Anayasa Mahkemesi Numara 13/1989 Dava No 9/1989 Karar Tarihi 05.10.1989
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 13/1989 Dava No 9/1989 Karar Tarihi 05.10.1989
Numara: 13/1989
Dava No: 9/1989
Taraflar: KKTC Cumhurbaşkanı ile Yasama meclisi
Konu: Temel sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 13. maddesi ile Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 10. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 05.10.1989

-D. 9/89 Anayasa Mahkemesi: 13/89
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay

Teme-l sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 13. maddesi ile Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 10. maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti- Cumhurbaşkanının, Anayasanın 146. maddesi altında, görüş istemi.

Cumhurbaşkanı namına: Başsavcı Yardımcısı Yaşar Boran
Yasama Meclisi namına: Zaim Necatigil


GÖRÜŞ BİLDİRİSİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet meclisinin 2 Hazi-ran 1989 tarihli birleşiminde kabul edilerek Resmi Gazetede yayınlanmak üzere kendisine 9 Haziran 1989 tarihinde gönderilen Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 13. maddesi ile Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi (Kur-uluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 10. maddesinin Anayasanın 160. maddesine aykırı veya uygun olup olmadığı konusunda görüş bildirmesi için yasaları Anayasa Mahkemesi olarak Yüksek Mahkemeye yollamıştır.

Yğüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi ola-rak, sunulan konuyu incelemek ve konu ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Meclisi adına ileriye sürülen iddiaları dinlemek üzere en son 25 Ağustos 1989 tarihinde olmak üzere birkaç oturum yapmıştır. Yapılan oturumlar sınrasında Cumhurbaşkanı adı-na hazır bulunan Başsavcı Yardımcısı ile Meclis adına hazır bulunan avukatın ileri sürdüğü iddia ve görüşler dinlenmiştir. Mahkeme, ayrıca, benzer bir kuralı da konu eden iki iptal davasındaki davacıların icapcılık ile ilgili olarak o davalardaki görüş ve- iddialarını da dinlemeyi uygun gördü ve dinledi.

Başsavcı yardımcısının iddia ve görüşleri şu şekilde özetlenebilir. Konu iki yasanın ilgili maddeleri tıpatıp aynıdır. Cumhurbaşkanı bu maddelerin Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunda görüşü sad-ece icapcılık bakımından istemektedir. Bu nedenle bu Görüş Bildirisi ile ilgili olarak bizi ilgilendirmekte olan sadece bu maddelerin (3) ve (4). fıkralarıdır. Bu fıkralar hizmet koşulları ile ilgilidir. Anayasanın 160. maddesi ise Anayasadan önce kamu -görevlisi bulunan bir kişi aleyhine hizmet koşullarının değiştirilmemesini öngörmektedir. İcapcılığı öngören bu fıkralar ise kamu görevinde olan ilgili doktorların hizmet koşullarında değişiklik yapmamıştır. 12/69 sayılı Hastahaneleri Kontrol Yasası altı-nda yapılan 1969 Kıbrıs Türk Cemaatı Hastahaneler Yönetmeliği bu gibi doktorların icapcı olarak görev görmelerini öngörmekte idi. Bu nedenle ilgili doktorların aleyhine yeni bir düzenleme getirildiği söylenemez. Bilâkis halen yürürlükte bulunan 34/1989 s-ayılı Yasa göz önünde bulundurulduğunda icapcı doktorlar için ek menfaat olarak icapcı tazminatının da öngörülmekte olduğu görülür. Konu maddeler, bu nedenlerle, Anayasanın 160. maddesine aykırı değildir.

Meclis adına ileri sürülen idda ve görüşleri-n özeti ise şöyledir. Konu fıkraların içerdiği kurallar ücret artırılmasını öngörmekte ve ücretle ilgisi bulunmamaktadır. Çalışma saatları bakımından da ek bir yükümlülük getirilmiş değildir. Bu fıkraların Anayasanın 160. maddesi ile direkt bir ilgisi y-oktur, uzak bir etki ise kısıtlama sayılamaz. Doktorların icapcı olarak çalışmaları zaruridir ve bunun aksi düşünülemez. Esasen Devletin, Anayasanın 49. maddesi altındaki görevini yerine getirebilmesi için icapcılık gereklidir. Anayasa yürürlüğe girdiği-nde icapcılık, yürürlğükteki mevzuata göre, mevcuttu ve bu fıkra ile bu yükümlülük artırılmamıştır ve kazanılmış halara müdahale etmemektedir. Anayasaya aykırılık yoktur.

34/1989 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.2) Yasasının icapcılıkla ilgili- kural içeren 22. maddesini konu eden iki iptal davasındaki davacılar icapcılığı öngören konu maddenin ücret ve çalışma koşulları ile ilgili müktesep haklara ve Anayasanın çalışanlar için öngördüğü dinlenme hakkına müdahale ettiği için Anayasanın 160. madd-esine ve diğer bazı maddelerine aykırı olduğunu iddia ettiler. Tabiidir ki bu davacılar başka bir yasanın benzer bir kural içeren 22. maddesi ile ilgili görüşlerini ileri sürmüşlerdir. Söz konusu 22. madde diğer kamu görevlilerine de şamil olduğu gibi üc-ret ile ilgili kural da içermektedir. Bu maddenin Anayasaya aykırılığı ancak konu davalarda ve içerdiği kurallar ışığında karara bağlanacaktır. Görüş Bildirisi ise Anayasanın 146. maddesine uygun olarak Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Meclisi adına ileri sür-ülen iddialar ışığında tezekkür edilip karara bağlanacaktır. Biz sadece bize yardımcı olabilir düşüncesi ile o davalardaki davacıları da, kararımızı vermezden önce, sözü edilen 22. madde hakkında dinlemeyi uygun gördük ve dinledik.

Bizden sorulmakta- olan konu iki yasanın sırası ile 13. ve 10. maddelerinin kamu görevlisi doktorların icapcı olarak da görev yapmalarını öngördüğü oranda Anayasanın 160. maddesine aykırı veya uygun olup olmadığıdır. Sözü edilen iki madde tıpatıp aynıdır. Bu maddelerin (1-). fıkraları Temel Sağlık Hizmetleri Dairesine bağlı sağlık servisleridndeki tüm hizmetlerin günün 24 saatında süreklilik gösteren hizmetler olduğunu hükme bağlamakta ve diğerleri yanında tabiplik sınıflarında çalışan personelin icapcı (on call) olarak da -görev yapmakla yükümlü olduklarını öngörmektedir. Bu maddelerin (3). fıkraları ise icapcı personelin mesai dışında bulunacakları yerleri sağlık merkezi nöbetçi doktor veya personeline bildirmelerini ve çağrıldıkları zaman yapılan davete hemen icabet etmel-erini, icapcıların görev nöbetlerinin Başhekimlikçe düzenlenemsini ve kendi uzmanlık dallarında tek olan kişilerin yıl boyu icapcı şeklinde çalışmanın usul ve esaslarının Bakanlar Kurulunca çıkarılcak bir tüzükle düzenlenmesini öngörmektedir.

Anayasa-nın 160. maddesi 1975 Anayasanın 131. maddesinin aynıdır. Bu madde hakkında A.M. 19/80 de şöyle denmiştir:

"131. maddenin (1). fıkrasına göre Anayasanın
yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu görevlisi
bulunan bir kişi, o tarihten sonra d-a, o tarihe
kadar kendisine uygulanan hizmet koşullarına bağlı
olmak hakkına sahiptir ve bu koşullar, kamu görev-
lisi bulunduğu sürece, aleyhine değiştirilemez.
Aynı madenin (3). fıkrasına göre de hizmet koşul-
ları o tarihe kadar- kabul edilmiş mevzuata göre
saptanmış ücret, izin, azil,görevden uzaklaştırma,
emeklilik maaşı, ikramiyeleri ve benzeri hakları
kapsar."

Gerek maddenin içeriğinden gerekse yukarıda iktibastan anlaşılacağı gibi Anayasanın yürürlüğe gi-rdiği tarihten önce kamu görevlisi olan bir kişi o tarihe kadar kendisine uygulanan hizmet koşullarına bağlı olmak hakkına sahiptir ve bunlar aleyhine değiştirilemez. Bu madede öngörülmekte olan kamu görevlisinin bağlı olduğu hizmet koşullarının hiç değiş-tirilemeyeceği değil de aleyhine değiştirilemeyeceğidir. Bu böyle olduğuna göre de Anayasanın geçtiği tarihten önce hizmette bulunan kamu görevlisi doktorların icapcılığa tabi olup olmadıklarının incelenmesi geekeri.
Anayasanın yürürlüğe girdiği tari-hte yürürlükte bulunan 1969 Kıbrıs Türk Cemaatı Hastahaneler Yönetmeliğinin 226. maddesi mütehassıs hekimlerin icapcı olarak çalışmalarını öngörmekte idi. Bu yönetmelik sadece mütehassıs hekimlerden söz etmekle beraber icapcılık, kanımızca, kamu tabipliği-nin doğal bir sonucu ve yükümlülüğüdür ve bu tüm uygar ülkelerde böyledir. Bu böyle olduğuna göre de, ilgili mevzuat olmasa dahi, icapcılığın mütehassıs hekimler de dahil kamu doktorları bakımından Anayasadan sonra getirilmiş bir yükümlülük olarak kabul e-dilmesi mümkün değildir.

Şimdi de konu yasalarda öngörülen icapcılığın Anayasa geçtiği tarihte mevcut yükümlülükten fazla bir yükümlülük getirip getirmediğini incelememiz gerekir. Konu yasaların ücret bakımından Anayasanın 160. maddesine ters düştüğ-ü söylenemez. Çünkü bu yasalarda icapcılığı öngören hallerde ücret ile ilgili herhangi bir kural mevcut değildir ve Anayasadan önce icapcılık ile ilgili ücretler bakımından doktorlar aleyhine yeni bir düzenleme getirmiş olduğu söylenemez.

İcapcılığı-n, buna tabi doktorların dinlenme hakkına haksız bir tecavüzde bulunup bulunmadığı, kanımızca, ancak yıllık izin bakımından konu edilebilir. Kendi sahasında tek olan bir kamu görevlisi doktorun bütün yıl boyu çalışacağı ve hiç izin alamayacağı düşünülemez-. Bu nedenle konu maddelerde öngörülen icapcılığın mevcut mevzuata uygun olarak izinde bulunanlar dışındaki doktorlara şamil olduğunun kabul edilmesi gerekir. Diğer bir deyimle icapcılığı öngören konu maddelerin bir doktorun mevcut mevzuata uygun olarak -izin hakkını kullanmasına engel teşkil eder şekilde yorumlanmaması gerekir.

Yukarıda söylenenler ışığında konu iki yasanın sırası ile 13. ve 10. maddeleri, kamu görevlisi doktorların icapcılığını öngördüğü oranda Anayasanın 160. maddesine aykırı deği-ldir.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 13. maddesinin ve Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 10. maddesinin kamu gö-revlisi doktorların icapcı olarak da görev yapmalarını öngördüğü oranda Anayasanın 160. maddesine aykırı olmadığı görüşüne, oybirliği ile, varmıştır.




(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç

-

(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç


5 Ekim 1989

-1


3



-


Full & Egal Universal Law Academy