Anayasa Mahkemesi Numara 18/1990 Dava No 14/1990 Karar Tarihi 27.12.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 18/1990 Dava No 14/1990 Karar Tarihi 27.12.1990
Numara: 18/1990
Dava No: 14/1990
Taraflar: Mehmet E. Özsüer ile Güv. Kuv. Komutanlığı
Konu: 29 sayı ve 6.11.1970 Tarihli Mücahit Celp ve Sevk Talimatnamesinin Anayasaya aykırılığı konusu...
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 27.12.1990

-D.14/90 Anayasa Mahkemesi 18/90
(YİM İstinaf 15/90)
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Aziz Altay, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ, Nevvar Nolan.
Anayasanın 148.maddesi ta-htında.

YİM İstinaf Mahkemesi tarafından 15/90 sayılı YİM İstinafda (İstinaf eden: Mehmet Emin Özsüer, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Lefkoşa ile Aleyhine İstinaf edilen: 1.Güvenlik Kuvvetleri vasıtasıyle KKTC, 2.KKTC Başsavcılığı ve/veya G.K.K. Askeri- Savcılığı arasında) sunulan konu.

İstinaf eden namına: Kıvanç M. Rıza, Hasan Murat, Hasan Hasipoğlu, Ömer Adal, Tahir Seroydaş.
Aleyhine istinaf edilen namına: Yaşar Boran.

---------------

K A R A R

KONU:
23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvv-etler Yasasının 3(c) maddesinin ve 29 sayı ve 6.11.1970 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayımlanan Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47.maddesinin Anayasanın 1 ve 8.maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
1968 yılında mücahitliğini yapmakta olan is-tinaf eden, kendi imkânları ile yüksek tahsile gitmek için yaptığı müracaat üzerine ilgililer, müstenifin 1 ay 16 gün mücahitlik yapmasına karşın, ona terhis belgesi verdiler. Yüksek tahsilini tamamlayan istinaf eden Şubat 1973'te Kıbrıs'a avdet etti. Ka-mu görevine ilkin Kaza Mahkemesi Yargıcı ve Ocak 1988'den itibaren ise Güvenlik Kuvvetleri Askeri Yargıcı olarak atandı. 1989 yılında istinaf edenin mücahitliğini mevzuatın öngördüğü süre için yapmadığı gerekçesiyle, bir aylık askeri yükümlülüğü yerine ge-tirmek üzere askere celbedildi. Bu celbe itiraz eden istinaf eden, bilâhare Yüksek İdare Mahkemesine başvurdu ve askeri makamların kendisini askere celbeden karar ve işleminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilm-esini istedi. Tek yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi, istinaf edenin başvurusunu reddetti. İstinaf eden, bunun üzerine bu ret kararından, üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesine konuyu istinaf etti. İstinafın duruşmasında başlandığı gün, istin-af eden 23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri Yasasının 3(c) maddesi ile 29 sayı ve 6.11.1970 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayımlanan Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47.maddesinin Anayasanın 1 ve 8.maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü ve k-onunun Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, havale edilmesi isteminde de bulundu. Üç yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi de ilgili maddelerin uyuşmazlığın hallinde etken olduğu gerekçesiyle havale istemini kabul etti ve istinafın duruşmasını, A-nayasa Mahkemesinin kararına değin, durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
İstinaf edenin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 1.maddesi hukukun üstünlüğünü öngörür. Hukukun üstünlüğü ilkesi ise kazanılmış hakları korumaktadır. İstinaf eden, 196-8 tarihinde mücahitlik yapmış olup kendisine terhis belgesi verilmiştir. Bu belgeyle mücahitliğini, süresine bakılmaksızın, yerine getirmiş sayılır. 23/70 sayılı Yasanın 3(c) maddesi 21 Aralık 1963'ten sonra mücahitlik yapmamış olanlar veya iki seneden a-z bir süre için mücahitlik yapanların eksik kalan mücahitlik sürelerini yapmalarını veya tamamlamalarını öngörmesine karşın, geçmişte istinaf eden gibi, kısmen mücahitlik yaptığı halde terhis belgesi alanların kazanılmış haklarını korumamıştır. Bu nedenle-, bu madde, Anayasanın kazanılmış hakları koruyan 1.maddesine aykırıdır.


Kazanılmış haklar için ileri sürülenler, havale konusu Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47.maddesi için de geçerlidir. Ek olarak bu madde ve bunun altında eksik hizmeti tamamlattı-rılanlar arasında keyfi bir ayırım yapmaktadır. Şöyle ki: bu madde altında, istinaf eden ve onun durumunda olanlar gibi 1949 ve daha önce doğmuş kişilerin iki yıldan az bir hizmeti varsa, onlar bir aylık eğitime tabi olurlar. Halbuki, daha sonra çıkarıl-an mevzuatla aynı dönemde doğanlar ancak hiç mücahitlik hizmeti yapmayanlar da aynı işleme tabi tutulmaktadırlar. Bu iki zümre arasında eşitsizlik yaratmaktadır.

2. Aleyhine istinaf edilenin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
İstinaf edenin sadece 1- ay 16 gün askerlik hizmeti vardır. Kendisinin 1968'de terhis edilmesi sırf yüksek tahsile gitmesine olanak sağlamak içindi. Normal mücahitliğini yapmayan istinaf edenin kazanılmış hakkı yoktur. Bu görüş Talimatın 47.maddesi için de geçerlidir. Esasen -konu A.M. 7/82; D.8/82 sayılı kararda işlenmiş ve Anayasaya uygunluğu vurgulanmıştır. O kararda söylenenler benimsenmektedir.

Talimatın 47.maddesi eşitlik ilkesini zedelememektedir. Bu tüzük altında yapılan düzenleme ile 1949 ve daha yaşlılar arasında -herhangi bir ayırım yapılmamaktadır.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri Yasasının 3.maddesinin (c) fıkrası aynen şöyledir:
"3. c. 21 Aralık 1963'den bu yana mücahitlik görevi yapmamış olan veya 2 seneden az mü-cahitlik görevi yapan Kıbrıs Türk Cemaatına mensup Türkler mücahitlik görevlerini, bu Kurala tâbi olmak ve genç yaşlardan başlamak üzere Kıbrıs Geçici Türk


Yönetimi Yürütme Kurulu'nun görevlendireceği makamalar tarafından yapılaca-k çağrıya ve direktife uyarak ifa etmek veya tamamlamak mecburiyetindedirler."

29 sayı ve 6.11.1970 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayınlanan Talimatın 47.maddesi de aynen şöyledir:
"47.Kendi imkânları ile yüksek tahsile gidenle-rden tahsilini tamamlayarak KIBRIS'a dönenlere eksik kalan hizmetleri tamamlattırılır."

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâ-ik bir Cumhuriyettir."

"Madde 8.
Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygu-n olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz."


V. İNCELEME:
Konu, yapılan iddialar ve ileri-ye sürülen görüşler ışığında görüşüldü ve gereği düşünüldü.

Konuyu incelemeğe geçmeden önce, ilkin duruşma esnasında, istinaf eden tarafından yapılan ancak bu mahkemece kabul edilmeyen ön itirazın gerekçelerini açıklamayı uygun bulduk.

Bu mahkemeyi olu-şturan heyetin bir üyesi Gazi Mağusa ve bir üyesi de Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanlarıdır. Havaleyi yapan Yüksek İdare Mahkemesi heyetinde yer alan üç yargıç Anayasa Mahkemesinde, Anayasanın 143.maddesine göre görev alamaz. Sayın Başkan ile Sayın Üye Niy-azi F. Korkut'un özel ve haklı nedenleri dolayısıyle onlar da heyette yer alamayınca, sadece bu havale için yapılacak geçici atamalarla onların yerinin Kaza Mahkemesinden doldurulması zarureti doğdu. Yüksek Adliye Kurulu da konuyu görüştükten sonra aldığı- bir kararla, iki Kaza Mahkemesi Başkanını bu amaç için atadı.

Havalenin duruşmasında istinaf eden, sözü edilen iki Kaza Mahkemesi Başkanının atanmalarının 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası ve Anayasanın ilgili hükümlerine uyulmayarak yapıldığını iddia edere-k iki Kaza Mahkemesi Başkanının heyette yer almalarına itiraz etti. Mahkeme, bu itirazı, gerekçeleri ileride verilmek üzere reddetti. Şimdi bu kararın gerekçelerini veriyoruz.

9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 13(2) maddesi bir Yüksek Mahkeme Yargıcının- görevinden ayrılması veya geçici olarak görevini yapamaması, örneğin; ada dışında olması veya hastalık nedeni ile göreve gelememesi durumunda, yine geçici olarak, atama yapılmasını öngörmektedir. Bu ahvalde yapılan atama, geçici olmakla birlikte, belirli- bir süre içindir. Bu süre zarfında geçici olarak atanan yargıç, Yüksek Mahkeme Yargıcının haiz olduğu tüm görev ve yetkileri ile donatılmış sayılır. Öte yandan Kaza Mahkemesi yargıcı sadece belli bir istinaf, dava veya işlem için de atanabilir. Bu gibi- ahvalde o yargıç sadece o dava veya istinaf veya işlemde bir Yüksek Mahkeme Yargıcının görev ve yetkileri ile donatılmış olabilir. Davanın gerek duruşmaya devam etmek ve gerekse hüküm için ertelenmesi halinde, arada geçecek süre zarfında bu gibi Yargıç b-ir Yüksek Mahkeme Yargıcının yetkilerine haiz değildir; Örneğin, Yüksek Mahkeme veya Yüksek Adliye Kurulu toplantılarına bu süre zarfında katılma olanağı yoktur.


Her iki ahvalde de atamanın Yüksek Adliye Kurulu tarafından yapılacağına kuşku yoktur. Ka-naatımızca, Anayasanın 141(6) maddesinin öngördüğü Cumhurbaşkanının onayı, yukarıda özeti verilen ve geçici olmasına rağmen bir nevi devamlılık arzeden ve bu süre zarfında bir Yüksek Mahkeme Yargıcının tüm görevlerini ifa eden ve haiz olduğu tüm yetki ile -donatılan bir yargıcın atanmasında gereklidir. Bu görüşümüz geçmişte bu doğrultuda yapılan uygulamalarla da teyit edilmektedir. Nitekim aynı yasa ve Anayasa maddeleri 1976'dan beri yürürlüktedir ve uygulama da o tarihten bu yana yukarıda izah ettiğimiz ş-ekilde yapılagelmiştir. Yüksek Adliye Kurulu tarafından yapılan itiraz konusu atamalar sadece bu havale ile sınırlı tutulmuştur ve dolayısıyle Anayasanın 141(6) maddesinin öngördüğü onayı gerektirecek nitelikte bir atama değildir.

Havalenin özüne gelinc-e, 23/70 sayılı Yasanın 3(c) maddesi yukarıya çıkarılmıştır. Anayasa Mahkemesi A.M. 7/82 D.8/82 sayılı havalede bu maddeyi kazanılmış haklar açısından da incelemiş ve bunun Anayasanın 1.maddesine aykırı olmadığına karar vermiştir. Bu hususta Mahkeme sayf-a 5'de şunları söylemiştir:
- "Müstedi, Yasanın konu maddesinin kurallarının müstedinin kazanılmış haklarını haleldar ettiğini savunmuştur. Konu madde incelendiğinde bir mücahidin eskiden yapılan hizmetinin hesaba katılmasının ve ancak iki yıldan eksik kalan hizmetin tamamlanması-nın öngörülmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu böyle olduğuna göre konu maddenin müstedinin kazanılmış haklarını ihlâl ettiği veya maddenin geriye dönük olduğu söylenemez."
-
Yukarıda serdedilen görüşlerin hatalı olduğu ve terkedilmesi gerektiğine ikna edildiğimizi söyleyemeyiz. Bu durumda istinaf edenin bu iddiasının reddedilerek 23/70 sayılı Yasanın 3(c) maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir. İsti-naf eden 23/70 sayılı Yasanın 3(c) maddesinin Anayasanın 8.maddesine aykırı olduğunu iddia etmedi.


İstinaf eden, Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47.maddesinin de istinaf edenin kazanılmış haklarını korumadığı oranda Anayasanın 1.maddesine ve eşitlik il-kesini gözeten 8.maddesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Kazanılmış haklar konusunda 23/70 sayılı Yasanın 3(c) maddesi için söylenenler bu madde için geçerlidir ve bundan hareketle bu maddenin Anayasanın 1.maddesine aykırılığından söz edilemez.

Yukarıya -çıkarılan Talimatın 47.maddesi, kendi imkânları ile yüksek tahsile gidenlerden tahsillerini müteakip Kıbrıs'a dönenlere eksik hizmetlerinin tamamlattırılacağını öngörmektedir. Bu madde 1949 ve öncesi veya sonrası doğanlar arasında herhangi bir ayırım göze-tmemektedir. Bu nedenle bu maddenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu söylenemez.

SONUÇ:
Sonuç olarak 23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetler Yasasının 3(c) maddesi ile 29 sayı ve 6.11.1970 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayınlanan Mücahit Celp ve -Sevk Talmatının 47.maddesinin Anayasanın 1 ve 8.maddelerine aykırı olmadığına oybirliği ile karar verilir.




(Salih S. Dayıoğlu)(Aziz Altay)
Yargıç Yargıç




(Celâl Karabacak)(Özkan Tunçağ)(Nevvar Nolan)
Yargıç Yargıç Yar-gıç


27.12.1990

-1


3



-


Full & Egal Universal Law Academy