Anayasa Mahkemesi Numara 26/1981 Dava No 5/1983 Karar Tarihi 28.02.1983
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 26/1981 Dava No 5/1983 Karar Tarihi 28.02.1983
Numara: 26/1981
Dava No: 5/1983
Taraflar: Mesutoğlu İşletmeleri ile Başsavcılık
Konu: 26/78 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasasının 6 ve 7. maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmı ve 1, 2, 31, 33, 37 ve 61. maddelerine ve (2) 12.1.1980 tarihli Resmi Gazetenin Ek III’ünde 20 sayılı Amme Enstrumanı olarak yayınlanan 1980 Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin 2. maddesi ile Kararnameye ekli Cetvelin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 28.02.1983

-D.5/83 Anayasa Mahkemesi 26/81
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
Anayasanın 114(1) maddesi hakkında.

Yük-sek İdare Mahkemesi tarafından (234/80 sayılı Mesutoğlu İşletmeleri, Lefkoşa ile Başsavcılık vasıtasıyle KTFD ve diğerleri arasında başvuruda) sunulan konu.


Müstedi namına: O. Feridun ve İ. Hikmet.
Müstedealeyhler namına: A. Said.


---------
K A R A R-
KONU:
(1) 26/78 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasasının 6 ve 7. maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmı ve 1, 2, 31, 33, 37 ve 61. maddelerine ve (2) 12.1.1980 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde 20 sayılı Amme Enstrumanı olarak yayınlanan 1980 Fiyat İstikr-ar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin 2. maddesi ile Kararnameye ekli Cetvelin Anayasanın 7, 31, 33, 36, 37 ve 61. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Müstedealeyhlerin memurları 12.1.1980 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünd-e yayınlanan 20 sayılı 1980 Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin yayınlanmasından bir gün önce, 11.1.1980 tarihinde, müstedinin işyerine giderek orada stokda bulunan çayların sayım ve dökümünü yaptılar ve daha sonra MB -54/78 sayılı ve 21.2.1980 tarihli olup müstedinin eline 25.2.1980 tarihinde geçen bir yazı ile müstediden konu Kararnameye istinaden her okka çay için TL200.- olmak üzere toplam TL1,906,718 talep ettiler. Bunun üzerine müstedi Yüksek İdare Mahkemesine bir- başvuruda bulunarak, diğer şeyler arasında, 3. müstedealeyh tarafından müstediye gönderilen yazının içeriği ve müstedinin tasarrufunda bulundurduğu iddia edilen 9533.594 okka çay üzerinden okka başına TL200.- olmak üzere tolam TL1,906,718 talep eden ve bu- miktarın en geç 29.2.1980 tarihine kadar Kooperatif Merkez Bankasına yatırılmasını öngören kararın tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi. Müstedealeyhler tarafından dosyalanan itiraznamede, d-iğer şeyler arasında, müstediye yapılan talebin sözü edilen Kararnameye ve Kararnamenin de Yasaya dayandığı ve bu nedenle yasal olduğu iddia edildi.

Başvuru duruşma için Yüksek İdare Mahkemesi huzuruna geldiğinde müstedi tarafından 26/78 sayılı Fiyat İst-ikrar Fonu Yasasının 6 ve 7. maddeleri ile bu maddelere istinaden çıkarılan 20 sayılı 1980 Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin 2. maddesi ve Kararnameye ekli Cetvelin Anayasanın yukarıda sözü edilen maddelerine aykırı -olduğu iddia edilerek konunun karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesine havale edilmesi istendi. Mahkeme de Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen maddeler ve Cetvelin başvurunun karara bağlanmasında etkisi olabileceği kanaatına vararak konuyu karara bağla-nmak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek başvurunun duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
26/78 sayılı Yasanın 3. maddede belirlenen amacı -Yasanın yürürlük tarihinden sonra akaryakıt maliyetinde olması muhtemel fiyat artışlarını fondaki mevcut para oranında karşılamak ve bu şekilde mümkün olduğu kadar bu artışların tüketiciye yansımasını önlemek, tüketim maddelerinin tüketiciye istikrarlı bir- fiyatla arzını sağlamak ve tarım ürünlerinin dünya piyasasında geçerli fiyat düzeyinde pazarlanmasında ve üreticilerin gelirinde yeknesaklık ve istikrar sağlamaktır. Bu amaç görünürde kamu yararına olduğu gibi Anayasaya aykırılık arzetmemektedir. Ancak -Yasanın 7. maddesinin şart bendi Bakanlar Kuruluna 6. madde uyarınca alınacak önlemlere ilâveten ithali yapılmış ve stokda tutulan mallar için sınırsız mali yükümlülük getirme yetkisi vermektedir. Bu nedenle konu Yasanın 6 ve 7. maddeleri ile 20 sayılı Ka-rarname Anayasanın havale konusu yapılan maddelerine ve özellikle 61. maddesine aykırıdır. 20 sayılı Kararname ve Kararnameye ekli Cetvele göre stokda bulunan paketlenmiş veya paketlenmemiş çaya okka başına getirilen TL200.- artış bir mali yükümlülüktür. - Bu gibi mali yükümlülükler yasa ile konabilir ve yasa ile konulurken de alt ve üst hadlarının ve matrahlarının saptanması gerekir. Bunun yapılmaması Anayasanın 61. maddesine aykırıdır. Stoktaki mala getirilen bu artış aynı zamanda geriye dönük bir mali -yükümlülük olduğu cihetle de Anayasanın 61(4) maddesine aykırıdır. Konu Yasaya istinaden 20 sayılı Kararname ile getirilen bu artış stoktaki malı pahalılaştırmak sureti ile satışını azalttığından mal varlığının değerini olumsuz yönde ve haklı bir nedene d-ayanmadan, etkilemekte ve Anayasanın 31. maddesine aykırı düşmektedir. İthal edilip stokda tutulan çay bilâhare müstedi tarafından başka firmalara satılmakta ve onlar tarafından paketlenmektedir. Bu durumda paketlenmemiş çay bir nevi sanayi maddesidir ve- 20 sayılı Kararname ile getirilen artış daha önce yapılan sözleşmelerdeki dengeyi bozduğundan Anayasanın 36. maddesine ve bu sanayi dalında çalışanların da çalışma özgürlüğünü zedelediği cihetle de Anayasanın 37. maddesine aykırıdır. Ekonomik ve sosyal h-ayatı düzenlemek ve geliştirmek Devlete düşen bir görev olduğu halde ansızın getirilen bu artışlar ekonomik hayatın dengesini bozduğu cihetle Anayasanın 38. maddesine de aykırıdır. Belirtildiği şekilde getirilen artışlar aynı dalda çalışanlar arasında eşi-tsizlik de yarattığından Anayasanın 7. maddesine ve genel anlamda Anayasanın Başlangıç Kısmına ve 1. maddesine de aykırıdır.

Müstedealeyhin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
20 sayılı Kararname ile fona yatırılmak üzere çaya okka başına konan TL200.-- Anayasanın 61. maddesi kapsamında bir vergi, resim, borç veya benzeri bir mali yükümlülük değildir. Kamu yararına konan bu artışlar ayrı bir fonda toplanmakta, Devletin bütçesinde gösterilmemekte ve belirli amaç için kullanılmaktadır. Bu nedenle Anayas-anın 61. maddesi altında mütalâa edilecek bir mali yükümlülük olmadığı cihetle de yasa ile saptanması gerekmediği gibi tavan ve tabanının da belirlenmesi gerekmemektedir. 26/78 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasası altında çıkarılan ve çayı yasa kapsamına ala-n 19 sayılı Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Emirnamesi havale konusu edilmemiştir. Bu durumda 20 sayılı Kararname ile stokda bulunan beher okka çay için getirilen TL200.- artış Yasanın verdiği yetkiye istinaden konmuştur. Yasan-ın 6 veya 7. maddeleri ile Kararnamenin 2. maddesi veya Kararnameye ekli Cetvelin Anayasanın sözü edilen kısım veya maddelerine aykırılığı yoktur.

III. İLGİLİ YASA VE KARARNAME METİNLERİ:
A. 26/78 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasası'nın 6 ve 7. maddeleri - aynen şöyledir:,
5. madde uyarınca Yasa kapsamına alınan akaryakıt, tarımsal ürün ve tüketim maddelerinin, her biri için Fona yatırılacak miktarlar Resmi Gazete'de yayınlanacak Bakanlar Kurulu kararı ile saptanır. Bu miktar, Mal ve Hizmetler (Düzenleme -ve Denetim) Yasası ve/veya bunu değiştiren veya yerini alan herhangi bir yasaya uygun olarak yapılan azamî fiyatların saptanmasında, sözkonusu Yasanın gözönünde tutulmasını öngördüğü hususlara ilâveten, dikkate alınır.


6. madde gereğince saptanan mikta-r:
Akaryakıt için, Kıbrıs Türk Petrolleri Limited Şirketi tarafından Kıbrıs Türk Federe Devletine ithali anında;
Diğer ithal mallar için, gümrükten çıkış işlemlerinin tamamlanmasından önce ve
İhraç malları için, gümrükten çıkıştan önce,
Fona yatırılır.

-Ancak Bakanlar Kurulu 6. madde uyarınca alacağı önlemlerle birlikte önceden ithali yapılmış ve stokta tutulan mallar için fona yapılacak ödemelerin miktar ve şekli hakkında özel önlemler alabilir. - -


2-0 sayılı 1980 Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin 2. maddesi ve Kararnameye ekli Cetvel aynen şöyledir:
Bu Kararname'ye ek Cetvelde saptanan miktarlar Fiyat İstikrar Fonu'na yatırılır. Ancak Cetvelde belirtilen ve önc-eden ithali yapılmış ve stokta tutulan Çay için öngörülen miktarlar da Fon'a yatırılmak üzere ödenir.


CETVEL
MalÖdeyecek KişiÖdenecek Miktar
Çay
(Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)İthalâtcısıTürkiye menşeli olmayıp çaydan okka başına 200 TL


IV. İL-GİLİ ANAYASA METİNLERİ:

BAŞLANGIÇ
..........................
Ve,
Bağımsız Kıbrıs Federal Cumhuriyetinin kurulmasına temel olmak,
Kendi Devlet sınırları içinde tam bir güvenlikle yaşamasını sağlamak;İnsan hak ve özgürlüklerini, sosyal adaleti, kişi-lerin ve toplumun huzur ve refahını, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek;
Amaçlarıyle,Kurucu Meclisin yaptığı bu Anayasa'yı, 13 Şubat 1975 tarihinde kurulan Kıbrıs Türk Federe Devletinin Anayasası olarak kabul ve ilân,
Ve onu,-Asıl güvencenin, yurttaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, özgürlüğe, adalete ve erdeme tutkun evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.




Madde 1.
Kıbrıs Türk Federe Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünl-üğü ileklerine dayanan lâik bir cumhuriyettir.


Madde 2.
Kıbrıs Federal Cumhuriyetine, belli konularda açıkça tanınan yetkiler dışında, Kıbrıs Türk Federe Devleti bütün yetkileri kullanır ve gereken örgütleri kurar.


Madde 7.
Her Türk yurttaşı, hi-çbir ayırım gözetilmeksizin, yasa önünde eşittir.
Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.


Madde 31.
Her Türk yurttaşı, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyle ve yasa ile sınırlanabilir.
Mülkiyet h-aklarının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk, kent ve ülke plânlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya -sınırlamalar yasa ile konabilir.
Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.
Devletin, yeraltı suları, madenler, eski eserler ve yasa- ile sahipsiz taşınmaz mal olarak nitelendirilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır.


Madde 33.
Devlet, belediyeler, yasanın kendilerine kamulaştırma hakkı tanıdığı kamu tüzel kişileri veya kamu yararı güden kuruluşlar -
genel bir kamulaştırma yas-asında özel olarak gösterilen ve kamu yararına olan bir amaç için; ve
bu amacın, kamulaştırma yapan makamın, kamulaştırma ile ilgili yasa kurallarına uygun olarak verdiği ve kamulaştırma nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve-
anlaşmazlık çıktığı takdirde, bir hukuk mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniyete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın öngöreceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla,
herhangi bir taşınır veya taşınmaz malı veya bu gibi mal üzerindeki her-hangi bir hak veya çıkarı kamulaştırmaya yetkilidirler.
Kamulaştırılmış herhangi bir taşınmaz mal veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya yarar, sadece bu kamulaştırma amacı için kullanılabilir. Bu amaç, kamulaştırma tarihinden başlayarak üç- yıl içinde gerçekleşmediği takdirde, kamulaştırmayı yapan makam, bu üç yıllık sürenin sonunda kamulaştırılan malı, kamulaştırma bedeline eski sahibine geri vermeyi önerir. Bu kişi, kabul veya red cevabını, bu öneriyi aldığı tarihten başlayacak üç ay için-de bildirir ve kabul ettiğini bildirdiği takdirde, kabul tarihinden başlayarak yine üç ay içinde, kamulaştırma bedelini geri vermesi üzerine kamulaştırılan mal hemen kendisine geri verilir.
Bu kurallar, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, -herhangi bir hükmün yerine getirilmesi, sözleşmeden doğan bir yükümün yerine getirilmesi veya can veya malın tehlikeden korunması amacı ile konmuş bir yasanın kurallarını etkilemez.
Devlet-
genel bir elkoyma yasasında özel olarak gösterilen kamu yararına b-ir amaç için; ve
bu amacın, elkoymayı yapan makamın genel elkoyma yasasının kurallarına uygun olarak verdiği ve elkoyma nedenlerinin açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve
üç yılı geçmeyen bir süre için; ve
(ç)anlaşmazlık çıktığı takdi-rde bir hukuk mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniyete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın öngöreceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla,
herhangi bir taşınır veya taşınmaz mala elkoyma yetkisine sahiptir.
İlgili kişi, bu madde kural-ları ile ilgili olarak mahkemeye başvurma hakkına sahiptir ve böyle bir başvurma kamulaştırma işlemini durdurur.
Mahkemenin bu fıkra kurallarına göre vereceği her karar istinaf edilebilir.

Madde 36.
Herkes, sözleşme hukukunun genel ilkelerince konan k-oşullar, kısıntılar, sınırlandırmalar ve yürürlükteki yasalara uymak kaydıyle, serbestçe sözleşme yapma hakkına sahiptir. Ekonomik bakımdan güçlü kişilerin diğer kişileri istismarı yasa ile önlenir.
Sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükler kamu yararı, k-amu düzeni, sosyal adalet ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle yasa ile düzenlenebilir ve kısıtlanabilir.


Madde 37.
Her Türk yurttaşı dilediği alanda çalışma özgürlüğüne sahiptir. Özel girişimler kurmak serbesttir. Yasa, bu özgürlüğü, ancak kamu yararı -amacıyle sınırlayabilir.
Devlet, özel girişimlerin ulusal ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.


Madde 61.
Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne -göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak yasa ile konulur.
Yasanın belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde kalmak, ölçü ve ilkelere uygun olmak koşuluyla, vergi, resim ve harçların muhafiyet ve istisnalarıy-le oran ve hadlerine, ilişkin kurallarda değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir.
Geriye yürüyen malî yükümlülükler konulamaz.


V. İNCELEME:
Konu, tarafların ileri sürdüğü iddia ile görüşler ve ilgili Yasa ve Anayasa metinleri ışığında, in-celenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

Önümüzdeki havalede esas itibarı ile üzerinde karar verilmesi gereken husus sözü edilen Kararname ile paketlenmiş ve paketlenmemiş beher okka çaya, Fiyat İstikrar Fonuna ödenecek miktar olarak, konan TL200.-nın Anaya-sanın 61. maddesi kapsamında bir vergi, harç veya benzeri mali yükümlülük olup olmadığı ve olması halinde Anayasanın bu maddesine aykırı olup olmadığıdır. Şunu belirtmek yerinde olur ki müstedi, havalenin duruşmasında, diğer şeyler arasında, çayın temel b-ir gıda maddesi olup lüks tüketim maddesi olmadığını ve binaenaleyh Yasanın 6 ve 7. maddeleri kapsamında mütalâa edilmemesi gerektiğini ileri sürdü. Ancak çay Yasa kapsamına 19 sayılı 1980 Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Emirnam-esi ile alınmıştır. Bu Emirname ise önümüzde havale konusu değildir ve bizim bu hususu incelememiz gerekmemektedir.

26/78 sayılı Yasanın öngördüğü fon Yasanın 4. maddesi uyarınca oluşturlan fondur. Fonun kuruluş amacı ve dolayısıyle Yasanın amacı 3. ma-ddede belirlenmektedir. Bu maddeye göre fonun kuruluş amacı Yasanın yürürlük tarihinden sonra akaryakıt maliyetinde olması muhtemel fiyat artışlarını fondaki mevcut para oranında karşılamak ve bu şekilde mümkün olduğu kadar bu artışların tüketiciye yansım-asını önlemek, tüketim maddelerinin tüketiciye istikrarlı bir fiyatla arzını sağlamak ve tarım ürünlerinin dünya piyasasında geçerli fiyat düzeyinde pazarlanmasını ve üreticilerin gelirinde yeknesaklık ve istikrar sağlamaktır. Yasanın 2. maddesine göre is-e "tüketim maddeleri" deyimi, 3. madde amaçları bakımından, hayat pahalılığında ağırlığı olan temel gıda maddelerini, 6. madde amaçları bakımından ise, ithal edilen lüks tüketim maddelerini kapsar. Görüleceği gibi Yasanın amacı akaryakıt artışlarının mümk-ün olduğu kadar tüketiciye yansımasını önlemek, temel gıda maddelerinin tüketiciye istikrarlı bir fiyatla arzırı sağlamak ve tarımsal ürünlerin dünya piyasalarında geçerli fiyat düzeyinde pazarlanmasını ve üreticinin gelirinde yeknesaklık ve istikrar sağla-maktır. Yasanın amacı Devlet tarafından yapılan destek ödemeler veya diğer bir deyimle subvansiyonlar ile yerine getirilebilir. Bu amacı yerine getirmek üzere gerekli paranın temini için bir fon kurulmuş ve Yasa kapsamına alınan akaryakıt, tarımsal ürün -ve lüks tüketim maddelerinin her biri için bu fona Bakanlar Kurulu tarafından saptanacak miktarların yatırılması öngörülmüştür.

Anayasanın 61. maddesi vergi ödevi ile ilgili kuralları düzenleyen maddedir. 61. maddenin (1). fıkrasına göre herkes, ka-mu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür, (2). fıkrasına göre vergi, resim ve araçlar ve benzeri mali yükümlülükler ancak yasa ile konulur, (3). fıkrasına göre yasanın belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde kalmak, ö-lçü ve ilkelerine uygun olmak koşulu ile vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnaları ile oran ve hadlerına ilişkin kurallarda değişiklik yapmağa Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir ve (4). fıkrasına göre de geriye yürüyen mali yükümlülükler konulamaz-. Bu fıkralar bir tüm olarak tezekkür edildiğinde kamu giderleri için harcanacak parayı temin etmek üzere vatandaşa mali yükümlülük konması 61. maddenin kapsamı içindedir.

Bizim Anayasanın 61. maddesinin ilk üç fıkrası T.C. Anayasanın 61. maddesinde ayn-en yer almaktadır. T.C. Anayasa Mahkemesi, 24.3.1970 günlü ve 1969/65-1970/16 sayılı (A.M.K.D., sayı 8, s.220-225) kararında Ziraat Odaları Birliğince alınan giriş ücreti ve aylık aidatın Anayasanın 61. maddesi kapsamında bir mali yükümlülük olduğunu kabu-l etti ve şöyle dedi:
"Ziraat odaları, görev ve yetkileri kanunla belirlenmiş, tüzel kişiliği olan meslekî nitelikte kamu kurumlarıdır (6964 sayılı Kanun: Madde 1). Böylece Anaysa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin 122. maddesi k-apsamına girmektedirler. 6964 sayılı Kanun hükümlerine bir göz atılırsa (Özellikle 1., 3., 10. ve 12. maddeler) Ziraat Odalarının hizmet ve görevlerinden hemen hemen hepsinin kamu hukuku alanına girdiği görülür.
...........................
Ziraat odaları-nın yukarıda açıklananlarla beliren niteliğinin; kanunun aslî üyelik için koyduğu koşulların kapsamı içinde kalanların üyelikten kaçınmamalarının ve üyelerin de giriş ücreti ve yıllık aidat ödeme zorunda bulunmalarının, giriş ücretlerini ve yıllık üye aida-tını, Anayasanın 61. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesi içine giren, bir çeşit malî yüküm durumuna getirdiği ortadadır."

Yine T.C. Anayasa Mahkemesi 29.6.1971 günlü ve 1971/19-1971/61 sayılı (A.M.K.D., sayı 9, s.560-567) kararında Gecekondu Kanunundaki -hizmetlerin yürütülebilmesi için ilgili Bakanlığın emrinde kurulan fona Sosyal Sigortalar Kurumunun bütçesinden ödenecek paranın Anayasanın 61. maddesi kapsamında bir mali yükümlülük olduğunu kabul etti ve şöyle dedi:
"Anayasa'nın 61. maddesi gereğince k-amu giderlerini karşılamak üzere herkes malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Bu maddenin ikinci fıkrasında vergi resim ve harcın ve benzeri malî yükümlerin ancak yasa ile konulması ilkesi benimsenmiştir. Gerek bu maddelerin yazılışına temel olan i-lkeden, gerekse kamu işlerinin görülmesine değinen Anayasanın öbür kurallarından anlaşıldığı üzere, kamu işlerinin gerektirdiği giderlerin Devletin genel gelirleriyle karşılanması gereklidir. Gecekondu işlerinin kamu işlerinden bulunduğu 775 sayılı Yasanı-n 1. maddesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında gecekondu işlerine ilişkin giderlerin Devletin genel gelirleriyle karşılanması, Anayasa'dan doğan bir zorunluktur."


Fiyat İstikrar Fonu Yasasının 3. maddesinde belirlenen amaçların yerine get-irilmesine yönelik işlemler kamu işlerindendir ve bu nedenle harcanan para da kamu gideridir. Bu böyle olduğuna göre de bu giderleri tamamen veya kısmen karşılamak üzere kurulan fon için yapılması öngörülen ödemeler Anayasanın 61. maddesi kapsamında mali- yükümlülüktür.

Müstedaaleyh tarafından Yasa ile kurulmuş olan fondaki paranın Devlet bütçesinde gösterilmediği ve bu nedenle Yasanın 7. maddesi uyarınca amtiaya konan artışların Anayasanın 61. maddesi kapsamında mali bir yükümlülük olmadığı iddia edilmi-ştir. Bir mali yükümlülüğün Anayasanın 61. maddesi kapsamında olup olmadığını karara bağlarken dikkate alınması gereken bir faktör olmakla beraber gerçekten harcanacak para kamu giderleri için ise bunun Devlet bütçesinde gösterilmemiş olması bu giderlerin- veya bunun temini için öngörülen bir mali yükümlülüğü niteliğini değiştirmez. Fiyat İstikrar Fonu Yasasının 6. maddesi kapsamına alınan ve 6 ve 7. maddelerine istinaden çıkarılan 20 sayılı Kararname uyarınca Türkiye menşeli çay dışında paketlenmiş ve pak-etlenmemiş çayın beher okkası için fona yatırılmak üzere saptanan TL200.- Anayasanın 61. maddesi kapsamında mütalâa edilmesi gereken bir malî yükümlülüktür. 61. madde kapsamındaki bir mali yükümlülüğün ise yasa ile konması ve alt ve üst hadlarının belirle-nmesi gerekir.

Bir mali yükümlülüğün yasa ile konmasının amacı böyle bir yükümlülüğün belli başlı unsurlarının ve çerçevesinin kesin çizgilerle belirtilmesidir. Bu nedenle bir mali yükümlülüğün yasa ile konmuş sayılabilmesi için yasada bu mali yükümlüğü-n sınırlarının, matrah ve oranının belirlenmesi gerekir.

Bu Mahkeme, A.M.13/81'deki kararında şöyle demiştir:
"Herhangi bir vergi veya benzeri mali yükümün yasa ile konmasının amacı böyle bir vergi veya mali yükümün belli başlı unsurlarını ve çerçevesin-i kesin çizgilerle açıklıkla belirlemektir. Mali yükümün çerçevesi ancak yükümlünün kim olacağı, yükümlünün mali yükümünü hangi esasa göre yerine getireceği, yükümlünün mali yükümünün hangi esasa göre tesbit edileceği, matrah ve oranın ne olacağı belirlen-mekle mümkün olabilir ....................................................
Herhangi bir verginin yasa ile konmasının esas amaçlarından biri de vergi yasasında idarenin keyfi ve takdiri uygulamalarını önleyecek ilkeleri içermesi gerekir. ......... İdareye -veya ilgili kuruluşa keyfi uygulamalara meydan verebilecek çok geniş bir takdir yetkisi vermemesi gerekir. İdareye veya ilgili kuruluşa keyif uygulamalara meydan verebilecek çok geniş bir yetki tanıyan yasa Anaysanın 61. maddesine aykırı olur."


T.C. An-ayasa Mahkemesi de 26.10.1965 günlü ve 1965/25-1965/57 sayılı (A.M.K.D., sayı 3, s.268-275) kararında şöyle demiştir:
"Bundan başka, bir malî yükümün kanunla korunmuş sayılabilmesi için, çerçevesinin yasama tasarrufu ile belirtilmesi zorunludur. Bu da, m-alî yükümün konusu ile matrah ve oranının veya hiç olmazsa en yüksek sınırının ve yükümlülerin belli edilmesi ile sağlanabilir. Olay bu yönden de incelenmelidir."



T.C. Anayasa Mahkemesi 15.6.1971 günlü ve 1970/55-1971/57 sayılı (A.M.K.D., sayı 9, s.53-3-541) kararında da şöyle demiştir: -
"Anayasa Koyucusu her çeşit malî yükümün kanunla konulmasını buyururken keyfi v-e takdiri uygulamaları önleyecek ilkelerin kanunda yer alaması ereğini gütmüştür. Yükümler, belli başlı unsurları açıklanarak ve çerçeveleri kesin çizgilerle belirtilerek mutlaka kanunla düzenlenmelidir. Anayasa'nın 61. maddesinin temelinde yatan düşünce- vergiye ilişkin önemli konuların Yasama Meclislerince düzenlenmesi sağlamaktır."


T.C. Anayasa Mahkemesi 3.2.1977 günlü ve 1976/54-1977/8 sayılı (A.M.K.D., sayı 15, s.138-144) kararında da şöyle demiştir:
"Avukatlık Yasasının yukarıda açıklanan kuralla-rına göre baroya yazılacak avukatların giriş ve yıllık kesenek ödemeleri zorunlu bulunduğu ve bu durumun da Anayasa'nın 61. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesi içine giren, bir tür malî yüküm niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Anayasa'nın söz konusu 61. madd-esinin ikinci fıkrası kuralına göre, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak yasa ile konulur. Böylece Anayasa, her türlü malî yükümün yasa ile konması gerekeceği kuralını düzenlerken güttüğü amaç, keyfi ve sınırsız ölçülere dayalı bir uygulamaya -yer verilmemesi ilkesinin korunmasıdır. Bir yasanın malî bir yükümün, yalnızca konusunu belli ederek ilgililere yükletilmesine izin vermesi, o malî yükümün yasa ile konulduğunu kabul etmek için geçerli bir neden sayılamaz. Mali yükümlerin, matrah ve oran-ları, tarh ve tahakkuku, tahsil yöntemleri, yaptırımları, zaman aşımı gibi çeşitli yönleri vardır. Bütün bu yönleri ile bir malî yüküm yasada açık bir biçimde ve yeterince belirlenmemiş ise bu durum, kişilerin toplumsal ve ekonomik güçlerini ve hatta teme-l haklarını olmusuz yönde etkileyecek keyfi uygulamalara yol açabilir. Bu nedenledir ki kişilere yüklenecek yükümlerin belli başlı öğelerinin, açık bir biçimde ve kesin çizgileriyle yasalarda gösterilmiş olması gerekir."


26/78 sayılı Fiyat İstikrar Yas-asının 6. maddesinde 5. madde uyarınca yasa kapsamına alınan akaryakıt, tarımsal ürün ve tüketim maddelerinin her biri için Fona yatırılacak miktarların Bakanlar Kurulu tarafından saptanması ve 7. maddenin şart bendinde de Bakanlar Kurulunun 6. madde uyarı-nca alacağı önlemlerle birlikte önceden ithali yapılmış ve stokta tutulan mallar için Fona yapılacak ödemelerin miktar ve şekli hakkında özel önlemler alabileceği öngörülmekle beraber bu maddelerde öngörülen mali yükümlülüğün hadları, matrah ve oranı belir-lenmemiştir. Bu nedenle Yasanın bu maddeleri ve bu maddelere istinaden çıkarılan 20 sayılı Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesi Anayasanın 61. maddesinin (2) ve (3). fıkralarına aykırıdır.

Müstedi Yasanın 7. maddesini-n şart bendine istinaden stokta bulunan çaya 20 sayılı Kararname ile okka başına konan TL200.-nın geriye dönük bir mali yükümlülük olduğunu ve bu nedenle Anayasanın 61. maddesinin (4). fıkrasına ters düştüğünü ileri sürdü. Stokta bulunan çaya Gümrük Yasas-ı altında yeniden bir vergi konsa geriye dönüklük söz konusu olabilirdi ancak stoktaki mala getirilen fiyat artışı böyle bir gümrük vergisi değildir. Tüccar konu malı elden çıkarmadığına göre de geriye dönük bir mali yükümlülük söz konusu değildir ve bu -açıdan 61. maddenin (4). fıkrasına bir aykırılık mevcut olduğu söylenemez.

Yukarıda sözü edilen Yasa maddelerinin ve Kararnamenin Anayasanın 31. maddesine de aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın 31. maddesi mülkiyet ve miras hakkını koruyan madded-ir ve ancak kamu yararı amacı ile ve yasa ile sınırlanabilir. Önümüzdeki meselede çaya, İstikrar Fonuna yatırılmak üzere, konan TL200.-nın müstedinin stoktaki çay ile ilgili mülkiyet hakkını kısıtladığı gözükmemektedir ve söz konusu Yasa maddelerinin ve K-ararnamenin Anayasanın 31. maddesine aykırı olduğu hususunda ikna edilmiş değilizdir.

Müstedi söz konusu Yasa maddelerinin ve Kararnamenin Anayasanın 36, 37 ve 38. maddelerine de aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Daha önce de belirtildiği gibi Yasanın 3.- maddesinde belirlenen amaçların yerine getirilmesine yönelik işlemler kamu işlerindendir ve bu nedenle harcanan para da kamu gideri olup bu giderleri tamamen veya kısmen karşılamak üzere kurulan fon için yapılması öngörülen ödemeler Anayasanın 61. maddesi- kapsamında mali yükümlülüktür. Bu böyle olduğuna göre de, Anayasanın 61. maddesinin öngördüğü kurallara bağlı kalarak, böyle bir mali yükümlülük koymak Devletin yetkisi dahilinde olup Anayasanın 36, 37 ve 38. maddelerine aykırı değildir. Yasa ile konabi-lecek bir vergi, resim, harç veya benzeri bir mali yükümlülüğün, böyle bir ahvalde, Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırı kabul edilmesinin Devleti yapmakla mükellef olduğu işlemleri yerine getiremeyecek duruma düşüreceği açıktır.

Yapılan havalede Ya-sanın 6 ve 7. maddelerinin Anayasanın Başlangıç Kısmı ile 1, 7 ve 33. maddelerine, 20 sayılı Kararnamenin de Anayasanın 1, 7 ve 33. maddelerine aykırı olup olmadığı da sorulmuştur. Yasanın söz konusu maddelerinin ve Kararnamenin sözü edilen Anayasa kısım -ve maddeleri ile ilgili olduğu veya bunlara aykırı bulunduğu gözükmemektedir. Esasen müstedi de, havalenin duruşmasında, Anayasanın bu kısım ve maddelerine aykırılık üzerinde durmuş değildir.

Sonuç:
1.26/78 sayılı Fiyat İstikrar Fonu Yasasının 6 ve 7-. maddelerinin Anayasanın 61. maddesinin (2) ve (3). fıkralarına aykırı olduğuna, Anayasanın Başlangıç kısmı veya 1, 7, 31, 33, 37 veya 61(4) maddelerine ise aykırı olmadığına; ve2.12.1.1980 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayınlanan 20 sayılı 1980- Fiyat İstikrar Fonu (Çay (Paketlenmiş veya Paketlenmemiş)) Kararnamesinin 2. maddesi ile Kararnameye ekli Cetvelin Anayasanın 61. maddesinin (2) ve (3). fıkralarına aykırı olduğuna, Anayasanın 7, 31, 33, 37 veya 61(4) maddelerine ise aykırı olmadığına-- oybirliği ile karar verilir.

(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
BaşkanYargıç


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

28 Şubat 1983.
-


15



-


Full & Egal Universal Law Academy