Anayasa Mahkemesi Numara 15/1990 Dava No 7/1990 Karar Tarihi 14.11.1990
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 15/1990 Dava No 7/1990 Karar Tarihi 14.11.1990
Numara: 15/1990
Dava No: 7/1990
Taraflar: Emek İnş. Şti.Ltd ile Eski Es. Ve An. Yük. Kur. Vd
Konu: 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5., 9., 10. maddelerinin anayasaya aykırı olup olmadığı..
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 14.11.1990

-D.7/90 Anayasa Mahkemesi: 15/90
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Başkan, N. Ergin Salâhi,
Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Celâl Karabacak.

Anayasanın 148(1) maddesi tahtında.

Yükse-k İdare Mahkemesi tarafından 196/88 sayılı başvuruda (Müstedi: Emek İnşaat Şti. Ltd. ile Müstedaaleyh: 1.Gayrımenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu ve/veya K.K.T.C. Bakanlar Kurulu vasıtasıyle K.K.T.C., 2. Girne Belediyesi veya n/d Girne Belediye Ba-şkanı, Başkan Yardımcısı, Belediye Üyeleri ve Girne Şehri Türk Hemşehrileri arasında) sunulan konu.

Müstedi namına: Mustafa Asena
Müstedaaleyh (1) namına: Ali Fevzi Yeşilada
Müstedaaleyh (2) namına: Neşe Keskin

------------

K A R A R

KONU:
Değ-iştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5, 9 ve 10.maddeleri ile Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından alınan ve 20.5.1985 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 7.6.1985 tarih ve 54 sayılı Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde 5.H.-559-85 -karar numarası altında yayınlanan Kararın Anayasanın 36 ve 39.maddelerine aykırı olup olmadığı.

I.OLAY:
Müstedi Şirketler Mukayyitliği nezdinde kayıtlı bir şirket olup Yukarı Girne'de Pafta/Harita XII.21.1, VIII, Ada A, Parsel 32'de bulunan bir arsanın- kayıtlı mal sahiplerinden biridir. Müstedi, sözü edilen arsa içine iki katı aşan bir inşaat yapabilmek için gerekli izni istihsal etmek maksadıyle yetkili makam olan müstedaaleyh (2) Girne Belediyesine müracaat etti. Müstedaaleyh (2) müstediye gönderdiğ-i 14.7.1988 tarihli bir yazı ile içine inşaat yapmak istediği arsanın Girne Kalesi koruma alanı içinde olduğu gerekçesiyle iki katı aşar şeklinde olan inşaat için izin verilemiyeceğini bildirdi. Bunun üzerine müstedi Yüksek İdare Mahkemesine başvurdu ve m-üstedaaleyh (2)'nin alıp da müstediye gönderdiği ve yukarıda özeti verilen kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramıyacağına karar verilmesini istedi.

Başvurunun duruşması esnasında, müstedi başvuruya konu olan arsasını Girne Ka-lesi koruma alanı içine alan, Anıtlar Yüksek Kurulunca alınıp Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan ve 54 sayı ve 7.6.1985 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Bakanlar Kuruluna böyle bir yetki veren değiştirilmiş- şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5, 9 ve 10.maddelerinin Anayasanın 36 ve 39.maddelerine aykırı olduklarını ileri sürdü. Yüksek İdare Mahkemesi de, yapılan bu iddianın, huzurundaki ihtilâfın hallinde etkili olabileceği kanaatına vardı ve konu-yu karara bağlanmak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, havale etti. Mahkeme ayrıca havalenin Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanmasına değin, önündeki işlemleri burdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Müstedinin iddiasının gerekçesi özetl-e şöyledir:

Anayasa Mahkemesi A.M. 10/85 D. 4/86 sayılı havalede benzeri bir konuda karar vermiş ve 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5, 9 ve 10.maddelerini Anayasanın 39.maddesine aykırı bulmuştur. Sözü edilen kararda serdedilen nedenler müstedi tara-fından aynen tekrarlanmıştır.

Müstedi havale istemini yaparken Yasanın ilgili maddelerinin Anayasanın 36.maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüşse de, havalenin duruşmasında, bu iddiasını daha ileri götürmemiştir.
Müstedaaleyh (1)'in iddiasının gerekçesi -özetle şöyledir:

Daha önce karara bağlanan A.M. 10/85 D.4/86 sayılı havalenin konusu eski eser olarak ilân edilen bir hane idi. O davada ilgililer konu evin tamiratını v.s. karşılamak için Anayasanın ve Yasanın öngördüğü parasal vecibelerini 1975'den bu- yana yerine getirmemişti. Bu meselede ise konu bir arsadır. Arsanın kendisi eski eser olmadığı gibi Anayasanın 39.maddesinde öngörülen yardımlar da arsalar için söz konusu değildir. Bu durumda ilgili yasa maddelerinin de Anayasanın 39.maddesine aykırıl-ığından söz edilemez.

Gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını Anayasa öngörmüşse bu gibi yasal düzenlemelerin yapılmaması Anayasanın öngördüğü bir düzenlemenin eksikliği olabilir. Ancak böyle bir eksikliğin Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini söylemeğe- imkân yoktur.

3. Müstedaaleyh (2), müstedaaleyh (1)'in görüş ve iddialarını aynen benimsemiştir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Değiştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5, 9 ve 10.maddeleri ile 5.H.-559-85 sayılı Bakanlar Kurulu kararı -aynen şöyledir:
"5. Bu Yasanın kapsamına giren eski eserleri, tarihi ve doğal anıtları bozmak ve değiştirmek, Bakanlığın izni olmadan onarmak ve içlerinde veya korunma sınırları içinde inşaat, tesisat, sondaj ve kazı yapmak, kireç ocağı ve tuğla harma-nı tesis etmek, define aramak, hayvancılıkta, tarımda veya herhangi bir işte kullanmak, yıkılmalarından veya tahriplerinden meydana gelen maddeleri almak, bunları geçici veya devamlı olarak herhangi bir maksatla iskân veya işgal etmek, kısmen veya tamamen -tahrip etmek, tahriplerine neden olabilecek hizmetlerde kullanmak yasaktır."



- "9. Taşınmaz eski eserler, Bakanlıkça oluşturulan bir kurul tarafından tesbit olunur, tesbit ve tesciller Bakanlıkça onandıktan sonra tapu kütüğündeki hanesine (eski eserdir) kaydı yazılarak tescil edilir. Ancak bu kurulda Kıbrıs Türk Mimar ve Mühen-dis Odaları Birliği de temsil edilir."
-
"10. 9.madde uyarınca tescil edilen taşınmaz eski eserlerin korunma sınırlarının belirlenmesi ve bu sınırlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılmayacağı konusunda karar alma yetkisi, Bakanlıkça oluşturulan kurula aittir.

Ancak alınan karar, Ba-kanlar Kurulunca onandıktan sonra tatbik edilebilir."



"KARAR NUMARASI: 5.H-559-85
ANITLAR YÜKSEK KURULU KARARLARININ ONAYLANMASI:
(Önerge No: 407/85)
(M.E.K.G.S.B.)

- Bakanlar Kurulu, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 72 numara ve 15.4.1985 Toplantısında almış olduğu aşağıdaki kararını 35/1977 sayılı Eski Eserler (Değişiklik) Yasası'nın 2.maddesi uyarınca onayladı.
-
17/85 - Tescil edilen taşınmaz eski eserlerin koruma sınırı, bu taşınmaz eski eserin kapladığı alanda ve dört yönündeki (Yol varsa yol ötesindeki), ilk parsellerin yayıldığı alanı kapsar. İlk parsellerin koruma için yetersiz olması durumunda, Anıtlar- Yüksek Kurulu diğer komşu parselleri de koruma sınırı içinde değerlendirir.

20/5/1985"



IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:
"Madde 36.
(1)Her yurttaş, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, kamu yararı amacıyla ve yasa ile sınırlanabi-lir.
-(2)Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk, kent ve ülke plânlaması veya herhangi bir malvarlığının kamu yararı için
-

geliştirilmesi ve faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
(3)Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derha-l tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık halinde tazminatı
hukuk mahkemesi saptar.
Yukarıdaki (2).ve (3).fıkra kuralları, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, herhangi bir hükmün yerine getirilmesi, sözleşmeden doğan bir yükümün yerin-e getirilmesi veya can veya malı tehlikeden korunması amacı ile yasa ile konmuş kuralları etkilemez.
Devletin, 159.maddede belirtilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır."


"Madde 39.
- Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtlar ile doğa varlıklarının korunmasını sağlar; bu amaçla düzenleyici, destekleyici ve özendirici önlemleri alır. Bunlardan özel mülkiyete konu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahip-lerine yapılacak yardımlar ve sağlanacak bağışıklıklar yasa ile düzenlenir. Yıkılan veya herhangi bir şekilde yok olan veya tahribata uğrayan tarihi yapıların yerine başka bir yapı inşa edilemez. İnşa edilme zorunluluğu doğarsa, yıkılan veya herhangi bir- şekilde hasar gören tarihi yapı aslına uygun bir şekilde yeniden inşa veya tamir edilir. Devlet, bu amaçla gerekli önlemleri alır ve yasal düzenlemeleri yapar."
-

V. İNCELEME:
Konu, ileriye sürülen iddia ve görüşler ışığında, incelendi ve gereği düşünüldü.

Anayasanın 39.maddesi Devlete "tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtlar ile doğa varlıklarının korunması" ödevini vermiştir. Havale konusu edilen taşınma-z mal Girne Kalesi koruma alanı içinde bir arsadır. Arsanın kendisinin "tarih ve kültür değeri olan bir eser veya anıt" olmadığı aşikârdır. Acaba arsa 39.maddenin öngördüğü anlamda bir doğa varlığı mıdır? Salt sözlük anlamından hareketle, doğanın bir pa-rçası olan her varlığın bir doğa varlığı olduğu söylenebilirse de Anayasanın 39.maddesinde öngörülen herhalde bu değildir. Bunun aksini düşünmek Devletin, örneğin, özel mülkiyete konu olan ve doğa ile iligili bulunan her varlığın korunması ile ödevlendiri-ldiğini kabul etmek demek olur ki Anayasanın 39.maddesinin murat ettiği ödev herhalde bu olamaz. Dolayısıyle, müstedinin iddiasının aksine konu arsanın Anayasanın 39.maddesinin öngördüğü anlamda bir "doğa varlığı" olduğu söylenemez.

Anayasanın 39.maddes-inin neleri özel korumaya almağa çalıştığı açıktır. Anayasa tarih ve kültür değeri olan bir eserin taşıdığı tarihsel ve kültürel değerlerle birlikte insanlığın hizmetine sunmayı amaçladığı açıktır. Bu tür bir eserin taşıdığı sair değerlerin yanında görse-l ve çevresel değerlerin korunması gerektiğine de kuşku yoktur. Böyle bir koruma ise sadece eserin kendisinin korunması ile mümkün olamayacağı, çevresinin de makul bir şekilde korunmasının gerekli olabileceği düşünülmelidir. Tabiidir ki Anayasanın 39.mad-desi anlamında bir eser veya anıt veya doğa varlığı için gerekebilecek koruma tedbirleri eserden esere veya anıttan anıta veya doğa varlığından doğa varlığına değişiklik arzedebilir. Bu görüşten hareketle, havale konusu arsanın bizzat kendisinin tarih ve -kültür değeri olan bir varlık olmamakla birlikte, Girne Kalesi gibi tarih ve kültür değeri yüksek olan bir eser ile bir bütünlük arzetmesi ve bu eserin korunmasına inkâr edilmez bir katkıda bulunması halinde konu arsa eski eserden ayrı düşünülmeyebilir.

-Anayasanın 39.maddesinde öngörülen eserlerden özel mülkiyete konu olanlara getirilecek sınırlamaların yasa ile düzenlenmesi öngörülmüştür. Böyle bir yasa ise değiştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasıdır. Yasanın 5.maddesi sair şeyler yanın-da, bir eski eserin korunma sınırları içine inşaat yapılmasını ilgili Bakanlıkça verilecek izne tabi tutmuştur. Yasanın 9.maddesi eski eserlerin nasıl tespit ve tescil edileceklerini düzenlemektedir. Yasanın 10.maddesi ise tescil edilen bir eski eserin k-orunma sınırlarının belirlenmesi ve bu sınırlar içinde inşaat yapılıp yapılamayacağı konusunda karar alma yetkisi Bakanlıkça oluşturulan bir kurula ait olmasını öngörür. Yasada ismen yer almamakla birlikte ilgili Bakanlık böyle bir kurulu, Anıtlar Yüksek -Kurulu olarak oluşturmuştur.

Bir kurulun, koruma sınırları içinde inşaat yapılıp yapılamayacağına karar verirken, inşaatın yapılmasına olumlu bakması halinde, korunan eski eserin özelliği dikkate alınarak bu inşaatın malzemesini, kat sayısını sınırlayabi-lmesi yanında diğer teknik konular üzerinde de koşullar koyabilmesi yetkisini haiz olması doğaldır. Ne var ki Anayasanın 39.maddesi bu tür sınırlamaların yasa ile düzenlenmesini öngörmektedir. Elbette ki Yasa Koyucu kendisinin yapacağı bir yasa ile bu gi-bi sınırlamaları düzenleyebileceği gibi bu yetkisini bir başka makama veya organa devredebilir. Yasa Koyucu, yetkilerini başka bir organ veya makama devretmesi halinde, bu organ veya makama devredilen görev ve yetkilerin yasada açıklıkla belirtilmesi ve s-ınırlarının çerçevesinin açıklıkla çizilmesi gerekir. A.M. 7/79 sayılı davada Anayasa Mahkemesi bu hususta şunları vazetmiştir:
- "Anayasamız bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngörür. Anayasa 65.maddesi ile yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisini Kıbrıs Türk Federe Meclisine vermiştir. Ayrıca Anayasanın 89.maddesine göre Anayasa veya yasa açıkça yetki vermedikç-e devletin hiç bir organı tüzük yapamaz ve yürürlüğe koyamaz. Görülüyor ki Anayasa bazı konuların yasama organının denetiminde bulunmasını istediği açıktır. Genel hukuk ve uygar ülkelerde uygulanan hukuk ilkelerine göre yasama organının belli konularda y-ürütme veya başka herhangi bir organa tüzük yapmaya veya belli konuları düzenlemeye yetki verebildiğine kuşku yoktur. Anayasa bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngördüğü hallerde dahi, yasama organı bu gibi konularda da tüzük yapma yetkisini yürütmey-e veya başka bir organa veya onları düzenlemek için yürütmeye veya başka bir organa yetki verebilir ancak bu gibi hallerde yürütme veya başka bir organa yasada verilen görevin açıklıkla belirtilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve ilgili yürütme- veya organa tamamen keyfi hareket edecek yetkinin verilmemesine dikkat edilmesi gerekir. Kısaca özetlenecek olursa Yasama Organı Anayasa uyarınca düzenlemek istediği konuların alanını yeterince sınırlandıracaktır. Bu gibi hallerde yürütme veya başka org-anın görevi, yasama organının tespit ettiği çerçeve içinde yasanın daha uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacını güden düzenlemeler yapmaktır. Başka bir deyimle yasa ile düzenlenmesi öngörülen konunun temel yönleri yasa ile düzenlenmelidir. Tafsi-lât ise temel yönler çerçevesinde kalmak koşulu ile, yasama organı tarafından yetki verildiği takdirde, Yürütme veya başka bir organ tarafından, düzenlenebilir."


Alıntısı yapılan içtihat kararı daha sonra birçok kararlarımızda örneğin: A.M. 9/89 D.1-1/89'da benimsenmişti. Yasa Koyucu değiştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 10.maddesi ile sınırlama yetkisini Bakanlıkça oluşturulacak bir kurula devrederken bu yetkinin diğer bir ifade şekliyle bu sınırlamanın nelerden ibaret olduğunu -belirleyerek bir çerçeve çizmemiştir. Bunun yapılmaması ilgili Kurula sınırsız ve dolayısıyle keyfi bir yetki kullanma hakkı verir ki, bu husus, getirilecek sınırların yasa ile düzenleneceği kuralını öngören Anayasanın 39.maddesine aykırı düşer.

Müsteda-aleyhlerin, yasa ile düzenlenmesi öngörülenlerin düzenlenmemesi Anayasaya aykırılıktan ziyade Anayasal bir noksanlık yarattığı doğrultusundaki görüş ve iddiaları ilginç ve üzerinde durulmaya değer olmakla birlikte, yukarıda vardığımız sonuç ışığında, bu me-selede bu görüş ve iddialar üzerinde ayrıca durmamız gerekmemektedir.

54 sayı ve 7.6.1985 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde yayınlanan 5.H-559-85 sayılı Bakanlar Kurulu kararına gelince; bu karar 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 9.maddesi il-e kurulup yetkilendirilen Yüksek Anıtlar Kurulu kararını onaylayan karardır. Onaylamayı öngören mevzuat ise ayni Yasanın 10.maddesidir. Yasanın 10.maddesi, yukarıda söylenenler ışığında, Anayasaya aykırı bulunduğuna göre, havale konusu taşınmaz malı ilgi-lendirdiği oranda Kurulun kararı ile bu kararı onaylayan sözü edilen Bakanlar Kurulu kararı yasal dayanaktan yoksun kalmaktadır. Bu durumda havale konusu kararın, haliyle, Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesine de gerek yoktur.

SONUÇ:
Sonuç ola-rak:
Değiştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5 ve 9.maddelerinin anlaşmazlığı hallinde etken olmadığı cihetle bunların Anayasanın 39.maddesine aykırı olup olmadığının karara bağlanmasına gerek bulunmadığına;
Değiştirilmiş şekliyle 35/75 -sayılı Eski Eserler Yasasının 10.maddesinin Anayasanın 39.maddesine aykırı olduğuna;
Değiştirilmiş şekliyle 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 5, 9 ve 10.maddelerinin Anayasanın 36.maddesine, bu husustaki Anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülmediği cihe-tle, aykırı olmadığına; ve
54 sayı ve 7.6.1985 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde 5.H-559-85 karar numarası altında yayınlanan kararın Anayasaya aykırı olup olmadığının karara bağlanmasına gerek olmadığına
oybirliği ile karar verilir.



(Salih- S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi)
BaşkanYargıç




(Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)(Celâl Karabacak)
Yargıç Yargıç Yargıç

14 Kasım 1990-
-1


8



-


Full & Egal Universal Law Academy