Anayasa Mahkemesi Numara 14-15/2020 Dava No 1/2022 Karar Tarihi 07.04.2022
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 14-15/2020 Dava No 1/2022 Karar Tarihi 07.04.2022
Numara: 14-15/2020
Dava No: 1/2022
Taraflar: Vadim Finans Proje ve Taahhüt Şti.Ltd. ile Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü ve diğerleri arasında
Konu: Anayasaya havale - etkenlik unsuru - Anayasaya havalede uyuşmazlık konusu yasa veya kuralının etkenliğinin değerlendirilmesi - eşitlik ilkesine aykırılığa ilişkin kriterler - hak arama özgürlüğüne aykırılığa ilişkin kriterler - yükümlülük yükleyen yasaların katı yoruma tabi tutulması kuralı - havale talebinin reddi
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 07.04.2022

-D.1/2022 Birleştirilmiş
Anayasa Mahkemesi: 14/2020 ve 15/2020



ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

ANAYASANIN 148. MADDESİ HAKKINDA.

Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Güld-en Çiftçioğlu, Tanju Öncül,
Beril Çağdal, Peri Hakkı.

Anayasa Mahkemesi: 14/2020


Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından İstida/İstinaf 10/2020 sayılı davada

(Müstedi: Vadim Finans Proje ve Taahhüt Şti.Ltd., Gültekin Şen-gür Sokak, No:5, Kumsal, Lefkoşa

ile

Müstedialeyh: 1-Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, Lefkoşa,
2-Korman Construction Ltd. Bedreddin Demirel
Caddesi, No 100, Lefkoşa arasında) sunulan
- konu.


Havaleyi yapan Müstedi tarafından: Avukat Feyzi Hansel
Müstedialeyh No.1 tarafından: Başsavcı Yardımcısı Muavini İlter Koyuncuoğlu ve Savcı Dilhan Çavuş
Müstedialeyh No.2 tarafından: Avukat Serhan Çinar


Anayasa Mahkemesi: 15/20-20


Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından İstida/İstinaf 10/2019
sayılı davada

(Müstedi: 1-Karalım & Co.Ltd., Organize Sanayi
Bölgesi, 16.Sokak, No:30 - Lefkoşa
2-Mehmet Karalım - Organize Sanayi Bölgesi,
16.Sokak No.30 - L-efkoşa
ile

Müstedialeyh: 1-Lefkoşa Kaza Tapu Amirliği vasıtasıyla KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
2-Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü ve/veya
Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü v-asıtasıyla
KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa ve
Ek Müstedialeyh: Universal Bank Limited. 57, Mehmet Akif
Caddesi, Köşklüçiftlik - Lefkoşa arasında)
sunulan konu.
Havaleyi yapan tarafından: Avukat Ahmet Nazım-
Müstedialeyh tarafından: Başsavcı Yardımcısı Muavini İlter Koyuncuoğlu ve Savcı Dilhan Çavuş
Ek Müstedialeyh tarafından: Avukat Murat M. Hakkı


------------

K A R A R

Mehmet Türker:

KONU:
Anayasa Mahkemesi 14/2020'd-e konu;
Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığı,
Anayasa Mahkemesi 15/2020'de ise konu;
Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Tak-diri) Yasası'nın 74. maddesinin Anayasanın, 1.,7.,8.,12. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığıdır.

OLAY:
Anayasa Mahkemesi 14/2020 No.lu davada; havaleyi talep eden ve 10/2020 sayılı istida istinaftaki Müstedi aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 249-8/2016 No.lu davada 24/4/2017 tarihinde verilen hüküm gereğince, hükümlü borcun tatmini için adına kayıtlı bulunan taşınmaz malların açık artırma ile satılmasına emir verilmiş ve bu emre istinaden Müstedialeyh
No.1 Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafınd-an, Müstedi adına kayıtlı taşınmaz malların satışı için MES 41/2018 sayılı mecburi satış dosyası açılarak satışa konu taşınmazların taban satış değeri tespit edilerek Müstediye bildirilmiştir. Müstedi, Tapu Müdürünün saptadığı en düşük (Taban) satış değeri-ne itiraz etmiş, ancak Tapu Müdürü Müstedinin itirazını reddetmiştir. İtirazı reddedilen Müstedi Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 10/2020 sayılı istida istinafı dosyalayarak Tapu Müdürünün yaptığı değer tespitinin aşikâr surette düşük olduğu nedeniyle iptal edilm-esini ve Mahkemece değer tespiti yapılmasını talep etmiştir.

Anayasa Mahkemesi 15/2020 No.lu davada; havaleyi talep eden ve 10/2019 sayılı istida istinaftaki Müstediler aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 468/2015 No.lu davada verilen hüküm gereğince-, hükümlü borcun tatmini için Müstedi No.1 adına kayıtlı bulunan ve hükümlü borç için 701/2014 No.lu ipotek takrirnamesi tahtında ipotekli olan taşınmaz malların açık artırma ile satışına emir verilmiş olup bu hüküm ve/veya emre istinaden Müstedialeyh No.2- Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından konu taşınmaz malların satışı için MES 61/2016 sayılı mecburi satış dosyası açılarak, satışa konu taşınmazların taban satış değeri tespit edilip Müstedilere bildirilmiştir. Müstediler Tapu Dairesi Müdürünün sapta-dığı en düşük (Taban) satış değerine itiraz etmişse de, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü Müstedilerin itirazını reddetmiştir. İtirazı reddedilen Müstediler Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 10/2019 sayılı istida istinafı dosyalayarak, Tapu Kadastro Dairesinin yaptı-ğı değer tespitinin çok düşük olduğu nedeniyle iptal edilmesini ve Mahkeme tarafından değer saptaması yapılmasını talep etmişlerdir.

10/2020 sayılı istida istinafta da duruşmaya başlandığı gün havale talep eden Müstedi Avukatı, konu kısmında belirtil-diği gibi, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine, 10/2019 sayılı istida istinafta ise havale talep eden Müstediler Avukatı aynı maddenin Anayasanın 1., 7., 8., 12. ve 17. madde-lerine aykırı olduğunu iddia edip bu hususta karar verilmesi için konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etmişlerdir. Havalelerin duruşması esnasında, Anayasa Mahkemesi 15/2020'de havaleyi talep eden Avukatı, Anayasanın 1., 7. ve 12. maddeleri-ne aykırılık iddialarından vazgeçtiğini beyan etmiştir.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi havale edilmesi istenen ilgili yasa maddesinin taraflar arasındaki ihtilafın sonuçlandırılmasında etken olduğu bulgusuna vararak, konuyu Anayasa Mahkemesine havale etmiş v-e Anayasa Mahkemesinin kararına değin istida istinaflara konu MES 41/2018 ve
MES 61/2016 sayılı dosyalarda başlatılan işlemleri durdurmuştur.

İDDİALARIN GEREKÇELERİ
1. Havaleyi yapan Müstedilerin iddiaları:
Müstediler, aleni müzayede ile satışı tal-ep edilen taşınmaz mallar için Tapu Müdürü tarafından yapılan değerlendirmeye itiraz eden kişinin, duruma göre Müdürün veya Mahkemenin yapılan itirazı dinlemeye başlaması için itirazında belirttiği değer ile Tapu Müdürünün saptadığı değer arasındaki farkın- %1'i kadar harç yatırması gerektiğini düzenleyen Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin Anayasanın 8. ve 17. maddesine aykırı olduğunu iddia etmektedirler. Müstedilere göre 74. maddedeki bu düzenleme ile itira-zın görüşülmesi için yatırılması öngörülen %1'lik harç ve/veya depozit fahiş olup mali açıdan zaten zor durumda olan kişilerin, yani Müstedilerin hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırdığı gibi ve yasal yargı yoluna başvurmalarını da engellemektedir. Bu nede-nle mezkûr Yasa maddesi, Anayasanın hak arama ve yasal yargı yolu ile ilgili 17. maddesine aykırıdır.

Müstedilere göre bu madde aynı zamanda malın değerinin ihtilaflı olduğu meselelerdeki mal sahipleri arasında eşitsizlik yaratmaktadır. Hükümlü borcu-ndan dolayı taşınmaz malı aleni müzayede ile satılacak olan kişinin ekonomik gücü varsa maddenin öngördüğü harcı yatırabilecek, böylece
hakkını arayıp taşınmaz malın yeniden değerlendirilmesini sağlayabilecek ancak ekonomik gücü olmayan kişi ise harcı yatı-ramayacağından hakkını arayamayacaktır. 74. maddedeki bu düzenleme taşınmaz malının değeri ihtilaf konusu olan kişiler arasında eşitsizlik yaratmakta olup Anayasanın 8. maddesine aykırıdır.

2. Müstedialeyhlerin iddiaları:
Müstedialeyhler Lefkoşa Kaz-a Tapu Amirliği ve Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü adına bulunan Savcıya göre; Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi, taşınmaz malın değer tespitine itiraz eden tüm kişilerin maddede belirlenen %1 harcı ödemesini- emretmektedir. Bu madde itiraz eden ve Müstedi olacak kişiler arasında harcın ödenmesi ile ilgili olarak herhangi bir ayrım yapmamakta ve herhangi bir eşitsizlik yaratmamaktadır. Dolayısıyla, 74. maddenin Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 8. maddesin-e herhangi bir aykırılığı bulunmamaktadır.

Harç ödenmeden müteakip işlemlerin yapılamayacağını belirten kural hak arama özgürlüğünü sınırlamamakta, bu hakka halel getirmemektedir.

Harç, Devletin yüklenmiş olduğu görevleri yerine getirebilmek -için Anayasal sınırlar içinde egemenlik yetkisine dayanarak çeşitli kaynaklardan elde ettiği vergi ve resim gibi bir çeşit kamu geliridir. Bireyler özel menfaatlerine ilişkin kamu hizmetlerinden yararlanma karşılığında, bu hizmetlerin maliyetlerine katı-lmak için devletin belirlediği harçları ödemekle mükelleftir. Bu harç mükellefiyeti, yargılama hizmetleri için de geçerlidir. Taşınmaz malının satışı için satış işlemleri başlatılan kişilerin (Müstedilerin) istida istinaf dosyalayarak taşınmaz mallarının y-eniden değerlendirilmesini talep etmeleri, özel menfaatleri ile ilgili kamu hizmeti talebine ilişkin olup bu taleplerinin bir harca tabi olması gerekir. Bu harç ödenmeden müteakip işlem yapılmayacağını belirten Fasıl 224'ün 74. maddesinin, Anayasanın hak a-rama özgürlüğü ve yasal yargı yolu ile ilgili 17. maddesine herhangi bir aykırılığı bulunmamaktadır.

Anayasa 14/2020 No.lu havaledeki Müstedialeyh No.2 Avukatı, Fasıl 224'ün 74. maddesinin de yer aldığı Fasıl 224'ün IV. Kısmının; Kıymet Takdiri başl-ığı altındaki maddelerinin (madde 66-74) ve yine bu kısımda yer alan Anayasaya aykırılığı iddia edilen 74. maddenin, Fasıl 224 yürürlüğe girmeden önce kıymet takdiri yapılmamış, Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra ortaya çıkan taşınmaz malların kıymet tak-dirinin ve yeniden kıymet takdiri yani genel olarak kıymet takdiri yapılması ile ilgili olduğunu, Anayasaya aykırılığı iddia edilen ve Alt Mahkeme tarafından Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesi için Anayasa Mahkemesine havale edilen 74. maddenin -bu kısım altında yapılan bir değerlendirmeye itiraz yapılması halinde itirazda belirtilen değer ile tespit edilmiş kıymet arasındaki fark üzerinden itiraz edenin %1 oranında harç ve/veya depozito yatırmasını öngördüğünü, havale konusu meselede hükümlü bir -borcun ödenmesi için taşınmaz malların satışına da emir verilmesi ile Fasıl 6 Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası altında taşınmaz malların aleni müzayede ile satış prosedürü başlatılıp malların satışı yoluna gidildiğini, meseledeki işlemlerin Fasıl 223 Taşınm-az Mal Satışları Kısıtlaması Yasası altında yapıldığını, Tapu Müdürünün bu Yasa altında aleni müzayede ile satılacak taşınmaz malların mahfuz fiyatını tespit ettiğini, bu değer tespitine itirazı olan borçlu veya alacaklının Yasa'nın 6. maddesi altında Tapu- Müdürüne müracaatta bulunabileceğini, havaleye konu meselede aleni müzayede
ile satış için değer tespiti yapılan taşınmazların değerlendirmesine bu Yasa'nın 6. maddesine dayanarak hükümlü borçlu Müstediler tarafından itiraz edildiğini, Fasıl 224'ün 74. ma-ddesinin meselenin karara bağlanmasında etken olmadığını ileri sürmüştür.

Müstedialeyh No.2 Avukatı Anayasa Mahkemesinin havale edilen Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin meseleye etken olduğuna karar -vermesi halinde, bu maddenin öngördüğü %1 harç makul seviyede olmayıp çok yüksek olduğundan, kişilerin Mahkemeye müracaat edip haklarını aramasını engellediğini, bunun Anayasanın 17. maddesine aykırı olduğunu ancak eşitlik salt eşitlik olmadığından maddeni-n Anayasanın 8. maddesine aykırı olmadığını iddia etmiştir.

Anayasa 15/2020 No.lu havaledeki Ek Müstedialeyh Avukatına göre havale konusu olan Fasıl 224'ün 74. maddesi mahfuz kıymete itiraz edecek olan kişiler arasında bir ayrıma gitmemiştir. Yasa ön-ünde eşitlik herkesin her yönden aynı kurallara tabi tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kural ve uygulamaları gerektirebilir. Havale konusu 74. madde altında başvuruda bulunan kişi, yaptığı baş-vuru ile Mahkemeler ve/veya Kaza Tapu Dairelerini meşgul ederek hükümlü alacaklının başlattığı icra sürecini geciktirebilecektir. Bunun önlenebilmesi için başvuruyu yapandan makul olmak koşuluyla harç adı altında ödeme yapmasının istenmesi, Anayasaya aykır-ılık yaratmaz. Ödenmesi istenen harç, kişinin iddia ettiği malının değeri ile yapılan kıymet takdiri arasındaki fark üzerinden sadece %1 oranında olup itirazın haklı bulunması halinde iadeye tabidir. Bu nedenle, Anayasanın 8. maddesindeki eşitlik ilkesini -ve dolayısıyla Anayasanın
8. maddesine bir aykırılığı bulunmamaktadır.

Ek Müstedialeyh Avukatı, yukarıda ileri sürdüğü tüm hususlara ilaveten kanun koyucunun 74. madde ile hükümlü borçlular ve alacaklılar arasında makul bir denge kurmaya ve adalet m-ekanizmasının etkinliğini korumaya çalıştığını, mesnetsiz taleplerle mahkemelerin ve Kaza Tapu Dairelerinin gereksiz meşgul edilmesine yönelik caydırıcılık sağlanması bakımından %1'lik harcın konduğunu, bu harcın cuzi ve iadeye tabi olduğunu bu nedenle, ha-k aramayı kısıtlayıcı olmadığı gibi, Mahkemeye erişim hakkını da ihlal etmediğini, maddenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da uyumlu bir madde olduğunu, bu nedenlerle Anayasanın 17. maddesine de bir aykırılığı bulunmadığını da iddia etmiştir.
-
İLGİLİ YASA MADDESİ
Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi aynen şöyledir:


-"Kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine itiraz edenlerin yatıraca-
ğı depozito-lar74.Muhamminin yaptığı herhangi bir kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine veya Müdürün onlarla ilgili bir kararına itiraz eden herhangi bir kişi, itirazı ile bir-likte Müdüre itiraz edilen kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdiri ile itiraz sahibinin doğru olduğunu iddia ettiği kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdiri arasındaki fark üzerinden yüzde bir oranında bir harç yatırır ve duruma göre, Müdür veya Mahk-eme, bu depozito yatırılmadıkça itirazı dinlemeye başlamaz; itiraz haklı bulunursa, Müdür itirazın başarılı olduğu miktar oranında depozitoyu veya bir kısmını iade eder."-İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ

"Eşitlik

Madde 8
- (1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket et-mek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.


Hak Arama Özgürlüğü ve Yasal Yargı Yolu:
Madde 17
(1)Kimse, b-u Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler oluşturulması yasaktır.
(2)Herkes, yurttaş hak ve yükümlülüklerinin vey-a kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında, yasa ile kurulan bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından, makul bir süre içinde adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir o-turumda okunur.
(3)Ulusal güvenlik, anayasal düzen, kamu düzeni, kamu güvenliği veya genel ahlak yararına olduğu veya küçüklerin çıkarları veya tarafların özel hayatlarının korunması için gerekli olduğu ve yayının, adaletin sağlanması için mahkemece zararl-ı görüldüğü özel durumlarda, mahkeme duruşmanın kısmen veya tamamen kapalı yapılmasına karar verebilir.
(4)Herkes:
(a)Mahkeme önüne çıkarılması nedenlerinin kendisine bildirilmesi;
(b)Davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak için gerekli zamana sahip o-lmak;
(c)Delillerini göstermek veya göstertmek veya tanıkların yasaya uygun olarak doğrudan doğruya sorguya çekilmesini istemek;
(ç)Kendisinin veya yakınlarının seçtiği bir hukukçu tutmak ve adaletin sağlanması için gerekli görülüyorsa, yasanın gösterdiği -şekilde kendisine parasız bir hukukçu atanması;
(d)Mahkemede kullanılan dili anlayamadığı veya konuşamadığı takdirde, bir tercümanın yardımından parasız yararlanmak hakkına sahiptir."

-
İNCELEME
Her iki davada da havale talep eden Müstediler, hükümlü borçlarının tatmini amacıyla taşınmaz mallarının satışı hususunda verilen hüküm gereğince Tapu Müdürü tarafından bu taşınmaz mallarına yapılan değer takdirinin iptali ve Mahkemece yenid-en değer tespitinin yapılması için İstida/İstinaf yolu ile Mahkemeye yaptıkları başvurunun,
Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi uyarınca, yatırılması gereken %1'lik harç yatırılmadan görüşülemeyeceği nedeniyle- yukarıda "İDDİALARIN GEREKÇELERİ" bölümünde ileri sürdükleri iddialarına dayanarak, 74. maddenin ihtilafın çözümünde etken olduğunu ve 74. maddenin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Anayasa'nın 148. maddesine göre-, "istinaf işlemleri de dahil olmak üzere, herhangi bir mahkeme işlemindeki bir taraf,
bu işlemin herhangi bir safhasında, bu işlemdeki uyuşmazlık konularından herhangi birinin, karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi bir yasanın veya kararın veya sö-z konusu yasa veya kararın herhangi bir kuralının Anayasa'ya aykırılığını ileri sürebilir." Anayasa'nın 148. maddesindeki bu düzenleme, Mahkeme işlemine taraf olanlara, somut norm denetimini harekete geçirme ve uyuşmazlığın çözümünde etken olabilecek bir n-ormun Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürme hakkını vermektedir. Somut norm denetiminin harekete geçirilebilmesi ve bir normun Anayasa'ya aykırılığının iddia edilebilmesi için aranan koşul, Anayasa'ya aykırılığı iddia edilen yasa veya herhangi bir kuralın- uyuşmazlık konularından herhangi birinin karara bağlanmasında etken olmasıdır.

Bir Mahkeme işleminde, bir yasanın veya yasanın herhangi bir kuralının Anayasa'ya aykırılığının ileri sürülmesi ve ilgili Mahkemenin, yasanın veya yasanın herhangi bir ku-ralının uyuşmazlık konusunun karara bağlanmasında etken olduğu nedeniyle konuyu Anayasa Mahkemesine havale etmesi halinde de, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen yasanın veya yasanın herhangi bir kuralının, uyuşmazlık konusunun karara- bağlanmasında etken olup olmadığını resen inceleme yetkisi bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi, etkenlikle ilgili yapacağı incelemede, etkenlik şartının mevcut olmadığı sonucuna varırsa, Anayasa'ya aykırılık konusunda bir inceleme yapmaz (Gör.Anayasa Mahkeme-si 29/2014 D.4/2017 Anayasa Mahkemesi 2/1982 D.9/1982, Anayasa Mahkemesi 13/1986 D.19/1987, Anayasa Mahkemesi 5/1995 D.4/1996).

Bu husustaki bir diğer Anayasal prensip ise, Anayasa Mahkemesi etkenlik konusunu resen karara bağlarken meselenin derinliğ-ine ve/veya esasına girerek havaleyi yapan Mahkemenin karara bağlaması gereken konuyu karara bağlamaması veya havaleyi yapan Mahkemenin karara bağlamış olduğu bir konuyu Yargıtay gibi ele alıp incelememesidir. Anayasa Mahkemesi bir yasa maddesinin Anayasay-a aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine havalesi yapılan davada etkenlik konusunu ele alıp değerlendirebilir. Ancak, bunu yaparken ilk mahkemenin kararını denetleyecek şekilde hareket etmemelidir. Bu konularda inceleme yapma Anayasa Mahkemesinin, göre-v ve yetkisi dahilinde değildir. Anayasa Mahkemesinin havale edilen yasa maddesinin karara bağlanması gereken konu ile ilgili olup olmadığını, o konuya uygulanıp uygulanmayacağını ve meselenin çözümünde etken olup olmadığını inceleyerek bu yönde karar verm-esi gerekmektedir.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Anayasa Mahkemesine havale talebinin yapıldığı her iki istida istinafta da Müstedialeyhler Lefkoşa Kaza Tapu Amirliği ve Tapu Kadastro Dairesi Müdürlüğü ve/veya Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü adına bulun-an Savcı, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin, Tapu Müdürünün herhangi bir kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine itiraz eden kişi tarafından, taşınmaz malının iddia ettiği değeri ile Tapu Müdürünün ta-şınmaz malı için belirlediği bedel arasındaki farkın, %1'ine karşılık gelen miktarın Tapu Dairesine yatırılmasını, bu harcın yatırılmaması halinde Müdür ve/veya Mahkemenin itirazı dinlemeye başlayamayacağı düzenlemesini getirdiğini, her iki istida istinaft-a da Müstedilerin bu harcı yatırmadıkları görüldüğünden, istida istinafların ileri gidemeyeceğini ve ret ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. İstida/İstinaf 10/2019'daki Ek Müstedialeyh ve İstida/İstinaf 10/2020'deki Müstedialeyh No.2 de aynı idd-iada bulunmuşlardır. Ancak Müstedilerin bu maddenin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine havale talep ettikleri aşamada, İstida/İstinaf 10/2020'deki Müstedialeyh No.2 Avukatı bu iddiasından vazgeçmiş ve 74. maddenin m-eselenin çözümünde etken olmadığı yönünde iddiada bulunup, hukuki argümanlarını ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesinde Fasıl 224'ün 74. maddesinin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığı ile ilgili tarafların iddialarının dinlendiği Birleştiri-lmiş Anayasa Mahkemesi 14/2020 ve 15/2020 sayılı davalarda da aynı iddia ve argümanı ileri sürmüştür.

Her iki istida istinafta da Müstediler, Müstedialeyhlerin bu iddialarına karşılık, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt Ve Kıymet Takdiri) Yasas-ı'nın 74. maddesinin meselenin çözümünde etken olduğunu ve maddenin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek, aykırı olup olmadığını karara bağlamak için Anayasa Mahkemesine havale talep etmişlerdir. Lefkoşa Kaza Mahkemesi, her iki ist-ida istinaftaki ihtilafın karara bağlanmasında 74. maddenin etken olduğu bulgusunu yaparak 74. maddenin Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığına karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine havalesine karar vermiştir.

Daha önce de belirtti-ğim Anayasal prensibe göre Anayasa Mahkemesinin havale edilen yasa maddesinin, karara bağlanması gereken konu ve/veya ihtilaf ile ilgili olup olmadığını, o konu ve/veya ihtilafa uygulanıp uygulanamayacağını ve meselenin ve/veya ihtilafın çözümünde etken ol-up olmadığını saptaması ve bu yönde bir karar vermesi gerekmektedir. Havale edilen yasa maddesi yani Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi ihtilafın çözümünde etken değilse Anayasaya aykırı olup olmadığı incelenm-eyecektir.

Havale talep edilen her iki istida istinaftaki Müstediler Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin istidaların karara bağlanmasında etken olduğunu, aleyhlerine verilen Mahkeme hükmü gereğince aleni müzaye-de ile satışa çıkarılan taşınmaz malları için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün saptadığı kıymete yaptıkları itirazın Mahkeme tarafından değerlendirilebilmesi için 74. maddenin yatırılmasını emrettiği bir harç bulunduğunu, bu harcı yatırmadan istida istin-aflara konu ihtilafın ele alınamayacağını iddia edip, 74. maddenin bu nedenle ihtilafın karara bağlanmasında etken olduğunu ileri sürmüşlerdir. Lefkoşa Kaza Mahkemesi, 74. maddenin ihtilafın karara bağlanmasında etken olduğu bulgusuna vararak, maddenin Ana-yasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının incelenmesi için konuyu Anayasa Mahkemesine havale etmiştir.

Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın havaleye konu 74. maddesinin de bulunduğu Yasa'nın IV. Kısmında -Kıymet Takdiri Başlığı altındaki
66. maddeden 74. maddeye kadar olan maddeler, bu Yasa'ya tabi taşınmaz malların kıymet takdirinin yapılması ile ilgili düzenlemeyi içermektedir. Yasa'nın bu bölümündeki maddeler Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce veya son-ra herhangi bir taşınmaz malın, müdürün isteği veya taşınmaz malın sahibinin başvurusu ile kıymet takdirinin yapılmasını, bir taşınmaz malın yeniden kıymet takdirinin yapılmasını, Bakanlar Kurulu tarafından taşınmaz malların genel kıymet takdirinin yapılma-sını, taksim edilmemiş hisseler halinde elde bulundurulan malların kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirinin yapılmasını, kıymet takdirleri yapılırken izlenecek usulü, kıymet takdirinin Bakanlar Kurulunca atanan Muhamminler tarafından yapılacağını ve M-uhamminin bu bölümde belirtilen şekilde yaptığı herhangi bir kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine itiraz edilebileceğini düzenlemektedir.

Havale konusu 74. madde ile Muhamminlerin belirtilen taşınmaz mallarla ilgili yaptığı herhangi bir taşın-maz mal kıymet takdirine veya yeniden kıymet takdirine ilgili herhangi bir kişinin itiraz edebileceği, ancak itiraz edenin doğru olduğunu iddia ettiği kıymet ile itiraz ettiği kıymet takdiri arasındaki fark üzerinden %1 harç yatırması gerektiği,
bu harç y-atırılmadıkça Müdür veya Mahkemenin (duruma göre) itirazı dinlemeye başlamayacağı hükme bağlanmaktadır.

Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışlarının Kısıtlanması Yasası ise, Mahkeme emri ile, Fasıl 6 Hukuk Mahkemeleri Usulü Yasası kuralları veya 11/1978 sayı-lı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasası uyarınca yapılacak veya yapılmakta olan taşınmaz mal satışlarında uygulanacak kuralları içeren ve bu şekildeki satışlarda uygulanan bir Yasadır. Havaleye konu meselelerle alakalı olan bu Yasa'nın, meseleler ile ilgi-sinin anlaşılabilmesi için 3., 4., 5. ve 6. maddelerine bakılması gerekmektedir.
-

"Taban fiyatı saptama yetkisi
3. (1) 7. Madde kurallarına bağlı kalınması koşuluyla, bir taşınmaz malın satışı ;--Bölüm 6

11/1978 (a) Mahkemece emredildiğinde veya Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası kuralları uyarınca yapılmakta olduğunda ; veya
(b) Taşınmaz Mal ( Devir ve İpotek ) Yasası kuralları uyarınca yapılmakta olduğunda,--Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, meselenin tüm yönlerini dikkate aldıktan sonra adil ve makul görürse böyle bir satışın, kendisinin saptayacağı taban bir fiyata tabi olarak yapılmasına direktif verebilir.--(2) Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünce saptanan taban fiyat , açık artırma pusulasında belirtilir ve bu gibi taban fiyata ilişkin taşınmaz mal için taban fiyata eşit olmayan veya taban fiyatı aşmayan hiç bir teklif kabul edilmez.--
Taban fiyatı saptama yöntemi
4. Tapu ve Kadastro Daresi Müdürünün saptayacağı taban fiyat, taşınmaz malın İlçe Tapu Dairesi kütüklerinde kayıtlı bulunan muhammen bedelini aşamaz.--
Borçlu ve alacaklıya bildirimde bulunulması
5. (1 ) Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, açık artırma pusulasının asılmasından en az bir ay önce, borçlu ve böyle bir alacaklının bilinmekte olan son ikamet yerine gönderilen taahhütlü bir mektupla taban fi-yatın borçlu ve alacaklıya bildirilmesini sağlar ve böyle bir mektubun postalandığına dair Posta Dairesi makamları makbuzunun ibrazı, mektup teslim edilmeden iade edilmedikçe, taban fiyatın ilgili taraflara gereğince bildirildiğine ilişkin kesin delil oluş-turur.--(2) Bir mektup iade edilirse, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, taban fiyatı gösteren bir ilânın, taşınmaz malın bulunduğu kent, köy veya mahallede halkın görebileceği bir yere ve o malın bulunduğu ilçe merkezindeki İlçe Tapu Dairesi ilân tahtasına -asılmasını sağlar ve ilânın bu şekilde asılması, mektubu iade edilen kişiye taban fiyatın gereğince bildirildiğine kesin delil oluşturur.--
Taban fiyatın gözden geçirilmesi
6. (1) Mektupların 5. maddenin ( 1 ).fıkrasında öngörüldüğü şekilde postalandığı tarihten başlayarak üç hafta içinde taban fiyatın gözden geçirilmesi için borçlu veya alacaklı Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe s-unabilir.
Ancak, mektubu iade edilen herhangi bir kişi, ilânların 5. maddesinin (2). fıkrasında öngörüldüğü şekilde asıldığı tarihten başlayarak bir hafta içinde taban fiyatın gözden geçirilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesine dilekçe sunabilir.--(2) Yukarıdaki (1). fıkrada öngörülen dilekçe ilgili tarihte yürürlükte olan yerel araştırma ücretleri ile birlikte gönderilir ve Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü dilekçe ile ücretleri alması üzerine, dilekçeye konu taşınmaz malın gerçek kıymetini sapta-mak üzere bir yerel araştırma yapılmasını sağlar.--(3) Bu madde amaçları bakımından yerel araştırma, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün bu amaçla görevlendireceği bir İlçe Tapu Dairesi memuru ile taşınmaz malın bulunduğu kent, köy veya mahallenin ihtiyar heyeti tarafından birlikte yapılır ve memur ile- ihtiyar heyeti ilgili malın gerçek kıymeti konusunda anlaşmaya varamazlarsa bu gibi kıymet Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından saptanır. Taşınmaz malın memur ve ihtiyar heyeti tarafından veya Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünce saptanan gerçek- kıymet, o taşınmaz malın İlçe Tapu Dairesi kütüklerinde kayıtlı bulunan muhammen bedelinin yerini alır ve taban fiyat, ilgili malın bu gerçek kıymeti esas alınarak Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünce saptanır :
Ancak, taban fiyat bu gerçek kıymet-i hiç bir zaman aşamaz.--(4) Taban fiyatın gözden geçirilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe sunulmazsa, 5.maddenin (1). fıkrasında öngörüldüğü şekilde postalanan mektupların veya (2).fıkrası uyarınca asılan ilânın içerdiği taban fiyat, mektuplar veya ilâna konu -teşkil eden taşınmaz malın satışı için taban fiyat olur."-
Her iki istida istinafta da verilen Mahkeme hükümlerindeki, hükümlü borçların tatmini için Mahkeme hükmü ile satışına emir verilen taşınmaz malların Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından MES 41/2018 ve MES 61/2016 No.lu Mahkeme emri ile mal sa-tışı dosyaları açılıp aleni müzayede ile satış işlemleri başlatılmış, Mahkeme emri gereğince satışına emir verilen, taşınmaz malların Tapu ve Kadastro Müdürü tarafından Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışları Kısıtlanması Yasası kuralları gereğince (Madde 3,4,5,6-) kıymet takdiri yapılarak taraflara ihbarname ile bildirilip (Madde 5) tespit edilen kıymete itiraz süresi içinde itiraz hakkı tanınmış ve MES 41/2018 ve MES 61/2016 sayılı dosyalar tahtında satış için gün saptanmıştır. Her iki istida istinaftaki Müstedil-er Müdürün açık artırma ile satış için saptadığı taşınmaz malların değer takdirine çok düşük olduğu gerekçesiyle Fasıl 223 kuralları ve özellikle 6. maddesi uyarınca Tapu harçlarını yatırarak Tapu Müdürüne itirazda bulunmuş ancak itirazları Müdür tarafında-n reddedilmiştir. Müstediler istida istinaflarını da sair mevzuata atıf yapmalarına rağmen esasen Fasıl 223 kurallarına dayandırarak Müdürün saptadığı taşınmaz mal değerinin ve bu değerlendirmeye karşı yaptıkları itirazı reddeden Tapu Müdürünün kararının i-ptal edilmesini ve Mahkeme tarafından değer tespiti yapılmasını talep etmişlerdir. Diğer bir anlatımla, Müstedilerin başvuruları ve başvurularındaki talepleri Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışları Kısıtlanması Yasası kurallarının ve özellikle 6. maddesinin uygu-lanmasından neşet eden ihtilafın çözülmesine yönelik olup bu Yasa kurallarına dayanmaktadır. Fasıl 223'ün hiçbir kuralında açık artırma ile yapılacak satışlarda Müdürün saptadığı taban fiyata yapılan itirazlar ve/veya Müdürün kararına karşı Mahkemeye başvu-rulması halinde itiraz sahibinin doğru olduğunu iddia ettiği kıymet takdiri ile yeniden kıymet takdiri arasındaki farkın yüzde biri oranında bir harç yatırılması ve yatırılmazsa Müdür veya Mahkemenin itirazı dinleyemeyeceğine dair bir düzenleme bulunmamakt-adır. Belirtilen yasal durumdan ortaya çıkan sonuç, havale yapılan istida istinaflarda karara bağlanması gereken konu ve/veya ihtilafa uygulanması gereken Yasa kurallarının Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışları Kısıtlanması Yasası kuralları ve özellikle bu Yasa-'nın 6. maddesi olduğu ve Fasıl 223'ün
6. maddesinin konunun ve/veya ihtilafın karara bağlanmasında etken olduğudur.
Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi ise, Yasanın IV. Kısmındaki Kıymet Takdiri kuralla-rı gereğince Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt Ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın yürürlüğe girmesinden önce veya sonra kıymet takdiri yapılmamış ve kıymet takdiri yapıldığı zaman ilgili taşınmaz malın kayıtlı kıymeti sayılan değer tespitine, tekrar değer- tespitine, Bakanlar Kurulu tarafından yapılan genel kıymet takdirine, taksim edilmemiş hisseler halinde elde bulundurulan malların yapılan kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine karşı yapılacak itirazlar ve bu itirazların Müdür veya Mahkeme tarafınd-an dinlenebilmesi için yatırılması gereken yüzde bir harç ile ilgili olup, havale yapılan istida istinaflarda karara bağlanması gereken konu ve/veya ihtilafla ilgili olmayan, istida istinaflardaki konu ve/veya ihtilafa uygulanabilecek bir yasa maddesi deği-ldir. Dolayısıyla, havaleye konu Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi istida istinaflardaki ihtilafın çözümünde etken değildir.

Tüm belirtilenler ve bu saptama ışığında Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Ka-yıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi ihtilaf konusunun karara bağlanmasında etken olmadığı nedeniyle, Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının incelenip karara bağlanması gereksizdir.

SONUÇ:
Sonuç olarak Fasıl 224 Taşınmaz Ma-l (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesi ihtilaf konusunun karara bağlanmasında etken olmadığından, Anayasanın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının incelenip karara bağlanması gerekmediğine karar veririm.

İstida istinaf d-osyalarının, istidaların bırakıldığı yerden dinlenmesine devam edilmesi için Lefkoşa Kaza Mahkemesine iade edilmesine direktif veririm.

-Gülden Çiftçioğlu : Birleştirilmiş olarak dinlenen 14-15 /2020 sayılı havalede Sayın Yargıç Mehmet Türker'in kararında belirttikleri ve vardığı sonuç ile hemfikirim.
İlaveten "ek görüşümü" aşağıdaki şekilde ifade ederim:

Fasıl 224 Taşınmaz mal Yasasının- havaleye konu 74.maddesinin bulunduğu Kıymet Takdiri başlığını taşıyan
4. Kısım madde 66-74 kapsamındaki meseleleri kapsamaktadır. Yasanın 74. maddesi de bu kısım tahtında muhamminin yaptığı herhangi bir kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine veya -Müdürün onlarla ilgili bir kararına itiraz ile ilgili olup ister harç adı altında isterse depozito adı altında olsun itiraz edene yükümlülük /maddi külfet yüklediği açıktır.

Bilindiği üzere yükümlülük yükleyen ( imposing burdens) /maddi külfet (pecuniary- burdens) yükleyen yasaların katı yoruma (strict construction) tabi tutulmaları bir hukuk kuralı olarak kabul edilmektedir.
Karine olarak, bir yasanın amacı açıkça maddi külfet/yükümlülük niyetini ifade etmiyorsa, kanun koyucunun bunu arzulamadığı, eğer k-anun koyucu böyle niyette ise, bunu açık olarak, basit bir şekilde göstereceği kabul edilmektedir. Yasa ile yükümlülük /maddi külfet yükleyen bir yüklemenin açık ve sarih bir dille yapılması gerekir.
Yasanın dili, açıkça yükümlülük yüklemedikçe kişiye yük-ümlülük yüklenmez. Makul şüphe olan hallerde konuya en yararlı yorum kabul edilebilir( Bkz: Maxwell on Interpretation of Statutes, 7.ed, s.,245,246)

Bu durumda Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74. maddesinin katı yoru-ma tabi tutulmasında fayda vardır.
Yukarıda vurgulandığı üzere, Fasıl 224 Taşınmaz mal Yasası'nın 74. maddesi ister harç adı altında isterse depozito adı altında olsun, Fasıl 224 madde 66-74 kapsamındaki meseleler açısından itiraz edene yükümlülük /maddi k-ülfet yüklemektedir.

Buna karşın, Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 74. maddesinin Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışlarının Kısıtlanması Yasası madde 3.,4.,5.,6.,7.,8. ve 9.'un kapsamındaki meseleler açısından da itiraz edene yükümlülük/maddi külfet getirdiği -hiç bir şekilde görülmemektedir.

Fasıl 224 Taşınmaz mal Yasasının 74.maddesi, Fasıl 223 Taşınmaz Mal Satışlarının Kısıtlanması Yasası madde 3.,4., 5.,6.,7.,8.,9.'un kapsamındaki meseleler açısından da itiraz edene yükümlülük / maddi külfet getirme niyetin-de olsa idi, bu niyetini açık ve sarih dille gösterecekti.

Yapılan katı yorum (strict construction) çerçevesinde, Fasıl 224 madde 74'ün, kendisinin yer aldığı IV. Kısımdaki madde 66-74 kapsamındaki meselelere uygulanabilirliğinin kabul edilmesi gerektiği,- 74. maddenin hiçbir şekilde Fasıl 223'ün 3.,4.,5.,6.,7.,8. ve 9. maddeleri kapsamındaki meseleler açısından uygulanabilirliğinin söz konusu olmadığı sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır.
Sonuç olarak; Fasıl 224 Taşınmaz Mal ( Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) -Yasası'nın 74. maddesinin ihtilafın çözümünde etken olmadığı kanaatine vardığımdan, Yasa'nın 74. maddesinin Anayasanın 8.ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının incelenip karara bağlanmasına gerek bulunmadığına karar veririm.--
-Tanju Öncül:
Anayasa Mahkemesi 14/2020'nin konusu, Fasıl 224 Taşınmaz Mal Yasası'nın 74. maddesinin Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığı;
Anayasa Mahkemesi 15/2020'nin konusu ise, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri-) Yasası'nın 74'üncü maddesinin Anayasa'nın 1.,7.,8.,12., ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığıdır.
Anılan meselelerdeki tarafların iddialarının gerekçeleri ile ilgili Yasa ve Anayasa maddeleri ise, Sayın Yargıç Mehmet Türker tarafından yazılan kararda -yer verildiği gibidir. Bu nedenle, kararımda, bu kısımların tekrarına yer verilmeye-cektir. Kararın "OLAY" kısmı da, genel olarak, Sayın Yargıç Mehmet Türker'in kararında yer verildiği gibi olmakla birlikte, Sn.Meslektaşımın belirttiklerine ek olarak, Anay-asa Mahkemesi 15/2020'de, havaleyi talep edenin, Anayasa'nın 1.,7.,8.,12. ve 17. maddelerine aykırılık bulunduğunu ileri sürdüğünü ve havaleyi yapan Alt Mahkemenin de, konuyu, bu maddelere aykırılık açısından incelenmesi için Anayasa Mahkemesine havale ett-iğini, ancak Anayasa Mahkemesi'ndeki duruşma sürecinde, Anayasa Mahkemesi 15/2020 sayılı havalede, havaleyi talep eden Avukat Ahmet Nazım'ın, Anayasa'nın 1., 7. ve 12. maddelerine aykırılık iddiasında ısrarlı olmadığını söylediğini dile getirmekte yarar gö-rürüm.
Birleştirilmiş olarak dinlenen konu davalardan, Anayasa Mahkemesi 14/2020 sayılı davadaki Müstedialeyh No.2'nin Avukatı, Anayasa Mahkemesi huzurunda iddialarını ortaya koyarken, bu meselede etken olan maddenin, Fasıl 224'ün
74. maddesi değil, Fası-l 223'ün 6. maddesi olduğunu ileri sürmüştür. Alt Mahkemenin havaleye ilişkin kararı istinaf edilmemiş olmakla birlikte, Anayasa Mahkemesi 26/2014 D.3/2017'de belirtildiği üzere, Alt Mahkemenin havale kararının istinaf edilmemesi, etkenlik konusunun Anaya-sa Mahkemesi tarafından ele alınmasına engel oluşturmamaktadır. Bu nedenle Müstedialeyh No.2 Avukatının anılan özdeki iddiasının öncelikle karara bağlanması yönüne gidilecektir.
Anayasa Mahkemesinin, etkenlik konusunu yeniden incelerken, Alt Mahkemenin ka-rarını, Yargıtay'ın sahip olduğu yetkiler çerçevesinde ele alarak denetleme yetkisine sahip olmadığı açıktır. Bu yaklaşım gereği, Anayasa Mahkemesi, davadaki uyuşmazlık konusunun karara bağlanmasında etken olmadığı açık olan, buna karşın Alt Mahkemece etke-n olduğuna karar verilen yasa maddesinin veya kuralın, davadaki uyuşmazlık konusunun karara bağlanmasında etken olmadığı sonucuna varabilecektir.
Anayasa Mahkemesinin etkenlik konusunu incelediği kararlardan birisi olan ve yukarıda değinilen Anayasa Mahke-mesi 26/2014 D.3/2017 sayılı kararında, Anayasa Mahkemesi, havalenin zamansız yapıldığını (prematüre olduğunu) karara bağlarken,
"Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesine havale yapılırken, ilk mahkemenin, havalesi istenilen maddenin huzurundaki davanın çözüme u-laşması için kesin olarak kullanılacağı kararına varması halinde ancak o söz konusu maddenin o davada etken olacağı bulgusunu yapması gerekir. Davadaki farklı iddialar neticesinde alt mahkemenin kararını davanın havalesi talep edilen yasa maddesine dayandı-rmadan sonuçlandırabileceği hallerde, o maddenin kararın verilmesinde etken olduğu söylenemez. Bu şartlarda havale kararı verilmemesi gerekir."
demiştir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi 4/1988 D.10/1988 sayılı kararında ise, etkenlik konusuyla ilgili- olarak,
" Şunu belirtmek yerinde olur ki ilgili mahkemenin yapması muhtemel bir yorum neticesi konu davanın Yasanın 10.maddesinin (1).fıkrasının şart bendi kapsamında değil de birinci bendinin kapsamında olduğu kanaatına varıldığı ve bu nedenle bu fıkra-nın Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunun davanın karara bağlanmasında etken olduğunun gözükmesi halinde konu, karara bağlanmak üzere, Anayasa Mahkemesine yeniden havale edilebilir."
demiştir.
Havaleyi yapan Alt Mahkeme, gerek İstida/İstinaf 10/2019 sa-yılı, meseledeki, gerekse İstida/İstinaf 10/2020 sayılı meseledeki kararlarında;
"Fasıl 224'ün 74'üncü maddesi, kanaatimce, çok açık bir şekilde muhamminin yaptığı herhangi bir kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine veya müdürün bunlarla ilgili herh-angi bir kararına itiraz eden kişinin, doğru olduğunu iddia ettiği kıymetle, mevcût kıymet takriri veya yeniden kıymet takriri arasındaki fark üzerinden %1 harç yatırmadığı takdirde müdür veya Mahkemenin itirazı dinlemeye başlayamayacağı hükmünü amirdir."
-sonucuna varmış, yani 74'üncü maddeye dayanarak İstida/İstinafların sonuçlandırılabileceğini karara bağlamıştır.
"Müstedialeyh No.2 Avukatının meselenin karara bağlanmasında etken olduğunu ileri sürdüğü;
"Taban fiyatın gözden geçirilmesi6. (1) Mektuplar-ın 5. maddenin ( 1 ).fıkrasında öngörüldüğü şekilde postalandığı tarihten başlayarak üç hafta içinde taban fiyatın gözden geçirilmesi için borçlu veya alacaklı Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe sunabilir :
Ancak, mektubu iade edilen herhangi bir ki-şi, ilânların 5. maddesinin (2). fıkrasında öngörüldüğü şekilde asıldığı tarihten başlayarak bir hafta içinde taban fiyatın gözden geçirilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesine dilekçe sunabilir.(2) Yukarıdaki (1). fıkrada öngörülen dilekçe ilgili tarihte- yürürlükte olan yerel araştırma ücretleri ile birlikte gönderilir ve Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü dilekçe ile ücretleri alması üzerine, dilekceye konu taşınmaz malın gercek kıymetini saptamak üzere bir yerel araştırma yapılmasını sağlar.(3) Bu madd-e amaçları bakımından yerel araştırma, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün bu amaçla görevlendireceği bir İlçe Tapu Dairesi memuru ile taşınmaz malın bulunduğu kent, köy veya mahallenin ihtiyar heyeti tarafından birlikte yapılır ve memur ile ihtiyar he-yeti ilgili malın gercek kıymeti konusunda anlaşmaya varamazlarsa bu gibi kıymet Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından saptanır. Taşınmaz malın memur ve ihtiyar heyeti tarafından veya Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünce saptanan gerçek kıymet, o t-aşınmaz malın İlçe Tapu Dairesi kütüklerinde kayıtlı bulunan muhammen bedelinin yerini alır ve taban fiyat, ilgili malın bu gerçek kıymeti esas alınarak Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünce saptanır :
Ancak, taban fiyat bu gerçek kıymeti hiç bir za-man aşamaz.(4) Taban fiyatın gözden geçirilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe sunulmazsa, 5.maddenin (1). fıkrasında öngörüldüğü şekilde postalanan mektupların veya (2).fıkrası uyarınca asılan ilânın içerdiği taban fiyat, mektuplar vey-a ilâna konu teşkil eden taşınmaz malın satışı için taban fiyat olur."şeklindeki Fasıl 223'ün 6. maddesi incelendiğinde, bu maddenin, temelde taban fiyatın gözden geçirilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe sunulması ile ilgili olduğu ve b-u çerçevede Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne yapılacak dilekçe için yatırılacak "ücretin", "yerel araştırma ücreti" olacağına da konu maddede yer verildiği görülmektedir. Fasıl 223 incelenmeye devam edildiğinde, Fasıl 223'de, Tapu ve Kadastro Dairesi Müd-ürüne, taban fiyatın gözden geçirilmesi için dilekçe sunulmasına karşın, yeni bir muhammen bedelin saptanmaması halinde dilekçeyi sunanın yapabileceklerinin, diğer bir deyişle, Tapu Müdürünün kararına karşı İstida/İstinaf veya sair başka bir yolla Mahkemey-e başvurabileceğinin düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Fasıl 223'de bu husus düzenlenmediği gibi, Mahkemeye başvuru sürecinde veya anında yatırılacak "ücret" veya "harç" veya "depozit" ile ilgili herhangi bir düzenleme de bu Yasa'da
yer almamaktadır.
Hava-lelerin yapıldığı meseleler incelendiğinde, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe yapılmış veya Müdürün kararına itiraz edilmiş ve sonrasında da, bu itirazların da reddedilmiş ve redden dolayı da İstida/İstinaf yoluyla Mahkemeye başvurulmuş olduğu gerç-ekleriyle karşılaşılmaktadır. Özellikle etkenlik olmadığının ileri sürüldüğü Anayasa Mahkemesi 14/2020 sayılı havaleye sebep olan İstida/İstinaf 10/2020 incelendiğinde, Müstedinin "değer tespitlerinin" iptalini istediği de görülmektedir. Yukarıda vurguland-ığı üzere Fasıl 223'de, özellikle de 6. maddesinde itirazın reddine dair kararın, İstida/İstinaf yoluyla Mahkeme huzuruna getirilmesi sürecinde, yatırılması gereken "ücrete" veya "harca" veya "depozitoya" dair kural bulunmamaktadır. Fasıl 223'ün 6. maddesi-nde yatırılması gereken "ücrete" dair tek kural, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne dilekçe sunulması süreciyle ilgilidir. Buna karşın,
"Kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine itiraz edenlerin yatıracağı depozitolar74. Muhamminin yaptığı herhangi bir- kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdirine veya Müdürün onlarla ilgili bir kararına itiraz eden herhangi bir kişi, itirazı ile birlikte Müdüre itiraz edilen kıymet takdiri veya yeniden kıymet takdiri ile itiraz sahibinin doğru olduğunu iddia ettiği kıy-met takdiri veya yeniden kıymet takdiri arasındaki fark üzerinden yüzde bir oranında bir harç yatırır ve duruma göre, Müdür veya Mahkeme,bu depozito yatırılmadıkça itirazı dinlemeye başlamaz; itiraz haklı bulunursa, Müdür itirazın başarılı olduğu miktar -oranında depozitoyu veya bir kısmını iade eder."
şeklindeki Fasıl 224'ün 74. maddesinde, gerek Müdüre, gerekse de Müdürün kararına karşı Mahkemeye yapılacak itirazlarda yatırılacak "harç" veya "depozito" ile ilgili düzenlemeye yer verilmiştir. Müdüre yap-ılacak dilekçe dolayısıyla yatırılması gereken harçla ilgili özel bir düzenleme Fasıl 223'de olduğu için, Müdüre yapılacak itirazın karara bağlanmasında bu meseleler özelinde, 74. maddedeki harçla ilgili kuralın değil Fasıl 223'ün 6. maddesindeki kuralın -uygulanması gerektiği düşünülebilir hale gelmektedir. Buna karşın, Müdürün kararından dolayı Mahkemeye yapılacak itirazlar açısından bunu söylemek olanaklı değildir. Çünkü yukarıda da belirtildiği üzere, Fasıl 223'de, Müdürün kararından dolayı Mahkemeye ya-pılacak itirazla ilgili süreçte yatırılması gereken "harç" veya "depozito" ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır.
Tüm bunlar Müdürün kararından Mahkemeye yapılan itirazların konu olduğu İstida/İstinafların karara bağlanmasında, Fasıl 223'ün 6. maddesin-in etken olmadığını ortaya koyar haldedir. Buna karşın, Fasıl 224'ün 74. maddesinde Müdürün kararına karşı Mahkemeye yapılacak itirazın dinlenebilmesi için yatırılacak harç veya depozito düzenlendiğinden, madde 74. maddenin, meselenin karara bağlanmasında -etken olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu hususlar vurgulandıktan sonra, meselelerin esasının incelenmesi açısından, Anayasa Mahkememizin konuyla ilgili önceki kararlarına bakıldığında, Anayasa'nın 17'nci maddesine aykırılıkla ilgili iddiaların incelendiği, Anay-asa Mahkemesi 4/1988 D.10/1988'de;
".....Başsavcı, uygun gördüğü takdirde, özel surette açılan bir davayı, devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine sahiptir. Kişilerin ise Başsavcılığı denetleme yetkisi mevcut değildir. Bir kişinin, kendi kont-rol ve denetimi dışındaki bir işlemin tahakkuk etmemesi üzerine hakkı olan bir davayı açamaması veya bu hakkını kullanabilmesinin pek zorlaşması kuşkusuz bu hakkın özüne dokunur. Bu Mahkemenin birçok içtihat kararında belirttiği gibi bir hak ve özgürlüğün- amacına uygun biçimde kullanmasını son derece zorlaştıran veya onu kullanılmaz duruma düşüren sınırlamalar o hak ve özgürlüğün özüne dokunmuş olur...........................
..........................................................
Yasanın 67.maddesinin -şart bendinde öngörülen kısıtlama bir temel hak veya özgürlüğün özüne dokunduğu cihetle Anayasanın 11.maddesine ve bu hak veya özgürlüğü düzenleyen 17(1) maddesine aykırıdır."
denildiği, Anayasa Mahkemesi 3/2001 D.2/2001 sayılı kararda ise;
-".....Mağdur olduğu görüş ve iddiasında bulunan herhangi bir kimsenin, mağduriyetini gidermek için yetkili mahkemeye başvurması onun anayasal hakkıdır. Kişinin mahkemeye başvurma hakkının elinden alınması veya bu hakkın kullanılmasının son derece zorlaştı-rılması Anayasanın 17(1) maddesine aykırılık teşkil eder. Ancak, Anayasanın 11. maddesinde ifadesini bulan nedenlerden herhangi birisi söz konusu olursa kişinin mahkemeye başvurabilme hakkı, o hakkın özüne dokunulmamak koşulu ile, kısıtlanabilir."
-
şeklindeki görüşlere yer verildiği ortaya çıkmaktadır.
Alıntılananlardan anlaşılacağı üzere, Anayasa Mahkememizin içtihatlarına göre, Anayasa'nın 17. maddesine aykırılıktan söz edebilmek için, kişinin Mahkemeye başvurma hakkının elinden alınmış veya bu h-akkın kullanılmasının son derece zorlaştırılmış olması veya hakkın kullanılmaz duruma düşürülmüş bulunması gereklidir.
Fasıl 224'ün 74. maddesine bakıldığında, maddenin, Mahkemenin itirazı dinleyebilmesi için, itiraz edilen kıymet takdiri ile itiraz sahib-inin doğru olduğunu iddia ettiği kıymet takriri arasındaki fark üzerinden %1 oranında harç veya depozito yatırmasını düzenlediği gerçeği ile karşılaşılmaktadır. Bunun ötesinde, yatırılan depozitonun, itirazın başarılı olduğu miktar oranında iade edileceğin-in de maddede yer aldığı görülmektedir.
74. maddedeki, itirazda başarılı olunduğu oranda depozitonun iade edileceği özlü düzenlemeden anlaşılacağı üzere, yatırılması öngörülen %1'lik meblağ, doğrudan Devlet'e gelir olarak kalması öngörülmüş bir meblağ de-ğildir. İtiraz sahibi, itirazında başarılı olduğu oranda yatırdığı meblağı geri alabilecek, itirazında başarılı olmadığı oranda ise konu meblağ başarısızlık oranı göz önünde bulundurularak iade edilmeyecek ve başarısızlık oranına göre Devlet'e kalacaktır. -Bu durumda itiraz sahibi, itirazında başarılı olmadığı oranda yatırdığı meblağdan devlete gelir sağlamış hale gelecek, başarılı olduğu oranda ise devlete gelir kaydının önüne geçecektir. Diğer bir deyişle, itiraz eden, doğru olduğunu düşündüğü kıymet takdi-rini, kanıtlayabileceği bir miktar olarak ileri sürdüğü sürece yatırdığı depozitoyu geri alabilecek ve herhangi bir kayba uğramayacaktır. Bu gerçeklik ve kişinin, kendi iddialarına bağlı olarak, yatırılması gereken depozito meblağının artacağı hususu birli-kte göz önünde bulundurulduğunda, iadeye de tabi %1'lik depozitonun, itiraz edenlerin iddia veya savunma haklarını ortadan kaldırdığını söylemek olanaklı olamamaktadır.
Belirtilenler ötesinde, huzurumuzdaki meseleler açısından olaylar incelendiğinde, itir-az edenlerin, aleyhlerine hüküm alınmış ve hükmün tahsili yoluna gidilmiş kişiler olduğu gerçeği ile de karşılaşılmaktadır. Bu da bana, itiraz edenlerin, konu başvuruları ile, satışı geciktirmeye sebep olduklarını ayrıca buna bağlı olarak da hükümlü alacak-lılarını uğraştırma süreçlerini gündeme getirdiklerini düşündürmektedir. İşte tam da bu noktada, iadeye tabi %1'lik depozito yatırma koşulunun, karşı taraflarını gereksiz uğraştırmaya çalışanlara, onların dava haklarını da ortadan kaldırmayacak şekilde bel-li bir engel oluşturduğu düşünülebilir hale gelmektedir. Bu haliyle de konu %1'lik depozito yatırma koşulunun, hükümlü alacaklıların haklarını da koruduğu ve onların haklarını gecikmeden almalarını sağladığı ortaya çıkmaktadır.
Bu noktada hemen belirtmek-te yarar vardır ki, itiraz eden, iddia ettiği kıymet takdirini yüksek tuttuğu oranda, aradaki fark ve dolayısıyla yatırılması gereken meblağ artacaktır. Ancak itiraz eden itirazında haklı ise, yukarıda da belirtildiği üzere, yatırdığı meblağı geri alacaktı-r. Kısacası, böylesi bir düzenleme sayesinde, gerçekten hakkını arama gayesi ile hareket eden kişiler, (itiraz edenler) abartılı değil, gerçek değerleri ileri sürebilecek ve bu noktada da hem haklarını arayabilmiş, hem de karşı tarafı gereksiz yere uğraştı-rmamış konumda kalabileceklerdir, ki bu da, yapılan sınırlandırmanın hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmadığını, aksine hükümlü alacaklı ile malı satılacak olanın haklarını karşılıklı koruyucu bir denge oluşturduğunu düşündürmektedir.
Bu şekilde oluşturu-lmuş denge veya tarafların hakları arasındaki "orantılılık" düşünüldüğünde de, %1'lik depozito yatırma koşulunun, hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmadığı veya son derece zorlaştırmadığı veya onu kullanılmaz duruma düşürmediği anlaşılmaktadır.
Tüm bu h-ususlar göz önünde bulundurulduğunda, 74. maddenin Anayasa'nın 17. maddesine aykırı olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Anayasa Mahkemesi 14/2020'de, havaleyi yapan Avukatı,
74. maddenin ekonomik gücü olanlarla olmayanlar arasında ayrıma gittiğini ve bu nedenle- Anayasa'nın 8. maddesine de aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
İlk bakışta, itiraz edilen kıymet takdiri ile iddia edilen kıymet takdiri arasındaki farkın %1'inin, meselenin dinlenebilmesi için yatırılması zorunluluğunun, fark arttıkça ekonomik durumu iyi -olmayanlar aleyhine bir durum yaratacağı düşünülebilir halde görünmektedir. Ancak gözden kaçırılmaması gerekir ki, yukarıda vurgulandığı üzere, itiraz eden, itirazında haklı olduğu oranda, yatırdığı meblağı geri alacak ve kendisi abartılı rakamlar ileri sü-rmedikçe bir kayba uğramayacaktır. Kısacası, itiraz eden haklı çıkarsa, ekonomik bir kaybı olmayacaktır. Bunun ötesinde kişi, takdir edilen kıymetle kendi iddia ettiği kıymet arasındaki farkın %1'ini yatıracak, yani sahip olduğu malın veya malların iddia e-ttiği değer farkı oranında bir meblağı yatırmış olacaktır. Kendine göre malı ne kadar değerli ise, kişi o kadar fazla depozit yatıracaktır. Diğer bir deyişle, mal varlığı olarak çok değerli mal varlığı olduğunu ileri süren çok, az değerli mal varlığı olan -ise az depozit yatırarak itirazını dinletebilecektir. Bu da 74. maddedeki düzenlemenin ekonomik güce bağlı eşitsizlik yarattığını söylemeyi imkânsız kılar haldedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa 15/2020 sayılı meseledeki havale eden Avukatının eşitl-ikle ilgili iddiası, 74. maddeye tabi olanlar arasında ayrım yapıldığı özlüdür ve bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 10/1995, D.1/1996'ya atıf yapılmıştır. İlgili Anayasa Mahkemesi kararında, sayfa 24'de;
".....Maddenin düzenleniş şeklinden taşınmaz mal sahibi- olan bir kısım vatandaşlardan harç alınırken, bir kısımından alınamayacağına ve ortada bunun böyle olmasında haklı bir neden de görülemediğine göre, bu maddenin, şimdiki düzenleniş şekliyle, Anayasanın

eşitliği öngören 8. maddesine aykırılığı açıktır ve -iptal edilmesi gerekir."
denilmiştir.
İlgili kısmı alıntılanan karardan da görüldüğü üzere, taşınmaz mal sahipleri arasında ayrım yaptığı yaklaşımı ile, ilgili düzenleme, Anayasa'nın 8. maddesine aykırı bulunmuştur. Oysa, bu meseleye konu 74. maddede, kı-ymet takdirine itiraz edecek olanlar arasında bir ayrım yapıldığı söylenebilir halde değildir. Aksine, 74. madde, tüm itiraz edecek olanların, itiraz edilen kıymet takdiri ile iddia edilen kıymet takdiri arasındaki farkın %1'ini depozito olarak yatırmasını- esasa bağlamaktadır.
Tüm bu nedenlerle 74. maddedeki düzenleme, Anayasa'nın 8. maddesine de aykırı değildir.
Sonuç olarak,
Fasıl 224'ün 74. maddesinin, Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olmadığına karar veririm.
Anayasa Mahkemesi 15/2020'deki ha-vale eden, Anayasa'nın 1., 7. ve 12. maddeleri ile ilgili iddialarında ısrarlı olmadığından, bu maddelerle ilgili incelemeye gerek bulunmadığını ayrıca belirtmekte yarar görürüm.
Masrafların, her iki meseledeki havaleyi yapanlar tarafından ödenmesine karar- veririm.
-Beril Çağdal: Sayın Tanju Öncül tarafından okunan kararda belirtilen görüşler ve varılan sonuçla hemfikirim.
Peri Hakkı: Sayın Tanju Öncül tarafından okunan kararda belirtilen görüşler ve varılan sonuçla hemfikirim.
Mehmet Türker: Netice itibariyla, oy çok-luğu ile Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 74.maddesinin Anayasa'nın 8. ve 17.maddelerine aykırı olmadığına karar verilir.
Anayasa Mahkemesi 15/2020'deki havale eden, Anayasa'nın 1.,7. ve 12.maddeleri ile ilgili Anayasa-ya aykırılık iddialarını ileri götürmediğinden bu maddelerle ilgili herhangi bir inceleme yapılmasına gerek kalmamıştır.
Masraflar, havaleyi yapanlar tarafından ödenecektir.



Mehmet Türker Gülden Çiftçioğlu
(Yargıç) - (Yargıç)



Tanju Öncül Beril Çağdal Peri Hakkı
(Yargıç) (Yargıç) (Yargıç)
-

7 Nisan, 2022








31






Full & Egal Universal Law Academy