Anayasa Mahkemesi Numara 20/2018 Dava No 1/2021 Karar Tarihi 11.01.2021
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 20/2018 Dava No 1/2021 Karar Tarihi 11.01.2021
Numara: 20/2018
Dava No: 1/2021
Taraflar: Ulusal Birlik Partisi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi ve diğeri arasında
Konu: Meclis kararının iptali istemi - yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin cumhuriyet meclisi kararının iptali istemi - yasama dokunulmazlığının kaldırılabilmesi için gerekli koşullar - isnadın ciddi olması ve dokunulmazlığın kaldırılması isteminin siyasal amaçlı olmaması koşullarının değerlendirilmesi - davanın reddi
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 11.01.2021

-D.1/2021 Anayasa Mahkemesi 20/2018

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

ANAYASANIN 147. MADDESİ HAKKINDA


Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik, Başkan, Ahmet Kalkan, Mehmet
Türker, Gülden Çiftçioğlu, Bertan -Özerdağ


Davacı: Ulusal Birlik Partisi, Sarayönü Sokak, Lefkoşa.

ile

Davalı: 1) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi, Lefkoşa.
2) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi'ni temsilen
Cumhuriyet Meclisi Başkanı, -Lefkoşa.

A r a s ı n d a

Davacı tarafından: Avukat Mustafa Bülent Asena.
Davalılar tarafından:Başsavcı Yardımcı Muavini İlter Koyuncuoğlu


K A R A R

I.KONU:
Anayasanın 147. maddesi altında ikame edilen iptal davası ile Davacı, KKTC Mecli-si tarafından 22.10.2018 tarihinde alınan UBP Lefke Milletvekili Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılması kararının, Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek iptal edilmesini ve/veya kararın Anayasa'nın 1, 84(2),(3) ve 85(1) maddelerine aykırı olma-sı nedeniyle iptal edilmesini talep etmektedir.

II. OLAY:
2010-2014 yılları arası dönemde vize borçları olan ve süreli çalışma izni almaya hakkı olmayan yabancı kişiler ile ilgili olarak devlete olan vize borçları görmezden gelinerek yabancı uyruklu kişi-lerin pasaportlarına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda, çalışma izni mühürü vurulduğu yönünde yapılan ihbar neticesinde 9.6.2014'de konu Başsavcılıktan Polis Genel Müdürlüğüne intikal ettirildi. 2018 yılında dosya Başsavcılığa geri döndükten sonra -Emare 3 9.5.2018 tarihli Meclis Başkanlığına hitaben yazılan yazı ile Başsavcılık soruşturma dosyasında yer alan üç isimden bir tanesinin milletvekili olması nedeni ile konunun Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 128. maddesi kapsamında değerlendirilmesini tale-p etti.

Emare 3 9.5.2018 tarihli yazıya müteakip, Ulusal Birlik Partisi Lefke Milletvekili Sayın Aytaç Çaluda'nın Yasama Dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelemek üzere Cumhuriyet Meclisi'nde özel bir komisyon kurulmuştur. Bu özel komisyon konuy-u görüşmüş ve bunun neticesinde konuya ilişkin bir rapor hazırlayarak konuyu Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul'una havale etmiştir. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul'unda yapılan oylama neticesinde Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılmasına oy çokluğu il-e karar verilmiştir.

Davacı Ulusal Birlik Partisi bu kararın iptalini talep etmektedir.

III.İDDİALARIN GEREKÇELERİ:

(A) Davacının iddiaları:
22.10.2018 tarihli Meclis kararı siyasi rant elde etmek için alınmıştır, dolayısıyla karar siyasidir. Bu -karar ile yolsuzlukların üzerine gidildiği intibası yaratılmak istenmektedir. Esasen, Aytaç Çaluda "günah keçisi" seçilerek, ona oy verenler kandırılıp siyasi rant elde edilmeye çalışılmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin, Meclisin aldığı kararın siyasi o-lup olmadığı ve Davacı Parti'nin milletvekili olan Aytaç Çaluda'ya isnad edilen suçun ciddi olup olmadığı noktasında denetlemesi gerekir. Meclisin aldığı kararın siyasi olduğuna veya Davacı Parti milletvekili Aytaç Çaluda aleyhine ikame edilen davanın cidd-i bir dava olmadığına Anayasa Mahkemesinin kanaat getirmesi halinde, Meclisin Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili verdiği kararı iptal etmesi gerekmektedir.

(B) Davalının iddiaları;

Meclis kararı Anayasa ve Cumhuriyet Meclisi İç T-üzüğüne uygun bir şekilde alınmştır. 9.5.2018 tarihinde KKTC Başsavcılığı İç Tüzüğün 128. Maddesi uyarınca Cumhuriyet Meclisine yazı yazmış ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etmiştir. 4.6.2018 tarihinde M-eclis Genel Kurulunun 34. Birleşiminde yasama dokunulmazlığının kaldırılması için özel komite kurulmasına karar verilmiş, kuruluş kararı 7.6.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 11.6.2018 tarihinde Komite ilk toplantısını yaptıktan sonra en son 18.-7.2018 tarihli toplantısında raporunu onaylayarak, oy çokluğu ile dokunulmazlığın kaldırılmasını uygun gördüğünü belirttikten sonra raporu genel kurulda görüşülmesi için Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'na sevketmiştir. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu 22.10-.2018 tarihindeki 9. Birleşiminde oy çokluğu ile UBP Lefke Milletvekili Aytaç Çaluda'nın yasama dokunulmazlığını kaldırmıştır. Meclis tarafından alınan karar mevzuata uygun olarak alınmıştır. Aytaç Çaluda'ya isnad edilen suç ile ilgili ciddi veri bulunduğu- gibi karar siyasi nitelikli bir karar değildir.

IV. İLGİLİ MECLİS KARARI:

IX Dönem, 22.10.2018 tarihli 9. Birleşimde alınan KKTC Cumhuriyet Meclisi Kararı aynen şöyledir:


"KARAR NO:21/2/2018

ULUSAL BİRLİK PARTİSİ LEFKE MİLLETVEKİLİ SAYIN AYTAÇ ÇAL-UDA'NIN YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASINA
İLİŞKİN KARAR

Cumhuriyet Meclisi, yasama dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasal amaçlara daynmadığını, isnadın ciddi olduğunu, Cumhuriyet Meclisi ve Milletvekillerine olan güvenin sarsılmaması- ve bu güvenin güçlendirilmesi, yargının işini yapması ve adaletin sağlanması gerektiğini gözeterek, Ulusal Birlik Partisi Lefke Milletvekili Sayın Aytaç Çaluda'nın yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına Karar verir."

V.İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:
Devleti-n Şekli ve Nitelikleri
Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Yasama Dokunulmazlığı
Madde 84
(1)Milletvekilleri, Cumhuriyet Meclisi çalışmalarındaki o-y ve sözlerinden, bunları dışarıda tekrarlamaktan veya açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
(2)Seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Cumhuriyet Meclisinin kararı olmadıkça tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ölüm veya beş yıl veya -daha çok hapis cezasını gerektiren suçüstü durumu, bu kuralın dışındadır; ancak, yetkili kişi, durumu derhal Cumhuriyet Meclisine bildirmek zorundadır.
(3)Seçimden önce veya sonra milletvekili hakkında verilmiş cezanın yerine getirilmesi, dönem sonuna bır-akılır. Milletvekilliği süresince zamanaşımı işlemez.

Milletvekilliğinin Sona Ermesi
Madde 85
(1)Milletvekilinin ölümü; seçilmeye engel bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giymesi; çekilmesi; kısıtlanması, milletvekilliği ile bağdaşmayan bir görevi kab-ul etmesi; bir ay süre ile özürsüz veya izinsiz olarak Cumhuriyet Meclisinin çalışmalarına katılmaması hallerinde milletvekilliği sona erer.
(2)Milletvekilliğinin sona ermesine Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu karar verir.
VI.İNCELEME:

Davacı taraf-ından iptal konusu yapılan, KKTC Meclisinin oy çokluğu ile 22.10.2018 tarihinde aldığı, Davacının Lefke Milletvekili olan Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören karar bir Meclis kararıdır. Bu karar, Meclis tarafından Anayasa'nın 84(2) ma-ddesine istinaden alınmıştır. Yasama dokunulmazlığı ile ilgili alınan bir Meclis kararı yine Anayasa madde 95(1)(d) ve (4) altında Anayasa Mahkemesinde iptal davasına konu yapılabilir. Anayasa'nın 147. maddesi altında Davacı, Cumhuriyet Meclisinde temsil -edilen bir siyasal parti olup bu konumu ile bir Cumhuriyet Meclisi kararı ile ilgili iptal davası açabilir.

Yasama dokunulmazlığının kapsamı Anayasa madde 84'te izah edilmektedir. Maddenin (1)'nci fıkrasına göre, Cumhuriyet Meclisi çalışmaları esnasın-da milletvekilleri kullandıkları sözlerden ve oylarından, bunları Meclis dışında tekrarlamaktan veya açığa vurmaktan hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar. Maddenin (2)'nci fıkrasında ise bir milletvekilinin, herhangi bir suç ile ilgili Cumhuriyet Meclisi Ka-rarı olmadıkça tutuklanamayacağına veya yargılanamayacağına yer verilmektedir. Bu kuralın tek istisnası, yürürlükte olan Fasıl 154 Ceza Yasası'nda 5 yıl veya fazla hapis cezası öngörülen bir suç ile ilgili milletvekilinin suçüstü yakalanmasıdır. Suçüstü y-akalanması halinde milletvekilinin tutuklanması ve yargılanması için Cumhuriyet Meclisi kararı gerekmez, sadece yetkili kişinin bu durumu derhal Cumhuriyet Meclisine bildirmesi yeterlidir. Maddenin (3)'üncü fıkrası yargılanan bir milletvekili hakkındaki ce-zanın yerine getirilmesinin milletvekilliği döneminin sonuna bırakılmasını düzenlemektedir.

Anayasa'nın 84. maddesinin (1)'nci fıkrası milletvekillerine mutlak bir dokunulmazlık sağlamaktadır. Milletvekillerinin, Meclis'teki sözlerinden ve oylarında-n, bunları dışarıda açıklamaktan veya tekrarlamaktan doğacak herhangi bir sorumlulukları olamaz. Verilen bu koruma Meclis kararı ile dahi kaldırılamaz. Bu kural milletvekillerinin Meclis çalışmalarında görevlerini rahat bir şekilde yerine getirebilmelerini- sağlamak için önemli bir korumadır.

Anayasanın 84. maddesinin (2). fıkrasına göre, milletvekili seçilmeden önce veya sonra suç işlediği takdirde milletvekilinin dokunulmazlığı Meclis kararı ile kaldırılabilir. (2). fıkrada açıkça görülmektedir ki, C-umhuriyet Meclisinin bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verilmesi için işlendiği iddia edilen suçların herhangi bir tasnifi yapılmamıştır. Bir milletvekilinin seçimden önce veya sonra işlendiği ileri sürülen herhangi bir suç ile ilg-ili tutuklanabilmesi ve yargılanabilmesi için Cumhuriyet Meclisinin karar alarak, o milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırması gerekmektedir.

Cumhuriyet Meclisi tarafından dokunulmazlığın kaldırılması için gerekli unsurlar veya uygulanacak prosedür Anay-asa içerisinde yer almamaktadır. Bu konuya ilişkin prosedüre Cumhuriyet Meclisi İç Tüzüğünde yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi Meclis kararını denetleme görevini yerine getirirken İçtüzükte yer alan maddeleri göz önünde bulundurarak denetleme görevini yer-ine getirmelidir.

İç Tüzüğün Milletvekillerine ilişkin Kurallar başlıklı Altıncı Kısmı altında Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması başlıklı Birinci Bölümde yer alan 128. maddeye göre yasama dokunulmazlığının kaldırılması prosedürünün başlatılması- için, öncelikle milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik istem Başsavcılık tarafından Meclis Başkanlığına gönderilmelidir. İstem yazısında, istemin hangi yasada yer alan hangi ceza kuralına dayandığı açıkça belirtilmelidir. Bu iste-m yazısı üzerine Meclis Başkanlığı konu ile ilgili dosyayı 129. madde altında, oluşturulacak özel bir komiteye iletmelidir.

İç Tüzüğün 22. maddesi kuraları uyarınca kurulan özel komite, 129. madde uyarınca kendisine gönderilen evrakı inceleyerek, dokunul-mazlığı kaldırılmak istenilen milletvekilini veya onu savunacak bir başka milletvekilini dinlemelidir. Komite tanık dinleyemez. Komite çalışmalarını 45 gün içerisinde tamamlamakla yükümlüdür. Komite karar verirken, madde 129(3) altında, milletvekiline is-nad edilen suç ile ilgili olarak, isnadın ciddiliği ve yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebinin siyasal amaçlara dayanıp dayanmadığını incelemelidir.

Komite üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verir.
Komite yasama dokunulmazlığının ka-ldırılmasını uygun görmediği takdirde milletvekilinin tutuklanma ve yargılanmasının milletvekilliği sıfatının sona ereceği zamana bırakılmasına karar verir ve bunu raporunda belirtir.

Komite milletvekili aleyhindeki suç isnadının ciddi olduğuna ve yasa-ma dokunulmazlığının kaldırılma isteminin siyasal amaçlara dayanmadığına, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verdiği takdirde istem yazısında yer alan suç veya suçlarla ilgili gerekçeli bir rapor düzenleyerek Genel Kurula havale eder.

Genel Kur-ulda dokunulmazlığı kaldırılmak istenen milletvekili veya onun yerine onu savunacak bir başka milletvekiline söz hakkı verilir. Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesi, dokunulmazlığın kaldırılması için yeterli değildir. Genel Kurulda r-apor görüşüldükten sonra salt çoğunlukla karara bağlanır. Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verilmesi halinde Başsavcılık tarafından dokunulmazlığın kaldırıldığı suç ile ilgili ceza davası dosyalanabilir.

İç Tüzüğün bu konuya ilişki-n 128., 129. ve 130. maddeleri aynen şöyledir:


128.(1) Bir milletvekilinin veya Meclis üyesi olmayan bir Bakanın Yasama Dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin istem Başsavcılıkça Meclis Başkanlığına iletilir.
(2) Dokunulmazlığın kaldırılması istemind-e, hangi yasadaki hangi ceza kuralına dayanıldığı açıkça belirtilir.
(3) Başkanlık, bu istemi derhal gelen evrak listesine geçirir ve dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin dosyayı, oluşturulacak özel bir komiteye iletir.
129.(1) Dokunulmazlıkla ilgili- özel komite kendisine iletilen bütün evrakı inceler ve dokunulmazlığı kaldırılmak istenen milletvekilini veya Bakanı dinler, tanık dinleyemez.
(2) Özel Komite çalışmalarını kırk beş gün içinde tamamlamakla yükümlüdür.
(3) Bir milletvekiline veya milletvek-ili olmayan bir Bakana, Başsavcılıkça suç teşkil eden bir eylem isnat edilir ve Komite isnadın ciddiliği ve Yasama Dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasal amaçlara dayanmadığı yargısına varırsa, bu konuda gerekçeli bir Rapor düzenleyerek Genel Kur-ul'a havale eder.
(4) Komite söz konusu Raporu üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karara bağlar.
(5) Komite, milletvekilinin veya milletvekili olmayan Bakanın Yasama Dokunulmazlığının kaldırılmasını uygun görmediği takdirde kovuşturma ve yargılamanın mil-letvekilliği veya Bakanlık sıfatının sona ereceği zamana bırakılmasını kararlaştırarak, Raporunda belirtir.
(6) Komite Raporu kovuşturmanın ertelenmesi şeklinde ise, Genel Kurul'da okunduğu tarihten başlayarak on gün içinde bu rapora Hükümet, Siyasal Parti- grupları veya milletvekillerince yazılı itiraz edilmezse kesinleşir.(7) Komitenin Raporu, dokunulmazlığın kaldırılması şeklinde ise veya yukarıdaki (6)'ncı fıkra uyarınca Rapora itiraz edilmişse, Genel Kurulda görüşülür ve karara bağlanır. Raporun gör-üşülmesine ilişkin söz istemleri bu İçtüzüğün 59'uncu maddesinin (15)'inci fıkrasında belirtilen sürelere göre yapılır.
(8) Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamışsa Yasama dönemi yenilenmiş olsa bile, milletvekilliği sıfatı deva-m ettiği sürece, ilgili hakkında kovuşturma yapılamaz.
130.(1) Dokunulmazlığı kaldırılmak istenen milletvekili veya Bakan, Komitede ve Genel Kurulda kendini savunmaya veya bir milletvekiline savundurmaya çağrılır. Savunmasını yaparken kanıt da sunabil-ir.
(2) Komitede ve Genel Kurulda savunma için çağrılan milletvekili veya Bakan çağrıya uymazsa, evrak üzerinde karar verilir. Ancak, her halükârda son söz savunmanındır.
(3) Bir milletvekilinin, dokunulmazlığının kaldırılmasını bizzat istemesi, dokunulma-zlığın kaldırılmasına yeterli değildir; isteme bağlı kalınarak dokunulmazlık kaldırılamaz.
(4) Cumhuriyet Meclisi, Yasama Dokunulmazlığının kaldırılmasını karar verirse ilgili milletvekili veya Bakan veya Mecliste temsil edilen bir Siyasal Parti veya Siyas-al Parti grubu bu kararın Anayasa ve İçtüzük kurallarına aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilir ve iptal davası açabilir.
Huzurumuzdaki Meclis kararının alınması öncesinde uygulanan prosedür, Başsavcılığın Emare 3, 9.5.2018 tarihli yaz-ısı ile UBP Milletvekili Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etmesi ile başlatılmıştır.

Emare 3 yazı üzerine İç Tüzüğün 22. maddesi altında UBP Milletvekili Sayın Aytaç Çaluda'nın Yasama Dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelem-ek üzere 4.6.2018 tarihinde Meclis Genel Kurulunun 34. birleşiminde Özel bir Komite kurulmuş, kuruluş kararı 7.6.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmış ve ilk toplantı 18.6.2018 tarihinde yapılmıştır. Özel Komite 18.6.2018, 25.6.2018, 4.7.2018, 12.7.201-8, 17.7.2018, 18.7.2018 tarihlerinde toplanmıştır. Komite dokunulmazlığı kaldırılmak istenilen milletvekilini 11.7.2018 tarihindeki toplantıda dinlemiştir. Çalışmalarını 18.7.2018 tarihinde, 45 gün içerisinde tamamlayarak 18.7.2018 tarihli Emare 11 raporun-u hazırladıktan sonra rapor oylanmış ve 4 kabule karşı 2 ret oyu, yani salt çoğunlukla Genel Kurul'a sevk edilmiştir.

Emare 3 yazı aynen şöyledir:

"KKTC
HUKUK DAİRESİ
(BAŞSAVCILIK)

Sayı: SAV.0.00-43-18/8019 Mayıs 2018
TEL : 22-84691
FAX : 2273646-
KONU: Sayın Milletvekili Aytaç Çaluda ile ilgili olarak
Hazırlanan polis soruşturma dosyası hakkında

Meclis Başkanlığı,
Lefkoşa.

İlgi: Polis Genel Müdürlüğü'nun CTK,434/2017 nolu soruşturma dosyası hakkında.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının -ÇSB.0.00-10/00-14/1227 Sayı ve 7 Mart 2014 tarihli yazısı ile; Bakanlık bünyesinde ön izinsiz işlem yapılması ile ilgili olarak yapılan işlemlerin ve/veya Bakanlık talimatlarının yasaya uygun olmadığı ve bu işlemler sonucunda Devletin gelir kaybının oluştu-ğu belirtilmiş ve başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan soruşturma dosyası tarafımıza iletilmiştir.

Yapılan incelemede; sözkonusu dönemde yasal mevzuat hilafına iki tür direktif verildiği; bunlardan birincisinin, Bakanlık tarafından Çalışma Dairesi -Müdürlüğü'nden talep edilen ve Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası'nın 24(2)(c) maddesi uyarınca kesilen İdari Para Cezalarının silinmesini isteyen yazılı direktifler olduğu bu direktiflerin ise dönemin Daire Müdürü tarafından yasal mevzuata aykırı oldukl-arı gerekçesiyle reddedilmesi olduğu tespit edilmiş ve bu konuda ileri bir işlem yapılmamıştır.

İkinci direktif konusu incelendiği zaman ise 2013 yılı Mayıs döneminde Bakanlığın özel kalem müdürü Sn. Aytaç Çaluda tarafından Yabancıların Çalışma İzinleri -Yasa ve tüzükleri hilafına KKTC'de yasal izni olmadan cezalı olarak bulunan veya KKTC'de turist vizesi ile bulunmasına rağmen çalışma izni alması için yasal zemini oluşmamış kişiler hakkında ön izinden muaf tutulmaları talebinde bulunulduğu, ilgili Çalışma- İzinleri Sorumlusunun yazılı olumsuz cevabına rağmen, özel kalem müdürü tarafından aynı direktifte yazılı olarak ısrar edildiği ve bu şekilde KKTC'de turist vizesi ile kalmakta olup çalışma izni almak için aranan yasal gereklilikleri yerine getirmeyen vey-a turist vizesi süresi tamamlandığı ve cezalı olduğu halde cezaları tahsil edilmeden geriye dönük çalışma izni verilen 28 kişi olduğu tespit edilmiştir.

Bu tespitler ışığında Fasıl 154 Ceza Yasası 20,100 ve 105. Maddelere aykırı olarak Görevi Kötüye Kull-anma suçu ve yine ayrıca 63/2006 Sayılı Çalışma İzinleri Yasası madde 9,23,25 ve Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğü madde 2,8,11 ve 13 uyarınca yasal mevzuat kurallarına aykırı hareket edildiği ve/veya Devletin tahsil etmesi gereken 284.352.90 TL alacağı-nın tahsil edilmemesi sebebiyle gelir kaybına uğratıldığı iddiası ile ithamname hazırlanmıştır.

Soruşturma dosyasında Sayın Şerife Ünverdi, Sayın Aytaç Çaluda ve Sayın Berhan Ongan yer almakta olup Sayın Aytaç Çaluda'nın milletvekili olarak seçilmiş olma-sından dolayı herhangi ileri bir işlem yapılamamaktadır. İlgili soruşturma dosyası ve dosyalanmamış ithamname örneği ekte tarafınıza iletilmektedir.

Yukarıda belirtilenler ışığında konunun Meclis İç Tüzüğü'nün 128. ve diğer ilgili maddeleri kapsamında d-eğerlendirilmesi ve alınacak olan kararın tarafımıza iletilmesini rica eder, saygılar sunarım.


Meryem Beşoğlu Özduran
Savcı
KKTC Başsavcısı adına."


Genel kurulun 22.10.2018 tarihli 9. Birleşiminde yapılan görüşmede oy çokluğu -ile- 35 kabul, 6 red ve 9 oylamaya katılmayan dava konusu Meclis kararı alınmıştır. Karar için olumlu oy kullanan 35 milletvekili ayni zamanda hükümet ortakları olan 12 CTP, 9 HP, 3 DP ve 2 TDP milletvekili ile ana muhalefet partisi konumunda olan UBP'ni-n 9 milletvekili idi. Ret oyu kullanan 6 milletvekilinin 4'ü UBP, 2'si ise YDP milletvekili idi. Eksik olan milletvekilleri ise 8 UBP ve 1 TDP milletvekili idi. Kararın alındığı tarihte CTP(12 milletvekili), HP(9 milletvekili), TDP(3 milletvekili) ve DP(3 -milletvekili)'nden oluşan, koalisyon hükümeti vardı ve dokunulmazlığı kaldırılan Aytaç Çaluda ana muhalefet partisi konumunda olan Davacı Ulusal Birlik Partisi milletvekili idi. Dokunulmazlığın kaldırılması için 21 milletvekili bulunan ana muhalefet partis-inden de 9 olumlu oy kullanılmış 8 milletvekili oylamanın yapıldığı genel kurul toplantısına katılmamış, 4 milletvekili ise ret oyu kullanmıştı.

Huzurumuzdaki davaya konu edilen, UBP Lefke milletvekili Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılması kara-rı için çalıştırılan süreçte usul yönünden Meclis İçtüzüğünde belirtilen kurallara uygun hareket edilmiş olduğu görülmektedir. Huzurumuzdaki davadaki talep kararın esasının denetlenmesine yöneliktir.

İçtüzüğün 129(3) maddesine göre, bir milletvekilinin v-eya milletvekili olmayan Bakanın dokunulmazlığının kaldırılması istemi tezekkür edilirken isnadın ciddi olduğu ve yasama dokunulmazlığının kaldırılma isteminin siyasal amaçlara dayanmadığı hususlarında özel komitenin kanaat getirmesi gereklidir.

Davac-ı, bir milletvekili aleyhine getirilen ceza davasının o milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için yeterli derecede ciddi olup olmadığının Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenmesi gerektiğini ayrıca, Anayasa Mahkemesinin Cumhuriyet Meclisinin ald-ığı dokunulmazlık kararının kaldırılmasını denetlerken Meclisteki çoğunluğu eline geçiren siyasal oluşumun azınlıkta bulunan siyasilerin haklarını gasp etmelerine veya onların üzerinde tahakküm kurmalarına engel olması gerektiğini ileri sürmektedir.

-Anayasa'nın 84'üncü maddesi altında bir milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılacaksa, milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılma aşamasında göz önünde tutulması gereken kriterler Cumhuriyet Meclisi İç Tüzüğünün 129(3) maddesinde yer almaktadır. Maddeye- göre Başsavcılıkça suç teşkil ettiği iddia edilen eylem üzerine kurulan isnadın ciddi olması ve milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebinin siyasal amaçlara dayanmaması gerekir.

Bu durumda, Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet Meclisi'nin ka-rarını denetlerken karar vermesi gerekli 2 konu vardır; Milletvekili Aytaç Çaluda aleyhine getirilen isnadın ciddi olup olmadığı; ve bu milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılma isteminin siyasal amaçlara dayanıp dayanmadığı.

Davacı, isnad-ın ciddi olması gerektiği başlığı altında milletvekili aleyhine getirilen ceza davasının incelenmesi ve getirilen davanın mahiyetine bakılması gerektiğini ve ancak, 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası'nın 9(2)(Ç) maddesinde sayılan, seçilebilme nite-liğini ortadan kaldıracak suçlardan herhangi biri ile bir milletvekilinin itham edilmesi halinde dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini, basit olaylarda dokunulmazlığın kaldırılmaması gerektiğini iddia etmiştir.

Anayasa'nın 84. maddesinde bir mill-etvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için itham edildiği suçun ağır veya hafif bir suç olduğu noktasında ayrım yapılmamakta, bir suç işlenmesi yeterli kabul edilmektedir. Meclisin İç Tüzüğünde ise isnadın ciddi olması gerektiği unsuruna yer v-erilmektedir.

Gerek 1961 TC Anayasası madde 79, gerekse 1982 TC Anayasası madde 83'de yasama dokunulmazlığı ile ilgili maddeler KKTC Anayasasında yer alan 84. madde ile benzer içeriktedirler. Bu maddelerin hiçbirinde yasama dokunulmazlığının kaldırıl-ması için aranacak kriterler yer almamaktadır. Yasama dokunulmazlığının kaldırılması için uygulanacak prosedür ilgili dönemlerdeki Senato veya Meclis İç Tüzüklerinde yer almaktadır. TC Anayasa Mahkemesinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması konusunda- önemli kararlarından biri olan Osman Köksal davasında, Anayasa Mahkemesinin denetim görevini hangi esaslar üzerine kuracağı detaylı bir şekilde kaleme alınmıştır. O karar, ilgili dönemde yürürlükte bulunan Cumhuriyet Senatosu İç Tüzüğünün 140. maddesi üz-erine kurulmuştur.
Osman Köksal davası döneminde yürürlükte bulunan Cumhuriyet Senatosu Tüzüğünün 140'ıncı maddesi aynen şöyledir:

"Madde 140- Bir Cumhuriyet Senatosu üyesine suç teşkil eden bir fiil isnat edilir ve alt komisyon isnadın ciddiyeti-ne ve yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebinin siyasi maksatlara dayanmadığına kanaat ettirir ve kovuşturma konusu olan fiilin kamu oyundaki etkisi bakımından yahut üyenin şeref ve haysiyetini koruma yönünden dokunulmazlığın kaldırılmasında zaruret -bulunursa yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında gerekçeli bir rapor düzenleyerek Anayasa ve Adalet Komisyonuna sunar.
Alt komisyon, birinci fıkradaki şartların bulunmaması yüzünden, üyenin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını uygun görmediği t-akdirde, kovuşturma ve yargılamanın üye sıfatının sona ereceği zamana bırakılması hakkında bir rapor düzenleyerek Anayasa ve Adalet Komisyonuna sunar.
Anayasa ve Adalet Komisyonu, alt komisyondan gelen rapor üzerinde görüşerek bir karar verir ve neticeyi -Genel Kurula arzeder.
Anayasa ve Adalet Komisyonu yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ancak üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verebilir.
Genel Kurul Anayasa ve Adalet Komisyonunda gelen rapor üzerinde görüşerek kararını verir."

Türkiye Cu-mhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili kriterler, Esas 1971/41, Karar 1971/67 sayılı Osman Köksal davasında belirlenmiştir. Kararda bu hususta aşağıdaki görüşlere yer verilmiştir:

"Anayasanın 79. maddes-i; seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir Meclis üyesinin, kendi Meclisinin kararı olmadıkça, tutulamayacağı, tutuklanamayacağı ve yargılanamayacağı kuralını koymakta; yalnız ağır cezayı gerektiren suçüstü durumunu bu hükmün dışında bı-rakmaktadır.

79. maddenin incelenmesinden anlaşılacağı üzere Anayasa hangi durumlarda yasama dokunulmazlığının kaldırılabileceğini belirtmemiştir. Ancak, bu, Yasama Meclislerinin konu üzerinde sınırsız ve salt bir değerlendirme hakları bulunduğu anlamı-na gelmez. Çünkü yasama dokunulmazlığı hukuki kurumuna 79.maddede yer vermekle Anayasa Koyucunun güttüğü erek,- ki bu, yasama görevini yürüteceklerin çeşitli çevrelerden çeşitli nedenlerle gelebilecek baskı ve kaygılardan korunmuş olarak o görevi gereği gi-bi yapmalarını sağlamak diye özetlenebilir.-böyle bir görüş ve düşünüşle bağdaşmaz, öte yandan Anayasa 2.maddesiyle, Türkiye Cumhuriyetini bir hukuk devleti olarak nitelendirmiş ve tanımlamıştır. Şu duruma göre yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması konu-sunda bir takım belirli, nesnel ölçüler uyarınca davranılması ve bu ölçülerin bir hukuk devletinden beklenen nitelikte bulunması şarttır.

Nitekim Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünde (Madde 140) Yasama dokunulmazlığının kaldırılması işlemlerine ışık tutacak- kimi ilkeler yer almıştır. Bu ilkelere göre bir üyeye yapılan suç isnadının ciddiliğine ve yasama dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasi ereklere dayanmadığına kanaat getirilmesi ve kovuşturma konusu eylemin kamu oyundaki etkisi bakımından yahut -üyenin şeref ve haysiyetini koruma yönünden dokunulmazlığının kaldırılmasında zorunluluk bulunması durumunda yasama dokunulmazlığı kaldırılır.
.......
Cumhuriyet Senatosunun Cumhurbaşkanınca seçilmiş üyesi Osman Köksal'a yapılan ve yasama dokunulmazlığın-ın kaldırılmasına yol açan isnadın ciddi olup olmadığı konusunda isabetli bir sonuca varmak için isnadın dayanaklarına kadar inilmesi zorunluğu vardır; bu da tabiatıyla delillerin elden geçirilmesini gerektirecektir. Ancak böyle bir tutumun delillerin değe-rlendirilmesi ile karıştırılmaması yerinde olur. Delillerin değerlendirilmesi, hükme yönelen bir tartma, ölçme eylemidir; suçun sübut bulup bulmadığını araştırır; görevli yargı yerlerine özgüdür. Anayasa Mahkemesinin burada yapacağı ise sübut yönünden deği-l ancak isnadın ciddi olarak nitelendirilmesine olanak bulunup bulunmadığı bakımından ve yalnızca bu yönde aydınlanacak kadar, delillerin üzerinde durmaktır.

Ayrıca şurasını da belirtmek yerinde olacaktır: bir isnat, hazırlık soruşturması yapılmasını ha-tta kamu davasının açılmasını gerekli kılacak ciddilikte görülebilir. Ancak bu ciddilik derecesi bir yasama dokunulmazlığının kaldırılması için yeterli olmayabilir. Çünkü bir hukuk devletinde yasama dokunulmazlığına yer verilmekte güdülen erek, dokunulmazl-ığın kaldırılmasında işin çok daha hassas ve ince ölçeklere vurulmasını gerektirir. Tersine bir görüş ve uygulama yasama dokunulmazlığını bir güvence olmaktan çıkarır; bir süs ve göstermelik durumuna getirir ki bunun da Anayasa ilkeleri ile bağdaştırılması-n'a olanak yoktur."


Bu davada T.C. Anayasa Mahkemesi, ceza davasında sunulacak şahadet kapsamındaki ses bantlarının ve gizli ajan raporlarının, "çok ağır bir isnada yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünden ciddilik kazandırılabilmesi"nin bir hu-kuk devletinde düşünülemeyeceğine karar vererek, Osman Köksal ile ilgili dokunulmazlığın kaldırılması ile ilgili Meclis kararını iptal etmiştir.

5.3.1973 tarihinde kabul edilen ve 1.9.1973 tarihinde yürürlüğe giren TBMM İçtüzüğünün 134. maddesinde-, yukarıda yer alan Senato İçtüzüğünün 140. maddesindeki hususlara, yer verilmemiştir. Ancak, TC Anayasa Mahkemesinin yasama dokunulmazlığı ile ilgili içtihatlarında halen Köksal davasında yer alan kriterler geçerliliğini korumaktadır.

T.C. Anayasa -Mahkemesinin Esas 1994/18 sayılı ve Karar 1994/37, 21.3.1994 tarihli kararında şu ifadeler yer almaktadır:

"...Buna göre, TBMM'nin dokunulmazlığın, kaldırılması yolunda aldığı kararların, Anayasa Mahkemesince yalnız Anayasa'ya uygunluk yönünden değil aynı- zamanda İçtüzük kurallarına uygunluk yönünden de denetime bağlı tutulması öngörülmüştür.
TBMM'nin bu konuda aldığı kararların denetiminde suçlamanın ciddiyeti ve siyasal maksatlara dayanıp dayanmadığı üzerinde durulmalıdır. Ayrıca bu kararlar dokunulmaz-lığın bir anayasal kurum olarak getiriliş amacına da uygun olmalıdır.
Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, ceza kovuşturmasının açılması ya da ceza verilmesi niteliğinde olmayan, yalnızca yasama meclisleri üyelerini kimi ayrık durumlarda üyelik teminat-ından sıyırarak adalet karşısında öteki yurttaşlarla bir düzeye getirmekten ibaret bir işlemdir. Yasama dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili, ceza yargılamasında herhangi bir yurttaş gibidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarının tanıdığı bütün gü-vencelerden yararlanabilir. Tüm vatandaşlara uygulanan hükümler ona da aynen uygulanır. Bu bağlamda, gözlem altına alınabilir, sorguya çekilebilir, tutuklanabilir ve sonuç olarak herhangi bir yurttaş gibi yargılamanın bütün kurallarına bağlı olur.
.....-....
........'a ilişkin suçlamanın yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını gerektirecek ciddilikte olup olmadığı konusunda bir sonuca varmak için suçlamanın dayanaklarına inilmesi zorunludur. Bu konuda yapılacak inceleme delillerin takdiri niteliğinde de-ğildir. Delillerin takdiri, hükme yönelen bir tartma ve ölçme olup, suçun işlenip işlenmediğini araştıran ve ceza yargılaması yapan yargı yerlerine özgü bir yetkidir. Burada yapılacak inceleme ise, yüklenen suçun işlenip işlenmediği yönünden değil, yalnızc-a suçlamanın ciddi olup olmadığı yönündendir."

Yine T.C. Anayasa Mahkemesi'nin Esas 1998/38 Karar 1998/50 sayılı ve 3.7.1998 tarihli kararında yasama dokunulmazlığı ile ilgili şu görüşe yer verdiği görülmektedir:

"Anayasa'nın 85'inci madd-esinde, dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin kararın Anayasa'ya, Yasa'ya ve içtüzüğe uygunluğunun denetlenmesi öngörülmüş, 2.maddesinde ise, Türkiyenin bir hukuk Devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kural uyarınca, yasama dokunulmazlığının kaldırılması-na ilişkin kararların denetiminde, hukuk Devletinden beklenen nesnel (objektif) ölçülerin esas alınması gerekir.

Yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararının iptaline ilişkin istemin, suçlamanın ciddiliği, siyasal amaçlara dayanmaması, üyenin şeref v-e haysiyetinin korunması yönlerinden incelenmesi gerekir.

Dokunulmazlık, yasama organı üyelerini, görevlerini tam olarak yerine getirmelerini engelleyecek gereksiz suçlamalardan korumak amacına yöneliktir. Ancak, yöneltilen suçlamanın ciddi olması duru-munda yargı yolunun açılması, kamu yararı ve milletvekilinin şeref ve haysiyetinin korunması yönlerinden zorunlu bulunmaktadır."


Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi 1998 yılındaki bu kararında suçlamanın ciddi olması, yani, isnadın ciddi olması hali-nde kamu yararının ve milletvekilinin şeref ve haysiyetinin korunması için, yargı yolunun açılması gerektiğini ifade ederek, kamu yararı ve milletvekilinin şeref ve haysiyetini, isnadın ciddiliği başlığı altında nazarı itibara almıştır.

Yasama dokunu-lmazlığı ile ilgili KKTC'deki mevzuat Anayasanın 84. maddesinde ve Meclis İç Tüzüğünde yer almaktadır. KKTC Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 129(3) maddesinde açıkça, özel komitenin bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verebilmesi için -milletvekiline suç teşkil eden eylem ile ilgili yapılan isnadın ciddi olduğu ve yasama dokunulmazlığının kaldırılma isteminin siyasal amaçlara dayanmadığı yargısına varması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti içtihatlarında belirtilen- unsurlardan farklı olarak, KKTC'de bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için sadece yukarıda belirtilen iki unsurun bulunmasının yeterli olduğu kabul edilmelidir.

Bu saptama ışığında öncelikle, huzurumuzdaki iptal davasına konu Meclis K-ararı ile dokunulmazlığı oy çokluğu ile kaldırılan Aytaç Çaluda hakkındaki isnadın ciddi olup olmadığı incelenmelidir. İsnadın ciddi olduğuna karar verilmesi halinde ise Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığını kaldırma kararının siyasal amaçlara dayanıp dayanma-dığına bakılması gerekir.

İsnadın ciddiliği konusunda karar verilebilmesi için sadece getirilen davanın dayandırıldığı mevzuata değil, davada ileri sürülen iddiaların dayanağına da bakılması gerekir. Getirilecek ceza davasındaki şahadetin mahkûm etme-k için yeterli olup olmadığı Anayasa Mahkemesinin yapacağı bir değerlendirme değildir. Ceza davasındaki şahadeti değerlendirecek olan Mahkeme, ilgili ceza meselesinde yetkili mahkeme olmalıdır ve yapacağı değerlendirme neticesinde huzurundaki sanığı mahkûm- etmeli veya beraat ettirmelidir. Anayasa Mahkemesi olguların davayı ispat etmek için yeterli olup olmadığına değil, isnadı destekleyecek dayanağın mevcut olup olmadığına bakmalıdır.

Davacı isnadın ciddiliği konusunda 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoyla-ması Yasası madde 9(2)(Ç)'de yer alan kural ile bağlantı kurmaya çalışmıştır. Davacı, "5 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmayan veya kasten adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs, uyuşturucu madde imal etme, ithal etme, tasarrufunda bulundurma, kullanma- veya alıp satma, ırza geçme veya ırza geçmeye teşebbüs, dolandırıcılık, hileli iflas, rüşvet almak veya vermek veya hırsızlık suçlarından birinden mahkûm" olmuş bir kişinin milletvekili seçilemeyeceği gibi, milletvekili seçilmiş birinin de ancak bu suçlar-dan biri ile itham edilmesi halinde dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini, başka koşullarda dokunulmazlığın kaldırılmasının yanlış ve istismara açık olduğunu ileri sürmüştür.

Anayasa'nın 84. maddesinde Davacı tarafından iddia edildiği şekilde bi-r ayırım olmadığı açıktır. 84. madde sadece milletvekilinin suç işlemesinden bahsetmektedir. Bilakis bu madde içerisinde, 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçların herhangi birinde milletvekilinin suçüstü yakalanması halinde Meclisin dokunulmazl-ığın kaldırılması kararı almasına gerek olmadığı yer almaktadır. Suçüstü yakalanan ve 5 yıldan az bir hapis cezası gerektiren bir suç olması halinde yine Meclisin milletvekilinin yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması kararı alması gerekmekte-dir. Dolayısı ile, Anayasa koyucu, açıkça 5 yıldan az hapis cezası taşıyan suçlar için de milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını öngörmüş bulunmaktadır.

Milletvekili aleyhindeki isnadın ciddi olup olmadığına suç tasnifine göre değil -isnadın dayanağına göre karar verilmelidir. Fasıl 154 Ceza Yasası'nda ciddi addedilecek bir çok suç için öngörülen hapis cezası süresi 5 yılın altında olabilmektedir. 5 yılın altında hapis cezası öngörülen suçlar ile itham edilecek milletvekillerinin dokun-ulmazlıklarının hiçbir şekilde kaldırılmaması gerektiği şeklinde bir yoruma, yukarıda belirtilenler ışığında, Anayasa'nın 84. maddesi altında itibar edilmesi mümkün değildir.

Huzurumuzdaki davaya konu edilen suçun ne olduğuna bakıldığı zaman, Emare- 3'e ekli ithamnamede yer alan ithamlardan 20 tanesinin dayandırıldığı Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 105. maddesi, 2014 yılında tadil edildikten sonraki hali ile, -başkalarının haklarını haleldar etmek veya kamunun zararına sebep olmak veya kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak amacıyla, görevinin gereklerine aykırı hareket eden veya mahkeme kararlarına aykırı fiilde bulunan kamu hizmetinde görevli kişilerin su-ç işlemiş olacağını düzenlemektedir.

Suç tarihi 2013 yılı olduğundan 2014 yılındaki tadilat öncesi 105. maddeye bakıldığı zaman maddenin, kamu h-izmetinde istihdam edilen herhangi bir kişinin, mevkiinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak başka birinin haklarına zarar getiren herhangi bir keyfi fiil işlemesi veya işlenmesini emretmesi halinde suç işlenmiş olacağını düzenlediği -görülür.

Kamu görevi yapan herhangi bir kişinin mevzuata aykırı bir fiilde bulunduğu, mevkiinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak başkasının haklarına zarar verdiği veya zarar verecek bir fiilin yapılmasına emir verdiği, menfaat sağlamak amacı ile ve-ya kamunun zararına sebep olacak şekilde görevinin gereklerine aykırı hareket ettiği ithamı ile karşılaşması ciddi olarak değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Bu nedenle, her ne kadar da Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 105. maddesinde öngörülen suçlar ağır bi-r suç kapsamında değilse de bu madde altında bir itham, özel kalem müdürü olarak kamu görevi ifa eden bir kişi için ciddi bir itham olarak kabul edilmelidir. Meclis İç Tüzüğünün 129(3) maddesi kapsamında isnadın ciddi olduğuna karar verebilmek için ayrıca -milletvekili aleyhindeki ithamın dayanaklarına da bakılmalıdır.

Emare 14 olarak ibraz edilen takipsizlik (nolle prosequi) kararı neticesinde Emare 3 yazının ekindeki ithamnamede yer alan ithamların her vaka ile ilgili 2 dava içerdiği görülür. Bu dava-lar Fasıl 154 Ceza Yasası madde 105 ile 63/2006 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası madde 9,23 ,25 ve Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğünün 2,8,11,13. maddelerine dayandırılmaktadır.

İthamnamede yer alan ithamların tafsilatına bakıldığı zam-an temelde 2 tür dava getirildiği görülür. Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 4,20,35 ve 105. maddelerine aykırı görevi kötüye kullanma davasında; "Sanıkların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda görev ifa ettikleri bir esnada, .....'a KKTC Devletinin hakların-a zarar getiren keyfi fiil işlenmesini emretmek suretiyle mevkilerini kötüye kullandılar ve toplam ....... TL vize borçları olduğu ve yasal olarak süreli çalışma izni alamayacaklarını bildikleri halde .... uyruklu ............'ın pasaportlarına süreli çalı-şma izni mührü vurulmasını sağladılar" ifadelerinin yer aldığı, ikinci tür davada ise; "63/2006 Sayılı Yabancıların çalışma izinleri Yasasının 9,23 ve 25 maddelerine ve Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğünün 2,8,11 ve 13 maddelerine aykırı olarak........ -isimli işveren adına bulunan vize borçlarını görmezden gelip işletme adına süreli çalışma izni çıkarılmasını sağlamak suretiyle Yabancıların Çalışma izinleri yasa ve tüzüğüne aykırı harekette bulunarak ön izin alınmaksızın çalışma izni çıkarılmasını sağla-dılar" şeklinde ifadelerin yer aldığı görülür.-
-
İthamların dayandırılıdığı olgular ile ilgili olarak huzurumuzda sadece Başsavcılığın istem yazısı, komite tutanakları ve raporu bulunmaktadır. Emare 3 Başsavcılığın istem yazısına bakıldığı zaman burada, Başsavcılığın dokunulmazlığının kaldırılmasını- talep ettiği milletvekili aleyhinde değerlendirilen olguları özet olarak şu şekilde izah ettiği görülmektedir:

- "Yapılan incelemede; söz konusu dönemde yasal mevzuat hilâfına iki tür direktif verildiği; bunlardan birincisinin, Bakanlık tarafından Çalışma Dairesi Müdürlüğü'nden talep edilen ve yabancılar Çalışma İzinleri Yasası'nın 24(2)(C) maddesi uyarınca kes-ilen İdari Para Cezalarının silinmesini isteyen yazılı direktifler olduğu bu direktiflerin ise dönemin Daire Müdürü tarafından yasal mevzuata aykırı oldukları gerekçesiyle reddedilmesi olduğu tespit edilmiş ve bu konuda ileri bir işlem yapılmamıştır.

İki-nci direktif konusu incelendiği zaman ise 2013 yılı Mayıs döneminde Bakanlığın özel kalem müdürü Sn. Aytaç Çaluda tarafından Yabancıların Çalışma İzinleri Yasa ve tüzükleri hilafına KKTC'de yasal izni olmadan cezalı olarak bulunan veya KKTC'de turist vizes-i ile bulunmasına rağmen çalışma izni alması için yasal zemini oluşmamış kişiler hakkında ön izinden muaf tutulmaları talebinde bulunulduğu, ilgili Çalışma İzinleri Sorumlusunun yazılı olumsuz cevabına rağmen, özel kalem müdürü tarafından aynı direktifte y-azılı olarak ısrar edildiği ve bu şekilde KKTC'de turist vizesi ile kalmakta olup çalışma izni almak için aranan yasal gereklilikleri yerine getirmeyen veya turist vizesi süresi tamamlandığı ve cezalı olduğu halde cezaları tahsil edilmeden geriye dönük çal-ışma izni verilen 28 kişi olduğu tespit edilmiştir."
-

Emare 3 yazıda yer alan bu iddialar ile ilgili Emare 4,5,6,7,8,9 ve 10 olarak ibraz edilen özel komite tutanaklarına bakıldığı zaman, bu tutanaklardan bilhassa yasama dokunulmazlığı kaldırılmak istenilen Davacının Lefke milletvekili Aytaç Çaluda'ya sö-z hakkı verilen Emare 7, 11 Temmuz 2018 tarihli Özel Komite tutanaklarında, isnada konu edilen fiil ve/veya işlemlerin hiçbir şekilde yer almadığı veya yapıldığı iddia edilen fiil ve/veya işlemlerin yapılmadığına dair herhangi bir iddianın bu tutanaklarda -yer almadığı, sadece Aytaç Çaluda tarafından yapıldığı iddia edilen fiil ve/veya işlemin suç sayılmaması gerektiği, çalışma yasaları altında dönem dönem af yasaları veya tüzükler çıkarılarak yabancıların çalışma izinleri ile ilgili olarak borçlarının zaten- silinmekte olduğu, ithamnamede adı geçen kişilerin borçlarının silinmesi için verilen direktifin, o dönemin İçişleri Bakanının özel kalem müdürü tarafından verildiği, bu konumu ile ilettiği direktiflerden Aytaç Çaluda'nın şahsen sorumlu olamayacağı, karar-ı kendisinin vermediği, aldığı direktifi aktarmakla görevli olduğu, ileri sürülen borç silme olaylarının çok kez, bir çok kamu görevlisi tarafından yapılmış olduğu, bugüne kadar hiç birinin yargılanmadığı, bir tüzük değişikliği hazırlanmış olsa bu olayları-n da suç kapsamından çıkarılmış olacağının ifade edildiği görülmektedir.

- Komite tutanaklarından açıkça görüldüğü gibi Başsavcılık tarafından yapıldığı iddia edilen fiil ve/veya işlemlerin yapılmadığına dair herhangi bir karşı iddia yoktur. Söylenenler sadece yapılan fiil ve/veya işlemin suç sayılmaması gerektiği, ciddi bir -suçun varlığından söz edilemeyeceği, başkalarının da ayni fiil ve/veya işlemleri yaptıkları halde yargılanmadıkları doğrultusundadır. Anayasa Mahkemesi isnadın ciddi olup olmadığına, milletvekilini görevinden uzak tutmak amacı ile, zorlama veya hayali bir -suç ile milletvekilinin itham edilip edilmediğine, getirilen isnadın ciddi dayanağının bulunup bulunmadığına bakmalıdır. Yukarıda iktibas ettiğimiz gerçekleri bu esaslardan değerlendirdiğimizde Davacı Parti Milletvekili aleyhindeki isnadın ciddi bir dayan-ağı olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekli ikinci husus Davacı Partinin Lefke Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasal amaçlara dayanıp dayanmadığı noktasıdır. Yukarıda -ifade edildiği gibi, Davacı Parti 2018 yılında yapılan genel seçimde en fazla milletvekili sayısına sahip olmasına rağmen hükümet kuramamış ve muhalefette kalmıştır. Daha az sayıda milletvekili çıkaran 4 siyasi partiden oluşan bir koalisyon hükümeti kurulu-nca UBP ana muhalefet partisi konumuna girmiştir.

Davacı dava konusu yapılan Meclis kararının siyasal amaçla alındığını, koalisyon hükümetini oluşturan partilerden bazılarının KKTC'de yolsuzluk olayları üzerinden siyaset yaptıklarını, gerçek anlamda -önemli addedilecek yolsuzluk olayları ile ilgili bir şey yapmadıkları halde, yolsuzluk konularında bir adım attıklarını göstermek için Aytaç Çaluda'nın içerisinde yer aldığı olayı Cumhuriyet Meclisinin gündemine taşıdıklarını, Aytaç Çaluda'yı günah keçisi- yapmaya çalıştıklarını ileri sürmüştür. Ayni zamanda, 2013 yılında gerçekleşen bir olayın soruşturmasının 2014'de başlamasına rağmen dosyanın Aytaç Çaluda milletvekili seçildikten sonra tamamlanmasının ve Meclis'te yemin ettiği gün kendisine getirilen it-hamlarla ilgili bir ceza davası ikamesinin ön safhası olan yazılı dava tebliğinin polis tarafından Meclis binasında gerçekleştirilmiş olmasının da konunun siyasi olduğunu gösterdiğini iddia etmiştir.

Meclis İç Tüzüğünde yer alan ve dokunulmazlığın k-aldırılması isteminin siyasal amaçlara dayanmaması gerektiği ibaresi ileri sürülen iddiaları kapsamakta mıdır?

Yasama dokunulmazlığı kapsamında, bir konunun siyasal amaca dayandığını kabul etmek için yargılanma tehdidi ile bir milletvekilin-in oy verme veya vermeme, hükümet politikalarına destek verme veya vermeme, hükümetin denetlenmesi ve benzeri durumlarda davranış değiştirmeye zorlanması gibi konularda baskı altında tutulması veya siyasal amaçla karşıtları tarafından sindirilmek istenmesi- veya bazı düşüncelerin Meclisten dışlanmak için bir gayret içerisinde olduğu gösterilmelidir.

T.C. Anayasa Mahkemesi 21.3.1994 tarihli Esas 1994/6 Karar 1994/25 sayılı kararında siyasal amacı şu şekilde izah etmiştir:

"..... Dokunulmazlığın, -kızgınlıkla siyasal amaçla karşıtları sindirmek ya da kimi düşüncelerin parlamentodan dışlanmak için kaldırılmaması gerekir.
Dokunulmazlığın kaldırılması kararında siyasal amaçların etken olup olmadığının saptanması için, dokunulmazlığın kaldırılma is-teminde karara kadar olan süreç içindeki işlemlerdeki davranışlar, dokunulmazlığın kaldırılmasına karar veren çoğunluğun tutumu, komisyon ve genel kuruldaki konuşmalar, dokunulmazlığın kaldırılmasına yol açan suçun niteliği, ileri sürülen gerekçeler ve doğ-ruluğu, ortaya konulan kanıtlar, kararın alındığı dönemin genel siyasal ortam içinde kararın alınmasında uygulanan yöntemler gibi hususlar, alınan kararın salt politik amaca yönelik olup olmadığını aydınlatacaktır."

Davacı tarafından ileri sürülen -iddialar, yani soruşturmanın çok uzun sürdüğü, Milletvekiline Meclis'teki yemin töreninden sonra polis tarafından dava tebliğinin yapıldığı, ülkede pek çok yolsuzluk konusu varken sadece Davacı Parti Milletvekilinin konusunun üzerine gidildiği, yolsuzluk o-layları üzerinden siyaset yapıldığı iddiaları, Meclis İçtüzüğünün 129(3) maddesi kapsamında dikkate alınarak dokunulmazlığın kaldırılması kararının siyasal amaçla alındığına dayanak teşkil edecek iddialar değildirler.

Milletvekilinin dokunulmazlığın-ın kaldırılması için genel kuruldaki oylama tablosuna bakıldığı zaman 21 milletvekili bulunan Davacının, 9 üyesinin dokunulmazlığın kaldırılması lehine oy kullandığı, sadece 4'ünün ret oyu verdiği, 8'inin ise oylamaya dahi katılmadığı emare tutanaklardan g-örülmektedir. Çoğunluktaki iktidarın muhalefeti baskı altında tuttuğunu veya milletvekillerinin siyasal amaçlarla hareket ettiklerini bu oylama tablosu ışığında kabul etmek mümkün değildir.

Göz önünde tutulması gereken diğer bir husus ise dokunulmaz-lığın kaldırılması kararı ile her halükârda milletvekili dönemi sona erince yargılanmasına engel kalmayacak bir milletvekilinin, koruma kalkanının kaldırılarak diğer herhangi bir vatandaş gibi yargı huzuruna çıkması, tüm vatandaşların sahip olduğu savunma -haklarını kullanması ve dava sonunda mahkûm olabileceği gibi beraat etme şansının kendisine bir an önce sağlanmasının hedeflenmekte olduğudur. Meclis çalışmalarına herhangi bir engel teşkil etmeyecek, keyfi ve gereksiz diye nitelendirilemeyecek bir yargıla-ma maksadı için dokunulmazlığın kaldırılma talebinin siyasal bir amaç ile yapıldığını söylemek mümkün değildir.

Dolayısı ile 22.10.2018 tarihli ve 21.2.2018 sayılı Meclis kararının Anayasa'nın 84(2) maddesine aykırı olmadığına; ayni şekilde Anayasanın- 1. maddesinde yer alan demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine de aykırılık teşkil etmediğine; 85. madde ile ilgili herhangi bir iddia ileri sürülmediğinden o konuda karar verilmesine gerek olmadığına oybirliği ile karar verilir.

VII.SONUÇ:

Net-ice itibarı ile oybirliği ile,
1)22.10.2018 tarihli Davacının Milletvekili Aytaç Çaluda'nın dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören 22.10.2018 tarihli ve 21.2.2018 sayılı Meclis kararının Anayasanın 1 ve 84(2) maddelerine aykırı olmadığına;







2)Ana-yasa'nın 85. maddesinin incelenmesine gerek olmadığına;

3)22.10.2018 tarihli ve 21.2.2018 sayılı Meclis kararının iptalini talep eden Davacının davasının ret ve iptal edilmesine

karar verilir.




Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
BaşkanYargıç

-



Mehmet Türker Gülden ÇiftçioğluBertan Özerdağ
Yargıç YargıçYargıç



11 Ocak, 2021









26






Full & Egal Universal Law Academy