Anayasa Mahkemesi Numara 13,14/1990 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 20.02.1991
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 13,14/1990 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 20.02.1991
Numara: 13,14/1990
Dava No: 2/1991
Taraflar: Kıbrıslılar Dayanışma Der. Ve YKP ile Cum. Meclisi
Konu: 24/90 sayılı yasanın Anayasaya aykırılığı...
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 20.02.1991

- D. 2/91 Birleştirilmiş


Anayasa Mahkemesi 13/90 ve 14/90

-Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Başkan, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Celâl Karabacak.

Anayasanın 147. Maddesi hakkında.

Anayasa Mahkemesi -13/90

Davacı: Kıbrıslılar Dayanışma Derneği, Lefkoşa ile

Davalı: KKTC Cumhuriyet Meclisi, Lefkoşa
a r a s ı n d a

Davacı namına: Hüseyin Celâl
Davalı namına: Yaşar Boran


Anayasa Mahkemesi 14/90

Davacı: Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), Lefkoşa ile

Davalı -KKTC Cumhuriyet Meclisi, Lefkoşa
a r a s ı n d a

Davacı namına: Hüseyin Celâl
Davalı namına: Yaşar Boran



K A R A R


KONU :
24/90 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının Kuruluşu ve Yar-gılama Usulü (Değişiklik) Yasasının 3. ve 6. maddelerinin Anayasanın başlangıç kısmına 1., 3., 6., 7., 8., 17., 136., 137., 141. ve 143. maddelerine aykırı olup olmadığı.


I. OLAY:
A.M. 13/90 sayılı davadaki davacı Anayasasının 147. maddesinin 1. fıkrasın-ın öngördüğü ve 6/61 sayılı Türk Cemaat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasası kapsamında bir kuruluştur ve tüzüğü gereği "toplum sorunlarını ve/veya temel hak ve özgürlükleri savunmak ve/veya
araştırmak ve/veya düşünce özgürlüğünü savunmak ve mağdur olan-lara yardım etmek ve KKTC Anayasanın 147' inci msddesinin (1 ). fıkrasının verdiği hakları kullanmak" olduğunu ileri sürmektedir.


A.M. 14/90 sayılı davada davacı siyasal bir partidir. Dava konusu edilen 24/90 sayılı Yasanın yayınlanıp yürürlüğe girdiğ-i tarihte Yasama Meclisinde iki milletvekili ile temsil ediliyordu. Davanın açıldığı 18.6.1990 tarihinde ise davacının Yasama Meclisinde milletvekili yoktu.


Tarafların istemi ve Mahkemenin de uygun bulması üzerine birleştirilerek dinlenen bu davaların es-as duruşmasına geçmeden önce Davalı Meclis tarafından bulunan Başsavcılık ön itirazlarda bulundu ve davacıların Mahkeme önündeki davaları açmaya hakları bulunmadığını iddia ederek, davaların esasına girmeden, ön itirazların dinlenip karara bağlanmasını tal-ep etti. Mahkeme de konuyu tezekkür ettikten sonra, ilkin, ön itirazların dinlenmesine karar verdi.


II. İDDİANIN GEREKÇESİ
1. Ön itirazda bulunan Başsavcılığın iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:


(a) A.M. 13/90 sayılı dava için ön itirazlar:
Davacı 6-/61 sayılı Türk Cemaat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasası uyarınca kaydı yapılmış bir kuruluş değildir. Böyle bir kuruluş yasal kişiliği kazanmaz ve dolayısıyle dava açmaya ehil değildir.


Saniyen davacının yasal kişiliği olsa bile dava konusu yapılmak- istenen yasa maddesi onun "varlık ve görevlerini" ilgilendirmez. Bu nedenle davacı Anayasanın 147. maddesinin 1. fıkrası anlamında bir kurum veya kuruluş değildir. Davacı derneğin tüzüğünde görevleri arasında Anayasanın 147(1) maddesinin verdiği hakları k-ullanacağı öngörülüyorsa da bunun davacıya ilgili Anayasa maddesi altında dava açma hakkı bahşetmez. Bunun aksini savunmak bir tüzük kuralı ile Anayasanın 147(1) maddesini tefsir ve bertaraf etmek anlamına gelir.


(b) A.M. 14/90 sayılı dava için ön itira-z:
Dava konusu yapılmak istenen 24/90 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihte iki milletvekili ile temsil edildiği doğrudur. Ancak dava açıldığı tarih olan 18.6.1990 tarihinde Yasama Meclisinde davacını milletvekili yoktu. Davacının dava açabilmesi
için -davanın açıldığı tarihte Mecliste temsil edilmesi önkoşuldur. Bu koşul olmadığına göra davacı bu davayı açamaz ve ve bu safhada reddolunmalıdır.


2. Başsavcılığın ön itirazlarına karşı davacıların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:

(a) 13/90 sayılı -davadaki ön itiraza karşı yapılan iddianın gerekçesi:


Anayasanın 33. maddesi uyarınca yurttaşlar önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasında uygulanacak şekil ve usuller yasa ile gösterilir. 6/61 sayılı Türk Ce-maat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasası Anayasanın 33. maddesinin öngördüğü bir yasadır. Davacı kaydının yapılması için 24.10,1988 tarihinde ilgili merciye müracaat etmişti. Kayıt için gerekli resmi ödememiş olması veya 6/61 sayılı yasanın sair bazı hük-ümlerine riayet etmemiş olması, kaydının yapılması için engel değildir. Kayıt için müracaat etmiş olması, kayıt yapıldığı anlamına gelir.


Davacının tüzükle belirlenen görevleri arasında temel hak ve özgürlükleri koruma hakkını kullanmak vardır. Sadece An-ayasanın öngördüğü bağımsız mahkemeler tarafından muhakeme edilmesini talep etmek her yurttaşın temel hakkıdır. Bundan hareketle bu gibi yurttaşlar Askeri Mahkemelerin oluşumunu Anayasaya aykırı bir şekilde düzenleyen dava konusu 24/90 sayılı yasanın ilgil-i maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilirler. Ayrıca davacının tüzüğünde görev ve faaliyetleri ile ilgili olarak belirgin bir şekilde Anayasanın 147. maddesinin 1. fıkrasına açıkça atıfta bulunulmaktadır. 8u da davacıya dava açma hakkını -bahşetmektedir.


(b) 14/90 sayılı davadaki ön itirazlara karşı yapılan iddianın gerekçesi:


24/90 sayılı yasa 19.3.1990 tarihinde yayınlanıp yürürlüğe girdi. 0 tarihte davacı Mecliste iki milletvekili ile temsil ediliyordu. 0 tarihten itibaren 90 günlük -süre içinde kalmak şartıyla dava açma hakkı
doğmuştur.Dava da 18.6.1990 tarihinde ve süresi içinde açılmıştır. Esas olan Yasanın geçtiği günde dava açma hakkının var olup olmadığıdır.


Alternatif olarak davacıyı siyasal parti hüvviyeti yanında ayrıca Anay-asanın 147. maddesinin 1. fıkrası anlamında bir kuruluş olarak da görmek mümkündür. "Kuruluş" sözcüğüne siyasal partileri de içerir şekilde geniş bir anlam vermek gerekir. Böyle bir anlam verilmesi halinde, davanın açıldığı tarihte, faaliyet gösteren bir p-arti olduğu gerçeği ışığında davacının dava açmağa hakkı vardır.


III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
24/90 sayılı Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ile Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının Kuruluşu ve Yargılama Usulü (Değişiklik) Yasasının 3. ve 6. maddeleri aynen şöyle-dir:


"3. Esas Yasa, 3'üncü maddesi kaldırılmak ve yerine aşağıdaki yeni 3'üncü madde konmak suretiyle değiştirilir:

3. (1)Bu Yasada öngörülen yargı yetkisini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde kullanılmak üzere, Güvenlik K-uvvetleri Mahkemesi kurulur.

(2) Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, Komutanlıkta görevli olup, bu Yasanın 5'inci maddesinde öngörülen nitelikleri taşıyan subaylar arasından seçilen ve 6'ncı madde uyarınca görevlendi-rilen bir Başkan ve bir Yedek Başkan ile Yüksek Adliye Kurulu tarafından görevlendirilen iki Askeri Yargıçtan oluşur.

6. Esas Yasa, bu Yasa ile 42. madde olarak yeniden sayılandırılan eski 53'üncü maddesi kaldırılmak ve yerine aşağıdaki yeni 42'nci madde -konmak suretiyle değiştirilir:

42.(1) Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde,Güvenlik
Kuvvetleri Mahkemesince verilen karar veya hükümlerin
son inceleme yeri olarak görev yapan birGüvenlik
kuvvetleri Yargıtayı kurulur.
- (2) Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayının oturumları, Güvenlik
Kuvvetleri Mahkemesi duruşma salonunda yapılır.
(3) Güvenlik Kuvvetleri Yargıtayı, Güvenlik Kuvvetleri
Komutanı tarafından Komutanlıkta görevliBinbaşı,
Yarbay v-eya Albay rütbesi taşıyan subaylar arasından
seçilen ve bu Yasanın 6'ncı maddesi kuralları uyarınca görevlendirilen bir Başkan, bir Yedek Başkan ile
Yüksek Adliye Kurulu tarafından Yüksek Mahkeme
Yargıçları arasından görevlendirilen ikiYarg-ıtay
Askeri Yargıcından oluşur.
(4) Yargıtay Askeri Yargıçları 1976 MahkemelerYasası
kurallarına bağlıdırlar.

1V. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:
"Madde 1.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosya1 adalet ve hukukun üst-ünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."

Madde 3.
(1) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve halkı
ile bölünmez bir bütündür.
(2) Resmi dil Türkçe'dir.
(3) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bayrağı ve Ulusal marşı yasa ile belirlenir.
-(4) Cumhuriyetin başkenti Lefkoşa'dır.

Madde 6.
Yargı yetkisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Madde 7.
(1) Yasalar Anayasaya aykırı olamaz.
(2) Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet y-önetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Madde 8.
(1) Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa
önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa
ayrıcalık tanınamaz.
(2-) Devlet organları ve yönetim makamları, bütün
işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3) Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar
ile elde ett-ikleri veya edecekleri kazanımlar, bu
madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.

Madde 17
(1) Kimse, bu Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince
kendisine gösterilen mahkemeye başvurmak hakkından
yoksun bırakıla-maz. Her ne ad altında olursa olsun
adli komisyonlar veya istisnai mahkemeler
oluşturulması yasaktır.
(2) Herkes, yurttaş hak ve yükümlülüklerininveya
kendisine karşı yapılan bir suçlamanınkarara
bağlanmasında, yas-a ile kurulan bağımsız, tarafsız ve
yetkili bir mahkeme tarafından, makûl bir süre ieinde
adil ve açık bir surette davanın dinlenmesi hakkına
sahiptir. Karar gerekçeye dayanır ve açık bir
oturumda okunur.
(3) Ulusal- güvenlik, anayasal düzen, kamu düzeni,kamu
güvenliği veya genel ahlâk yararına olduğu veya
küçüklerin çıkarları veya tarafların özel hayatlarının
korunması için gerekli olduğu ve yayının,adaletin
sağlanması için mahkemec-e zararlı görüldüğü özel
durumlarda, mahkeme duruşmanın kısmen veya tamamen
kapalı yapılmasına karar verebilir.

(4) Herkes:
(a) Mahkerme önüne çıkarılması nedelerinin
kendisine bildirilmesi;
- (b) Davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak
için gerekli zamana sahip olmak;
(c) Delillerini göstermek veya göstertmek veya
tanıkların yasaya uygun olarak doğrudan doğruya
sorgu ya çekilmesini- istemek;
(ç) Kendisinin veya yakınlarının seçtiği bir hukukçu
tutmak ve adaletin sağlanması için gerekli
görülüyorsa, yasanın gösterdiği şekilde
kendisine parasız bir hukukçu atanması;
(d)- Mahkemede kullanılan dili anlayamadığı veya
konuşamadığı takdirde, bir tercümanın
yardımından parasız yararlanmak,
hakkına sahiptir.

Madde 136.
(1)Yargıçlar, görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, yasaya ve hu-kuka uygun olarak vicdani kanaatlarına göre hüküm verirler.
(2)Hiçbir organ, makam,merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
(3)Görülmekte olan -bir dava hakkında, Cumhuriyet Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz; görüşme yapılamaz veya herhangi bir demeçte bulunulamaz. Yasama ve Yürütme organları ile Devlet Yönetimi makamları, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu o-rgan ve makamlar, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

Madde 137.
(1)Yargıçlar görevlerinden uzaklaştırılamaz; kendileri istemedikçe, Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye çıkarılamaz; bir mah-kemenin veya kadronun kaldırılması yolu ile de olsa, kazanılmış haklarından yoksun bırakılamaz.
(2)Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlara, görevlerini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar, mes-lekleri ile bağdaşmayan işler yapanlar ve meslekte kalmaları caiz olmadığına karar verilenler hakkında, yasa ile konan istisnalar saklıdır.

(3)Yargıçlar aleyhinde, yargısal görevleri sırasında ve yargısal işlemleri ile ilgili olarak söyledikleri söz ve e-ylemlerden dolayı, kovuşturmada bulunulamaz.



Madde 138.
(1)Yargıçların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında di-siplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleri ile ilgili suçlardan dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılanmasına karar verilmesi,meslekten çıkarılmayı gerektiren
gerektiren suçlululuk veya yetersizlikhalleri ve diğer özlük -
işleri, mahkemelerin bağımsılığı ilkesine göre, yasai1e
düzenlenir.
(2) Yüksek Mahkeme Başkanı ve yargıçları altmış beş
yaşını, diğer yargıçlar altmış yaşını bitirinceye
kadar görev yaparlar.
(3) Yargıçlar, yasada belirtilen-lerden başka genel ve özel
hiçbir görev alamaz; resmi görevleri dışında hiçbir iŞ
yapamaz; Devlet veya kamu kuruluşlarının herhangi bir
yüklenme işini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
kabul edemezler.

Madde 141.
(1) Yüksek Adliye- Kurulu aşağıdaki üyelerden oluşur:
(a) Yüksek Mahkemenin Başkan ve Yargıçları;
(b) Cumhurbaçkanının atayacağı bir üye;
(c) Cumhuriyet Meclisinin atayacağı bir üye;
(ç) Cumhuriyet Baçsavcısı; ve
(d) Barolar Birliğinin seçeceği üye.
Yukarıdaki -(b), (c) ve (d) bendlerinde belirtilen üyelerin görev süresi üç yıldır; süresi biten üye yeniden seçilebilir.
(2)Yüksek Adliye Kurulunun Başkanı, Yüksek Mahkeme Başkanıdır; Kurul kararlarının yerine getirilmesini sağlar.
(3) Yüksek Adliye Kurulu:
(a) Yarg-ının genel işleyişi, düzenli çalışması, yargıçların ve mahkamelere bağlı kamu görevlerine demaları, işlerin verimli bir biçimde yürütülmesi, yargıçların yetişmeleri ve mesleğin vakar ve onurunu korumaları yönünde gerekli önlemleri alır; ve
(b) Her takvim y-ılı sonunda yargı işlerinin durumu ,ve bunların yürütülmesinde aksaklık veya varsa nedenleri hakkında Cumhurbaşkanına, Cumhuriyet Meclisine ve Bakanlar Kuruluna rapor verir ve alınmasına gerekli gördüğü önlemler hakkında tavsiyelerde bulunur.
(4)Bu Anaya-sanın 138. madde kuralları saklı kalmak koşuluyla, yargıçların atanmaları, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, görevlerine son verilmesi ve disiplin konuları hakkında karar verme yetkisi Yüks-ek Adliye Kurulunundur.
(5)Yüksek Adliye Kurulunun görev, yetki ve çalışma usulleri yasa ile düzenlenir.
(6)Yüksek Mahkeme Başkan ve yargıçlarının atanmaları Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.

Madde 143.
(1)Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yüksek Mahke-mesi bir Başkan ve yedi yargıçtan oluşur. Başkanın yokluğunda en kıdemli yargıç ona vekillik eder.
(2)Yüksek Mahkeme; Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan, Yargıtay ve Yüksek İdare Mahkemesi görevlerini yapar.
-(3) Yükssk Mahkeme, Başkan ve dört yargıç ile toplanarak Anayasa Mahkemesi görevini yapar. Yüksek mahkemenin en son atanan iki yargıcı yedek yargıç olarak görev yapar. Başkanın oturumda bulunmadığı hallerde, en kıdemli yargıç başkanlık eder.-
- Bu Anayasanın 148. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine havale edilen konuların durusmasında, havale kararına taraf olan yargıç veya yargıçlar görev alamaz vaya karara iştirak edemezler.
(4) Yüksek Mahkame, Başkan ve iki yargıç ile veya s-adece üç yargıç i1e toplanarak Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesi olarak görev yapar. Bu görev çerçevesinde verilen kararlar nihaidir. Başkanın oturumda bulunamadığı hallerde en kıdemli yargıç Başkanlık eder.
Ancak, Yüksek Mahkemeye Yüksek İ-dare Mahkemesi olarak doğrudan doğruya başvurulması yasa ile gösterilen haller dışındaki başvurular, Yüksek İdare Mahkemesinde görevli tek yargıç tarafından incelenip karara bağlanır.
Tek yargıç tarafından verilecek kararlara karşı üç yargıçtan oluşan Yüks-ek İdare Mahkemesine istinafen başvurabilir.
(5) Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesinde görev yapacak olan Y yüksek Mahkeme yargıçları, her adlî yılın başlangıc-ından
önce o adli yıl için,o yargıç, Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesinde görev yapar.
Ancak Yargıtay veya Yüksek İdare Mahkemesinde bir yıl için görevli olan yargıçlardan herhangi birinin geçici olarak görevini yürütemediği- hallerde Yüksek Mahkeme Başkanının görevlendireceği başka bir yargıç o görevi yürürtebilir."


V. İNCELEME :
Ön itirazlar, ileri sürülen iddia ve görüşler ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.


A.M. 13/90 sayılı davadaki davacı, tarafların da kabul ett-iği gibi, 6/61 sayılı Türk Cemaat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasası kapsamında mütalâa edilmesi gereken bir dernektir. Davalıya göre davacı 6/61 sayılı yasaya göre henüz kaydı yapılmamıştır ve bu nedenle dava açmak hakkını haiz değildir.


A.M. 21/87 -D.4/89 sayılı kararında, Yüksek Anayasa Mahkemesi,sair şeyler yanında Anayasanın 147. maddesinin 1. fıkrasında derpiş edilen kurum veya kuruluşların dava açabilmeleri için ilgili mevzuatın onların varlık ve görevlerini ilgilendirmesi ve de bu gibi kurum ve-ya kuruluşların kayıtlı olmalarını ön koşul olarak görmüştür. Anılan kararın 2. sayfasında Mahkeme bu hususta şöyle demiştir:

"Görülebileceği gibi, bu maddede kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda sendikalara da, diğerleri arasında, bir yas-a veya bunun herhangi bir kuralının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iptali için dava açma hakkı tanınmıştır. Bu maddede bir sendikanın iptal davası açması için aranan koşul iptali istenilen yasa veya kuralın sendikanın kendi varlık veya gö-revlerini -ilgilendiren alanlarda bir yasa veya kural olmasıdır. Tabiidir ki sendikanın yürürlükteki mevzuat uyarınca kayıtlı olması da gerekir.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .


Bu maddenin (1). fıkrası, yukar-ıda yapılan iktibastan görüleceği gibi, iptal davası açabilecek kişilerin sınırlanmasını amaçlamaktadır. Fıkranın amacı bu olduğuna göre de herhangi bir kurum, kuruluş veya sendikanın böyle bir iptal davası açabilmesi için konu yasa, kararname veya tüzüğün- yürürlüğe girdiği tarihte yasal surette mevcut olması gerekir. Aksini düşünmek fıkranın öngördüğü kısıtlamaların ortadan kalkması anlamına gelir. Eğer bir yasa, kararname veya tüzüğün yürürlüğe girmesinden sonra kurulan bir kurum, kuruluş veya sendika o y-asa, kararname veya tüzüğün iptali için Mahkemeye müracaat edebilecek olmuş olsa idi 147. maddenin (1). fıkrasında öngörülen sınırlamalar etkenliğini tamamen yitirirdi ve herkes bu amaçla kurulacak bir kurum veya kuruluş veya sendika vasıtası ile iptal dav-ası açabilirdi. Anayasanın 147(1) maddesinin amacı ise, biraz önce de belirtildiği gibi, iptal davası açabilecek kişilerin sınırlanmasıdır. Bu nedenledir ki bir sendikanın bir yasanın iptali için Mahkemeye başvurabilmesi için konu yasanın yürürlüğe girdiği- tarihte mevcut olması gerekir. Mevcut olması demek yasal surette mevcut olması demektir."

Davacı avukatı davacının kaydedilmesi için müracaatta bulunduğunu ve bu müracaatın ve yurttaşların önceden izin almaksızın dernek kurma hakkı olduğunu öngören Anaya-sanın 33. maddesi hükümleri ışığında bu müracaatın yeterli olduğunu ve başka formalitelerin yerine getirilmesine gerek bulunmadığını ileri sürdü. Davacı avukatının bu görüşünü Anayasanın 33. maddesi ile bağdaştırmak mümkün değildir. Anayasanın konu maddesi- böyle bir hakkı öngörürken daha da ileri gitmiş ve "bu hakkın kullanılmasında uygulanacak şekil ve usullerin yasada" gösterileceğini vurgulamıştır. İlgili yasa 6/61 sayılı yasa olduğuna göre kaydın yapılabilmesi için sözü edilen yasanın kayıt için öngördü-ğü hükümlere uyulması gerekir.


Mahkemeye ibraz edilen ve Emare I ve II olarak işaretlenen belgelerden kaydın yapılması için, Lefkoşa Kaymakamlığına, 24.10.1988 tarihinde kurucu üyelerin isim ve adreslerini içeren bir yazı ile Derneğin Tüzüğünün verildiği- görülmektedir. Bunlara ek olarak
Derneğin Yönetim Kurulu Başkan veya sekreterinin imzası i1e matbu bir forma doldurulup verildiği görülmektedir. Ancak bu matbu müracaat formunda da belirtilen ve 6/61 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca müracaatla birlik-te verilmesi gereken ek belgeler verilmemiştir. Sözü edilen 3. madde aynen şöyledir:


"Madde 3
2'nci madde gereğince bir tescil muamelesi için yapılacak müracaatla birlikte, ilgili birlik, dernek ve sair teşekkülün tüzüğünün makine ile yazılmış üç suret-inin, hale göre, mevcut vaya kurucu üyelerini gösteren bir cetvelin üç suretinin, lokali olmadığı veya olmayacağı halde idare merkezi adreinin ve bu kanunla konan resimlerin ödendiğine dair Türk Cemaat Meclisi Maliye Dairesinden alınmış bir makbuzun, mezkû-r Daireye verilmesi gerekir."

Yukarıda alıntısı yapılan maddenin öngördükleri arasında davacının sadece derneğin idare merkezinin adresini verdiği ve geriye kalan işlem veya belgelerin yapılmadığı veya verilmediği kabul edilmektedir. Hiç kuşkusuz, metni y-ukarıya çıkarılan 3. maddede öngörülenler Anayasanın 33. maddesinde ifadesini bulan ve dernek kurma hakkının "kullanılmasında uygulanacak şekil ve usuller"den başka bir şey değildir. 6/61 sayılı Yasanın öngördüğü "şekil ve usullere" uyulmadan davacının der-nek olarak kaydının yapılmasına olanak yoktur. Nitekim bundan dolayı böyle bir kayıt da yapılmamıştır. Davacı da bunu böyle kabul etmiş olacak ki 6/61 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca her yıl yapması gereken yenileme işlemlerini de 24.10.1988'den bu yana- yapmamıştır.


Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi davacı mevzuatın gerektirdiği "şekil ve usullere" uymadığı için halen kaydı yapılmış değildir. Oysa A.M. 21/87 D.4/89'da da vurgulandığı gibi davacının dava açabilmesi için mevzuat uyarınca kayıtlı -olması gerekir. Bu nedenle Başsavcılık tarafından yapılan bu ön itirazın kabul edilerek dava, daha ileri gitmeden, reddolunmalıdır.


Birinci ön itiraz yukarıdaki şekilde sonuçlandırıldığına göre Başsavcılığın ileri sürdüğü ikinci ön itiraz üzerinde d-urma gereği kalmamıştır. Bu safhada, konu edilmemesine rağmen gözümüze çarpan bir hususa tarafların dikkatini çekmek istiyoruz. 6/61 sayılı yasanın 10. maddesi "Mahkeme muamelelerinde bir dernek... Yönetim Başkanı, başkanlığı olmayan ..... bir dernek ....-. sekreteri tarafından temsil" edileceğini öngörmektedir. Önümüzdeki davada Yasanın 10. maddesi











hükümlerine de riayet edilmemş ve dava Yönetim Kurulu Başkanı veya Sekreteri tarafından açılmamıştır. Bu hususun dava üzerindeki etkisinin ne olduğu- konusuna bu meselede, davanın reddolunduğu gerçeği ışığında, daha fazla değinmeği gereksiz bulur ve bu riayetsizliğe sadece temas etmekle yetiniriz.


Şimdi de A.M. 14/90 sayılı dava için ileri sürülen ön itirazın incelenmesi gerekir.

Yukarıya çık-arılan olay kısmında serdedilenlerden görülebileceği gibi dava konusu yasa 19.3.1990 tarihinde yayınlanıp yürürlüğe girmiştir. 0 tarihte davacı parti Yasama Meclisinde iki milletvekili ile temsil ediliyordu. 6.5.1990 tarihinde milletvekili genel seçimleri -yapıldı. Davacı parti bu seçimlere katılmakla birlikte herhangi bir milletvekilliği kazanamadığı için yeni Yasama Meclisinin göreve başladığı 18.5.1990 tarihinden bu yana Mecliste temsil edilmemektedir. Önümüzdeki iptal davası ise 18.6.1990 tarihinde açıld-ı.


Davacıya göre ilgili Yasa, kendisinin Yasama Meclisinde temsil edildiği zaman geçtiğine ve dava açma süresi olan 90 gün sona ermeden dava açıldığına göre Meclisteki temsiliyetini davanın açıldığı tarihte yitirmesi dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
-

Kanaatımızca, Anayasanın 147(1) maddesinin güttüğü amaç ve getirdiği kısıtlamalar dikkate alındığında davanın açıldığı tarihte, davacının Yasama Meclisinde temsil edilmesi gerektiği önkoşuluna tabi olması gerekir. Önümüzdeki meselede davanın açıldığı 18.-6.1990 tarihinde davacının Yasama Meclisinde temsil edilmeyişi onu dava açma hakkından yoksun kılmaktadır.





Davacı, alternatif olarak, bir partinin Anayasanın 147(1) maddesi maksatları bakımından kuruluş olarak nitelendirilebileceği görüşünü savundu. B-u görüşe iltifat etmek olanaksızdır. Herşeyden önce siyasal bir parti olan davacının başka terim hüvviyetine sığınmak istemesine cevaz verilmesi, Anayâsanın 147(1) maddesinde yer alan "siyasal partiler" sözcüklerini fuzuli kılar. Diğer bir ifade şekliyle s-iyasal partiler "kuruluşlar" kapsamında mütalâa edilmesi halinde, bu kez ilgili maddede siyasal partilerin,spesifik olarak belirlenmesine hiç gerek yoktur. Öte yandan "kuruluş" sözcüğünü geniş bir tefsire tabi tuttu.Yasama Meclisinde temsil edilmeyen
siya-sal partileri kapsadığı kabul edilirse, bu sefer Yasama Meclisinde temsil edilen ile edilmeyen siyasal partiler arasında Anayasanın 147(1) maddesinin yapmış olduğu ayırımın hiçbir anlamı kalmaz. Bu nedenlerle davacının bu konudaki görüş ve iddialarına -katılma olanağı yoktur.


SONUÇ:
Sonuç olarak birleştirilmiş olarak dinlenen her iki davada davalı tarafından ileri sürülen ön itirazlar kabul edilir ve her iki davanın daha ileri gitmeden reddolunmasına oybirliği ile karar verilir.



(Salih S. Dayıoğ-lu) (N.Ergin Salahi)
Başkan Yargıç


(Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay) ( Celal Karabacak)
Yargıç Yargıç yargıç


20.2.1991


Full & Egal Universal Law Academy