Anayasa Mahkemesi Numara 21/1985 Dava No 9/1987 Karar Tarihi 26.06.1987
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 21/1985 Dava No 9/1987 Karar Tarihi 26.06.1987
Numara: 21/1985
Dava No: 9/1987
Taraflar: TKP ile KKTC Meclisi
Konu: 56/1983 sayılı Olağanüstü Durum Yasasının tümünün Anayasanın Başlangıç kısmına ve 1,3,4,7,10,12,95(1),(h),111,124,125,126 ve 128. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile iptalini ve (b) aynı Yasanın her ikisi de dahil olmak üzere 4’üncüden 23’üncüye kadar olan maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 26.06.1987

-D.9/87 Anayasa Mahkemesi 21/85

Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S.Dayıoğlu,
N.Ergin Salâhi, Niyazi F.Korkut, Aziz Altay.

Davacı: Toplumcu Kur-tuluş Partisi, Lefkoşa.
ile -
Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi, Lefkoşa.

a r a s ı n d a.

Davacı namına : Çetin Veziroğlu.
Davalı namına : Mehmet Öner Ekinci
Amicus curiae olarak : Başsavcı Yardımcısı- Akın Sait.

----------------

K A R A R

KONU:
Davacı, açtığı dava ile, (a) 56/1983 sayılı Olağanüstü Durum Yasasının tümünün Anayasanın Başlangıç kısmına ve 1,3,4,7,10,12,95(1),(h),111,124,125,126 ve 128. maddelerine aykırı o-lduğu gerekçesi ile iptalini ve (b) aynı Yasanın her ikisi de dahil olmak üzere 4'üncüden 23'üncüye kadar olan maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmına ve 1,3,4,7,10, 12,95(1)(h),111,124,125,126 ve 128. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile iptalini ist-edi.


I.OLAY :
Davacı, Cumhuriyet Meclisinde temsil edilen siyasal bir partidir. Tümünün veya bir kısmının iptali istenen Yasa 14.11.1983 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İptal davası, Anayasanın geçici 4. maddesinin (3). fıkr-ası altında tanınan ve Cumhuriyet Meclisinin göreve başladığı tarihten başlayarak 60 günde son bulan süreden istifade edilerek açılmıştır. Davalı herhangi bir müdafaa takriri dosyalamamıştır.

II.İDDİANIN GEREKÇESİ :
Davacının iddiasının gerekçesi özetle- şöyledir:
Anayasa altında yasama yetkisi Meclisindir. Bunun bir istisnası olağanüstü hal durumunda ortaya çıkar. Olağanüstü durumda Bakanlar Kurulu, Anayasanın 128. maddesi altında, Kararname çıkarma yetkisine sahiptir. Kararname çıkarma yetkisi bir yasa-ma yetkisidir. Aynı konuda yasama yetkisini iki organ birden kullanamaz. 128. madde olağanüstü durumu düzenlemeyi Bakanlar Kuruluna veriyor. Bu nedenle Meclisin konu yasayı yaparak olağanüstü durum düzenleme yetkisi yoktur. Yasa, ayrıca, temel hak ve özgür-lüklere kısıtlama getirmektedir, bu ise hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Bu nedenlerle yasa tümü ile Anayasaya aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir.

Yasanın 4. maddesi Anayasanın 124 ve 128. maddelerine aykırıdır çünkü Anayasanın konu edilen maddelerind-e Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulundan söz edilmekte ise de Yasanın 4. maddesinde Cumhurbaşkanının başkanlığından söz edilmemektedir. Anayasanın 125. maddesi de o madde altında olağanüstü durum ilân edilmezden önce Cumhuriyet Güvenli-k Kurulunun görüşünün alınmasını öngörmektedir. Yasanın 4. maddesinde ise bu gibi bir görüş alınmasından söz edilmemekte ve bu nedenle Anayasanın 128. maddesine aykırılık mevcut bulunmaktadır. Yasanın 4. maddesinin (2). fıkrası, ayrıca, Güvenlik Kuvvetleri- Komutanına Anayasanın öngörmediği yetkiler vermekte ve bu nedenle Anayasanın Başlangıç Kısmı ile 3. maddesine aykırı düşmektedir.

Yasanın 5. maddesi temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getirmektedir, halbuki Olağanüstü Durum, yurttaşların haklarının kıs-ıtlanmasını gerektirmez, sıkıyönetimsiz olacaktır. Bu husus bir tarafa bu maddenin (1) ve (2). fıkralarının belirli bentleri Anayasanın 126. maddesinin (2). fıkrasına ters düştüğü gibi Anayasanın diğer maddelerine de ters düşmektedir. Şöyle ki; 1(b) Anayas-anın 59. maddesine, 1(g) Anayasasının 30. maddesine, 2(c) Anayasanın 19. maddesine, 2(g) Anayasanın 27 ve 28. maddelerine, 2(i) Anayasanın 25 ve 26. maddelerine ve 2(1) Anayasasının 25. maddesine aykırıdır.

Yasanın 16. maddesi, Anayasanın vermediği yetki-nin ilgili bakan, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve emniyet mensupları tarafından kullanılmasını öngördüğü cihetle Anayasanın 3 ve 128. maddelerine aykırıdır.

Yasanın 20. maddesi Olağanüstü Durum ilân edilmeden üç ay öncesine kadar işlenmiş olan suçlara- da Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bakmasını öngörmektedir. Bu durumda bu gibi suçlar Olağanüstü Durum süresinde işlenmiş gibi muamele görecektir. Bu hukukun en temel ilkelerine, Anayasanın Başlangıç Kısmına ve özellikle 1. maddesine aykırıdır.

Davalını-n iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Davalı tarafından hazır bulunan hukukçu, Meclis Başkanından aldığı talimat uyarınca, herhangi bir görüş belirtmemiştir.
Amicus Curiae olarak bulunan Başsavcı Yardımcısının görüşleri özetle şöyledir:

Anayasanın bel-irli herhangi bir maddesinde Meclis yasa yapar demediği takdirde Meclis o konuda yasa yapamaz görüşü geçerli değildir. Anayasanın 78. maddesinde yasa yapma yetkisi Cumhuriyet Meclisine verilmiştir. Anayasanın 128. maddesine aykırılık yoktur.

Yasanın 4. m-addesinin Anayasaya tabi olarak yorumlanması gerekir ve bu yapıldığı takdirde Anayasaya aykırılık söz konusu değildir. Maddenin (2). fıkrasında ise Güvenlik Kuvvetleri Komutanına yetki devredilmeyecek diye bir düzenleme yoktur. Yasanın tümü Anayasaya uygun-dur.

Yasanın 5. maddesinin tümü ile Anayasaya aykırı olduğu görüşü geçerli değildir. Anayasa nelerin durdurulabileceğini veya kısıtlanabileceğini belirtmiştir. Yasa ile kısıtlananlar bunlardır.

Yasanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi kimseyi öğ-retim ve eğitim hakkından yoksun bırakmıyor. Olağanüstü Durumda öğrenime ara verilebilmesi veya yurtların kapatılabilmesi doğaldır. Anayasanın 59. maddesine aykırılık yoktur.

5.maddenin (1). fıkrasının (g) bendi, Olağanüstü Durumda Anayasanın 21. madesin-in yürürlüğü durdurulabileceğine göre Anayasaya aykırı değildir.

5.maddenin (2). fıkrasının (c) bendi, Olağanüstü Durumda
Anayasanın 16. maddesinin yürürlüğü durdurulabileceğine göre, Anayasaya aykırı değildir. (g) bendi de, Olağanüstü Durumda Anayasanı-n 21 ve 24. maddelerinin yürürlüğü durdurulabileceğine göre, Anayasaya aykırı değildir.

5. maddenin (2). fıkrasının (i) ve (ı) bentlerinin, Olağanüstü Durumda Anayasanın 24. maddesinin yürürlüğü durdurulabileceğine göre, Anayasaya aykırılığı yoktur.

Y-asanın 16. maddesine ters düşen herhangi bir düzenleme Anayasada yoktur. Anayasanın 3 ve 128. maddelerine aykırılık mevcut değildir.

Yasanın 20. maddesinde geriye dönüklük söz konusudur. Bu madde, 19. maddede öngörülen suçlardan Olağanüstü Durum ilânınd-an üç ay öncesine kadar işlenmiş olanlarına Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesince bakılmasını öngörür ve bunu öngördüğü oranda Anayasanın 1, 17 ve 18. maddelerine aykırıdır.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ :
56/1983 sayılı Olağanüstü Durum Yasasının ilgili madde-leri aynen şöyledir:
"4. (1) Bakanlar Kurulu Olağanüstü Durum ilânını
gerektiren nedenleri gözönünde tutarak bu nedenlerin ortadan kaldırılması ve kamu düzeninin yeniden sağlanması bakımından gerekli gördüğü bütün önlemleri alır; bu amaçla Olağanüstü Du-rum ilân edilen bölge veya bölgelerde ekonominin düzenlenmesi ve iyileştirilmesi amacı ile mal, sermaye ve hizmet piyasalarının yönlendirilmesi, vergi, para, kredi, kira, ücret ve fiyat politikalarının belirlenmesi, çalışma yaşamına ilişkin her türlü önlem- ve yükümlülüklerin saptanması, düzenlenmesi ve izlenmesi, ilgili bölge veya bölgelere yeterli araç ve gereçle güvenlik kuvveti gönderilmesi için gerekli gördüğü önlemlerin alınmasına ve bunların uygulanmasına ilişkin belirlemeleri yapmaya yetkilidir."

"5-. (1) Olağanüstü Durum ilân edilmesi halinde ilgili
Bakan veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanı bu Yasa ve bu Yasanın 4. maddesi uyarınca verilen görevleri yerine getirirken aşağıda belirtilen önlemleri almaya yetkilidir:
..................................-..........
Her derecedeki resmi ve özel öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime ara vermek ve öğrenci yurtlarını süreli veya süresiz olarak kapatmak;
..........................................
..........................................
...................-.......................
..........................................
Bölge içindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara el koymak;
(2) Olağanüstü Durumun bu Yasanın 3. maddesinin (1).
fıkrası-nın (b) bendi uyarınca ilân edilmesi
halinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanı (1). fıkrada
belirtilenlere ek olarak aşağıdaki önlemleri
almaya da yetkilidir:
(a).............................................
(b)............................-.................
(c)Kişilerin üstünü, araçlarını, eşya ve özel
kâğıtlarını aratmak, suç aracı veya delil
niteliğinde olanlarına el koymak;
(d).............................................
(e).............................................-
(f).............................................
(g)Gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar
ilânı ve benzerlerinin basılmasını,
çoğaltılmasını, yayınlanmasını ve
dağıtılmasını yasaklamak, bunlardan
Olağanüstü Durum bölgesi dışında bas-ılmış
veya çoğaltılmış olanların bölgeye
sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya
izne bağlamak; basılması veya dağıtılması
yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş
ve benzeri yayınları toplatmak;
(h)..........................-..............
(i)Söz, yazı, resim, film, plâk, ses ve görüntü
bantları ve sesle yapılan her türlü yayımı
denetlemek, gerektiğinde sınırlamak veya
yasaklamak;
(j)...........................................
(k)..........................-.................
(l)Tiyatro, piyes gibi temsili oyunları ve
sinemalarda halka gösterilen filmleri
denetlemek, gerektiğinde durdurmak veya
yasaklamak;

"16. Bu Yasanın 3. maddesinin (1). fıkrasının (a) bendi uyarınca Olağanüstü Durum il-ân edilmesi halinde ilgili Bakan Olağanüstü Durum ilânını gerektiren nedenlerin ortadan kaldırılması amacıyle alınan önlemleri uygulama amacıyle öncelikle Emniyet Örgütünden, bunun yeterli görülmemesi halinde de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından yardım i-steyebilir, istek üzerine gönderilen Emniyet mensupları ile Güvenlik Kuvvetleri mensupları ilgili Bakan tarafından verilen görevleri kendi komutanlarının sorumluluğu altında, onun emir ve direktiflerine göre ve kendi yasalarına bağlı olarak, güvenliği sağl-amada sahip oldukları yetkileri de kullanarak yerine getirirler."

"20. Olağanüstü Durumun bu Yasanın 3. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi uyarınca ilân edilmiş olması halinde Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi yetkisine giren ve bu Yasanın 19. maddesinde ö-ngörülen suçlardan Olağanüstü Durum ilânından üç ay öncesine kadar işlenmiş oldukları suçlara Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesince bakılır."

IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:
"Başlangıç Kısmı:
.......................
Kendi yurdunda tam bir güven ve insanc-a bir düzen içinde varlığını sürdürmek;

İnsan hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğü, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını korumayı içeren çok partili, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek;
....................."

"Madde 1 : -
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."


"Madde 3 :
(1) Egemenlik, kayıtsız şartsız Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti yurttaşlarından oluşan halkındır.
(2) Halk, -egemenliğini, Anayasanın koyduğu ilkeler
çerçevesinde, yetkili organları eliyle kullanır.
(3) Halkın hiçbir zümresi, kesimi ve kişisi, egemenliği
kendine mal edemez.
(4) Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını bu
Anayasadan almayan bi-r yetki kullanamaz.

"Madde 19:
Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır.
Yasanın açıkca gösterdiği d-urumlarda, usulüne göre verilmiş mahkeme veya yargıç kararı olmadıkça, ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda da, yasa ile yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz v-e bunlara el konulamaz."

"Madde 25:
Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma yapma hakkına sahiptir."

"Madde 26:
Yurttaşlar için basın ve yayın özgürdür, sansür edilemez.
Devlet, basın,- yayın ve haber alma özgürlüğünü
sağlayacak önlemleri alır.
Basın ve haber alma özgürlüğü, kamu düzenini, ulusal güvenliği veya genel ahlâkı korumak; kişilerin şeref, haysiyet ve haklarına tecavüzü, suç işlemeye kışkırtmayı önlemek veya yargı gör-evinin amacına uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak için yasa ile sınırlanabilir.
Yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, yasa ile belirtilecek sınırlar içinde, mahkeme veya yargıç tarafından verilecek kararlar saklı kalmak üze-re, olaylar hakkında yayın yasağı konamaz."

"Madde 27:
Gazete, dergi ve broşür çıkarılması, her yurttaş için önceden izin alma ve mali güvence yatırma koşuluna bağlanamaz.
Gazete, broşür ve dergilerin çıkarılması, yayımı, mali kaynakları ve gazetecilik -mesleği ile ilgili koşullar yasa ile düzenlenir. Yasa, haber, düşünce ve kanaatların serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali veya teknik kayıtlar koyamaz.
Gazete ve dergiler, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin -veya bunlara bağlı kurumların araç ve olanaklarından eşitlik ilkesine göre yararlanır.
Devlet sınırları içinde yayımlanan gazete, dergi ve broşürler, yasanın gösterdiği suçların işlenmesi halinde, yargıç kararı ile; ulusal güvenliğin, kamu düzeninin veya -genel ahlâkın korunması bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda da, yasanın açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararını veren yetkili merci, bu kararı aynı gün mahkemeye bildirir. Mahkeme bu kararı, en geç iki gün içind-e onaylamazsa, toplatma kararı geçersiz sayılır.

"Madde 28:
Kitap yayımı, yurttaşlar için izne bağlı tutulamaz; sansür edilemez.
Devlet sınırları içinde yayımlanan kitaplar, yasanın gösterdiği suçların işlenmesi halinde, yargıç kararı ile; ulusal güven-liğin, kamu düzeninin veya genel ahlâkın korunması bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda da, yasanın açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararını veren yetkili merci, bu kararı en geç yirmi dört saat içinde mahkemeye b-ildirir. Mahkeme bu kararı en geç yedi gün içinde onaylamazsa, toplatma kararı geçersiz sayılır.

"Madde 30:
Yurttaşlar ve siyasal partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı haberleşme ve yayın araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yara-rlanmanın koşulları ve usulleri, demokratik ilkelere ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak yasa ile düzenlenir. Yasa, insan haklarına, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik devletin, ulusal güvenliğin ve genel ahlâkın korunm-ası halleri dışındaki bir nedene dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlara ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşumunu engelleyici kayıtlar koyamaz."

"Madde 59:
Kimse, öğrenim ve eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.
Her türlü- öğretim ve eğitim etkinliği Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir.
Çağdaş bilim ve eğitim ilkelerine aykırı öğretim ve eğitim yerleri açılamaz.
Halkın öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir. Devlet, bu -ödevini, Atatürk ilkeleri ve devrimleri doğrultusunda, ulusal kültür ve manevi değerlerle bezenmiş bir muhteva, çağın ve teknolojinin gelişmesine, kişinin ve toplumun istek ve gereksinimlerine yanıt verecek plânlı bir şekilde yerine getirir.
Her çocuk, kı-z erkek ayırımı yapılmaksızın on beş yaşına kadar zorunlu; on sekiz yaşına kadar ücretsiz öğrenim hakkına sahiptir.
Devlet, durumları dolayısıyla okul içi ve dışında özel eğitime gereksinmeleri olanları topluma yararlı kılacak şekilde yetiştirmek için ger-eken önlemleri alır.
Devlet, maddi olanaklardan yoksun başarılı öğrencilerin, en yüksek öğrenim derecelerine kadar çıkmalarını sağlamak amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar."

"Madde 124:
Tabii afet, tehlikeli salgın hastalık-lar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi üç ayı geçmemek üzere, olağanüstü durum ilân edebilir."

"Madde 125 :
Anayasa ile kurulan özgü-r demokrasinin düzeni veya temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanının başkanlığın-da toplanan Bakanlar Kurulu, Cumhuriyet Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi üç ayı geçmemek üzere, olağanüstü durum ilân edebilir."

"Madde 126 :
.................
(2) Herhangi bir -olağanüstü durum ilânında, ancak
olağanüstü durumu oluşturan nedenlerin giderilmesi ile sınırlı olarak sözü edilen olağanüstü durumun devamı süresince yürürlüğü kısmen veya tamamen durdurulan Anayasa maddeleri açıkca gösterilir.
Ancak, bu gibi her-hangi bir olağanüstü durum ilânında, Anayasanın aşağıda öngörülen maddelerinin yürürlüğü durdurulabilir:
16. madde; 20. madde; 21. madde; 22. madde; 24. madde; 32. madde; 33. madde; 41. maddenin (5). fıkrasının (ç) bendi; 42. madde; 48. madde; 49. madde-nin (3). fıkrası; 53. madde ve 54. madde."

"Madde 128 :
Olağanüstü durum ve sıkıyönetim süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü durumun veya sıkıyönetimin gerekli kıldığı konularda, yasa gücünde kararname çıkarabili-r. Bu kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanır ve derhal Cumhuriyet Meclisinin onayına sunulur. Bu kararnameler, Cumhuriyet Meclisinin üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu ile reddedilmedikçe, olağanüstü durum ve sıkıyönetim süresince yürürlükte kalır.
-Bu şekilde sunulan yasa gücünde kararnameler hakkında 112. maddenin (2). ve (3). fıkra kuralları da uygulanır."

V. İNCELEME :

Yasanın, temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getirdiği ve bunedenle hukuk devleti ilkesine ve dolayısıyle Anayasanın Başla-ngıç Kısmı ile 1. maddesine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Yasa, temel hak ve özgürlüklere halen herhangi bir kısıtlama getirmiş olmayıp sadece Olağanüstü Durumda bazı temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanabilmesini öngörmektedir. Anayasanın 126. maddesinin- (2). fıkrası, Olağanüstü Durum ilânında, bu durumu oluşturan nedenlerin giderilmesi ile sınırlı olarak ve Olağanüstü Durumun devamı süresince, bazı temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ve yürürlüğü kısmen veya tamamen durdurabilecek olan Anayasa maddeleri-ni belirlemektedir. Bundan da anlaşılacağı gibi Anayasanın kendisi, Olağanüstü Durumda, belirli temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanabilmesini öngörmektedir. Bu böyle olduğuna göre de temel hak ve özgürlüklere, Olağanüstü Durumda, kısıtlama getireceği neden-iyle Yasanın tümü ile Anayasaya aykırı olduğu iddiası geçerli değildir.

Yasa yapma Cumhuriyet Meclisinin yetkisi dahilindedir ve herhangi bir yasanın Anayasaya aykırı olabilmesi için belli bir madde veya kuralına ters düşmesi gerekir. Anayasanın 128. m-addesi altında Olağanüstü Durum süresince Bakanlar Kurulunun, Resmi Gazetede yayınlanması ve derhal Meclisin onayına sunulması koşulu ile, yasa gücünde kararnameler çıkarma yetkisinin mevcut olduğu bir gerçektir. Bakanlar Kurulunun böyle bir yetkiye sahip -bulunması yasayı geçersiz kılmaz. Konu yasa ancak bu yetkiyi Bakanlar Kurulunun elinden aldığı veya bunu haleldar ettiği takdirde ve oranda Anayasanın bu kuralına aykırı olur.

Yasanın hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı ve bu nedenle Anayasanın Başlan-gıç Kısmı ve 1. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Yukarıda belirtilenlerden de anlaşılacağı gibi bu iddia geçerli değildir. Ordinaryüs Profesör Dr.Sıddık Sami Onar'ın İdari Hukukunun Umumi Esasları isimli eserin 3. bası, I. cildinde, sayfa 440'da -şöyle denmektedir:
"Bütün bu hallerde görülüyor ki fevkalâde
hallerin ve buhranlı zamanların rejimi hukuk dışı
veya hukuk üstü bir rejim değildir. Hükûmete tanınan
bu salâhiyetler onu hukuk kaidelerinin dışına veya
üstüne çıkararak bir diktatör durumun-a koymaz. Bu zamanlarda idare daha geniş bir salâhiyete mâlik
olmak ve daha disiplinli bir rejim tatbik etmekle
beraber bu rejim gene bir hukuk ve kanun rejimidir."

Şimdi de konu edilen belirli maddelerin Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesi g-erekir. Davacı, Yasanın 4. maddesinde Cumhurbaşkanlığının başkanlığından ve Cumhuriyet Güvenlik Kurulunun görüşünün alınmasından bahsedilmediği cihetle Anayasanın 124, 125 ve 128. maddelerine aykırılık mevcut olduğunu iddia etmiştir. Yasanın 4. maddesi öze-tle Bakanlar Kurulunun Olağanüstü Durum nedenlerinin ortadan kalkması için gerekli önlemleri almasını öngörmektedir. Bu maddede Bakanlar Kurulunun Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanacağından söz edilmediği bir gerçektir. Ancak bu Yasa maddesinin Anayasa-ya tabi olarak yorumlanması ve böyle yapıldığı takdirde de 'Bakanlar Kurulu' dendiğinde Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulundan söz edildiğinin kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle Yasanın 4. maddesinin Anayasanın 128. maddesine aykırılığı- yoktur. Anayasanın 124 ve 125. maddeleri Olağanüstü Durum ilânı ile Yasanın 4. maddesi ise Olağanüstü Durumdan sonra alınacak önlemlerle ilgilidir. Bu nedenle Yasanın 4. maddesinin Anayasanın 124 ve 125. maddleri ile direkt veya yakından bir ilgisi yoktur-. Bu durumda Anayasanın 124 ve 125. maddelerine aykırılıktan söz edilemez.

Yasanın 4. maddesinin (2). fıkrasının Güvenlik Kuvvetlerine Anayasanın öngörmediği yetkiler verdiği cihetle Anayasanın Başlangıç Kısmı ile 3. maddesine de aykırı düştüğü iddia ed-ilmiştir. İlgili fıkra Olağanüstü Durumun özgür demokratik düzeni ortadan kaldırmağa yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları nedeni ile kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması halinde Bakanlar Kurulu ta-rafından Yasanın (1). fıkrası kapsamında alınan kararların uygulanmasına ilişkin sorumluluğunun Güvenlik Kuvvetleri Komutanına ait olmasını öngörmektedir. Diğer bir deyimle bu kararları uygulama sorumluluğu Güvenlik Kuvvetleri Komutanına verilmektedir. Böy-le bir sorumluluğun güvenlikten sorumlu bir komutana verilmesi ise doğaldır ve bunun Anayasanın ne Başlangıç Kısmına ne de egemenlikle ilgili 3. maddesine ters düşen bir yanı vardır.

Yasanın 5. maddesinin temel haklara kısıtlama öngördüğü için Anayasaya- aykırı olduğu iddia edilmiştir. Bu iddia, yukarıda Yasanın tümünün Anayasaya aykırı olup olmadığı inelenirken ele alınmış ve bu hususta söylenenlerden anlaşılacağı gibi geçerli değildir.

Yasanın 5. maddesi Olağanüstü Durum ilân edilmesi halinde ilgili -bakan veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanının Yasa ve 4. maddesi uyarınca verilen görevleri yerine getirirken almağa yetkili oldukları önlemleri, ayrı ayrı fıkralar ve bentler altında, belirlemektedir. Bunlardan (1). fıkranın (b) bendi ile (g) bendinin ve (2)-. fıkranın (c),(g),(i) ve (1) bentlerinin Anayasanın 126. maddesine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Ayrıca bu bentlerden 1(b)'nin Anayasanın 59. maddesine, 1(g)'nin Anayasanın 30. maddesine, 2(c)'nin Anayasanın 19. maddesine, 2(g)'nin Anayasanın 22 ve 28.- maddelerine, 2(i)'nin Anayasanın 25 ve 26. maddelerine ve 2(1)'nin Anayasanın 25. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Bunların bir bir ele alınıp incelenmesi gerekir. Bunu yaparken ilkin (1). fıkranın (g) bendi ile (2). fıkranın (c),(i) ve (1) ben-tlerini ve daha sonra da sırası ile (1). fıkranın (b) bendini ve (2). fıkranın (g) bendini ele almağı uygun gördük.

Yasanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (g) bendi, Olağanüstü Durumda, ilgili bakan veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanını-n, yasanın 4. maddesi uyarınca verilen görevleri yerine getirirken bölge içindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmasına ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara el konmasına cevaz vermektedir. Bu bendin Anayasanın 126(2) maddesinde yür-ürlüğünün durdurulması öngörülmeyen Anayasanın 30. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasanın 30. maddesi yurttaşların ve siyasal partilerin kamu tüzel kişilerin elindeki basın dışı haberleşme ve yayın araçlarından yararlanma hakkına sahip olmal-arını öngörmektedir. Ancak yine 30. madde bu hakkın koşullarının yasa ile düzenlenmesini ve devletin ve ulusal güvenliğin korunması için bu hakkın kullanılmasını engelleyici kayıtların konulabilmesini de ayrıca öngörmektedir. Olağanüstü Durumda ise devleti-n veya ulusal güvenliğin korunması söz konusudur. Bu nedenle, Olağanüstü Durumda, halkın bu hakkı kullanmasını engelleyici kayıtlar konulabilir veya diğer bir deyimle bu hakkın kullanılması kısıtlanabilir. Bu bir yana Anayasanın 30. maddesi ile 21. maddesi- birbiri ile ilişkilidir. 21. madde herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu maddenin yürürlüğü ise, Olağanüstü Durumda, durdurulabilir. 21. maddenin durdurulması neticesi haberleşme özgürlüğünün kaldırılması tabiatıyle 30. ma-ddedeki hakkın kullanılabilmesini de engelleyebilir. Tüm bu nedenlerle yasanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (g) bendinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasının (c) bendi, Anayasaya dayalı özgür demokratik düzeni ortadan kald-ırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olaylarından ötürü kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması nedeniyle Olağanüstü Durumun ilân edilmesi halinde, kişilerin üstünün, araçlarının, eşya veya özel kâğıtl-arının aratılmasına ve suç aracı veya delil niteliğinde olanlarına el konulmasına cevaz vermektedir. Bu bendin Anayasanın 126 (2) maddesinde, Olağanüstü Durum ilânında, durdurulması öngörülmeyen 19. maddesine ters düştüğü ileri sürülmüştür. 19. madde esas -itibarıyle 1975 Anayasasının 11. maddesinin aynıdır. Bu maddenin ise yorumu A.M.13/76 sayılı havalede yapılmıştır. Mahkeme, o havaledeki hükmünde şöyle demiştir:
"Anayasanın 11. maddesi özel hayatın korunmasını düzenleyen bir kuraldır. Bu kuraldaki ilke ö-zel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı yolundadır. Ancak maddede kuralın istisnaları yer almaktadır. Kuralda yer alan istisnalarıne en başında adli kovuşturmanın gerektirdiği istisna gelmektedir. Özel hayatın gizliliği ilkesine daha sonra getirilen istis-na yasanın açıkca gösterdiği durumlarda usulüne göre verilmiş mahkeme veya yargıç kararı bulunmak koşulu altında kişinin üstünün, özel kâğıtlarının ve eşyasının aranması ve bunlara el konulabilmesidir. Özel hayatın gizliliğine yasanın açıkça gösterdiği dur-umlarda usulünce verilmiş mahkeme ve yargıç kararı ile dokunulabileceği yolundaki istisna kuralının da bir anayasal istisnası vardır. O da ulusal güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda yargıç kararı yerine yasanın yetkili- kıldığı merciin emri ile yetinilerek bir kimsenin üstünün, özel kâğıtlarının ve eşyasının aranabilmesi ve bunlara el konulabilmesine olanak tanıyan kuraldır. .................................................. Kanımızca pek istisnai durumlarda yargıç bulun-amayan hallerde yargıca verilen yetkinin kullanılmasına yetkili kılınacak olan merciin yüksek aşamada bir merci olması gerekir..........................Bu açıkça gösteriyor ki yargıçlar dışında Anayasanın iligli maddesi gereğince yetkili kılınacak merciye -yetkinin hangi durumlarda kullanılacağının açıkça gösterilmesi gerekir........"

Gerek 19. maddenin gerekse yukarıdaki iktibasın tetkikinden görülebileceği gibi özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı kuralının istisnaları mevcuttur. Bu istisnaların baş-ında adli kovuşturmanın icabı olarak mahkeme ve yargıç kararı ile dokunulabileceği yolundaki istisna mevcuttur. Özel hayatın gizliliğine mahkeme veya yargıç kararı ile dokunulabileceği yolundaki istisna kuralının da bir anayasal istisnası vardır. O da ulus-al güvenlik ve kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda yargıç kararı yerine yasanın yetkili kıldığı mercinin emri ile bir kimsenin üstünün, özel kâğıtlarının ve eşyasının aranabileceği veya bunlara el konulabileceğidir. Böyle bir yetkin-in kullanılmasının 19. maddeye uygun sayılabilemesi için üç kriter mevcuttur. Birinci kritere göre ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerin mevcut olması gerekir. Anayasaya dayalı özgür demokratik düzeni ortadan kaldırma-ya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi nedenlerin ortaya çıkması veya şiddet olaylarından ötürü kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması durumlarında ulusal güvenlik ve kamu düzeninin gerektirdiği tedbirlerin süratle alınabilmesi zorunludur. Bu gib-i durumlarda ise ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunduğu açıktır. İkinci kritere göre yetkili kılınacak olan merciin yüksek aşamada bir merci olması gerekir. Yasa bu yetkiyi Güvenlik Kuvvetleri Komutanına vermektedir. Güvenli-k Kuvvetleri Komutanının ise Yüksek bir makam işgal etmekte olduğu aşikârdır. Üçüncü kritere göre yetkili kılınacak merciye yetkinin hangi durumlarda kullanılabileceğinin açıkça gösterilmesi gerekir. Yasanın ilgili maddesi incelendiğinde yetkinin Anayasaya- dayalı özgür demokratik düzeni ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları neticesi kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde ve Olağanüstü Durum oluşturan nedenlerin ortadan ka-ldırılmasının sağlanması yönünde kullanılacağı iyice anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle yasanın söz konusu 5. maddesinin (2). fıkrasının (c) bendinin Anayasanın 19. maddesine aykırılığı yoktur.

Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasının (i) bendi söz, yazı, resi-m, plâk, ses ve görüntü bantları ve sesle yapılan her türlü yayımın denetlenmesine ve gerektiğinde sınırlanmasına veya yasaklanmasına cevaz vermektedir. Bu bendin Anayasanın 126(2) maddesinde yürürlüğünün durdurulması öngörülmeyen Anayasanın 25 ve 26. madd-elerine ters düştüğü iddia edilmiştir. Yasanın ilgili bendi, Yasanın ve özellikle 5. maddenin tümü ışığında, iyice incelendiğinde denetlenmesi, sınırlanması veya yasaklanması öngörülen yayımın bilim veya sanat veya basın ile ilgili yayımlar olmadığı anlaşı-lmaktadır. Bu bendin denetlenmesi, sınırlanması veya yasaklanmasına cevaz verdiği yayımlar, kanımızca, Anayasanın 24. maddesi kapsamına giren düşünce, söz ve anlatım özgürlüğü ile ilgili yayımlardır. Anayasanın bu maddesinin ise, Olağanüstü Durum ilânında,- yürürlüğünün durdurulması Anayasanın 126(2) maddesinde öngörülmektedir. Bu nedenle bu bendin Anayasaya aykırılığı yoktur. Yargıç Salih S. Dayıoğlu ve Yargıç Aziz Altay bu görüşe değişik gerekçe ile katılmaktadırlar.

Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasını-n (1) bendi tiyatro, piyes gibi temsili oyunların ve sinemalarda halka gösterilen filimlerin denetlenmesine ve gerektiğinde durdurulmasına veya yasaklanmasına cevaz vermektedir. Bu bendin Anayasanın 126(2) maddesinde, Olağanüstü Durum ilânında, yürürlüğünü-n durdurulması öngörülmeyen 25. maddesine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın 25. maddesi bilim ve sanat özgürlüğünü hükme bağlamaktadır. Bu maddeye göre herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenmek ve öğretmek, açıklamak, yaymak ve bu alanlarda araşt-ırma yapmak hakkına sahiptir. Bir yasa kuralının mümkün olduğu oranda Anayasaya tabi ve uygun olarak yorumlanması gerekir. Yasanın ilgili bendi, bu prensip ve Yasanın ve özellikle 5. maddesinin tümü ışığında, incelendiğinde amacının bilim ve sanat özgürlüğ-üne kısıtlama getirmek değil de Olağanüstü Durum oluşturan nedenlerin giderilmesini engelleyici nitelikte muzır yayınların denetlenmesi, sınırlanması veya yasaklanmasına olanak tanımak olduğu anlaşılmaktadır. Bu gibi önlemlerin, Olağanüstü Durumda, alınmas-ının doğal olduğu bir yana bunların alınmasının Anayasanın durdurulmasını veya kısıtlanmasını öngörmediği herhangi bir temel hak veya özgürlüğü haleldar ettiği söylenemez. Bu nedenle bu bendin Anayasaya aykırılığı yoktur.

Yasanın 5. maddesinin (1). fıkr-asının (b) bendi resmi ve özel öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime ara verilmesine ve yurtların süreli veya süresiz kapatılmasına cevaz vermektedir. Anayasanın 59. maddesi ise kimsenin öğretim ve eğitimden yoksun bırakılamayacağını hükme bağlamaktadır.- Bu maddede yurtlardan söz edilmemektedir. Kanımızca yurtlar bu maddenin kapsamı içinde değildir. Yasanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi, ilgili Bakan veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanına her derecede resmi ve özel eğitim ve öğretim kurumlarında öğ-renime ara verme yetkisi verdiği oranda Anayasanın 59. maddesinin öngördüğü öğretim ve eğitim hakkına bir kısıtlama getirmiştir. Anayasanın 59. maddesinin ise, Olağanüstü Durumda, yürürlüğünün durudurlması Anayasanın 126(2) maddesinde öngörülmemektedir.

-Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasının (g) bendi, Olağanüstü Durumda, gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilânlarının basılmasının ve dağıtılmasının yasaklanmasına, dıştan gelenlerin yasaklanmasına veya izne bağlanmasına, yasaklananların toplatılması-na cevaz vermektedir. Anayasanın 26. maddesi basın ve yayının özgür olduğunu, basın ve haber alma özgürlüğünün ise maddede belirtilen amaçlar ile yasa ile sınırlanabileceğini, yasanın sınırları içinde mahkeme veya yargıç tarafından verilecek kararlar saklı- kalmak üzere yayın yasağı konamayacağını hükme bağlamaktadır. Anayasanın 27. maddesi ise gazete, dergi ve broşür çıkarma hakkını teminat altına almakta ve bunların çıkarılması, yayımı, mali kaynakların ve gazetecilik mesleği ile ilgili koşulların yasa ile- düzenleneceğini hükme bağlamaktadır. Anayasanın 28. maddesi de kitap yayım hakkını teminat altına almaktadır.
27. madde devlet sınırları içinde yayımlanan gazete, dergi ve broşürlerin, 28. madde de devlet sınırları içinde yayımlanan kitapların, yasanın g-österdiği suçların işlenmesi halinde, mahkeme veya yargıç kararı ile toplatılabilmesini ve acil hallerde diğer yetkili mercilerce verilecek toplatma kararlarının mahkeme veya yargıcın onayına tabi olmasını öngörmektedir. Anayasanın bu üç maddesinin, Olağan-üstü Durum ilânında, yürürlüğünün durdurulması Anayasanın 126(2) maddesinde öngörülmemektedir.

Anayasada verilen bir hak veya özgürlük, bunu veren maddede belirlenen veya Anayasanın 11. maddesinde belirlenen nedenlerle kısıtlanabilir. Olağanüstü Durum Y-asanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi ile (2). fıkrasının (g) bendinde öngörülen kısıtlamalar ise Anayasanın ilgili maddeleri altında ve bu maddelerin öngördüğü şekilde kısıtlamalar değildir. Bu nedenle yasanın sözü edilen bentleri bu maddeler yan-ında Anayasanın 126. maddesine de aykırıdır. Yargıç Salih S. Dayıoğlu ve Yargıç Aziz Altay bu görüşe katılmamaktadırlar.

Yasanın hemen yukarıda sözü edilen iki fıkrasında öngörülen kısıtlamaların, Olağanüstü Durumda, yapılmasının doğal oluğu görüşü iler-i sürülmüştür. Bu böyle olabilir. Ancak 1985 Anayasasının 126(2) maddesinde Olağanüstü Durum ilânında hangi Anayasa maddelerinin yürürlüğünün durdurulacağı açıkça belirlenmiş olduğuna göre bunlar dışında sair Anayasa maddelerinin yürürlüğünün de yasa ile d-urdurulması söz konusu olamaz. Yargıç Salih S. Dayıoğlu ve Yargıç Aziz Altay bu hususta görüş belirtmeğe gerek görmediler.

Davanın duruşması sırasında davacının üzerinde durduğu diğer iki madde 16 ve 20. maddelerdir. Yasanın 16. maddesinin, Anayasanın v-ermediği yetkinin ilgili bakan, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Emniyet mensupları tarafından kullanılmasını öngördüğü cihetle Anayasanın 3 ve 128. maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Bu madde, Olağanüstü Durumun Yasanın 3. maddesinin (1). fıkra-sının
(a) bendi uyarınca ilân edilmesi halinde ilgili bakanın Olağanüstü Durum ilânını gerektiren nedenlerin ortadan kalkması için alınan önlemleri uygulamak amacı ile öncelikle Emniyet Örgütünden, bunun yeterli görülmemesi halinde de Güvenlik Kuvvetleri -Komutanlığından yardım isteyebilmesini öngörmektedir. Görülebileceği gibi bu madde sadece uygulama ile ilgilidir. İlgili Bakanın, Olağanüstü Durumda, bu durumu gerektiren nedenlerin ortadan kaldırılması için alınan önlemleri uygulamak amacı ile güvenlikten- sorumlu Emniyet Örgütünden ve bu yeterli olmadığı hallerde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından yardım istemesi doğal olduğu bir yana bunun Anayasanın herhangi bir maddesine aykırı düştüğü gözükmemektedir.

Yasanın 20. maddesi, Olağanüstü Durumun 3. madd-enin (1). fıkrasının (b) bendi uyarınca ilân edilmiş olması halinde kendi yetkisine giren suçlara Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bakmasını öngörmektedir. Ancak buna ilâveten bu madde, Yasanın 19. maddesinde öngörülen suçlardan Olağanüstü Durum ilânından -üç ay öncesine kadar işlenmiş olanlara da Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bakmasını öngörmektedir. Bu kuralın Anayasaya aykırı olduğu görüşüne Amicus Curiae olarak hazır bulunan Başsavcı Yardımcısı da katılmıştır. Bu kural, işlendiği zaman sivil mahkemele-rin kaza yetkisi kapsamına giren suçlara Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bakmasına ve bu gibi suçların Olağanüstü Durumda işlenmiş gibi muamele görmesine cevaz vermektedir. Bu ise hukukun üstünlüğünü öngören Anayasanın 1. maddesine ters düşmektedir.

Sö-ylenenlerden anlaşılacağı gibi davacı davasında kısmen başarılı olmuştur.


SONUÇ:
I. Sonuç olarak 56/1983 sayılı Olağanüstü Durum Yasasının:
1) 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinin, ilgili Bakan
veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanının her -derecedeki
resmi ve özel öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime
ara vermeğe yetkili olmasını öngören kısmının iptal
edilmesine oyçokluğu ile;
2) 5. maddesinin (2). fıkrasının (g) bendinin iptal
edilmesine oyçokluğu ile; -
3) Yasanın 20. maddesinin, 19. maddede öngörülen suçlardan
Olağanüstü Durum ilânının 3 ay öncesine kadar işlenmiş
olanlara Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesince bakılmasını
öngören kısmının iptal edilmesine oybirliği ile; ve

II. bu- kararın Resmi Gazetede yayımlanmasına oybirliği ile -
Karar verilir.




(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç




(N.Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç - Yargıç Yargıç


26 Haziran 1987



KARŞIOY YAZISI
56/83 sayılı Olağanüstü Durum Yasasının 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi ile 5. maddesinin (2). fıkrasının (g) bendinin çoğunluk görüşünün aksine, ayni maddeni-n (2). fıkrasının (i) bendinin ise değişik gerekçelerle, aşağıdaki nedenlerden ötürü, Anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyiz.

Yasanın 5. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendi:
Bu bend Güvenlik Kuvvetleri Komutanına her derecedeki resmi ve özel öğretim- ve eğitim kurumlarında öğrenime ara vermek ve öğrenci yurtlarını süreli veya süresiz olarak kapatmak yetkisi verir. Öğrenim ve eğitim hakkı Anayasanın 59. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, sair şeyler meyanında, kimse öğrenim ve eğitim hakkında-n yoksun bırakılamaz. 59. maddenin, Anayasanın 126(2) maddesinde yer alan maddeler arasında bulunmaması öğrenimde eğitimin tamamen askıya alınamayacağı anlamındadır. Ne var ki Anayasanın 11. maddesi, temel hak ve özgürlüklerden olan öğrenim ve eğitimin de -özüne dokunulmadan, kısıtlanabileceğini öngörür. Güvenlik Kuvvetleri Komutanının öğrenime sadece ara vermek yetkisi, mahiyeti icabı geçicidir ve Anayasanın 11. maddesi anlamında özüne dokunulmayan bir tür kısıtlamadır. Bu nedenle bu bendin öğretim ve eğiti-m kurumları ile ilgili kısmının da Anayasaya aykırılığı yoktur.

Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasının (g) bendi:
Olağanüstü durumlarda askıya alınan Anayasanın 24. maddesi düşünce, söz ve anlatım özgürlüğü ile ilgilidir. Bu maddenin askıya alınmasıyle -kişi, en azından teorik olarak, olağanüstü durumlarda, düşünce, söz ve anlatım özgürlüğünden yoksun bırakılabilir. Anayasanın 27. maddesi, gazete, dergi ve broşür çıkarma özgürlüğü ile ilgilidir. Gazete, dergi ve broşür kişinin düşünce, söz ve anlatım özgü-rlüğünün birer aracıdır. Olağanüstü durumlarda düşünce, söz ve anlatım özgürlüğünün Anayasanın 126(2) maddesi uyarınca askıya alınabilirken bu özgürlüğü simgeleyen araçların yasaklanmaması anlaşılır gibi değildir. Mamafih bu iki maddeye olağanüstü durum aç-ısından bir uyum sağlayarak bir mana verilebilirse o vakit konu yasa bendinin Anayasaya aykırılığından söz edilemez. Böyle bir uyum olanak dışı değildir. Kanımca konu bend ile getirilen kısıtlama, olağanüstü durumun ilânını gerektiren nedenlerin ortadan ka-lkmasına engel teşkil edecek düşünce veya söz veya anlatımın yayınlanmasını önleyecek tedbirlerin alınması ile sınırlıdır. Diğer bir anlatım şekliyle, olağanüstü durum açısından muzır sayılacak neşriyat sadece bu nedene binaen sınırlandırılabilir ve konu b-end de bu gayeye matuftur. Bu nedenle bu bendin Anayasaya aykırılığı yoktur.

Yasanın 5. maddesinin (2). fıkrasının (i) bendi:
Yukarıda (g) bendi için belirtilen nedenler bu bend maksatları için aynen geçerlidir. Bu nedenle bunları tekrarlamaya gerek y-oktur. Bu bendin de Anayasaya bir aykırılığı yoktur.



(Salih S. Dayıoğlu) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç


Full & Egal Universal Law Academy