Anayasa Mahkemesi Numara 21/2009 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 06.09.2011
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 21/2009 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 06.09.2011
Numara: 21/2009
Dava No: 3/2011
Taraflar: Fuat Erbulut ile İçişleri Bakanlığı arasında
Konu: Anayasaya aykırılık
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 06.09.2011

-D.3/2011Anayasa Mahkemesi:21/2009
(YİM No: 45/2008)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Başkan, Mustafa H. Özkök, Necmettin Bostancı, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.

Anayasanın 148-. maddesi tahtında.

Davacı: Fuat Erbulut, Lefkoşa
- i l e -
Davalılar: 1) İçişleri Bakanlığı vasıtasıyle,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lefkoşa ve diğerleri
A r a s ı n d a.



Davacı tarafından Avukat Güner Göktuğ ve Avukat Ayşen Gardiyanoğlu-
Davalı tarafından Savcı Meryem Beşoğlu

------------
H Ü K Ü M

KONU:

55/1989 sayılı İmar Yasasının (bundan sonra sadece ilgili Yasa olarak anılacaktır) 11(4), 11(5)(B), 11(5)(C),11(5)(Ç) maddeleri ile bu maddelere istinaden, çıkarılan 2006 Beşparmak Da-ğları Akiferi Koruma (Ön İmar sınırları ve bu alanlar içerisinde uygulanacak geçici koşul ve kurallar) Geçiş süresi Emirnamesinin (bundan böyle sadece emirname olarak anılacaktır) Anayasanın 1,4,7(2), 10,11,14(1) ve 36(1),36(2) maddelerine aykırı olup olma-dığı.

I. OLAY:
Davacı, Ağırdağ-Girne, Pafta/Harita No: XII, 35,E2, Parsel no:49/5/1/1,47/10/1'de bulunan taşınmaz malların kayıtlı sahibidir.

Davacı konu taşınmaz mal üzerinde 12 adet konut inşaa etmek üzere proje hazırlattı ve takriben 4/8/2005 tarih-inde Davalı No.1 İçişleri Bakanlığına Davalı No.2 Girne Kaymakamlığına ve Davalı No.3 Şehir Planlama Dairesi Müdürlüğüne proje dosyalarını teslim etti.

4/8/2005 tarihinde Girne Kaymakamlığı dosyalar ile ilgili işlem başlatmıştır. Karayolları Dairesi, Gi-rne Kaymakamlığına gönderdiği 6/10/2005 tarihli yazı ile Şehir ve Planlama Dairesinin belirleyeceği şartlara uyulması kaydı ile inşaat ruhsatı verilmesinde kendi açılarından sakınca olmadığı bildirildi.

Girne Kaymakamlığı Davacıya gönderdiği 6/2/2008 tar-ihli yazı ile adı geçen taşınmaz mala "2006 Beşparmak Dağları Akiferi Koruma Emirnamesi'nin 5(1)(a) maddesi uyarınca inşaat izni verilmesinin mümkün olmadığını bildirdi.

Davacı Girne Kaymakamlığının bu kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi b-ir sonuç doğurmayacağına mütedair Yüksek İdare Mahkemesine dava açtı.

Davanın duruşmasında İmar Yasasının 11(4), 11(5)(B), 11(5) (C), 11(5)(Ç) ve 32. maddeleri ve bu maddelere istinaden çıkarılan 2006 Beşparmak Dağları Akifer Koruma Emirnamesinin Anayasa-nın 1,4,7(2),10,11,14 (1) ve 36(1),36(2) maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek, konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etti.

Yüksek İdare Mahkemesi; Davacı tarafından Anayasaya aykırılığı iddia edilen İmar Yasasının 32. maddesinin konunun- karara bağlanmasında herhangi bir etkisi bulunmadığı, aykırılığı ileri sürülen diğer maddelerin ise konunun karara bağlanmasında etkili olduğu sonucuna vardı ve konunun karara bağlanması için Anayasa Mahkemesine havaleyi yaptı.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Da-vacının iddialarının gerekçeleri özetle şöyledir:
Havaleye konu Emirname, İmar Yasasının 32(2) maddesi altında ilgili Bakan tarafından hazırlanıp yayınlanmıştır.

KKTC Anayasasının 110. maddesi Bakanların görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemekted-ir. Anayasanın 110. maddesi Bakana emirname çıkarma yetkisini vermemektedir.

Bakanın sadece emirnameleri hazırlama, Başbakana ve Bakanlar Kuruluna sunma yetkisi olup, emirnameleri yayınlama ve doğrudan yürürlüğe koyma yetkisi yoktur. Bu nedenle İmar Ya-sasının 11(4), 11(5)(b), 11(5)(c), 11(5)(ç) ve 32(2) maddeleri Anayasanın 110. maddesinin (3). fıkrasının (b) bendine aykırıdır.

Anayasanın 36. maddesinin (2). fıkrası mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili gerekli kısıtlama veya sınırlamanın yasa il-e düzenlenmesini öngörmektedir.

Bu yetki, idareye mülkiyet hakkının kullanılmasının tüzük ve yönetmeliklerle kısıtlanması yetkisini vermemektedir. Temel Hak ve Özgürlükleri sınırlama hakkının yetki devri yöntemi ile Yürütme erkine tanınması Anayasanın ö-ngördüğü kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı yetkidir. Bu nedenle yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez. Bu yetki KKTC Meclisi-nin olup Anayasanın 4. maddesine göre devredilemez. Böyle bir yetki devri yapılacaksa yasa koyucunun temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz geniş bir alanı idarenin düzenlemesine bırakmaması gerekir.

İmar Yasasının 11(4),11(5)(B),-11(5)(C),11(5)(Ç) maddelerindeki düzenlemeler, herhangi bir temel ilke koymadan, çerçevesini çizmeden yetkiyi belirsiz ve geniş bir alana yaymak suretiyle mülkiyet hakkını sınırlama yetkisini yürütmeye devrettiğinden Anayasanın daha önce belirtilen maddesi-ne aykırıdır.

2) Davalıların iddialarının gerekçeleri ise özetle şöyledir:

Emirname, yeraltı suyu yatakları ve suyun yeraltında depolanıp hareket ettiği jeolojik formasyonu koruma ve çevresel varlık ve ekolojik dengeyi sağlayarak çevre kalitesini iyile-ştirme hedefi ile çıkarılmıştır.

Yasa koyucu İmar Yasası ile bu amacı gerçekleştirmek için yasa yapmış temel ve esas sınırları çizerek ayrıntılı olarak belirttiği şartlar çerçevesinde yürütmeyi yetkili kılmıştır.

İmar Planının hazırlanmasındaki olası t-eknik bilgi ve zaman sorunu, yasa koyucu tarafından öngörülerek, gecikmelerin çevresel yıkıma ve telafi edilemez zararlara yol açmaması için emirnameler ile ön imar sınırlarının çizilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması sağlanmıştır.

Bu düzenleme yetki d-evri değil aksine sınırları Yasama tarafından belirlenmiş düzenlemelerin uygulanmasıdır.

İmar Yasasının havaleye konu maddeleri ve emirname, Anayasanın ilgili maddelerine aykırı değildir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
55/1989 sayılı İmar Yasası ve İçdüze-ni
Madde 11.
...................
...................
...................
İmar Planının olmadığı veya hazırlanmakta olduğu, ancak, gelişmenin yaygın ve hızlı olduğu yerleşme
birimleri
veya alanlarda, İmar Planı onaylanmadan önce veya İmar Planı olmadığına-
bakılmaksızın,
bu Yasa altında yayımlanacak bir emirnamede belirtileceği şekilde, "Ön İmar Sınırları" çizilebilir.
(A) ..............
(B) Yukarıdaki (4)'üncü
fıkrada belirtilen Ön İmar
Sınırı
içerisinde, bu Yasa kuralları uyarınca
çıkarılacak bir emi-rnamede belirtilecek gelişmelerden başka
gelişme yapılamaz. Yapılacak gelişmelerle
ilgili
olarak,
Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası, Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri)
Yasası, Belediyeler Yasası, Eski Eserler Yasası,
İskân Topraklandır-ma ve Eşdeğer Mal Yasası,
Reklamların
Teşhiri (Denetim ) Yasası, Sahilleri Koruma
Yasası veya
diğer ilgili Yasalar ile bu
Yasalar altında çıkarılan herhangi
bir tüzük veya
yönetmelikte aksine bir kural bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, bu Yasa ku-ralları
uyarınca yayımlanacak emirnamede belirtilecek koşul ve kurallar uygulanır.
(C) Yukarıdaki (A) ve (B) bentlerinde belirlenen sınırlar dışında tarımsal amaçlı bölmeler hariç, bu Yasada belirtilmiş hiçbir gelişme yapılamaz.
Ancak, Planlama makam-ı, gerekli gördüğü durumlarda ilgili yerel yönetimlerin görüş ve önerilerini alarak, emirnamelerle ne tür gelişmelere hangi koşullarda izin verilebileceğini ilan edebilir.

(Ç) Planlama Makamı yukarıdaki(C) bendinde
belirtilen
emirnameler-in hazırlanmasında

sektörlerle
ilgili kamu kurum
ve kuruluşların bilgilerine başvurur.

İlgili Emirnamenin tümünün yayınlanması uygun görülmemiştir. İlgili Emirname için 18/10/2006 tarihli ve 172 sayılı Resmi Gazete Ek III'de Amme Enstrümanı 589'-a bakınız.





IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Madde 4.
Yasama yetkisi, KKTC halkı adına Cumhuriyet Mecli-sinindir.

Madde 7.
(1) ................
(2) Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet yönetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Madde 10.

(1)Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, - vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
(2)Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insan-ın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar.
(3)Devletin yasama, yürütme ve yargı organları, kendi yetki sınırları içinde, bu Kısım kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamakla yükümlüdürler.


Madde 11.

Temel ha-k ve özgürlükler, özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ancak yasalarla kısıtlanabilir.

Madde 14.
(1)Herkes, barış, güven ve huz-ur içinde yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
(2)...........................
(3)...........................
(4)............................


Madde 36.
(1)Her yurttaş, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu - haklar, kamu yararı amacıyla ve yasa ile sınırlanabilir.
(2)Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlak, kent ve ülke planlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve faydalı kılınması ve-ya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
(3).......................
(4).......................
(5).......................


V. İNCELEME:

Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen ilgili Ya-sa maddeleri, Emirname ve bu iddiaya dayanak olarak gösterilen Anayasa kuralları ve bunlarla ilgili olarak öne sürülen iddia ve gerekçeler incelendi ve gereği düşünüldü.

Yukarıda ilgili Yasa ve Anayasa maddelerini karara aktarırken dikkat edileceği üzere- davacının hitabında bahsini ettiği İmar Yasasının 32. maddesi ile Anayasanın 110 (3) (a),(b),(c) maddelerini karara aktarmadık.

Davacı, Yüksek İdare Mahkemesinde havale müracaatında bulunurken İmar Yasasının 32. maddesinin Anayasanın belirtilen maddeler-ine aykırı olduğunu ileri sürmüş; ancak 32. madde dahil İmar Yasasının havaleye konu maddelerinin Anayasanın 110(3) (a),(b),(c) maddelerine aykırılığını ileri sürmemiştir. Havale talebini karara bağlayan Yüksek İdare Mahkemesi İmar Yasasının 32. maddesini-n huzurundaki konunun karara bağlanmasında herhangi bir etkisi bulunmadığı sonucuna vararak, 32. maddenin Anayasaya aykırılığı konusunu incelemek için havale etmemiştir.

Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 148. maddesi altında mahkeme tarafından kendisine sunu-lan konu ile ilgili karar vereceğinden, İmar Yasasının 32. maddesinin Anayasanın 110 (3)(a),(b),(c) maddelerine aykırı olup olmadığını incelememiz gerekmemektedir.
Anayasa Mahkemesi, Yüksek İdare Mahkemesinin havalesine uygun olarak 55/1989 sayılı İmar Ya-sasının 11(4), 11 (5)(B), 11(5)(C),11(5)(Ç) maddeleri ile bu maddelere istinaden çıkarılan 2006 Beşparmak Dağları Akiferi Koruma (Ön İmar sınırları ve bu alanlar içerisinde uygulanacak geçici koşul ve kurallar) geçiş süresi Emirnamesinin, Anayasanın 1,4,7(-2),10,11,14(1) ve 36(1),36(2) maddelerine aykırı olup olmadığını inceleyip karara bağlayacaktır.

Yapılan havaleden görülebileceği gibi esas itibarıyle İmar Yasasının 11. maddesinin ilgili Anayasa maddelerine aykırı olup olmadığı incelenecektir.

Yasanı-n 11. maddesi 1993 Beyaz Bölge Emirnamesi olarak bilinen Emirnameden dolayı Anayasa Mahkemesinin 3/1998 sayılı davasında konu edilmişti.

Yasanın 11. maddesinin amaçları bakımından herhangi bir değişiklik olmadığından mezkur davadaki karara atıfla 11. mad-deyi şöyle izah etmek mümkündür.

Yasanın 11(4) maddesine göre İmar Planının olmadığı veya hazırlanmakta olduğu, ancak gelişmenin yaygın ve hızlı olduğu yerleşme birimleri veya alanları, İmar Planı onaylanmadan önce veya İmar Planı olmadığına bakılmaksızı-n, bu yasa altında yayımlanacak bir emirnamede belirtileceği şekilde "Ön İmar Sınırları" çizilebilir. Nitekim bu fıkraya dayanılarak havale konusu edilen 2006 Beşparmak Dağları Akiferi Koruma Emirnamesi 18/10/2006 tarihinde yayımlanıp yürürlüğe girmiştir.-

Yasanın 11. maddesinin 5. fıkrasının (B) bendi sair hususlar yanında Ön İmar Sınırı içinde, Emirnamede belirtilen gelişmelerden başka bir gelişmenin yapılamayacağını düzenlemektedir.

Yasanın 11 (5)(C) ve11(5)(Ç) bentleri ise belirlenecek alanlarda tar-ımsal amaçlı bölmeler hariç, gelişme yapılamayacağını, ancak Planlama Makamının, gerekli gördüğü durumlarda ilgili Yerel Yönetimin görüş ve önerilerini alarak emirnamelerle ne tür gelişmelere hangi koşullarda izin verilebileceğinin ilan edilmesini düzenlem-ektedir.

Davacının esas yakınması, İmar Yasasının 11 (4),11(5)(B), 11(5)(C) ve 11(5)(Ç) maddelerindeki düzenlemelerin mülkiyet hakkının kısıtlamasına yönelik olduğu, bu yetkiye istinaden kısıtlamanın yasalar ile Cumhuriyet Meclisi tarafından yapılabilece-ği, tüzük, yönetmelik ve emirnameler ile bu yetkinin yürütme tarafından kullanılamayacağı, aksi takdirde Yasama erkinin Yürütmeye devredildiği gibi bir sonucun çıkacağı bu durumun ise Anayasanın belirtilen maddelerine aykırılık teşkil ettiği yönündedir.

-Öncelikle Davacının iddialarını Anayasanın 1. maddesi yönünden incelemeyi uygun bulduk.

Anayasanın 1. maddesine göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Bu ifa-de KKTC devletinin niteliğini tanımlamaktadır.

Huzurumuzdaki ihtilafın bir demokrasi, sosyal adalet veya laiklik sorunu olduğunu söylemek mümkün değildir.

Geriye İmar Yasasının ilgili hükümlerinin hukuk devleti niteliğine aykırı olabilecek hükümler içe-rip içermediği kalmaktadır.



Kararımızda hukuk devletinin akademik tanımlamasına girecek değiliz. Ancak anayasa hukuku açısından Anayasa Mahkemesi kararlarından ve bu alanda yapılan hukuki analizlerden istihraç edilecek sonuç hukuk devletinin "vatandaş-larına hukuk güvenliği sağlayan devlet" olarak tanımlanmasıdır.

"Hukuk güvenliği sağlamak" sözü tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Bunun için temel hakların güvence altına alınması, yasaların Anayasaya uygunluğunun sağlanması, yönetimde hukuka bağl-ılığın sağlanması ve yargı bağımsızlığını ve güvenini sağlayacak kuralların oluşturulması gerekmektedir.

Hukuk devleti ilkesinin genel olarak anlam ve içeriği ile temel amaç ve işlevleri TC Anayasa Mahkemesinin bir kararında şu şekilde belirtilmiştir.
-
"Anayasanın 2. maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirere-k sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri v-e Anayasa'nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa'ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. (Gör. Anayasa Mahkemesi:27/2/2001 E.1999/43 K.2001/46 sayılı- kararı)

Huzurumuzdaki meselede "emirname çıkarma yetkisi" İmar Yasası kapsamında verilmiştir. İmar Yasasının 11. maddesinde veya Emirnamede yargı yolunu kapayan, denetimden ari bir düzenleme bulunmadığından yapılan düzenlemenin hukuk devleti ile bağdaş-madığını söylemek mümkün değildir.

Yasada hangi hallerde emirname çıkarılacağı açık surette ifade edilmiştir. Bu husus özellikle hukuk devleti ilkesini somutlaştıran yasaların belirlilik ve öngörülebilirlik niteliği ile uyumludur.

Yapılan düzenlemenin- Yasama yetkisinin devri niteliğinde olup olmadığı veya kısıtlamaların hakkın özünü ihlal edip etmediği Anayasanın 4,7 ve 11. maddelerini ilgilendiren iddialardır.

İmar Yasasının 11 (4),11(5)(B), 11(5)(C) ve 11(5)(Ç) maddelerinde ve havale konusu Emirnam-ede KKTC Devletinin Anayasanın 1. maddesinde tarif edilen niteliğine aykırı bir düzenleme bulunmadığından mezkur düzenleme ve emirname Anayasanın 1. maddesine aykırı değildir.

Davacının Anayasaya aykırılık iddiaları bakımından yapılan düzenlemenin Yasama- yetkisinin yürütmeye devri niteliğinde olduğu iddia edildiğinden Anayasanın, 4,7(2) ve 11. maddelerini birlikte değerlendirmeyi uygun bulduk.

Anayasanın 4. maddesi, yasama yetkisinin Cumhuriyet Meclisinde olduğunu, 7(2) maddesi Anayasa kurallarının herk-esi bağlayan temel kurallar olduğunu 11. madde ise temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak nedenleriyle ancak yasalarca kı-sıtlanabileceğini düzenlemektedir.

İmar Yasasının 11. maddesi, açıkça imar planının olmadığı yerlerde veya hazırlanmakta olan yerlerde, gelişmenin yaygın ve hızlı olduğu yerleşme birimlerinde, yürütmeye ön İmar sınırları çizme ve bu maksatla Emirname çı-karma yetkisi vermektedir. Yine bu alanlarda emirnamede belirtilen gelişmelerden başka bir gelişmenin yapılamayacağını düzenlemektedir.

İmar Yasasının 11. maddesinin havaleye konu bentlerinde verilen Emirname yetkisinin bu bölgelerde taşınmaz malı bulun-an kişilerin taşınmaz mallarının kullanılmasına kısıtlama getirdiği açıktır.

Burada değerlendirmemiz gereken konu bu kısıtlamanın hakkın özünü ihlal edip etmediği veya Anayasaya aykırı bir şekilde Yasamanın yetkisini yürütmeye devredip devretmediğini b-elirlemektir.

Anayasanın 11. maddesi daha önce ifade ettiğimiz gibi belirtilen alanlarda hakkın özüne dokunmadan temel hak ve özgürlükleri yasalarla kısıtlayabilme hakkını vermektedir. Yasa yapma yetkisi Cumhuriyet Meclisinde olduğuna göre kısıtlama yet-kisi de meclisindir.

Buna göre meclisin, yürütmeye emirname çıkarıp belli bölgelerde ön imar sınırlarını çizme yetkisinin verilmesinin hukuki anlamı nedir? Bu sorunun cevabı huzurumuzdaki havalenin sonucunu belirleyecektir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa-sı, Anayasamızın mehazı niteliğindedir.

Türkiye Cumhuriyetinde ekonomik düzenlemelerle ilgili olarak aynı şekilde "yetki devri" itirazı yapılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi 1997/53 E, 1998/62 K sayılı 8.10.1998 tarihli kararında şöyle karar -vermiştir.

"Anayasanın 7. maddesine göre, "Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir, bu yetki devredilemez". Bu kural uyarınca yasama organı herhangi bir alanı anayasal sınırlar içinde düzenleyebilir. Kişinin toplumun huzur -ve refahını gerçekleştirmekle görevli olan devlet gerektiğinde demokratik hukuk devleti kurallarından ayrılmamak ve temel hak ve özgürlükleri zedelememek koşuluyla ekonomik alanda düzenlemeler yapabilir. Ancak ekonomik olayların niteliğine, zamanın gerekl-erine göre sık sık değişik önlemler alınmasına veya alınan önlemlerin kaldırılmasına ve yerine göre tekrar konulmasına gerek görülen durumlarda, yasama organının yapısı bakımından ağır işlemesi ve günlük olayları izleyerek zamanında önlemler alınmasının gü-çlüğü karşısında temel kuralları saptadıktan sonra, uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususların düzenlenmesi için yürütme organını görevlendirmesi de yasama yetkisinin kullanılmasıdır. ....................................................................-................................................

Bu nedenledir ki, yasa koyucu düzenleme alanının esaslarını saptayarak amacı belirledikten sonra alınacak önlemlerin gereksinimlere uygunluğunu sağlamak üzere yürütme organını görevlendirmenin ve bu görevi-n gerektirdiği tasarruflarda bulunma yetkisini vermek suretiyle yetkisini bu yolda kullanmayı uygun bulmuştur".


Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi ekonomik alanda yürütmenin düzenleme yapma yetkisini yetki devri olarak değerlendirmemiş ve yukarıdaki -gerekçe ile Anayasanın 7. maddesine aykırılık bulmamıştır.

Bu konuda TC Anayasa Mahkemesinin verilmiş birçok kararı bulunmaktadır. TC AMK 6.7.1993, E.1993/5 K.1993/25 kararında şöyle demiştir.

"Anayasa'nın 7. maddesinde yasama yetkisinin TBMM'nce kulla-nılacağı ve devredilemeyeceği kurala bağlanmıştır. Bu kural karşısında, Anayasa'da yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, s-ınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle, Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez. Yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa k-uralının Anayasanın 7.maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir. Temel kuralları koymadan, ölçüsünü belirlemeden ve sınırı çizmeden yürütmeye -düzenleme yetkisi veren kural, Anayasanın 7. maddesine aykırı düşer".

TC Anayasa Mahkemesinin 27.1.1997, E.1997/37, K.1997/37 sayılı kararda yürütmeye bırakılan konulardaki prensipleri daha da özetleyerek şöyle ifade etmiştir.

"Anayasaya göre yasa i-le düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına, genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi verilemez. Yasada temel esasların belirlenmesi koşuluyla, uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların düzenlenmesinin yürütme-ye bırakılması Anayasaya aykırılık oluşturmaz."


Anayasanın 4. maddesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
7. maddesi ile büyük oranda benzemektedir.

Yukarıda verdiğimiz ilk örnekte yürütmeye yasalarda öngörüldüğü şekilde ekonomik alanlarda tasarrufta bu-lunma yetkisi verilmişti. Huzurumuzdaki davada ise Emirname Beşparmak Su Akiferini korumak maksadı ile çıkarılmıştır. Su kaynakları tüm halkın malı olduğundan yapılan düzenlemenin kamu yararı maksatlı olduğu açıktır. Anayasamızın 11. maddesi bu maksada y-önelik kısıtlama yapma yetkisini Yasama Organına vermektedir.

Yukarıdaki örnekte de belirtildiği gibi Yürütmenin tasarruflarda bulunabilmesi için Yasa koyucunun Yasada esaslarını saptaması, amacı belirlemesi, alınacak önlemlerin gereksinimlere uygunluğun-u sağlamak üzere Yürütme Organını görevlendirmesi gerekmektedir.

Yasama organı İmar Yasasının 11. maddesinde yaptığı düzenleme ile emirname çıkarma esaslarını düzenlemiş, amacı belirlemiş ve gelişme konularına uygun tedbirleri alma yetkisini geçici olara-k yürütme organına vermiştir. Bu anlamda İmar Yasasının 11. maddesine göre yürütmeye emirname ile düzenleme yaparak gelişmelere göre gerekli tasarruflarda bulunma yetkisinin verilmesi Yasama yetkisinin devri değildir ve Anayasanın 4, 7(2) ve 11. maddeleri-ne aykırı düzenleme bulunmamaktadır.

Davacının iddialarını Anayasanın 36.(1) ve 36(2) maddeleri ışığında değerlendirdiğimizde Anayasa ile teminat altına alınmış mülkiyet hakkı bakımından da sonucun aynı olduğu görülmektedir.

Anayasanın 36. maddesinde t-eminat altına alınan mülkiyet hakkının 36(1), 36(2) bentleri mülkiyet hakkının Anayasanın 11. maddesindeki genel yetkiye benzer şekilde yasa ile kısıtlanabileceği düzenlenmektedir.

Daha önce İmar Yasasının 11. maddesinde verilen yetki ile çıkarılan Emirn-amenin Yasamanın yetki devri niteliğinde olmadığı sonucuna ulaşmıştık. Dolayısıyle ön imar sınırlarının çizilmesine ilişkin kısıtlama koşullarının geçici emirnameler ile belirlenmesi; temel kuralları yasa ile belirlenmiş, uzmanlık gerektiren, idare tekni-ğine ilişkin hususlar konusunda gelişen veya gelişme gösteren koşullara bağlı olarak Yasamanın bu yetkisini yasada öngörülen şekilde kullanması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle İmar Yasasının ilgili 11(4),11(5)(B),11(5)(C),11(5)(Ç) maddeleri ve emirname -Anayasanın 36 (1),(2) maddelerine aykırı değildir.

Önümüzdeki havalede konu edilen yasa maddelerinin ve Emirnamenin Anayasanın 10 ve 14(1) maddelerine aykırılığını ortaya koyacak herhangi bir argümanın bulunduğuna ikna olmadık.




VI. SONUÇ:

Sonuç ola-rak 55/1989 sayılı İmar Yasasının 11(4), 11 (5)(B), 11(5)(C), 11(5)(Ç) maddeleri ile bu maddelere istinaden çıkarılan 2006 Beşparmak Dağları Akiferi Koruma (Ön İmar Sınırları ve bu alanlar içerisinde uygulanacak geçici koşul ve kurallar) Geçiş süresi Emirn-amesinin Anayasanın 1,4,7(2), 10,11,14(1) ve 36(1)(2) maddelerine aykırı olmadığına, oybirliği ile karar verildi.


(Nevvar Nolan)(Mustafa H.Özkök)
Başkan Yargıç



(Necmettin Bostancı) (Hüseyin Besimoğlu) (Ahmet Kalkan)
Yargıç-Yargıç Yargıç



9 Haziran 2011












14






Full & Egal Universal Law Academy