Anayasa Mahkemesi Numara 12/1987 Dava No 13/1987 Karar Tarihi 24.09.1987
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 12/1987 Dava No 13/1987 Karar Tarihi 24.09.1987
Numara: 12/1987
Dava No: 13/1987
Taraflar: Mehmet Ali Ertaç ile Süreyya Hüseyin
Konu: Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının 3,6 ve 7. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 24.09.1987

-D.13/87 Anayasa Mahkemesi: 12/87

Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N.Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

An-ayasanın 148. maddesi tahtında.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 2/86 sayılı meselede (Müstedi: Mehmet Ali Ertaç ile Müstedaaleyh: Süreyya Hüseyin arasında) sunulan konu.

Müstedi namına: Oktay Feridun
Müstedaaleyh namına: Şefika Durduran
Amicus curi-ae olarak Başsavcılık namına: Mehmet Ali Şefik.

K A R A R

KONU:
Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının 3,6 ve 7. maddelerinin Anayasanın Başlangıç kısmı ile 7,10,14,16 ve 19. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Müstedi, Fasıl 252 Akıl Hast-aları Yasasının 3. maddesi altında Müstedaalyh durumunda bulunan S. Hüseyin isimli kişinin akıl hastası olduğuna dair Lefkoşa Kaza Mahkemesine yemin tahtında bir ihbarda bulundu.

Konu, ihbar ile ilgili soruşturma yapmak üzere, Kaza Mahkemesi huzuruna gi-ttiğinde müstedaaleyh durumunda olan kişinin avukatı Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının 3,6 ve 7. maddelerinin Anaysanın Başlangıç Kısmına ve 7,10,14,16 ve 19. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de ileri sürülen Anayasaya aykırılık konusunun -taraflar arasındaki ihtilâfın karara bağlanmasında etkili olabileceği kanaatına vardı ve konuyu, karara bağlamak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, havale etti. Kaza Mahkemesi, ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararına dek önündeki işlemi durdu-rdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
1. Müstedaaleyh durumunda olan kişinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Yasanın 3. maddesi, işleme başlanabilmesi için yeminli bir ihbarı kâfi görmekle, mahkemenin, ihbarı değerlendirmeye tabi tutarken, müst-edaaleyh durumunda olan kişiye savunma hakkı tanınmasını öngörmemekle ve soruşturmanın onun gıyabında yapılmasına olanak tanımakla Anayasanın 10. maddesine aykırıdır. Sadece 3. maddenin şart kısmı değil de tümü Anayasaya aykırıdır. Çünkü kişiye akıl hastas-ı damgası vurulmasına cevaz verilmektedir ve ileride tazminat alınabilmesi kişi açısından yeterli değildir.

Mahkemeye yapılan ihbar araştırmaya tabi tutulmadan işleme başlanabilmesi insanlık onuru ile bağdaşmamakta ve bu nedenle Yasanın 3. maddesinin An-ayasanın 14. maddesinin (3) ve (4). fıkralarına da aykırılık bulunmaktadır.

Konu 3. madde, mahkemenin cezaî yetki kullanmasına cevaz verirken müstedaaleyh durumunda olan kişinin yakınlarına bilgi verilmesini öngörmemektedir ve bu nedenle Anayasanın 16. -maddesinin (4). fıkrasına aykırıdır. Konu 3. madde, Anayasanın 16. maddesinin (1) ve (2)(d) fıkralarına da aykırıdır.

Özel hayatın araştırılmasına kapı açıldığı cihetle Yasanın 3. maddesi Anayasanın 19. maddesine de aykırıdır.

Havalenin duruşmasında -Yasanın 3. maddesinin Anayasanın Başlangıç kısmına veya 7. maddesine aykırılığı ileri sürülmedi.

Yine havalenin duruşmasında Yasanın 6. ve 7. maddelerinin Anayasaya aykırılığı da ileri sürülmedi.

2. Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:

-Anayasanın 16. maddesinin (2)(d) fıkrasından görülebileceği gibi temel hak ve özgürlükler kısıtlanabilir. Yasa eski bir yasa olmakla beraber konu hakkında içtihat kararı mevcut değildir. Yasanın konu maddelerinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

3. Amicus -curiae olarak bulunan Başsavcılığın görüşlerinin özeti şöyledir:

Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının esas amacı toplum düzeninin korunması ve saldırgan bir akıl hastasının toplum içindeki fertlere zarar vermesinin önlenmesidir. Yasanın ikinci amacı hasta- kişinin tedavi edilip topluma kazandırılmasıdır. Kamu yararı bakımından böyle bir yasa zorunludur. Bu nedenle, istisnai hallerde, bazı kişilerin zarara uğraması ihtimali Anayasaya aykırılık teşkil etmez. Mahkeme geniş takdir hakkına sahiptir. Yargıcın esa-slı inceleme yapmadan karar vermesi öngörülmemektedir. Konu yasa maddelerinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
KKTC Meclisi Yayını olarak yayımlanan Kıbrıs Yasaları'nın V. cildinde Türkçeye çevrilmiş şekli ile 3,6 ve 7. maddeler-i aynen şöyledir:

"Herhangi bir Mahkeme, bir muhabirin herhangi bir kişinin akıl hastalığı ile malûl ve bu nedenle hareket serbestisinin kısıtlanması gereken bir kişi olduğundan kuşkulanması veya böyle bir inanç içinde olması için makul sebebi bulunduğu-nu ve gerçekten böyle bir kuşku ve inanç içinde olduğunu yeminle bildirmesi üzerine, kendisinden kuşku edilen kişiyi uygun göreceği herhangi bir yerde muayene edebilir ve aynı yerde veya başka bir yerde onun aklî durumuyla ilgili olarak bir soruşturma yapa-bilir. Böyle bir soruşturma amaçları bakımından, Mahkeme, kendisinden kuşku edilen kişi bir suçtan ötürü aleyhine şikâyette bulunulmuş bir kişi olmuş olsaydı ne gibi yetkilere sahip olacaksaydı, o yetkilerin tümüne sahip olur:

Ancak, ilgili Mahkemeye, u-ygun görürse, bu gibi bir soruşturmayı kendisinden kuşku edilen kişinin yokluğunda ve ona celbname tebliğ edildiğine dair kanıt göstermeksizin yapabilir."

"6. (1) Bu Yasada öngörülen herhangi bir soruşturmanın
yapılması üzerine Mahkemece, herhangi bir -kişinin akıl hastası ve bu nedenle hareket serbestisinin kısıtlanması gereken bir kişi olduğuna kanaat getirildiği ve böyle bir kişinin aklî dengesinin bozukluğuyla ilgili olarak bu Yasaca gerekli görülen belgenin verilmiş olduğu durumlarda, Mahkeme böyle -bir kişinin akıl hastası ve bu nedenle hareket serbestisinin kısıtlanması gereken bir kişi olduğuna hükmedebilir ve o kişinin bakım ve muhafazası için bu Yasa uyarınca gerekli emir verir.

(2) Herhangi bir kişinin başvurusu üzerine harhangi
bir Mah-keme, akıl hastası ve bu nedenle hareket -
-serbestisinin kısıtlanması gereken bir kişi olduğuna mahkemece hükmedilmiş olan herhangi bir kişinin aklî başında olduğuna veya aklî dengesindeki bozukluğun düzeldiğine kanaat getirirse, söz konusu Mahkeme hükmünü iptal edebilir ve bunun üzerine o hükmün b-ir sonucu olarak verilmiş olan emir Mahkemece yürürlükten kaldırılır."

"7. Herhangi bir kişinin akıl hastası ve bu nedenle hareket serbestisinin kısıtlanması gereken bir kişi olduğuna bu Yasa uyarınca yönetemine uygun olarak hükmedilen durumlarda herhangi- bir Mahkeme, söz konusu hastasının bir akıl hastahanesinde veya bu Yasanın 21. maddesi kuralları uyarınca kendisine ruhsat verilmiş bir kişi nezdinde alıkonmasını emredebilir."

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 10:
Herkes, kişiliğine bağlı, dok-unulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
Develt kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır-; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar.
Develtin yasama, yürütme ve yargı organları, kendi yetki sınırları içinde, bu Kısım kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamakla yükümlüdürler."

"Madde 14:
.............-....................
.................................
Kimse, insanlık onuruyla bağdaşmayan bir cezaya çarptırılamaz veya muameleye bağlı tutulamaz.
Kişinin şeref ve haysiyeti dokunulmazdır. Herkes buna saygı göstermek ve korumakla yükümlüdür.

"Madde 16-:
Herkes, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına sahiptir.
Bir kişi, yasa ile öngörülmek ve yasanın gösterdiği biçimde olmak koşuluyla, ancak aşağıdaki hallerde özgürlüğünden yoksun bırakılabilir:
..................
..................
..................
Bu-laşıcı bir hastalık yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkoliklerin, uyuşturucu madde düşkünlerinin veya serserilerin tutukluluğu;
..................
..................
..................
........................
Yakalanan veya tutuklanan kişinin d-urumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına en erken bir zamanda ve süratle bildirilir.
........................
........................
........................
............-............
........................
........................

"Madde 19:
Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli kovuşturmanın gerektirdiği istisnal-ar saklıdır.
Yasanın açıkça gösterdiği durumlarda, usulüne göre verilmiş mahkeme veya yargıç kararı olmadıkça, ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda da, yasa ile yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin -üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz."

V. İNCELEME:
Konu, yapılan iddialar ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.
Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının 3. maddesi, mahkemenin, bir kişinin akıl hastası olduğu ve muhafaza altın-da tutulmağa uygun bir kişi olduğu hususunda maddede belirtilen şekilde yapılan yeminli bir ihbar üzerine, akıl hastası olduğundan şüphe edilen kişiyi muayene etmek ve onun akli durumu hakkında soruşturma yapmak yetkisine haiz olmasını öngörmektedir. Madey-e göre, mahkeme, yapılacak soruşturma amaçları bakımından, bir suçtan ötürü yapılan şikâyet üzerine haiz olduğu yetkileri aynen kullanabilir. Yine maddeye göre, mahkeme, uygun gördüğü takdirde, kendisinden şüphe edilen kişinin gaybubetinde de soruşturmayı -yapabilir.

Konu yasa maddesinin temel hak ve özgürlüklere getirdiği iddia edilen bazı kısıtlamalardan ötürü Anayasanın 10. maddesine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın 10. maddesi herkesin temel hak ve özgürlüklere sahip olmasını öngörmektedir. -Anaysanın müteakip 11. maddesi ise temel hak ve özgürlüklerin, belirli amaçlar için, yasa ile kısıtlanabilmesini öngörmektedir. Ayrıca belirli temel hak ve özgürlükleri düzenleyen Anayasa maddeleri de ilgili temel hak veya özgürlüklerin kısıtlanmasını öngö-ren kurallar içermektedir. Bu böyle olduğuna göre de herhangi bir temel hak ve özgürlüğe getirilen kısıtlamanın Anayasaya aykırı olduğunun saptanabilmesi için bunun 10. madde açısından değil de ilgili temel hak ve özgürlüğü düzenleyen madde veya 11. madde -açısından incelenmesi gerekmektedir. Bu durumda konu yasa maddesinin iddia edildiği gibi kısıtlamalar getirip getirmediğini Anayasanın 10. maddesi açısından incelememize gerek yoktur.

Konu yasa maddesinin Anayasanın 14. maddesinin (3) ve (4). fıkraların- da aykırı olduğu iddia edilmiştir. Bu fıkralar kişiye insanlık onuru ile bağdaşmayan ceza verilmesini ve kişinin şeref ve haysiyetine saygı gösterilmesini öngörür. Yasa maddesinin, yapılan ihbarın araştırılmaya tabi tutulmadan işlem yapılabilmesini öngörd-üğü için Anayasanın bu fıkralarına aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Yasanın 3. maddesinin ve müteakip maddelerinin tetkikinden görülebileceği gibi işleme yemin tahtındaki bir ihbar üzerine başlanmakta ve gerekli araştırma ve değerlendirmeden sonra kişinin,- mahkeme akıl hastası olduğu ve muhafaza altına alınmaya uygun bir kişi olduğu hususunda tatmin olduğu takdirde, muhafazası için emir verilebilmektedir. Bir suç ihbarı veya şikâyeti üzerine başlatılan işlemlerde takip edilen usul de hemen hemen benzer şeki-ldedir. Esasen Anayasanın 16. maddesinin (2)(d) fıkrası incelendiğinde akıl hastalarının, ilgili yasada öngörüldüğü biçimde, özgürlüklerinden yoksun bırakılabilmesine cevaz verdiği görülmektedir. İhbarın haksız yapılmış olması halinde kişinin zarar görmüş -olacağı iddia edilmiştir. Aleyhine haksız yere suç ihbarı veya şikâyet yapılan kişi de aynı durumdadır. Bir ihbarın veya şikâyetin haklı olup olmadığı ancak işlemin başlatılması üzerine mahkemenin yapacağı soruşturma veya inceleme sonucu belli olabilir ve -bunun başka türlü olabilmesi de söz konusu değildir. Bu nedenle sadece kişinin haksız yapılan ihbar üzerine muhtemelen zarar görebileceği hususu sair şekilde Anayasaya uygun olan yasa maddesini Anaysaya aykırı kılmaz. İhbarın haksız yapıldığı hallerde kişi- yasaların tanıdığı çarelere başvurabilir. Bu nedenlerle konu yasa maddesinin Anayasanın 14. maddesinin (3) ve (4). fıkralarına aykırılığı yoktur.

Yasanın 3. maddesinin Anayasanın 16. maddesinin (1)(2)(d) ve (4). fıkralarına, ilgili kişinin yakınlarına -haber verilmesini öngörmediği için, aykırı olduğu iddia edilmiştir. 16. maddenin (1) ve (2)(d) fıkraları bu hususta herhangi bir kural içermemektedir. Ancak (4). fıkrası yakalanan veya tutuklanan kişinin durumunun, fıkrada belirtilen istisnai haller dışınd-a, yakınlarına en erken bir zamanda ve süratle bildirilmesini öngörmektedir. Yasanın 4. maddesi ilgili kişinin bir doktor tarafından muayene edilmesini ve doktorun da kişinin geçmiş tarihçesi hakkında bilgi verebileceklerden diğer bir deyimle yakınlarından- araştırma yapmasını öngörmektedir. Yasanın ne bu maddesi ne 3. maddesi ne de diğer maddeleri kişinin yakınlarına bilgi verilmesine dair açık herhangi bir kural içermektedir. Yasanın herhangi bir maddesi ilgili kişinin yakınlarına bilgi verilmesini önleyen- herhangi bir kural da içermemektedir. Anayasanın 7. maddesine göre ise Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet yönetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Bu böyle olduğuna ve yasada engelleyici herhangi bir- kural da bulunmadığına göre ilgili mahkeme Anayasanın 16. maddesinin (4). fıkrasını uygulayarak ilgili kişinin durumu hakkında yakınlarına en erken bir zamanda bilgi verilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu nedenle konu yasa maddesinin Anayasaya aykırı olduğ-u söylenemez.

Konu yasa maddesinin özel hayatın araştırma konusu yapılmasına kapı açtığı için Anayasanın 19. maddesine ters düştüğü iddia edilmiştir. Anayasanın 19. maddesi incelendiğinde adli kovuşturmanın istisnalarını saklı tuttuğu görülmektedir. Ana-yasanın 16. maddesinin (2)(d) fıkrası da yukarıda belirtildiği gibi Yasanın 3. maddesinin öngördüğü işlemin yapılmasına olanak tanımaktadır. Bu nedenlerle Anayasanın 19. maddesine aykırılık mevcut değildir.

Yapılan havalede Yasanın 3. maddesinin Anayasa-nın Başlangıç Kısmına veya 7. maddesine de aykırı olup olmadığı sorulmuş ise de havalenin duruşmasında bu kısma veya maddeye aykırılık ileri sürülmemiştir. Bu nedenle Yasanın 3. maddesinin Anayasanın Başlangıç Kısmına veya 7. maddesine aykırı olmadığına ka-rar verilmesi gerekir.

Yine yapılan havalede Yasanın 6. veya 7. maddelerinin de Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırı olup olmadığı sorulmuş ise de havalenin duruşmasında bu maddelerin Anayasaya aykırılığı iddia edilmemiştir. Bu nedenle Yasanın bu m-addelerinin Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmesi gerekir.

SONUÇ :
Sonuç olarak, Fasıl 252 Akıl Hastaları Yasasının 3,6 ve 7. maddelerinin Anayasanın Başlangıç Kısmı ile 7, 10, 14, 16 ve 19. maddelerine aykırı olmadığına, oybirliği ile, karar ver-ilir.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç



(N.Ergin Salâhi) (Niyazı F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

24 Eylül, 1987


Full & Egal Universal Law Academy