Anayasa Mahkemesi Numara 12/1985 Dava No 11/1987 Karar Tarihi 17.09.1987
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 12/1985 Dava No 11/1987 Karar Tarihi 17.09.1987
Numara: 12/1985
Dava No: 11/1987
Taraflar: DHP ile KKTC meclisi
Konu: 17/85 sayılı Değişiklik Yasasının 2. Maddesi ile 1976 Seçim ve Halkoylaması Yasasına eklenen 133A maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 17.09.1987

-D.11/87
Anayasa Mahkemesi: 12/85
Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
N.Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz- Altay.

Davacı: Demokratik Halk Partisi, Lefkoşa.
ile -
Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi veya KKTC Kurucu
Meclisi, Lefkoşa.

A r a s ı n d a.
Davacı namına: Ergin Ulunay.
Davalı namına: O-sman Örek.
Amicus curiae olarak Başsavcı Zaim Necatigil.

-----------------

K A R A R
KONU:
Davacı, açtığı dava ile, 17/85 sayılı Değişiklik Yasasının 2. maddesi ile 1976 Seçim ve Halkoylaması Yasasın-a eklenen 133A maddesinin Anayasanın 1,8,68 ve 70. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile, iptalini istemiştir.

I.OLAY:
Davacı, dava açıldığı tarihte, Demokratik Halk Partisi adı altında kayıtlı bir siyasal parti idi ve merkezi Lefkoşada idi.

Davac-ı, 23.6.1985 tarihinde yapılan milletvekilliği genel seçimlerine katıldı ve KKTC genelinde kullanılan oyların takriben %7.40'nı aldı, ancak konu yasa maddesinin öngördüğü %8'lik barajı aşamadığı için herhangi bir milletvekili çıkaramadı. Davacı seçimlerden- sonra bu davayı açarak seçimlere barajı getiren konu yasa maddesinin, Anayasanın yukarıda belirtilen maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, iptalini istemiştir. Dava açıldıktan hemen sonra davacı bir istida dosyalayarak Yüksek Seçim Kurulunun seçim sonuç-larını yayımlamasını men eden bir ara emri istedi. Bu istida dinlenerek reddolundu. Müteakip bazı safhalardan sonra davacı, bir istida dosyalayarak davanın ünvanı ile talep takririnin tadil edilmesi için izin talep etti. Davalı ve Amicus Curiae hazır bulun-an Başsavcı ise davacının bünyesindeki değişiklik neticesi davanın ileri gidemeyeceğini ileri sürdüler. Mahkeme, tadilat isteminin reddedilmesine oybirliği ile ve mevcut ünvan ile davanın devam edebileceğine oyçokluğu ile karar verdi.

II. İDDİANIN GEREKÇ-ESİ:
Davacının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
17/85 sayılı Yasa ile Seçim Yasasına eklenen 133 A maddesi %8'lik bir baraj getirirken "genel geçerli oy" deyip de "genel geçerli oy pusulası" dememekle Anayasaya aykırı düşmüştür. Bu madde Anayasanın -1,8,68 ve 70. maddelerine aykırıdır.

%8'lik bir baraj öngörülmekle aynı hukuki statüde olan siyasal partiler arasında makul olmayan bir ayırım yapıldı. %8'lik barajı aşamayan küçük partiler aleyhine ayırım yapılmış oldu. Küçük bir toplumda böyle bir ayır-ım için haklı bir neden yoktur. KKTC de herhangi bir derecede baraj olmaması gerekir. Konu yasa maddesi seçmenler arasında da eşitsizlik yaratmıştır. Barajı aşamayan partilere oy kullanan seçmenlerin oyları dikkate alınmamaktadır. Konu yasa maddesi Anayasa-nın eşitlik ilkesini öngören 8. maddesine aykırıdır.

Anayasanın 1. maddesi devletin demokratik hukuk devleti olmasını öngörmektedir. Demokratik bir hukuk devletinde ise tüm seçmenlerin oyları ile belirttikleri iradelerinin seçime ve hükümete yansıması ge-rekir. Konu yasa maddesi ise bunu önlemekte ve bu nedenle Anayasanın 1. maddesine aykırı düşmektedir.

Barajı aşamayan partilere oy kullanan seçmenlerin oyları dikkate alınmamakla Anayasanın 68(4) maddesinin öngördüğü eşit seçim hakkı ihlâl edilmiş olmakt-adır. Konu yasa maddesi, seçmenlerin barajı aşamaması muhtemel partilere oy vermemesini teşvik eder ve bu açıdan da Anayasanın 68(4) maddesine aykırılığı vardır.

Devlette ilçeler birer seçim bölgesidir. Bu durumda Girne'deki Seçmen 8 milletvekili için oy- kullanırken Mağusa'daki 20, Lefkoşa'daki de 22 milletvekili için oy kullanır. Hangi partinin barajı aştığının saptanabilmesi için ise neticelerin Yüksek Seçim Kurulu tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu da seçimleri iki dereceli yapmış olur. Bu açıdan- da Anayasanın 68(4) maddesine aykırılık mevcuttur.

Baraj seçilme hakkını zedelemektedir ve bu nedenle konu yasa maddesi Anayasanın 68(2) maddesine de ters düşmektedir.

Barajı aşamayan partiler demokratik siyasi hayatta etken rol oynayamazlar. Bu neden-le, barajı öngören Yasanın 133 A maddesi Anayasanın 70(3) maddesine de aykırı düşmektedir.

Davalının iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Hesaplama yöntemi tek dereceli seçimi iki dereceli yapmaz.
Kurucu Meclisin Anayasa Komisyonunda, seçim sisteminin- barajsız nispi sistem olması hususunda yapılan öneri reddedildi. Anayasa tasarısı seçim sisteminin sadece nispi sistem olmasını öngörür şekilde düzenlendi, fakat bu da daha sonra genel kurulda metinden çıkarıldı. Barajsız nispi sistem önerisi reddedildiği-ne göre Anayasa bazı engellerin konulabileceğini kabul etmiş sayılmalıdır.

Konu yasa, nizam, intizam ve istikrar ile partilerin ve kişilerin menfaatleri arasında bir denge kurmuştur. Ülkemizde mevcut sosyal ve politik koşullar göz önüne alındığında konu -yasa maddesinin Anayasaya aykırılığı yoktur.

Baraj olmasa da Girne'deki seçmen yine 8, Lefkoşa'daki 22 ve Mağusa'daki de 20 milletvekilliği için oy verecekti. Baraj olmasa da küçük partiler yine kazanmayabilirlerdi. Koşullar tüm partiler için aynıdır. Ya-sanın öngördüğü seçim, serbest, eşit, gizli ve tek derecelidir. Anayasanın 1,8,68 ve 70. maddelerine veya herhangi bir maddesine aykırılık mevcut değildir.

3. Amicus Curiae olarak hazır bulunan Başsavcının görüşlerinin özeti şöyledir:

KTFD Anayasanın -67(1) maddesinde "Seçim sistemi"nin, KKTC Anayasasının 79 (2) maddesinde ise "seçim sistemi ve esasları"nın yasa ile düzenlenmesi öngörülmektedir. Yapılan öneriye ve hazırlanan tasarıya rağmen son şekli ile Anayasada "barajsız" ve "nispi" sözcükleri yer al-madı. Seçim sistemi ve esasları yasanın takdirine bırakılmıştır - çoğunluk sistemi bile seçilebilir. Baraj da bir ana ilke olarak seçim esaslarından sayılır. Bu durumda baraj sistemi getirilemez iddiası geçersizdir. Barajın oranının ne olması gerektiği tez-ekkür edilirken Anayasanın 1. maddesinde öngörülen demokrasi ilkesi göz önünde tutulmalıdır. %50'lik bir oran muhtemelen uygun olmazdı. Ancak barajın %5 mi %8 mi olup olmayacağı, demokrasiye açık bir tersliği yoksa, meclisin takdir yetkisi dahilinde olmalı-dır.

Kazanmayan adaya verilen oy baraj olmasa da heba olur. Her parti ve her seçmen için koşullar eşittir. Kazanmayan parti için sonucu Yasa değil seçmen yaratır. Eşitlik ilkesine terslik yoktur.

Madde 68(2) nin konu ile direkt veya yakın ilgisi yokt-ur. Bir aday seçim sistemine bağlı olarak seçilebilir.

Yasanın öngördüğü seçimin serbest, eşit, gizli ve tek dereceli olduğu ve Anayasanın 68(4) maddesine aykırılık bulunmadığı hususunda davalı avukatının görüşleri benimsenmektedir. Anayasanın bu maddes-ine aykırılık olup olmadığı tezekkür edilirken 79. maddenin de göz önünde tutulması gerekir.

Anayasanın 70(3) maddesinin seçim sistemi ile ilgisi yoktur. Bu madde partilerin demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez öğeleri olduğunu öngörmekte ise de tüm p-artilerin mutlaka mecliste temsil edilmesini öngörmemektedir. Konu Yasa maddesinin Anayasanın bu maddesine aykırılığı yoktur.

III. İLGİLİ YASA METNİ:
17/85 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile 1976 Seçim ve Halkoylaması Yasası'nın 133 A maddesi ayne-n şöyledir:
"(1) Milletvekili genel seçimlerinde, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti genelinde kullanılan geçerli oyların yüzde sekizini geçmeyen siyasal partiler milletvekili çıkaramazlar.
(2) İlçe seçim kurulları 133. madde uyarınca milletvekili
seçimi-yle ilgili birleştirme tutanağını Yüksek Seçim Kuruluna ilettikten sonra, Yüksek Seçim Kurulu, ilçelerden alınan bilgilere göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti genelinde kullanılan geçerli oyların toplamını yapar ve her siyasal partinin aldığı geçerli oy to-plamını genel geçerli oy toplamına bölerek, siyasal partilerin ülke genelinde aldıkları oy yüzdesini hesaplar ve yüzde sekizlik barajı aşan siyasal partilerin isimlerini ilçe seçim kurullarına bildirir ve ilân eder.
Bu ilândan sonra, ilân edilen sonuç-ları etkileyecek iptallerin gerçekleşmesi halinde, Yüksek Seçim Kurulu bunları dikkate alarak barajı aşan siyasal partilerin isimlerini yeniden saptar ve ilçe seçim kurullarına bildirerek ilân eder.
(3) Bu madde kuralları, münhasıran milletvekili
- seçimlerine uygulanır; Belediye Başkanlığı, Belediye
Meclisi üyeliği, Muhtarlık ve İhtiyar Heyeti Üyeliği
seçimlerine uygulanmaz.

IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ :
"Madde 1:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adal-et ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir."
"Madde 8:
Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir.
Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
Devlet organları ve yönetim makamları, bütün -işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.
-
"Madde 68:

................................................
Yirmi beş yaşını bitirmiş olan her yurttaş seçilme hakkına sahiptir. Seçilebilmek için en az üç yıldan beri daimi ikametgâhı Kuzey Kıbrıs'ta olmak ve yurt ödevini yerine getirmiş bulunmak koşul-dur.
................................................
Seçimler ve halkoylamaları, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm ilkelerine uygun olarak yapılır; sayım ve döküm işlemleri tamamlanıncaya kadar aralıksız sürdürülür.
.....-...........................................
................................................
................................................

"Madde 70 (3):

Siyasal partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasal hayatın vazgeçi-lmez öğeleridir."

V. İNCELEME:
Konu, ileri sürülen iddia ve görüşler ışığında incelendi ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Değiştirilmiş şekli ile 1976 Seçim ve Halkoylaması Yasasının 133 A maddesine göre ülke genelinde kullanılan geçerli oyların yüzde- sekizini geçmeyen siyasal partiler milletvekili çıkaramazlar. Yüzde sekizlik bir barajı öngörmekte olan bu Yasanın Anayasaya aykırı olduğu iddia edimiştir.

İlkin tezekkür edilmesi gereken husus bir engel veya baraj konulması suretiyle seçim sisteminin -sınırlanmasına Anayasamızın açık olup olmadığıdır. Kurucu Meclisin Anayasa Komitesinin raporlarına göre Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin barajsız nispi seçim sistemi ile yapılması kuralının Anayasaya konması önerilmişti. Öneri reddedilmiş ve komitede hazırl-anan tasarı sadece seçimlerin nispi seçim sistemi ile yapılmasını öngörür şekilde düzenlenmişti. Daha sonra genel kurulda seçimlerin nispi sistemle yapılmasını öngören kural da Anayasa metninden çıkarılmıştır. Bu durumda Anayasanın bir engel veya baraj koy-mak suretiyle seçim sisteminin sınırlanmasına açık olmadığı söylenemez.

Şimdi de Yasanın öngörmekte olduğu engel veya barajın Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bu hususu incelerken öngörülen barajın seçimi iki dereceli seçime dönüşt-ürmekte olup olmadığı ilkin ele alınıp tezekkür edilmesinin uygun olduğu görüşündeyiz. Davacı, seçime katılan partilerden hangilerinin barajı aştığının saptanabilmesi için neticelerin Yüksek Seçim Kurulu tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ve bu neden-le seçimin iki dereceli bir seçime dönüştürüldüğünü iddia etmiştir. Bir seçimin iki dereceli seçim sayılabilmesi için milletvekillerinin doğrudan doğruya seçmenlerin kendileri tarafından değil de onların seçtikleri ikinci derecedeki seçmenler tarafından se-çilmiş olmaları gerekir. Değiştirilmiş şekli ile Seçim ve Halkoylaması Yasası altında milletvekilleri doğrudan doğruya bizzat seçmenler tarafından seçilmekte olduklarına göre barajı hangi partilerin aştığının saptanması için seçim sonuçlarının Yüksek Seçim- Kurulu tarafından değerlendirilmesi seçimi iki dereceli yapmaz. Öngörülen seçim yine tek dereceli seçimdir. Bu böyle olduğuna göre seçimlerin tek dereceli olmasını öngören Anayasanın 68. maddesinin (4). fıkrasına bu açıdan herhangi bir aykırılık mevcut de-ğildir.

Şimdi de yasanın 133 A maddesi uyarınca getirilen barajın, öngörüldüğü şekil ve oranda, Anayasanın konu edilen diğer madde ve kurallarına aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Seçim sistemine getirilen barajın, tüm seçmenlerin oyları i-le belirttikleri iradelerinin seçime ve hükümete yansımasını önlediği gerekçesiyle, devletin demokratik hukuk devleti olmasını öngören Anayasanın 1. maddesine aykırı olduğu iddia edilmiştir. Baraj olmadığında da seçime katılan bir parti milletvekili çıkarm-ayabilir ve bu durumda da milletvekili çıkarmayan parti veya kazanmayan adaya oy vermiş olan seçmenlerin oyları bir bakıma heba olmakta ve meclise veya hükümete yansımamaktadır. Demokrasi ve hukuka bağlı batı ülkelerinin çeşitli seçim sistemlerinde de bazı- partilerin yasama meclislerinde temsil edilmedikleri veya aldıkları oy oranında milletvekilliği elde edemedikleri vakidir. Esasen bizde Anayasanın tanıdığı seçme ve seçilme hakkı Anayasada ve Anayasaya uygun olduğu oranda yasada belirtilen koşullara tabi -olarak tanınmıştır. Anayasamız baraj getirilmesini önlemediğine göre tezekkür edilmesi gereken husus getirilen %8'lik oranın Anayasanın 1. maddesinin öngördüğü demokrasi ilkesi ile bağdaşıp bağdaşmadığıdır. Yasa, meclis çoğunluğuna dayalı istikrarlı bir hü-kümetin oluşturulmasına olanak sağlanması amacını gütmektedir. Bu amaçla getirilen baraj oranının, ülkede mevcut politik ve sair koşullar ve ülkenin kendi özellikleri ışığında, makul olup olmadığının ve demokrasi ilkesi ile bağdaşıp bağdaşmadığının saptanm-ası gerekir. Yasanın amacı, ülkenin küçük olduğu, geçmişteki seçim sonuçları ve istikrarlı bir hükümet oluşturulmasında karşılanan müşküller göz önünde bulundurulduğunda saptanan baraj oranının gayrı makul olmadığı, demokrasi ilkesine ters düşmediği ve Ana-yasanın 1. maddesine aykırılık mevcut olmadığı görüşündeyiz.

Öngörülmekte olan barajın siyasal partiler arasında makul olmayan bir ayırım yaptığı, bazı seçmenlerin oylarının heba olmasına yol açtığı ve bu nedenle Anayasanın 8. maddesinin öngördüğü eşitl-ik ilkesini ihlâl ettiği ileri sürülmüştür. Baraj seçime katılan tüm partilere uygulanmaktadır. Kazanmayan aday veya adaylara verilen oylar ise baraj olmasa da heba olur. Yasanın 133 A maddesinin kuralları ve öngördüğü koşullar tüm parti ve seçmenler için -aynıdır. Diğer bir deyimle tüm partiler ve seçmenler, ayırım gözetilmeksizin, 133 A maddesi bakımından Yasa önünde eşittirler. Bu nedenle Anayasanın 8. maddesine aykırılık yoktur.

Yasanın 133 A maddesinin barajı aşmayan partilere oy kullanan seçmenlerin- oylarının dikkate alınmamasına yol açmakla ve seçmenlerin barajı aşamaması muhtemel partilere oy vermemesini teşvik etmekle Anayasanın 68. maddesinin (4). fıkrasına aykırı düştüğü iddia edilmiştir. Anayasanın 68. maddesinin (4). fıkrası seçimlerin serbest-, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm ilkelerine uygun olarak yapılmasını öngörmektedir. Bu fıkraya aykırılık olup olmadığı karara bağlanırken ilkin tezekkür edilmesi gereken husus fıkrada sözü edilen 'eşit seçim' deyiminin ne anlam ta-şıdığıdır. Prof.Dr.H.N.Kubalı'nın Anayasa Hukuku Genel Esaslar ve Siyasi Rejimler, 1965 bası, isimli eserinin 347 ve 447. sayfalarında şöyle denmektedir:
"....... Siyasi eşitlik seçme ve seçilme eşitliği şeklinde tecelli eder. İnsan ve Yurttaş Hakları Bey-annamesinin (Madde 6) koyduğu siyasi eşitlik prensibi ................................. yani
her vatandaşın sadece vatandaş olarak, servet, sosyal sınıf, fikri ehliyet ve cinsiyet farkları gözetilmeksizin seçime ferdi ve eşit surette iştiraki sisteminin y-erleşmesi ile gerçekleşmektedir."

"....... Fertlerin hukuki eşitliği prensibinin bir neticesi olarak, her vatandaşın seçim yetkisini kullanırken eşit oy vermesi lâzımdır. Buna rağmen bazı memleketlerde bu prensibin aksine bir durumun bir müddet tatbik edi-lmiş olduğunu görmekteyiz.
................................................
Türkiye'de ise kanun koyucu daha başlangıçtan itibaren eşitlik prensibine yer vermiş ve bundan hiç ayrılmamıştır."

Prof.Dr.Servet Armağan'ın Türk Esas Teşkilâtı Hukuku isimli, 1-979 bası, eserinin 1. kitabının 114. sayfasında da eşit seçim ilkesi şu şekilde açıklanmaktadır:
"Seçimlerin eşit olması, herkesin sadece bir oy hakkına sahip olması demektir."

Yukarıda yapılan iktibaslardan anlaşılabileceği gibi 'eşit seçim' kişilerin- eşit oy hakkına sahip olması demektir. Yasanın barajı öngörmekte olan 133 A maddesi bu ilke ile ilgili herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Bu bir yana gerçek şudur ki değiştirilmiş şekli ile 1976 Seçim Yasası altında her seçmen kendi seçim bölgesinin ç-ıkaracağı her milletvekilliği için birden fazla oy kullanamaz.

Konu Yasa maddesinin, seçmenleri barajı aşamayacağı muhtemel partilere oy vermemeğe teşvik ettiği hususunda tatmin edilmiş değilizdir. Konu Yasa maddesinin böyle bir sonuç doğurması ihtimali-, kanımızca, uzaktır.

Yukarıda söylenenler ışığında Yasanın 133 A maddesinin Anayasanın 68. maddesinin (4). fıkrasına aykırı olmadığı görüşündeyiz.

Barajı aşamayan partilerin demokratik siyasal hayatta etken rol oynayamayacağı gerekçesi ile Yasanın 1-33 A maddesinin Anayasanın 70. maddesine de aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın 70. maddesinin (3). fıkrası siyasi partilerin demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez öğeleri olduğunu hükme bağlamaktadır. Ancak Anayasanın bu maddesi veya herhangi bir -maddesi tüm partilerin mutlaka mecliste temsil edilmesini öngörmemektedir. Esasen baraj olmasa da bazı partilerin milletvekili çıkarmamaları ve mecliste temsil edilmemeleri mümkündür. Demokrasiye ve hukuka bağlı batı ülkelerinde de bazı partilerin yasama m-eclislerinde temsil edilmediği vakidir. Tüm bu nedenlerle konu Yasa maddesinin Anayasanın 70. maddesinin (3). fıkrasına aykırılığı yoktur.

Son olarak bir hususu belirtmek istiyoruz. Davanın duruşması esnasında taraflar kendi iddia ve görüşlerini destekl-emek amacı ile Türkiye ve Almanya Anayasa Mahkemelerinin kararlarına atıfta bulunmuşlardır. Amicus curiae olarak hazır bulunan Başsavcı da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. Protokolu ve bunun ile ilgili olarak İngiltere seçim sistemi hakkında Avrupa İn-san Hakları Komisyonunun vermiş olduğu bir karara atıfta bulunmuştur. Ne var ki bir engel veya baraj konulması sureti ile seçim sisteminin sınırlanmasının bir ülkenin Anayasasına aykırı olup olmadığı, daha önce de belirtildiği gibi, o ülkede mevcut politik- ve sair koşullar ve ülkenin kendi özellikleri ışığında karara bağlanabilir. Bizim ülkemizde mevcut bu gibi koşullar ve ülkemizin özellikleri Türkiye, Almanya ve İngilteredekinden farklıdır. Bu nedenledir ki davayı, sözü edilen kararlar veya gerekçeleri il-e bağlı olmadan ve bunların etkisi dışında ele alınıp objektif bir yaklaşımla karara bağlamayı doğru ve uygun gördük.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi davacı davasında muvaffak olmuş değildir.

SONUÇ: Sonuç olarak dava, oybirliği ile, reddolun-ur.



(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç



(N.Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

17 Eylül 1987


Full & Egal Universal Law Academy