Anayasa Mahkemesi Numara 2,6/1990 Dava No 9/1990 Karar Tarihi 12.12.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 2,6/1990 Dava No 9/1990 Karar Tarihi 12.12.1990
Numara: 2,6/1990
Dava No: 9/1990
Taraflar: Metin Münir/Onal Aktolga ile Başsavcılık.......
Konu: Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 14(1) (a) maddesinin Anayasaya aykırılığı...
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 12.12.1990

-D.9/90 Birleştirilmiş Anayasa Mahkemesi 2/90 ve 6/90
Anayasa Mahkemesi 2/90
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Cel-âl Karabacak

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 1455/89 sayılı Hukuk davasında (Davacı: Metin Münür ile Davalı: KKTC Başsavcısı arasında) sunulan konu

Davacı namına: Kıvanç M. Riza
Davalı namına: Hakkı C. Önen

Anayasa Mahkemesi: 6/90
Anayasa Mah-kemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 1456/89 sayılı Hukuk davasında (Davacı: Önal Aktolga il-e Davalı: KKTC Başsavcısı arasında) sunulan konu

Davacı namına: Kıvanç M. Riza
Davalı namına: Hakkı C. Önen

------------

K A R A R

KONU:
Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 14(1)(a) maddesinin Anayasanın 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırı olup olmadı-ğı.
I. OLAY:
Her iki havalede konu tamamen aynı olduğu cihetle Mahkeme tarafından birleştirilerek dinlenmişlerdir.

Gerek 2/90 sayılı havaledeki davacı gerekse 6/90 sayılı havaledeki davacı aynı davalı aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ayrı ayrı dosyala-dıkları birer dava ile Emniyet Kuvvetleri tarafından haksız ve kanunsuz bir şekilde tutuklandıklarını ileriye sürerek zarar ziyan talebinde bulundular. Davalı da her iki davada ayrı ayrı müdafaa dosyalayarak davacıların taleplerini reddetti.

Davalar dur-uşma için Lefkoşa Kaza Mahkemesi önüne gittiğinde davacılar Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 14(1)(a) maddesinin Anayasanın 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırı olduğunu ileri sürdüler ve Mahkeme de ileriye sürülen Anayasaya aykırılık konusunun her iki davada -da taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamada etken olabileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlanmak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu. Kaza Mahkemesi, ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararına değin davaların duruşmalarını du-rdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Davacıların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrası bir kişinin özgürlüğünden ne gibi hallerde yoksun bırakılabileceğini sıralamaktadır. Bu fıkranın (c) bendi bir kişinin, suç işlediği- makûl şüphesi üzerine, yetkili yargı mercii önüne getirilmesi amacıyla veya suç işlemesini önlemenin veya işledikten sonra kaçmasına engel olmanın makûl olarak gereki görüldüğü hallerde yakalanmasına veya tutuklanmasına cevaz vermektedir. Aynı maddenin (-3).fıkrası ise bir kimsenin, ölüm veya hapis cezasını gerektiren bir suçüstü halinde ve yasa ile konduğu zaman ve gösterildiği usul müstesna olmak üzere, yasanın gösterdiği usullere uygun olarak ve yargıç kararına dayanılarak düzenlenmiş bir adli belge bul-unmaksızın yakalanamamasını öngörmektedir. Bu fıkrada öngörülen genel kaidedir ve istisnası da fıkranın içindedir. Bu madde 1960 Anayasasında da yer almakta idi. KKTC Anayasasının 16.maddesinin (2) ve (3).fıkralarının 1960 Anayasasında muadilleri 11.mad-denin (2). ve (3). fıkraları idi. Bu fıkralar her iki Anayasada tıpatıp aynıdırlar. 1960 Anayasanın bu fıkralarının yorumu zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesi tarafından Kyriakides v. Republic I RSCC, s.66 da yapılmıştır. Bu yoruma göre maddenin (2).fıkras-ı bir kişinin yargıç tarafından verilen adli belge olmaksızın tutuklanmasına cevaz vermemekte ve fıkrada belirtilen hallerde dahi kişinin yakalanması veya tutuklanması için adli müzekkereye gerek bulunmaktadır.

1960 Anayasasındaki konu fıkralar ilkin KTF-D Anayasasına ve sonra da KKTC Anayasasına aynen ithal edilmiş olduğuna göre bu fıkraların yorumunun de aynı olması gerekir. Bu böyle olduğuna göre Fasıl 155 madde 14(1)(a), kişinin adli müzekkere olmaksızın yakalanmasına cevaz verdiği cihetle, Anayasanın- 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırıdır.

Davalının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:

Anayasamızın 16.maddesinin mehazı 1960 Anayasasının 11.maddesidir.

Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendi ile aynı maddenin (3).fıkrasında öngörülen hus-usların anlaşılması veya izahı mümkün değildir. Ortada bir çelişki vardır. Nitekim insan haklarını korumaya dair 39/62 sayılı Avrupa İnsan Hakları Tasdik Kanunu incelendiğinde 5.maddesinin Anayasanın 16.maddesine benzer olduğu fakat 16.maddenin (3).fıkra-sı gibi bir fıkra içermediği görülür.
1960 Anayasasının sözü edilen fıkralarının yorumunu Kyriakides davasında yapıldığı gerçektir ancak mahkemenin söyledikleri bir görüş niteliğinde (obiter) dir.

Bir kişi sadece 16.maddenin (3).fıkrasında belirtildiği -gibi adli müzekkere ile yakalanabilse veya tutuklanabilse o zaman (2).fıkranın (c) bendine veya maddenin (4), (5), (6) ve (7).fıkralarına gerek kalmazdı. Eğer bir kişinin yakalanabilmesi sadece adli müzekkere ile sağlanabilirse onun tekrar 24 saat içinde -yargıç önüne çıkarılmasının anlamı nedir? Bu fıkraların mevcudiyeti göstermektedir ki yakalanma polis tarafından müzekkeresiz yapılabilir ve yakalanan kişinin 24 saat içinde yargıç önüne çıkarılması gerekir. Şimdiye kadarki uygulama da bu yöndedir.

Bir- kişinin müzekkeresiz yakalanabilmesinin veya tutuklanabilmesinin sınırı 16.maddededir. Kişi en geç 24 saat özgürlüğünden yoksun bırakılabilecektir ve ayrıca maddede haksızlığa uğrayacak kişi için tazminat öngörülmektedir. Bunun aksi varit olması halinde- kişi özgürlüğü ve kamu yararı dengesi kişi lehine bozulmuş olur.

III. İLGİLİ YASA METNİ:
Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 14(1)(a) maddesi, Türkçe şekli ile, şöyledir:
"14(1)Herhangi bir polis memuru -
(a)ölüm veya iki yıldan fazla hapis cezası il-e cezalandırılabilen bir suç işlendiğinden makûl nedenlere istinaden şüphe ettiği
herhangi bir kişiyi müzekkeresiz olarak yakalayabilir."





IV. İLGİLİ ANAYASA METNİ:
"Madde 16.
-(3)Kimse, ölüm veya hapis cezasını gerektiren bir suçüstü halinde, yasa ile konduğu zaman ve gösterildiği usul müstesna, yasanın gösterdiği usullere uygun olarak ve gerekçeli yargıç kararına dayanarak düzenlenmiş adli bir belge bulunmaksızın- yakalanamaz."
-

V. İNCELEME:
Konu, yapılan iddialar ışığında görüşüldü ve gereği düşünüldü.

Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 14(1)(a) maddesi, ölüm veya iki yıldan fazla hapis cezası ile cezalandırılabilen bir suç işlendiğinden makûl surette şüphe edilen bir kişinin -herhangi bir polis memuru tarafından adli müzekkeresiz yakalanabilmesine veya tutuklanabilmesine cevaz vermektedir. Bu maddenin Anayasanın 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendi bir- kişinin, suç işlediği makûl şüphesi üzerine, yetkili yargı mercii önüne götürülmesi amacıyla veya suç işlemesini önlemenin veya işledikten sonra kaçmasına engel olmanın makûl olarak gerekli görüldüğü hallerde yakalanabilmesini veya tutuklanabilmesini öngö-rmektedir. Aynı maddenin (3).fıkrası ise kimsenin, ölüm veya hapis cezasını gerektiren bir suçüstü halinde, yasa ile konduğu zaman ve gösterildiği usul müstesna, yasanın gösterdiği usullere uygun olarak ve gerekçeleri yargıç kararına dayanarak düzenlenmiş- adli bir belge bulunmaksızın yakalanamamasını öngörmektedir.




Konu yasa maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendinin ve (3).fıkrasının yorumuna bağlıdır. (c) bendi bir kişinin hangi hallerde yakalanab-ileceğini veya tutuklanabileceğini göstermektedir. Bu bent yakalanmanın veya tutuklanmanın müzekkeresiz yapılabileceğine dair bir kural içermemektedir. (3).fıkra ise, fıkrada belirtilen istisnalar dışında, kimsenin adli müzekkere bulunmaksızın yakalanama-masını öngörmektedir. Bu böyle olduğuna göre (c) bendi müzekkeresiz yakalanma veya tutuklanmaya cevaz verdiği takdirde bu bent ile (3).fıkra arasında açıkça bir çelişki ortaya çıkar. Anayasa koyucunun ise, özellikle aynı madde içerisinde, çelişkili fıkra-lar koymak niyetinde olmadığı varsayılır. Bu böyle olduğuna göre de iki kuralın, mümkün ise, birbiri ile bağdaştırılarak yorumlanması gerekir. Bu şekilde bir yorum yapıldığında (c) bendinde belirtilen hallerde dahi bir kişinin yakalanmasının adli müzekke-re ile yapılmasının öngörülmüş olduğu anlaşılır. Esasen Anayasamızdaki 16.maddenin mehazı 1960 Anayasasının 11.maddesidir. 16.maddenin (2).fıkrasının (c) bendi ve (3).fıkrası aynen 1960 Anayasasının 11.maddesinde de yer almakta idi. Bu madde ve bu fıkra-lar daha sonra KTFD Anayasasına ve ondan sonra da şimdiki Anayasaya ithal edildiler. Bu iki fıkranın yorumu zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesi tarafından Kyriakides v. Republic I RSCC, s.66 da yapılmıştır. Yasa koyucunun daha önceki bir yasanın ne şekilde -yorumlandığını bilmiş olduğu varsayılır. Bu böyle olduğuna göre yeni bir yasanın ilgili kurallarını aynı konudaki eski bir yasanın kurallarına benzer bir şekilde vazetmekle yasa koyucunun yeni kuralların eskisine benzer bir şeklide yorumlanıp uygulanmasın-ı istemiş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Webb v. Outrim (1907) A.C. 81 at p.89'da Privy Council'in hükmünü veren Earl of Halsbury şöyle demiştir:


"It is quite true, as observed by Griffith C.J., in the above-mentioned case of D'Emden v. Pedder, -that: 'When a particular form of legislative enactment, which has received authoritative interpretation, whether by judicial decision or by a long course of practice, is adopted in the framing of a later statute, it is a sound rule of construction to hold -that the words so adopted were intended by the Legislature to bear the meaning which has been so put upon them."

Maxwell On Interpretation of- Statutes, 10 the Ed., p.36'da da şöyle denmektedir:
"The language and provisions of expired and repealed Acts on the sama -subject, and the construction which they have authoritatively received, are also to be taken into consideration, for it is presumed that the legislature uses the same language in the same sense, when dealing at different times with the same subject . . . .- . . . ."

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi Anayasa koyucusu Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendini ve (3).fıkrasını 1960 Anayasasının 11.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendine ve aynı maddenin (3).fıkrasına benzer şekilde vazetmekl-e bu yeni kuralların eskisine benzer bir şekilde yorumlanıp uygulanmasını istemiş olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Kyriakides davasında zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesi 1960 Anayasasının 11.maddesinin (2) ve (3).fıkralarını yorumlarken (3).fıkranın (2).-fıkrada gösterilenler dışında bir yakalama yetkisi vermediğini ve (2).fıkrada belirtilen hallerde dahi, ölüm veya hapis cezasını gerektiren bir suçüstü hali müstesna, bir kişinin yakalanabilmesi için adli bir müzekkere gerektiğini söylemiştir. Mahkeme kar-arında, s.74'de aynen şöyle demiştir:


"(i) Paragraph 2 of Article 11 of the Constitution enumerates exhaustively all cases here a law may provide for the arrest or detention of a person. Paragraph 3 of the same Article does not provide- for any further power of arrest beyond the limits of paragraph 2 but it merely provides that, even in instances within the provisions of paragraph 2, no arrest is possible without a warrant unless it takes place in relation to a fla-grant offence of the nature referred to in the said paragraph 3 of Article 11. "Flagrant" means that the commission of the offence and the -arrest should follow each other directly in point of time and sequence."

Anayasanın 16.maddesinin (2)(c) ve (3).fıkralarının da aynı şekilde yorumlanması gerekmektedir. Esasen daha farklı bir yoruma tabi tutulduğu takdirde, daha önce de b-elirtildiği gibi, (2).fıkranın (c) bendi ile (3).fıkra arasında bir çelişki ortaya çıkar. Bu fıkraların yorumu Kyriakides davasındakine uygun olarak yapıldığında kimse, 16.maddenin (2).fıkrasının (c) bendinde belirtilen hallerde dahi, ölüm veya hapis ceza-sını gerektiren bir suçüstü hali müstesna olmak üzere, adli bir müzekkere olmadan yakalanamaz veya tutuklanamaz. Anayasanın 16.maddesinin (2).fıkrasının (c) bendinin ve (3).fıkrasının yorumu yukarıda izah edildiği şekilde olduğuna göre Fasıl 155 Ceza Usul-ü Yasasının 14(1)(a) maddesi, ölüm veya iki yıldan fazla hapis cezası ile cezalandırılabilen bir suç işlediğinden makûl surette şüphe edilen bir kişinin herhangi bir polis memuru tarafından adli müzekkere bulunmaksızın yakalanmasına cevaz verdiği cihetle, -Anayasanın 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırıdır.






SONUÇ:
Sonuç olarak Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 14(1)(a) maddesinin Anayasanın 16.maddesinin (3).fıkrasına aykırı olduğuna, oybirliği ile, karar verilir.




(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. -Dayıoğlu)
Başkan Yargıç






(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak)
Yargıç Yargıç Yargıç

12 Aralık 1990


-1


-7-



-


Full & Egal Universal Law Academy