Anayasa Mahkemesi Numara 16/1982 Dava No 1/1983 Karar Tarihi 14.01.1983
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 16/1982 Dava No 1/1983 Karar Tarihi 14.01.1983
Numara: 16/1982
Dava No: 1/1983
Taraflar: Müyesser Ahmet İsmail ile Başsavcılık
Konu: 5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3. maddesinin (1), (2) ve (5). fıkralarının ve 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir maddesi olan 3. maddesindeki “Güney bölgesi” deyiminin tefsirinin ve “Hak sahibi” deyiminin tefsirinin (ç) kısmının Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 14.01.1983

-D.1/83Anayasa Mahkemesi 16/82
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
Anayasanın 114. maddesi hakkında.

Lefkoşa- Kaza Mahkemesi tarafından 985/80 sayılı (Müyesser Ahmet İsmail ile KTFD Başsavcısı arasında) davada sunulan konu.


Davacı namına: Ergin Ulunay.
Davalı namına: Mustafa Arıkan.

-----------

K A R A R

KONU:
5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3. -maddesinin (1), (2) ve (5). fıkralarının ve 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir maddesi olan 3. maddesindeki "Güney bölgesi" deyiminin tefsirinin ve "Hak sahibi" deyiminin tefsirinin (ç) kısmının Anayasanı-n 31, 33 ve 98. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Davacı Küçük Kaymaklıda Agâh Efendi Sokak No. 10'daki bir arsanın yarısının ve bunun üzerinde inşa ettirdiği bir evin sahibidir.

Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesi huzurunda davalı aleyhine açtığı -davada Yeşil Hat üzerinde bulunan konu evi kendisinin 1963'te terkettiğini fakat 1968'de tamir edip Avustralya'ya göç ettiği 1971 yılına kadar içinde oturduğunu, 1974 Barış Harekâtından sonra da bu evi Güvenlik Kuvvetlerinin mütecaviz olarak işgal ettiğini- ve halen işgal etmekte olduğunu ileri sürerek evin boşaltılması ve ara kâr veya tazminat olarak kendisine ayda TL10,000.- ödenmesi için hüküm ve emir talep etti.

Davalı, müdafaasında, diğer şeyler yanında, konu evin 1963 olaylarından sonra Rumlar tara-fından işgal edilip tahrip edildiğini, 1974 Barış Harekâtından sonra harap şekilde kurtarıldığını ve tamir edilerek Bölük ve Takım Karargâhı olarak kullanıldığını, 1976'da yeniden tamir edildiğini ve halen savunma maksatları için kullanıldığını, temas hatt-ına yakın bulunduğunu ve 1. Askeri Yasak Bölge içinde olduğunu ve evin kiralanmaya müsait olmadığını ve davacının talep ettiklerine hakkı olmadığını ve her halükârda talep edilen ara kâr veya tazminatın fahiş olduğunu ileri sürdü.

Dava duruşma için Kaza- Mahkemesi huzuruna geldiğinde davacı 5/79 sayılı Yasak Bölgeler Yasasının 3. maddesinin (1), (2) ve (5). fıkralarının ve 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir maddesi olan 3. maddesindeki "Güney bölgesi" de-yiminin tefsirinin ve "Hak sahibi" deyiminin tefsirinin (ç) kısmının Anayasanın 31, 33 ve 98. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek konunun, karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesine sunulmasını istedi. Kaza Mahkemesi de sözü edilen yasa maddelerinin- davadaki ihtilâf konularının karara bağlanmasında etkisi olabildiği kanaatına vararak konuyu karara bağlanmak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek davanın duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇES-İ:
Davacının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3. maddesinin (1). Fıkrasına göre Bakanlar Kurulu, bir kararname ile, yasak bölge ilân edebilir. Aynı maddenin (2). Fıkrasına göre de Kararnamede bu bölgelere- giriş ve çıkışın koşulları ve giriş için gereken iznin hangi makamdan alınacağı gösterilir. Bir bölgenin yasak bölge olarak ilân edilmesi ve buraya giriş ve çıkışın sınırlandırılması neticesi o bölgedeki mal sahiplerinin mülkiyet hakkı elinden alınabilir-. Nitekim davacının konu evdeki mülkiyet hakkı elinden alınmıştır. Bir malın kamulaştırılması veya buna el konulması Anayasanın 33. maddesi altında çıkarılan yasalar, örneğin 15/62 ve 21/62 sayılı Yasalar altında yapılabilir. Bu nedenle Anayasanın 33. m-addesinin öngördüğü bir yasa olmayan Askeri Bölge Yasasının 3. maddesinin sözü edilen fıkraları Anayasanın bu maddesine de ters düşer. Askeri Bölge ilânı gerçekte bir nevi sıkıyönetim ilânı demektir. Sıkıyönetim ilânı ise Anayasanın 98. maddesine göre ya-pılabilir ve Federe Meclisin denetimine tabidir. Askeri Bölge Yasasının sözü edilen fıkralarında Meclis denetimi öngörülmektedir ve bu nedenle bu fıkralar Anayasanın 98. maddesine de aykırıdır. Yasanın 3(5) maddesi, çıkarları etkilenenlerin zarar ziyanla-rının devletçe tazmin edilmesini öngörmekle beraber bunun derhal ödenmesini hükme bağlamadı ve bu nedenle Anayasanın 31 ve 33. maddelerine aykırıdır.

Yapılan havalede 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir -maddesi olan 3. maddesindeki "Güney bölgesi" deyiminin tefsirinin ve "Hak sahibi" deyiminin tefsirinin (ç) kısmının da Anayasanın aynı maddelerine aykırı olup olmadığı sorulmuş ise de davacı, havalenin duruşmasında, bu iddiaya kısaca temas ettikten sonra 4-1/77 sayılı Yasanın sözü edilen maddelerinin Anayasaya aykırılığı üzerinde durmayacağını ve böyle bir iddiayı ileri sürmekten vazgeçtiğini beyan etti.

Davalının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Askeri Yasak Bölgeler Yasasının söz konusu maddeleri k-amulaştırma veya mala el koyma getirmemekte ve bu nedenle Anayasanın 33. maddesine aykırı düşmemektedir. Yasak bölge ilân edilmekle sıkıyönetim ilân edilmiş olmaz ve binaenaleyh Anayasanın 98. maddesine aykırılık yoktur. Yasanın 3(5) maddesinde öngörülen- tazminat hukuken adil ve makul bir tazminattır. Böyle bir tazminatın öngörülmesinin Anayasanın 31 ve 33. maddelerine aykırılığı yoktur

41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının konu edilen maddelerinin Anayasaya aykırılığı söz konusu -olamaz.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:

5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3(1), (2) ve (5). Maddeleri aynen şöyledir:
"3.(1)Bu Yasa uyarınca, Bakanlar Kurulu, Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ulusal güvenliğini sağlamak amacıyle, Resmi Gaze-tede yayınlanacak bir kararname ile Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin herhangi bir kısmında askeri yasak bölge veya bölgeler ilân edebilir.
Askeri Yasak Bölge Kararnamesinde, yasak bölgelere giriş ve çıkışların koşulları ve yasak bölgelere gir-iş için gereken iznin hangi makamdan alınacağı gösterilir.
.................................................
(5)Bakanlar Kurulu, ikametgâhı, arazisi veya işyeri askeri yasak bölge olarak ilân edilen yerlerde bulunan kişilere ve kuruluşlara gereken kola-ylıkları sağlayacak önlemleri alır.
Böyle bir kararname nedeniyle, yasal çıkarları etkilenen kişilerin ve kuruluşların zarar ve ziyanları devletçe tazmin edilir.


41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir -maddesi olan 3. maddesindeki "Güney bölgesi" deyimi ve "Hak sahibi" deyiminin (ç) kısmı aynen şöyledir:
"2(2)(d)Kıbrısın Kıbrıs Türk Federe Devleti sınırları dışında veya içinde olup, askerî nedenlerle kullanamama durumunda taşınmaz malı bulunanla-ra, bunlara karşılık eşdeğer miktarda mal verilmesini veya tazmin edilmelerini,
..................................................
"Güney bölgesi", Kıbrısta Kıbrıs Türk Federe Devleti sınırları dışında kalan veya sınırları dahilinde olup-, her türlü tasarrufu askerî bakımdan sakıncalı görülen taşınmaz malın bulunduğu bölgeyi anlatır.
"Hak sahibi", Türk yurttaşı olmak kaydıyle:
Eşdeğer mal veya tazminat açısından;
Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türk Federe Devleti sınırları dışında -kalan veya sınırları içinde olup, her türlü tasarrufu askerî bakımdan sakıncalı görülen taşınmaz malı bulunanlara Kıbrıs Türk Federe Devleti bölgesindeki taşınmaz malı, Rumlar tarafından hasara uğratılmış, tahrip edilmiş veya Rumların zor kul-lanması sonucu terkedilmekten ötürü hasara uğramış ve tazmin edilmeyenlerle mülhak vakıfların mütevellileri ve galleharları olan özel ve tüzel
kişileri anlatır."


IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 31.
Her türk yurttaşı, mülkiyet ve miras- haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyle ve yasa ile sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk, kent ve ülke plânlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve -faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık ha-linde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.


Madde 33.
Devlet, belediyeler, yasanın kendilerine kamulaştırma hakkı tanıdığı kamu tüzel kişileri veya kamu yararı güden kuruluşlar-
genel bir kamulaştırma yasasında özel olarak gösterilen ve kamu yararına olan -bir amaç için; ve
bu amacın, kamulaştırma yapan makamın, kamulaştırma ile ilgili yasa kurallarına uygun olarak verdiği ve kamulaştırma nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve
anlaşmazlık çıktığı takdirde, bir hukuk mahkemesinc-e saptanacak tam ve hakkaniyete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın öngöreceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla, herhangi bir taşınır veya taşınmaz malı veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya çıkarı kamulaştırmaya yetkilidirle-r.
Kamulaştırılmış herhangi bir taşınmaz mal veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya yarar, sadece bu kamulaştırma amacı için kullanılabilir. Bu amaç, kamulaştırma tarihinden başlayarak üç yıl içinde gerçekleşmediği takdirde, kamulaştırmayı ya-pan makam, bu üç yıllık sürenin sonunda kamulaştırılan malı, kamulaştırma bedeline eski sahibine geri vermeyi önerir. Bu kişi, kabul veya red cevabını, bu öneriyi aldığı tarihten başlayarak üç ay içinde bildirir ve kabul ettiğini bildirdiği takdirde, kabu-l tarihinden başlayarak yine üç ay içinde, kamulaştırma bedelini geri vermesi üzerine kamulaştırılan mal hemen kendisine geri verilir.
Bu kurallar, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, herhangi bir hükmün yerine getirilmesi, sözleşmeden doğ-an bir yükümün yerine getirilmesi veya can veya malın tehlikeden korunması amacı ile konmuş bir yasanın kurallarını etkilemez.
Devlet -
Genel bir elkoyma yasasında özel olarak gösterilen kamu yararına bir amaç için; ve
Bu amacın, elkoymayı yapan makamın- genel elkoyma yasasının kurallarına uygun olarak verdiği ve elkoyma nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve
Üç yılı geçmeyen bir süre için; ve
(ç)anlaşmazlık çıktığı takdirde bir hukuk mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniy-ete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın öngöreceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla,
herhangi bir taşınır veya taşınmaz mala elkoyma yetkisine sahiptir.
İlgili kişi, bu madde kuralları ile ilgili olarak mahkemeye başvurma hakkına sahipti-r ve böyle bir başvurma kamulaştırma işlemini durdurur.
Mahkemenin bu fıkra kurallarına göre vereceği bir karar istinaf edilebilir.





Madde 98.
Savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması, Kıbrıs Türk Federe Devletinin içten veya- dıştan tehlikeye düşmesi, Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının tanıdığı özgür demokratik düzeni ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketleri gibi nedenlerle, Bakanlar Kurulunca iki aya kadar sıkıyönetim ilân edilebilir.
Sıkıyönetim kararı, heme-n Kıbrıs Türk Federe Meclisinin onamasına sunulur. Meclis gerekli gördüğü zaman sıkıyönetim süresini kısaltabileceği gibi tamamıyle de kaldırabilir. Meclis tatilde ise hemen toplantıya çağrılır.
Sıkıyönetim hali ve kuralları yasa ile düzenlenir."


V. İN-CELEME:
Konu, tarafların ileri sürdüğü iddia ile görüşler ve ilgili Yasa ve Anayasa metinleri ışığında, incelendi ve gereği görüşülüp düşünüldü.

5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3. maddesinin (1). fıkrasına göre Bakanlar Kurulu, Devletin ul-usal güvenliğini sağlamak amacı ile, Resmi Gazetede yayınlanacak bir kararname ile, Askeri yasak bölge veya bölgeler ilân edebilir ve (2). fıkrasına göre de Kararnamede bu bölgelere giriş ve çıkışın koşulları ve giriş için gereken iznin hangi makamdan alın-acağı gösterilir. Askeri Yasak Bölgeler ilân edilmesi ve bu bölgelere giriş ve çıkışın koşul ve izne tabi olması neticesi bu bölgelerdeki emlâk sahiplerinin mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı bir gerçektir. Ancak mülkiyet hakkı, özüne dokunmadan, kamu y-ararı nedeni ile sınırlanabilir. Özellikle Kıbrıs sorununun henüz nihai bir çözüme ulaşmadığı bir ortamda Devletin sınırlarının ve bütünlüğünün korunmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğu açıktır. Bunu sağlamak için de bazı bölgelerin yasak bölge olara-k ilân edilmesi ve bunlara giriş ve çıkışın koşula ve izne tabi tuutlması ve bunun bir neticesi mülkiyet hakkının sınırlandırılması kaçınılmazdır. Yasanın öngördüğü yasak askeri bölgeler tesisi ve bu bölgelere giriş ve çıkışın koşula ve izne tabi tutulmas-ı ulusal güvenliğin sağlanmasına ve bu nedenle kamu yararına yöneliktir ve öngörülen sınırlama makul olup hakkın özüne dokunmamaktadır.

Yasanın 3. maddesinin (2) ve (3). fıkraları ile öngörülen sınırlamanın bu bölgelerdeki malların kamulaştırılması veya -bunlara el konulması anlamına geldiği ve bunun Anayasanın 33. maddesinin öngördüğü bir yasa altında yapılmamış olması nedeni ile Anayasanın bu maddesine aykırı olduğu iddia edildi. Biz bu iddia ile hemfikir değiliz. Yasanın sözü edilen fıkraları ne bir k-amulaştırma ne de mala elkoyma öngörmektedir. Bu nedenle bu fıkraların Anayasanın 33. maddesine aykırılığı yoktur.

Öngörülmekte olan askeri yasak bölgeler ilânının gerçekte bir nevi sıkıyönetim ilânı demek olduğu ancak bunun 98. madde altında yapılmadığ-ı ve Meclis denetimi öngörülmediği için buna yetki veren söz konusu fıkraların Anayasanın bu maddesine de aykırı olduğu ileri sürüldü. Söz konusu fıkralarca öngörülmekte olan sadece bazı bölgelerin yasak bölge ilân edilip buraya giriş ve çıkışın kontrola -tabi tutulması olup sıkı yönetime muadil değildir. Sıkıyönetim esas itibarı ile normal hukukun askıya alınması ve memeleketin veya bazı kısımlarının askeri yönetim tarafından idare edilmesi demektir ve askeri bölge tesisinden pek farklıdır. Bizde henüz 9-8 madde altında bir sıkı yönetim yasası yapılmış değildir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 121. maddesi altında yapılan Sıkıyönetim Kanununa bir göz atıldığında aradaki farkın ne kadar büyük ve belirli olduğu görülür. Yasanın söz konusu fıkraların-ın öngördüğü askeri yasak bölge ilânı, yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi, gerçekte sıkıyönetim ilânı demek değildir ve binaenaleyh sözü edilen fıkraların Anayasanın 98. maddesine aykırılığı yoktur.

Yasanın 3. maddesinin (5). fıkrası ikametgâhı, a-razisi veya işyeri askeri yasak bölge olarak ilân edilen yerlerde bulunan kişilere ve kuruluşlara, gereken kolaylıkların sağlanması için Bakanlar Kurulunun önlemler almasını ve yasal çıkarları etkilenen kişilerin ve kuruluşların zarar ve ziyanlarının Devle-tçe tazmin edilmesini öngörmektedir. Öngörülmekte olan tazminatın derhal ödenmesinin hükme bağlanmadığı ve bu nedenle bu maddenin Anayasanın 31 ve 33. maddelerine aykırı olduğu iddia edildi. Anayasanın 33. maddesi altındaki bir tazminat, 31. maddeden far-klı olarak, hemen ödenebileceği gibi yasanın öngöreceği 5 yılı aşmayan taksitlerle de ödenebilir. Bu bir tarafa Yasanın konu fıkrası incelendiğinde öngörülmekte olan tazminatın gecikmeli olabileceğine dair herhangi bir kural içermediği görülür. Bu nedenl-e ileri sürülen iddia mesnetten yoksundur ve söz konusu (5). fıkra Anayasanın 31 ve 33. maddelerine aykırı değildir.

41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile 3. maddesindeki "Güney bölgesi" deyiminin tefsirinin ve "-Hak sahibi" deyiminin tefsirinin (ç) kısmının Anayasaya aykırılığı üzerinde, havalenin duruşmasında, durulmadı ve bu husustaki iddianın ileri sürülmesinden vazgeçildi. Bu nedenle sözü edilen maddelerin, bu meselede, Anayasaya aykırı olduğu söylenemez.

SO-NUÇ:
5/79 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Yasasının 3. maddesinin (1), (2) ve (5). fıkralarının ve 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 2(2)(d) maddesi ile tefsir maddesi olan 3. maddesindeki "Güney bölgesi" deyiminin tefsirinin ve "Ha-k sahibi" deyiminin tefsirinin (ç) kısmının Anayasanın 31, 33 ve 98. maddelerine aykırı olmadığına karar verilir.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç

(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)
Yargıç Y-argıç Yargıç

14 Ocak 1983.
-


8



-


Full & Egal Universal Law Academy