Anayasa Mahkemesi Numara 19/1981 Dava No 3/1982 Karar Tarihi 25.02.1982
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 19/1981 Dava No 3/1982 Karar Tarihi 25.02.1982
Numara: 19/1981
Dava No: 3/1982
Taraflar: Ahmet Soyutürk ile Kamu Hizmeti Kom.
Konu: 28/75 sayılı Yasa ile tadil edilmiş şekli ile 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 38. maddesinin disiplin işlemleri ile ilgili kısmının Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 25.02.1982

-D.3/82 Anayasa Mahkemesi 19/81
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
Anayasanın 114(1) maddesi hakkında.

(Yüksek İ-dare Mahkemesinde 97/81 sayılı başvuruda
Müstedi: Ahmet Soyutürk, Lefkoşa
-ile-
Müstedaaleyh: Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtasıyle KTFD
a r a s ı n d a
14.10.1981 tarihinde sunulan konu.)


Müstedi namına: Ergin Ulunay
Müstedaaleyh namına: Ya-şar Boran


K A R A R
KONU:
28/75 sayılı Yasa ile tadil edilmiş şekli ile 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 38. maddesinin disiplin işlemleri ile ilgili kısmının Temel Kuralların 15. maddesine, Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 43 ve Geçici 1. madd-esine ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 122 ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

I. OLAY:
Müstedi bir öğretmendir ve ilgili zamanlarda Haydarpaşa Ticaret Lisesinde Fizik, Matematik ve Fen Bilgileri Öğretmeni idi. 16.9.1980'de sabahleyin- okulda bazı öğretmen arkadaşları ile bir münakaşaya girdi ve bu münakaşada müstedinin söylediği bazı sözler nedeniyle aleyhine Kamu Hizmeti Komisyonunda disiplin davası açıldı. Kamu Hizmeti Komisyonu durumu 18.11.1980 ve 21.1.1981 tarihinde duruşmalar ya-parak inceledi ve 13.3.1981 tarihinde Kamu Hizmeti Komisyonu müstediyi "öğretmenliğe yakışmayacak hareketlerde bulunmaktan" suçlu buldu ve kendisine ihtar cezası verdi. Bu kararı içeren yazı müstediye 24 Mart 1981 tarihinde tebliğ edildi. Müstedi de 14 N-isan 1981 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesine dosyaladığı 97/81 sayılı başvurusu ile Kamu Hizmeti Komisyonunun müstediyi "öğretmenliğe yakışmayacak hareketlerde bulunmaktan" kabahatlı bulan ve ihtar cezası veren kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herha-ngi bir sonuç doğuramayacağına dair Mahkemenin bir emir vermesi isteminde bulundu. Başvurunun duruşması esnasında 28/75 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 38. maddesinin disiplin işlemleri ile ilgili kısmının Anayas-aya aykırı olduğu iddia edildi. Bu Yasa maddesinin başvurunun karara bağlanmasında etkisi olduğundan ilgili maddenin ilgili kısımlarının Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunun karara bağlanması için konu Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak sunuld-u ve konu hakkında Anayasa Mahkemesi karar verinceye dek başvurunun duruşması ertelendi.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Değiştirilmiş şekli ile 10/70 sayılı Yasanın 38. maddesi öğretmenlerle ilgili disiplin işl-emlerinin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasını öngörmektedir. Halbuki temel kurallarla kurulmuş olan Kamu Hizmeti Komisyonu sadece 16.8.1960 tarihli Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında öngörülen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Öğretmenler, K-ıbrıs Cumhuriyeti Anayasası uyarınca Kıbrıs Cumhuriyeti Amme Hizmetine mensup değillerdi. Öğretmenlerin statüleri Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulmasından beri 2/60 sayılı T.C.M. Amme Hizmeti Yasası ve 11/60 sayılı T.C.M. Maarif Dairesi Teşkilât Yasası ve tadi-l edilmiş şekli ile 10/70 sayılı Öğretmenler Yasası ile düzenlenmektedir. Bu yasalara göre öğretmenler T.C.M. Amme Hizmeti mensubudurlar. Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 93. maddesinin öngördüğü bir Kamu Hizmeti Komisyonu henüz kurulmuş değildir.- Kamu Hizmeti Komisyonunun öğretmenlere disiplin cezası vermeye yetkisi yoktur. Bu nedenle 38. maddenin öğretmenlerin disiplin işlemleri ile ilgili Kamu Hizmeti Komisyonuna yetki veren kısmı Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasanın 122, 125 ve Kıbrıs Türk Federe De-vleti Anayasasının Geçici 1. maddesine aykırıdır. İlgili yasa maddesi disiplin işlemlerine geçilmeden önce mutlak surette öğretmenlerin sendikaları ile istişare edilmesini öngörmektedir. Bu husus sendikaya üye olmak veya olmamak özgürlüğünü içeren Anayas-anın 43. maddesine aykırıdır. Müstedi hiçbir sendikanın üyesi olmamasına rağmen davayı açan makam öğretmenler sendikası ile istişare etmiştir.

Müstedaaleyhin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasına göre öğretmenler d-e kamu görevlisidir ve değiştirilmiş şekli ile 10/70 sayılı öğretmenler Yasasının 38. maddesi öğretmenlerle ilgili disiplin işlemlerinin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasına yetki vermiştir. Kamu Hizmeti Komisyonunun bu görevi yapması Anayasaya a-ykırı değildir. Disiplin işlemleri yapılırken ilgili sendika ile istişare edilmesinin öngörülmesi Anayasanın 43. maddesine veya başka herhangi bir maddesine herhangi bir aykırılığı yoktur. Anayasanın 43. maddesi sendika kurma, bunlara serbestçe üye olma -ve bunlardan ayrılma hakkını vermektedir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
28/75 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 10/70 sayılı Yasanın 38. maddesi aynen şöyledir:
"Öğretmenlerin atanmaları, onaylanmaları, sürekli veya emeklilik hakkı veren kadrolara- yerleştirilmeleri, terfileri, nakilleri, emekliye sevkleri ve kati azil dışındaki disiplin işlemleri ilgili öğretmen sendikaları ile istişare edildikten sonra Bakanın önerisi üzerine Amme Hizmeti Komisyonu tarafından yapılır."


IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLE-Rİ:

1. Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 43. maddesi aynen şöyledir:
"Madde 43.
Çalışanlar ve işverenler, önceden izin almaksızın sendikalar ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma hakkına sahiptirler. Bu ha-kların kullanışında uygulanacak şekil ve usuller yasada gösterilir. Yasa, ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması amacıyle sınırlar koyabilir.
Sendikalar ve sendika birliklerinin tüzükleri; yönetim ve işleyişleri demokratik ilkelere -aykırı olamaz."


2. Anayasanın geçici 1. maddesi aynen şöyledir:
"(1)16 Ağustos 1960 tarihli Anayasanın ve bu Anayasaya uygun olarak, 21 Aralık 1963 tarihine kadar kabul edilmiş mevzuatın; 28 Aralık 1967 tarihli Kıbrıs Türk Yönetimi Temel Kurallarının v-e tadillerinin ve bunlara uygun olarak kabul edilmiş mevzuatın; Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu ve Meclisinin 13 ve 18 Şubat 1975 tarihlerinde birleşik olarak yaptıkları toplantılarda alınan kararların ve bunlara uygun olarak kabul edilmiş mevzu-atın; bu Anayasanın kurallarına veya bu Anayasa uyarınca konulacak yasaklara aykırı olmayanları, yürürlükte kalır."


3. Temel Kuralların 15. maddesi aynen şöyledir:
"16 Ağustos 1960 tarihli Anayasada öngörülen Amme Hizmeti Komisyonunun görevleri geçici Tü-rk Yönteminin bütün memurları hakkında 3 üyeden kurulu bir komisyon tarafından yapılır. Türk Amme Hizmeti Komisyonu üyeleri yürütme kurulunun başkan yardımcısının teklifi üzerine başkan tarafından tayin edilirler."


4. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 12-2. maddesi aynen şöyledir:
"122. İlgili metin başka türlü icap ettirmedikçe, bu Bölüm maksatları bakımından.-
"âmme görevi" amme hizmetinde bir görevi ifade eder;
"âmme memuru", asaleten veya geçici olarak veya vekâleten bir âmme görevini gören şahsı if-ade eder.
"âmme hizmeti", Cumhuriyet ordusundaki veya emniyet kuvvetlerindeki hizmet dışında cumhuriyet hizmetini ifade eder ve Kıbrıs Yayın hükmî şahsında, Kıbrıs Dahilî Telekomünikasyon İdaresinde ve Kıbrıs Elektrik İdaresinde ve âmme yararına bir kanunl-a kurulan hükmî şahsiyeti haiz olan veya olmayan ve sermayesi Cumhuriyet tarafından sağlanan veya teminat altına alınan veya, işletme münhasıran bahis konusu teşekkül tarafından yapılıyorsa, idaresi Cumhuriyetin murakabesi altında olan herhangi diğer teşek-küllerdeki hizmetleri içine alır, ancak, tayini veya münhalinin doldurulması bu Anayasa gereğince Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkan Muavini tarafından müştereken yapılan bir görevdeki hizmetler veya, Cumhuriyetin veya yukarıda bahis konusu teşekküllerden herha-ngi birinin daimi işleri ile ilgili olarak muntazaman istihdam edilenler hariç olmak üzere, işçiler tarafından yapılan hizmetler, buna dahil değildir."


5. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesi aynen şöyledir:
"125.(1)Bu fıkrada gösterilen herha-ngi bir konu hakkında bu Anayasada başkaca açık hüküm konulan haller dışında ve herhangi bir kanunun hükümleri mahfuz kalmak şartıyle, amme görevlerinin iki Cemaata tahsisini yapmak ve amme memurlarının tayinlerini, tasdiklerini, daimi veya emeklilik hakkı- veren kadrolara yerleştirilmelerini, terfilerini, nakillerini, emekliliğe sevklerini ve azil ve görevden uzaklaştırma da dahil olmak üzere, disiplin murakabelerini yapmak Amme Hizmeti Komisyonunun görevidir.
(2)Başkan Komisyonu toplantılara çağırır -ve bu toplantılara başkanlık eder:
Ancak-
bütün üyelere evvelden haber verilmiş olmadıkça hiçbir toplantı yapılamaz;
reyler eşit olduğu zaman Başkan iki veya üstün reye sahip değildir.
(3)(1)Bu fıkranın müteakip hükümleri mahfuz kalmak şartıyl-e, Komisyonun herhangi bir kararı, üyelerinin mutlak ekseriyetinin reyi ile alınır.
(2)Konu, münhal veya yeni ihdas edilen bir görevi doldurmak üzere bir tayin veya terfi yapılmasına dair olduğu zaman, böyle bir görevin, bu Anayasa hükümleri gereğince b-ir Elen veya bir Türk tarafından mı doldurulacağı hakkında verilecek karar, Komisyonun en az iki Türk üyesinin reylerini de ihtiva eden mutlak ekseriyetle alınır:
Ancak, bu gibi bir karar, böyle bir ekseriytle alınamadığı takdirde, konu, karar verilmesi -için, Komisyon tarafından Yüksek Anayasa Mahkemesine yollanır; bu Mahkemenin kararı kesindir ve Komisyonu bağlar.

(3)Konu, münhasıran bir Türkü ilgilendirdiği zaman, Komisyonun bu husustaki herhangi bir kararı, en az iki Türk üyenin reylerini ihtiva ede-n mutlak bir ekseriyetle alınır. Konu, münhasıran bir Eleni ilgilendirdiği zaman, Komisyonun bu husustaki herhangi bir kararı, en az dört Elen üyenin reylerini ihtiva eden mutlak bir ekseriyetle alınır.
(4)Konu, tayin veya terfi için hangi Elenin veya h-angi Türkün seçileceğine dair olduğu zaman, karar, bu fıkranın (3)'üncü bendi hükmü mahfuz kalmak şartıyle, mutlak ekseriyetle alınır.
Ancak, bir Elenin seçilmesi hakkında beş Elen üyenin oy birliği ile yaptığı tavsiyeye veya bir Türkün seçilmesi hakkınd-a üç Türk üyenin oybirliği ile yaptığı tavsiyeye, Komisyon riayet eder."


V. İNCELEME:
Tarafların ileri sürdüğü savlar, ilgili Yasa ve Anayasa ve Temel Kuralların metinleri incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına gör-e Öğretmenler Kıbrıs Cumhuriyeti kamu görevlisi olmayıp Türk Cemaat Meclisi kamu görevlisi idi. Bu husus Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 87 ve 122. maddeleri ile gayet açıktır. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 124. maddesi uyarınca kurulan Kamu Hizmeti Ko-misyonunun Türk Cemaat Meclisine bağlı olan öğretmenler hakkında herhangi bir yetkisi bulunmamakta idi. Nitekim 24 Ekim 1960 tarihinde geçirilen Türk Cemaat Meclisi Amme Hizmeti Komisyonunun 2. maddesi meclisin daimi Amme Hizmeti Kadrolarının kanunlarla g-österildiğini öngörmektedir. Bu kanuna dayanarak 25 Aralık 1960 tarihinde Türk Cemaat Meclisi Maarif Dairesi Teşkilât Kanunu geçirilmiştir ve bu Kanunun 5. maddesine göre Maarif Dairesinin memur kadrosu meclisin daimi amme hizmeti kadrolarından olduğunu b-elirlemiştir. Türk Cemaat Meclisi Amme Hizmeti Kanununun 35. maddesi Türk Cemaat Meclisinin Amme Hizmetindeki bütün memurlarının terfileri, nakilleri ve kati azil dışındaki bütün disiplin konuları ile ilgili işlemlerin icra heyeti tarafından yapıldığını ö-ngörmüştür. Kati azil ise icra heyetinin talebi üzerine cemaat mahkemelerinin 2 hakimi ile meclisin bir kararla belli bir süre için tayin edeceği ve hukuki bilgi veya tecrübesi olan bir şahıstan terekküp edecek bir adliye kurulu tarafından yapılmasını öng-örmüştür. 21 Aralık 1963'te patlak veren hadiselerden sonra Türk tarafında idare Genel Komiteye geçmiştir. Daha sonra 28 Aralık 1967'de kabul edilen Temel Kurallar ile Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi kurulmuştur. Temel Kuralların 1. maddesine göre Türk bölg-elerinde yaşayan Türkler Geçici Türk Yönetimine bağlanmışlardır ve Temel Kuralların 2. maddesine göre de Türk bölgelerinde uyulması zorunlu kuralların Temsilciler Meclisinde Türk üyelerden ve Türk Cemaat Meclisi üyelerinden kurulu Geçici Türk Yönetimi Mecl-isi tarafından kararlaştırılması öngörülmüştür. Temel Kuralların 15. maddesi de 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasada öngörülen Amme Hizmeti Komisyonunun görevleri Geçici Türk Yönetiminin bütün memurları hakkında üç üyeden kurulu bir komisyon tarafından yapıl-masını öngörmüştür. 10/70 sayılı Öğretmenler Yasası Temel Kurallar yürürlüğe girdikten sonra 25 Mart 1970 tarihinde Temel Kurallar uyarınca Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi Meclisi tarafından geçirilmiş bir yasadır. 1970'de geçirilen bu yasanın 32. maddesi il-e o zaman da öğretmenlerin tayinleri, tayinlerinin tasdiki, terfileri ve kati azil dışındaki disiplin işlemleri Yasa uyarınca kurulan bir kurulun tavsiyesi ve Eğitim, Kültür ve Öğrenim İşleri Üyesinin mütalâası alındıktan sonra Türk Amme Hizmeti Komisyonu -tarafından yapılması öngörülmüştür. İlgili 38. madde 28/75 sayılı 10 Eylül 1975 tarihli yasa ile değiştirilmiş ve öğretmenlerin atanmaları ve diğer özlük işleri ve kati azil dışındaki disiplin işlemleri ilgili öğretmen sendikaları ile istişare edildikten -sonra Eğitim ve Kültür Bakanının önerisi üzerine Amme Hizmeti Komisyonu tarafından yapılması öngörülmüştür. 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının tadil edilmiş şekli ile 38. maddesinin öngördüğü Amme Hizmeti Komisyonu, Temel Kuralların 15. maddesi tahtında k-urulmuş olan Komisyon olduğuna kuşku yoktur. Duruşma esnasında müstedi, Temel Kurallar uyarınca kurulmuş olan Amme Hizmeti Komisyonunun Temel Kurallar uyarınca yetkisi sadece 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasada öngörülen Amme Hizmeti Komisyonunun görevlerin-i içerdiğini iddia etmiştir. 28 Aralık 1967 tarihli Temel Kuralların 15. maddesi incelendiğinde Geçici Türk Yönetiminin bütün memurlarının özlük işleri hakkında karar verme yetkisi üç üyeden kurulu bir komisyona verildiği açıktır. 21 Aralık 1963'ten sonr-a ve bilhassa Geçici Türk Yönetimi kurulduktan sonra Türk bölgelerinde bulunan gerek Cemaat Meclisi kamu görevlileri ve gerekse Kıbrıs Cumhuriyeti kamu görevlileri Kıbrıs Türk Geçici Yönetimine bağlanmışlardı. 28 Aralık 1967 tarihli Temel Kurallar ve özel-likle 15. maddesi göz önünde tutulduğunda 15. madde tahtında kurulan Türk Amme Hizmeti Komisyonunun yetkisinin tüm kamu görevlilerine yani gerek cemaat meclisi kamu görevlilerine ve gerekse Kıbrıs cumhuriyeti kamu görevlilerine şamil olduğu açıktır. Nitek-im Temel Kurallar uyarınca yasama organı olan Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi Meclisi tarafından geçirilen 10/70 sayılı Yasa, öğretmenlerin azil dışındaki disiplin işlemlerinin Türk Amme Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasını öngörmüştür. Görülüyor ki Temel- Kurallar uyarınca kabul edilen 10/70 sayılı Yasa öğretmenlerin azil dışındaki disiplin işlemlerini Türk Amme Hizmeti Komisyonunun yetkisine vermiştir. Her ne kadar da Temel Kuralların 15. maddesi daha sonra 1973 yılında değiştirilerek Türk Amme Hizmeti K-omisyonuna 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasada öngörülen Amme Hizmeti Komisyonunun görevleri verilmiş ise de eskiden yürürlükte olan 15. madde uyarınca geçirilen yasa hükümleri yürürlükten kaldırılmamıştır. Bu Temel Kurallar uyarınca geçirilen yasa maddeler-i Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının geçici 1. maddesi ile yürürlükte tutulmuştur. Bu nedenle 10/70 sayılı Yasanın disiplin işleri ile ilgili maddesi Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının geçici 1. maddesi ile yürürlükte tutulmuştur. Bir an için T-emel Kurallar uyarınca kurulan Amme Hizmeti Komisyonunun öğretmenlerin disiplin işlemlerine bakmaya yetkisi olmadığı kabul edilse dahi 1975'te geçirilen Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 93. maddesi daha önce Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası uyarınca yür-ürlükte olan iki kamu görevi statüsünü ortadan kaldırmış ve Kıbrıs Türk Federe Devletinde bir tür kamu görevlisi öngörmüştür. Kamu görevlilerinin özlük işlerine bakacak, 93. maddenin (3). fıkrası uyarınca bir bağımsız organın kurulması öngörülmüştür. Bu -fıkra uyarınca öngörülen bağımsız organ veya organlar henüz kurulmuş değildir. Ancak Anayasanın geçici madde 1'in (3). fıkrası uyarınca yasa yapılıncaya kadar mevcut örgütlerin görevlerine devam etmeleri öngörülmektedir. Bu durumda Temel Kurallar uyarınc-a kurulan Amme Hizmeti Komisyonu yeni bir yasa yapılmadığı cihetle görevlerini Anayasamızın geçici 1. maddesine göre yapmaya devam eder. Temel Kuralların 15. maddesi uyarınca kurulan Amme Hizmeti Komisyonu Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 93. madde-sinin (3). fıkrasının öngördüğü gibi tarafsız ve bağımsız bir organ olduğuna şüphe yoktur. 28/75 sayılı Yasa ile tadil edilmiş şekli ile 10/70 sayılı Yasanın 38. maddesi öğretmenlerin disiplin işlemlerinin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasını öng-örmektedir. Bu madde Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 93. maddesinin (3). fıkrasında öngörülenlere ters düşmemekte bilâkis bu maddeye uyularak disiplin işlemleri ile ilgili yetki bağımsız organa verilmiştir. Öğretmenlerin disiplin işlemlerini Kamu- Hizmeti Komisyonuna veren 38. maddenin hükmünün Anayasaya ve bilhassa Anayasanın Geçici 1. maddesine ve Temel Kuralların 15. maddesine herhangi bir aykırılığı yoktur. Yasanın 38. maddesinin kuralları 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasanın 122 ve 125. maddele-rine ters düştüğü bir gerçektir. Ancak 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasanın 122 ve 125. maddeleri Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının geçici 1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunmamaktadır. Geçici 1. maddesine göre 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasa, Kıbrı-s Türk Federe Devleti Anayasasının kurallarına veya Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası uyarınca konulacak yasalara aykırı olmadığı sürece yürürlükte kalır. 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasanın 122 ve 125. maddeleri Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının -93. maddesine aykırı olduğu açıktır. Bu nedenle 16 Ağustos 1960 tarihli Anayasanın 122 ve 125. maddeleri Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası yürürlüğe girdikten sonra yürürlükte değildir. Herhangi bir yasa kuralının yürürlükte olmayan bir Anayasa kuralı-na aykırılık konusu olamaz.

Anayasanın 43. maddesi sendika kurma, kurulan sendikalara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma hakkını tanımıştır. Öğretmenler Yasasının 38. maddesi öğretmenlerin özlük işleri ve disiplin işlemlerine bakılırken öğretmen -sendikaları ile istişare edilmesini ve Bakanın kamu hizmeti komisyonuna öneride bulunmasını öngörmektedir. Yasanın amacının sendika üyelerini korumak olduğuna şüphe yoktur. Bu bakımdan sendika üyesi olan bir öğretmenin konusu incelendiğinde sendika ile i-stişarede bulunulmasının istenmesi sosyal adalet ve sosyal hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaktadır. Ancak sendika üyesi olmayan bir öğretmenin özlük ve disiplin işlemleri incelenirken öğretmen sendikası ile istişarede bulunmanın ne dereceye kadar sosyal- adalet ve hukuk devleti ilkesine uygun olduğunu incelemek gerekir. 38. maddeden güdülen amaç orada belirtilen işlemlerden herhangi birine girişmezden önce mesleki bir kuruluş olan sendikanın ilgili öğretmen veya öğretmenler hakkındaki görüşlerinin alınma-sını sağlamak ve bu suretle herhangi bir haksızlığın veya adaletsizliğin yapılmasını önlemektir. Başka bir deyişle bu gibi bir işleme girişmezden önce sendikaya ilgili öğretmen veya öğretmenlerin bilhassa savunmalarını yapıp haklarını korumaya ve gerektiğ-inde önerilerde bulunmaya imkân vermektir. İstişare sırasında ileri sürülen görüşlerin bağlayıcı niteliği bulunmamakla beraber bir ağırlığı, belli bir etkisi olacağı kuşkusuzdur. Bakanlık işleme girişmezden önce sendikanın görüşlerini de dikkate alarak h-areket tarzını ona göre tayin edecektir. Aksi takdirde sendika ile istişare etmenin anlamı kalmaz. Şu kadar var ki tüm öğretmenler sendika üyesi değildir. Anayasanın 43. maddesi çalışanlara ve işverenlere önceden izin almaksızın sendika kurma, bunlara s-erbest üye olma ve üyelikten ayrılma hakkı tanımıştır. Buna göre sendikaya üye olma Anayasal bir hak olduğu kadar üyelikten çıkma veya üye olmama da Anayasal bir hak teşkil etmektedir. Nitekim bu havaledeki müstedi de sendika üyesi değildir. Ne var ki 3-8. madde tüm öğretmenlerin, üyesi olsun veya olmasın, özlük ve disiplin işlemlrine girişmezden önce ilgili sendika ile istişare etme koşulunu koymuştur. Sendikaya üye olmayan öğretmenlerin özlük işlemlerine ilişkin istişare etme koşulunun Anayasaya aykırı- olup olmadığı hususu bu havalenin konusu değildir. Bu nedenle bu hususun direkt olarak havale konusu edileceği başka bir meselede incelenmesi daha uygun olacaktır. Bu durumda sadece havale konusunu teşkil eden ve 38. maddede yer alan disiplin işlemlerin-e girişmezden önce ilgili sendika ile istişare edilmesi koşulunun Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekir.

38. maddede yer alan istişare sözcüğü sadece sendika üyesi öğretmenlere münhasır olmayıp tüm öğretmenlere teşmil edildiğine göre, b-u madde ile sendika üyesi olmayan öğretmenler için de söz hakkı tanınmakta, onlar hakkında görüş belirtme ve öneride bulunma yetkisi verilmiş olmaktadır. Sendika üyesi olan ve olmayan öğretmenler arasındaki disiplin işlemleri söz konusu olduğu hallerde se-ndikanın bir yandan kendi üyesini savunur ve haklarını korumaya çalışırken, diğer yandan üyesi olmayan öğretmen hakkında da görüş belirtmeye yetkili olacak ve bunu bir istişare görünümü altında yapacaktır. Kendi üyesi olmayan ve dolayısıyle onu temsil etm-eye yetkisi bulunmayan bir sendikanın böyle bir öğretmenin hazır bulunmadığı bir sırada onun hakkında söz hakkı olması ve görüş belirtmesi doğal adalet ilkelerine ters düşen bir davranıştır. Başkan Ülfet Emin ve Yargıç Salih S. Dayıoğlu bu görüşe katılmam-aktadır. Kendisinin gıyabında sendikanın istişare sırasında ileri süreceği görüşlerden habersiz olan böyle bir öğretmenin ise savunmasını gerektiği şekilde yapamayacağı açıktır. Üyesi dahi olmayan, olmak istemeyen bir öğretmen hakkında sendikanın söz hak-kı olması disiplin işlemlerine girişmezden önce görüş belirtmesi veya önerilerde bulunması zorunluluğu hukuk devleti kavramı ile bağdaşmamakta, Anayasanın 1. maddesinde ifadesini bulan sosyal adalet ve hukuk üstünlüğü ilkesine ters düşmektedir. Bu nedenle- 28/75 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 38. maddesi sendika üyesi olmayan öğretmenlerin disiplin işlemlerine girişmezden önce ilgili sendika ile istişare edilmesini öngördüğü nisbette, Anayasaya aykırıdır. Başkan -Ülfet Emin ve Yargıç Salih S. Dayıoğlu bu görüşe katılmamaktadır.

SONUÇ:
Sonuç olarak 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 38. maddesinin sendika üyesi olmayan öğretmenlerin disiplin işlemlerine girişmezden önce ilgili sendika ile istişare etmesini öngördü-ğü nisbette Anayasaya aykırı olduğuna oyçokluğu ve Başkan Ülfet Emin ile Yargıç Salih S. Dayıoğlunun karşıoyları ile karar verilir.



(Ülfet Emin) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç




(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)(Aziz Alt-ay)
YargıçYargıç Yargıç

25.2.1982

KARŞIOY YAZISI
Çoğunluğun ilgili Yasa maddesinin Anayasaya aykırı olduğu hususundaki kararı bir öğretmen aleyhine disiplin işlemi yapılabilmesi için ilgili sendika ile istişarenin öğretmenin ilgili sendikaya -üye olmadığına bakılmaksızın şart koşulduğu, bunun doğal adalet ilkelerine ters düştüğü, sendikaya üye olmayan bir öğretmenin gıyabında sendikanın istişare sırasında ileri süreceği görüşlerden habersiz olan böyle bir öğretmenin savunmasını gerektiği şekil-de yapamayacağı, sendikanın üyesi olmayan bir öğretmen hakkında disiplin işlemlerine girişilmezden önce görüş belirtmesi veya önerilerde bulunması zorunluluğu hukuk devleti kavramı ile bağdaşmadığı ve sosyal adalet ve hukuk üstünlüğü ilkelerine ters düştüğ-ü görüşüne dayanmaktadır. Doğal adalet ilkeleri genel hukuk ilkelerine göre iki esas ilke içermektedir. Bunlardan birincisi hiç kimse kendi davasında hakim olamayacağı, ikincisi de hiçbir kimsenin savunmasını yapmadan mahkûm edilemeyeceğidir. Bu ikinci -ilke herhangi bir kişinin aleyhine herhangi bir disiplin işleminin yapılabilmesi için o kişiye önceden suçunun ne olduğunun ve disiplin işleminin ne vakit yapılacağının bildirilmesi disiplin işlemleri yapılırken kendisine savunma hakkı verilmesini içerir. - Doğal adalet ilkeleri hakkında Halsbury's Laws of England 4. baskı, Vol.I paragraf 64'de şunlar yer almaktadır:
"64. The rules of natural justice. Implicit in the concept of fair adjudication lie two cardinal principles, namely, that no man shall be a ju-dge in his own cause (nemo judex in causa sua), and that no man shall be condemned unheard (audi alteram partem).


Doğal adalet ilkelerinin ne olduğu hususunda Rum Yüksek Mahkemesinin de bazı kararları bulunmaktadır. Bu kararlar bizim mahkememizi bağlam-amakla beraber ışık tutmak bakımından bu gibi kararlara atıfta bulunulması yarar sağlar. The Republic of Cyprus through the Public Service Commission and Antonios Mozoras 1966 3CLR 356 sayfa 399-400'de şunlar yer almaktadır:
"Now, what are the rules or pr-inciples of natural justice? The two essential elements of natural justice are in modern times usually expressed as follows:
no man shall be judge in his own cause; and
both sides shall be heard, or audi alterm partem.
Other principles which have been sta-ted to constitute elements of natural justice, e.g. that the parties must have due notice of when the tribunal will preceed, etc., may be said to me merely extensions of refinements of the two main principles stated above."



-Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi de disiplin işlemleri ile ilgili doğal adalet ilkelerinden bahsederken ilgili kişiye savunma hakkı verilmesinin doğal adalet ilkesi gereği olduğunu belirtmiştir.

Bu hususta Yüksek Anayasa Mahkemesi Andreas A. Markoull-ides and The Republic (Public Service Commission) 1963 3R.S.C.C. 30 davasında sayfa 35'de şunları söylemiştir:
"And in so doing the Commission has to comply with certain well-established principles of natural justice and the accepted procedure governing di-smissal of public officers, because dismissal by the Commission is a matter of public law and not of private law.

.................. the Commission decided to proceed forthwith to his dismissal without in any way first affording him any opportunity eithe-r to decide to comply with the transfer or at least to be heard in his own defence as to whether or not be should have been dismissed for his conduct in the matter. In the opinion of the Court the Applicant was dismessed in a manner incompatible with the -principles of natural justice."


Yukarıda açıklanan her iki doğal adalet ilkesine KTFD Anayasasında açıklıkla yer verilmiş ve her iki ilke Anayasada bir hak olarak tanınmıştır. Anayasanın 27. maddesi herkesin medeni hak ve yükümlülüklerinin veya kendisi-ne karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında yasa ile kurulan bağımsız tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından davanın dinlenmesi hakkına sahip olduğunu belirlemektedir. Kuşkusuz bağımsız ve tarafsız mahkemeler davaya bakacak olan yargıcın bir -yararı olmaması gerektiğini içerir. Başka bir deyişle bir mahkemenin bağımsız ve tarafsız sayılabilmesi için o mahkemeyi oluşturan yargıç heyetinin bakılmakta olan davada ilgi ve yararı olmaması gerekir. 2. adalet ilkesi de Anayasanın 93. maddesinin 4. f-ıkrasında açıklıkla belirlenmiştir. Bu maddeye göre kamu görevlileri hakkında yapılan disiplin kovuşturmalarında isnat olunan hususun ilgiliye açıkça ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve savunma için belli bir süre tanınması ger-ekir. Yukarıda açıklananlardan, bir sendikanın üyesi olmayan bir kişi hakkında disiplin işleminin yapılıp yapılmaması için istişarede bulunmasının doğal adalet ilkelerine ters düşmeyeceğine kuşku yoktur. Yasanın 38. maddesi öğretmenlerin kati azil dışınd-aki disiplin işlemlerinin ilgili sendikalar ile istişare edildikten sonra Bakanın önerisi üzerine Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasını öngörmektedir. Bu maddeye göre kati azil dışındaki disiplin işlemlerinin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapı-lacağı açıktır. Ancak Kamu Hizmeti Komisyonu herhangi bir öğretmen aleyhine bir disiplin işlemine başlaması için Bakanın önerisini istemektedir. Bakan da böyle bir öneride bulunmazdan önce yasa maddesine göre ilgili öğretmen sendikası ile istişare etmesi- gerekir. Bu yasa maddesinde sendikanın görüşlerinin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından kabul edileceği veya bu görüşlere önem verileceği veya bu görüşlere dayanarak öğretmenin disiplin suçundan kabahatlı bulunacağına ve disiplin cezasına çarptırılacağına -dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Disiplin suçundan kabahatlı bulmak ve böyle bir suça herhangi bir disiplin cezası vermek tamamen Kamu Hizmeti Komisyonunun yetkisi dahilindedir. Bakanın görevi sendika ile istişare yaptıktan sonra herhangi bir öğr-etmen aleyhine bir disiplin işleminin başlatılması için öneride bulunmaktır. Kamu Hizmeti Komisyonu herhangi bir öğretmen aleyhine disiplin işlemine başlamazdan önce o öğretmenin disiplin suçunun ne olduğunu bildirir ve disiplin suçu hakkında ilgili öğret-mene savunmasını yapması için fırsat verir ve ilgili öğretmeni dinler. Nitekim müstedinin Yüksek İdare Mahkemesinde dosyaladığı başvurudan da açıkça görülüyor ki Kamu Hizmeti Komisyonu müstediye disiplin suçu ile ilgili savunmasını yapmasına fırsat vermiş-tir. İlgili sendikanın bir öğretmen aleyhine disiplin işlemi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş belirtmesi o öğretmenin konu hakkında savunmasının elinden alındığı veya öğretmenin savunmasını gerektiği şekilde yapmasından engellendiği söylenemez. Esas-en sendikanın belirttiği herhangi bir görüş ilgili öğretmenin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından kabahatlı bulunup bulunmayacağını etkilemez. İlgili sendikanın üyesi olmayan bir kişi hakkında disiplin işlemi yapılıp yapılmaması hususunda görüş belirtmesi d-oğal adalet ilkelerine ters düşmediği gibi hukuk devleti ile sosyal adalet veya hukuk üstünlüğü ilkelerine de ters düşmez. Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeleri eş anlamda kullanılan kavramlardır. Hukuk devleti uygar ülkelerde yürürlükte olan hukuk- anlayışına göre hukuka bağlı olan devlet demektir. Hukuka bağlılık demek devletin veya ilgili organların bütün iş ve faaliyetlerini yasalara ve hukukun genel kurallarına uygun bir şekilde yerine getirmek demektir. Bir sendikanın üyesi olmayan bir öğretm-en hakkında disiplin işleminin yapılıp yapılmaması hususunda ilgili Bakan ile istişarede bulunulması herhangi bir hukuk genel kuralına aykırı değildir. Yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü çoğunluk kararına karşıyız.




(Ülfet Emin)(Salih S. Dayıo-ğlu)
Başkan Yargıç
-


16



-


Full & Egal Universal Law Academy