Anayasa Mahkemesi Numara 23/1989 Dava No 12/1990 Karar Tarihi 21.12.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 23/1989 Dava No 12/1990 Karar Tarihi 21.12.1990
Numara: 23/1989
Dava No: 12/1990
Taraflar: Victor Edward Gooch ile Devlet Eml. Ve Mal. Dair.
Konu: 54/87 sayılı Yabancıdan Alınan T.Malların Kaydı değişiklik yasası...
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 21.12.1990

-D.12/90 Anayasa Mahkemesi: 23/89
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, N. Ergin Salâhi,
Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Celâl Karabacak
Anayasanın 148(1) tahtında

Girne Kaza -Mahkemesi tarafından 9/80 sayılı başvuruda (Müstedi: Victor Edward Gooch, İngiltere, vekili ve temsilcisi Peyman Erginel vasıtasıyle ve Müstedaaleyhler: 1.KTFD, 2. KTFD Ekonomi ve Maliye Bakanlığı veya Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi vasıtasıyle KTFD'yi t-emsilen Başsavcı, 3. Macit Hakkı Yusuf arasında) sunulan konu

Müstedi namına: Peyman Erginel
Müstedaaleyh (1) ve (2) namına: Mehmet Ali Şefik
Müstedaaleyh (3) namına: Kıvanç M. Riza

--------------

K A R A R

KONU:
1. 54/87 sayılı Yasa ile değiştir-ilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasasının 2, 4, 8 ve 10.maddelerinin Anayasasının 159.maddesinin 1(b) ile (4).fıkralarına, Geçici 1(2) ve Geçici 4(1) maddelerine; ve

2. 54/87 sayılı Yasanın 3.maddesi ile 7/80 s-ayılı Esas Yasanın 5.maddesine eklenen şart bendinin, aynı yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen 6(b) maddesinin ve yine aynı yasanın 6.maddesi ile Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendinin Anayasanın 1.maddesine -

aykırı olup olmadığı.



I. O-LAY:
Müstedi 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasası altında dosyaladığı bir Genel İstida ile Girnede bulunan ve Kayıt Numarası 4910, Parsel Numarası H867 ve Pafta Numarası XII/20.E.2 olan taşınmaz malın üzerindeki ev ile birlik-te ismine kaydedilmesi için emir talep etti. Müstedaaleyhler istidaya karşı ayrı ayrı birer itirazname dosyaladılar. Mesele, duruşma için, Girne Kaza Mahkemesi önüne gittiğinde müstedaaleyh (3) değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yasanın yukarıda sözü e-dilen konum maddelerinin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdü ve mahkeme de ileriye sürülen Anayasaya aykırılık konusunun taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamada etkili olabileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlanmak üzere, Anayasa Mahkemesi- olarak, Yüksek Mahkemeye sundu. Mahkeme, ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararına değin önündeki istidanın duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Müstedaaleyh (3)'ün iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 148(1) maddesindeki şart bendi b-u havalenin yapılmamasını öngörmemektedir. Orada havaleyi yapacak mahkemeye bir takdir hakkı tanınmaktadır. Böylelikle havaleyi yapmayı reddedecek mahkeme Anayasa Mahkemesi olmayıp İlk Mahkemedir. Esasen müstedi İlk Mahkemenin kararından yaptığı istinaf-ı daha sonra geri çekti ve böylelikle neticeyi kabul etmiş ve varolacak haklarından feragat etmiş sayılır. Bu nedenlerle iptidai itiraz geçerli değildir.

A.M. 8/80'deki karar havalede konu edilen yasanın 2, 8 ve 10.maddelerine şamildir. Ancak A.M. 8/80- sayılı havalede verilen kararını Anayasa Mahkemesi değiştirebilir ve değiştirmeye davet edilmektedir. O kararda verilen gerekçe benimsense bile yine Anayasaya aykırılık mevcuttur. Anayasa koyucu yasaları ve uygulamayı bildiği için bazı malların yani 159-(1)(b) maddesinde öngörülen malların bazılarına istisnalar getirdi. Anayasa koyucu 7/80 sayılı Yasada tanınan hakkı tanımadı, tanımak istese idi 159(3)'deki istisnalara bu hak kapsamındaki malları dahil eder ve bu gibi malların yasa kapsamındaki kişilere -verileceğini ayrı bir madde ile kayda alırdı. Anayasanın Geçici 1(2) maddesi ile 4.maddesi göz önünde tutulduğunda konu yasa maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu görülür.

7/80 sayılı Yasa 54/87 sayılı Yasa ile tadil edilmeden önce de Anayasaya aykırı id-i. Konu yasa maddeleri, A.M. 8/80 de verilen karar ışığında ve en azından 54/87 sayılı Yasa ile tadil edilmiş olduğu oranda Anayasanın 1.maddesine aykırıdır.

Müstedinin olduğu gibi müstedaaleyhin de müktesep hakları vardır. Tadilât müstedaaleyh (3)'ün -bu müktesep haklarını ihlâl etmiştir. Yapılan tadilât sadece usul yönünden olmayıp esasa mütealliktir. Mahkemede askıda bulunan bir dava veya işlemi etkileyen bir yasa Anayasaya aykırıdır. Tahsis Anayasa Mahkemesinin bazı kararlarında lütuf olarak nitel-endirilmesine rağmen yeterli derecede bir haktır.

Esas Yasaya getirilen değişiklikler taraflar arasındaki meseleyi karara bağlamada etkendir, aksisi doğru değildir.

2. Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:

A.M. 8/80 de verilen karar benzer- bir konuda verilen bir karardır. Bu nedenle, Anayasanın 148(1) maddesinin şart bendi uyarınca, bu havalenin yapılmaması gerekirdi. İlk Mahkeme havaleyi yapmağa karar verdikten sonra müstenifin bir istinaf dosyaladığı ve daha sonra bunu geri çektiği doğr-udur. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 148(1) maddesinin şart bendi ışığında, bu havaleyi ileriye gidemeyeceği nedeni ile reddedebilir.

A.M. 8/80'deki karar ışığında Anayasaya aykırılık yoktur.

7/80 sayılı Yasaya 54/87 sayılı Yasa ile getiril-en değişiklikler sadece kazanılmış hakların kullanılmasını kolaylaştırmaktadır. Bu getirilen kolaylıklar, Yasanın Geçici 2.maddesi altında, mevcut başvurulara da uygulanabilmektedir. Yasaya yapılan tadilât esasa müteallik değildir. Esasa müteallik kural-lar 7/80 sayılı Esas Yasada mevcuttur. 7/80 sayılı Yasa özel bir yasadır ve terkedilmiş mallara ilişkin bir yasa değildir. Anayasaya aykırılık mevcut değildir.

Yasaya getirilen değişiklikler bir an için Anayasaya aykırı olsa bile bunların taraflar aras-ındaki ihtilâfı karara bağlamada etkisi yoktur. 54/87 sayılı Yasanın 3.maddesine getirilen değişiklik etken değildir. Çünkü, başvurunun daha evvelki duruşmasında da ibraz edildiği gibi müstedinin elinde ibraz edebileceği belge asıldır ve suret ibraz edil-mesi söz konusu değildir. 6.maddesi ile getirilen değişiklik etken değildir, çünkü Güney Kıbrıs Bakanlar Kurulundan alınmış izin mevcuttur.

3. Müstedaaleyh (1) ve (2)'nin iddialarının gerekçeleri özetle şöyledir:

54/87 sayılı Yasa ile getirilen değişi-klikler kazanılmış bir hakkı ortadan kaldırmış değildir. Bir hakkın kazanılmış olması için öncelikle bir yasa altında verilmesi ve kişinin bu yasanın verdiği hakları sonuçları ile birlikte elde etmiş olması gerekir. 7/80 sayılı Yasaya değişiklik getiren -54/87 sayılı Yasa kazanılmış hakları ortadan kaldırmadığı bir yana 7/80 sayılı Yasaya bir yumuşama getirmiş ve o yasa altında müracaat sahiplerinin ispat külfetini kolaylaştırmıştır. Müstedaaleyh (3)'ün 7/80 sayılı Yasa altında lehine elde etmiş olduğu bi-r hakkı yoktur, müstedaaleyh (3)'ün sadece beklenen bir hakkı söz konusudur. 7/80 sayılı Yasa altında yapılan başvurunun başarılı olmaması halinde müstedaaleyh (3)'ün beklenen hakkı da yoktur. Beklenen hakkı dolayısıyle 41/77 sayılı Yasa altında elde ede-cektir. 41/77 sayılı Yasa genel bir yasadır. Halbuki 7/80 sayılı Yasa özel bir yasadır ve iki yasanın çatışması halinde özel yasaya öncelik tanınır.

Bu meselede havaleyi isteyen müstedaaleyh (3)'ün kazandığı bir hak söz konusu değildir. A.M. 8/80 sa-yılı havalede verilen karar ve gerekçeleri doğru ve gerçektir. Bu nedenlerle Anayasaya bir aykırılık mevcut değildir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Y-asasının 2, 4, 5, 6(b), 8 ve 10.maddeleri aynen şöyledir:
"2. Bu Yasanın amacı, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtından önce Kıbrıs'lı Türklerin ve bu Yasanın yabancı saymadığı diğer devlet uyrukluların, yabancılardan bu Yasada belirtilen koşullara göre -sözleşme ile satın almış oldukları ve ülkedeki koşullar nedeniyle kaydını yaptıramadıkları taşınmaz malları adlarına kaydettirmeyi düzenlemektir."

"4. 20 Temmuz 1974 tarihinden önce yabancıdan bu Yasada belirtilen koşullara göre taşınmaz mal s-atın almış olan ve kaydını yaptırmayan kişiler, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten doksan güne kadar ilgili taşınmaz malın bulunduğu yetkili mahkemeye kayıt kararı almak amacıyle yemin belgesi ile desteklenen ihbarlı istida ile başvurabilirler."


-"5. Bu Yasa kapsamına giren, herhangi bir mahkeme işleminde mahkemeye herhangi bir tarafca ibraz ve dosya edilmek istenen belgelerin asılları ibraz ve dosya edilir.

Ancak asıllarının kaybolduğuna veya güneydeki Rum idaresinin veya Rumların veya orada- devamlı ikamet edenlerin elinde olduğuna ve aslının ibraz edilmesinin imkânsız olduğuna kanaat getirdiği hallerde mahkeme, yukarıda belirtilen belgelerin taraflarca imzalanmış suretlerinin ibraz edilmesini kabul edebilir; fotokopi belge suretleri kabul e-dilmez."
"6. Mahkemede, iddialarını kanıtlamak yükü başvuru sahibine (müstediye) aittir. Başvuru sahibi, lehine bir kararın isdar edilmesi için aşağıdaki hususlarda mahkemeyi tatmin etmelidir:
. . . . . . . . . .
Satışa ilişkin yazılı sözleşmenin 20 T-emmuz 1974 tarihinden önce yapılmış olduğu; Bir satışın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce yapılmış olduğu, Sözleşmenin Mahkemeye ibraz kaydıyle bu sözleşmeye ek olarak aşağıdaki belgelerden en az birinin ibrazı ile mümkün olur:
20 Temmuz 1974 -tarihinden önce Tapu ve Kadastro Dairesine, Mal Satışı (Aynen İcra) Yasası uyarınca satış sendinin yatırılmış olduğuna dair resmi belge ve buna ilişkin harç makbuzu;
Satın alınmış olduğu iddia edilen malın bedelinin ödenmesi için 20 Temmuz 1974 tarihinden- önce Kıbrıs Türk Yönetimi İçişleri ile ilgili üyelik veya Bakanlığına başvurmuş ve Yürütme Kurulu veya Bakanlar Kurulu kararı ile kredi alınmış olduğu hususunda belge;
Satın alınmış olduğu iddia edilen taşınmaz malın satış bedeline karşılık 20 Temmuz 1974- tarihinden evvel kısmen veya tamamen ödeme yapıldığını kanıtlayıcı nitelikte makbuz, çek, banka havalesi veya döviz transferi yapıldığını gösteren belge;
Kıbrıs Türk Yönetiminin herhangi bir resmi makamının arşivinden böyle bir satışın 20 Temmuz 1974 tari-hinden önce yapılmış olduğunu kanıtlayan ve bu tarihten önce alınmış belge;
Satışı yapan yabancı tarafından malı satın almış olan kişiye satıldığı iddia edilen malın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce ipotek konmuş olduğuna dair belge ve bu satış hususunda ek -kanıtlayıcı belge."


"8. Mahkeme her iki tarafın iddialarını ve tanıklarını dinledikten sonra, uygun gördüğü takdirde herhangi bir devir işlemi yapılmadan aşağıdaki hususlarda emir verebilir;
İlgili taşınmaz malı satın alan ve başvuruyu yapan kiş-i adına kaydedilmesini;
İlgili taşınmaz malın ifraz edilmemiş (ayrı koçan verilmemiş) mülk olması halinde, mevzuata uygun bir şekilde ifraz edilmiş mülk haline getirilip ayrı koçan çıkarılması için başvuru sahibi tarafından- gerekli müracaatın ilgili mercilere yapılmasını, gerekli evrakın temin edilip ibraz edilmesini ve lüzumlu masrafların başvuru sahibi veya sahipleri tarafından yapılmasını;
İlgili taşınmaz malın ödenmemiş satış bedeli veya tamir veya tamamlanması için Devl-etçe veya Devletin izin veya müsaadesi ile yapılmış harcamalar olması halinde, bu miktarın başvuru sahibi tarafından Maliye işleri ile görevli Bakanlığın göstereceği özel bir fona yatırılmasını;
Yabancılar veya bu Yasanın yabancı saymadığı diğer devlet uyr-ukluları lehine yükümlülüklerin varolması halinde, bunun miktarını saptayıp başvuruyu yapan tarafından maliye işleri ile ilgili Bakanlığın göstereceği özel bir fona yatırılmasını ve yükümlülüğün kaldırılmasını;Ancak satın alınan bu yükümlülükle ilgil-i sorumluluğu veya yükümlülüğü olmaması halinde kendisinden varsa, satış bedelinin ödenmemiş kısmından fazlasını ödemesi istenemez; fakat makul, adil ve gerekli görüldüğü hallerde, böyle bir yükümlülüğün 10.madde uyarınca yapılacak kayıt gereğince sicile -ve verilecek koçana kaydedilmesi emredilebilir."


"10. Başvuru sahibi, malın adına kaydedilmesini sağlamak için mahkemece verilen kayıt kararını Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne sunar. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü kaydın yapılması için kayıt kararında bel-irtilen şartların başvuruyu yapan tarafından yerine getirilip getirilmediğine bakar, şartlar yerine getirilmiş ise kayıt kararını uygular.
Bu Yasa altında mahkemece kaydı yapılması emrolunan taşınmaz mallarla ilgili tüm tapu kayıtları-na, bu Yasa tahtında devir işleminin yapıldığı özel surette kaydolunur.

Ancak, bu Yasanın yabancı kapsamında saymadığı üçüncü devlet uyrukluları adına bu Yasaya uygun olarak yapılacak kayıt işlemlerinde, Taşınmaz Mal Edinme (Yabancılar) Yasası kuralları -uygulanmaz."



IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."

"Madde 159(1)(b) ile (4).
15 Kasım 1983 tarihinde-, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan, ve;
(b)Kıbrıs Türk Federe Devletinin ilân edildiği 13 Şubat 1975 tarihinde terkedilmiş bulunan veya sözkonusu tarihten sonra yasanın terkedilmiş veya sahipsiz taşınmaz mal olarak nitelendirdiğ-i veya hüküm veya tasarrufu kamuya ait olması gerekli olup da aidiyeti saptanamamış olan tüm taşınmaz mallar, bina ve tesisler; ile
Yukarıdaki (1).fıkranın (b) ve (c) bendlerinin kapsamına giren taşınmaz mallar ile ilgili olarak meşru hak iddia edenleri-n ortaya çıkması halinde, haklarının ispatı için gerekli usul ve koşullar ile alacakları tazminat esasları yasa ile düzenlenir."

"Geçici Madde 1(2).
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarının Devlet sınırları dışında, Kıbrıs'ta kalan taşınmaz malları i-çin Devletten, eşdeğerde taşınmaz mal isteme hakları saklıdır; bu hak yasa ile düzenlenir ve bu Anayasanın 159.maddesinin (2).fıkrası kapsamına giren taşınmaz malların hak sahiplerine mülkiyetinin devri öncelikle gerçekleştirilir.

Şehitlik, malûl gaz-ilik nedeniyle yasanın mülkiyet hakkı tanıdığı kişilere ve yasada belirtilen diğer nedenlerle hak sahibi olanlara da mülkiyet verilir."

"Geçici Madde 4(1).
(1)Bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat, bu Anayasa kuralların-a aykırı olmadığı ölçüde yürürlükte kalır."

V. İNCELEME:
Konu, yapılan iddialar ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.

Müstedi, bu havalede karara bağlanması istenen konunun başka benzeri bir havalede karara bağlandığını öne sürerek bu havalenin -Anayasanın 148(1) maddesinin şart bendi ışığında ileriye gidemiyeceğini iddia etti. Konu maddenin şart bendi aynen şöyledir:
- "Ancak Anayasa Mahkemesince herhangi bir yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi bir kuralının Anayasaya aykırılığı konusunda aynı veya benzeri bir konuda daha önce karar verilmişse, mahkeme konunun Anayasa Mahkemesine iletilme-sinin reddine karar verebilir."
-
Yukarıda yapılan alıntıdan görüleceği gibi, Anayasa Mahkemesinin daha önce benzer bir konuyu karara bağlamış olması halinde Mahkemenin havale istemini kabul edip etmeme hususunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu meselede Kaza Mahkemesi,
3. müstedaaleyh-in havale istemini uygun mütalâa ederek takdir yetkisini 3.müstedaaleyh lehine kullanmış ve konuyu Anayasa Mahkemesine havale etmiştir. Müstedi, Kaza Mahkemesinin bu havale kararından istinaf etmiş ancak daha sonra bu istinafı geri çekmişti. Müstedi isti-naf konusu ettiği bir hususu sonradan geri çekmekle ondan feragat etmiş sayılır. Bu durumda onun tekrar bu havalenin dinlenmesi sırasında, başka haklı herhangi bir neden göstermeden, öne sürmüş olduğu bu itirazın reddedilmesi gerekir.

Bu havalede 54/87 -sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasasının 2, 4, 8 ve 10.maddelerinin KKTC Anayasasının 159.maddesinin 1(b) ile (4).fıkralarına ve Geçici 1(2) ile Geçici 4(1) maddelerine; yine 54/87 sayılı- Yasanın 3.maddesi ile 7/80 sayılı Esas Yasanın 5.maddesine eklenen şart bendinin, ayni yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen 6(b) maddesine ve yine ayni yasanın 6.maddesi ile Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendinin KKTC Anayasasının 1.maddesin-e aykırı olduğu iddia edilmiştir.

İlkin 7/80 sayılı Yasa kapsamına giren taşınmaz malların KKTC Anayasasının 159(1)(b) maddesi kapsamında terkedilmiş veya sahipsiz mal olup olmadığını incelemek gerekir. 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtından sonra yürürlüğe -giren 32/75 sayılı, 1975 Yabancı Taşınmaz Malları (Kontrol ve Denetim) Yasasının 2.maddesinde "Taşınmaz Mal"ın tanımı aynen şöyle yapılmıştır:
-"'Taşınmaz Mal' Gayrımenkul Mal (Tasarruf, Kayıt ve Takdiri Kıymet) Kanunu'nun 2.maddesinde aynı deyime verilen anlamı taşır. Ancak, bu yasa amaçları bakımından Kıbrıs Türk Federe Devleti kontrol yönetimindeki bölge dahilinde bulunan ve:
-(a)Kıbrıs Türk Federe Devleti kontrol veya yönetimindeki bölge dışında ikamet eden yabancı kişi veya kişilere ait; veya
-(b)Kimliği veya nerede olduğu bilinmeyen kişilere ait veya terkedilmiş durumda bulunan;
-taşınmaz malları anlatır."

Bu yasaya göre "Yabancı" deyimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti yurttaşı veya Kıbrıs Türk toplumu mensubu olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarını, Kıbrıs rum Yönetimi yurttaşlarını, Kıbrıs asıllı kişileri, Yunanistan yurttaşlar-ını, Yunan asıllı kişileri ve Yasanın tanımını yaptığı diğer kişileri anlatır.

Görüleceği gibi 1974 Barış Harekâtından sonra KTFD kontrol ve yönetimindeki bölge dışında ikamet eden veya kimliği veya nerede olduğu bilinmeyen ve yasanın tanımını yaptığı ya-bancılara ait taşınmaz mallar terkedilmiş sayılarak zilyetliği Devlete verilmiş ve onların muhafaza, kontrol ve yönetiminden Maliye Bakanlığı yetkilendirilip görevlendirilmiştir. Yine 1975 yılında yürürlüğe giren 33/75 sayılı, 1975 Yabancı Malları (Tahsis- ve Değerlendirilmesi) Yasası da konu taşınmaz malların tahsis ve değerlendirilmesini düzenleyen hükümler içermektedir.

1.10.1977 tarihinde yürürlüğe giren 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası, KTFD denetim ve yönetimindeki bölge dışı-nda ikamet eden yabancı kişileri ile kimliği veya nerede olduğu bilinmeyen yabancılar tarafından terkedilmiş bulunan taşınmaz malların mülkiyet, tasarruf ve işletme şekli v.s. hususları düzenleme amacını gütmektedir. Yasanın 4.maddesine göre yabancıların -terketmiş olduğu bu gibi mallar İmar, İskân ve Rehabilitasyon işlerinden sorumlu Bakanlığın kontrol ve tasarrufu altında olup hak sahiplerine tahsis edilebilir. Anlaşılacağı gibi, sözü edilen yasalarda tanımı yapılan ve yabancılara ait olup da terkedilen -tüm taşınmaz mallar Devletin zilyetliğinde ve onun kontrol ve yönetimi altındadır.

7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasası, Kıbrıs Türklerinin ve bu yasanın yabancı saymadığı diğer devlet uyruklularının 20 Temmuz 1974 Barış Har-ekâtından önce yabancıdan sözleşme ile satın aldıkları ancak ülkedeki koşullar nedeniyle kaydını yaptıramadıkları taşınmaz malların adlarına kayıt ettirilmesini öngörmektedir. Başka bir deyişle, tapu kayıtlarında yabancıların adında kayıtlı bulunan ve ter-kedildiği için Devletin zilyetliğine geçen ancak Barış Harekâtından önce sözleşme ile satın alınmış olan taşınmaz malların adlarına kayıt ettirilmesine olanak tanımaktadır.

KKTC Anayasasının 159(1)(b) maddesi, KTFD'nin ilân edildiği 13 Şubat 1975 tarihin-de terkedilmiş bulunan veya söz konusu tarihten sonra yasanın terkedilmiş veya sahipsiz taşınmaz mal olarak nitelendirdiği tüm taşınmaz malların KKTC'nin mülkiyetinde olduğunu ve tapu kayıtlarının buna göre düzeltilmesini öngörmektedir. Bu durumda 7/80 sa-yılı Yasa kapsamına giren ve 32/75, 33/75 ve 41/77 sayılı Yasalarda terkedilmiş olduğu belirtilen taşınmaz malların, KKTC Anayasasının 159(1)(b) maddesinde ifadesini bulan terkedilmiş taşınmaz mallar olduğu açıktır.




7/80 sayılı Yasa altında hak iddia -edenlerin, Yasanın 4.maddesi uyarınca yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 90 gün zarfında kayıt kararı almak üzere mahkemeye başvuruda bulunmaları gerekir. Mahkemeye başvuruda bulunanlar, başvuruda bulunmakla bir işlem yapmış olduklarından, başvurularının- yürürlükte bulunan Anayasa, Yasa ve sair mevzuat uyarınca karara bağlanmak hakkını kazanmış oldular. (Bak: Birleştirilmiş A.M. 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ve 27/81, s.11) Hemen şunu da belirtmek gerekir ki, 7/80 sayılı Yasa altında başvuruda bulunanların -başvurularını ispat etmeleri başlangıçta çok katı kurallara bağlanmıştı. Nitekim bu yasa altında yapılan başvuruların bir kısmı ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği için reddedilmişti. Adil olmadığı anlaşılan bu durumu düzeltmek amacıyla yasa koyucu da-ha sonra 54/87 sayılı Yasa ile katı ispat kurallarını nispeten yumuşatmış ve başvuruları reddedilenlere de değişiklik yasasının yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak 90 gün içerisinde yeniden başvuruda bulunma hakkını tanımıştır. Bu yeni müracaat hakkı sa-dece 7/80 sayılı Yasa altında, daha önce dava açmış kişilere verilen bir hak olduğuna ve Değişiklik Yasası 7/80 sayılı Yasa altındaki davalardaki ispat külfetinin katı kurallarını hafifletip değişiklikten önce davaları neticelendirilen kişileri de yararlan-dırma amacını güttüğüne göre 54/87 sayılı Değişiklik Yasası ile bahşedilen yeni dava açma hakkı, hakikatte 7/80 sayılı Yasa altındaki hakkın bir devamından ibaret olup kazanılmış haklar açısından halen neticelendirilmemiş davalarla birlikte mütalâa edilmes-i gerekir. Tabiidir ki Değişiklik Yasasının geçirilmesinden önce 41/77 sayılı Yasa kuralları çerçevesinde hak sahiplerine dağıtılan ve halen Devletin elinde bulunmayan mallar için yeniden başvuruda bulunanların başvurularında başarılı olmaları halinde kon-u malı elde etmeleri açısından bir yararları olmayabilir.




KTFD Anayasasının 127.maddesi Türk yurttaşlarının Devlet sınırları dışında Kıbrıs'ta kalan taşınmaz malları için eşdeğerde taşınmaz mal veya tazminat isteme haklarının yasa ile düzenlenmesini ö-ngörmekte olup 7/80 sayılı Yasa ile yapılan düzenlemeyi kısıtlayan herhangi bir hüküm içermemektedir. KKTC Anayasasının 159.maddesinin (3).fıkrasında belirtilen amaçlar için gerekli görülenler dışında kalan taşınmaz malların mülkiyet hakkının gerçek ve tü-zel kişilere devredilmesi öngörülmektedir. Ne var ki, bir hukuk devleti olan ve hukukun üstünlüğü ilkesine ve kazanılmış haklara saygılı olan KKTC Anayasası, değiştirilmiş şekliyle 7/80 sayılı Yasa altında başvuruda bulunanların kazanılmış hakları bu fıkr-a ile ortadan kaldırılmış değildir ve fıkranın bu haklara tabi olarak ve onları koruyacak şekilde okunması gerekir. Durum bu olduğuna göre, havale konusu yasa maddelerinin Anayasanın 159.maddesinin (1)(b) ve (4).fıkraları ile Geçici 1(2) ve Geçici 4(1) ma-ddelerine aykırı olduğundan söz edilemez.

Bu karara varırken A.M. 8/88 sayılı Anayasa Mahkemesinin aynı konuda vermiş olduğu kararı da dikkate almış bulunuyoruz. Sözü edilen havalede 7/80 sayılı Yasanın 8. ve 10.maddelerinin Anayasaya aykırı olmadığı so-nucuna varılırken, 7/80 sayılı Yasa kapsamındaki taşınmaz malların Anayasanın 159(1)(b) bendi veya (3).fıkrası kapsamında olmadığına karar verilmiştir. Önümüzdeki havalede yapılan argümanlar ışığında 7/80 sayılı Yasa kapsamındaki malların, Anayasanın 159(-1)(b) tanımına giren terkedilmiş mallar olduğunu kabul etmekte, ancak Anayasanın 159(3)(4) fıkralarının, yukarıda değindiğimiz gibi, kazanılmış haklara dokunulmayacak şekilde yorumlanması gerektiği ilkesinden hareketle, kararımızı değişik gerekçeye dayandı-rmayı daha sağlıklı bulmaktayız.

3.müstedaaleyh 7/80 sayılı Yasanın 54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önce kazanılmış hakları bulunduğunu ve yapılan değişiklikle bu kazanılmış haklarının haleldar edildiğini öne sürdü ve Esas Yasanın, konu değişiklik -yasası ile değiştirildiği oranda, Anayasanın 1.maddesine aykırı olduğunu iddia etmiştir. 3.müstedaaleyhe 1974'de yapılan tahsis iskân amaçlı olup bir lûtuf niteliğindedir. Bu nedenle konu tahsisin eşdeğer bakımından kazanılmış bir hak olduğu söylenemez. - Eşdeğerde mal vermeyi düzenleyen 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası 1.10.1977 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Yasa altında eşdeğerde hak sahibi olup müracaatta bulunanların ilkin Güneyde bıraktıkları taşınmaz mallarının değerlendi-rilip kendilerine bir "mal değer belgesi" verilmesi, eşdeğer mal olarak verilecek taşınmaz malların listelerinin de hazırlanarak İskân Bakanının onayı alındıktan sonra halkın tetkikine sunulmak üzere muhtarlıklara ve ilgili kazanın tapu dairesine intikal e-ttirilmesi ve ayrıca iki yerli gazetede ilân edilmesi öngörülmekteydi. Hak sahiplerinin ilân edilen bu listelere bakarak kendilerine verilen "mal değer belgesi"nde gösterilen değerde mal isteminde bulunma hakkı vardır. 7/80 sayılı Yasanın yürürlüğe girdi-ği tarihe kadar eşdeğerde mal olarak verilecek Kuzeydeki taşınmaz malların listeleri 41/77 sayılı Yasanın öngördüğü şekilde hazırlanıp halkın tetkikine sunulmadığı için, 3.müstedaaleyh konu yasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanma yönünde herhangi bir ist-emde bulunmak suretiyle bir işlem yapmış değildir. Bu nedenle 7/80 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar 3.müstedaaleyhin 41/77 sayılı Yasa altında herhangi bir kazanılmış hakkı olmadığı açıktır. 7/80 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra 1982'de- 41/77 sayılı Yasada yapılan değişiklikle T cetvelleri yöntemi ihdas edilmiş ve tahsis yolu ile verilen taşınmaz mallar hak sahiplerinin T cetvellerine dahil edilmek suretiyle eşdeğerde verilmesi kabul edilmiş ise de, bu değişiklik daha önce 7/80 sayılı Ya-sa altındaki kazanılmış hakları ortadan kaldırmaz. 54/87 sayılı Yasa ile Esas Yasaya yapılan ve havale konusu edilen değişiklikler ise usul ve şahadete ilişkin değişikliklerdir. Bu nedenle müstedinin kazanılmış haklarının bu değişiklikler dolayısıyle etk-ilenmiş olacağı söylenemez. In re Joreph Suche and Co. Ltd. (1876) 45 L.J. Ch.D.p.12 at 13'de şöyle denmektedir:
- "I so decide, because it is a general rule, that when the Legislature alters the rights of parties by taking away from them, or conferring upon them, any right of action, its enactments, unless in express terms they apply to pending actions, do not a-ffect them at all. It was said that there is one exception to this rule, namely, that where the enactment merely affects procedure, and does not extend to rights of action, in those cases enactments have been held to apply to existing rights."
--
The Construction of Deeds and Statutes by C.E. Odgers 4th Edition p.202'de şöyle denmektedir:
- "Nobody, it is said, has a vested right in procedure, and this maxim holds good in this connection, i.e., there is no presumption that a change in procedure is prima facie intended to be prospective only and not retrospective. "Alterations in the fro-m of procedure are always retrospective, unless there is some good reason or other why they should not be"
-
Halsbury's Laws of England 3rd Edition vol. 36 p. 423 para 644'de şöyle denmektedir:
- "The general rule is that all statutes, other than those which are merely declaratory, or which relate only to matters of procedure or of evidence, are prima facie prospective; and retrospective effect is not to be given to them unless, by express -words or necessary implication, it appears that this was the intention of the legislature."
-
Yukarıdaki altıntılar ışığında 54/87 sayılı Yasa ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasasına yapı-lan ve usul ve şahadeti düzenleyen değişiklikler, Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendi hariç, KKTC Anayasasının 1.maddesine aykırı değildir. 54/87 sayılı Yasa ile Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendi, başvurunun karara bağlanmasında etken -olmadığı cihetle, Anayasanın 1.maddesine aykırı olup olmadığını incelemeye gerek yoktur.

Başkan varılan sonuca değişik gerekçelerle katılmaktadır.
SONUÇ:
Sonuç olarak:
54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taş-ınmaz Malların Kaydı Yasasının 2, 4, 8 veya 10.maddelerinin Anayasanın 159.maddesinin 1(b) veya (4).fıkralarına, Geçici 1(2) veya Geçici 4(1) maddelerine aykırı olmadığına;
54/87 sayılı Yasanın 3.maddesi ile 7/80 sayılı Esas Yasanın 5.maddesine eklenen şar-t bendinin veya aynı yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen 6(b) maddesinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olmadığına; ve
54/87 sayılı Yasanın 6.maddesi ile 7/80 sayılı Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olup ol-madığının tezekkür edilip karara bağlanması gerekmediğine -

Başkanın değişik gerekçeleri ve oybirliği ile karar verilir.




(Şakir Sıdkı İlkay) (N. Ergin Salâhi)
Başkan Yargıç




(Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay) (Celâl Kar-abacak)Yargıç Yargıç Yargıç


21 Aralık 1990




DEĞİŞİK GEREKÇE YAZISI

İlk önce havalenin, Anayasanın 148(1) maddesinin şart bendi ışığında ileriye gidemeyeceği hususunda yapılan itirazı incelemeği uygun gördüm. Müstedi, benzer bir konuda- Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bir karar mevcut olduğu cihetle havalenin yapılmamış olması gerektiğini, hatalı yapıldığını ve ileriye gidemeyeceğini ileri sürdü. Anayasanın 148(1)(b) maddesinin şart bendi aynen şöyledir:
- "Ancak Anayasa Mahkemesince herhangi bir yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın herhangi bir kuralının Anayasaya aykırılığı konusunda aynı veya benzeri bir konuda daha önce karar verilmişse, mahkeme konunun Anayasa Mahkemesine iletilmes-inin reddine karar verebilir."
-
Görüleceği gibi havaleyi yapan mahkemeye, benzer konuda Anayasa Mahkemesinin daha önce verilmiş kararı mevcut olması halinde, havaleyi yapmağı reddetme takdir yetkisi tanınmaktadır. Mahkemenin bu takdir hakkını adil olarak kullanması gerekir. Bu mesele-de Girne Kaza Mahkemesi takdir hakkını kullanmış ve havaleyi yapmayı uygun görmüştür. Bunun üzerine müstedi bu karardan istinaf etmişse de daha sonra istinafını geri çekmiştir. Bu hal ve koşullar ışığında bu itiraz üzerinde daha fazla durmamayı ve havale-nin esasını inceleme yönüne gitmeyi uygun gördüm.

54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasasının 2, 4, 8 ve 10.maddelerinin Anayasanın 159.maddesinin 1(b) ile (4).fıkralarına, Geçici 1(-2) ve Geçici 4(1) maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Bu Mahkeme, A.M. 8/88 sayılı havalede yasanın 8 ve 10.maddelerinin Anayasanın 159(2)(4), Geçici 1(2) maddelerine aykırı olmadığına karar vermiştir. Mahkeme o kararda şöyle demiştir:


- "Yukarıda belirtilen nedenlerle 7/80 sayılı Yasa kapsamındaki taşınmaz mallar Anayasanın 159.maddesinin (1).fıkrasının (b) bendi veya (3).fıkrası kapsamında değildir.

7/80 sayılı Yasa kapsamındaki taşınmaz mallar Anayasanın 159.maddesinin (1).fık-rasının (b) bendi ve dolayısıyle (3).fıkrası kapsamında olmadığı cihetle bu yasanın veya 8. ve 10.maddelerinin Anayasanın 159.maddesinin (3).fıkrasına veya Geçici 1.maddesinin (2).fıkrasına aykırılığı yoktur.

7/80 sayılı Yasa kapsamındaki taşınmaz mal-ların Anayasanın 159.maddesinin (1)(a), (1)(c) veya (2).fıkraları kapsamında da olmadığı açıktır. Yasa altındaki taşınmaz mallar Anayasanın 159.maddesinin (1) veya (2).fıkraları kapsamında olmadığı cihetle yasanın 8 veya 10.maddelerinin Anayasanın 159.mad-desinin (2). veya (4).fıkralarına aykırı düşmesi söz konusu değildir."

A.M. 8/88 de verilen karar ve gerekçelerini halen de aynen benimsemekteyim. Bu kararın üzerine dayandığı gerekçeler ışığında yasanın 2, 4, 8 ve 10.maddelerinin Anayasanın havale konu-su edilen maddelerine aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir.

54/87 sayılı Yasanın 3.maddesi ile 7/80 sayılı Esas Yasanın 5.maddesine eklenen şart bendinin, aynı yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen 6(b) maddesinin ve yine aynı yasanın 6.maddes-i ile Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. 54/87 sayılı Yasa ile Esas Yasanın 5, 6 ve 10.maddelerine getirilen söz konusu değişikliklerin müstedaaleyh (3)'ün müktesep haklarını olumsuz yön-de etkilediği ve etkilediği oranda Anayasanın 1.maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Şimdi de bunun incelenmesi gerekir. Genel hukuk ilkesine göre yasaların, zaruri haller dışında, geçmişe dönük olarak uygulanmaması ve kazanılmış hakları zedelememe-si gerekir. Bir kişi, bir dava veya başvurunun dosyalanması ile bunun dosyalanan tarihteki mevzuata göre karara bağlanması hakkını kazanır ve bu hakkın zaruri haller dışında korunması gerekir. -Gör: A.M. 20-27/81. Usul ve şahadeti düzenleyen mevzuat bu -ilkeye bir istisna teşkil eder ve bu mevzuat bakımından böyle bir hak kazanılmış olmaz. In re Joseph Suche And Co., Ltd., (1875) 45 L.J.Ch.p.13'de şöyle denmiştir:
"I so decide, because it is a general rule, that when the Legislature alters the righ-ts of parties by taking away from them, or conferring upon them, any right of action, its enactments, unless in express terms they apply to pending actions, do not affect them at all. It was said that there is one exception to this rule, namely, that wher-e the enactment merely affects procedure, and does not extend to rights of action, in those cases enactments have been held to apply to existing rights."

The Construction of Deeds And Statutes by Odgers, 2nd Ed., p. 192'-de şöyle denmektedir:
"Nobody, it is said, has a vested right in procedure, and this maxim holds good in this connection, i.e., there is no presumption that a change in procedure is prima facie intended to be prospective and not retrospective."

Hals-bury's Laws of England 4th Ed., vol.44, para. 925'de şöyle denmektedir:
- "The presumption against retrospection does not apply to legislation concerned merely with matters of procedure or of evidence; on the contrary, provisions of that nature are to be construed as retrospective unless there is a clear indication that su-ch was not the intention of Parliament.

Mareover, it is presumed that procedural statutes are intended to be fully retrospective in their operation, that is to say, are intended to apply not merely to future actions in respect of existing causes, but -equally to proceedings instituted before their commencement."

Keza gör: The Colonial Sugar Refining Co., Ltd. v. Irving (1905) A.C. 369 at p. 372; In re Debtor, Ex p. Debtor (No. 490 of 1935) (1936) 105 L.J. Ch. 129 at p. 132; Att. Gen. v. Vernaza (1960)- 3 All E.R. 97 at pp. 99, 101 ve Halsbury's Laws of England, 3rd Ed., vol. 36, para 644.


Bir başvuru veya davanın açılması il-e usulü düzenleyen mevzuat bakımından bir hak kazanılmayacağına göre bu gibi mevzuat ile esasa müteallik mevzuat arasındaki farkın ne olduğunun incelenmesi gerekir. Halsbury's Laws of England, 4th Ed., vol. 37, para 10 da şöyle denmektedir:
"The func-tion of substantive law is to define, create or confer substantive legal rights or legal status or to impose and define the nature and extent of legal duties. Everyone is entitled to enjoy such legal rights of status but equally is liable to perform or co-mply with his legal duties. The function of practice and procedure is to provide the machinery or the manner in which legal rights or status and legal duties may be enforced or recognised by a court of law or other recognised or properly constituted tribu-nal."

Hemen belirtmek yerinde olur ki bir yasa usul yasası olmakla beraber kişinin usul dışındaki kazanılmış hakkını ihlâl ederse bunun, zaruri haller dışında, geriye dönük uygulanmaması gerekir. Halsbury's Laws of England, 4th Ed., vol. 44, para 925'de- şöyle denmektedir:
"However, a procedural anactment will not be applied retrospectively without plain words if the effect would be to deprive a person of a vested right so that, for example, the right of a plaintiff to continue an action already begu-n was not affected by a subsequent statute imposing a period of limitation.. .."

7/80 sayılı Esas Yasanın 5.maddesi ile 6.maddesinin (b) fıkrası, 54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmezden önceki şekilleri ile, incelendiğinde bunların sadece usul ve şahadeti- düzenlediği görülür. 54/87 sayılı Yasa ile 5.maddeye eklenen şart bendi ile 6.maddenin (b) fıkrası yerine ikame edilen yeni (b) fıkrası da aynı şekilde sadece usul ve şahadeti düzenlemektedir. Bu nedenle 54/87 sayılı Yasanın getirdiği sözü edilen değişi-kliklerin müstedaaleyh (3)'ün müktesep haklarını etkilemesi veya bunların Anayasanın 1.maddesine aykırı olması söz konusu değildir.

54/87 sayılı Yasa ile Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendi incelendiğinde ise bunun başvurunun sonuçlanması ve müs-tedinn başarılı olması halinde uygulanacağı görülür. Bu nedenle bu şart bendinin taraflar arasında başvurudaki ihtilâf konusu hususları karara bağlamada etken olması söz konusu değildir. Esasen başvurunun sonuçlanması ve müstedinin başarılı olması halind-e müstedaaleyh (3)'ün herhangi bir meşru menfaatı kalmaz. Bu nedenle 10.maddeye eklenen şart bendinin Anayasaya aykırı olup olmadığının, bu havalede, tezekkür edilip karara bağlanması gerekmemektedir.

Havalede konu edilen yasa maddelerinin ve bunlara ge-tirilen değişikliklerin Anayasaya aykırı olmadığı ve 10.maddeye eklenen şart bendinin ise etken olmadığı hususunda varmış olduğum karar ışığında havalenin duruşmasında taraflarca ortaya atılan diğer bazı iddiaları incelemem gerekmemektedir.

Sonuç olarak:- (1) 54/87 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 7/80 sayılı Yabancıdan Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydı Yasasının 2, 4, 8 veya 10.maddelerinin Anayasanın 159.maddesinin 1(b) veya (4).fıkralarına, Geçici 1(2) veya Geçici 4(1) maddelerine aykırı olmad-ığı;

(2) 54/87 sayılı Yasanın 3.maddesi ile 7/80 sayılı Esas Yasanın 5.maddesine eklenen şart bendinin veya aynı yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen 6(b) maddesinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olmadığı; ve

(3) 54/87 sayılı Yasanın 6.maddesi ile- 7/80 sayılı Esas Yasanın 10.maddesine eklenen şart bendinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olup olmadığının tezekkür edilip karara bağlanması gerekmediği -
görüşündeyim.

(Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan
-1


-16-



-


Full & Egal Universal Law Academy