Anayasa Mahkemesi Numara 21/1978 Dava No / Karar Tarihi 08.11.1979
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 21/1978 Dava No / Karar Tarihi 08.11.1979
Numara: 21/1978
Dava No: /
Taraflar: K.T. Amme Mem. Sen. İle Özkan Üngör
Konu: 1971 Sendikalar Yasasının 41. maddesinin Anayasaya aykırılığı
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 08.11.1979

- Anayasa Mahkemesi 21/78
(Dava No. 776/78, Lefkoşa)

Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin (Başkan), Ahmed İzzet, Şakir Sıdkı İlkay, Salih S. Dayıoğlu, N.- Ergin Salâhi.

Anayasa'nın 114(1) maddesi hakkında.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 776/78 sayılı davasında (Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası ile Özkan Üngör arasında) 5 Aralık 1978 tarihinde sunulan konu.

Davacı namına: Şafak Öneri
Davalı namına: Ümit -Özdil
Yaşar Boran (Amicus Curiae olarak)

-----------

K A R A R

KONU:
1971 Sendikalar Yasasının 41 ve 41(c)(i) maddesinin Anayasanın 27. maddesine aykırı olduğu öne sürülmüştür.

I. OLAY:
Davacı Sendikalar Mukayyitliğine kayıtlı bir sendikadır. Davalı- da davacı sendikanın ilgili zamanlarda üyesidir. Davacı Lefkoşa Kaza Mahkemesinde davalı aleyhine dosyaladığı 776/78 sayılı davada davacı ile davalı arasında Lefkoşa'da yapılan anlaşma gereğince Sendika Yönetim Kurulunun talebi halinde geri iade edilmesi- koşulu ile davalıya 4010 TL. verildiğini ve Sendika Yönetim Kurulunun davalının söz konusu parayı iade etmesi için karar aldığını ileri sürerek davalının davacıya 4010 TL. ödemesi için hüküm vermesini taleb etti. Davalı dosyaladığı müdafaa takriri ile da-vacı ile davalı arasında davacı tarafından iade edildiği gibi bir anlaşma yapılmadığını ancak böyle bir anlaşma yapılmış olsa dahi böyle bir anlaşmanın sendika fonlarının üyelerine menfaat sağlamak için kullanılması ile ilgili bir anlaşma olduğunu bu neden-le Sendikalar Yasasının 4. maddesi uyarınca anlaşma hakkında herhangi bir Mahkemeye karar verme yetkisi verilmediğini ileri sürdü. Davacı, davanın duruşması esnasında Sendikalar Yasasının 41. maddesi ve 41. maddesinin (c) fıkrasının (i) bendinin Anayasanı-n 27. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmesi ile Mahkemece de ileri sürülen iddianın davanın karara bağlanmasında etkisi olabileceği kanaatına varması üzerine Kaza Mahkemesi, konuyu, karara bağlamak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak Anayas-anın 114. maddesi uyarınca sunmuştur.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Davacı iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Sendikalar Yasasının 41. maddesi Anayasanın kişilere verdiği hak arama özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Anayasanın 27. maddesi kişiye hak ve yükümlülü-klerinin karara bağlanması için yargı organlarına başvurma hakkını vermiştir. Aynı maddeye göre bu hak hiçbir koşul tahtında kısıtlanamaz.

Davalı iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Kişiler herhangi bir konunun yargı organı tarafından karara bağlanmam-ası için aralarında özel anlaşma yapabilirler ve böyle bir anlaşma yapıldığı takdirde Anayasanın 27. maddesinde öngörülen hak arama özgürlüğüne aykırı değildir.

Kişiler aralarında doğabilecek herhangi bir uyuşmazlık konusunun herhangi bir yargı organına -sunulmaması için veya aralarındaki herhangi bir uyuşmazlık konusunun meydana gelmesi halinde konu hakkında yargı organına başvurulmayacağı hususunda gönüllü olarak bir anlaşma yapabilirler ve böyle bir anlaşma Anayasanın 27. maddesinde öngörülen hak arama -özgürlüğüne aykırı değildir. Davalı avukatı duruşma esnasında bu konu hakkında Cumhuriyet devrindeki Anayasa Mahkemesinin bir içtihat kararı bulunduğunu da ileri sürdü.
III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Sendikalar Yasasının 41 ve 41(c)(i) maddesi aynen şöyledi-r:

Madde 41.
"Bu Kuralda mevcut hiçbir hüküm, aşağıdaki anlaşmaların direk olarak tatbikini sağlamak veya onların ihlâlinden dolayı tazminat talep etmek amacıyle açılan davaları görmek hususunda herhangi bir mahkemeye hak vermez.
.............
.......-......
Bir sendika fonlarının aşağıdaki maksatlar için kullanılması ile ilgili anlaşmalar:
Kendi Üyelerine menfaat sağlamak; veya"


IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

Madde 27.
"(1)Hiçbir kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen -mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun adlî komisyonlar veya istisnaî mahkemeler oluşturulması yasaktır.
(2)Herkes, medenî hak ve yükümlülüklerinin veya kendisine karşı bir suçlamanın karara bağlanmasında, yasa i-le kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir oturumda okunur. Ulusal güvenlik, Anayasal düzen, kamu düzeni, kamu g-üvenliği veya genel ahlak yararına olduğu veya küçüklerin çıkarları veya tarafların özel hayatlarının korunması için gerekli olduğu veya mahkemece, yayının adaletin sağlanması için zararlı görüldüğü özel durumlarda, basın mensupları ve halk, mahkeme kararı-yle duruşmanın tamamına veya bir kısmına sokulmayabilir.
Herkes-
mahkeme önüne çıkarılması nedenlerinin kendisine bildirilmesi;
davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak için gerekli zamana sahip olmak;
delillerini göstermek veya göstertmek veya tanıkl-arın yasaya uygun olarak sorguya çekilmesini istemek;
(ç)kendi seçtiği bir hukuçu tutmak ve adaletin sağlanması için gerekli görülüyorsa, yasanın gösterdiği şekilde kendisine parasız bir hukukçu atanması;

(d)mahkemede kullanılan dili anlayamadığ-ı veya konuşamadığı takdirde, bir tercümanın yardımından parasız yararlanmak,
hakkına sahiptir."


V. İNCELEME:
Duruşma sırasında ileri sürülen iddia ve gerekçeler, iptali istenen yasa hükmü, Anayasaya aykırılık iddiasına dayanıklık eden ve konuyu ilg-ilendiren Anayasa metinleri incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Anayasanın 27. maddesinin hükmü gayet açıktır ve bu maddenin 1. fıkrasına göre hiç bir kimse kendisine gösterilen mahkemeye başvurma hakkından yoksun bırakılamaz. Aynı maddenin -2. fıkrasına göre ise herkes medeni hak ve yükümlülüklerinin karara bağlanmasında Yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Bu durumda herhangi- bir kimseyi yargı organına başvurmaktan engelleyen herhangi bir yasa hükmünün Anayasaya aykırı olması gerekir. Ancak kişiler kendilerine tanınan anayasal haklardan, Anayasada aksine hüküm bulunmadığı hallerde serbestçe isteklerini kullanarak feragat edeb-ilirler. Bu hususta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1197/62 sayılı başvuruda Yearbook 5, s.88'de şunları söylemektedir:
-"Whereas it must nevertheless be made clear that this position was in no way the result of unilateral action by the only State concerned in the affair, the Federal Republic of Germany - Spain in any case not being a Party to the Convention - but of an arbi-tration clause subscribed to by the party concerned ........ whereas the inclusion of an arbitration clause in an agreement between individuals amounts legally to partial renunciation of the exercise of those rights defined by Article 6(1); whereas nothing- in the text of that Article nor of any other Article of the Convention explicitly prohibits such renunciation;"


-Konunun duruşması esnasında davacı Cumhuriyet devrinde Kıbrıs Anayasa Mahkemesinin ve daha sonra K.T.F. Devleti Yüksek Mahkemesi-nin benzeri konuda karar verdiğini ileri sürdü. Hakikaten, Cumhuriyet devrinde Anayasa Mahkemesi The Co-operative Grocery of Vasilia davasında Kooperatif Yasasının 53. maddesinde yer alan kooperatif üyeleri arasındaki herhangi bir anlaşmazlığın kooperatif- mukayyidi veya onun tayin edeceği başka kişiler tarafından karara bağlanması hususundaki hükmün Anayasaya aykırı olmadığına karar verdi. Daha sonra AM 5/76 sayılı havalede Yüksek Mahkeme de aynı yasanın aynı maddesi hakkında aynı kararı verdi. Gerek Kıb-rıs Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin gerekse K.T.F. Devleti Yüksek Mahkemesinin vermiş olduğu kararlarda karara bağlanan husus ihtilâf konusunun Mukayyit veya onun tayin edeceği kişi veya kişiler tarafından karara bağlanmasını öngören hükmün Anayasaya aykı-rı olmadığıdır. Gerek Anayasa Mahkemesi gerekse Yüksek Mahkeme kişinin anayasal haklarından feragat etmeye hakları olduğu hususunda karar vermiştir. Kooperatif Yasasının 53. maddesinin ihtilâf konularının halli ile ilgili hüküm, havale konusu Sendikalar -Yasasının 41. maddesi hükmünden tamamen farklıdır. Sendikalar Yasasının 41. maddesi, o maddede öngörülen ihtilâf konularının halli için açılan davalara mahkemenin bakma yetkisi olmadığını öngörmektedir. Görülüyor ki ilgili madde kişinin özgürlük arama ha-kkı olan mahkemeye başvurma hakkını elinden almakta ve ihtilâf konularının halli için başka herhangi bir çare dahi göstermemektedir. Genel hukuk ilkelerine göre mahkemeye başvurma hakkı kişinin en önemli doğal haklarından biridir. Nitekim Avrupa İnsan Ha-kları Mahkemesi 1975'te Golder davasında verdiği kararda bunu açıklıkla belirtmiştir. Golder davasında bir mahkûm hapishanede iken hapishanede çıkan bir olayda hapishane gardiyanı aleyhine dava açmak için bir avukat ile görüşmesinin sağlanmasını İçişleri -Bakanından talep etti. İçişleri Bakanı da mahkûmun avukat ile görüşmesine olanak vermedi. Bu nedenle Golder önce İnsan Hakları Komisyonuna müracaat etti. İnsan Hakları Komisyonu Golder'in mahkemeye başvurma hakkından mahrum edildiği hususunda karar verd-i. Konu daha sonra İnsan Hakları Mahkemesine getirildi, İnsan Hakları Mahkemesi de İçişleri Bakanının Golder'e bir avukatla görüşme olanağını vermediğinden dolayı Golder'in mahkemeye başvurma hakkından mahrum edildiği hususunda karar verdi. İnsan hak ve -özgürlüklerini korumak için Avrupa sözleşmesinde kişinin mahkemeye başvurma hakkına sahip olduğu hususunda herhangi açık bir hüküm yoktur. Ancak o sözleşmede Anayasamızın 27. maddesinin (2). fıkrasındaki hüküm bulunmaktadır. Anayasamızın 27. maddesinin (-2). fıkrası kişinin medeni hak ve yükümlülüklerinin karara bağlanmasında yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahip olduğu öngörülmektedir. Buna rağ-men İnsan Hakları Mahkemesi kişinin mahkemeye başvurma hakkı olduğu hususunda karar vermiştir. Golder davasında da İnsan Hakları Mahkemesi kişi serbestçe istediği takdirde kendisine verilen mahkemeye başvurma hakkından feragat edebileceğini belirtti. Anc-ak böyle bir feragatın kişinin baskısız ve serbestçe kullanılan isteği üzerine yapılması gerektiği hususunda karar vermiştir. Sendikalar Yasasının 41. maddesinde yer alan hükmün kişinin serbest ve baskısız isteği ile konduğu addolunamaz. Sendikalar Yasa-sının hükmü tek taraflı bir hükümdür. Bütün bunların ışığında Sendikalar Yasasının 41. maddesinde yer alan ve açılan davayı görme hususunda Mahkemeye hak vermeyen hüküm Anayasanın 27. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında belirtilen temel hakların özüne dokunmak-ta olduğu açıktır. Yargıç Şakir Sıdkı İlkay ve Salih S. Dayıoğlu bu görüşe katılmamaktadırlar.

SONUÇ:
Sonuç olarak Sendikalar Yasasının 41. maddesinde yer alan "açılan davayı görme hususunda Mahkemeye hak vermeyen" hükmün Anayasanın 27. maddesine aykırı- olduğuna Yargıç Şakir Sıdkı İlkay




ve Salih S. Dayıoğlu'nun karşı oylarıyle ve oyçokluğu ile karar verilir.


(Ülfet Emin)(Ahmed İzzet)
Başkan Yargıç



(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu) (N.Ergin Salâhi)
Yar-gıç Yargıç Yargıç

8 Kasım, 1979.



KARŞIOY YAZISI
--1971 Sendikalar Yasası'nın 41. maddesi Fasıl 117 Sendikalar Yasası ve dolayısıyle İngiliz kanunlarından alınma bir maddedir. -Gör: Fasıl 117 m.43 ve Trade Union Law and Practice by Vester and Gardner, 1958 Ed., p.140-143.

Gerek maddenin kendisi gerekse -bu husustaki İngiliz İçtihat kararları tetkik edildiğinde görülecektir ki söz konusu anlaşmalar gayri kanuni veya batıl yapılmamıştır. Önlenmekte olan sadece bu gibi anlaşmaların direkt olarak tatbikini sağlamak veya ihlâlinden ötürü tazminat almak için d-ava açılmasıdır. Bu gibi anlaşmalar ile ilgili olarak gayesi bunların direkt olarak tatbikini sağlamak veya ihlâlinden ötürü tazminat almak olmayan davalar önlenmemektedir ve açılabilirler. -Gör: Trade Union Law and Practice by Vester and Gardner, 1958 Ed-., p.140-143.

Görüleceği gibi, bu maddeye göre, maddede sözü edilen anlaşmalar ile ilgili olarak bunların direkt tatbikini sağlamak veya ihlâlinden ötürü tazminat talep etmek için açılan davalara, bu gibi anlaşmalar gayri kanuni veya batıl olmamakla bera-ber, Mahkemeler bakamaz. Tezekkür edilmesi gereken husus bu maddenin Anayasanın 27. maddesine aykırı olup olmadığıdır.

Anayasanın 27. maddesinin 1960 Anayasasındaki muadili 30. maddedir. 1960 Anayasasının 30. maddesi hakkında zamanın Yüksek Anayasa Mah-kemesinin The Co-operative Grocery of Vasilla v. Haralambos N. Ppirou and Others, 4 R.S.C.C. 12 davasında vermiş olduğu bir karar mevcuttur.

The Co-operative Grocery of Vasilia davasında konu Fasıl 114 Kooperatif Şirketleri Yasasının 53. maddesinin Anaya-sanın 30. maddesi ile diğer bazı maddelerine aykırı olup olmadığı idi. Fasıl 114 Kooperatif Şirketleri Yasasının 53. maddesi, bir Kooperatif Şirketi ile ilişkisi olan ve maddede zikredilen kişiler ve/veya şirket veya şirket ile başka bir şirket arasındaki-, örneğin üyeler veya üyeler ile şirket arasında, şirketin işini ilgilendiren ihtilâfların karara bağlanmak üzere Kooperatif Şirketleri Mukayyidine veya onun tayin edeceği hakem veya hakemlere havalesini, hakemlerin kararından Mukayyide istinaf edilmesini -ve Mukayyidin direkt veya istinafen vereceği kararın nihaî olmasını öngörmektedir. Zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesi bu maddenin 1960 Anayasasının 30. maddesine aykırı olmadığına çünkü 30. maddenin teminat altına aldığı haklardan bu haklara sahip herhangi -bir kişinin belli bir konu veya sınıf konular ile ilgili olarak feragat edebileceğine veya vazgeçebileceğine karar verdi. Mahkemenin kararı uyarınca herkes kanunu bilir sayıldığına ve herkes bir kooperatif şirketi kurup kurmamakta, böyle bir şirkete üye o-lup olmamakta veya hizmetinde görev veya iş kabul edip etmemekte serbest olduğuna göre bir şirket kuran veya böyle bir şirkete üye olan veya hizmetinde görev ve iş kabul eden herkesin ve yasa altında kayıtlı şirketlerin, şartları ve karakteristikleri arası-nda bazı ihtilafların 53. maddenin öngördüğü şekilde hakem tarafından karara bağlanması bulunan bir hukukî münasebete serbestçe girmiş olduklarının kabul edilmesi gerekir ve bunun bir neticesi olarak da o nisbette Anayasanın 30. maddesinin teminat altına a-ldığı haklardan feragat etmiş sayılır.
The Co-operative Grocery of Vasilia davasındaki hükümde zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesi şöyle dedi:
-"Coming now to the issue concerning Article 30, such article safeguards, inter alia, the rights of access to the court assigned to any person by or under the Constitution and also lays down that every person shall be entitled in the determination of his c-ivil rights and obligations to a hearing before a court established by law. Article 30 also prohibits the establishment of judicial committees of exceptional courts.

Voluntary arbitration does not violate against the above provisions of Article 30, simp-ly because the rights safeguarded therein are such that they may be waived by any person entitled to them in respect of any particular subject or class of subjects and, moreover, such arbitration is, by its very nature, clearly distinguishable from judicia-l committees or exceptional courts.

In the opinion of the Court the form of arbitration provided in section 53, though statutory, is in the nature of voluntary arbitration, for the purposes of Article 30, for the following reasons:-

Everybody is presum-ed to know the law and also everybody is free to form or not to form a co- operative society, to join or not to join, to accept or not to accept office in, or employment with, such a society.

Further, section 53 appears to be limited only to disputes con-cerning the internal administration of
co-operative societies, as held in Hussein Shefik v. The First Limassol Co-operative Savings Bank Limited, 19 C.L.R. p. 244, and Eleni Zenonos and others v. Michael Mylonas and others, 19 C.L.R. p. 259, with which de-cisions this Court sees no reason to disagree.

It follows, therefore, that everybody who forms or becomes a member of, or accepts office in, or employment with, a co-operative society, as well as a co-operative society, as such, registered under CAP 114-, must be presumed to have entered voluntarily into a legal relationship which includes as one of its terms and characteristics the form of arbitration provided under section 53 in respect of certain disputes. Thus, an agreement that disputes within the a-mbit of section 53 shall be determined in the manner prescribed therein comes into being and, it follows that the rights safeguarded as above, under Article 30, are deemed to have- been waived, to that extent, as in any other case of voluntary arbitration."
-Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan bizim Yüksek Mahkeme de A.M. 5/76 sayılı havalede aynı şekilde karar verdi. Bu meselede konu Fasıl 114 Şirketler Yasasının 53. maddesinin K.T.F.D. Anayasasının 27. ve diğer bazı maddelerine aykırı olup olmadığı idi. -K.T.F.D. Anayasasının 27. maddesi, daha önce de belirtildiği gibi, 1960 Anayasanın 30. maddesinin muadilidir. Yüksek Mahkeme The Co-operative Grocery of Vasilia davasından iktibaslar yaptı ve o davada verilen kararı ve gerekçelerini benimsediğini belirtti-. Yüksek Mahkeme, oybirliği ile verilen hükmünde şöyle dedi:
"Yüksek Anayasa Mahkemesinin 1962 yılında aynı hususta vermiş olduğu bu kararın yanlış olduğuna veya yeni Anayasamız ışığında değiştirilmesi gerektiğine müstedi avukatı tarafından ikna olunmadı-k. Kanaatımızca Yüksek Anayasa Mahkemesinin yukarıda iktibas edilen kararında belirttiği aynı nedenlerden Fasıl 114 Kooperatif Şirketleri Kanunu'nun 53. maddesi 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 30. maddesine aykırı olmadığı gibi, Anayasa'nın 27. madde-sine de aykırı değildir.

Genel olarak şu hususa da değinmekte fayda vardır. Federe Devletimizin Anayasası Kurucu Mecliste görüşüldüğünde Fasıl 114'ün aynı 53. maddesi şimdi olduğu gibi o zaman da yürürlükte idi. O maddenin de Anayasamızın 27 ve 102. ma-ddelerinin muadilleri olan 1960 Anayasası'nın 30 ve 152. maddelerine aykırı olmadığına dair 1962 yılında verilmiş olan zamanın Yüksek Anayasa Mahkemesinin bir kararı da yeni Anayasamız Kurucu Mecliste görüşüldüğü zaman mevcuttu. Yüksek Anayasa Mahkemesini-n sözü edilen Kararı ve 1960 Anayasası'nın ilgili maddelerinin Kurucu Meclis tarafından bilinmiş addolunması gerekir. Kurucu Meclis yeni Anayasayı yaparken Yüksek Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararını yeni Anayasa'ya konacak olan 27 ve 102. maddelerin-i etkilememesini istemiş olsaydı herhalde Anayasanın ilgili maddelerine bu maksat için gerekli hükümleri koyacaktı."


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Application No. 1197/61'de benzer şekilde bir karar verdi. -Gör: Yearbook 5, p.88. Mahkeme hükmünde -şöyle demiştir:
-"Whereas Article 6(1) of the Convention admittedly provides that "in the determination of his civil rights and obligations .......... everyone is entitled to a fair and public hearing within a reasonable time by an independent and impartial tribunal estab-lished by law"; whereas, moreover, it is established that the Applicant was not able to bring the civil dispute between himself and the German school at B before a German court that fulfilled these conditions, nor before a Spanish court;

Whereas it must -nevertheless be made clear that this position was in no way the result of unilateral action by the only State concerned in the affair, the Federal Republic of Germany - Spain in any case not being a Party to the Convention - but of an arbitration clause su-bscribed to by the party concerned .......... whereas the inclusion of an arbitration clause in an agreement between individuals amounts legally to partial renunciation of the exercise of those rights defined by Article 6(1); whereas nothing in the text of- that Article nor of any other Article of the Convention explicitly prohibits such renunciation; whereas the Commission is not entitled to assume that the Contracting States, in accepting the obligations arising under Article 6(1), intended to prevent pers-ons coming under their jurisdiction from entrusting the settlement of certain matters to arbitrators;

Whereas the disputed arbitration clause might have been regarded as contrary to the Convention if X. had signed it under constraint, which was not the c-ase; whereas even though, as appears to be true, the clause was a perfectly normal and indispensable insertion made at the request of the Minister for Foreign- Affairs this fact did not invalidate the Applicant's consent, and he remained free to refuse his services (to the German scool at B);"


-The Co-operative Grocery of Vasilia davasında ve A.M. 5/76 sayılı meselede Fasıl 114 Kooperatif Şirketleri Yasasının 53. maddesinin ilgili Anayasa maddelerine aykırı olmadığına karar verilirken buna esas gerekçe olarak 1960 Anayasasının 30. ve K.T.F.D. Ana-yasasının 27. maddelerinin teminat altına aldığı haklardan bu haklara sahip herhangi bir kişinin herhangi belli bir konu veya sınıf konular ile ilgili olarak feragat edebileceği veya vazgeçebileceği gösterildi. Bu böyle olduğuna göre ve herkes kanunu bili-r sayıldığına ve herkes bir sendika kurup kurmamakta, veya böyle bir sendikaya üye olup olmamakta veya onunla 1971 Sendikalar Yasasının 41. maddesinin öngördüğü şekilde ilişki kurup kurmamakta serbest olduğuna göre bir sendika kuran veya böyle bir sendikay-a üye olan veya onun ile sözü edilen maddenin öngördüğü şekilde ilişki kuran herkesin ve yasa altında kayıtlı sendikaların, şartları ve karakteristikleri arasında 41. maddede öngörüldüğü şekilde bazı anlaşmaların ihlâlinden ötürü belli amaçlar için dava aç-mamak bulunan bir hukukî münasebete serbestçe girmiş olduklarının kabul edilmesi gerekir ve bunun bir neticesi olarak da o nisbette Anayasanın 27. maddesinin teminat altına aldığı haklardan feragat etmiş sayılır.

Sonuç olarak 1971 Sendikalar Yasasının 41-. maddesinin Anayasa'nın 27. maddesine aykırı olmadığı görüşündeyim.


(Şakir Sıdkı İlkay)
Yargıç
8 Kasım, 1979.


KARŞIOY YAZISI

Sayın Yargıç Şakir Sıdkı İlkay'ın verdiği hükümle ve vardığı sonuçla hemfikirim. Sadece Sayın İlkay'ı-n hükmünde sözü edilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1197/61 sayılı müracaatın tam metnini inceleme olanağı bulamadığım için bu iktibasta söylenenleri daha fazla etüd yapmadan benimsememeği yeğ tuttum. Öte yandan Sayın İlkay'ın hükmünde yer alan sair -gerekçelerle hemfikirim.


(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç
8 Kasım, 1979
-


12



-


Full & Egal Universal Law Academy