Anayasa Mahkemesi Numara 20/2009 Dava No 5/2011 Karar Tarihi 27.10.2011
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 20/2009 Dava No 5/2011 Karar Tarihi 27.10.2011
Numara: 20/2009
Dava No: 5/2011
Taraflar: Halil Okur ile KKTC Merkez Bankası arasında
Konu: Anayasaya aykırılık - 39/2001 sayılı Bankalar Yasası’nın 17. maddesinin “fiil ve eylemleri sonucu bankanın bu Yasanın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanlar hiçbir bankada yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü, genel müdür yardımcısı veya birinci derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar” kısmının Anayasanın 1, 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı olduğu iddiası.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 27.10.2011

-D. 5/2011 Anayasa Mahkemesi: 20/2009
(YİM: 18/2005)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Anayasanın 148. maddesi hakkında.

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Başkan, Mustafa Özkök, Şafak Öneri, Tala-t D. Refiker, Narin F. Şefik.


Davacı: Halil Okur, Lefkoşa
ile -
Davalı: KKTC Merkez Bankası, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

Davacı tarafından Avukat Ergin Ulunay
Davalı tarafından Avukat Ali F. Yeşilada
Amicus Curiae olarak ve Başsavcılık taraf-ından Başsavcı Yardımcısı Ersoy Ölçter.

-------------

K A R A R

KONU:

39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin "fiil ve eylemleri sonucu bankanın bu Yasanın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanlar hiçbir bankada yönetim kurulu başkanı-, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü, genel müdür yardımcısı veya birinci derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar" kısmının Anayasanın 1, 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

OLAY:
Limasol Türk Kooperatif B-ankası Ltd. Davacıyı genel müdür olarak atayıp bu atamayı 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesi gereği KKTC Merkez Bankasına bildirdi, Merkez Bankası da 8.12.2004 tarihli yazısı ile Davacının konu Yasa'nın 17. maddesi gereği bankaya genel müdü-r olarak atanamayacağını Limasol Türk Kooperatif Bankası Ltd.e bildirdi. Limasol Türk Kooperatif Bankası Ltd., Merkez Bankasının 8.12.2004 tarihli yazısı üzerine Davacının bankadaki genel müdür görevini sona erdirdi. Bunun üzerine Davacı Yüksek İdare Mah-kemesinde bir dava açarak , Merkez Bankasının, yani Davalının, bankada genel müdür olarak atanamayacağı ve/veya genel müdür olarak çalıştırılamayacağı hususundaki 8/12/2004 tarihli kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağı-na dair bir karar talep etti. Davanın duruşmasında Davacı 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin "fiil ve eylemleri sonucu bankanın bu Yasanın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanlar hiçbir bankada yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu- üyesi, genel müdürü, genel müdür yardımcısı veya 1. derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar" kısmının Anayasanın 1, 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı ve davanın karara bağlanmasında etkili olduğunu ileri sürerek Anayasaya aykırılı-k iddiasının karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesine sunulması isteminde bulundu. Yüksek İdare Mahkemesi de, Davalı Merkez Bankasının yakınma konusu olan 8.12.2004 tarihli kararını 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesine dayandırdığını, konu -maddenin davanın karara bağlanmasında etkili olduğunu belirterek, Davacının istemi doğrultusunda 17. maddenin yukarıda verilen kısmının Anayasaya aykırı olduğu iddiasını karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesine sundu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:

39/2001 -Sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin Anayasaya aykırılığı ileri sürülen ilgili kısmı, ilgilisine, bu davada Davacıya, söz ve savunma hakkı vermemektedir; ilgilisine söz ve savunma hakkı tanımayan bu düzenleme, Anayasanın 1. maddesinde ifadesini bulan- hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.

Yasa koyucu konu 17. maddenin ilgili kısmı ile bankacı olan Davacıyı mesleğini icra etmekten ve mesleğinde yükselmekten men etmekle, Davacının maddi ve manevi kişiliğinin gelişmesini engellemektedir; bu düzenleme h-erkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu ifade eden Anayasanın 14(1) maddesine aykırıdır.

Yine konu 17. maddenin ilgili kısmı, bankacı olan Davacıyı mesleğini icra etmekten ve mesleğinde yükselmekten men etmekle, Anay-asanın herkesin dilediği alanda çalışma özgürlüğüne sahip olduğunu ifade eden 48. ve çalışma her yurttaşın hakkı ve ödevidir diyen 49. maddelerine aykırıdır.

Davalı Merkez Bankası konu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmının hukukun üstünlüğü ilkesine a-ykırı olmadığı, fiil ve eylemleri sonucu bankanın Yasa'nın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanların bir bankada yönetici olarak çalıştırılamayacakları ile ilgili yasal düzenlemenin haklı nedenlere dayandığı ve kamuyu korumak için kamu yararına yapı-ldığı iddiasındadır.

Amicus Curiae olarak Anayasa Mahkemesi önünde bulunan Başsavcılık da Davalı Merkez Bankası gibi konu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmının Anayasanın 1. maddesinde yer alan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olmadığı, bu düzenleme -ile getirilen kısıtlamanın haklı nedenlere dayandığı ve kamu yararına yapıldığı görüşündedir. Başsavcılık ayrıca Anayasaya aykırılık iddialarının Anayasa Mahkemesine havalesinin mevsimsiz yapıldığı görüşündedir.

III. İLGİLİ YASA METNİ:
39/2001 Sayıl-ı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin ilgili kısmı aynen şöyledir:

Bankalarda Çalışması Yasak Olanlar
14/200017. Bu Yasa veya bu Yasa ile yürürlükten kaldırılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar Yasası kurallarına aykırı hareketlerinden dolayı hapis -veya bir defadan fazla para cezası ile cezalandırılan kimseler ile yüz kızartıcı suçlardan dolayı mahkum olanlar, müflisler ile fiil ve eylemleri sonucu bankanın bu Yasanın 37'nci maddesi kapsamına alınmasına neden olanlar hiç bir bankada Yönetim Kurulu Ba-şkanı, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı veya birinci derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar. Yapılan denetlemeler sonucunda bu Yasa veya ilgili diğer mevzuat kurallarını ihlal ettikleri ve bankanın emin bir -şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdükleri tespit edilen bu maddede belirtilen banka mensuplarının, haklarında yasal kovuşturma istenmesini müteakip Merkez Bankasının talebi üzerine geçici olarak imza yetkilerinin kaldırılması zorunludur. Bu kimseler Merke-z Bankası izni olmadıkça imza yetkisini haiz personel olarak hiçbir bankada çalıştırılamazlar.
Genel Müdürlüğe ve Genel Müdür Yardımcılıklarına atanacakların bu maddede aranan koşulları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte Merkez Bankasına bild-irilmesi şarttır. Bu kişilerin atanmaları, Merkez Bankası tarafından bildirimin alındığı tarihten itibaren yedi iş günü içinde, gerekçeli olumsuz görüş bildirilmediği taktirde yapılabilir.

Herhangi bir nedenle görevden ayrılan Genel Müdür ve Genel M-üdür Yardımcıları, görevden ayrılma nedenleri banka ve görevden ayrılan tarafından ayrılış tarihinden itibaren yedi iş günü içerisinde Merkez Bankasına bildirilir.

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1.
Kuzey Kı-brıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Kişi dokunulmazlığı
Madde 14. (1) Herkes, barış, güven ve huzur içinde yaşama, maddi ve manevi
varlığını koruma ve geliştirme h-akkına sahiptir.
(2) ..............................
(3) ..............................
(4) ..............................

Çalışma Özgürlüğü
Madde 48.
(1)Her yurttaş dilediği alanda çalışma özgürl-üğüne sahiptir. Özel girişimler kurmak serbesttir. Yasa, bu özgürlüğü, kamu yararı amacıyla sınırlayabilir.
(2)Devlet, özel girişimlerin, ulusal ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlay-acak önlemleri alır.

Çalışma Hakkı ve Ödevi
Madde 49.
(1)Çalışma her yurttaşın hakkı ve ödevidir.
(2)Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, ekonomik ve mali önlemlerle çalışanların korur ve- çalışmayı destekler; işsizliği önleyici önlemleri alır.
(3)Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Ancak, hükümlülerin, hükümlülükleri süresince rehabilitasyon amacıyla çalıştırılmaları zorla çalıştırma sayılmaz.
(4)Ülke gereksinmelerinin zorunl-u kıldığı alanlarda, yurttaşlık ödevi niteliği olan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve koşulları, demokratik ilkelere uygun olarak yasa ile düzenlenir.

V. İNCELEME:
Davacı, Davalı ve Başsavcılık tarafından ileri sürülen iddia ve görüşler, ilgili Y-asa ve Anayasa metinleri değerlendirilip gereği düşünüldü.

Bir yasa kuralının anayasaya aykırı olduğuna karar verilebilmesi için o yasa kuralının içeriğinin bir anayasa kuralı ile çatışması, anayasa kuralına ters düşmesi gerekir.

Davacının Anayasaya ay-kırı olduğunu ileri sürdüğü 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin ilgili kısmında fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olanların hiçbir bankada, bu davayı ve Davacıyı ilgilendirdiği kadarı- ile, genel müdür olarak çalıştırılamayacağı düzenlenmiştir. Davacı bu düzenlemenin Anayasaya aykırılığını ileri sürmektedir. Davacı bu düzenlemenin ilgilisine söz ve savunma hakkı vermediğini, bu nedenle hukukun üstünlüğü ilkesini içeren Anayasanın 1. -maddesine ve söz ve savunma hakkından tamamen ayrı, Anayasanın 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmektedir. Bu düzenlemenin Anayasaya aykırı bulunması halinde fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devr-edilmesine neden olan bir kişi bir bankada genel müdür olarak çalışabilecektir, böyle bir sonuç doğacaktır. Davacı fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olan bir kişinin hiçbir bankada genel müdür olar-ak çalıştırılamayacağını ifade eden düzenlemenin mi Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedir yoksa fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olan bir kişinin hiçbir bankada genel müdür olarak çalıştırıl-amayacağını öngören ancak kişiye söz ve savunma hakkı tanınmasına yer vermeyen düzenlemenin mi Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedir?

Davacı konu 17. maddenin ilgili kısmında ilgili kişiye söz ve savunma hakkı verilmediğinden yakınmaktadır ve bu d-üzenlemenin Anayasanın 1. maddesinde ifadesini bulan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmektedir. Konu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmına bakıldığında, metinde, "söz ve savunma hakkı verilmez, tanınmaz" diye bir ifade yoktur. Davacın-ın 17. maddenin ilgili kısmının hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu iddiasının değerlendirilebilmesinin önkoşulu bu metinde söz ve savunma hakkı verilmez, tanınmaz veya benzer bir ifadenin bulunmasıdır; böyle bir ifade olacak ki bunun Anayasaya aykır-ı olup olmadığı tezekkür edilebilsin. Konu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmında böyle bir ifade yoktur; bu nedenle konu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmının hukukun üstünlüğü ilkesini içeren Anayasanın 1. maddesine aykırı olduğu söylenemez.

Söz ve- savunma hakkının pozitif bir dayanağı olması zorunluluğu yoktur, savunma hakkı kanun olmadan dahi idarenin uymak zorunda olduğu hukukun genel ilkesi niteliğinde bir ilke olarak kabul edilmektedir, bir doğal adalet ilkesidir. Fransız Danıştayı, savunma -hakkını bir kanun metnine dayandırma ihtiyacını hissetmemiş, savunma hakkını, kanun yokluğunda dahi uygulanması gereken hukukun genel ilkesi niteliğinde bir ilke olarak kabul etmiştir. Türk doktrininde de müeyyide niteliğinde idari işlemlerin yapılmasınd-a ilgilinin savunması alınması gerektiği yolunda görüşler vardır.

Hangi hallerde savunma hakkının uygulandığı, ilgili kişiye savunma hakkı tanınması gereği, pozitif normla gösterildiği durumlar dışında, idari yargı yeri tarafından, ülkemizde Yüksek İdare- Mahkemesi tarafından, idari yargı yerinde açılan davalarda verilen kararlarla belirlenir. Davacının, Merkez Bankasının 8.12.2004 tarihli kararını geçersiz kılmak için Yüksek İdare Mahkemesinde açtığı davada Yüksek İdare Mahkemesi, Merkez Bankasının 8.12-.2004 tarihli kararını almadan önce Davacıya söz ve savunma hakkı vermesi gereği olup olmadığına, Merkez Bankasının 8.12.2004 tarihli idari kararına, yani bireysel idari işlemine, dayanak olarak gösterdiği olayın gerçeğe uygun olup olmadığına karar verme d-urumundadır. İdarenin işlemlerinin hukuka uygun olma zorunluluğu vardır, hukuka aykırı olan bir idari işlemin karşılaşacağı hukuki sonuç, kural olarak, işlemin geçersizliğidir.

İdare Hukukunda sebepsiz işlem olamaz, idari işlemler mutlaka bir sebebe day-anır. İdarenin bütün işlemlerinin amacı kamu yararını gerçekleştirmektir, idarenin işlemleri bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bir sebebe dayanmalıdır. İdari işlemlerin sebebi, çoğunlukla kanunlar tarafından düzenlenmiştir. Sebep idari işlemin dayanağın-ı oluşturur, işlemin bir tür gerekçesidir. İdare hukukunda sebep idareyi bir işlemi yapmaya sevkeden hukuki veya fiili etkenlerdir; idareyi işlem yapmaya sevkeden bir hukuksal işlem olabileceği gibi bir olay da olabilir. İdarenin kararına dayanak yapt-ığı sebep kanunun öngördüğü bir sebep olabilir ancak bu, kararın hukuka uygunluğu için yeterli değildir, idarenin sebep olarak kullandığı olayın da gerçeğe uygun olması gerekir; yargı yeri sebep olarak gösterilen olayın gerçeğe uyup uymadığını, gerçek olu-p olmadığını araştırır ve karara bağlar.

Davacının Yüksek İdare Mahkemesinde açtığı davada Merkez Bankası kararını 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesine dayandırmıştır; Davacının herhangi bir bankada genel müdür olarak çalıştırılamayacağı kar-arını, Davacının fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olan bir kişi olmasına dayandırmıştır. Merkez Bankasının kararını dayandırdığı bu olayın gerçek olduğunun idari yargı yerinde gösterilmesi gerek-ir, aksi takdirde Merkez Bankasının 8.12.2004 tarihli kararı sebep yönünden hukuka aykırı ve sakat olur. Tüm bu belirtilenler Yüksek İdare Mahkemesi önünde tartışılacak ve Yüksek İdare Mahkemesi tarafından karara bağlanması gerekebilecek konulardır.

Ko-nu Yasa'nın 17. maddesinin ilgili kısmında fiil ve eylemleri sonucu bankanın Yasa'nın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanların hiçbir bankada, davayı ve Davacıyı ilgilendirdiği kadarı ile, genel müdür olarak çalıştırılamayacakları düzenlenmiştir. -Bu düzenlemenin, düzenlemede belirtilen kişilerin bankalarda çalışmalarına bazı kısıtlamalar getirdiği açıktır. Bu düzenlemenin Anayasanın 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı olup olmadığı tezekkür edilirken temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasını düz-enleyen Anayasanın 11. maddesinin de göz önüne alınması gerekir. Anayasanın 11. maddesi aynen şöyledir:

Temel Hak ve Özgürlüklerin Özü ve Sınırlanması
Madde 11
Temel hak ve özgürlükler, özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal -adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ancak yasalarla kısıtlanabilir.

Anayasanın 14(1), 48 ve 49. maddelerinde tanınan haklar özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni gibi nedenlerle ve yasa- ile kısıtlanmıştır. Fiil ve eylemleri sonucu bir bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olan bir kişinin herhangi bir bankada genel müdür olarak çalıştırılamayacağını ifade eden bir düzenlemenin haklı nedene dayandığını, kamu yar-arına olduğunu söylemek için çok söze gerek duyulmamaktadır.

VI SONUÇ:
Yukarıda ifade edilenlerin tümü ışığında 39/2001 sayılı Bankalar Yasası'nın 17. maddesinin "fiil ve eylemleri sonucu bankanın bu Yasanın 37. maddesi kapsamına alınmasına neden olanl-ar hiçbir bankada yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü, genel müdür yardımcısı veya birinci derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar" kısmının Anayasanın 1, 14(1), 48 ve 49. maddelerine aykırı olmadığına oybirliği- ile karar verildi.



(Nevvar Nolan)(Mustafa H. Özkök)
Başkan Yargıç


(Şafak Öneri) (Talat D.Refiker) (Narin F. Şefik)
YargıçYargıç Yargıç

27 Ekim 2011











7






Full & Egal Universal Law Academy