Anayasa Mahkemesi Numara 2/2017 Dava No 11/2017 Karar Tarihi 13.11.2017
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 2/2017 Dava No 11/2017 Karar Tarihi 13.11.2017
Numara: 2/2017
Dava No: 11/2017
Taraflar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumuriyeti Cumhurbaşkanı adına KKTC Başsavcısı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi arasında
Konu: Görüş istemi - Eşitlik ilkesi - Döner sermaye - Hukuk devleti - Yasama yetkisi - Kamu görevlilerinin atanması görev ve yetkileri, ve ödeneğinin yasa ile düzenlenmesi
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 13.11.2017

-D.11/2017 Anayasa Mahkemesi 2/2017


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Anayasa'nın 146'ncı maddesi hakkında.

Mahkeme Heyeti: Narin Ferdi Şefik (Başkan), Ahmet Kalkan, Mehmet Türker, Tanju Ön-cül, Bertan Özerdağ.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'nın 146. maddesi altında Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hususunda görüş istemi.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adına -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başsavcısı.

ile

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi


A r a s ı n d a.

KKTC Cumhurbaşkanını temsilen Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu
KKTC Cumhuriyet Meclisi adına Avukat Sevi Çağdaş Dayıoğlu
-Mahkemenin görüş vermelerini talep ettiği:
Sağlık Bakanlığı adına Avukat Fatma Güneş
Kıbrıs Türk Hekimleri Sendikası (Tıp-İş) adına Başkan Dr. Sıla Usar İncirli hazır tarafından Avukat Hasan Esendağlı ve Avukat Jale Dizdarlı
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği -tarafından Avukat Feyzi Hansel
Serbest Çalışan Hekimler Birliğini temsilen Başkan Remzi Gardiyanoğlu ve Asbaşkan İlter İpekdal hazır; taraflarından Avukat Levent Kızılduman.


GÖRÜŞ İSTEMİ


KKTC Cumhurbaşkanı adına KKTC Başsavcısı, Anayasa'nın 146. madd-esi altında, 19.6.2017 tarihli Cumhuriyet Meclisi Birleşiminde kabul olunan ve Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanına verilen Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın 11. maddesinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hususunda görüş isteminde bul-unmuştur. Talep metnine ekli layiha başlıklı evrakta KKTC Başsavcılığı, görüş isteminde belirtilen Yasanın 11. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa'nın 1, 8. veya başka herhangi bir kuralına uygun olup olmadığı konusunda görüş istemini detaylandırmıştır.

KKTC- Cumhuriyet Meclisi, Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın 11. maddesinin 2. fıkrasının ve/veya herhangi bir maddesinin Anayasa'nın 1, 8. veya herhangi bir maddesine aykırı olmadığını, tümü ile Anayasa'ya uygun olduğunu ileri sürmüştür.

Görüş istemi-ne konu Yasa ile ilgili Anayasa Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı, Kıbrıs Türk Hekimleri Sendikası (Tıp-İş) ve Serbest Çalışan Hekimler Birliğinden de görüş vermelerini talep etmiş, bilahare Tabipler Birliğinin görüş verme talebi kabul edilerek, tarafların hitap-larından önce söz konusu Bakanlık ve Örgütlere söz hakkı verilmiştir.

İLGİLİ YASA MADDELERİ:

KKTC Cumhuriyet Meclisinin 19.6.2017 tarihli 75. Birleşiminde kabul edilerek Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanına gönderilen Sağlık Hizmetleri Döner- Sermaye Yasası'nın 11. maddesi aynen şöyledir:

"(1) (A) Sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan
hekime, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası'nın
40'ıncı maddesi uyarınca, çalışma saatleri
ile nöbet saatleri dışında -kalan zamanda
özel hasta bakımından dolayı ek ödeme yapılır.

(B) Özel hasta bakımından elde edilen tutar,
döner sermayeye gelir olarak kaydedilir. Bu
gelirden, Kıbrıs Türk Tabipler Birliğinin
- belirlemiş olduğu asgari ve/veya azami ve/veya
bu ücret aralığındaki ücretlerden hangisinin
alınacağına Bakanlık karar verir. Belirlenen
muayene ücretinin %60 (yüzde altmış)'ı ilgili
hekime, -bu Yasada öngörülen süre içerisinde
ödenir.
(2) (A) Yukarıdaki (1)'inci fıkrada öngörülen ödemeye
ilaveten sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan
personele ve asistan hekimlere, mesai saatleri
iç-erisinde çalıştığı servis, burada yaptığı
hizmetin niteliği, süresi ve bunlara ilişkin
belirlenecek kat sayı ve puan göz önünde
bulundurulmak suretiyle fiilen sağladığı katkı
ve oranda ödeme yapılı-r.
Bu fıkra amaçları bakımından kat sayı,
verilen hizmete; puan ise bu fıkranın (A)
bendinde öngörülen kriterlere göre verilir.

(B) Bu fıkra uyarınca ödenecek miktar, bir önceki
aylık g-elirin %60 (yüzde altmış" ıdır.
Ancak her halükarda ödenecek tutar,
personel maaşının iki katını aşamaz.

(C) Yapılacak ek ödemeler, personelin kadrosu,
görevi, çalışma koşulları, hizmete katkısı,
- girişimsel işlemler ve görevindeki tehlike
ve iş riski dikkate alınarak yapılır.

(Ç) Bu madde uyarınca ödeme hakkı kazandıran
hizmetler ve hizmete ilişkin kriterler,
kat sayı, puan ve oranlar- Bakanlıkça
belirlenecek ve Bakanlar Kurulunca onay-
lanarak Resmi Gazete'de yayımlanacak tüzükle
belirlenir."


KKTC Başsavcılığı, görüş isteminde, 1. ve 8. maddeler üzerinde durmuş, tarafların hitapları ve s-öz hakkı verilenlerin sunumları esnasında Anayasa'nın 4, 45 ve 121. maddelerine değinilmiştir.

Bu maddeler aynen şöyledir:

İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ

Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet -ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.
Yasama Yetkisi
Madde 4
Yasama yetkisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı adına Cumhuriyet Meclisinindir.


Eşitlik
Madde 8
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünd-e eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3)Ekonomik bakımdan güçsüz -olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.


Sağlık Hakkı
Madde 45
Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevlidir.-



Kamu Görevlileri ve Diğer Kamu Personeli ile İlgili Kurallar
Madde 121
(1)Kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri yasa ile düzenlenir.
(2)Kamu görevlilerin-in atanmalarını, onaylanmalarını, sürekli ve emeklilik hakkı kazandıran kadrolara yerleştirilmelerini, terfilerini, nakillerini, emekliye sevklerini, uyarma ve kınama cezasını gerektiren disiplin işlemleri dışında, azil ve görevden uzaklaştırma dahil diğe-r tüm disiplin işlemlerini yapmak üzere tarafsız ve bağımsız organ veya organlar kurulur. Bu organ veya organların kuruluş ve işleyişi, belirli kamu görevlileri kesimi için, hizmet özellikleri gözetilerek ayrı düzenlemeler yapılmasına olanak tanıyacak bi-çimde, yasa ile düzenlenir.
(3)Diğer kamu personelinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri, bu personelin bağlı oldukları kurumlarca yürütülen hizmetlerin özelliklerine göre yas-alarla düzenlenir.
(4)Kamu görevlileri ile diğer kamu personeli hakkında yapılacak disiplin kovuşturmalarında isnat olunan hususun ilgiliye açıkça ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve savunma için belli bir süre tanınması gerekl-idir. Bu ilkelere uyulmadıkça, disiplin cezası verilemez ve disiplin kararları yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz.
Yargıçlar ve savcılar hakkında bu Anayasanın kuralları saklıdır.
(5)Üst kademe yöneticiliği yapan kamu görevlileri, ilgili Ba-kan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalarını taşıyan üçlü kararname ile atanırlar. Bu konudaki kurallar yasa ile düzenlenir.
(6)Cumhuriyet Meclisi seçim gününün Resmi Gazete'de ilanından başlayarak, seçim sonrasında yeni Bakanlar Kurulunun göreve başlay-acağı güne kadar, kamu hizmetlerinde, kamu kuruluşlarında ve kamu iktisadi teşebbüslerinde, işçi dışında atama yapılamaz; terfi, nakil ve barem ayarlamaları tamamen durdurulur.
Bu kuralların nasıl ve hangi koşullarla uygulanacağı yasa ile düzenlenir.


İ-NCELEME


Anayasa'nın 8. maddesi, eşitlik ilkesine; 1. maddesi ise, sair şeyler yanında, hukuk devleti ilkesine yer verir. Huzurumuzdaki görüş isteminde esasen üzerinde durulan madde, eşitlik ilkesini düzenleyen 8. maddedir. 8. maddeye aykırılık tespit ed-ildiği takdirde, 1. maddeye, yani hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunması kaçınılmazdır. Bu nedenle, Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın 11. maddesinin öncelikle eşitlik ilkesine aykırılığı bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir.

KKTC Anaya-sası'nın 8. maddesi

Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın 11. maddesinde, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir unsurun var olup olmadığına karar vermek için, öncelikle Yasanın 11. maddesi ile getirilmeye çalışılan yeniliklerin ne olduğuna bakıl-ması gerekmektedir. KKTC Başsavcısı, görüş istemine konu yazı ile, KKTC Cumhurbaşkanı adına 11. madde ile ilgili görüş isteminde bulunmuştur.
11. maddenin 1. fıkrasının A bendinde, sağlık kurum ve kuruluşunda çalışan hekime, çalışma saatleri ile nöbet- saatleri dışında kalan zamanda özel hasta bakma ve bunun neticesinde ek ödeme alma hakkı verilmektedir.

11. maddenin 1. fıkrasının B bendinde, özel hasta bakımından elde edilen tutarın döner sermayeye gelir kaydedildiği, bu gelirden Kıbrıs Türk Tabiple-r Birliğinin belirlediği asgari ve/veya azami ve/veya bu ücret aralığındaki ücretlerden hangisinin alınacağına Bakanlığın karar vereceği, belirlenen ücretin %60'ının ilgili hekime Yasada öngörülen süre içerisinde ödeneceği belirtilmektedir.

11. maddeni-n 2. fıkrasının A bendinde, madde 11(1)'de öngörülen ödemeye ilaveten, sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan personele ve asistan hekimlere, mesai saatleri içerisinde çalıştığı servis, burada yaptığı hizmetin niteliği, süresi ve bunlara ilişkin belirlenec-ek katsayı ve puan göz önünde bulundurularak, fiilen sağladığı katkı ve oranda ödeme yapılacağına, katsayının verilen hizmete, puanın ise bu fıkrada öngörülen kriterlere göre verileceğine yer verilmektedir.

11. maddenin 2. fıkrasının B bendinde, 2. fıkra- uyarınca ödenecek miktarın bir önceki aylık gelirin %60 olduğuna, her halükarda ödenecek tutarın, personel maaşının iki katını aşamayacağına yer verilmektedir.

11. maddenin 2. fıkrasının C bendinde, yapılacak ek ödemelerin, personelin kadrosu, görevi, ç-alışma koşulları, hizmete katkısı, girişimsel işlemler ve görevindeki tehlike ve iş riski dikkate alınarak yapılacağı belirlenmektedir.

11. maddenin 2. fıkrasının Ç bendinde ise bu madde uyarınca ödeme hakkı kazandıran hizmetler ve hizmete ilişkin krite-rlerin, katsayı, puan ve oranların Bakanlıkça düzenlenecek ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Resmi Gazete'de yayımlanacak bir tüzük ile belirleneceği ifade edilmektedir.

Sağlıkta döner sermaye ve özel hasta bakma, 6/2009 sayılı Kamu Sağlık Çalışa-nları Yasası ile gündeme gelmiştir. Bu Yasa 2.2.2009 tarihinden itibaren yürürlükte olan bir Yasadır. 6/2009 sayılı Yasanın 43(1) maddesi, kamu çalışma saatleri içinde ve dışında ücretli veya ücretsiz başka iş yapılamayacağına, madde 43(2) de kamu sağlık ç-alışanlarından, sağlık hizmetlerine ilişkin döner sermaye ile ilgili mevzuat kapsamında ek ödenek alma ve/veya özel hasta bakma hakkı tercihini kullanan hekimlerin özel klinik açamayacaklarına ve tüm zamanlarını kamu sağlık hizmetlerinin yürütülmesine ayır-arak çalışma saatleri içinde veya dışında ücretli veya ücretsiz başka iş yapamayacaklarına yer vermektedir. Madde 43(3)'de ise, döner sermaye ile ilgili mevzuat kapsamında ek ödenek alma ve/veya özel hasta bakma hakkını tercih etmeyen hekimlerin, günlük ç-alışma saatleri dışında, özel hastahane, klinik, özel dispenser ve özel muayenelerde çalışabilecekleri düzenlenmiştir. Bu hekimlerin her halükarda, on call veya nöbetçi oldukları günlerde, görevlerini yerine getirme mükellefiyetleri devam etmektedir. Madd-e 43(4)'de ise hekimlere her takvim yılı Bakanlığa dilekçe sunarak döner sermaye ile ilgili mevzuat kapsamında ek ödenek alma ve/veya özel hasta bakma hakkı ile ilgili tercihlerini değiştirme hakkı tanınmaktadır. Anayasa Mahkemesi 2, 4, 5 ve 8/2009 (D.2/2-011) sayılı kararı ile 43. maddenin (3). fıkrasını, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.

Anayasa Mahkemesi 2,4,5 ve 8/2009 (D.2/2011) sayılı kararda, Anayasa Mahkemesi madde 43'ün (2.) fıkrası huzurunda olmasına rağmen bu fıkra ile ilgili karar ür-etmemiştir. Anayasa Mahkemesinin, kararında (D.2/2011), madde 43'ün (2). fıkrasını incelememiş ve bu fıkra ile ilgili karar üretmemiş olması, huzurumuzdaki görüş istemine konu 11. maddenin incelenmesine herhangi bir engel oluşturmamaktadır.

11. maddeni-n 1. fıkrasının A bendi, sağlık kurum ve kuruluşunda çalışan hekime çalışma ve nöbet saatleri dışında kalan zaman içerisinde özel hasta bakma ve bu bakım neticesinde, ek mesaiden farklı olarak, ek ödeme alma olanağı tanımaktadır. Bu olanak, görüşe konu Yas-anın 11(1)(A) maddesinde yer aldığı gibi, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası'nın 40'ıncı maddesine dayanmaktadır. 6/2009 sayılı Yasanın 40. maddesi ile kamu sağlık çalışanı hekime, günlük çalışma saati dışında, görev yaptığı hastane bünyesinde özel hasta bakm-a ve buna bağlı sağlık hizmetlerine ilişkin döner sermaye ile ilgili mevzuatta belirlenecek çerçevede ek ödenek alma hakkı verilmişti. 6/2009 sayılı Yasanın 40. maddesi, (D.2/2011) dahil, Anayasa Mahkemesi huzurunda herhangi bir davaya konu edilmiş değildi-r. Özel hasta bakma hakkı, madde 11 (1)'de, sadece sağlık alanında çalışan tüm hekimlere tanınan bir haktır. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası altında görev ifa eden diğer sağlık personeline, mesai saatleri dışında görev yapma ve bundan ek ödeme alma hakkı v-erilmemiştir. Konuya daha kapsamlı bir çerçeve içerisinde bakıldığında, genelde kamu görevlilerine çalışma ve eğer varsa nöbet saatleri ve/veya mesai dışında, çalışma ve bu çalışmadan maaşlarına ek mesai dışında ek ödeme alma hakkı veya özel iş yapma hakkı- verilmediği aşikardır.

11. maddenin 2. fıkrasının A bendi, 1. fıkra altında hekime yapılacak ödemeden başka, sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan personele ve asistan hekimlere (ki bu kapsama hekimler de girmektedirler), mesai saatleri içerisinde çal-ıştıkları servis, burada yaptıkları hizmetin niteliği, süresi ile sağladıkları katkı oranında ödeme yapılması öngörülmektedir. Kamu görevlileri mesai saatlerinde yaptıkları işe göre, devletin barem çizelgesinde, barem ve kıdeme göre maaş ödenmektedirler. B-u maaş, mesaisine uyduğu müddetçe, kamu görevlisine ödenir. Hiç bir kamu görevlisine, mesai saatleri dahilinde yaptığı görev bağlamında yaptığı işler değerlen-dirilerek ve fiilen sağladığı katkı dikkate alınarak ek ödeme veren mevzuat yoktur. Huzurumuza g-örüş istemi ile gelen bu Yasadaki bu husus bir ilk konumundadır. Polislere verilen kira yardımı, öğretmenlere ödenen hazırlık ödeneği, sivil havacılıkta, cezaevinde, telekomünikasyon ve gümrük dairelerinde çalışanlara verilen ödenekler ve ayrıca kamu sağlı-k çalışanlarına ödenen farklı isimler altındaki ek tahsisatlar, görevin getirdiği zorluklar ve/veya tehlikelere karşı ve/veya katkı ve/veya yardım maksatlı, maaşa ek ödemelerdir. Bu yasalar altında yapılan ödemeler, mesai saatlerinde yerine getirilen görev-e fiilen sağlanan katkının değerlendirilmesi neticesinde yapılan ödemeler değillerdir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi, görüş istemine konu Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası ile kamu sağlık hizmetlerinde bir yenilik getirmeyi amaçla-makta ve kamu sağlık kurumlarına döner sermaye olgusunu getirmeyi ve hekimlerin özel hasta bakarak döner sermayeye gelir sağlanmasını, döner sermayeye giren gelirden , özel hasta bakan hekime muayene ücretinin %60'ını ve buna ilaveten personele de mesai s-aatleri çalışmalarını esas alarak, ek ödeme yapılmasını öngörmektedir. Yenilik, eğer bir kurumun daha iyi hizmet sunmasını sağlayacaksa, olumlu bir adım olarak kabul edilir. Ancak Yasanın her halükarda Anayasa'ya uygunluk ekseninde incelenmesi gerekmektedi-r.
Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesi pek çok Anayasa kararında irdelenmiş ve bu ilkenin ne olduğu pek çok kararda izah edilmiştir.

Anayasa'nın 8. maddesi, yasama organına, yasama yetkisini kullanırken eşitlik ilkesine uygun yasa yapma yükümlülüğünü ge-tirmiştir. Yasalarda kişiler arasında ayırım yapılmamalı, yasalar ile yaratılan hak ve ödevlerde, yarar ve yükümlülüklerde eşitlik sağlanmalıdır. Bir yasada benzer durumda olan kişilere aynı kurallar uygulanmalı, benzer durumlardaki kişilere farklı kuralla-r uygulanmamalıdır. Aynı hukuki durumda bulunan kişilerin aynı işleme tabi tutulması gereği, farklı konumda olan kişilere farklı kurallar uygulanmasına engel değildir. Ayrı hukuksal durumda olanların ayrı kurallara tabi tutulması eşitlik ilkesini çiğnemem-ektedir.

Eşitlik ilkesinin amacı, aynı konumda olan kişilere ayrı kuralların uygulanmasını önlemek ve bu şekilde ayrıcalıklı kişi ve grupların yaratılmasını engellemektir.

Yasaların önünde eşitlik, herkese her yönden aynı kuralların uygulanacağı şekl-inde yorumlanamaz. Kişilerin durumlarındaki özellikler nedeni ile kişilere farklı kurallar getirilebilir veya farklı uygulamalara tabi tutulabilirler. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutuldukları takdirde, Anayasa'd-aki eşitlik ilkesi çiğnenmez.

Anayasa Mahkemesinin kabul ettiği genel eşitlik ilkesi mutlak değil, nispi eşitlik ilkesidir. Nispi eşitlik, haklı neden olması halinde farklı uygulama, sınıflandırma veya ayırım yapmaya olanak tanımakta ve bu koşullarda ya-pılan uygulamalarda eşitlik ilkesinin ihlal edilmiş olmadığı kabul edilmektedir. Bazı durumlarda, aynı durumda olanlara aynı kuralların uygulanmaması, bu ayırım haklı bir nedene dayanması halinde, yine eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Farklı uygulam-anın haklı bir nedene dayanması için, nedenin anlaşılabilir, amaçla ilgili, makul ve adil olması gerekir.

Esasen, Anayasa'nın herhangi bir maddesine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenirken, ilk olarak iptal davasına veya havaleye konu yasanın ken-di içeriği incelenerek Anayasa'ya aykırılık bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Eşitlik ilkesi, karar verilecek yasanın içeriğiyle ihlal edilmemelidir. Ancak bazı durumlarda, eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilmediği, aynı alandaki başka bir mevzuat il-e de karşılaştırma yapılarak saptanmalıdır. Aynı alandaki yasalarda benimsenmiş genel veya ortak esaslardan sapma olduğu takdirde, yine eşitlik ilkesinin ihlal edildiği kabul edilmektedir.

Nitekim Anayasa Mahkemesi 2,4,5 ve 8/2009 (D.2/2011) sayılı karar-ının, 14. sayfasında Kamu Sağlık Çalışanları Yasası'nın 43(3) maddesi altında kamu sağlık çalışanı olan hekimler ile diğer kamu sağlık çalışanları arasında ayırım yapıldığına ve buna ilaveten, kamu sağlık çalışanı hekimler ile tüm diğer kamu görevlileri a-rasında da ayırım yapılarak Anayasa'daki eşitlik ilkesinin ihlal ediliğine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi 2,4,5 ve 8/2009 sayılı davanın kararında konuyla ilgili şunlar ifade edilmiştir:

"Türk Anayasa Mahkemesi, bir kanun hükmünün eşitlik
ilke-si yönünden Anayasaya uygunluğunun denetlenmesinde
onun başka kanunların hükümleriyle çelişip çelişme-
diğinin değil, Anayasa ilkelerine uygunluk gösterip
göstermediğinin araştırılması gerektiğini belirtmekle
birlikte, kendi değe-rlendirmesine göre sosyal
ilişkilerin belli bir alanını veya birbirine benzer
nitelikteki alanlarını düzenleyen kanunlar söz konusu
olduğunda, eşitlik ilkesine aykırılığı iddia edilen
kanun hükmü ile başka kanunlardaki hükümler -arasında
karşılaştırmalar yapabilmektedir."
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hukukunda içtihatların bağlayıcılığı esastır. Anayasa Mahkemesi kararlarında da aynı kural geçerlidir. Bu kuralı bu dava maksatlarına indirgediğimiz zaman, Anayasa Mahkemesi 2-,4,5 ve 8/2009 (D.2/2011)'de eşitlik ilkesi ile ilgili söylenenler, yani eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilmediği hususu incelenirken, konu yasa dışındaki yasalar arasında da değerlendirme yapılması gerektiği, bu dava açısından bağlayıcı içtihat konumunda-dır.

Yukarıda eşitlik ilkesi ile ilgili sıralanan ilkeler göz önünde tutularak, Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası 11. maddesi incelendiğinde, madde 11(1) (A) ile sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan hekime, hem çalışma saatleri ile nöbet saatl-eri dışında kalan zamanda özel hasta bakmaya, hem de bunun neticesinde ek ödeme almaya hak tanındığı görülmektedir.

Kamuda görev yapan kamu görevlilerinin hak ve görevlerini tanımlayan, 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası ile görüşe konu Yasa mukayese -edildiği zaman, 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası altında kamu görevlilerine, çalışma ve eğer varsa nöbet saatleri dışında kalan zamanlarda çalışmalarına olanak sağlayan ve bu çalışma için ek mesai dışında hizmet verdiği kişilerden para tahsil edilerek e-k ödeme alma hakkı tanıyan herhangi bir madde yoktur. Bu noktada madde 11(1)(A)'da kamu sağlık çalışanı hekime verilen özel hasta bakma, mesai sonrası çalışma ve bunun neticesinde ek mesai haricinde ek ödemeye hak kazanma ile, kamu sağlık çalışanı hekim i-le diğer kamu görevlileri arasında bir ayırım yapılmaktadır.

Madde 11(2)(A)'da ise, bu madde kapsamına giren personele, mesai saatlerindeki çalışmalarından kaynaklanan ek ödeme yapılması öngörülmektedir. Emare olarak ibraz edilen "Döner Sermaye Yasa Tas-arısı kapsamında bulunan Kurumlarda Çalışanlar, Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi ve Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi" başlıklı tablo, Başbakanlığa bağlı Personel Dairesi tarafından hazırlanmıştır ve bu Emarede, görüş istemine konu Yasa kapsamında 1455 perso-nel bulunduğu ancak aynı kurumlarda daimi işçi (84 kişi), geçici işçi (174 kişi) ve engelli (24 kişi) istihdamı altında istihdam edilenlerin, yasa kapsamı dışında kaldığı belirtilmektedir. Emare tablo altında kapsam dışı kaldıkları söylenen çalışanlara ise-, Döner Sermaye Yasası kapsamındaki kurumlarda çalışmalarına rağmen böyle bir ek ödeme imkanı tanınmamaktadır. Emare tabloya bakarak bir karşılaştırma yapıldığı zaman, Emare'de yer alan üst kademe yöneticisi ile kamuda görevli başka bir üst kademe yöneti-cisi, Emare'de yer alan mühendislik ve mimarlık hizmetinde görev yapan bir kamu görevlisi ile başka herhangi bir dairede, örneğin Planlama ve İnşaat Dairesinde görevli bir mimar veya mühendis; mali hizmetler sınıfında Emare kapsamında olan ve başka herhang-i bir dairede mali hizmetlerde görev yapan maliye memuru; teknisyen ve teknisyen yardımcısı; kitabet memuru; odacı; şoför; aşçı, garson, araç bakım ve onarımı ile görevlendirilenler arasında Emare kapsamına giren bir kamu görevlisi ile aynı işi başka bir d-aire veya kurumda yapan bir kamu görevlisi arasında bir ayırım yapılmaktadır.

Gerek aynı kurumlarda çalışanlar arasında, gerekse kamu sağlık çalışanları ile kamu görevlileri arasında yaratılan bu ayırımın haklı bir nedene dayanıp dayanmadığının inc-elenmesi gerekir.

Görüşe konu Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasa Tasarısının genel gerekçesi ve madde gerekçeleri incelendiği zaman, Yasa ile ilgili gerekçelerin şu şekilde kaleme alındığı görülür:
"Ülkemizde sağlık hizmetlerinin tüketicisi
- durumunda olan yurttaşların memnuniyet düzeyi düşük
seviyelerdedir. Sağlık alanına ayrılan kaynaklar
yeterli olmamakla birlikte, kuruluşlar arasındaki
koordinasyon eksikliği, organizasyon bozukluğu,
rasyonel olmayan yatırımlar, mak-ine ve teçhizat
eksiklikleri ve istihdam politikasındaki yanlışlık-
lardan dolayı mevcut kaynaklar da etkili kullanıla-
mamaktadır. Bazı sağlık kuruluşlarında kapasite
yetersizliği varken, bazılarında ise atıl kapasite
söz konusu-dur.

Anayasa, her yurttaştan mümkün olan en yüksek
standartlarda sağlık hizmetinden yararlanabilmesini,
temel haklar ve sosyal devlet anlayışının asli
unsurlarından birisi olarak kabul etmektedir. Çağdaş
bilimin gereklerine uyg-un, etkin, verimli, kaliteli,
hakkaniyete uygun, yaygın ve kolay erişebilir sağlık
hizmetini, herkese, her yerde ve her zaman sunabilmek
amacı ile genelde Sağlıkta Finansman sorununu aşmak
yönünde arayışlar kapsamında Genel Sağlık S-igortası
sisteminin Sağlık sistemine bütünleşmiş edilmesi
düşünülürken, başta doktorlar olmak üzere, sağlık
hizmet sunucularının maaş ve ödeneklerinin tatminkar
bir düzeye çıkarabilmek için de, Döner Sermaye
Sisteminin, genel -sağlık sistemine eklemlendirilmesi
öncelikli ve zorunlu bir seçenek olarak görülmektedir.

Tasarıya göre, Döner Sermayeden performansa dayalı
ek ödeme almak suretiyle, halen çekmekte oldukları maaş
ve ödeneklerinden ayrı olarak, s-ağlık personeli ek
ödeme alabilecek ve bu miktar branşa göre daha da
artabilecektir. Performansa dayalı ek ödeme sistemine
geçilmesiyle birlikte, sağlık sisteminde olumlu
etkilerini göstermeye başlayacaktır.

Dünyanın birçok ülk-esinde kullanılan döner sermaye
sistemi, devlet kuruluşlarına, tüm ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için sürekli olarak genel bütçeden
ödenek ayrılmasını da engeller. Döner sermaye sistemi-
nin etkin bir biçimde yürütülmesiyle birlikte -devletin
genel bütçesi sürekli olarak ödeme yapmak zorunda
kalmadığından, bu durum ülke ekonomisi için de oldukça
önemlidir."


Bu gerekçede bu Yasanın esas gayesinin sağlık alanına "çağdaş bilimin gereklerine uygun, etkin, verimli, k-aliteli,
hakkaniyete uygun, yaygın ve kolay erişebilir sağlık
hizmetini, herkese, her yerde ve her zaman sunabilmek amacı ile genelde Sağlıkta Finansman sorununu aşmak" gayesi ile "ek kaynak yaratmak", "başta doktorlar olmak üzere, sağlık hizmet sunucula-rının maaş ve ödeneklerinin, tatminkar bir düzeye çıkarabilmek", sağlık personeline "performansa dayalı ek ödeme" sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Bunun neticesinde de, sağlık hizmetlerinin daha yüksek düzeyde sunulabilmesi hedeflenmektedir.

Mevcut sist-emde, doktorların ve diğer sağlık personelinin mesai saatlerinde görev yerlerinde çalışmaları gerekmektedir. Buna ilaveten, sağlık servislerinde nöbet sistemi ve on call sistemi de mevcuttur ve her iki sistem için çalışanlara ek tahsisat ve/veya ek ödeme y-apılmaktadır. Bu şekilde, görevli personelin görev başında olduklarının denetimi yapılması halinde, sağlık hizmeti 24 saat karşılanabilir durumdadır.

Yaratılan ayırım veya yapılan eşitsizliğin, haklı bir nedene dayanıp dayanmadığına karar vermek içi-n, bir bütün olarak, 11. madde ile yaratılmak istenilen sisteme bakmak gerekir.

Yasanın 3. amaç maddesinde, bu Yasa ile "sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli, verimli ve devamlı bir hizmetin sunulmasının sağlanabilmesi, sağlık kurum ve kuruluşl-arının kendi imkanları ile karşılayamadıkları ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için" döner sermaye oluşturulması hedeflenmektedir.

Döner sermayeye sağlanacak gelir 9. maddede sıralanmaktadır. 9.maddenin (1). fıkrasının (D) bendinde yer alan, özel hasta ba-kımı karşılığında alınan ücret de döner sermayeye gelir kaydedilecektir. 10. maddede ise giderlerin ne olacağı izah edilmekte ve burada gelirin %60'ının personele, %40'ının ise mal ve hizmet alımlarına harcanacağı belirtilmektedir.

Kamu sağlık hekimleri,- mesai ve nöbet saatleri haricinde özel hasta bakarak, döner sermayeye gelir sağlayacaklardır. Özel hasta bakımı neticesinde, sadece muayeneden değil, bunun dışında verilebilecek diğer hizmetlerden de gelir elde edilecektir. Özel hasta tarafından yapılan ö-deme döner sermayeye gelir kaydedilecektir. Özel hastayı muayene eden hekime, 11(1)(B) maddesi altında, Kıbrıs Türk Tabipler Birliğinin belirlediği asgari ve/veya azami ve/veya bu ücret aralığında, Bakanlığın karar vereceği ücretin %60'ı, döner sermayeden -ödenecektir.

Döner sermaye havuzuna giren, 9. madde kapsamındaki diğer tüm ödemeler ile muayene ücretinden hekime ödenen miktar çıkınca kalan miktarların toplamının %60'ı, madde 11 2(A) altında, fiilen sağlanan katkı ve oran dikkate alınarak, personel a-rasında paylaştırılacaktır. Bu havuza, özel hasta bakımından elde edilen, muayene ücretinin sadece %40'ı girecektir. Muayene ücretinin %40'ının, madde 11 (2)(B) uyarınca %60'ı, yani muayene ücretinin %24'ü, döner sermayedeki diğer tüm gelirin %60'ı ile bir-likte personel arasında paylaştırılacaktır.

Bu durumda döner sermayede mal ve hizmet alımları için kalacak miktar, personele verilecek miktarın altında olacaktır. Yani özel hasta bakımından elde edilecek gelirden yüksek pay personele gidecektir. Personel-e ödenecek miktarda yegane kısıtlama, ödenecek miktarın personelin maaşının 2 katını aşamayacağı noktasındadır.

Bu tablodan, özel hasta bakımından elde edilecek ödemeden personelin daha fazla faydalanabileceği, mal ve hizmet alımı için kalacak mikt-arın daha az olacağı görülebilmektedir. Bu tablo, özel hasta bakarak sağlanacak gelirin, "sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli, verimli ve devamlı bir hizmetin sunulmasının sağlanabilmesi, sağlık kurum ve kuruluşlarının kendi imkanları ile karşıl-ayamadıkları ihtiyaçlarının karşılanabilmesi"ne yönelik kullanım hedefinden çok, personele ek gelir sağlamak hedefi ile hareket edildiğini gösterir mahiyettedir.

Görüşe konu madde 11 ile, esasen personele gelir artışı sağlanmaktadır. Personel gelirlerind-e artış sağlamak, daha iyi, daha kaliteli, halkın daha yüksek standartta bir sağlık servisinden yararlanmasını getirmez. Sağlık sisteminin daha yüksek düzeye taşınmasının, gerçek anlamda bir döner sermaye sistemi ile mümkün olup olmadığı, bu görüşte incele-nmesi gerekmemektedir. Bu Yasa ile kurulmak istenenin sistem daha kaliteli, kolay erişebilir ve verimli bir sağlık hizmeti için ek kaynak yaratmak gayesini güden gerçek bir döner sermaye sisteminden fazla, öncelikle kamu sağlık hekimlerinin mesai ve nöbet -sonrası özel hasta bakımını yasal statüye kavuşturmak ve yasa kapsamında olan personele ek gelir temin etmek olduğu hususu öne çıkmaktadır.

Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası ile sağlık hizmetlerinde kurulmak istenen döner sermaye sistemi, bu Yas-aya tabi kişilere ek ödeme sağlayarak, öncelikle bu Yasaya tabi olmayan, yani Yasadaki personel kapsamına girmeyen, ancak Döner Sermaye Yasası kapsamındaki kurumlarda çalışanlarla Yasa kapsamına giren çalışanlar arasında bir ayırım yapılmıştır. Bu ayırımın- haklı bir nedene dayandığı iddia edilmediği gibi, böyle bir ayırımın haklı bir nedene dayandığını da söylemek mümkün değildir.

Devamla, sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimlere mesai saatleri ve nöbet saatleri dışında çalışma hakkı tanıyara-k, bu şekilde ek ödeme alma hakkı vermekle, 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'na tabi kamu görevlileri ile bu Yasa altında çalışan hekimler arasında ayırım yapılmıştır. Yaratılan eşitsizlik ve farklı uygulama sağlık servisini düzeltmeye yönelik bir adı-m değildir. Hekim ve personele gelir artırmakla, sağlık servisi daha ileriye götürülemez. Ayırım yapılmasının gerekçesi, anlaşılır, makul ve adil değildir. Bu nedenle, yaratılan eşitsizliğin haklı bir nedene dayandığı kabul edilemez.

Madde 11(2)(A)'da ya-pılacak ödeme, "mesai saatleri" içerisinde çalıştığı serviste yaptığı hizmetin niteliği ve süresi ve belirlenecek katsayılar ve puanlar dikkate alınarak yapılacağından, bu husus 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nda hiç bulunmayan bir unsur olarak önüm-üze çıkmaktadır. Bilhassa mesai saatlerindeki çalışma için çalışanlara maaş ödendiği göz önünde tutulursa, mesaideki çalışmalar için ek ödenek verilmesi, ülkenin tüm maaş ödeme sistemine ters düşmekte ve büyük bir eşitsizliğe yol açacaktır. Bu sistem ile m-aaş skalasında, yani halihazırda ödenen maaşta herhangi bir değişiklik yapılmadan, buna ilaveten mesai saatlerindeki performans için döner sermayeden oluşan havuzdan ödeme yapılması, bu Yasa altında çalışanlar ve 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'na ta-bi diğer kamu görevlileri arasında çok farklı bir uygulama yaratacaktır. Böyle bir düzenleme, ne 7/1979 ne de döner sermaye uygulandığı kabul edilen 59/1989 sayılı Orman Dairesi Yasası ve 11/1990 sayılı Devlet Üretme Çiftliği Yasalarında yer almaktadır.

-Mesai saatleri dahilinde yerine getirilen görev için ek ödeme verilmesi ile yaratılan farklı uygulamanın sağlık sistemini daha düzenli hale koyma amacıyla, haklı neden açısından, anlaşılır makul ve adil bir ayırım olduğu söylenemez. Dolayısıyla, yaratılan -eşitsizliğin haklı bir nedene dayandığı da kabul edilemez.

Esasen döner sermayeye dahil olacak gelirden, giderler belirlenip düşülmeden, gelirin 11. maddede belirlendiği şekilde veya herhangi bir şekilde, personel arasında paylaştırılması, yaratılan ayırı-mın haklı bir nedene dayandığını göstermekten uzaktır. Döner sermaye gelirinden, giderlerin ne olduğu belirlenmeden, daha kaliteli bir sağlık servisi sunulmasına olanak sağlayacak ek kaynak yaratma hedefi yerine getirilemez. Gelir ancak giderler düşüldük-ten sonra personele paylaştırılırsa, ek kaynak yaratma ve bu şekilde sağlık servisini daha üst düzeye çekme hedefi gerçek gerekçe kapsamına girebilir.

Tüm yukarıda ifade edilenler ışığında, Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın 11. maddesinin (1). -fıkrasının A ve B bentleri ile (2). fıkranın (A) (B),(C)ve (Ç) bentlerinin Anayasa'nın eşitlik ilkesini ihtiva eden 8. maddesine aykırı olduğu görüşündeyiz.


Anayasa'nın 1. maddesi

Anayasa'nın eşitlik ilkesi ihlali tespit edildikten sonra, hukuk devle-ti hükmünü içeren, Anayasa'nın 1. maddesinin, "insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlarda-n kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğu bilincinde olan devletti-r" doğrultusunda, hukuk devleti tanımı ışığında, ihlal edildiği kabul edilmelidir.

Anayasa'nın 4 ve 121(1) maddeleri

Anayasa'nın 4. maddesi, yasama yetkisinin, KKTC halkı adına Cumhuriyet Meclisinde olduğunu belirtir. Madde 121.(1) ise kamu görevlilerin-in nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin yasa ile düzenleneceğine yer verir.

Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası madde 11 ile, Anayasa'nın 121. maddesi kapsamında olan kamu- görevlilerinin maaşlarına ek ödeme sağlamak yoluna gidilmiştir.

Anayasa'nın 121. maddesinin 1. fıkrasında, o fıkrada belirtilen konuların yasa ile belirlenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi bu maddeyi yorumlarken, yasa ile düzenlenm-esi gereken konunun tüm ayrıntıları ve detayları ile yasada yer alması gerekmediğini, temel ilkelerin yasada yer alması gerektiğini, buna ilaveten yasada konunun çerçevesinin yani, alt ve üst sınırının çizilmesi gerektiğini ve yürütmenin düzenleme yetkisin-in sınırsız, belirsiz, geniş bir alan olamayacağını vurgulayarak, yasa ile bu hususlar belirlendikten sonra, geriye kalan unsurları yürütmenin tespit edebileceğini kabul etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, 10/2007 (D.2/2008) sayılı kararının 45. sayfasında şöyl-e demiştir:

"Modern Anayasa Hukuku, bir konunun genel ilkelerini
veya çerçevesini yasama organının belirledikten sonra
ayrıntılı düzenlemenin yürütme organına bırakılması
prensibini kabul etmektedir. Anayasamız 149. maddesi
ile KKTC Anayasasını tefs-ir etme hakkını münhasıran
Anayasa Mahkememize vermiştir. Konuyu inceleyen Anayasa
Mahkememiz de geçmişte yukarıdaki görüşe paralel kararlar
üretmiştir. Bizim Anayasa mahkememizin geçmiş kararlarına
göre, Yasama Meclisi, yasa yapıp bir konunun çerçeve-sini
çizerek veya alt veya üst sınırlarını belirleyerek
idareye veya başka bir organa, gerekli gördüğü düzenlemeyi
o yasada belirtilen maksatla yapmayı bırakabilir ancak,
böyle bir yetki devri, keyfiyete açık olmamalıdır ve
yetki kullanacak olan organ-ın (bu meselede Bakanlar
Kurulunun) kullanabileceği yetkinin alt ve üst sınırları
yasa ile belirlenmelidir. Bu kritere uymayan düzenlemeler
geçmişte Anayasa'ya aykırı bulunmuştur. Meselâ, AM 5/97
(D.1/98) sayılı kararda, kararın 8. sayfasında Anayasa-
Mahkemesi şöyle demişti:
"Anayasa'nın bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngördüğü durumlarda, Anayasa bu gibi konuların yasama organının denetiminde bulunmasını istemektedir. Öte yandan yasama organı bu gibi konularda yetkisini yürütme organına vey-a başka bir organa verebilir, ancak bu gibi hallerde yürütme organına veya yetkilendirilmiş başka bir organa yasada verilen görevin açıklıkla belirtilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve ilgili
organa tamamen keyfi hareket edecek bir yetkin-in
verilmemesine özen gösterilmesi gerekir. Özetle,
Yasama Organı düzenlemek istediği konuların alanını yeterince sınırlandıracaktır."


Yasa koyucu belirli durumlarda yasalarda bazı hususları düzenlemeyerek, bu hususların Bakanlar Kurulu tarafı-ndan tüzük ile düzenlenmesine olanak tanıyabilir. Ancak böyle bir tercih olduğu zaman, yasada tüzük ile belirlenecek hususların ana çizgileri yasada belirtilmeli, ne yapılacağı açıkça yer almalı ve yetkinin sınırları belirlenmelidir. Yasa koyucu hiçbir be-lirleme yapmadan Bakanlar Kurulu tarafından yapılacak tüzük ile koşulların belirlenmesine olanak tanıyamaz. Böyle bir davranış, yasamanın yasa yapma yetkisinin Bakanlar Kuruluna devri anlamına gelir ki, bu Anayasa'nın 4. maddesine aykırılık teşkil eder.-

Görüş istemine konu Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'na bakıldığı zaman, Yasanın tefsir bölümünde izah edilen sağlık kurum ve kuruluşlarında, bu Yasanın 11. maddesinin 2. fıkrasının Ç bendi altında ödeme hakkı kazandıran hizmetler ve hizmetlere il-işkin kriterler,
katsayı, puan ve oranlarının, Bakanlığın belirlemesi neticesinde, Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak, Resmi Gazete'de bir tüzük olarak yayımlanması öngörülmektedir.

Ödeme hakkı kazandıran hizmetler, görüşe konu olmayan 9. maddenin 1-. fıkrasının (a) bendinde 'her türlü hizmetten alınan katılım payı ve ücret' olarak belirlenmiştir. Ancak 11. maddede yer alan hizmetlerin ne olacağının açılımını veren bir madde olmadığı gibi, hizmetlere ilişkin kriterler de açıklanmamıştır. "Katsayı", "p-uan" kelimeleri 11. maddenin 2. fıkrasının A bendinde yer almakla birlikte, katsayı ve puanların ne şekilde tespit edileceğinin hiçbir izahatı veya açılımı veya hangi çerçeve içerisinde yapılacağı yoktur. Bu konu, tamamen yürütmeye bırakılmıştır.

Ma-dde 11(2)(Ç)'de "oran"'dan bahsedilmekte, oran açısından (11)(1)(B) maddesinde özel hasta muayene ücretinden %60'ının hekime ödeneceğine yer verilmektedir. 11(1) maddesine göre, kamu sağlık çalışanı hekimin mesai saati sonrası özel hasta bakması sonucunda,- özel hasta döner sermayeye intikal edecek bir ödeme yapacaktır. Bu ödemenin içerisinden hekime, 11 (1)(B) altında belirlenecek muayene ücretinin %60'ı verilecektir. Bu muayene ücretinin %60'ı dışındaki miktar döner sermaye havuzunda kalacaktır. Madde 11(2-)(B)'e göre de, bir önceki ayın döner sermaye gelirinden gelirin %60'ı, madde 11(2)(A) maksatları, yani personele mesai saatleri dahilindeki katkıları için ödenecektir. Madde 11(2)(A) altında, hekim ve diğer personel arasında hangi kriter ve esaslara dayal-ı olarak döner sermaye havuzundaki meblağın paylaştırılacağına yer verilmemiştir. Yine aynı meslek grupları arasında, paylaşımın ne şekilde yapılacağına, bu payların marjinlerinin ne olacağına, alt ve üst sınırlarına Yasada hiç yer verilmemiştir.

11(2)(A-) maddesinde, Yasada tefsiri yapılan personel ve asistan hekimlere mesai saatleri içerisinde çalıştıkları servis, burada yaptıkları hizmetin niteliği, süresi ve bunlara ilişkin belirlenecek katsayı ve puan belirlenerek, fiilen sağladıkları katkı ve oranda -ödeme yapılacağının belirtilmesine rağmen, çalışanlara, sadece ödenecek miktarın bir önceki aylık gelirin %60'ı olacağı ve her halükarda ödenecek tutarın personelin maaşının iki katını aşamayacağı belirlenmiş, bunun dışında hiçbir ölçü veya kıstas konmamış-; tüm bu hususlar yürütmeye bırakılmıştır. Bu şekilde Meclisin yasa hazırlama görevini ifa ettiğini kabul etmek mümkün değildir. Bu açıkça Meclisin yasama görevini yürütmeye devretmesidir ki, bu Anayasa'nın 4. maddesine aykırılık teşkil eder. Görüşe konu Y-asadaki mevcut düzenleme, yukarıda izah edildiği şekilde, Anayasa'nın madde 121(1)'ine aykırılık teşkil etmeyecek bir şekilde kaleme alınmadığı nedeni ile, madde 4'e ilaveten madde 121 (1)'e de aykırılık teşkil eder.


Netice itibarıyla, 11. maddenin 2.- fıkrasının, A,B,C ve Ç bentlerinin Anayasa'nın 4. ve 121 (1) maddelerine aykırı olduğu görüşündeyiz.

Görüş istemine konu 11. maddenin de Anayasa'nın 1, 4, 8 ve 121(1). maddelerine aykırılık bulunduğu görüşünden hareketle, Anayasa'nın 45. maddesine aykır-ılığın; 11. madde ile esasen farklı birçok mevzuatın içeriğinin yürürlükten kaldırılmış olmasına karşın, bunların görüşe konu Yasada belirtilmemesi nedeni ile, şekil yönünden Anayasa'ya aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarının incelenmesine gerek kalmamı-ştır.


SONUÇ:
Sonuç itibarıyla, görüş istemine konu Sağlık Hizmetleri Döner Sermaye Yasası'nın madde 11(1) (A) ve (B), (2)(A),(B),(C) ve (Ç) bentlerinin, Anayasa'nın 1, 4, 8 ve 121 (1). maddelerine aykırı olduğu görüşündeyiz.


Narin F.Şefik A-hmet Kalkan
Başkan Yargıç





Mehmet Türker Tanju Öncül Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç



13 Kasım 2017








12






Full & Egal Universal Law Academy