Anayasa Mahkemesi Numara 2-3/2015 Dava No 1/2018 Karar Tarihi 20.04.2018
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 2-3/2015 Dava No 1/2018 Karar Tarihi 20.04.2018
Numara: 2-3/2015
Dava No: 1/2018
Taraflar: KKTC Başsavcılık ile Murat Kanatlı
Konu: Anayasa havale- Bağımsız ve tarafsız mahkeme - Adil yargılanma hakkı
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 20.04.2018

-D. 1/2018 Birleştirilmiş
Anayasa 2/2015 ve 3/2015
(Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi Dava No:
424/2013 ve 225/2013)


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜK-SEK MAHKEME HUZURUNDA.

ANAYASA'NIN 148. MADDESİ HAKKINDA.


Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik (Başkan), Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal, Peri Hakkı.


Anayasa Mahkemesi 2/2015
(Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi Dava No:
424/2013)

Güvenl-ik Kuvvetleri Mahkemesi tarafından 424/2013 sayılı davada (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Murat Kanatlı, Lefkoşa arasında) sunulan konu.


Havale Eden Sanık namına: Avukat Öncel Polili
Davayı İkame Eden Başsavcılık namına: Kıdemli S-avcı İlter Koyuncuoğlu.

Anayasa Mahkemesi 3/2015
(Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi Dava No:
225/2013)


Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi tarafından 225/2013 sayılı davada (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Murat Kanat-lı, Lefkoşa arasında) sunulan konu.


Havale Eden Sanık namına: Avukat Öncel Polili
Davayı İkame Eden Başsavcılık namına: Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu.



-------------





K A R A R


KONU: 17/1980 sayılı Seferberlik Yasası'nın 11(5) maddesi ile 34/19-83 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasası'nın 3 ve 6(2) maddelerinin Anayasa'nın 17(2), 136(1) ve 156(4) maddelerine aykırı olup olmadığı.

OLAY: Sanık aleyhine, 27.10.2010 ve 26.10.2011- tarihlerinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı yedek asker olduğu zamanlarda, usule uygun bir tebliğle Seferberlik ve Tazeleme Eğitimine katılması bildirildiği halde, seferberlik ve tazeleme eğitimine katılmayarak, yapılan çağrıya uymamak suçu il-e ilgili olarak Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde 424/2013 ve 225/2013 sayılı davalar ikame edildi.

Sanık her iki davada da konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebinde bulundu. Her iki davadan yapılan havale, Anayasa Mahkemesi huzurunda, 2/2015- sayılı dava altında birleştirilerek dinlendi. Davanın dinlenmesi esnasında Havale Eden, Anayasa'nın 136(1) ve 156(4) maddelerine aykırılık iddialarından vazgeçti.

Havale Eden Sanığın İddiaları:

Sanığın itham edildiği 17/1980 sayılı Seferberlik Yasası'-nın 11(5) maddesi, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin Sanığa verebileceği cezayı içerir. Bu cezayı verebilecek olan mahkeme ise, 34/1983 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Yasası ile kurulmuş bulunan mahkemedir. 34/1983 sayılı Yasanın 3(1) maddesi, Güvenlik Kuvvetle-ri Mahkemesinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde kurulması ifadesine yer vermektedir. Bir mahkemenin herhangi bir kurumun nezdinde kurulması yanlıştır. Böyle bir kavram mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile örtüşmez ve adil yargılama ilkesi-ne uymaz. Adaletin sadece yapılması değil, yapıldığının görülmesi gerekir. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin, yasa ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde kurulması, adaletin yapıldığının görülmesi ilkesi ile bağdaşmaz. Yasadaki içerik, Güvenlik Kuvvet-leri Mahkemesinin tarafsız görünümünü ortadan kaldırmış ve Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde yer alan yargılamaların, adil yargılama hakkının önemli bir unsuru olan tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmamasına neden olmuştur. Bu durum Anayasa'nın 17(2) maddesine -aykırılık teşkil etmektedir.

34/1983 sayılı Yasanın 6(2) maddesi Sanığın Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde yargılanmasına yol açan maddedir. Madde 3(1) için ileri sürülen iddialar aynen bu madde için de geçerlidir.

Davayı İkame Eden Başsavcılığın İddial-arı:

Güvenlik Kuvvetleri Mahkemeleri yasa ile kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkemedir. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde Sanıklar Anayasa'ya uygun bir şekilde ve savunmalarına hiç bir kısıtlama getirilmeden, adil koşullarda yargılanmaktadırlar. Güve-nlik Kuvvetleri Mahkemesi yargıçları Yüksek Adliye Kurulu tarafından görevlendirilmekte olup Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının bu mahkeme üzerinde herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde adil yargılama yapılmaktadır ve Anay-asa'nın 17(2) maddesine herhangi bir aykırılık yoktur.

İlgili Yasa Maddeleri:
17/1980 Seferberlik Yasası
Suç ve Ceza
47/2006 11.(1)Barış zamanında bu Yasa'nın 9. maddesi uyarınca yapılan denetim veya eğitim çağrısına uymayan veya bu Yasa'nın 7. maddes-inde ana hatları belirtilen ve teferruatı bu Yasa uyarınca çıkarılan Seferberlik Tüzüğünde saptanan mükellefiyetleri yerine getirmeyenler bir suç işlemiş olurlar ve ;(A)Suçun ilk defa işlenmesi halinde aylık asgari ücretin ¼'ü (dörtte biri) kadar sab-it para cezasına;(B)Suçta ısrar veya tekerrür halinde ise aylık asgari ücretin ½'si (yarısı) kadar sabit para cezasınaçarptırılmış olurlar ve bu para cezalarını cezanın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde Güvenlik -Kuvvetlerini Güçlendirme Kurumunun hesabı bulunan bankalara yatırdıklarını Seferberlik Şube Müdürlüğüne belgeledikleri takdirde haklarında adli işlem yapılmaz.2,70/1991
47/2006(2)Yukarıdaki 1'inci fıkra uyarınca öngörülen sabit para cezalarının tebliğ-i Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının 46'ncı maddesine uygun olarak polis tarafından yapılır. 2,70/1991
47/2006(3)Yukarıdaki (1)'inci ve (2)'nci fıkralar uyarınca tahsil edilen sabit para cezaları, Güvenlik Kuvvetlerini Güçlendirme Kurumuna gelir olarak- kaydedilir.47/2006(4)Yukarıdaki (1)'inci fıkrada yer alan sabit para cezalarını ödeyenler bu cezaya ek olarak, çağrı yapıldığı halde katılmadığı seferberlik yükümlülüğünü, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Seferberlik Şube Müdürlüğünce uygun görülecek- tarih ve/veya tarihlerde yerine getirmek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenler suç işlemiş olurlar ve haklarında (5)'inci fıkra kuralları uygulanır.47/2006(5)Yukarıdaki (1)'inci fıkrada öngörülen sabit para cezalarını tebliğ tarihinden -itibaren otuz gün içerisinde ödemeyenler ile (4)'üncü fıkradaki yükümlülüğü yerine getirmeyenler, bu fıkralarda öngörülen suçları işlemiş olurlar ve Güvenlik Kuvvetleri mahkemesinde yargılanarak bir aylık asgari ücret kadar para cezasına veya bir yıla kada-r hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.47/2006
(6)Yukarıdaki (1)'inci fıkrada belirtilen suçun seferberlikte işlenmesi halinde, (5)'inci fıkradaki cezalar beş katına kadar artırılabilir.

34/1983 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Ma-hkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının Kuruluşu ve Yargılama usulü Yasası

Madde 3. (1) Bu Yasada öngörülen yargı yetkisini Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde
kullanmak üzere, Güvenlik Kuvvetleri Komutan-
- lığı nezdinde bir Güvenlik Kuvvetleri
Mahkemesi kurulur.
(2) Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Yüksek Adliye
Kurulu tarafından birer yıllık sürelerle
görevlendirilen biri başkan olmak üzere 3(üç)
- Askeri Yargıçtan oluşur.
(3) Askeri Yargıçlar, 1976 Mahkemeler Yasası
kurallarına bağlıdır.

Madde 6 Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, asker kişilerin:
(1)Askeri Suç ve Cezalar Yasasında yer alan suçlara;
(2)Diğer yasalarda y-er alan ve Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin yargılama yetkisi kapsamında olduğu yasada açıkça belirlenen suçlarına;
(3)Askeri makamlara ve askeri kişilere karşı işledikleri suçlara;
(4)Askeri birliklerde, karakollarda, kurumlarda, mahallerde, kıta- veya karargahlarda işledikleri suçlara;
(5)Askeri görevde iken veya askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara;
(6)Askeri malzemeye karşı veya askeri araçlarla işledikleri suçlara;
ilişkin davalara bakmakla yetkilidir.


İlgi-li Anayasa Maddesi:

Madde 17

(2) Herkes, yurttaş hak ve yükümlülüklerinin veya kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında, yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makul bir süre içinde adil ve açık bir s-urette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir oturumda okunur.

İNCELEME: Sanık aleyhindeki her iki dava da 17/1980 Seferberlik Yasası 7(1), 9, 11((1)(b), (2) ve (5) maddeleri altında ikame edilmiştir. Madde 7(1) personel- seferberliğini, madde 9 seferberlik çağrısını tanımlar. 11. madde suç ve ceza maddesidir; 1.fıkra seferberlik çağrısına uymayana verilecek cezayı belirler; 2.fıkra sabit para cezalarının tebliğinin Ceza Muhakemeleri Usul Yasası'na uygun olarak polis taraf-ından yapıldığını izah eder; 5.fıkra ise sabit para cezasını ödemeyenlerin ve seferberlik çağrısına uymayanların, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde yargılanarak 1 aylık asgari ücret kadar para cezasına veya her ikisine de çarptırılabileceğine yer verir.

S-anık kendisini vicdani retçi olarak tanımlamaktadır. Sanık aleyhine 2010 ve 2011'deki seferberlik çağrılarına uymadığı iddiası ile 225/2013 ve 424/2013 sayılı davalar, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde ikame edilmiştir.

Sanık, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemes-inde yargılanmasını sağlayan 17/1980 sayılı Yasanın 11(5) maddesinin ve 34/1983 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Yasası'nın 3(1) ve 6(2) maddelerinin, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olarak oluşumunu sağlamadığı için, Anayasa'nı-n 17(2) maddesine aykırılık bulunduğunu ileri sürmektedir.

34/1983 sayılı Yasanın 3(1) maddesi, yasa ile kurulan Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin "Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde" kurulmuş olduğunu ifade eden söz dizisine yer vermektedir. "Nez-dinde" kelimesinin sözlük anlamı Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "yanında, huzurunda ve gözetiminde" olarak verilmektedir. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının yanında değildir. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi Güvenlik Kuvvetleri Kom-utanlığı huzurunda kurulmadığı gibi, davalar komutanlık huzurunda dinlenmemektedir. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının gözetiminde de değildir. Bu Yasada nezdinde kelimesi farklı bir anlam taşımaktadır.

Yasanın 3 (1) madd-esinde yer alan "nezdinde" kelimesi "bünyesinde" anlamında kullanılmıştır. Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulmuş, Anayasa'nın 156(2) maddesine göre bu mahkeme "silahlı kuvvetlerde görevli olmayan kişilerin özel- yasada belirtilen askeri suçları ile yasada gösterilen görevlerini yaptıkları sırada veya yasada gösterilen silahlı kuvvetlere ait yerlerde silahlı kuvvetlerdeki görevlerine karşı işledikleri suçlara bakmakla görevli" bir mahkemedir. Güvenlik Kuvvetleri -Mahkemesi, 34/1983 sayılı Yasanın 6-11'inci maddelerinde izah edilen suçların yargılanacağı mahkeme niteliği taşıdığı cihetle, "Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde" ibaresi kullanılmıştır. Bu, gerçekte ve de görünümde, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesini-, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı hükümranlığı veya etkisi altına koymamaktadır.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulan Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 6 gerekse Anayasa'nın 17(2) maddesinde yer al-an "bağımsız ve tarafsız" mahkeme olup olmadığı ve dolayısıyla 17(2) maddesinde yer alan, her kişinin davasının 'yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından' dinlenmesi hakkının ihlal edilip edilmediğinin incelenmesi gerekir.

M-ahkemeler bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Bir mahkemenin bağımsız ve tarafsız olabilmesinin ön koşulları, mahkemede oturum yapan yargıçların objektif ve bağımsız bir şekilde seçilerek atanmış olmalarını; herhangi bir kişi ve/veya kurum ve/veya meslek kuru-luşu içerisinden talimat almamalarının ve/veya yönlendirilmemelerinin ve baskı altında tutulmamalarının temin edilmesini; yargıçların kararları nedeni ile görevden uzaklaştırılamamalarını; görevlerine son verilme koşullarının objektif ve yasal dayanaklara- bağlı olmasını içermelidir.

Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde oturum yapan Yargıçlar, KKTC Anayasası'nın 156. maddesine istinaden, 34/1983 sayılı Yasanın 3(2) maddesine göre Yüksek Adliye Kurulu tarafından, yargıda görevli bulunan yargıçlar arasından seçi-lerek görevlendirilirler ve aynı Yasanın 3(3) maddesi altında tüm yargıçlar gibi 1976 Mahkemeler Yasası kurallarına tabidirler. Yani kısaca, Askeri Mahkemede görev alan yargıçlar, KKTC'de geçerli olan yargıç güvencelerinin tümüne sahiptirler.

Anayasamızı-n 17(2) maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde yer alan adil yargılama hakkını içermektedir. Adil yargılama hakkı pek çok içtihatımızda incelenmiştir [(Anayasa Mahkemesi 8/2013 (D.3/2015), Anayasa Mahkemesi 2/2008 (D.2/2016) ve Anayasa M-ahkemesi 5/2015 (D.2/2017)].

Adil yargılama hakkı "davanın a)kanunla kurulan, b)bağımsız ve tarafsız, c) mahkeme önünde, d)makul sürede, e)açık duruşmada, f)hakkaniyete uygun surette, g)taraflar arasında silah eşitliği koşullarında ve h)çekişmeli yargıla-ma yöntemi ile" dinlenmesini içerir.

Havale Eden, Güvenlik Kuvetleri Komutanlığı nezdinde kurulan bir Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin "mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı" ilkesi ile örtüşmediğini ileri sürmektedir. Havale Eden, Güvenlik Kuvvetle-ri Mahkemesinde oturan yargıçlara müdahale edildiği noktasında bir iddia ileri sürmemiş bilakis böyle bir iddialarının olmadığını açıkça ifade etmiştir. Havale Eden, esasen adaletin sadece yapılması değil, yapıldığının görünür olması gerektiğini vurgulayar-ak, madde 3(1)'de "nezdinde" kelimesinin varlığının adaletin yapıldığının görünür olmasını mümkün kılmadığını, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı 'nezdinde' kurulan bir Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından bağımsız olduğunun -dıştan bakıldığında görülemeyeceğini, bu nedenle, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde bir mahkeme kurulmasının adil yargılama, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatl-arında, bağımsız ve tarafsız mahkeme koşullarının ne şekilde belirlendiğine bakıldığı zaman, mahkemelerin bağımsız olduğunun kabul edilebilmesi için, mahkemenin herhangi bir kişi, makam veya organdan emir almaması, yasama ve yürütme erkinin ve ekonomik ve -sosyal gruplardaki diğer dış etkilerin baskısı altında kalmaması, özgür olması; tarafsız kabul edilmesi için ise hakimin yargılama yaparken taraf tutmaması, taraflara karşı objektif davranması gerektiğinin vurgulandığı görülür.

Yargılama yapan organın ba-ğımsızlığı; mahkeme üyelerinin niteliği, atanma ve görevden alınma şekli, görev süresi, üyelere emir verme yetkisine sahip bir makamın mevcut olup olmaması, dışarıdan gelecek müdahalelere karşı sahip olunan güvenceler ve bağımsız bir görüntü verip vermediğ-i ile ölçülmektedir. Bu son kriter, yani bağımsız bir görüntü verip vermediği, makul bir vatandaş gözünden değil, ceza yargılamasındaki sanığa yargılama sürecine ilişkin vermesi gereken güven duygusu bakımından ölçülmektedir.

Mahkemenin görünüm açısından- bağımsız olmadığına karar verilebilmesi için, bağımsız olmadığı doğrultusundaki kuşkuların objektif olarak doğrulanacak kuşkular olması ve bu kuşkuların makul olduğunu gösteren emareler bulunması gerektiği kabul edilmektedir (Bak. Campbell and Fell v.Unit-ed Kingdom).

Mahkemenin tarafsızlığı konusunda ise subjektif tarafsızlığın, mahkeme üyesinin kişi olarak mevcut davadaki kişisel tarafsızlığı olduğunu; objektif tarafsızlığın ise, mahkemenin kurum olarak kişide bıraktığı izlenim ile alakalı olduğunu, m-ahkemenin hak arayanlara güven veren tarafsız bir görünüme sahip olması, tarafsızlığı sağlamak için alınan tedbirlerin mahkemenin tarafsızlığı konusunda her türlü kuşkuyu ortadan kaldırır nitelikte olması gerektiğini izah eder (Bak.Haus-Childt v Denmark 2-4.5.89).

Objektif tarafsızlıkta etken unsur olan yargıcın tarafsızlığına ilişkin her tür meşru kaygı ve/veya korkuyu ortadan kaldıracak yeterli güvence sunulup sunulmadığıdır. Objektif tarafsızlık tarafsızlığın bulunmadığına dair görüntü ile ilgilidir. A-dil yargılamanın var olup olmadığının belirlenmesinde dış görünüm ve bu görünümün tarafların adil yargılanmaya ilişkin meşru beklentileri üzerindeki etkileri önem arz eder. Fey v Austria davasında ifade edildiği gibi, dış görünüm dikkate alınmalıdır, aksi -takdirde tehlikeye atılan "demokratik bir toplumda mahkemelerin topluma, özellikle de ceza davasında sanığa vermesi gereken güven hissidir".

Tarafsızlık noktasında, aksi ispat edilene kadar yargıcın kişisel olarak tarafsız olduğu kabul edilmektedir. Obje-ktif tarafsızlık noktasında, yargıcın tarafsızlığını kuşkuya düşüren durumlar aranmakta ve bu noktada görünüm önem arz etmektedir. Bu noktada, yargıcın tarafsızlığına dair sanığın görüşü önemli olmakla birlikte, sanığın yargıcın tarafsız olmadığı endişesin-in objektif olarak haklı görülebilmesi gerekir. Dolayısıyla test subjektif görülmekle birlikte, bu subjektif görüş de objektif koşullarda haklı kabul edilmelidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında, mahkemenin tarafsız davranma yükümlülüğü d-e bağımsızlık kavramı çerçevesinde değerlendirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, kararlarında, bağımsızlık kavramını objektif tarafsızlık kavramı ile birlikte kullanmakta olduğu görülür.

Huzurumuzdaki havalede, Askeri Mahkemede görev alan y-argıçların subjektif olarak tarafsız oldukları kabul edilmekte, sadece objektif tarafsızlık başlığı altında yargıçların tarafsız olmadığı endişesinin Sanıkta var olabileceği ve Sanığın bu endişesinin objektif olarak da haklı olabileceği ileri sürülmektedir-. Mahkemenin bağımsız olması gerektiği noktasında da mevcut koşullarda Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin bağımsız bir görüntü vermediği ve bu noktadaki sanığın kuşkularının makul olduğunu gösteren emareler bulunduğu ileri sürülmektedir.

Tüm bu iddiala-r, 34/1983 sayılı Yasanın 3(1) maddesinde Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı 'nezdinde' kurulmuş olmasına ve fiilen mahkeme binasının fiziki koşullarına dayandırılmaktadır. Mahkemedeki fiziki koşullar, Anayasa Mahkemesinin bi-r davada karar vereceği husus değildir. Fiziki koşullar ile ilgili bir direktif verilmesi gerektiği takdirde, bu, Anayasa Mahkemesini değil, Yüksek Mahkeme veya Yüksek Adliye Kurulunu ilgilendiren konular kapsamına girer.

Mahkemelerin bağımsızlık ve tar-afsızlığının, görünüm olarak var olması gerektiği kavramı, İngiliz hukukunda bulunan "adaletin sadece yapıldığı değil, yapıldığının da görülmesi gerektiği" prensibine dayanmaktadır. Ancak Common Law'da kabul gören bu prensipte, görünüm, normal bir vatanda-ş gözündeki görünümdür. AİHM kararlarında ise görünüm sanığın açısındaki görünüm olarak öne çıkmaktadır. Sanığın mahkemenin tarafsız ve veya bağımsız olmadığı düşüncesinin objektif olarak kabul edilir olması gerekse de konu yine sanığa endekslenmiştir.

-Anayasa Mahkemesinin 3/2006 D.3/2006 sayılı kararında da ifade edildiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Anayasa'ya eşit bir konum verilmiştir. Anayasa maddelerinin yorumlanmasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi t-arafından yapılan yorumlar da etkili olmakta ve Anayasa'nın AİHS ile uyum teşkil edecek şekilde yorumlanmasına özen gösterilmektedir.

Bu havale açısından Mahkemenin tarafsız ve bağımsız görünümünün hangi noktadan değerlendirileceğine karar verilmesi ge-rekir. Makul bir vatandaş noktasından mı yoksa sanığın objektif olarak desteklenebilecek bakış açısından mı değerlendirilmesi gerektiğine bakılmalıdır.

Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Anayasa'nın 156. maddesinde öngörüldüğü gibi, mevzuat ile kurulmuş, as-keri bir mahkemedir. Askeri Mahkeme olarak oturum yapan Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde, 3 yargıç da sivil yargıçtır ve Yüksek Adliye Kurulu tarafından atanan yargıçlar arasından, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde oturum yapmak üzere görevlendiril-mektedi-rler.

Askeri Mahkemeler ile ilgili verilen bir kararda (Cooper - Birleşik Krallık), Askeri Mahkemenin bağımsız ve tarafsız olması için en önemli bulgulardan birinin dışarıdan gelecek baskılara karşı"güvence bulunup bulunmadığı" hususudur. Güvenlik Kuvve-tleri Mahkemesinde görevli yargıçlara müdahale yapıldığı veya bu noktada bir güvence eksikliği bulunduğu iddiası yapılmamıştır.

Sadece 34/1983 sayılı Yasada yer alan "nezdinde" kelimesi veya Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığ-ı bünyesinde kurulmuş olması ile Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin, gerek Sanığın bakış açısından gerekse makul bir vatandaş açısından bağımsız olmadığı ve/veya tarafsız olmadığı görünümü verdiği ileri sürülmektedir.

Bağımsız ve/veya tarafsız görünüm hakk-ındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, karar veren mahkemede oturan yargıçların, davanın geçmiş safahatlarında soruşturma yargıcı ve/veya savcı olarak görev almaları ve/veya idari makamda bir üst düzey görevlinin yargıçların tartışmaları safhas-ında söz ve/veya yer alması konularını içermektedir. Yasal mevzuatta yer alan bir kelimeye dayalı herhangi bir içtihat yoktur.

Görünümden etkilenecek kişi olan sanık veya makul bir vatandaşın, yasal mevzuatta yer alan spesifik sözleri bilerek, bu konu-da görüş sahibi olması beklenemez. Bu nedenle, yasal mevzuatta yer alan "nezdinde" kelimesinden, Anayasa Mahkemesinin 1/2001 (D.1/2001) sayılı kararından sonra sivil yargıçlardan oluşması neticesinde, sanığın veya makul bir vatandaşın 34/1983 sayılı Yasa -tahtında kurulan Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin görünüm olarak bağımsız ve/veya tarafsız olmadığını düşünmesi ve/veya böyle bir izlenim altına girmesi mümkün değildir. Yasada yer alan bir kelime neticesinde Mahkemenin görünüm olarak tarafsız veya bağıms-ız olmadığı söylenemez. Mahkemenin tarafsız ve bağımsız olmadığına dair kanaatler ancak olgusal koşullardan oluşabilir.

Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde yargılama işlemi yapan yargıçlar, sivil yargıçlardır ve bu yargıçlar ülkenin Kaza Mahkemelerinde ve -Yüksek Mahkemesinde görev alan yargıçlardır. Görünüm olarak tarafsız veya bağımsız olmadıklarına kanaat getirilecek herhangi bir olgu yoktur. Bu koşullarda, Anayasa'nın 17(2) maddesinde yer alan kişilerin "bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme" taraf-ından yargılanmaları gerektiği kuralına herhangi bir aykırılık yoktur.

Başsavcılığı temsilen hazır bulunan Kıdemli Savcı 3(1)maddesinin Anayasa'ya aykırı bulunması halinde, Sanığa herhangi bir menfaat sağlamayacağını, 3(2) ve 3(3) maddeleri altında halen- Sanığın yargılanabileceğini, bu nedenle 3(1) maddesinin dava için etken olmadığını ileri sürmüştür.

34/1983 sayılı Yasanın 3. maddesinin 1,2 ve 3. fıkralarına bakıldığı zaman, 1. fıkra tahtında yasa ile Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi kurulur; 2. fıkra ta-htında Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde oturum yapacak 3 yargıcın Yüksek Adliye Kurulu tarafından görevlendirileceği belirlenir; 3. fıkra tahtında ise askeri yargıçların 1976 Mahkemeler Yasası'na tabi olacağı belirtilir.

3. maddenin 1. fıkrasının Anaya-sa'ya aykırı bulunması halinde, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin yasa ile kurulduğu olgusu ortadan kalkmış olur. 3(1) maddesinin iptal edilmesi halinde, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinin Anayasa'nın 156. maddesinde öngörüldüğü şekilde yasa ile düzenlenmesi -ortadan kalkar. Bu nedenle, 3(1) maddesinin, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde ikame edilen bir davada etken olmadığı söylenemez.

Netice itibarıyla; 34/1983 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının Kuruluşu ve Yargılama U-sulü Yasası'nın 3(1) maddesinin, Anayasa'nın 17(2) maddesine aykırı olmadığına oy birliği ile karar verilir.

6(2) maddesi ile ilgili talep, madde 3(1)'e bağlandığından ve ayrı herhangi bir argüman ileri sürülmediğinden, bu madde ile ilgili karar verilmez-.

Dosyanın Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesine iade edilmesine direktif verilir.




Narin Ferdi ŞefikAhmet Kalkan
Başkan Yargıç






Bertan ÖzerdağBeril ÇağdalPeri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


20 Nis-an 2018













15














Full & Egal Universal Law Academy