Anayasa Mahkemesi Numara 14/1980 Dava No 6/1981 Karar Tarihi 26.01.1981
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 14/1980 Dava No 6/1981 Karar Tarihi 26.01.1981
Numara: 14/1980
Dava No: 6/1981
Taraflar: KTFD ile Mustafa Hasan Hacı Osman
Konu: 15/62 sayılı 1962 Zorla Mal İktisabı Yasasının tazminatı tesbit eden hükümlerinin yani 10(a) maddesinin Anayasaya özellikle Anayasanın 33(1)(c) maddesine aykırı olup olmadığı konusu
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 26.01.1981

-D.6/81 Anayasa Mahkemesi 14/80
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Şakir Sıdkı İlkay,
Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut.
Anayasanın 114. maddesi hakkında
(Yargıta-y/Hukuk 38/79 (Dava No: 1/78; Lefkoşa)

İstinaf eden: K.T.F.D. Lefkoşa
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Mustafa Hasan Hacı Osman n/d Mustafa Hasan Kumser, Gönyeli.
A r a s ı n d a

(10 Haziran 1980 tarihinde sunulan konu.
15/62 sayılı 19-62 Zorla Mal İktisabı Yasasının tazminatı tesbit eden hükümlerinin yani 10(a) maddesinin Anayasaya özellikle Anayasanın 33(1)(c) maddesine aykırı olup olmadığı, hususu.)


Davacı namına Kıvanç M. Riza
Davalı namına Mustafa Arıkan

---------------

K A R A -R
KONU:
15/62 sayılı 1962 Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesinin Anayasaya ve özellikle Anayasanın 33(1)(c) maddesine aykırı olduğu davacı tarafından iddia edilmiştir.

I. OLAY:
13 sayılı ve 15.2.1978 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayınlanan- 31 sayılı Amme Enstrümanı gereğince Gönyeli'de kâin plân XX1-29 W.1 sayılı blok B parsel 295 olan davacıya ait taşınmaz malın diğer taşınmaz mallarla beraber kamulaştırılacağı hususunda 1962 Zorla Mal İktisabı Yasası uyarınca bir kamulaştırma ihbarı yayın-landı. 26 sayılı ve 27.3.1978 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde 68 sayılı Amme Enstrümanı uyarınca yayınlanan bir kamulaştırma emri ile 31 sayılı Amme Enstrümanı ile kamulaştırma ihbarında belirlenen taşınmaz malların kamulaştırılmasına emir verildi.

-Davacı 27.10.1978 tarihli bir istida ile kamulaştırılan malının değeri olan ₤75,000.- ödence talep etti. İstimlâk eden makam olan Kıbrıs Türk Federe Devleti ise kamulaştırılan malın değerinin ₤17,573.- olduğunu ileri sürdü. Mahkeme tarafları dinledikten- sonra kamulaştırılan taşınmaz malın değerinin ₤42.180.- olduğunu saptadı ve bu miktar için istimlâk eden makam aleyhine hüküm verdi. İstimlâk eden makam saptanan ödencenin fazla olduğunu iddia ederek İlk Mahkemenin hükmüne karşı istinaf eyledi.

İstinaf-ın duruşması esnasında davacı Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesinin Anayasaya aykırı olduğunu iddia etti. Yüksek Mahkeme Yasanın bu maddesinin istinafın karara bağlanmasında etkisi olduğundan konuyu karara bağlamak üzere Yüksek Mahkemeye Anayasa M-ahkemesi olarak sundu.

II. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Zorla Mal İktisap Yasasının 10(a) maddesi aynen şöyledir:
"10. Her hangi bir malın zorla iktisabı ile ilgili olarak ödenecek tazminat, aşağıda gösterilen kurallara uygun olarak takdir edilir:-
Malın k-ıymeti, aşağıda konan hükümlere tabi olmak şartıyle, maldan, ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihte açık pazarda istekli bir satıcı tarafından satılmış olması halinde, sağlanması beklenen bedel kadar olur;
. . . . . . . .
. . . . . . . .


III. İLGİ-Lİ ANAYASA METİNLERİ:

33(1)(c) maddesi aynen şöyledir:

"Madde 33.
Devlet, belediyeler, yasanın kendilerine kamulaştırma hakkı tanıdığı kamu tüzel kişileri veya kamu yararı güden kuruluşlar-
. . . . . . .
. . . . . . .
anlaşmazlık çıktığı takdirde, bir hu-kuk mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniyete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın öngöreceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla,
herhangi bir taşınır veya taşınmaz malı veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya çıkarı kamulaştırma-ya yetkilidirler."


IV. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Davacının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesi herhangi bir malın zorla iktisabı halinde malın kıymeti ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihte açık pazarda iste-kli bir satıcı tarafından satılmış olması halinde sağlanması beklenen bedel kadar olur. İktisap ihbarının yayınlandığı tarihle ödeme tarihine kadar genellikle uzun zaman geçmektedir. Örneğin bu konuda kamulaştırma ihbarı 15.2.1978 tarihinde yayınlandı. -Ödence davasının mahkemedeki duruşması, 6 Haziran 1979'da yapıldı hüküm ise 21.6.1979'da verildi. Anayasanın 33(1)(c) maddesi bu gibi hallerde tam ve hakkaniyete uygun bir ödencenin ödenmesini öngörmektedir. Kıbrıs Türk Federe Devletinde tedavülde buluna-n Türk lirası son zamanlarda hızla değer kaybetmekte ve dolayısıyle Türk lirasının satın alma gücü günden güne düşmektedir. Kamulaştırma hallerinde Anayasanın öngördüğü tam ve hakkaniyete uygun bir ödencenin verilmesi için böyle bir ödencenin malı kamulaş-tırılan kişiye ödemek veya en azından ödence hususunda anlaşma olmadığı hallerde ödence hususunda Mahkeme karar verdiği gündeki kıymeti üzerinden hesaplanması gerekir. Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesinin öngördüğü gibi kamulaştırılan malın kıyme-ti, kamulaştırma ihbarının verildiği gündeki kıymeti hesaplanırsa kamulaştırma ihbarı ile ödeme tarihi arasında geçecek uzun müddet içerisinde paranın satın alma gücünde meydana gelen düşüş nazarı itibare alınmayacak ve mal sahibi büyük zararlara uğrayacak-tır. Halbuki Anayasa mal sahibinin bu gibi hallerde tam ve hakkaniyete uygun bir ödence almasını öngörmüştür.

b) Davalının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesinin ödence için tesbit ettiği kriterler Anayasaya- aykırı değildir. Kamulaştırma ihbarı tarihindeki kıymet tam ve hakkaniyete uygun bir ödencedir.

V. İNCELEME:
Tarafların ileri sürdüğü sav ve görüşler, konu ile ilgili Yasa ve Anayasa metinleri incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

Zorla Mal İktisab-ı Yasasının 4. maddesine göre herhangi bir taşınmaz malın kamu yararına kamulaştırılması istenmesi halinde ilgili makam tarafından Resmi Gazetede bir iktisap ihbarının yayınlanmasını öngörmektedir. İktisap ihbarı yayınlandıktan sonra ve gereken araştırma -ve incelemeler yapıldıktan sonra ilgili makam yasanın 6. maddesi uyarınca Resmi Gazetede bir iktisap emri yayınlar. Yasanın 8. maddesine göre iktisabı yapan makam iktisap ihbarının yayınlanmasından sonra herhangi bir zamanda mal sahibi ile ödenecek ödence- hakkında bir anlaşma yapar. İktisap emrinin yayınlanmasından sonra bir ay içerisinde ödenecek ödence hakkında bir anlaşmaya varılmadığı takdirde iktisabı yapan makam veya ilgili herhangi bir şahıs malın iktisabı için ödenecek ödencenin kararlaştırılması -için Mahkemeye müracaat edebilir. Yasanın 10. maddesinin (a) bendine göre ödencenin iktisap ihbarının yayınlandığı tarihteki malın açık pazarda istekli bir satıcı tarafından satılmış olması halinde sağlanması beklenen bedel kadardır. Yasanın 13. maddesin-e göre ödence için uyuşulan veya kararlaştırılan meblağın ödenmesi üzerine taşınmaz mal iktisabı yapan makamın mülkiyetine girer.



Görülüyor ki Yasa uyarınca kamulaştırılan taşınmaz mal için ödenecek miktar, kamulaştırma ihbarının yayınlandığı tarihte t-aşınmaz malın değeridir. Genellikle kamulaştırma ihabrı yayınlandığı tarih ile kamulaştırılan taşınmaz mal için ödenecek ödencenin takdiri veya tesbiti veya Mahkeme tarafından kararlaştırıldığı tarih arasında bir hayli zaman geçmektedir. Normal olarak es-ki devirlerde bu iki tarih arasında geçen zamanın herhangi bir önemi yoktu çünkü para değerinde veya paranın alım satım gücünde herhangi bir esaslı değişiklik olmazdı. Herhangi bir değişiklik olmuş olsa idi dahi bu değişiklik önemsiz bir miktardı ve bu mi-ktar da tesbit edilen ödenceye bir miktar faiz ödenmesi kabul edilmekle veya kararlaştırılmakla bu fark telafi edilebilirdi.

Anayasa kamulaştırma hallerinde tam ve hakkaniyete uygun bir ödencenin ödenmesini öngörmektedir. Genel Hukuk İlkeleri de kamulaş-tırma konularında tam ve hakkaniyete uygun bir ödence, alınan taşınmaz malın tam karşılığının para olarak verilmesidir. Bir kamulaştırmanın yapılması ile kamulaştırılan malın sahibinin mamelekinin bir kısmından yoksun bırakılmış olur. Tam ve hakkaniyete -uygun bir ödencenin verilmesi için mamelekte yapılan eksiltmenin para ile karşılanması gerekir. Kuşkusuz bu karşılanma hususu ortaya yeni bir sorun çıkarır. Bu sorun da taşınmaz malın hangi zamana göre para karşılığının ödenmesidir. Örneğin Zorla Mal İk-tisabı Yasasının 10(a) maddesinin öngördüğü gibi mi yoksa ödencenin ödeneceği gündeki taşınmaz malın değeri mi? Yoksa anlaşma olmadığı ve Mahkemeye müracaat edildiği hallerde duruşma gücündeki mal değeri mi, yoksa duruşma neticesi Mahkeme tarafından veril-ecek olan hüküm tarihindeki değer mi? Daha önce belirtildiği gibi geçmişte bu husus önemli bir husus değildi, çünkü tedavüldeki paranın, istikrarlı olduğu cihetle, alım satım gücü hemen hemen sabitti. Ancak son zamanlarda örneğin 1975'lerden sonra para d-eğerlerinde ve paranın alım satım gücünde sık sık değişiklikler olmaya başladı ve genellikle para değerinde ve paranın alım ve satım gücünde önemli düşüşler olmaya başladı. Örneğin 15.2.1978 tarihinde 1 Sterlin'in değeri 35 TL idi. 6.6.1979 tarihinde ise- 1 Sterlin'in değeri 90 TL oldu. 21.6.1979 tarihinde ise 1 Sterlin'in değeri 98 TL oldu. Bundan açıkça görülüyor ki Kıbrıs Türk Federe Devletinde tedavülde bulunan Türk Parasının değeri 15 Şubat 1978 tarihi ile 21.6.1979 tarihleri arasında hızla büyük bi-r düşüş kaydetti.

Bu durumda kamulaştırma hallerinde ödenecek olan ödencenin kamulaştırılan malın hangi tarihteki değerinin tesbit edilmesi büyük bir önem taşır. Konu meselede kamulaştırma ihbarı 15 Şubat 1978'de Resmi Gazetede yayınlandı, taraflar ar-asında anlaşmaya varılamadığı nedeniyle konu Mahkemeye intikal etti ve konu hakkında Mahkemede duruşma 6 Haziran 1979 tarihinde yapıldı. Hüküm de 21 Haziran 1979 tarihinde verildi. Ödence kamulaştırılan malın 15.2.1978 tarihindeki değeri esasına göre tes-bit edilse, kuşkusuz duruşma günündeki değerinden çok farklı olacaktır. Kamulaştırma ihbarı ile ödenecek olan ödencenin anlaşma veya mahkeme kararı ile tesbit edilmesine kadar geçecek olan zamana göre kamulaştırma ihbarı verildiği tarihdeki değer ile öden-ce hakkında anlaşma veya Mahkeme tarafından kararın verildiği gündeki değer arasında günümüzün koşullarına göre daima bir fark olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda kamulaştırılan malın sahibine kamulaştırma ihbarının verildiği gündeki değer esası üzerinden mal- sahibine ödence verildiği takdirde Anayasanın öngördüğü tam ve hakkaniyete uygun bir ödencenin verildiği söylenebilir mi? Olayda görüldüğü gibi davacıya kamulaştırma ihbarı tarihindeki değer üzerinden ödence verildiği takdirde duruşma günündeki para değe-ri veya paranın satın alma gücü göz önünde tutulduğunda mal sahibi asgari olarak %150 civarında bir zarara uğrayacaktır. Bu durumda davacının Anayasada öngörüldüğü gibi tam ve hakkaniyete uygun tazmin edildiği söylenemez.


Zorla Mal İktisabı Yasası 196-2 yılında geçirilmiştir ve geçirildiği yılda para veya paranın satın alma gücü sabitti. Yasanın bu kuralının 1962 yılındaki durum göz önünde tutulduğunda Anayasaya aykırılığı yoktur. Ancak daha sonra yaşamımızda meydana gelen değişiklikler ve Türk Parası-nın değerinin ve satın alma gücünün büyük bir hızla günden güne düştüğü gerçeği karşısında söz konusu yasa maddesinin halâ daha ve ilgili zamanlarda Anayasanın 33(1)(c) maddesine uygun olduğu söylenemez. Daha önce belirtildiği gibi bir mal sahibinin tam v-e hakkaniyete uygun olarak tazmin edilebilmesi için elinden alınan taşınmaz malının tam para karşılığının kendisine verilmesi gerekir. Kişi elinden alınan taşınmaz malın karşılığının kendisine verildiği takdirde tam ve hakkaniyete uygun olarak tazmin edil-ebilir. Zorla Mal İktisabı Yasasına göre kamulaştırma makamı kamulaştırma ihbarını yayınladıktan sonra bir seneye kadar kamulaştırma emrini yayınlamak yetkisini haizdir. Kamulaştırma emri yayınlandıktan sonra da kamulaştırılan mal için ödenecek ödencenin- tesbiti başlar. Daha önce belirtildiği gibi bu, ya taraflar arasında bir anlaşma yolu veya anlaşma olmadığı takdirde Mahkemeye müracaatla olur. Mahkemeye müracaat edildiği takdirde de Mahkemede de konunun duruşmasına gidilmesine ve hüküm verilmesine kad-ar da önemli bir zaman geçeceği göz önünde tutulduğunda kamulaştırma hallerinde kamulaştırma ihbarı yayınlanma tarihi ile ödencenin taraflar arasında veya Mahkemece kararlaştırılmasına kadar bir hayli uzun zaman geçeceği bir gerçektir. Kişi elinden zorla -alınan bir mal için ödenecek olan ödencenin tam ve hakkaniyete uygun olabilmesi için alınan malın ödeme günündeki malın gerçek değeri olması gerekir. Ancak Mahkemeye başvurulduğu hallerde ödeme gününü tesbit etmede bir hayli müşkülâtla karşılanabilinir. -Mahkeme, ödencenin ödeneceği günü duruşma gününde tesbit edemez. Bu nedenle en uygunu belki de kamulaştırılan taşınmaz malın mahkemeye gidildiği hallerde duruşma günündeki gerçek değerini, daha önce malın değerine karşılık veya mahsuben mal sahibine tekli-f yapılıp yapılmadığını, miktarlarını ve diğer tüm faktörleri nazarı itibare alarak, tesbit etmesi ve bu değer üzerinden ödencenin saptanması gerekir. Kuşkusuz Mahkeme tarafından saptanan ödencenin en erken bir zamanda ödenmesi gerekir.

Yukarıda yapılan- açıklamalardan görüleceği gibi, Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesi malın kıymetinin ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihteki değerinin üzerinden hesaplanmasını öngörmektedir. Halbuki yukarıda yapılan açıklamalardan ilgili iktisap ihbarının- yayınlandığı tarihteki değer üzerinden tazminat tesbit edilmesinin Anayasaya aykırı olduğu açıktır. Bu nedenle söz konusu maddede yer alan "ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihte" söz dizisinin Anayasaya aykırı olduğuna karar verilmesi gerekir.

S-ONUÇ:
Sonuç olarak 15/62 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasasının 10(a) maddesinin ikinci satırında yer alan "ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihte" söz dizisinin Anayasanın 33(1)(c) maddesine aykırı olduğuna oy birliği ile karar verilir.




(Ülfe-t Emin) (Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan Yargıç




(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut)
Yargıç Yargıç Yargıç


26.1.1981







-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy