Anayasa Mahkemesi Numara 2/2006 Dava No 2/2006 Karar Tarihi 12.05.2006
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 2/2006 Dava No 2/2006 Karar Tarihi 12.05.2006
Numara: 2/2006
Dava No: 2/2006
Taraflar: Toplumcu Kurtuluş Partisi ile Cumhuriyet Meclisi
Konu: Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya dava açabilme
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 12.05.2006

-D.2 /2006 Anayasa Mahkemesi 2/2006
ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Başkan, Nevvar Nolan, Mustafa H. Özkök, -Gönül Erönen,
Şafak Öneri.

Anayasanın 147. maddesi hakkında.

Davacı: Toplumcu Kurtuluş Partisi, Köşklüçiftlik- Lefkoşa
- ile -
Davalı: Cumhuriyet Meclisi ve/veya KKTC Cumhuriyet Meclisi ve/veya Cumhuriyet Meclisi
- vasıtasıyla KKTC-Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Davacıyı temsilen Avukat Fuat Veziroğlu
Davalıyı temsilen Avukat Emine Erk
Amicus Curie olarak Başsavcılığı temsilen Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.


---------------------------


K A R -A R

KONU: Mecliste temsil edilmeyen Toplumcu Kurtuluş Partisinin Anayasa'nın 147'nci maddesine istinaden iptal davası açmaya ehil olup olmadığı.

I. OLAY:
Toplumcu Kurtuluş Partisi olan Davacılar 21.3.2006 tarihinde, yukarıda ünvan ve sayısı g-österilen davayı Yüksek Mahkeme Mukayyitliğinde dosyalayarak 67/2005 sayılı ve "Anayasanın 159'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası"nın 3, 4 ,5 ,6 ,7 ,8 ,9 ,10 ,11 ,12,
13 ,14 ,15 ,1-6 ,18 ,19 ,21 ,22 , 24 ve 25. maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmı ile 1, 2 , 3, 6, 7, 8, 13, 17, 36, 141 ve 159. maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek Anayasanın 147. maddesine istinaden açtığı dava mucibince iptal edilmesini talep etti. Davalılar,- dosyaladıkları Müdafaa Takrirlerinde ön itiraz öne sürerek Davacıların Mecliste temsil edilmeyen bir siyasi parti oldukları nedeni ile bu davayı açmaya ehil olmadıklarını iddia etti.


II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:

Tarafların iddialarının gerekçeleri şö-yledir:
Davalıların iddialarının gerekçeleri:
Davalılar, Anayasanın 147. maddesi, inter alia, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partilere iptal davası açma hakkı tanıdığını, Davacıların ise Mecliste temsil edilmediklerini, bu nedenle iptal davası- olan bu davayı açamayacaklarını iddia etti.

Davacıların iddalarının gerekçeleri:
Davacılar Müdafaaya Cevap Takrirlerinde, Davalıların ön itirazlarının herhangi bir hukuki mesnedi olmadığını iddia etmiş olmalarına rağmen duruşmada Mahkemeye yaptıkları -hitabede iptal davası açmaya ehil olmadıklarını teslim etmişler, ancak bu davayı (kendi tabirleri ile) "ses duyurmak için" dosyaladıklarını iddia ettiler.

Amicus Curie olarak Başsavcılığın görüşü:
Davacılar Mecliste temsil edilen siyasi bir parti olmadıkl-arına göre Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmaya yetkileri yoktur.

III. İLGİLİ ANAYASA METNİ

"Madde 147.
Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partiler,
siyasal gruplar ve en az dokuz milletvekili veya kendi varlık ve görev-
leri-ni ilgilendiren alanlarda diğer kurum, kuruluş veya sendikalar bir
yasanın, kararnamenin, tüzüğün, Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün,
Cumhuriyet Meclisi kararının, yönetmeliğin veya bunların herhangi bir
kuralının Anayasanın herhangi bir kuralına aykırı veya -ona uygun
olmadığı gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal
davası açabilirler.
Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı
iptali istenen yasanın, kararnamenin, tüzüğün, Cumhuriyet Meclisi İç-
tüzüğünün, Cumh-uriyet Meclisi kararının, yönetmeliğin veya bunların
herhangi bir kuralının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak
doksan gün sonra düşer."







V. İNCELEME:

Toplumcu Kurtuluş Partisi olan Davacılar 21.3.2006 tarihinde, yukarıda ünvan ve sayısı gös-terilen davayı Yüksek Mahkeme Mukayyitliğinde dosyalayarak 67/2005 sayılı ve "Anayasanın 159'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası"nın 3, 4 ,5 ,6 ,7 ,8 ,9 ,10 ,11 ,12,
13 ,14 ,15 ,16 -,18 ,19 ,21 ,22 , 24 ve 25. maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmı ile 1, 2 , 3, 6, 7, 8, 13, 17, 36, 141 ve 159. maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek Anayasanın 147. maddesine istinaden açtığı dava mucibince iptal edilmesini talep etti.

Davanın Dav-alılara tebliğini müteakip Davalılar, 5.4.2006 tarihinde iptidaî itiraz da içeren bir Müdafaa Takriri dosyalayarak, Müdafaa takririnin 8. paragrafından alınan kelimelerle "Davacının dava açma hakkı dahi olmadığından ve/veya hiçbir haklı dava sebebi bulunma-dığından ve/veya şekle veya usule aykırı olarak dava hazırladığından Davalı, Davacının hükümsüz ve mesnetsiz olan bu davasının masraflarla reddini talep" etmiştir. Müdafaa Takrirlerinde yer alan ön itirazları ile Davalılar, Anayasanın 147. maddesi, inter- alia, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partilere iptal davası açma hakkı tanıdığını, Davacıların ise Mecliste temsil edilmediklerini, bu nedenle iptal davası olan bu davayı açamayacaklarını iddia ettiler. Davalıların bu müdafaalarına karşın Da-vacılar 7.4.2006 tarihinde, Mahkemeye dosyaladıkları Müdafaaya Cevap Takriri ile davalarında ısrar etmişlerdir.

Davanın lâyihalarının tamamlanmasını müteakip dava, zapt-ı dava ve talimat olarak Mahkemece 11.4.2006 tarihine tayin edilmiş ve o oturumda tara-fların müşterek görüşü olan, bu davanın kamuyu yakından ilgilendirdiği hususunda görüş belirtmelerini müteakip, Başsavcılık da Amicus Curie olarak Mahkemece davaya dahil edilmiştir. Davanın kamuyu yakından ilgilendirdiği taraflarca da kabul edildiğinden,- Mahkeme bu davanın duruşmasına diğer davalara oranla öncelik vermiş ve dava tüm tarafların onayı ile duruşma olarak 4.5.2006 tarihine sabah 09.00'a tayin edilmiştir. 4.5.2006 tarihinde, tayin olunduğu günde, dava Anayasa Mahkemesi tarafından tüm taraflar-ın hazır olduğu bir celsede ele alınmış ve Müdafaanın talep ettiği, Amicus Curie olarak Başsavcılığın da katıldığı istemi, Mahkeme uygun karşılayarak davanın esasından önce iptidaî itirazın ele alınmasını kararlaştırmış ve bu husus karara bağlandıktan sonr-a verilecek karara göre gerekirse davanın esasını dinlemeyi
Anayasa Mahkemesi uygun görmüştür. Davalıların iptidaî itiraz mahiyetinde öne sürdükleri iddiayı şöyle özetlemek mümkündür:

Anayasanın 147. maddesine istinaden Davacıların bu davayı ikame e-tmeye yetkileri yoktur çünkü, sözü edilen madde sadece Cumhurbaşkanına, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partilere, siyasal gruplara veya en az dokuz milletvekiline iptal davası açma hakkı verir. Buna ilaveten madde, bu tefsirin dışında kalan d-iğer kurum kuruluş ve sendikalara sadece kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda, ve maddede belirlenen diğer şartların mevcut olması halinde iptal davası açma hakkı tanır. Davacılar ise, siyasal bir parti olmakla birlikte Cumhuriyet Meclisinde- temsil edilen siyasi bir parti olmadıklarından iptal davası açma hakkından yoksundurlar.

Mahkemenin ara kararı ışığında öncelikle bu itirazı ele alıp değerlendirmek yerinde olacaktır. Anayasanın 147. maddesi aynen şöyledir:

"Madde 147.
Cumhurbaşka-nı, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partiler,
siyasal gruplar ve en az dokuz milletvekili veya kendi varlık ve görev-
lerini ilgilendiren alanlarda diğer kurum, kuruluş veya sendikalar bir
yasanın, kararnamenin, tüzüğün, Cumhuriyet Meclisi İçtü-züğünün,
Cumhuriyet Meclisi kararının, yönetmeliğin veya bunların herhangi bir
kuralının Anayasanın herhangi bir kuralına aykırı veya ona uygun
olmadığı gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal
davası açabilirler.
Anayasa Mahkem-esinde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı
iptali istenen yasanın, kararnamenin, tüzüğün, Cumhuriyet Meclisi İç-
tüzüğünün, Cumhuriyet Meclisi kararının, yönetmeliğin veya bunların
herhangi bir kuralının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak
do-ksan gün sonra düşer."


Anayasanın 147. maddesinin 2'inci fıkrasını bu davada Mahkememizin incelemesine gerek yoktur çünkü iptali istenen Yasanın, veya Yasanın yukarıda verilen maddelerinin Anayasanın bu fıkrasında öngörüldüğü gibi 90 gün içinde dosyaland-ığı ihtilâf konusu değildir. Dava lâyihalarında belirgin olan ve ihtilâf konusu olan husus, Davacıların Cumhuriyet Meclisinde temsil edilip edilmediği ve temsil edilmezlerse iptal davası açma haklarının olup olmadığıdır. Davanın duruşması başladığında, -yasal iddialara girmeden önce Davalı tarafı, Cumhuriyet Meclisinde görev yapan Nazen Şansal'ı tanık olarak çağırmış ve bu tanık Toplumcu Kurtuluş Partisinin ne davanın açıldığı tarihte, ne davanın duruşmasının yapıldığı gün Cumhuriyet Meclisinde temsil edi-lmediğini Mahkemeye aktarmış ve bu konu ile ilgili dosyada duran 2 adet belgeyi de Mahkemeye ibraz etmiştir. Davacılar da bunun aksini iddia etmedikleri gibi aksine şahadet ibraz etmemiş ve bu tanığı istintak dahi etmemişlerdir. Netice olarak Davacıların- Cumhuriyet Meclisinde temsil edilmeyen bir siyasal parti olduğunu Davacılar teslim etmiştir. Bu gerçek ışığında Davacıların bu davayı açıp yürütmeye yetkileri varmı? Yapılan iptidaî itirazı karara bağlamak için bu aşamada karar vermemiz gereken tek hus-us budur. Bu konu daha önce de Anayasa Mahkemesinde başka davalar vesilesiyle tartışılmış ve Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 147. maddesindeki siyasal partilerin dava açma hakkını Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partiler olarak tefsir edip, kısı-tlamıştır. Buna örnek olarak Yeni Kıbrıs Partisinin 1994 yılında yine iptal davası olarak açtığı AM 8/94 (D.4/95) sayılı karar verilebilir. O davada da Yeni Kıbrıs Partisinin açtığı bir iptal davası, sözü edilen partinin Mecliste temsil edilmediğinden, b-öyle bir dava açmaya hakkı olmadığı kararına varılmış ve dava reddolunmuştu.

Netice olarak Davacılar Mecliste temsil edilen bir siyasal parti olmadıklarına göre bu davayı açıp yürütme yetkileri yoktur. Bu durumda Davalıların yaptığı iptidaî itirazı kabul- etmemiz gerekmektedir.

KKTC Anayasası büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti Anayasanından esinlenerek hazırlanmıştır. KKTC Anayasasının 147. maddesine muadil bir madde TC Anayasasında 150. madde olarak yer almaktadır. Sözü edilen bu madde de aynen şöyledir:-

"Madde 150 - Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve
hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla
Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğru-ya iptal davası açabilme hakkı,
Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi meclis grupları ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az beşte biri tutarındaki
üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasi partinin bulunmas-ı halinde,
iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti
kullanır."


Türkiye Cumhuriyeti Anayasasındaki bizim 147. maddenin muadili olan 150. madde incelendiğinde ve ikisi karşılaştırıldığında onun daha da kısıtlayıcı ol-duğu görülmektedir.


Türkiye Cumhuriyetinde iptal davası açabilme hakkı sadece Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi meclis gruplarına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere verilmiştir. Bir ba-şka deyişle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde iptal davası açabilme hakkı, Mecliste en az bir milletvekili ile temsil edilen siyasal bir partiye tanınmışken, Türkiye'de Büyük Millet Meclisinde bir milletvekili ile temsil edilen bir siyasal partiye bu hak ta-nınmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Sonuç olarak oybirliği ile yapılan iptidaî itiraz kabul edilir ve davanın red ve iptal edilmesi emrolunur. Dava masraflarına gelince; bu husus bizi en az yapılan iptidaî itirazı karara bağlamak için yaptığımız çalışma kadar dü-şündürmüştür. Davacıların avukatı, Davacı Partinin Genel Sekreterinin Mahkemede yanında olduğu bir esnada, Mahkemeye yaptığı hitabesi esnasında diğer şeyler yanında, Davacıların iptal davası olan bu davayı açmaya hukuken ehil olmadıklarını müvekkillerine -(Davacılara) söylediğini Mahkemeye beyan etmiş, ancak Davacılar yine de (Davacı avukatının tabiri ile) 'ses duyurmak için' bu davayı açmak için kendine talimat verdiklerini iddia etmiştir. Davacılar, toplumun önde gelen saygın, iktidarda görev almış siyas-al bir partisidir. Anayasamızın herkese tanıdığı Mahkemeye müracaat etme ve dava açma hakkını suistimal ederek açmaya ehil olmadıkları bir davayı açmamaları, kendilerine daha çok yakışırdı. Bir başka deyişle, açmaya ehil olmadıkları bu iptal davasını, - bunun bilinci içinde dosyalamamaları daha uygun bir hareket olurdu. Davacı parti, nerede politika yapılabilir nerede yapılamaz bilmesi gerekirdi. Bu davayı açıp Mahkemelerde adalet yapılmasına yardımcı olmak yerine, 'ses duyurmak için' adalet yapılmasın-ı savsaklamaya hakları yoktu. Mahkemeler hukukun icra edildiği ve adalet dağıtılan yerlerdir. Anayasa Mahkemesi de bunların başında gelmektedir. Davacılar bu davayı açmaya ehil olmadıklarını bile bile bu davayı açmakla 5 Yargıçtan oluşan Anayasa Mahkeme-sinin vaktini boşuna almış, önde gelen bir savcı ve yine önde gelen ve davada bulunan avukatların vakti ve emeği de heba olmuştur. Bu tasvip edilecek ve Davacılara yakışan bir davranış değildir. Davacıların, 'ses duyurmak için', bir başka deyişle propaga-nda yapmak için Mahkemeyi alet etmeleri tasvip edilecek ve affedilecek bir tutum olmayıp hukuk sistemimizi ve Mahkemeleri suistimal etme anlamındadır (abuse of court and legal process).


Anayasamız yargıya o kadar saygı göstermektedir ki, Cumhuriyet Mecli-sinde halkın seçtiği temsilciler, yasa yapmakla görevli kişiler dahi, görüşülmekte olan bir dava hakkında görüşme yapma, demeçte bulunma, hatta o dava hakkında Anayasanın 136(3) maddesi mucibince sual sorma hakkından bile mahrum kılınırken, Davacıların bu -davayı alet ederek, açmaya ehil olmadıkları bir dava vesilesi ile Mahkemede politika yapmaları yanlıştır ve tasvip edilecek bir davranış değildir. Davanın tüm ahval ve şeraitini ve bilhassa yukarıdakileri göz önünde bulundurarak bu davanın tüm masrafları-nın Davacılar tarafından ödenmesini emrederiz. Bu masrafın miktarını, yürürlükte olan tarifedeki rakamları göz önünde bulundurarak ve en yüksek ölçü üzerinden Başmukayyit tespit edecektir. Bu kararın masrafla ilgili bölümüne Sayın Nevvar Nolan katılmam-ıştır, ve kararın o kısmı Sayın Nevvar Nolan'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile verilmiştir.




Metin A. Hakkı Nevvar Nolan
Başkan - Yargıç




Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç



12 Mayıs 2006



EK GÖRÜŞ: Anayasanın 147(1) maddesi Cu-mhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal partilerin Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabileceklerini buyurmaktadır. Davacı, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilmeyen bir siyasal partidir, bu durumda Anayasa Mahkemesinde iptal davası açamayacağı görülmekted-ir; bu konu daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından A.M. 8/94 (D.4/95)'de karara bağlanmıştır. Davalının bu doğrultuda ileri sürdüğü ön itiraza davacı Anayasa Mahkemesinde karşı çıkmamış, aksi bir iddiada bulunmamıştır. Davacı avukatı toplumun tarihi mücade-lesini etkileyeceğini düşündükleri bir yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu inancı ile, bu yasaya karşı sessiz kalamayacaklarından ve başkalarını da harekete geçirmek için, işbu iptal davasını dosyaladıklarını açık kalple ifade etmiştir. Yargı-ç kardeşlerimin masraflarla ilgili kararlarına ve masraflarla bağlantılı ifade edilenlere katılmıyorum.

İster iktidarda ister muhalefette olsunlar, siyasal partilerin, demokratik siyasal hayatın bir parçası oldukları Anayasada, madde 70'de ifade edilmekt-edir. Bu iptal davasına konu edilen yasa, toplumun oldukça geniş bir kesimini ciddi şekilde etkileyebilecek, siyasal boyutu ağır basan bir yasa olarak nitelendirilebilir, en azından davacı parti tarafından böyle nitelendirilmektedir. Bugün Cumhuriyet Mecli-sinde temsil edilmese bile, bu ülkenin siyasal yaşamında köklü bir yeri olan davacı partinin, ileri gidemeyeceğini bilmesine rağmen öne sürdüğü gerekçelerle işbu iptal davasını açması, bunun yerindeliği tartışılabilir olmasına rağmen, mutlaka hukuk sistemi-nin ve Mahkemenin suistimal edilmesi olarak yorumlanmamalı, algılanmamalıdır. Davacı partinin bu davadaki tutumunu, doğru/yanlış kesin yargısına varmadan, anlayışla karşılamayı ve olaya hoşgörü ile yaklaşmayı benimserim. Dava masrafları ile ilgili emir ver-ilmemesinin daha uygun olacağı kanısındayım.




(Nevvar Nolan)
Yargıç











7






Full & Egal Universal Law Academy