanmazdan önce taraflar, yukarıdaki (1)'inci fıkrada öng-örülen paylaşıma konu mal varlıklarının liste halinde dökümünü ve kayıt belgelerinin ve/veya sahipliliği kanıtlayan belgelerin suretlerini mahkemeye dosyalamak zorundadırlar.Mal beyanı yukarıdaki koşullara uygun yapılmadığı sürece davanın duruşmasına geçil-emez.
Yukarıdaki belgelerin zamanında sunulmaması ve/veya yanıltıcı belgelerin sunulduğu kanısına taraflardan birisi tarafından varılması halinde,ilgili tarafın müracaatı üzerine mahkemenin vereceği emre uygun olarak banka,şirket ve/veya diğer yet-kili makamlar, kişilerin hesap veya mal varlıkları hakkındaki belge ve bilgileri mahkemeye sunmak veya bildirmek zorundadırlar.






























Fasıl 6
9/1971
23/1984(3)(A) Taşınır mallar ile bono, hisse senedi, elde veya bankalarda- mevcut nakit paralar, işinden kazandıkları, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı dolayısıyla ödenen tazminatlar, kendi kişisel mall-arının gelirleri ve diğer gelir yukarıdaki (1)'inci fıkra uyarınca belirlenen orana göre taraflar arasında paylaştırılır.
(B)Taşınmaz malların paylaşımında,taşınmaz malın davanın görüşüldüğü tarihteki parasal değeri saptanır ve saptanan değer yukarıd-aki (1)'inci fıkra uyarınca belirlenen orana göre taraflar arasında paylaştırılır.Taşınmaz malın kaydını üzerinde bulunduran taraf, karşı tarafın hakkını ödemekle yükümlüdür.Ödemenin ne şekilde yapılacağına mahkeme karar verir.
(C) Edinilmiş mal yerin-e ikame edilen değerler, yukarıdaki (A) ve (B) bendlerine uygun şekilde paylaştırılır.
(Ç) Mal paylaşımı sonucunda mahkemenin mal paylaşımı ile ilgili olarak vereceği hüküm veya emirler mahkeme hüküm veya emirlerinin icrası hakkındaki Hukuk Muhakemele-ri Usulü Yasası ve diğer Yasa kurallarının uygulanması yöntemiyle yerine getirilir.
(4)(A) Mal paylaşımına dahil olan malvarlıklarının değerlendirilmesinde kişisel mallar paylaşıma dahil edilmez.
Ancak bu tür taşınır ve taşınmaz mal v-arlıkları üzerine evlilik birliği süresince yapılan yatırımlar ve bu mal varlıkları üzerinden elde edilen kazançlar paylaşıma dahil edilir.
(B) Taraflardan birinin yurt içinde veya yurt dışında herhangi bir şirkete hissedar olduğu hallerde evlilik bi-rliği süresince bu şirketin hisselerinin reel değerinde ve şirketin mal varlığında meydana gelen artış da bölüşümde dikkate alınır.(5) Terk veya yasal ayrılık durumunda tarafların ayrı yaşadığı süre içinde karşı tarafın iki tanık huzurunda verilmiş yaz-ılı onayı olmadan elden çıkarılan paylaşıma dahil mal varlıkları paylaşımda mahkeme tarafından dikkate alınır.
Bu mal varlıklarının değerlendirilmesinde sözkonusu malın elden çıkarıldığı tarihteki dolar bazındaki değeri dikkate alınır.(-6) Boşanma davası açıldığı tarihten başlayarak dava devam ettiği sürece taraflardan biri paylaşıma dahil mal varlıklarını ancak mahkeme izni ile satabilir,devredebilir,hibe edebilir,ipotek edebilir veya elden çıkarabilir.Bu fıkraya aykırı hareket eden vey-a yanlış mal beyanında bulunan ve/veya mahkeme emrine uygun olarak mal beyanında bulunmayan veya bilgi ve belgeleri vermeyen gerçek veya tüzel kişiler suç işlemiş sayılırlar ve mahkumiyetleri halinde davanın görüşüldüğü tarihteki aylık asgari ücretin kırk -katına kadar para cezasına veya beş yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.Mahkeme bu cezaya ek olarak elden çıkarılan malvarlığının karşı tarafın hakkı olan oranı kadarını karşı tarafa ödemesini emredebilir.(7) Mahkem-e bu maddeyi uygularken gerekli gördüğü durumda uzmanların görüşlerine başvurabilir.(8) Boşanmanın gerçekleşmesi veya evliliğin sona ermesi ile taraflardan birinin diğerinin kazancından sağladığı menfaati ortadan kalkar.
(9) Bu madde amaçları ba-kımından,
"Kişisel Mal",
Eşlerden birinin sadece kişisel kullanımına yarayan eşyayı,
Aile birliğinin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla veya herhangi bir şekilde karşılıksız olarak elde ettiği malları,
Manevi taz-minat alacaklarını,
(Ç) Kişisel malların yerine ikame edilen malları
anlatır. 41/1977
5/1981
27/1982
23/1985
3/1988
12/1989
44/1990
24/1991
53/1991
17/1992
6/1994
52/1995
"Tahsis", İskan,Topraklandırma Ve Eşdeğer Mal
Yasas-ı'nda ona verilen anlamı taşır.
İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ
Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.
Eşitlik
Madde 8
(1)Her-kes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalı-k yapmamak zorundadırlar.
(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.
Temel Hakların Niteliği ve Korunması
Madde 10
(1)Herkes, kişiliğine bağlı,- dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
(2)Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri- kaldırır, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar.
(3)Devletin yasama, yürütme ve yargı organları, kendi yetki sınırları içinde, bu Kısım kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamakla yükümlüdürler.

Kişi dokunu-lmazlığı
Madde 14
(1)Herkes, barış, güven ve huzur içinde yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
(2)Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz.
(3)Kimse, insanlık onuruyla bağdaşmayan bir cezaya çarptırılamaz veya muameley-e bağlı tutulamaz.
(4)Kişinin şeref ve haysiyeti dokunulmazdır. Herkes buna saygı göstermek ve korumakla yükümlüdür.
Konut Dokunulmazlığı
Madde 20
(1)Kimsenin konutuna dokunulamaz.
(2)Yasanın açıkça gösterdiği durumlarda, usulüne göre verilmiş mahkeme- veya yargıç kararı olmadıkça, ulusal güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda da, yasa ile yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, konuta girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.
Ailenin Korunması
Ma-dde 35
(1)Aile toplumun temelidir. Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri ailenin, ananın ve çocuğun korunması için gerekli önlemleri alır ve örgütleri kurar.
(2)Evlenme çağındaki bir kadın ile bir erkeğin, evlenip aile yuvası kurma hak ve yükümlülükleri -yasa ile düzenlenir.

Konut Hakkı
Madde 44
Devlet, konut sahibi olmayan veya sağlık ve insanca yaşama koşullarına uygun konutu bulunmayan ailelerin konut gereksinimlerini karşılayacak önlemleri yasa ile düzenler."
Havale yapan Davalının iddiaları
Dava-lı paylaşıma tabi tek taşınmaz malın bir sosyal konut olduğunu, bu malın Davacının adına kayıtlı bulunduğunu, ancak halen orada Davalının ikamet ettiğini; Davacının mal paylaşımının 1/2:1/2 esasına göre yapılmasını talep ettiğini; sosyal konutun 26.madde a-ltında paylaşıma tabi tutulması halinde, sosyal konut birimi tarafından bir aileye tahsis edilen ve Davacının adına kayıtlı tek taşınmaz malın adında kayıt bulunmayan eşin elinden malı tasarruf etme hakkının veya mülkiyet hakkının veya kullanım hakkının al-ınacağını, bu yapılırken adına kayıt bulunmayan eşe müdafaa hakkı verilmediğini, mahkemenin de bu konuda takdir hakkının olmadığını, bu durumun Anayasa'nın 1. maddesinde yer alan evrensel hukuk kurallarına; 8. madde açısından, eşitlik ilkesine; 10. madde a-çısından korunması gereken temel haklara; 14. madde altında maddi ve manevi varlıkların korunması ve geliştirilmesi hakkına; madde 20'de yer alan konut dokunulmazlığına; ailenin, anne ve çocuğun korunması için gerekli önlem alınmadığından madde 35'e; konut- hakkı sağlanmadığı için madde 44'e aykırılık bulunduğunu ileri sürmüştür.

Davacının iddiaları

Davacı, Davalının havale istemini dayandırdığı hukuk esaslarının KKTC'de yürürlükte bulunan yasal mevzuatta bulunmadığını, yasaların bahsi geçen hukuki olg-ulara cevaz vermediğini, böyle bir hukuk nosyonu olmadığını, Davalının ileri sürdüğü görüş, argüman ve iddiaların hiçbirinin yasal dayanağının bulunmadığını ve hayal mahsulü olduklarını ve gaiplerden gelen farazi düşünce tarzı olduğunu ve müracaatın mevsim-siz, prematüre olduğunu ileri sürmüştür.

İNCELEME

Davacı, Davalı aleyhine, 3 yılı geçen bir süre ayrı yaşadıkları sebebine dayanan bir boşanma davası ikame etmiştir. Bu talep, tadil edilmeden önce davanın ikame tarihinde yürürlükte bulunan 1/98 sayılı A-ile Yasası'nın 24(8) maddesine dayanmaktadır. Davacı, mal paylaşımının 1/2:1/2 esasına göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ve celpnamenin ekinde, Kızılbaş, Lefkoşa, D1419 kayıt No.lu konutu da paylaşıma tabi mal olarak belirtmiştir.

Davalı, Davacını-n davasının esasının dayandığı 3 yıl ayrı yaşama koşulunun var olmadığını içeren bir Müdafaa Takriri ve Davacının kusur ve kabahatleri nedeni ile, tadil edilmeden önce 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 24(6) maddesinde yer alan ailevi ilişkilerin birlikte yaşamı- olanaksız veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiği sebebine binaen boşanma talebi içeren bir mukabil dava dosyalamıştır.

Davalı ayrıca, Davacının davada adres olarak gösterdiği Hamitköy Ağıllar Bölgesinde, 1 dönüm arazi üzerine- bir konut inşa ettiğini, bu inşaatın evlilik birliği içerisinde yapıldığını ve paylaşıma tabi olduğunu ileri sürmektedir. Layihasına ise, bu arazinin 99 yıllığına 53/1989 sayılı Yasa altında, Davacı tarafından Devletten kiralandığını gösteren evrakı eklem-iştir.

Davacı, Mukabil Davaya Müdafaa ve Müdafaa Takririne Cevap Layihasında, Davalının mukabil talebini ve Hamitköy'de inşa edilen malın paylaşıma tabi olduğu iddialarını reddetmiştir.

Bu karşılıklı iddialar neticesinde Aile Mahkemesinin, Davacının -iddiasını ele alarak, madde 24(8) altında Davacı ve Davalının Eylül 2009 tarihinden itibaren 3 yıl ayrı yaşayıp yaşamadıklarına karar vermesi gerekir. Mahkeme ayrı yaşadıklarına karar verdiği takdirde, mal paylaşımını madde 26 altında tezekkür edecektir. D-avalının ileri sürdüğü gibi, tarafların 3 yıl ayrı yaşadıkları Aile Mahkemesi tarafından kabul edilmemesi halinde, Mahkeme Davacının davasını reddedecek ve Davacının davası altında mal paylaşımı konu yapılamayacaktır.

Aile Mahkemesi, Davalının -mukabil davası altında ise, Davacı ile Davalı arasında ailevi ilişkilerin birlikte yaşamı olanaksız veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleşip gerginleşmeyeceğine bakacak ve bu konuda müspet bir bulguya varması halinde mal paylaşımını -madde 26 altında inceleyecektir. Mahkeme Davalının davası altında boşanmaya hükmetmemesi halinde, mal paylaşımını incelemeyecektir.

Dolayısıyla, Mahkeme ancak, Davacının veya Davalının davası veya her iki dava altında boşanmaya hükmettiği takdirde,- madde 26 altında mal paylaşımı konusu irdelenecektir.

Bu durumda, Aile Mahkemesinin, mal paylaşımı konusuna geçmeden, tadil edilmemiş şekli ile 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 24(8) ve/veya 24(6) maddeleri altında boşanma hükmü verilmesine olanak sağlayan b-ulguların var olup olmadığına öncelikli olarak bakması ve bu konuda bulguya varması gerekecektir.

Bu koşullarda, Aile Mahkemesi tarafından bu konularda bulguya varmadan, madde 26'nın davanın karara bağlanmasında etken olduğunu kabul ederek, Anayasa Ma-hkemesine havale yapılması doğru olmuş mudur?

Anayasa Mahkemesine havale Anayasa'nın 148. maddesi altında yapılmaktadır. Bu madde aynen şöyledir:


"Madde 148
(1)İstinaf işlemleri de dahil olmak üzere, herhangi bir mahkeme işlemindeki bir taraf, bu işle-min herhangi bir safhasında bu işlemdeki uyuşmazlık konularından herhangi birinin karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi bir yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi bir kuralının Anayasaya aykırılığını ileri sürebilir ve bunun- üzerine, mahkeme bu konuyu, Anayasa Mahkemesine sunar ve bu konu hakkında Anayasa Mahkemesince bir karar verilinceye kadar sözkonusu işlemi durdurur.
Ancak Anayasa Mahkemesince herhangi bir yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi b-ir kuralının Anayasaya aykırılığı konusunda aynı veya benzeri bir konuda daha önce karar verilmişse, mahkeme konunun Anayasa Mahkemesine iletilmesinin reddine karar verebilir.
(2)Anayasa Mahkemesi kendi kararına sunulan bir konuyu, tarafları dinledikten s-onra inceler ve kararını verir. Alınan karar konuyu sunan mahkemeye bildirilir.
(3)Anayasa Mahkemesinin, bu maddenin (2). fıkrası gereğince verdiği herhangi bir karar, konuyu sunan mahkemeyi ve ilgili tarafları bağlar. Alınan karar, yasanın veya kararın- veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi belli bir kuralının Anayasaya aykırı olduğu yolunda ise, sözkonusu yasa veya karar veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi belli bir kuralı, Anayasa Mahkemesince aksine karar verilmedikçe yalnız sözkonusu mahkem-e işlemine uygulanmaz."

Huzurunda böyle bir müracaat gerçekleşen bir mahkemenin havale etmek için sadece 2 konuda karar vermesi gereklidir. Şöyle ki:
Havale edilecek maddenin davanın karara bağlanmasında etken olması; ve
Daha önce aynı konuda Anayasa Mah-kemesi tarafından karar verilmemiş olması.

Bu iki hususta olumlu bulgu yapan ilk mahkemenin havale kararı vermesi gereklidir.

Huzurumuzdaki konu havalede, Aile Mahkemesi iki konuda da olumlu bulgu yaparak, nitekim havale kararı vermiştir.

İlk Mahkeme-nin havale kararına karşı istinaf hakkı olmakla birlikte, bu hak Davacı tarafından kullanılmamıştır. Yerleşmiş içtihatlarımızda, ilk mahkemenin havale kararı istinaf edilmese de, ilk mahkemenin etkenlik bulgusu Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden ele alın-abilir (Bak Anayasa Mahkemesi 2/1982 (D. 9/1982) Anayasa Mahkemesi 5/1995 (D.4/1996) Anayasa Mahkemesi 4/2005 (D. 3/2007)).

Anayasa'nın 148. maddesi altında Anayasa Mahkemesine yapılan bir havale, 147. madde altında ikame edilen bir iptal davasından- farklı olarak, sadece havale edilen dava için bağlayıcıdır. 148. madde altında verilen bir karar, sadece o dava için geçerlidir (Madde 148(3)). Eğer havale yapılan davada, Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kararın kullanılmama ihtimali var ise, o zam-an Anayasa Mahkemesine yapılan havale altında karar verilmesi veya konunun incelenmesi gereksiz kalmaktadır. Anayasa Mahkemesinin havale yapılan bir davada etkenlik konusunu yeniden ele alması, ilk mahkemenin kararını denetlemek anlamına gelmemektedir. Ana-yasa Mahkemesinin, kendi huzuruna gelen davayı ele almak için gerekli koşulların var olup olmadığına bakması doğal yetkisi dahilindedir ve havalenin zamansız olması halinde, ileri sürülen maddenin henüz davanın karara bağlanmasında etken olduğu belli olmad-ığından dosyayı ilk mahkemeye iade etmesi gerekir.

Bu konu ile ilgili Bülent Tanör ve Necmi Yüzbaşıoğlu'nun Türk Anayasa Hukuku isimli kitabının 491. sayfasında şu ifadeler yer alır:

"Anayasaya göre, itiraz yolu ile anayasaya uygunluk
denetimi b-aşvurusu, ancak bakılmakta olan davada
uygulanacak bir kanun ya da kanun hükmünde kararname
hükümleri için yapılabilir. Buna davada uygulanacak
norm ya da kural denir. "Davada uygulanacak kural"
kavramının kapsamı öğretide tartış-malıdır. Sorunun
temelinde, "davada uygulanacak kuraldan", yargılama
sürecinde uygulanan bütün kuralların mı, yoksa sadece
mahkemenin kararına esas teşkil eden kural ya da
kuralların mı anlaşılacağı vardır.
...............-.....................................
.............. AYM, kendisine göre o davada uygulanma
imkanı olmayan kuralları ayıklayarak, bunların anayasaya
uygunluk denetimini reddederken, sadece kendisinin
davada uygulanacak kural olar-ak değerlendirdiklerinin
anayasaya uygunluk denetimini yapmaktadır."


Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesine havale yapılırken, ilk mahkemenin, havalesi istenilen maddenin huzurundaki davanın çözüme ulaşması için kesin olarak kullanılacağı kararına -varması halinde ancak o söz konusu maddenin o davada etken olacağı bulgusunu yapması gerekir. Davadaki farklı iddialar neticesinde alt mahkemenin kararını davanın havalesi talep edilen yasa maddesine dayandırmadan sonuçlandırabileceği hallerde, o maddenin -kararın verilmesinde etken olduğu söylenemez. Bu şartlarda havale kararı verilmemesi gerekir.

Huzurumuzdaki havale yapılan davaya bakıldığı zaman, İlk Mahkemenin, Davacının ve Davalının boşanma taleplerini reddetmesi olasılık dahilindedir. Bu durumda, ma-l paylaşımı ile ilgili madde davada hiçbir şekilde ele alınmayabilir. Böyle bir olasılık ise, 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 26. maddesinin, bu safhada davanın karara bağlanmasında henüz etken olmadığını gösterir.

İlk Mahkemenin Davacı ve/veya Davalının boş-anma talepleri altında boşanmaya hükmetmesi ve bilahare de mal paylaşımı ile ilgili 26. madde altında karar verecek olması halinde, 26. madde etken olacaktır. Bu nedenle, belirtilen safhadan önce, Anayasa Mahkemesine havale yapılması zamansız olduğu cihetl-e, bu maddenin bu safhada davanın karara bağlanmasında etken olduğu söylenemez.

Netice itibarıyla, Davalının Anayasa Mahkemesine havale talebi prematüre olduğu için bu safhada etkenlik unsuru tatmin olmamıştır. Havale reddedilir. Dava dosyasının, -davaya bırakıldığı yerden devam edilmesi için, İlk Mahkemeye iade edilmesine emir verilir.



Narin Ferdi Şefik Ahmet Kalkan
Başkan Yargıç






Mehmet Türker Gülden Çiftçioğlu Tanju Öncül
-Yargıç Yargıç Yargıç


31 Mart 2017
















14














Full & Egal Universal Law Academy