Anayasa Mahkemesi Numara 15/1983 Dava No 13/1983 Karar Tarihi 23.12.1983
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 15/1983 Dava No 13/1983 Karar Tarihi 23.12.1983
Numara: 15/1983
Dava No: 13/1983
Taraflar: Aziz Mehmet ile Evkaf daiesi
Konu: 17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasasının 6. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 23.12.1983

-D.13/83 Anayasa Mahkemesi 15/83
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
Anayasanın 114. maddesi tahtında.

Girne- Kaza Mahkemesi tarafından 103/82 sayılı Genel İstida'da (Müstedi: Aziz Mehmet, Celebrity Hotel, Girne ile Müstedaaleyhler: (1) Evkaf Dairesini temsilen ve mezkûr Daire nam ve hesabına Taner Derviş, Lefkoşa ve (2) Vakıflar ve Din İşleri Dairesi, Lefkoşa ar-asında) 20.6.1983 tarihinde sunulan konu.


Müstedi namına: Menteş Aziz.
Müstedaaleyhler namına: Ergin Ulunay.
Amicus curiae olarak Başsavcı namına: Kıdemli Savcı Yaşar Boran.

-------------

K A R A R

KONU:
17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasasının 6. madd-esinin Anayasanın 31 ve 36. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Müstedi, müastedaaleyh ile aktettiği 9.5.1977 tarihli bir icar mukavelenamesi altında Girnede Dome Gazino olarak bilinen binayı, bu binanın inşaatının tamamlanıp da kendisine teslim e-dildiği tarihten başlamak üzere, 5 yıl süre ile icar etti ve müstedaaleyhlere ilk 4 yıl 11 ay için yılda 10,000 dolar ve mütebaki süre için de yılda 40,000 dolar ödemeyi deruhte etti. Mukavelenin şartlarına göre tarafların yeni bir mukavele üzerinde anlaş-amaması halinde icar 5 yıl sonunda hitam bulacak ve müstedi binayı tahliye edip müstedaaleyhlere teslim edecektir. Mukavelede saptanan 5 yıllık icar süresi 29.10.1982'de sona erdi ve müstedi konu malı halen kanuni müstecir olarak işgal etmektedir. Müsted-i 29.12.1982 tarihinde dosyaladığı bir İstida ile, diğerleri arasında, konu binanın yıllık kirasının mahkeme tarafından yeniden saptanmasını istedi. Müstedi istidasını 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesine istinad ettirdi. Müstedaaleyhler istidaya karşı bir -itirazname dosyaladılar.

İstida duruşma için Girne Kaza Mahkemesi önüne geldiğinde müstedaaleyhler 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesinin Anayasanın 31 ve 36. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülen Yasa mad-desinin taraflar arasındaki ihtilâfı karara bağlamakta etkisi olabileceği kanaatına vardı ve konuyu karara bağlamak üzere Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek istidanın duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN G-EREKÇESİ:
Müstedaaleyhin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
17/81 sayılı Yasanın 6. maddesi kiracıya kirayı düşürtmek için mahkemeye başvurma hakkı verir ve mahkemeye de kirayı düşürmek yetkisi tanır. Mülkiyet hakkının bu şekilde sınırlandırılmasında -kamu yararı olduğu için Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrasına aykırılık yoktur. Ancak madde kiracıya böyle bir hak verdiği ve mahkemeye de böyle bir yetkiyi tanıdığı için Anayasanın 31. maddesinin (2). fıkrasına aykırıdır. Çünkü böyle bir sınırlama fı-kranın öngördüğü amaçlar için yapılmış değildir ve yapılmış sayılamaz.

Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrası sınırlama yetkisini verir. Ancak bu sınırlamanın koşulları (2). fıkrada sıralanmıştır. Yasanın 6. maddesinin getirdiği sınırlama bu (2). fıkra-nın kapsamına girmez.

Hak kavramı Anayasanın kendisinden kaynaklanan hak kavramıdır. Temel hakların, örneğin mülkiyet hakkının, sınırlanması ile üçüncü kişilerin elde ettikleri ve imtiyaz sayılabilecek haklar Anayasanın 31. maddesinin (2). fıkrası ta-rafından korunmamaktadır.

Konu Yasa maddesinde mükiyet hakkı kısıtlanırken mal sahiplerine tazminat ödenmesi öngörülmemiştir. Bu durumda yapılan sınırlama Anayasanın 31. maddesinin (2). fıkrası kapsamına girmiş sayılsa dahi, (3). fıkraya ters düşer. Çü-nkü bir malın ekonomik fiili değerini belirleyen kiradır ve bu nedenle maddede mal sahibine tazminat ödenmesinin de öngörülmesi gerekirdi.

Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Müstedinin avukatı mahkemeye yaptığı beyanda konuyu amicus curiae -olarak Başsavcı namına bulunan Kıdemli Savcı ile görüştüğünü ve onun mahkemeye serdedeceği görüşleri bildiğini ve bunlarla hemfikir olduğunu ve başka bir şey eklemek istemediğini belirtti.

3. Amicus curiae olarak Başsavcı namına bulunan Kıdemli Savcının -iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Anayasanın 31. maddesinin (2). fıkrası başkalarının haklarının korunması için mülkiyet hakkına sınırlama konmasına cevaz vermektedir. Bu nedenle bu fıkraya aykırılık yoktur. Bu meselede bu fıkra uygulanmasa bile (1)-. fıkra uygulanabilir ve bu nedenle yapılan sınırlama Anayasaya uygun sayılır.

Devletin konut ve işyeri darlığı nedeni ile kira sözleşmelerinden doğan hak ve yükümlülüklere kamu yararı nedeni ile müdahale edebileceği bir çok kez karara bağlanmıştır. Te-k kriter mal sahibi ile kiracı arasında dengenin korunmasıdır. 6. madde gerek kiracıya gerekse mal sahibine kiranın yeniden saptanması için müracaat hakkı tanımış ve bunlar arasında dengeyi de korumuştur.

Anayasanın 31. maddesinin (3). fıkrasının öngörd-üğü tazminat mülkiyet hakkının kullanılamayacağı hallere, örneğin elkoyma ve kamulaştırma gibi Devlet tarafından yapılan müdahalelere, yönetiktir. Bu gibi hallerde kişi mülkiyet hakkından veya kullanılmasından mahrum kalır. Kira düzenlemelerinde ise müda-hale mülkiyet hakkına müdahale değildir, ilgili kişi mülkiyet hakkını kullanabilmekte ve semeresini de alabilmektedir. Kısaca mülkiyet hakkı kısıtlanır ancak kullanılabilirse böyle bir hale 31. maddenin (3). fıkrası şamil olmaz. Mahkeme kira olarak bir r-akam saptadığına göre 31. maddenin (3). fıkrasının öngördüğü tazminata muadil olur.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasasının 6. maddesi şöyledir:
"6.Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra sözleşmesi sona ermiş v-eya erdirilmiş taşınmaz malların kiraları taraflar arasında yeniden saptanabilir.
Ancak;
Taraflar arasında kiranın saptanması konusunda anlaşma sağlanamadığı takdirde, tarafların mahkemeye ihbarlı istida yolu ile başvurma ve yeni kirayı mahkemenin sapt-amasını isteme hakları vardır.
Mahkeme, yapılan müracaat ışığında;
Taşınmaz malın yapılış tarihini, bu tarihteki maliyetini, kullanılan malzeme türünü, bulunduğu yeri, şehir merkezine olan uzaklık ve yakınlığını, binanın kullanıma uygunluk durmunu;
Kiracı -ile kiralayanın malî durumlarını;
Taşınmaz maldan ilk gelir ve menfaat temin edildiği tarih esas alınarak mahkemeye müracaat tarihine kadar elde edilen gelir ve menfaatlerle vergi ve onarım masraflarının miktarını;
Benzeri civar taşınmaz malların bu Yasa a-maç ve kuralları ışığında normal kira durumunu dikkate alarak sosyal adalete uygun yeni makûl kirayı saptar.
Bu ve 15. madde bakımından, 'mahkeme' istida konusu miktara bakılmaksızın istidaya bakan herhangi bir yargıcı anlatır."

IV. İLGİLİ ANAYASA ME-TİNLERİ:

"Madde 31.
Her Türk yurttaşı, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyle ve yasa ile sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılmasına, kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlâk, kent ve ülke plânlaması veya herh-angi bir malvarlığının kamu yararı için geliştirilmesi ve faydalı kılınması veya başkalarının haklarının korunması için kesin olarak gerekli kısıntı veya sınırlamalar yasa ile konabilir.
Malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandır-malar için derhal tam bir tazminat ödenir; anlaşmazlık halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptar.
Devletin, yeraltı suları, madenler, eski eserler ve yasa ile sahipsiz taşınmaz mal olarak nitelendirilen taşınmaz mallar üzerindeki hakkı saklıdır.

Madde 36-.
Herkes, sözleşme hukukunun genel ilkelerince konan koşullar, kısıntılar, sınırlandırmalar ve yürürlükteki yasalara uymak kaydıyle, serbestçe sözleşme yapma hakkına sahiptir. Ekonomik bakımından güçlü kişilerin diğer kişileri istismarı yasa ile önlenir.
-Sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükler kamu yararı, kamu düzeni, sosyal adalet ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle yasa ile düzenlenebilir ve kısıtlanabilir."

V. inceleme:
Sunulan soru ile ilgili yasa metinleri, Anayasa kuralları ve tarafların ileri sü-rdüğü iddia ve görüşler incelendi ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrası her Türk yurttaşının mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğunu ve bu hakların ancak kamu yararı amacı ile ve yasa ile sınırlanabileceğini öngörmekted-ir. Aynı maddenin (2). fıkrası mülkiyet hakkının kullanılmasına kamu güvenliği, genel sağlık gibi fıkrada sıralanan nedenlerle gerekli kısıntı ve sınırlamaların yasa ile konulabileceğini öngörmektedir. Maddenin (3). fıkrası da
malvarlığının ekonomik değ-erini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlamalar için derhal tam bir tazminat ödenmesini öngörür.

Görüleceği gibi Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrası mülkiyet hakkının genel olarak kamu yararı ile sınırlanabileceğini öngörür. (2). fıkrası ise bazı be-lirli amaçlar için mülkiyet hakkının kullanılmasının kısıtlanma veya sınırlanabilmesini öngörür. (1). fıkranın mehazı T.C. eski Anayasasıdır (M.36). (2) ve (3). fıkraların mehazı ise 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasıdır (M.23).

Zamanın Anayasa Mahkemes-i 1960 Anayasanın mülkiyet hakkını teminat altına alan 23. maddesinin mülkiyet hakkını devlet veya kamu kuruluşları yararına mahrum edilme veya sınırlamaya karşı koruduğuna ve bu maddenin kurallarının medeni hukuk altındaki hakların yurttaşlar arasındaki d-üzenlemesine şamil olmadığına karar verdi. -Gör: Evlogimenos and Others v. The Republic of Cyprus (1961) 2 R.S.C.C. p.139, at 142-143 ve Re Ali Ratip (1963) 3. R.S.C.C. p.102, at p.104.

T.C. Anayasa Mahkemesi ise kamu yararına olduğu takdirde kira düzen-lemesi ile mülkiyet hakkının sınırlanmasına Anayasanın 36. maddesinin cevaz verdiğine karar verdi. -Gör: 26/3/1963 günlü ve 1963/3-7 sayılı karar (A.M.K.D. Sayı 1, s.147, s.152-154'de) ve 14/9/1965 günlü ve 1963/127-1965/47 sayılı karar (A.M.K.D. Sayı 3, s-.203, s.205-206).

T.C. Anayasa Mahkemesinin kararlarını bizim Yüksek Mahkeme de, Anayasa Mahkemesi olarak, izledi ve Anayasanın 31. maddesi altında korunan mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile sınırlanabileceğine ancak bu sınırlamanın, kamu yararına s-ayılabilmesi ve hakkın özünü de zedelememesi için, hakları çatışan mal sahipleri ile kiracılar arasında bir denge kurulması ve adalete uygun bir şekilde yapılması ve aşırı olmaması gerektiğine karar verdi. Gör: A.M.2/77 sayılı Görüş Bildirisi, A.M.19/78 v-e A.M.8/82. Mülkiyet hakkının kamu yararı ile sınırlanabileceğini öngören Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrası olduğuna göre Yüksek Mahkeme kira düzenlemesi ile mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile, ve hakkın özüne dokunmadan, 31. maddenin (1). fıkra-sı altında yapabileceğine karar vermiş sayılmalıdır. Herhangi bir meselede Anayasaya aykırılığın mevcut olduğunu kanıtlamak aykırılığı iddia eden tarafa düşer. Bu meselede Yasanın 6. maddesinde öngörülen düzenlemenin çatışan mal sahiplerinin hakları ile -kiracıların hakları arasında denge kurmadığı, adalete uygun olmadığı veya aşırı olduğu iddia edilmemiş ve kanıtlanmamıştır. Bilâkis müstedaaleyhler, daha önce belirtildiği gibi, 6. maddede mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın kamu yararına olduğunu ve -Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrasına aykırı olmadığını teslim etmiştir. Tüm bu nedenlerle Yasanın 6. maddesinin Anayasanın 31. maddesinin (1). fıkrasına ters düşmediğine karar verilmesi gerekir. Yargıç Ergin Salâhi bu görüşe değişik gerekçe ile katıl-maktadır.

Şimdi de Anayasanın 31. maddesinin (2) ve (3). fıkralarına aykırılık mevcut olup olmadığının incelenmesi gerekir. Daha önce de belirtildiği gibi bu fıkralar 1960 Anayasasının 23. maddesinden alınmıştır ve zamanın Anayasa Mahkemesinin yorumuna -göre bu madde medeni hukuk altındaki hakların yurttaşlar arasındaki düzenlemesine şamil olmayıp mülkiyet hakkını devlet veya kamu kuruluşları yararına mahrum edilme veya sınırlamaya karşı korumaktadır. 1960 Anayasasının 23. maddesinin ilgili fıkrası (3). -fıkradır. Bu fıkra ile Anayasamızın 31. maddesinin (2) ve (3). fıkraları karşılaştırıldığında 1960 Anayasasındaki fıkranın kelime değişikliği dışında aynen alınıp iki ayrı fıkraya bölünerek 1975 Anayasasına konmuş olduğu gözükür. Arada esasa ilişkin fark- olmadığına göre 1960 Anayasasının 23. maddesinin (3). fıkrası ne şekilde yorumlanmış ve uygulanmışsa 1975 Anayasasının 31. maddesinin (2) ve (3). fıkralarının da aynı şekilde yorumlanıp uygulanması gerekir. Yasa koyucunun daha önceki bir Yasanın ne şekil-de yorumlandığını veya uygulandığını bilmiş olduğu varsayılır. Bu böyle olduğuna göre de yeni Anayasanın ilgili fıkralarını eski Anayasanın ilgili fıkrasına benzer bir şekilde vazetmekle yasa koyucunun yeni fıkraların eskisine benzer bir şekilde yorumlanı-p uygulanmasını istemiş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Webb v. Outrim (1907) A.C. 81 at p.89'da Privy Council'ın hükmünü veren Earl of Halsbury şöyle demiştir:
"It is quite true, as observed by Griffith C.J., in the above-mentioned case of D'Emden v. -Pedder, that: 'When a particular form of legislative enactment, which has received autheritative interpretation, whether by judicial decision or by a long course of praatice, is adopted in the framing of a later statute, it is a sound rule of construction- to hold that the words se adopted were intended by the Legislature to bear the meaning which has been so put upon them'."


Yu-karıda söylenenlerden görüleceği gibi Anayasanın 31. maddesinin (2) ve (3). fıkraları medeni hukuk altındaki hakların yurttaşlar arasındaki düzenlenmesine şamil değildir. 17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasasının 6. maddesinin mülkiyet hakkına getirmekte oldu-ğu kısıntı veya sınırlama devletin veya bir kamu kuruluşunun menfaatı için yapılmış olmayıp medeni hukuk altındaki mülkiyete ilişkin hakların yurttaşlar arasındaki düzenlenmesine matuftur. Bu böyle olduğuna göre Anayasanın 31. maddesinin (2) ve (3). fıkra-ları 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesine şamil değildir ve Yasanın 6. maddesinin sözü edilen fıkralara aykırı olması söz konusu değildir. Yargıç Ergin Salâhi bu sonuca değişik gerekçe ile katılmaktadır.

Yapılan havalede Yasanın 6. maddesinin Anayasanın 36-. maddesine de aykırı olup olmadığı sorulmuş ise de müstedi, havalenin duruşmasında, böyle bir iddiayı ileri sürmekten vazgeçmiştir. İddia ileri sürülüp kanıtlanmadığına göre Yasanın söz konusu maddesinin Anayasanın 36. maddesine aykırı olduğu bu meselede-, söylenemez.

SONUÇ:
17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasasının 6. maddesinin Anayasanın 31 ve 36. maddelerine aykırı olmadığına, Yargıç Ergin Salâhi'nin değişik gerekçesi ve oybirliği ile, karar verilir.


(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
Başk-an Yargıç


(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)
YargıçYargıç Yargıç

23 Aralık 1983.


DEĞİŞİK GEREKÇE

Bu havalede müstedinin esas iddiası, 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesinin kiracıya, yeni kirayı saptamak, kirayı düşürme-k için mahkemeye başvurma hakkı vermiş olması kamu yararını göz önünde tuttuğu cihetle Anayasanın 31. maddesine aykırı olmamakla beraber Anayasanın 31(2) maddesi uyarınca getirilen sınırlamalar için 31(3) maddesi uyarınca tazminat ödenmesi gerekmektedir. -Müstedinin iddiasına göre 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesi kiralara bir sınırlandırma getirmektedir ve bu sınırlandırma için aynı yasa altında herhangi bir tazminat öngörülmediği cihetle sözü edilen Yasanın 6. maddesi Anayasanın 31(1)(2) ve (3). fıkralarına- aykırıdır.

Önümüzdeki havalede 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesinin Anayasanın 31. maddesine ve özellikle 31(3) maddesine aykırı olup olmadığını tezekkür ederken konu Yasa maddesinin içeriğinin incelenmesi ve bu madde altında getirilen kira denetiminin b-ir düzenleme veya kısıtlama olup olmadığına karar verilmesi gerekir.

Geçmişte 1977 Konut Kiralarının Sınırlandırılması Yasası, 1973 Kira Kontrol (Geçici Kurallar) ve 17/81 sayılı Kira (Denetim) Yasaları Yüksek Mahkemeye Anayasa Mahkemesi olarak görüş bil-dirisi ve havale için intikal ettirilmişlerdi ve bunlar sırası ile A.M. 2/77 sayılı Görüş Bildirisi, A.M. 19/78 ve A.M. 8/82 sayılı havalelerde Anayasaya bazı maddelerinin aykırı olduğu kararına varılmıştır. A.M. 19/78 ve 8/82 sayılı kararlarda Anayasanın- 31. maddesi söz konusu edilmiş değildir. Anayasanın 31. maddesi sadece A.M. 2/77 sayılı Görüş Bildirisinde konu edilmiştir. Bu Görüş Bildirisinde ise özetle 1977 Konut Kiralarının Sınırlandırılması Yasasının özellikle 4. maddesi apartman katlarının kira-larını 1000 TL. ve sair konutların kiralarını 1200 TL. ile sınırlandırırken hiçbir esas gözetmediği gibi toplumun belirli bir kesimini teşkil eden mal sahiplerinin hakkını kaale almadığı cihetle kamu yararına olmadığı gerekçesi ile havale edilen sair madde-ler yanında Anayasanın 6 ve 31(1) maddesine aykırı bulunmuştur. Bu durumda geçmişe konu edilen kira yasalarıyla getirilen düzenleme ve sınırlandırmaların Anayasanın 31. maddesi kapsamına girebilecek bir boyutta kısıtlama olup olmadığı karara bağlanmış değ-ildir. Türkiye içtihat kararlarına bakıldığında ise kiralara getirilen sınırlandırmaların bir kısıtlama olduğu görülmektedir. Kira yasalarının getirdiği denetimin bir düzenleme, sınırlandırma veya kısıtlama olup olmadığına karar verebilmek için ilgili ya-saların titizlikle incelenmesi gerekir. Bu yapılmadan sıhhatli bir yargıya varılması olası değildir.

Önümüzdeki meselede 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesi incelendiğinde bu maddenin kiralanan binanın yapımı, kullanılan malzeme, yaşı, konumu ve sair özelli-kleri ile kiracının ödeme gücünün de dikkate alınarak dengeli ve adaletli makul bir kiranın tesbit edilmesini öngördüğü görülmektedir. Diğer bir deyişle mevcut ihtiyaç karşısında mal sahiplerinin dilediği gibi ve fahiş kiralarla konut ve işyerlerini kiral-aması yerine dengeli, adaletli ve makul bir kiranın tesbitini öngördüğü görülmektedir. Bu durumda kanaatımca 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesinin bir kısıtlama değil taraflar arasında bir düzenleme getirdiği görüşündeyim. Saniyen bu düzenlemenin bir kısıtl-ama olabileceğini kabul etsem dahi Anayasanın 31. maddesi kapsamına girebilecek bir kısıtlama değildir. Esasen Anayasanın 31(3) maddesine göz atıldığında ancak malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan bir kısıntı ve sınırlama için tazminat öngörülme-ktedir. Kanaatımca ilgili Yasa maddesi ile getirilen bu düzenleme veya sınırlandırmanın malvarlığının ekonomik değerini fiilen azalttığı söylenemez.

Yukarıda belirttiğim görüşler ışığında 17/81 sayılı Yasanın 6. maddesinin Anayasanın 31(1)(2) ve (3). -maddesine aykırı olmadığı görüşündeyim.




(N. Ergin Salâhi)
Yargıç

23 Aralık 1983.

-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy