Anayasa Mahkemesi Numara 1,2/1989 Dava No 7/1989 Karar Tarihi 21.09.1989
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 1,2/1989 Dava No 7/1989 Karar Tarihi 21.09.1989
Numara: 1,2/1989
Dava No: 7/1989
Taraflar: Merkezi Ödenekli İzin Fonu ile Dercom Ltd. vd
Konu: 18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir” söz dizisinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 21.09.1989

-D.7/89 Birleştirilmiş A.M. 1/89 ve 2/89

Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Celâl Karabacak

Lef-koşa Kaza Mahkemesi tarafından 9313/87 ve 9314/87 sayılı ceza davalarında (İddia Makamı: Merkezi Ödenekli İzin Fonu İdare Memuru ile Sanıklar: Dercom International Ltd. ve Ali Demirağ arasında) sunulan konu.

İddia Makamı namına: Ümit Özdil
Sanıklar namına-: Kıvanç M. Riza
Amicus curiae olarak Başsavcılık namına: Hakkı Önen

--------------

K A R A R

KONU:
18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edil-ir" söz dizisinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olup olmadığı.

OLAY:

Birleştirilmiş olarak dinlenen bu havaleler Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 9313/87 ve 9314/87 sayılı ceza davalarından yapılmıştır. 9313/87 sayılı davadaki sa-nık, Merkezi Ödenekli İzin Fonuna müstahdemleri için ödemekle yükümlü olduğu toplam 10,701,500TL tutarındaki iştirak bedelini ödemeyi makul sebep olmaksızın, 1971 Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 5 ve 14(1)(b) maddesi ile 1972 Yıllık Ödenekli İzin Nizamnames-inin 8, 9(5) ve 16(2) maddelerine aykırı olarak, ihmal etmekle itham edildi. 9314/87 sayılı davadaki sanık da, Yasanın aynı maddelerine aykırı olarak, Merkezi Ödenekli İzin Fonuna aynı miktardaki iştirak bedelinin makul sebep gösterilmeksizin ödenmesinin -ihmal edilmesine muvafakat etmek, göz yummak veya sebep olmakla itham edildi.

Davalar dinlenmek için Lefkoşa Kaza Mahkemesi önüne gittiğinde sanıkların avukatı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve sö-z konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir" söz dizisinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğunu ileri sürdü ve Kaza Mahkemesi de ileri sürülen Anayasaya aykırılık konusunun taraflar arasındaki ihtilâfın halledilebilmesinde etkili ola-bileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlanmak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek davaların duruşmalarını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:

Sanıkların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir-:
Yasanın 14(1)(b) maddesi mahkemenin, bir ceza davasında, sanığı konu iştirak bedelini ödemeye icbar etmesini öngörmektedir. Diğer bir deyimle 14(1)(b) maddesinin içerdiği kural buyurucu olup mahkemeye takdir hakkı vermemektedir. Mahkemeye takdir h-akkı vermediği içindir ki bazı meselelerde bu gibi bir iştirak bedelinin ödenmesinin icbar edilmesi adaletsizliğe ve suç ile orantılı olmayan bir ceza verilmesine yol açabilir. Örneğin bu meselede her iki davada da konu miktar aynı süre ve aynı müstahdeml-er içindir ve sanıklar bu davaları kabul ettiği veya bu davalardan kabahatli bulundukları takdirde söz konusu iştirak bedeli iki defa ödenmiş olacaktır. Bir örnek de şöyle verilebilir: müstahdem veya müstahdemler için daha yararlı olacağı hallerde, ilgili- Bakanın tasvibi ile yasanın kapsamından muafiyet verilebilir. Böyle bir muafiyet alınmadığı ancak uygulamada müstahdeme daha fazla yarar sağlandığı hallerde bir sanığın iştirak bedelini ödemeye icbar edilmesi adaletsizliğie yol açacak ve verilecek ceza s-uç ile orantılı olmayacaktır. Daha başka örnekler de verilebilir. Tüm bu nedenledir ki Yasanın 18. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir" söz dizisi Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına -aykırıdır.

İddia makamının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Söz konusu davalarda sanıklar Ceza yasası altında değil de
diğer bir yasa altında itham edilirler. İtham edildikleri suçlar birer "statutory offence" olup Ceza Yasası altında birer suç deği-ldirler. Yasanın söz konusu kuralı ödenmeyen iştirak bedelinin seri şekilde tahsilini sağlamaktadır. Ödenmeyen iştirak bedelinin bir hukuk davası ile tahsil edilmesi yoluna gidilmesi ise işçinin tatil hakkını kullanamaması sonucunu doğurabilir. Yasanın -öngördüğü yaptırım suç ile orantılıdır.

Herhangi bir meselede muafiyet almak için müracaat etmek işverene düşer. Bu muafiyet alınmadığı takdirde de iştirak bedelinin ödenmesi adaletsizliğe yol açmaz.

Bu meselede her iki ceza davasının bir itha-mname altında getirilmiş olması daha doğru olurdu. Ancak sanıkların her iki davayı da kabul etmeleri gerekmez. Esasen bir davada ödeme yapıldığı takdirde diğer davada ödenmemiş borç kalmaz.

Söz konusu kural Anayasaya aykırı değildir.


Amicus cur-iae olarak Başsavcılık namına bulunan Kıdemli
Savcının görüşünün özeti şöyledir:

18/71 sayılı Yasanın 14(1)(b) maddesinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırılığı yoktur. Çünkü mahkemenin söz konusu miktarın ödenmesi için emir verebilmesi için ilkin sa-nığın itham edildiği suçtan mahkum edilmesi gerekir. Ondan sonradır ki ödenmeyen iştirak bedelinin ödenmesi söz konusu olur ve dolayısıyle mahkemenin bu yönde vereceği bir emir ödenmeyen bir borcun ödenmesini sağlamış olur.

Bu meselede olgular açısı-ndan da Anayasaya herhangi bir aykırılık yoktur.

III. İLGİLİ YASA METNİ:

Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14(1)(b) maddesi aynen şöyledir:

"14(1)(a) ..................
(b) 9. maddenin (2). fıkrasının (b) bdendi
tahtında- yapılan Nizamnameler gereğince,
ödenmesi icap eden iştirak bedelini
ödemeyi makul sebep olmaksızın ihmal eden,
herhangi bir işveren suç işlemiş olur ve
mahkûmiyeti halinde elli lirayı aşmayan para
- cezasına çarptırılabilir ve söz konusu iştirak
bedelini ödemeye icbar edilir."

IV. İLGİLİ ANAYASA METNİ:

Madde 18(3) aynen şöyledir:
"18(3) Hiçbir yasa, suçun ağırlığı ile orantılı
olmayan bir ceza koyamaz."

V. İNCELE-ME:
Konu, yapılan iddialar ve ileri sürülen görüşler ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.

18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasası isminden de anlaşılacağı gibi istihdam edilenlerin yıllık ödenekli izin hakkını düzenlemektedir. Yasanın amacı-, sair gelirlerle birlikte işverenin ödeyeceği iştirak bedellerinden oluşacak Merkezi Ödenekli İzin Fonundan, müstahdemlerin ödenekli yıllık izin kullanabilmeleridir. Güdülen amaç ise, uygar tüm ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de kamu görevlilerine tanın-an izin hakkından diğer çalışanların da benzer şekilde yararlandırılmasıdır.

Anayasanın 51. maddesi çalışanların dinlenme ve "ücretli hafta ve bayram tatili ve ücretli yıllık izin" haklarına sahip olduklarını vurgulamakta ancak bu hakların düzenlenme-sini yasaya bırakmaktadır. Anayasamızın yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan 18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının bu amaca yönelik düzenleyici bir yasa olduğuna kuşku yoktur.

18/71 sayılı Yasa ile ihdas edilen Merkezi Ödenekli İzin Fo-nunun işlerliğini koruyabilmesi işverenler tarafından ödenmesi gereken iştirak bedellerinin büyük ölçüde zamanında ödenmesine bağlıdır. Şu veya bu nedenle iştirak bedellerinin düzenli ödenmemesi Fonun işlerliğini sekteye uğratabileceği ve dolayısıyle Anay-asada vurgulanan bir hakkın tahakkukunun geciktirilebileceği aşikârdır. Bundan hareketle yasa koyucunun bu gibi iştirak bedellerinin süratle ödenmesini mümkün kılacak yasal tedbirleri alıp bunun tahakkuku için işvereni icbar etmesi yerinde bir tedbirdir. - İşverenin Fona ödemekle yükümlü olduğu iştirak bedelinin ceza niteliğinde olduğu ve mahkemenin bunun ödenmesi hususunda karar veya emir verirken bir takdir hakkı olması gerektiği, halbuki yasada böyle bir takdir yetkisinin öngörülmediği iddia edildi. İsm-inden de açıklıkla görüldüğü gibi yasa ile düzenlenen ve Fona ödenmesi öngörülen iştirak bedeli işverenin ödemekle yükümlü olduğu bir tür borç olup bunun ne ceza ve ne de cezanın bir türü olan tazminat olarak nitelendirilmesine olanak yoktur. "Makul sebep- olmaksızın" iştirak bedellerini ödemeyen ve ödemediği katlanıp işverenin mahkûm olması halindedir ki işveren bu borcunu ödemeye icbar edilir. Görülüyor ki ödemekle mükellef olduğu halde iştirak bedellerini ödemeyi "makul sebep olmaksızın ihmal eden" bir -işverenin ödemeye icbar edilmesi keyfiyeti sadece borcun ödenmesine yönelik bir yasal zorunluluk olup cezai bir nitelik taşımamaktadır. Yasanın güttüğü amaç da dikkate alındığında takdir hakkı öngörmeyen bu yönetim sair borçların tahsilinde uygulanan yönt-emlerden ayrı tutulması Anayasaya herhangi bir şekilde aykırılık arzetmemektedir veya en azından haklı bir nedene dayanmaktadır.

Yukarıda söylenenlerin aksini düşünmek ve iştirak bedellerinin ödenmesinde "makul sebep olmaksızın ihmal" olduğunun kanıt-lanması ve dolayısıyle ilgili kişinin mahkûm edilmesi halinde iştirak bedellerini ödemeye icbar edilmemesi veya bu bedellerin tahsilinin sair yöntemle tahakkukuna gidilmesi keyfiyeti bu hızlı enflasyon ortamında ileride tahsil edilecek parasal miktarların -gerçek değerinden çok şey yitireceği nedeniyle Fonun çöküşünü hızlandıracağı kuşkusuzdur. Mahkemece ödenmesi icbar olunan iştirak bedeli Anayasanın 18(3) maddesinde yer alan ceza anlamında olmadığına göre havale konusu söz dizisinin bu maddeye aykırılığın-dan söz edilemez.









SONUÇ:
Sonuç olarak 18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1). fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve söz
konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir" söz dizisinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrası-na aykırı olmadığına, Başkanın karşıoyu ve oyçokluğu ile, karar verilir.




(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç





(Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay) (Celâl Karabacak)
Yargıç - Yargıç Yargıç


21 Eylül 1989




















KARŞIOY YAZISI

Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1) fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir" söz dizisinin Anayasa-nın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu iddia edilmiştir. Yasanın 14(1)(b) maddesi, yasasnın diğer ilgili maddesi altında yapılan Nizamnameler gereğince ödenmesi icap eden iştirak bede-lini ödemeyi makul sebep olmaksızın ihmal eden bir işverenin s-uç işlemiş olacağını hükme bağlamakta ve mahkûmiyeti halinde 50 Lirayı aşmayan para cezasına çarptırılabilmesini ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilmesini öngörmektedir. Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrası hiçbir yasanın suçun ağırlığı il-e orantılı olmayan bir ceza koyamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu durumda ilkin tezekkür edilmesi gereken husus bir sanığın ödenmeyen iştirak bedelini ödemeye icbar edilmesinin bir ceza olup olmadığıdır.

Ceza, işlediği suç için bir sanığa uygulanan- müeyyide veya yaptırımdır. Prof. Dr. Sulhi Dönmezere göre ceza, suç işleyen şahsa çeşitli yapıcı amaçlarla uygulanan bir müeyyidedir.-Gör: Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Cilt I, 5. Bası, s.8. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde de ceza benzer şekilde ta-rif edilmektedir. Bu böyle olduğuna göre bir ceza davasında suçun sabit olması üzerine sanığa uygulanan her çeşit yaptırım bir cezadır. Bu nedenle İzin Fonuna ödenmesi icap eden iştirak bedelini ödemeyen bir sanık, kendisine verilen başka cezaya ilâveten-, ödenmeyen iştirak bedelini ödemeye icbar edilmesi işlediği suç için ona uygulanan bir yaptırım dolayısıyle bir cezadır. Ödenmesi emrolunan miktar kuşkusuz bir nevi tazminat mahiyetindedir. Fakat bir sanığın tazminat ödemeye emrolunması da işlediği suç -için kendisine uygulanan bir yaptırımdır. Nitekim Fasıl 154 Ceza Yasasının 26. maddesinde mahkemenin verebileceği cezalar arasında tazminat da yer almaktadır.

Bir sanığın, mahkûmiyeti üzerine, ödenmeyen iştirak bedelini ödemeye icbar edilmesi bir ce-za olduğuna göre bunu öngören kuralın iddia edildiği gibi Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olup olmadığı hususunun tezekkür edilmesi gerekir. Söz konusu kural incelendiğinde görüleceği gibi Mahkeme, suçun sabit olması üzerine, ödenmeyen mik-tarın tümünün ödenmesini emretmekle yükümlüdür.

Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrası, daha önce de belirtildiği gibi, hiçbir yasanın suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamayacağını hükme bağlamaktadır. Böyle bir kural 1975 Anayasasında- olduğu gibi 1960 Anayasasında da yer almakta idi.-Gör: Madde 12(3). Bu maddeyi yorumlayıp uygulayan zamanın Anayasa Mahkemesi bir mahkemeyi önündeki meselenin ahval ve şeraitine göre uygun ve adil bir cezayı takdir etme yetkisinden mahrum eden bu gibi sa-bit ceza öngören kuralları Anayasaya aykırı bulmuştur. Örneğin The District Officer, Famagusta, v.P. Antoni 1 R.S.C.C. 84 de Anayasa Mahkemesi bir kamu yoluna yapılan veya dikilen bir inşaat veya sairenin kaldırılmasının emredilmesini öngören Fasıl 83 Kam-u Yolları Yasasının 5(1)(a) maddesini Anayasanın 12(3) maddesine aykırı buldu. Keza gör: The District Officer, Nicosia v. Haji Yiannis 1 R.S.C.C. 79; The District Officer, Famagusta v. Y. Naim 2 R.S.C.C. 24; Gendarmerie v. A.G. Yiallouros 2 R.S.C.C. 28; G-endarmerie v. A.D. Englezos 3 R.S.C.C. 7; The District Officer, Nicosia v. M.K. Palis 3 R.S.C.C. 27 ve The District Officer, Kyrenia v. A. Salih 3 R.S.C.C. 69.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi, mevcut içtihat kararları uyarınca, bir sanığa s-abit bir ceza verilmesini öngören ve böylelikle mahkemeyi önündeki meselenin ahval ve şeraitine göre uygun ve adil bir ceza takdir etme yetkisinden mahrum eden yasa kuralları Anayasanın 18(3) maddesine aykırı düşer. Bu böyle olduğuna göre Ödenekli İzin Fo-nu Yasasının 14(1)(b) maddesi mahkemeye takdir hakkı tanımadığı ve bir sanığa sabit bir ceza verilmesini öngördüğü oranda Anayasanın 18(3) maddesine aykırıdır.

Sonuç olarak 18/71 sayılı Yıllık Ödenekli İzin Yasasının 14. maddesinin (1). fıkrasının (b-) bendinde yer alan "ve söz konusu iştirak bedelini ödemeye icbar edilir" söz dizisinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğu görüşündeyim.




(Şakir Sıdkı İlkay)
- Başkan
-1


10



-


Full & Egal Universal Law Academy