Anayasa Mahkemesi Numara 21/1989 Dava No 3/1990 Karar Tarihi 28.06.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 21/1989 Dava No 3/1990 Karar Tarihi 28.06.1990
Numara: 21/1989
Dava No: 3/1990
Taraflar: K.Türk Hekimler Sendikası ile Cumhuriyet Meclisi
Konu: 34/89 sayılı Kamu Gör. Yasasının 22. maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 28.06.1990

-D.3/90 Anayasa Mahkemesi: 21/89
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay

Davacı: Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası
-
İle

Davalı: KKTC Cumhuriyet Meclisi
A r a s ı n d a.

Davacı namına: Kıvanç M. Riza
Davalı namına: Zaim Necatigil
Amicus curiae olarak Başsavcılık namına: Yaşar Boran

-------------

K A R A R

KONU:
Davacı 7/79 sayılı Kamu Göre-vlileri Yasasının 105.maddesinin değiştirilmesini öngören 34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesinin, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile, iptalini talep etmiştir.

I.OLAY:
Davacı tüzel kişiliğe haiz bir sendika olup üyeleri- kamu görevlisi olan doktor ve diş doktorlarından oluşmaktadır. Davacı, açtığı dava ile, davalı tarafından kabul edilip de 12.6.1979 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 105.maddesinin değiştirilmes-ini öngören 34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesinin kendi varlık veya görevlerini ilgilendirdiği ve Anayasanın 1, 8, 49, 51 ve
160.maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini talep etti. Davalı ise dosyaladığı müdaf-aa takriri ile konu yasa maddesinin Anayasaya aykırı olmadığını iddia etti.

II.İDDİANIN GEREKÇESİ:
1.Davacının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Konu yasa kuralı eskisinden farklı bir düzenleme getirmiştir. Eskiden sadece normal ve ek mesai usulü ç-alışma ile vardiya usulü çalışma varken şimdi bir de icapcılık getirilmiştir. Bu şekilde 1985 Anayasasından önce kamu hizmetinde çalışan hekimlerin hizmet koşulları aleyhlerine değiştirilmiş oldu ve Anayasanın 160.maddesine ters düşüldü.

Vardiya usulü ç-alıştırılan kamu görevlileri, örneğin nörsler, itfaiye ile polis mensupları ve nöbetçi doktorlar, iş olmasa da otururlar ve para alırlar. İcapcı hekimler ise çağrılmadığı takdirde para almazlar, çağrılırlarsa alırlar. Bu şekilde kamu görevlileri arasında- bir ayrıcalık ve eşitsizlik yaratıldı. Bu ise Anayasanın 8.maddesine aykırıdır.

İcapcıya asli maaşının %20'sini geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzük uyarınca ücret ödenmesi öngörülmektedir; taban öngörülmüş değildir. Bu şekilde d-üzenlenecek ücret kifayetsiz olabilir. Kifayetsiz olduğu takdirde de angarya sayılır. Yasanın buna cevaz veren kuralı da Anayasanın 49.maddesine ters düşer.

Eski düzenlemeye göre ek mesai öngörüldüğü hallerde dahi bazı kıstaslar uygulanmakta ve kişi be-lli bir saatten fazla çalıştırılmamakta idi. Şimdiki halde ise icapcı için bir taban öngörülmemiştir ve bu, öngörülmediği oranda, onun dinlenme ve izin hakkını ihlâl etmekte ve Anayasanın 51.maddesine ters düşmektedir.

Konu yasa kuralı, aynı nedenlerle,- hukukun üstünlüğünü öngören Anayasanın 1.maddesine de ters düşmektedir.

2. Davalının iddianın gerekçesi özetle şöyledir:
İcapcılık acil bir gereksinim dolayısıyle yapılacak bir çağrıya uymak demektir. Bir kişi evinde de başka bir yerde de icapcı olabi-lir. İcapcılık bir çalışma veya iş görme değildir. Çalışma beden ve fikir çalışmasını kapsar. Bir kişi icapcı iken ve çağrılmadığı takdirde iş yapmaz, çağrıldığı takdirde gider, iş yapar ve yaptığı iş için de ek mesai ücreti alır.

Öngörülmekte olan %2-0'ye kadar ödenek fiilen yapılan iş için değil de kişinin icapcı olarak bulunduğu süre için bir nevi tazminat veya ödenektir, angarya söz konusu değildir.

Vatandaşın sağlık hakkı vardır. Demokratik ülkelerde icapcılık mevcuttur. Doktorlar kamu hizmetin-e girerken böyle olacağını bilirler. İcapcılık vatandaşlık görevleri arasındadır.

İcapcılık hekimlerin dinlenme ve izin haklarına tecavüz etmemektedir.

Öngörülmekte olan düzenleme kamu görevlileri arasında ayrıcalık yaratmadı, yaratmış olsa bile bu -ayrıcalık makuldur ve eşitlik ilkesine ters düşmemektedir.

Getirilen düzenlemenin hekimlerin hizmet koşullarını onların aleyhine değiştirdiği söylenemez.

Konu yasa kuralının Anayasaya aykırılığı yoktur.




3. Amicus curiae olarak bulunan Başsavcı Ya-rdımcısının görüşlerinin özeti şöyledir:
Davalı tarafından ileriye sürülen görüşler doğru ve geçerlidir ve bunlara eklenecek birşey yoktur.

III.İLGİLİ YASA METNİ:
34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesi aynen şöyledir:
"-22. Esas Yasa, 105'inci maddesinin (3)'üncü fıkrasından sonra aşağıdaki yeni (4)'üncü ve (5)'inci fıkralar konmak suretiyle değiştirilir:
(4)Düzensiz mesai usulü çalışma gerektiren kamu hizmetlerinde çalışma saatları yaz aylarında haftada 35,- kış aylarında haftada 40 saat olmak üzere çalışmanın günü, başlama ve bitme saatleri ile öğle dinlenme saatleri Personel Dairesinin önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca saptanır.
Yukarıdaki (3)'üncü fıkra kuralları saklı kalmak koşuluyla, Sağlık- servislerinde günün yirmi dört saatinde süreklilik gösteren hizmetleri yerine getiren kamu görevlileri, normal mesai saatlerinde görev yapabilecekleri gibi, icapcı (on call) çalışma usuluyle de görev yapabilirler.
İcapcı (on call) çalışma usulünün e-sas ve yöntemleri ile ödenecek ücretler, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle düzenlenir.
Ancak ödenecek ücretler, aylık asli maaşın %20'sini geçemez ve bu ödenekler emeklilik amaçları bakımından dikkate alınmaz."


IV.İLGİLİ- ANAYASA METİNLERİ:
"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."

"Madde 8.
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eş-ittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.

(3)Ekonomi-k bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz."

"Madde 49.
Çalışma her yurttaşın hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışm-a hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, ekonomik ve mali önlemlerle çalışanları korur ve çalışmayı destekler; işsizliği önleyici önlemleri alır.
Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Ancak, hükümlülerin, hükümlülükleri süresince re-habilitasyon amacıyla çalıştırılmaları zorla çalıştırma sayılmaz.
Ülke gereksinmelerinin zorunlu kıldığı alanlarda, yurttaşlık ödevi niteliği olan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve koşulları, demokratik ilkelere uygun olarak yasa ile düzenlenir."
-
"Madde 51.
Her çalışan dinlenme hakkına sahiptir.
(2)Ücretli hafta ve bayram tatili ve ücretli yıllık izin hakkı yasa ile düzenlenir."

"Madde 160.
(1)Bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu görevlisi bulunan herhangi bir kişi, -bu tarihten sonra, kendisine bu tarihe kadar uygulanan aynı hizmet koşullarına bağlı olmak hakkına sahiptir. Bu hizmet koşulları, Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte veya ondan sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kamu görevlisi bul-unduğu sürece, herhangi bir kişi aleyhine değiştirilemez.
Bu maddede belirtilen kamu görevlileri yeni bir atama işlemine gerek olmaksızın görevlerine devam ederler.
(2)Bu madde amaçları bakımından, kamu görevlisi, Anayasanın yü-rürlüğe girdiği tarihten önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kamu hizmetinde herhangi bir hizmeti gören kişiyi anlatır ve bu Anayasa ile diğer kamu personeli olarak tanımlanan kişileri de kapsar.
(3)Bu madde amaçları bakımından hizmet- koşulları, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan yürürlükteki mevzuat uyarınca saptanmış ücret, izin, azil, görevden uzaklaştırma, emeklilik maaşı, ikramiyeleri ve benzeri hakları kapsar."

V.İNCELEME:
Konu görüşüldü ve gereğ-i düşünüldü.

34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesinin, hekimlerin icapcı olarak çalışmalarını öngördüğü için, Anayasanın 1, 8, 49, 51 ve 160.maddelerine aykırı olduğu öne sürülmüştür. Değişiklik Yasasının bu maddesi esas Y-asa olan 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 105.maddesine birer (4) ve (5).fıkra eklenmiştir. Bu maddenin 5.fıkrası sağlık servislerinde günün 24 saatinde süreklilik gösteren hizmetleri yerine getiren kamu görevlilerinin icapcı (on call) çalışma usulü- ile de görev yapmalarını, icapcı çalışma usulünün esas ve yöntemleri ile ödenecek ücretlerin Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle düzenlenmesini ve ödenecek ücretlerin aylık asli maaşın %20'sini geçmemesini öngörmektedir. Görülebileceği gibi bu mad-de sağlık servislerindeki diğer kamu görevlilerine de şamildir. Ancak biz konu maddenin kamu hizmetindeki hekimlere şamil olduğu oranda Anayasaya aykırı olup olmadığını inceleyeceğiz.

A.M. 13/89 sayılı Görüş Bildirisinde Mahkeme başka iki yasanın icapcı-lık ile ilgili maddelerinin Anayasanın 160.maddesine aykırı olup olmadığını incelerken şöyle demiştir:
- "Bizden sorulmakta olan konu iki yasanın sırası ile13. ve 10.maddelerinin kamu görevlisi doktorların icapcı olarak da görev yapmalarını öngördüğü oranda Anayasanın 160.maddesine aykırı veya uygun olup olmadığıdır. Sözü edilen iki madde tıpatıp aynı-dır. Bu maddelerin (1).fıkraları Temel Sağlık Hizmetleri Dairesine bağlı sağlık servislerindeki tüm hizmetlerin günün 24 saatında süreklilik gösteren hizmetler olduğunu hükme bağlamakta ve diğerleri yanında tabiplik sınıflarında çalışan personelin icapcı -(on call) olarak da görev yapmakla yükümlü olduklarını öngörmektedir. Bu maddelerin (3).fıkraları ise icapcı personelin mesai dışında bulunacakları yerleri sağlık merkezi nöbetçi doktor veya personeline bildirmelerini ve çağrıldıkları zaman yapılan davete- hemen icabet etmelerini, icapcıların görev nöbetlerinin Başhekimlikçe düzenlenmesini ve kendi uzmanlık dallarında tek olan kişilerin yıl boyu icapcı kalmalarını öngörmektedir. (4).fıkraları da diğerleri yanında icapcı şeklinde çalışmanın usul ve esasları-nın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle düzenlenmesini öngörmektedir.
Anayasanın 160.maddesi 1975 Anayasasının 131.maddesinin aynıdır. Bu madde hakkında A.M. 19/80 de şöyle denmiştir:

'131.maddenin (1).fıkrasına göre Anayasanın yürürl-üğe girdiği tarihten önce kamu görevlisi bulunan bir kişi, o tarihten sonra da, o tarihe kadar kendisine uygulanan hizmet koşullarına bağlı olmak hakkına sahiptir ve bu koşullar, kamu görevlisi bulunduğu sürece, aleyhine değiştirilemez. A-ynı maddenin (3).fıkrasına göre de hizmet koşulları o tarihe kadar kabul edilmiş mevzuata göre saptanmış ücret, izin, azil, görevden uzaklaştırma, emeklilik maaşı, ikramiyeleri ve benzeri hakları kapsar.'

Gerek maddenin içeriğinden gere-kse yukarıda yapılan iktibastan anlaşılacağı gibi Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu görevlisi olan bir kişi o tarihe kadar kendisine uygulanan hizmet koşullarına bağlı olmak hakkına sahiptir ve bunlar onun aleyhine değiştirilemez. Bu maddede- öngörülmekte olan kamu görevlisinin bağlı olduğu hizmet koşullarının hiç değiştirilemeyeceği değil de aleyhine değiştirilemeyeceğidir. Bu böyle olduğuna göre de 1985 Anayasasının geçtiği tarihten önce hizmette bulunan kamu görevlisi doktorların icapcılığ-a tabi olup olmadıklarının incelenmesi gerekir.

Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan 1969 Kıbrıs Türk Cemaatı Hastahaneler Yönetmeliğinin 226.maddesi mütehassıs hekimlerin icapcı olarak çalışmalarını öngörmekte idi. Bu yönetmelik s-adece mütehassıs hekimlerden söz etmekle beraber icapcılık, kanımızca, kamu tabipliğinin doğal bir sonucu ve yükümlülüğüdür ve bu tüm uygar ülkelerde böyledir. Bu böyle olduğuna göre de, ilgili mevzuat olmasa dahi, icapcılığın mütehassıs hekimler de dahil- kamu doktorları bakımından Anayasadan sonra getirilmiş bir yükümlülük olarak kabul edilmesi mümkün değildir."
-
Yukarıdaki iktibasta yer alan görüşleri halen de benimsemekteyiz. Bu böyle olduğuna göre icapcılığın mütehassıs hekimler dahil kamu hizmetindeki doktorlar bakımından Anayasadan sonra getirilmiş bir yükümlülük olarak kabul edilmemesi ve bu açıdan Anayasa-nın 160.maddesine aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir.

A.M. 13/89 sayılı Görüş Bildirisinde Mahkeme, icapcılığı doktorların dinlenme ve izin hakları açısından da incelemiş ve şöyle demiştir:
"İcapcılığın, buna tabi doktorların dinlenme hakkına- haksız bir tecavüzde bulunup bulunmadığı, kanımızca, ancak yıllık izin bakımından konu edilebilir. Kendi sahasında tek olan bir kamu görevlisi doktorun bütün yıl boyu çalışacağı ve hiç izin alamayacağı düşünülemez. Bu nedenle konu maddel-erde öngörülen icapcılığın mevcut mevzuata uygun olarak izinde bulunanlar dışındaki doktorlara şamil olduğunun kabul edilmesi gerekir. Diğer bir deyimle icapcılığı öngören konu maddelerin bir doktorun mevcut mevzuata uygun olarak izin hakkı-nı kullanmasına engel teşkil eder şekilde yorumlanmaması gerekir."

Yukarıdaki iktibasta yer alan görüşleri de halen aynen benimsemekteyiz. Bu nedenle icapcılığın kamu hizmetindeki doktorların dinlenme veya izin haklarını ihlâl etmediğine ve Anayasanı-n 51.maddesine aykırı düşmediğine karar verilmesi gerekir.

İcapcı çalışma usulüyle de görev yapan hekimler ile vardiya usulü çalıştırılan kamu görevlileri, örneğin nörsler, itfaiye ile polis mensupları ve nöbetçi doktorlar, arasında bir ayrıcalık ve 8.ma-ddeye aykırı bir eşitsizlik yaratıldığı iddia edilmiştir. Anayasanın 8.maddesinin öngördüğü eşitlik aritmetik bir eşitlik değildir. Bu madde, A.M. 13/88 sayılı havale ile diğer birçok havalede verilen kararlarda belirtildiği gibi, keyfi ayırımları önleme-yi amaçlamakta fakat meselelerin kendilerine öz makul ayırımları saf dışı etmemektedir. Yasanın önünde eşitlik ancak nitelikte benzerlik ve yasaların getirdiği hakları uyarlılığı oranında söz konusudur. Yasa önünde eşitlik kavramı tüm yurttaşların beheme-hal her yönden her zaman ayın kurallara bağlı tutulmalarını zorunlu kılmaz. Birtakım yurttaşların başka kurallara bağlı tutulmaları haklı bir nedene dayanıyorsa böyle bir durumda yasa karşısında eşitlik ilkesine ters düşüldüğü söylenemez. Konu yasa madde-si altında icapcı usulüyle de görev yapması öngörülen hekimler ile hekim olmayıp vardiya usulü ile çalıştırılan kamu görevlilerinin özdeş olmayan nitelikleri ve farklı durumları vardır. Vardiya usulü çalışltırılan hekimler ile icapcı usulüyle de görev yap-ması öngörülen hekimler arasında ise statü benzerliği ve konu yasa maddesinin getirdiği bir ayırımın söz konusu olduğu kabul edilebilir. Böyle bir ayırımın eşitlik ilkesine ters düşebilmesi için, yukarıda da belirtildiği gibi, haksız bir nedene dayanması -gerekir. Konu madde ise sağlık servislerinde günün 24 saatinde süreklilik gösteren hizmetleri yerine getiren kamu görevlilerinin icapcı çalışma usulüyle de görev yapmalarını öngörmektedir. Öngörülen bu icapcılık yurttaşın ve toplumun sağlık ihtiyaçlarını-n karşılanması açısından elzemdir. Bu böyle olduğuna göre de vardiya usulü çalışan hekimler ile icapcı usulüyle de görev yapması öngörülen hekimler arasında maddenin getirdiği ayırım haklı bir nedene dayanan makul bir ayırımdır. Bu nedenle konu yasa madd-esi Anayasanın 8.maddesine aykırı değildir.

34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesi ile esas yasanın 105'inci maddesinin (3).fıkrasına eklenen (5).fıkrası icapcı "on call" kamu görevlisi doktorların, maaşlarının %20 oranını- aşmayan bir miktarın ödenmesini ve bunun, Bakanlar Kurulunun çıkaracağı bir tüzükle düzenlenmesini öngörmektedir.

İleri sürülen iddiaya göre taban belirtilmediği ve sıfır miktardan başladığı için, bunun, hiçbir ödenek ödenmemesi veya çok cuzi bir miktar- ödenmesine açık olduğu cihetle yasanın ilgili kısmı angaryadır ve bu nedenle Anayasanın 49.maddesine aykırıdır.


Angaryanın ne olduğu veya bu sözcüğe verilecek manaya gelince; T.C. Anayasa Mahkemesinin esas sayı 1963/358 Karar No.1964/17 AMKD sayı 2 sa-yfa 81-86 da 'angarya' deyiminin, "Bir maldan veya bir kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma anlamına geldiği" şeklinde özetlendiği görülmektedir. Aynı kararda Türk Hukuk Litaratörüne değinilerek "Angarya Türk Hukuk Lugatinde Türk Ansiklopedilerind-e devletler hukuku ve harb hali bakımından açıklanmış özel hukukta, bir malın menfaatinden veya bir şahsın hizmetinden bedava istifade edilmesi şeklinde tarif edilmiştir" denmektedir.

Önümüzdeki meselede incelenmesi gereken esas husus, ilgili yasa fıkras-ında icapcı olarak yer alan ve fiili çalışma saatleri dışında, çağrıldığında fiili göreve icabet etme yükümlülüğünü içeren icapcılığın mahiyetinin ne olduğu çalışma veya görev anlamına gelip gelmediğidir.

İcapcılığın, mahiyeti itibarı ile, fiili bir iş- içermediği açıktır. Fiili göreve çağrılanların yapmış oldukları fiili hizmetlere karşılık ek mesai aldıkları bir gerçektir. Durum böyle olmakla beraber esas görevin bir parçası ve devamı olup tam anlamı ile fiili bir görev niteliğinde olmamakla beraber -bunun bir görev veya muadili olduğu açıktır. A.M. 13/89'daki görüş bildirisinde bu husus incelenirken ilgili maddelere atıfta bulunularak şöyle denmektedir:
- "Bu maddelerin (1).fıkraları Temel Sağlık HizmetleriDairesine bağlı sağlık servislerindeki tüm hizmetlerin günün 24 saatında süreklilik gösteren hizmetler olduğunu hükme bağlamakta ve diğerleri yanında tabiplik sınıflarında çalışan personelin icapcı -(on call) olarak da görev yapmakla yükümlü olduklarını öngörmektedir. Bu maddelerin (3).fıkraları ise icapcı personelin mesai dışında bulunacakları yerleri sağlık merkezi nöbetçi doktor veya personeline bildirmelerini ve çağrıldıkları zaman yapılan davete- hemen icabet etmelerini, icapcıların görev nöbetlerinin Başhekimlikçe düzenlenmesini ve kendi uzmanlık dallarında tek olan kişilerin yıl boyu icapcı kalmalarını öngörmektedir. (4).fıkraları da diğerleri yanında icapcı şeklinde çalışmanın usul ve esasları-nın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle düzenlenmesini öngörmektedir."
-
Görülebileceği gibi icapcılıktan bir görev ve çalışma olarak bahsedilmektedir. Ancak böyle bir görevin niteliği ve niceliği karara bağlanmış değildir. Bunun görev veya göreve muadil olduğu düşünülmekle beraber fiili görevle eş anlamda olmayıp, kendine -ve hitap ettiği meslek grubuna özgü nitelikte bir tür görevdir.

Şimdi de icapcı doktorlara, maaşlarının %20 oranına kadar bir miktar ödenek ödenmesini öngören ilgili fıkranın taban miktarını belirtmemiş olması bunu "angarya" tanımına sokup sokmadığı ve d-olayısıyle Anayasanın 49.maddesine aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekir.

İlgili fıkradan görülebileceği gibi icapcı doktorlara maaşlarının %20 oranına kadar bir miktar ödenek verilmesi yasada öngörülmekte ancak bunun düzenlenmesi tüzüğe bırakılmak-tadır. Bazı icapcı doktorlar bölümlerinde yalnız, bazıları ise sayıları fazla olduğundan bu başlık altındaki görev ve mesuliyetleri zaman be zaman değişiklik arzedebilir. Muhtemelen bu husus dikkate alınarak yasa koyucu düzenlemeyi tüzüğe bırakmıştır. Y-akınma konusu edilen husus, düzenleme yasaya bırakılırken tavan belirlenmiş olmasına karşın taban belirlenmediği cihetle hiç veya cuzi bir miktar ödenek ödenmesine açık olduğu yönündedir. Hemen şunu belirtelim ki yasada hiçbir miktar ödenmemesi öngörülmem-ektedir. Aksi takdirde yasa maddesinin herhangi bir anlamı kalmaz. İcapcılığın fiili görevle eş anlamda olmadığı, icapcı doktorlar arasında farklılıklar olabileceği dikkate alındığında, cüzi sayılabilecek bir miktar ödenmesiyle icapcılığın angarya kapsam-ına girdiği söylenemez. Mamafih, oran saptanırken ilgili merciin makul hareket edeceğine şüphemiz yoktur. Bu nedenlerle konu Anayasanın 49.maddesine aykırı değildir.
Başkan yasanın 22.maddesinin Anayasanın 49.maddesine aykırı olmadığı görüşüne değişik g-erekçe ile katılmaktadır.

Yasanın 22.maddesi, yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi, kamu hizmetindeki hekimlerin müktesep haklarını ihlâl etmemektedir. Bu nedenle maddenin Anayasanın 1.maddesine aykırılığı yoktur.

SONUÇ:
Sonuç olarak 7/79 sayılı -Kamu Görevlileri Yasasının 105.maddesinin değiştirilmesini öngören 34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesinin Anayasanın 1, 8, 49, 51 veya 160.maddesine aykırı olmadığına ve davanın reddedilmesine, Başkanın 49.madde ile ilgili -olarak değişik gerekçesi ve oybirliği ile, karar verilir.





(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç




(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

28 Haziran 1990





DEĞİ-ŞİK GEREKÇE YAZISI

7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 105.maddesinin değiştirilmesini öngören 34/89 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının 22.maddesinin öngördüğü icapcılığın angaryayı yasaklayan Anayasanın 49.maddesine de aykırı olduğu -ileri sürülmüştür. İcapcıya, maddenin metninden görüleceği gibi, asli maaşının %20'sini geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzük uyarınca ücret ödenmesi öngörülmektedir. Yasada ödenecek ücretin tabanı verilmediği cihetle Bakanlar Kurulunca- saptanacak ücretin kifayetsiz olabileceği, kifayetsiz olduğu takdirde angarya sayılabileceği ve bu nedenle buna cevaz veren konu maddenin Anayasanın 49.maddesine ters düştüğü iddia edilmiştir. T.C. Anayasa Mahkemesinin de kabul ettiğine göre "angarya" bi-r maldan veya bir kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma anlamına gelmektedir. -Gör: AMKD Sayı 10 da yer alan 8/7/1971 günlü ve 1971/28-1971/64 sayılı karar s. 32. Bu tanım, 1944 baskısı Türk Hukuk Lügatında da verilen tanıma uymaktadır. Demek ki i-capcılığın, angaryayı yasaklayan Anayasanın 49.maddesine, şu veya bu nedenle, aykırı olabilmesi için bir çalışma veya iş yapmaya muadil olması gerekir. İcapcılık ise bir gereksinme olduğunda yapılacak çağrıya uyma demektir ve bundan da anlaşılacağı gibi i-capcılık bir iş veya faaliyet içermemektedir. Tabiidir ki icapcı bir hekimin yapılan çağrıya uyduktan sonra vereceği hizmetin ayrı mütalâa edilmesi gerekir. Esasen bu gibi bir hizmet için icapcı hekim, diğer mevzuat altında, ek mesai ücreti ödenmektedir.- İcapcılık bir iş veya faaliyet içermediğine göre de bunun için ödenecek herhangi bir ücretin Anayasanın 49.maddesi kapsamında angarya sayılması söz konusu değildir. Bu nedenle Yasanın konu 22.maddesinin Anayasanın 49.maddesine aykırı olmadığı görüşündey-im.


(Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan
-


-13-



-


Full & Egal Universal Law Academy