Anayasa Mahkemesi Numara 18/2013 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 13.03.2014
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 18/2013 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 13.03.2014
Numara: 18/2013
Dava No: 1/2014
Taraflar: Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Cumhuriyet Meclisi arasında
Konu: Anayasa aykırılık - Borç İlişkilerinden Kaynaklanıp Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların yapılandırılması Yasasının 2, 3, 4,5,6 ve 8. maddelerinin, Anayasanın bazı maddelerine aykırı olduğu iddiası ile Anayasanın 147. maddesi gereğince iptali istemi - Yürütmenin durdurulması
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 13.03.2014

-D. 1/2014Anayasa Mahkemesi : 18/2013



ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Anayasanın 147.maddesinin verdiği yetkiye dayanarak açılan iptal davası.


Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Şafak Öneri, Talat D.Refike-r,
Narin F.Şefik, Ahmet Kalkan

Davacı : Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği, Şht. Mustafa Yusuf
Hacı Sokak (Atatürk Caddesi), Yenişehir - Lefkoşa.

ile

Davalı : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi,
- Lefkoşa.

A R A S I N D A.


Davacı tarafından : Avukat Fuat Veziroğlu
Davalı tarafından : KKTC Başsavcı Yardımcısı Ersoy Ölçter


------------------






ARA KARAR

KONU:

Davacı, 31.12.2013 tarihinde Anayasa Mahkemesinde Davalı a-leyhine dosyaladığı dava ile;



"5.12.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 29/13 sayılı
Yasanın ve/veya Borç İlişkilerinden Kaynaklanıp Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Yapılandırılması Yasası'nın ve/veya bu Yasanın 2. ma-ddesinde yer alan "borç ilişkisi" tefsirine ilişkin kuralların, işbu Yasanın 2. maddesinde yer alan "yasal faiz" tefsirine ilişkin kuralların, aynı maddede yer alan "yasal takip" tefsirine ilişkin kuralların aynı Yasanın 3,4,5,6 ve 8. maddelerinin Anayasa'-nın Başlangıç Kısmı ile 1,3(4),4,7,8,10,11,17,46,136. maddelerine aykırı olmaları nedeniyle Anayasa'nın 147. maddesi uyarınca iptali"ni

talep etmektedir.

TALEP:


Davacı/Müstedi, aynı tarihte dava ile birlikte dosyaladığı ihbarlı bir istida ile, davanın -neticelenmesine kadar Yasanın yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin bir emir verilmesini talep etti.

Davacı/Müstedinin iki paragraftan ibaret talebi aynen şöyledir:

Takriben 5 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 29/2013 sayılı Yasanın ve/veya B-orç İlişkilerinden kaynaklanıp Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Yapılandırılması Yasası'nın yürürlüğünün yukarıda numara ve unvanı verilen dava sonuna kadar durdurulması hususunda mahkemece geçici bir emir verilmesi, veya altern-atif olarak,
Yukarıda belirtilen Yasa uyarınca ilgili ve/veya yetkili mahkemeye başvurma hakkı olanların işbu başvurma hakları saklı kalmak şartıyla 29/2013 sayılı Yasanın yürürlüğünün işbu dava sonuna kadar durdurulması hususunda mahkemece geçici bir emir- verilmesi.

Davalı/Müstedaaleyhi temsilen Başsavcılık, yürürlüğü durdurma istidasına karşı dosyaladığı itiraznamede, iptali istenen Yasanın ve/veya ilgili maddelerinin, Anayasa'nın belirtilen maddelerine veya herhangi bir maddesine aykırı olmadığını idd-ia etmiştir.


TARAFLARIN İDDİALARININ GEREKÇESİ:

Davacı/Müstedinin iddialarının gerekçesi özetle şöyledir.

Olası bir iptal kararının verilmesi ve bu kararın yürürlüğe girmesine kadar Yasanın uygulanması halinde, giderilmesi güç veya olanaksız durum -ve zararlar doğacak, ileride verilebilecek bir iptal kararı, yeniden yapılandırılan borçlar bakımından sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle durum acildir.

Bunun yanı sıra, Yasa, Anayasa ile teminat altına alınan sözleşme hürriyetine, kesin hüküm ilkesine, kaz-anılmış hak ilkesine, ülkedeki borç ilişkilerinin tarafları arasında ayırım yaptığı nedeniyle, eşitlik ilkesine ve yasaların geriye yürümezliği ilkesine açık surette aykırıdır.

Davalı/Müstedaaleyhin itirazının gerekçesi özetle şöyledir:

İptali istenen -Yasa, Anayasaya aykırı değildir. Yasanın uygulanması halinde, telafisi imkânsız zarar doğmayacağı gibi, yasa koyucu, yüksek faiz ve memleketin içinde bulunduğu durum nedeniyle ödenemez hale gelen borçları yapılandırmakla kamu yararını gözetmiş, Anayasaya u-ygun hareket etmiştir.


İNCELEME:

Tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdikten sonra;

Anayasa Mahkemesi, son olarak, 20 ve 21/2012 D.2/12 CTP v KKTC Cumhuriyet Meclisi davasında, yürürlüğün durdurulması ilkelerini daha da netleştirmiş-tir. Buna göre, yürürlüğün durdurulmasına emir verilebilmesi için,

İptali ve yürürlüğünün durdurulması istenen normun Anayasaya aykırı bulunmasının kuvvetle muhtemel olması,
Giderilemez zararların ya da giderilemez durumların ortaya çıkmasının muhtemel- olması,
Aciliyet olması,
Yürürlüğün durdurulması kararı için, yürürlüğün durdurulmasındaki kamu yararının, durdurulmamasından daha fazla olması gerekmektedir.

Aciliyet bulgusuna varılabilmesi için, koşulları ikiye ayırmak mümkündür:

Yürürlüğün durdur-ulması kararını vermeden, esas hakkındaki kararı beklemek kamu yararı açısından çok büyük zarara neden olacak.
b. İptali istenen düzenlemenin uygulanmasının durdurulması için, iptal kararının beklenmesine tahammül olmayacak.


Mezkûr Kararda, ayrıca, yürü-rlüğün durdurulması için, yukarıda belirtilen 1 ve 2. unsurların birlikte olması gerektiği prensibi benimsenmiştir.

Yürürlüğün durdurulmasına emir verildiği takdirde ortaya çıkacak durumun, taraflara olan etkisi bakımından, öncelikle giderilemez zarar v-eya durumlar unsurunu incelemeyi uygun bulduk.

Bu Yasa, genel ve objektif kural koyan bir yasa değildir. Yasa, kapsamı ve niteliği gereği, Yasada tanımlanmış belli bir dönem içinde, özel kişiler (gerçek ve tüzel kişiler dahil) arasında kurulan borç ilişk-ilerinde uygulanan yüksek faizler ve ülkedeki ekonomik durum nedeniyle ödenemeyecek hale gelen miktarların mahkemeler tarafından yeniden yapılandırılmasını amaçlayan, yerine getirilmesi halinde borç ilişkisinin tarafları bakımından kişisel sonuç doğuran bi-r Yasadır.

Bu sonuçtan hareket ettiğimizde, Yasa kurallarının yürütülmesi halinde, geriye dönüşü mümkün olmayan veya giderilemez zarar olgusu, borç ilişkisinin tarafları ile sınırlı kalmakta, yani kişisel sonuç doğurmaktadır.

Bu istidaya konu yürürlüğün- durdurulması talebi incelenirken, kamu yararı ve giderilemez durumun ortaya çıkması ihtimalini, Yasa kapsamına giren alacaklı ve borçluları eşit tutarak değerlendirmeli, bir tarafın lehine diğer tarafın aşikar surette aleyhine olacak bir sonuca gidilmeme-lidir.

Böyle bir değerlendirmenin zarureti, Yasanın yürürlüğünün durdurulması halinde ortaya çıkacak boşluğun kamu düzeni için bir tehdit olmaması veya kamu yararına aykırı bir sonuç doğurmaması gerektiği prensibinden kaynaklanmaktadır.

Yasa kapsamında-ki borç ilişkisinin tarafları bakımından konuya bakacak olursak; yürürlüğün durdurulması kararı verilmemesi halinde, Davacının temsil ettiği bankaların veya Yasa kapsamındaki diğer alacaklıların kayıplarının sadece faiz geliri ile sınırlı olacağını görürüz-.

Huzurumuzda, Yasanın uygulanması ile bankacılık sektörünün giderilemez zarar göreceği, zora gireceği ve kamunun bu sonuçtan dolayı giderilemez zarara uğrayacağına ilişkin iddia veya olgu bulunmamaktadır.

Yasa, ana para ve ek cetvellerdeki katsayı or-anında bir miktarın belirlenmesi suretiyle, borçların yapılandırılmasını öngörmektedir.

Yürürlüğün durdurulmasına karar verilmediği takdirde, mahkemelerin borcun yapılandırılması ile ilgili karar vermesi ve kararın kesinleşmesi halinde, alacaklıların ka-ybı, ödenemez hale gelen fahiş faiz alacaklarının bir kısmı ile sınırlı olacaktır.

İptali istenen Yasada, yapılandırma ile ilgili tüm müracaatların, bir yargısal işlem ile karara bağlanacağı düzenlemesi yer almaktadır. Kişinin bir konu hakkında yasal yol-lara başvurma hakkı, Anayasa ile teminat altında alınmış temel haklardandır. Mahkeme huzurunda gerçekleştirilen yargısal işlemlerde, her iki tarafın hazır olacağını, argümanlarını mahkemeye sunabileceklerini, tek taraflı müracaat olsa bile, müracaatın yarg-ıç kararı ile neticelendirileceğini dikkate aldığımızda, yargısal işleme muhatap tarafların, yasaların ve Anayasa'nın kendilerine tanıdığı tüm yollara başvurabilecekleri ve hakları olduğuna inandıkları çareleri talep edebilecekleri aşikâr surette ortadad-ır. Bu çareler arasında, yargılanmakta olan mesele ile sınırlı olmak kaydıyla, dava konusu Yasanın uygulanmasının, Anayasa Mahkemesine havale yolu ile durdurulması olanağı da mevcuttur.

Bu durumda, iptal davasında yürürlüğün durdurulmasına emir verilmeme-si, Davacıyı veya alacaklıları kendiliğinden giderilemez zarara sokmayacağı gibi, uygulamada da çaresiz bırakmamaktadır. Buna mukabil, yürürlüğün durdurulması halinde, yasa koyucunun yüksek faiz ve ülkedeki ekonomik koşulların yol açtığı olumsuz durum nede-niyle korumaya çalıştığı, Davacıya göre ekonomik yönden daha güçsüz olan borçlular aleyhine icra takibi yapılabilecek ve borçlular, hapislik mazbatalarının icrası veya icraya tabi mallarını kaybetmek gibi, sonradan giderilmesi imkânsız durumlarla karşı kar-şıya kalabileceklerdir.

Bu durumda alacaklılardan ziyade borçluların, sonradan giderilmesi imkânsız durumlarla karşılaşma ihtimali bulunduğundan, yürürlüğün durdurulmamasındaki kamu yararının, durdurulmasından daha fazla olduğu sonucuna varmış bulunmakta-yız.

Bu neticeden hareketle, diğer unsurları incelemeye gerek duyulmadan, istidanın reddedilmesi gerekmektedir.


KARAR:

Netice itibarıyla;

Davacı/Müstedi, istidasında başarılı olamadığından, istida oy birliği ile ret ve ipal edilir.




Nevvar Nolan- Şafak Öneri
Başkan Yargıç



Talat D.Refiker Narin F.Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç



13 Mart, 2014
















8






Full & Egal Universal Law Academy