Anayasa Mahkemesi Numara 17/2012 Dava No 4/2012 Karar Tarihi 27.12.2012
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 17/2012 Dava No 4/2012 Karar Tarihi 27.12.2012
Numara: 17/2012
Dava No: 4/2012
Taraflar: KKTC Cumhurbaşkanı ile KKTC Meclisi arasında
Konu: Görüş bildirisi - Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetki) (Değişiklik No.2) Yasasının 34(7). maddesinin Anayasanın 160 maddesine, 68(2)(b) maddesinin Anayasanın 4 ve 188. maddelerine, 107(1)(2) maddesinin Anayasanın 17. maddesine aykırı olup olmadığı hakkında görüş istemi - Anayasa Mahkemesi, ilgili yasanın 34(7) maddsinin Anayasanın 160 maddesine aykırı olduğu, 68(2)(B) maddesi ile 107(1)(2) maddelerinin Anayasanın 4 ve 188 ve 17. maddelerine aykırı olmadığı görüşüne vardı.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 27.12.2012

-D. 4/2012
Anayasa Mahkemesi: 17/2012

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, (Başkan), Şafak Öneri, Necmettin
Bostancı, Talat D.Refiker, Hüseyin Besimoğlu.
Anayasanın 146'ncı Maddesi Ha-kkında.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'nın 146'ncı maddesi altında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik No: 2) Yasası'nın Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hususunda GÖRÜŞ İSTEMİ.


G-örüş isteminde bulunan Cumhurbaşkanı tarafından Avukat Gözde Uğraşın.
KKTC Cumhuriyet Meclisi adına Füsun Aksun ve Nazan Şansal.
Amicus Curiae olarak Başsavcı tarafından Başsavcı Yardımcısı Ersoy Ölçter.

--------------

GÖRÜŞ BİLDİRİSİ

Başkan, Nevvar No-lan: Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi tarafından kabul edilen ve Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere kendisine gönderilen Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetki) (Değişiklik No.2) Yasası'nın,
3. maddesi ile değiştirilen 51/84 sayılı Polis
Örgütü Yasası'nın- 34. madde, 7. fıkrasını, Anayasa'nın 160. maddesine;
5. maddesi ile değiştirilen 51/84 sayılı Polis
Örgütü Yasası'nın 68. madde, 2. fıkra, B bendini, Anayasa'nın 4 ve 118. maddesine;
7. maddesi ile değiştirilen 51/84 sayılı Polis
Örgütü Yasası'nın 107. -madde, 1 ve 2. fıkralarını, Anayasa'nın 17. maddesine
aykırı veya uygun olup olmadığı konusunda görüşünü bildirmesi için, Anayasa'nın 146. maddesi altında, Anayasa Mahkemesine sundu.

Cumhurbaşkanı; görüşünü bildirmek üzere, Anayasa Mahkemesine sunduğu, -yukarıda verilen her üç maddenin de Anayasa'ya aykırı olduğu görüş ve iddiasındadır.

51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 34. maddesinin 7. fıkrası, polis mensuplarının emeklilik ikramiye ve menfaatlerin hesaplanmasında, 143. maddede öngörülen tehlike, i-ş güçlüğü ve görev riski ödeneğinin dikkate alınmasını ve emeklilik ikramiye ve maaşlarının bu ödenekler de katılarak hesaplanmasını düzenlemektedir. 51/84 sayılı Yasa'nın 143. maddesinin 1. fıkrası da, "tüm polis mensuplarına aylıklarından ayrı olarak teh-like, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği verilir; bu ödenek miktarı ve şekli Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle saptanır" demektedir. Cumhuriyet Meclisi tarafından kabul edilen Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik No.2) Yasası'nın -3. maddesi ile Esas Yasa olan 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 34. maddesinin 7. fıkrası yeniden düzenlendi. Bu düzenlemede, tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği, emeklilik ikramiye ve maaşlarının hesaplanmasında yer almamaktadır.

Yasalar, obje-ktif hukuk alanında, yeni bir durum yaratan veya varolan durumları yeniden düzenleyen veya ortadan kaldıran kural işlemlerdendir. Yasama yetkisinin asliliği ve genelliği ışığında, yasa koyucu, takdirine göre, daha önce düzenlenmemiş bir konuyu yasa ile düz-enleyip hak ve ödevler yaratabilir, daha önce düzenlenmiş bir konuda yeniden düzenleme yaparak, hak ve ödevlerde değişikliğe gidebilir veya yasayı tümden kaldırarak hak ve ödevleri sonlandırabilir; yasa koyucuyu, sadece Anayasa'nın emredici veya yasaklayıc-ı hükümleri kısıtlamaktadır. Kural işlemlerle getirilen düzenlemelerin hep aynı kalacağı, ileride değişikliğe uğramayacağı söylenemez ve böyle bir beklenti olmamalıdır; sosyal, ekonomik değişimler, kural işlemlerle hukuk aleminde yerini alabilir, hak ve öd-evleri etkileyebilir. Kural işlemlerin kişiler lehine yarattığı düzenleyici durumlar, yeni bir düzenleme ile değiştirilebilir veya kaldırılabilir, kişilerin, lehlerine olan kural işlemin aynı kalması için, kazanılmış hakka sahip oldukları söylenemez.

Yuk-arıda ifade edilen, kabul görmüş genel ilkeler ışığında, 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 34. maddesinin 7. fıkrasına getirilen değişikliğin ilk nazarda hukuka aykırılığı görülmemektedir; ancak bu noktada, Anayasa'nın 160. maddesine dikkat edilmesi ger-ekir. Cumhurbaşkanı, bu düzenlemenin Anayasa'nın 160. maddesine aykırı olduğu görüş ve iddiasındadır.

Anayasa'nın 160. maddesi, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu görevinde olan kişinin, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan- mevzuatla belirlenmiş hizmet koşullarının kişi aleyhine değiştirilemeyeceğini buyurmaktadır. Anayasa'nın 160. maddesi amaçları bakımından polis mensuplarının kamu görevlisi olduğu, hizmet koşullarının emeklilik ikramiyesi ile emeklilik maaşını da kapsadığ-ı açıktır. İdare hukukunun genel ilkeleri uyarınca, kamu görevlisinin hizmet koşulları, görülecek gerek doğrultusunda, yasa kuralları ile değiştirilebilir ve hizmetteki kamu görevlileri yeni kurallar ile bağlı olur, yeni kurallar kamu görevlileri üzerinde -etkili olur. Ancak Anayasa'nın 160. maddesi, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu görevinde olan kişiye, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat uyarınca belirlenen emeklilik maaşı ve ikramiyesini de kapsayan hizmet koşull-arının, o kişi aleyhine değiştirilemeyeceği güvencesini vermektedir. Anayasa'nın 160. maddesi, kamu görevlileri arasında sınıflandırma ve ayırım yapmaktadır. Buna göre, kamu görevlileri, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği 17 Mayıs 1985 tarihinden önce kamu göre-vine girenler ve diğerleri olarak ayrılmaktadır. Kamu görevlilerinin hizmet koşullarını değiştiren yasa kuralları, 17 Mayıs 1985 tarihinde veya sonrasında kamu görevine giren kamu görevlileri üzerinde etkili olurken, bu değişiklikler, kişi aleyhine olması -halinde, 17 Mayıs 1985 öncesi kamu görevine girenleri ilgilendirdiği kadarı ile Anayasa'nın 160. maddesine aykırı olacaktır.

Cumhuriyet Meclisi ve Başsavcılık; Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik No.2) Yasası'nın 3. maddesi ile 51/84 s-ayılı Polis Örgütü Yasası'nın 34. maddesinin 7. fıkrasına getirilen değişikliğin, aşağıdaki gerekçe ile Anayasa'nın 160. maddesine aykırı olmadığı iddiasındadır. 51/84 sayılı Yasa'nın 143. maddesinin 1. fıkrası, "polis mensuplarına, aylıklarından ayrı olar-ak tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği verilir; bu ödenek miktarı ve şekli Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir tüzükle saptanır" demesine rağmen, Bakanlar Kurulu böyle bir tüzük çıkarmamış, polis mensuplarına tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneğ-i verilmemiştir. Polis mensuplarına bugüne dek aylıklarından ayrı olarak tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği verilmediğinden, bu ödeneğin emeklilik maaşı ve ikramiyesinin hesaplanmasında bundan sonra dikkate alınmayacak olması, Anayasa'nın yürürlüğe- girdiği tarihten önce polis hizmetine girmiş polis mensuplarının hizmet koşullarında kişi aleyhine bir değişiklik olarak nitelendirilemez. 51/84 sayılı Yasa'nın 34. maddesinin, 7. fıkrasına getirilen değişiklikle, Yasa'nın 143. maddesinin 1. fıkrasında ön-görülen tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneğinin, emeklilik maaş ve ikramiyesinin hesaplanmasında dikkate alınmaktan çıkarılması, 143. maddenin 1. fıkrası hiç uygulanmadığından, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği 17 Mayıs 1985 tarihinden önce polis hizmeti-ne girmiş polis mensuplarının hizmet koşullarında kişi aleyhine bir değişiklik olarak nitelendirilemez ve Anayasa'nın 160. maddesine aykırılık oluşturmaz.

51/84 sayılı Yasa'nın 34. maddesinin 7. fıkrası, polis mensuplarının emeklilik ikramiyesi ve maaşla-rının hesaplanmasında tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneğinin de dikkate alınacağını söylüyor; bu fıkraya getirilen değişiklikle tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği polis mensuplarının emeklilik ikramiye ve maaşlarının hesaplanmasında yer almı-yor. Bu düzenleme, polis mensuplarının emeklilik ikramiye ve maaşları ile ilişkili mevzuatın polis mensupları aleyhine değiştirilmesidir. Bakanlar Kurulunun, 51/84 sayılı Yasa'nın 143. maddesinin 1. fıkrasında sözü edilen tüzüğü çıkarmaması, konu Yasa'nın -34. maddesinin 7. fıkrası ile polis mensuplarına verilen tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneğinin, emeklilik ikramiye ve maaşının hesaplanmasında dikkate alınması hakkını polis mensuplarının ellerinden almamakta, ortadan kaldırmamaktadır; bu hakkı ort-adan kaldıran, konu Yasa'nın 34. maddesinin 7. fıkrasına getirilen değişikliktir. Konu Değişiklik No.2 Yasası'nın 8. maddesi ile 51/84 sayılı Yasa'nın 143. maddesinin
1.fıkrası da yeniden düzenlenmiştir ve yeniden
düzenlenen bu fıkrada, polis mensupların-ın asli maaşlarının yaptıkları göreve göre değişen belli bir yüzdesini tehlike, iş güçlüğü ve görev riski ödeneği olarak her ay aylık maaşları ile birlikte alacakları yer almaktadır. Ödenek miktarının bir tüzükle değil de, yasa ile belirlenmesi hukuka uygu-n olmuştur.

Yukarıda belirtilenler ışığında, Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik No.2) Yasası'nın 3. maddesi ile 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 34. maddesinin 7. fıkrasına getirilen değişikliğin, Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tar-ihten önce hizmete girmiş polis mensuplarını ilgilendirdiği kadarı ile, Anayasa'nın 160. maddesine aykırı olduğu görüşündeyiz.

Konu Değişiklik No.2 Yasası'nın 5. maddesi ile değiştirilen 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 68. madde, 2. fıkra B bendinde- "İngilizce sınavlarının ne şekilde yapılacağı ve bağlı olacağı usul ve esaslar ile değerlendirme ve başarı puanı Polis Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulunca onaylanacak ve Resmi Gazete'de yayımlanacak bir tüzükle belirlenir" ifadesi yer- almaktadır. Cumhurbaşkanı adına, bu düzenlemenin Anayasa'nın 4 ve 118. maddelerine aykırı olduğu görüş ve iddiası ileri sürülmüştür. Konu Değişiklik No.2 Yasası'nın 4. maddesi ile değiştirilen 51/84 sayılı Yasa'nın 67 A maddesi, 7. fıkra, A bendinde ve De-ğişiklik No.2 Yasası'nın 6. maddesi ile 51/84 sayılı Yasa'nın 73. maddesi, 2. fıkrasına eklenen E bendinde, yukarıda verilen aynı ifade yer almaktadır.

Anayasa'nın 4. maddesine göre, yasama yetkisi Cumhuriyet Meclisinindir; Anayasa'nın 118. maddesi de "P-olis Örgütünün kuruluşu, görev, yetki ve sorumlulukları yasa ile düzenlenir" demektedir. Yasa koyucu, yasama yetkisinin genelliği ve asliliği ilkeleri gereği, her konuyu yasa ile düzenleyebilir. Yasa koyucu, bir konuyu en ince ayrıntısına kadar düzenleyebi-leceği gibi, konunun esas kurallarını koymakla yetinip, tali ve uygulayıcı kuralları idari düzenleyici işlemlere bırakabilir. Yasa koyucu, hizmete ilk girişte, Polis Akademisine gönderileceklerin belirlenmesinde ve derece yükselmesinde İngilizce sınavı yap-ılacağına, sınavın Polis Hizmeti Komisyonu tarafından yapılacağına yasada yer vermiştir. Yasa koyucu, İngilizce sınavı yapılacağını, sınavın Polis Hizmeti Komisyonu tarafından ve hangi safhada yapılacağını belirlemiştir. 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nı-n 68. madde, 2. fıkra, B bendindeki düzenleme ile, yasa koyucu, konunun esas, asli kurallarını koymakta, tali ve uygulayıcı kuralları ise Polis Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulunca onaylanacak tüzüğe bırakmaktadır; bu düzenlemenin Anaya-sa'nın 4 ve 118. maddelerine aykırılık oluşturmadığı görüşündeyiz. Bu görüş, 51/84 sayılı Yasa'nın 67 A maddesi, A bendinde ve yine aynı Yasa'nın 73. madde, 2. fıkrasına eklenen E bendindeki aynı düzenlemeler için de geçerlidir.

Konu Değişiklik No.2 Yasa-sı ile 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 107. maddesinin 1 ve 2. fıkraları yeniden düzenlenmiştir. Yeniden düzenlenen 1 ve 2. fıkralarda, disiplin yargılamasının Polis Örgütü Disiplin Komisyonu tarafından yapılacağı, Komisyonun bir başkan ve yedi üyeden- oluşacağı, en kıdemli 3. derece Polis Müdürünün Komisyon Başkanı olarak görev yapacağı, üyelerin Polis Genel Müdürü tarafından her yılın Ocak ayında görevlendirileceği, Komisyonun bir yıllık görev süresi olacağı, 51/84 sayılı Yasa'nın 115. maddesinin 1 ve- 2. fıkraları ile 115 A maddesinin 1 ve 2. fıkraları dışındaki eylem ve davranışlarla ilgili yargılamaların Polis Genel Müdürü tarafından Komisyon üyeleri arasından görevlendirilecek üç üyeden oluşan Üçlü Disiplin Heyeti tarafından yapılacağı yer almaktadı-r. Cumhurbaşkanı adına, bu düzenlemenin, Anayasa'nın
17. maddesi, 2. fıkrasına aykırı olduğu görüş ve iddiası ileri sürülmüştür.

Anayasa'nın 17. maddesinin 2. fıkrası aynen aşağıdaki gibidir:


"Madde 17
(2) Herkes, yurttaş hak ve yükümlülüklerinin ve-ya kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında, yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir o-turumda okunur."

"Yasa ile kurulan bir mahkeme" ifadesi, hukukun üstünlüğü ilkesi ile doğal yargıç (tabii hakim) ilkesini gündeme getirmektedir. 51/84 sayılı Yasa'nın 107. maddesinin değiştirilmiş 2. fıkrasına göre, Yasa'nın 115. maddesinin 1 ve 2. fıkra-ları ile 115 A maddesinin 1 ve 2. fıkraları dışındaki eylem ve davranışlarla ilgili yargılama, Polis Genel Müdürü tarafından Komisyon üyeleri arasından görevlendirilecek üç üyeden oluşan, Üçlü Disiplin Heyeti tarafından yapılır. Bu düzenleme ile Polis Gene-l Müdürünün, Komisyon üyeleri arasından görevlendirme yaparak, yargılama makamının suçun işlenmesinden sonra kurulmuş olmasına sebep olacağı, bu durumun da doğal yargıç ilkesine ve bu ilkeyi barındıran Anayasa'nın 17. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğu -iddia edilmektedir.

KEMAL GÖZLER'in TÜRK ANAYASA HUKUKU isimli eserinin 844. sayfasında, Tabii Hakim İlkesi başlığı altında, bizim de katıldığımız, aşağıdaki ifadeler yer almaktadır:

"'Tabii mahkeme' veya 'olağan mahkeme' ilkesi, bir uyuşmazlığı yargı-layacak olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması anlamına gelir. Yani, tabii mahkeme, yahut olağan mahkeme, yargılanacak olayın meydana geldiği anda, o olay için kanunun öngördüğü mahkeme demektir. Kısacası, tabii mahkeme, olayd-an önce kurulmuş ve somut olay ile kuruluş bakımından ilgisi olmayan mahkeme demektir. Bu mahkemenin hakimine de 'tabii hakim' denir. Buna göre, bir uyuşmazlık, ancak uyuşmazlığın doğumu anında görevli ve yetkili olan mahkeme tarafından yargılanabilecektir-. Böylece tabii hakim ilkesiyle, davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla kurulacak bir mahkeme tarafından yargılanması yasaklanmakta, yani kişiye veya olaya özgü mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır ....... Burada ayrıca belirtelim ki, tabii- hakim ilkesi olaydan sonra mahkemenin kurulmasını yasaklamaktadır. 'Kurulma'dan kastedilen şey, 'bir mahkeme çeşidinin kanunla kabul edilmesi ve çalışmalarının düzenlenmesidir.' Dolayısıyla hakimin olaydan sonra tayin edilmesi, mahkemenin sonradan kurulma-sı demek değildir."

Polis Disiplin Komisyonu üyeleri, her yıl ocak ayında, bir yıllık süre için Polis Genel Müdürü tarafından görevlendirilir. Üçlü Disiplin Heyeti tarafından yapılacak disiplin yargılamalarında da, Üçlü Disiplin Heyetine görevlendirme, y-ine Polis Genel Müdürü tarafından Polis Disiplin Komisyonu üyeleri arasından yapılır; bu düzenlemede olaydan sonra kurulan bir disiplin mahkemesinden söz edilemez. Konu Değişiklik No.2 Yasası ile yeniden düzenlenen 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 107.- maddesinin ve 1 ve 2. fıkralarının, Anayasa'nın 17. maddesine aykırılığı olmadığı görüşündeyiz.

Yargıç Şafak Öneri: Kural işlemlerin kişiler lehine yarattığı düzenleyici durumların, kişilere kazanılmış hak sağlayamayacağına ilişkin görüş ve gerekçelere k-atılmamakla birlikte ve bu konudaki görüşlerimi saklı tutarak, Sayın Başkanın okuduğu kararda ulaştığı sonuca aynen katılırım.





Nevvar NolanŞafak Öneri
Başkan Yargıç



Necmettin BostancıTalat D.RefikerHüseyin Besimoğlu
-Yagıç Yargıç Yargıç


27 Aralık 2012




9






Full & Egal Universal Law Academy