Anayasa Mahkemesi Numara 1/2007 Dava No 2/2010 Karar Tarihi 24.06.2010
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 1/2007 Dava No 2/2010 Karar Tarihi 24.06.2010
Numara: 1/2007
Dava No: 2/2010
Taraflar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kamu İşçileri Sendikası, Kamu-İş ile KKTC Cumhuriyet Meclisi arasında
Konu: Anayasaya aykırılık - 72/06 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile 7/79 sayılı kamu Görevlileri Yasasının Anayasanın 1, 8, 10(2) maddelerine aykırı oldukalrı gerekçesiyle iptali istemi.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 24.06.2010

-D.2/2010 Anayasa Mahkemesi: 1/2007


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Başkan, Mustafa H. Özkök,
Gönül Erönen, Seyit -A. Bensen, Şafak Öneri.

Anayasanın 147. maddesi hakkında.

Davacı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kamu İşçileri Sendikası,
Kamu-İş, Lefkoşa

- ile -

Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi,
Lefkoşa

- A r a s ı n d a.


Davacı tarafından Avukat Barış Mamalı ve Avukat Mehmet Şahoğlu
Davalı tarafından Başsavcı Yardımcı Muavini Behiç Öztürk.

----------

K A R A R

KONU:
72/2006 sayılı Kamu -Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 6(2) maddesinde yer alan işçiler tanımına getirilen değişikliğin Anayasa'nın 1, 8, 10(2), 46 ve 54(1) maddelerine ve aynı Değişiklik Yasası ile getirilen Geçici Madde 1'in, -Anayasa'nın 1,8, 10(2), 11, 46, 47, 48, 49(1)(2), 54(1) ve 55. maddelerine aykırı oldukları gerekçesi ile iptal edilmeleri istemi.

I. OLAY:
Davacı, Sendikalar Mukayyitliğinde kayıtlı bir sendika olup, üyelerinin iktisadi, sosyal ve mesleki durumlarını ge-liştirmek, amaçları arasındadır. Davacının üyeleri kamuda çalışan işçilerdir. 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile Kamu Görevlileri Yasasının 6. maddesinde yer alan "işçiler" tanımına bir değişiklik getirilerek kamu hizmetlerinde iş-çilerin, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çekmeyen kişiler olmaları öngörüldü. Geçici Madde 1'de, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte işçi statüsünde bulunup emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alanlara seçenek tanındı, ya -işe devam edecekler ancak çalıştıkları süre emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı almayacaklar ya da emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı almağa devam edecekler ancak bir süre sonra işten ayrılacaklar. Davacı sendika, 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3)- Yasası ile Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesinde yer alan işçiler tanımlamasına getirilen değişikliğin ve Geçici Madde 1'deki düzenlemenin Anayasaya aykırı oldukları iddiası ile iptal edilmeleri istemi ile dava açtı.

II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:
D-avacının iddiaları özetle aşağıdaki gibidir.
72/2006 sayılı yasa ile değiştirilmiş Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesinde yer alan işçi tanımı İş Yasasındaki işçi tanımından farklıdır. İşçi tanımına getirilen değişikliğin sonucu olarak, emeklilik m-aaşı/yaşlılık aylığı alan bir kişi özel sektörde çalışabilirken kamuda işçi olarak çalışamayacaktır; yine 72/2006 sayılı Yasanın getirdiği Geçici Madde 1 gereği, halen emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alan bir kamu işçisi çalıştığı sürece emeklilik maaşını/-yaşlılık aylığını alamayacak sadece çalıştığı işin maaşını alacaktır, halbuki emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alan, özel sektörde çalışan bir işçi, hem çalıştığı işin maaşını hem de emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını almaktadır. Bu düzenleme Anayasanın 8-'inci maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırıdır. Yine, Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesindeki "işçi" tanımına getirilen değişiklik, kamu hizmeti yapan sürekli personel, geçici personel, sözleşmeli personel ve işçiler arasında işçiler aleyhine -bir ayırım ortaya koymakla eşitlik ilkesini zedelemektedir.

72/2006 sayılı Değişiklik Yasasından önce kamuda çalışan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alan işçiler hem emeklilik maaşlarını/yaşlılık aylıklarını hem de yaptıkları işin maaşını yani çift maaş -alıyorlardı; konu yasadan sonra kamuda çalışan işçiler ya işi bırakarak sadece emeklilik maaşlarını/yaşlılık aylıklarını alacaklar ya da çalışmaya devam edip çalıştıkları işin maaşını alacaklar ancak çalıştıkları süre emeklilik maaşları/yaşlılık aylıkları -duracaktır. Bu düzenleme Anayasa'nın 1'inci maddesinde sayılan Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti kavramının içerdiği kazanılmış haklara saygı ilkesini ihlal etmektedir, hukuk güvenliğini zedelemektedir.

72/2006 sayılı değişiklik ya-sası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesindeki işçi tanımına getirilen değişiklik ve Geçici Madde 1 ile getirilen düzenleme, Anayasa'nın 10(2) maddesine, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasını düzenleyen 11'inci maddesine, sözleşm-e hakkını düzenleyen 46'ncı maddesine, ekonomik ve sosyal hayatı düzenleyen 47'nci maddesine, çalışma özgürlüğünü düzenleyen 48'inci maddesine, çalışma hakkını ve ödevini düzenleyen 49(1)(2) maddesine, toplu sözleşme ve grev hakkını düzenleyen 54(1) maddes-ine ve sosyal güvenlik hakkını düzenleyen 55'inci maddesine aykırıdır.

Davalıya göre ise 72/2006 sayılı değişiklik yasası ile Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesinde yer alan işçi tanımına getirilen değişiklik, Geçici Madde 1'deki düzenleme eşitlik -ilkesine aykırı değildir; aynı konumda olanlara aynı kuralların uygulanması esastır, farklı konumda olanlara farklı kuralların uygulanması eşitlik ilkesini zedelemez, kamuda çalışan işçi ile özel sektörde çalışan işçi aynı konumda değildir, getirilen düzen-lemede kazanılmış hak ihlali yoktur, yeni düzenleme ile kazanılmış bir hak geri alınmamıştır, 72/2006 sayılı değişiklik yasası ile getirilen düzenleme Anayasa'nın yukarıda sayılan maddelerine aykırı değildir.

III. İLGİLİ YASA MADDELERİ
72/2006 sayılı Kam-u Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası'nın 2'nci maddesi ile değiştirilen Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesinin 2'nci fıkrasında yer alan işçiler tanımı şöyledir.
"6 (2) Bu Yasa amaçları bakımından;
"Sürekli Personel" ................
"Geçici Per-sonel" .................
"Sözleşmeli Personel" .............

"İşçiler" bu Yasada belirtilen hizmet sınıfları dışında kalan görevleri yerine getiren ve Emeklilik Yasası ve Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının ilgili maddelerinde aksine kural bulunup bu-lunmadığına bakılmaksızın herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çekmeyen kişilerdir. Devlet İşçileri ile ilgili diğer konular hakkında kendi özel Yasa kuralları uygulanır".


Geçici Madde 1:
Bu (Değişiklik) Yasasının yürü-rlüğe girdiği tarihte işçi statüsünde bulunup herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alanlar; emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alıp işten ayrılmak veya çalışmaya devam edip emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını bırakmaktan yan-a tercihlerini kullanırlar ve bu tercihler Emeklilik Yasası ve Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının ilgili maddelerinde aksine kural bulunup bulunmadığına bakılmaksızın uygulanır.
(1) Bu durumdaki kişiler otuz gün içerisinde tercihlerini
yazılı ol-arak daire müdürlerine verirler.
(2) Çalışmaya devam edip ve emeklilik maaşının/yaşlılık
aylığının durdurulmasından yana tercihini
kullananların emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı, tercih
süresinden sonraki otuz günün d-olduğu ayın sonu
itibarıyla işten ayrılacağı tarihe kadar durdurulur.
(3) Emeklilik maaşını/ yaşlılık aylığını devam ettirip
işten ayrılmak yönünde tercihini kullananların ise
otuz günden sonraki beş ayın hitamında göre-vleri sona
erer.
(4) İşten ayrılmayı tercih edenlere izin hakları
kullandırılır.

IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik- bir Cumhuriyettir.

Madde 8
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine- uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.

Madde 11
Temel hak ve özgürlükler,- özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ancak yasalarla kısıtlanabilir.

Madde 46
(1) Herkes, sözleşme hukukunun genel ilkelerince -konan koşullara, kısıntılara, sınırlandırmalara ve yürürlükteki yasalara uymak kaydıyla, serbestçe sözleşme yapma hakkına sahiptir. Ekonomik bakımdan güçlü kişilerin diğer kişileri istismarı yasa ile önlenir.
(2)Sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükler k-amu yararı, kamu düzeni, sosyal adalet ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle yasa ile düzenlenebilir ve kısıtlanabilir.
(3)Devlet yasa ile belirli yörelerdeki sosyal ve ekonomik gereksinmeleri ve özellikleri dikkate alarak, konut kiraları konusunda gerekli ö-nlemleri alabilir, kısıtlama ve düzenlemeler yapabilir.

Madde 47
(1)Ekonomik ve sosyal hayat, adalete, tam çalışma ilkesine ve her yurttaş için insanlık onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlanması amacına göre düzenlenir.
(2)Ekonomik, sosyal ve kültü-rel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu amaçla ulusal tasarrufu artırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma planlarını yapmak Devletin ödevidir.

Madde 48
(1)Her yurttaş dilediği alanda çalışma özgü-rlüğüne sahiptir. Özel girişimler kurmak serbesttir. Yasa, bu özgürlüğü, kamu yararı amacıyla sınırlayabilir.
(2)Devlet, özel girişimlerin, ulusal ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağl-ayacak önlemleri alır.

Madde 49
(1)Çalışma her yurttaşın hakkı ve ödevidir.
(2)Devlet, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için, sosyal, ekonomik ve mali önlemlerle çalışanları korur ve çalışmayı destekler; iş-sizliği önleyici önlemleri alır.
(3)Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Ancak, hükümlülerin, hükümlülükleri süresince rehabilitasyon amacıyla çalıştırılmaları zorla çalıştırma sayılmaz.
(4)Ülke gereksinmelerinin zorunlu kıldığı alanlarda, yur-ttaşlık ödevi niteliği olan beden veya fikir çalışmalarının şekil ve koşulları, demokratik ilkelere uygun olarak yasa ile düzenlenir.


Madde 54
(1)Çalışanlar, işverenle olan ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal durumlarını korumak ve düzeltmek amacıyla topl-u sözleşme ve grev hakkına sahiptir.

Madde 55
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve benzeri sosyal güvenlik kurumları ile sosyal yardım örgütleri kurmak ve kurdurmak Devletin ödevlerindendir.

V. İNCELEM-E:
Konu, ileri sürülen iddialar, ilgili Yasa ve Anayasa kuralları ışığında incelenip gereği düşünüldü.

Kamu görevinden veya sosyal sigortalardan emekli olduktan sonra kamuda işçi olarak çalışanlar hem emeklilik maaşlarını/yaşlılık aylıklarını hem de çal-ıştıkları işin maaşını alıyorlardı. 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 6'ncı maddesinin 2'nci fıkrasında yer alan "işçiler" tanımlaması değiştirildi, bu değişiklik ile herhangi bir sosyal -güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çeken kişinin kamu hizmetinde işçi olamayacağı kuralı getirildi. 72/2006 sayılı yasa bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alıp da Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte kamuda işçi ol-arak çalışanların durumuna da Geçici Madde 1 ile bir düzenleme getirdi. Bu düzenleme ile bu kişilere seçenek sunuldu, ya emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını alıp işten duracak ya da, çalıştığı sürece emeklilik maaşının/yaşlılık aylığının durdurulması, kesi-lmesi koşulu ile çalışmaya devam edecek. Davacı bu düzenlemenin hukuk devleti kavramı içinde yer alan kazanılmış haklara saygı ve hukuk güvenliği ilkelerini ihlal ettiği ve Anayasa'nın 1'inci maddesine aykırı olduğu iddiasındadır.

Cumhuriyetin nitelikler-ini ifade eden Anayasa'nın 1'inci maddesinde, Cumhuriyetin, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan bir Cumhuriyet olduğu yer almaktadır. Hukukun üstünlüğüne dayalı devlet ile hukuk devleti kavramları aynı hukuki esasları içeren özde aynı kavramlardır.

Kazanı-lmış hak kavramı, bugüne dek kavrama getirilen tüm tanımlamalara rağmen, halen belirsizlikten tümü ile kurtulmuş, kesin olarak tanımlanabilmiş, sınırları belirlenebilmiş bir kavram değildir. Doktrinde ve yargı kararlarında üzerinde uzlaşmaya varılmış bir k-azanılmış hak tanımı yoktur. Kazanılmış hakkın her somut olaya göre ayrı ayrı incelenmesi gerektiği doktrinde kabul görmektedir; yargı kararlarında da, anlam ve içeriğinin kesin sınırlarının çizilemediği ve her somut olayın özelliklerine göre değerlendirme- yapıldığı görülmektedir. Hangi haklar kazanılmış, kişiselleşmiş, öznel hakka, kişiden alınamaz bir hakka dönüşmüştür, yanıtlanması her zaman kolay değildir. Hukuk güvenliği ilkesine de çoğu kez hakların korunması bakımından kazanılmış hak ilkesinin yeters-iz kaldığı durumlarda dayanılmaktadır. Hukuki güvenlik, kişilerin gelecekle ilgili plan, düşünce ve kararlarında mevcut hukuk kurallarına güvenerek hareket etmelerinin hukuken korunması gereğini ifade eder. Yasalar objektif hukuk alanında yeni bir durum ya-ratan veya varolan durumları yeniden düzenleyen veya ortadan kaldıran kural işlemlerdendir. Yasa koyucu takdirine göre daha önce düzenlenmemiş bir konuyu yasa ile düzenleyip hak ve ödevler yaratabilir, daha önce düzenlenmiş bir konuda yeniden düzenleme yap-arak hak ve ödevlerde değişikliğe gidebilir veya yasayı tümden kaldırarak hak ve ödevleri sonlandırabilir. Yasama yetkisinin aslılığı ve genelliği ışığında, yasa koyucu dilediği bir sosyal alanı yasalarla düzenleyerek kurallara bağlayabilir, haklar ve ödev-ler yaratabilir, yasa koyucuyu sadece anayasanın emredici veya yasaklayıcı hükümleri kısıtlamaktadır. Zaman içinde, yasa koyucu koyduğu yasaya yeni kurallar ekleyebilir, koyduğu yasanın bazı kurallarını değiştirebilir, bazı kurallarını, hatta yasayı tümden- yürürlükten kaldırabilir; anayasal ilkeler çerçevesinde kalmak koşulu ile yasa koyucu takdirine göre bu yetkisini kullanabilir. Yasa koyucunun gözetmek durumunda olduğu anayasal ilkeler arasında hukuk devleti kavramının içerdiği yasaların önceye etki(geri-ye yürümezlik) yasağı, kazanılmış haklara saygı, hukuk güvenliği ilkeleri de yer almaktadır; ancak hiç kimse kural işlemlerle getirilen düzenlemelerin hep aynı kalacağı, ileride değişikliğe uğramayacağı beklentisinde olmamalıdır, sosyal, ekonomik değişimle-r kural işlemlerle hukuk aleminde de yerini alabilir, hak ve ödevleri etkileyebilir. Kural işlemlerin kişiler lehine yarattığı düzenleyici durumlar, yeni bir düzenleme ile değiştirilebilir veya kaldırılabilir; kişilerin, lehlerine olan kural işlemin aynı k-alması için kazanılmış hakka sahip oldukları söylenemez. Hukuken korunması gereken, değiştirilebilen, kaldırılabilen nesnel bir yasa kuralı ile yaratılan hak değil bu nesnel yasa kuralının, kural yürürlükte olduğu sürece, kişiye uygulanması ile bu kural al-tında tüm sonuçları ile edinilen, kişiselleşmiş, öznelleşmiş haktır. Kazanılan bu öznelleşmiş haktır ve hukuken korunan bu kazanılmış, öznelleşmiş haktır. Yukarıda çelişir gibi görülen ilkelerin hukuk aleminde birbirlerini tamamlayıcı ve denetleyici özelli-klerle dengeleyici bir işlev kazanmaları gereği, aynen kazanılmış hakların değerlendirilmesinde, takdirinde olduğu gibi, hukuk güvenliği de, her somut olaya göre ayrı ayrı incelenmeli, her olay kendi boyutları içerisinde kendi özelliklerine göre değerlendi-rilip karara bağlanmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin, kazanılmış hak kavramına yaklaşımını bazı kararları ışığında belirlemeye çalışalım.

TC. Anayasa Mahkemesi E.2005/110, K.2005/111, 29.12.2005 tarihli karar:
"Kazanılmış hak, -özel hukuk ve kamu hukuku alanlarında genel olarak, bir hak sağlamaya elverişli nesnel yasa kurallarının bireylere uygulanması ile onlar için doğan öznel hakkın korunması anlamında kabul edilmelidir. Ancak, kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu ha-kkın yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması gerekmektedir....... Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş, kişisel alacak niteliğine dönüşmüş ha-ktır."

TC. Anayasa Mahkemesi E:1989/11, K:1989/48 sayı ve 12.12.1989 tarihli karar:
"Temelde aslî bir yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan yasa ile bağlı bir yetkiyle çıkarılan tüzük, yönetmelik, kararname gibi yürütmenin genel düzenleyici işleml-erini içeren kural işlemler, nesnel ve genel hukuksal durumlar yaratırken düzenledikleri konularda statü oluştururlar. Kişilerin bu statülere alınmaları özel ve kişisel bir işlemle (şart işlemle) olanaklıdır. Nesnel ve genel hukuksal durumun bu şart işleml-e özel hukuksal duruma dönüşmesi kazanılmış hak yönünden yeterli değildir. Nitekim bir kişinin memur yada emeklilik statüsüne sokulması, bu statüde hiç bir halde değişiklik yapılmayacağı anlamına gelmez. Kural işlemler her zaman değiştirilebilir ya da yarg-ı organları tarafından Anayasa'ya veya yasaya aykırı görülerek iptal edilebilir. Kural işlemin değişmesi ya da ortadan kaldırılması, ona bağlı kişi ile ilgili şart işlemi de etkiler. Bu durumda ilerisi için kazanılmış haktan söz edilemez. Ancak kişi, yeni -kural tasarrufa göre oluşan statüde yerini alır. Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan (maaş gibi), tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş, kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklar için söz konusudur".

TC. Anayasa Mahkemesi E:1989/-14, K:1989/49 sayı ve 19.12.1989 tarihli karar:
"Yasaların önceye etki-geriye yürüme (makable şamil) yasağı ilkesi, kazanılmış hak kuralını öne çıkarır. Bir hukuk kuralının yürürlüğü sırasında, bu kurala uygun biçimde tüm sonuçları ile kesin olarak ed-inilmiş hakların korunması hukuk devletinin gereğidir. Yasakoyucunun bu haklara elatması, değiştirip geri alması düşünülemezse de, önceki yasaya göre sağlanmış bir hak, kamusal düzen, toplumsal yarar açısından "kazanılmış hak" korumasından sonsuza değin ya-rarlanamaz".
72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası, getirdiği Geçici Madde 1 ile, yürürlüğe girdiği tarihte işçi statüsünde bulunup, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alanların durumunu düzenlemi-ştir. Bu düzenlemeye göre bu konumdaki kişiler, 30 gün içerisinde emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını devam ettirip işten ayrılmaktan veya çalışmaya devam edip emeklilik maaşının/yaşlılık aylığının durdurulmasından yana tercihlerini kullanırlar. Çalışmaya -devam edip emeklilik maaşının/yaşlılık aylığının durdurulmasından yana tercihini kullananların emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı tercih süresinden sonraki otuz günün dolduğu ayın sonu itibarıyle, işten ayrılacağı tarihe kadar durdurulur. Tercihini emeklilik -maaşını/yaşlılık aylığını devam ettirip işten ayrılmak yönünde kullananlar ise otuz günden sonraki beş ayın sonunda görevden ayrılırlar. Getirilen bu düzenleme ile 72/2006 sayılı Değişiklik Yasasından önce kamuda çalışan ve çift maaş alan işçilerin herhang-i bir maaşı derhal kesilmedi. Konu yasa kamuda çalışan işçilere bir geçiş süreci tanıdı; emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını devam ettirmek isteyenlere yürürlüğe girdikten sonra altı ay daha çalışma ve çift maaş alma, çalışmaya devam etmek isteyenlere ise -yasanın yürürlüğe girmesinden sonra iki ay daha çift maaş alma olanağı tanıdı.
Ülkemizde işsizlik sorununun dikkat çekecek bir boyuta varması, özellikle genç neslin bu sorunla karşılaşması üzerine, yasa koyucu, bir tarafta genç nesil işsizleri öte taraft-a çift maaş alanları, sosyal güvenliklerini kazanmış olmalarına rağmen kamuda çalışıp devletten ek maaş alanları değerlendirmesine aldı ve sosyal adaletin sağlanmasına, sosyal güvenliğin yaygınlaşmasına katkı koyacağı düşüncesi ile 72/2006 sayılı Kamu Gör-evlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile kamuda çalışan işçiler için yeni bir düzenleme getirdi. Davacı sendika 72/2006 sayılı Değişiklik Yasası ile getirilen düzenlemenin sosyal huzursuzluğa yol açacağı ve kamu yararına olmadığı iddiasındadır. Çift maaş alan-ların maaşlarından birini kaybetmesi doğal olarak bu kişilerde bir sıkıntı yaratacaktır; ancak amaçlanan işsizlere de istihdam olanağı yaratmak, işsize iş sağlamaktır, devlet olanaklarını daha geniş bir kesime ve dengeli biçimde yaymaktır ve bu da sosyal d-evlet olabilmenin getirdiği bir ödevdir. Kamu yararı kavramı objektif olarak tanımlanabilir bir kavram değildir; ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal yapısındaki koşullardan, bu koşulların zaman içinde değişiminden etkilenebilen belirsiz ve göreceli bir kavra-mdır. Yasaların amacı, yani yasa ile ulaşılmak istenen sonuç, kamu yararının gerçekleşmesidir; ancak yasa ile getirilen bir düzenlemenin kamu yararına olup olmadığının yanıtı, çoğu kez tartışmaya açıktır, yanıt kişinin siyasi yeğlemesi, ideolojisi ile deği-şken olabilmektedir. Bu nedenle kamu yararının takdiri yasama organına bırakılmalı ve kamu yararı dışında başka bir amaç taşıdığı açıkça görülmedikçe yargı yeri yasaları kamu yararı olmadığı gerekçesi ile iptal etmekten kaçınmalıdır.
23/2002 sayılı Emekli-lik (Değişiklik) Yasası ile 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 28'inci maddesine getirilen değişiklik, emeklilik maaşı alan bir kişinin, bu madde kapsamında bir göreve gelmesi halinde, görevinden ayrılacağı tarihe kadar emeklilik maaşının durdurulacağını d-üzenlenmişti. Geçici Madde 3 ile de Değişiklik Yasasının yürürlüğe girdiği tarihte emeklilik maaşı çekip de görevde olanların bulundukları kadroya karşılık aldıkları maaş veya emekli maaşından hangisi yüksekse o maaşı alacakları düzenlenmiş ve çift maaşa s-on verilmişti.
23/2002 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasına getirdiği düzenleme ile 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasasının 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasına getirdiği düzenleme doğurdukları s-onuçlar bakımından aynıdır. Her iki düzenleme de kamuda çalışanların çift maaş almalarına son vermiştir. Anayasa Mahkemesi, AMK 25/2002 (D.7/2003) sayılı davada, 23/2002 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası ile getirilen düzenlemenin eşitlik ilkesine ve ka-zanılmış hakları gözetmediğinden hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu iddialarını değerlendirmiş, 23/2002 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası öncesinde kişinin çift maaş almasının, sonradan yasalarda yapılacak değişiklikle kaldırılamayacak, kazanılmış bir- hak olmadığını belirterek getirilen düzenlemenin Cumhuriyetin hukukun üstünlüğüne dayandığını ifade eden Anayasa'nın 1'inci maddesine aykırı olmadığı kararına varmıştır.
Belirtilenler ışığında, 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile- Kamu Görevlileri Yasası'nın 6(2) maddesinde yer alan "işçiler" tanımına getirilen değişiklikte, Geçici Madde 1'deki düzenlemede kazanılmış hak ihlali görülmemektedir.
Emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı, belli süre hizmet verdikten, belli bir yaşa geldikten s-onra, kişiye, katkıları nedeniyle, temel ve makûl ihtiyaçlarını karşılamayı, çalışmama durumunda ileriki yaşantısında sınırlı da olsa güvence sağlamayı amaçlayan bir ödenektir. Nesnel ölçülere bağlı kalınarak, bazı durumlarda, örneğin kişinin yeni bir aylı-kla durumunu geliştirmesi halinde, ödenek kesilebilir; yasa ile böyle bir düzenleme getirilmesi, ödenek ilgisiz ve haksız bir nedenle kesilmedikçe, kişiyi emekli aylığına hak kazandığı durumdan daha geriye götürmedikçe sosyal adalet ve hukuk devleti ilkele-ri ile çatışmaz. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nun Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında 102 Sayılı Sözleşmesi (Onay) Yasası, yaşlılık yardımlarını düzenleyen 26(3) maddesinde, milli mevzuatın, yardıma hak kazanan kişinin ücretli işlerde çalışması- halinde yardımın durdurulacağına dair hükümler koyabileceğine yer vermektedir.
Geçici Madde 1'deki düzenleme emeklilik hakkını kazanmış, sosyal güvenlik yönünden bir sorunu olmayan kamu işçilerine yönelik bir düzenlemedir. Bu konumda bulunan kamu işçiler-inin kazanılmış herhangi bir hakları ihlal edilmediği gibi, çift maaş almalarına derhal son verilmemiş, bir geçiş süreci öngörülerek, tercihini emeklilik maaşını/yaşlılık aylığını devam ettirip işten ayrılmak yönünde kullanacaklara 6 ay daha çalışma ve çif-t maaş alma olanağı tanınmıştır, yasa koyucunun takdir alanı içindeki yetkisini kullanarak saptadığı süre ile sağlanan bu geçiş sürecinin makul ve ölçülü olduğu, hukuk güvenliğini sarsmadığı söylenebilir.
Birçok kararda ifade edildiği gibi yasa önünde eşi-tlik ilkesi konumları aynı olanlar için söz konusudur. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı konumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Konumları farklı olanların fa-rklı kurallara bağlı tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çeken kişiler özel sektörde çalışabilirken 72/2006 sayılı Değişiklik Yasasından sonra bu kişiler kamuda işçi ola-rak istihdam edilemeyecektir, yine 72/2006 sayılı Yasadan ve Yasada öngörülen süreden sonra herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alan kamu işçilerinin bu maaşı/aylığı çalıştıkları sürece durdurulurken, emeklilik maaşı/yaş-lılık aylığı alan ve özel sektörde çalışan işçiler hem bu maaşı/aylığı hem de çalıştıkları işin maaşını alabileceklerdir; Davacı Sendika bu düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmektedir. Yasa koyucu kamuda çift maaş alınmasına son vermiş -ancak herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı alanın özel sektörde çalışmasına ve özel sektörden de ödenerek ikinci bir maaş almasına müdahale etmemiştir; yasa koyucu bu düzenlemeyi sadece, özet ifade ile, çeşitli ödevler yü-klenen devletten maaş alacak olanlarla kısıtlı tutmuştur. Kamuda çalışan işçiler ile özel sektörde çalışan işçilerin konumları aynı değildir, en azından yaptıkları iş karşılığı hak ettikleri ödeneğin kaynağı aynı değildir, bu nedenle aynı kurallara bağlı o-lmamaları eşitlik ilkesini zedelememektedir. Toplumun tümü için var olan, sosyal adaleti sağlamakla yükümlü devlet, bu ödevi doğrultusunda düzenlemelere gidebilir, genç nesil işsizleri düşünerek sosyal güvenliklerini sağlamış emeklilik maaşı/yaşlılık aylığ-ı alanların, kamuda işçi olarak çalıştırılamayacakları kuralını getirebilir, ancak böyle bir ödevi olmayan, farklı amaç ve beklentiler ile kendisine yol çizen özel sektör işverenini bu kısıtlayıcı düzenlemenin dışında bırakabilir; özel sektör işvereninin e-mekli maaşı/yaşlılık aylığı çeken kişileri istihdam etmesine sessiz kalabilir.
Kamu Görevlileri Yasasında, kamuda çalışanların sürekli personel, geçici personel, sözleşmeli personel ve işçiler olmak üzere dört sınıfa ayrıldığını, 72/2006 sayılı Değişiklik -Yasası ile işçiler tanımına getirilen değişiklik sonucu bu dört sınıftan sadece işçilerin emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı ile çalıştıkları işin maaşı arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığı, bunun da eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir. K-amu hizmetleri yukarıda ifade edildiği gibi sürekli, geçici ve sözleşmeli personel ile işçiler eliyle yürütülür; bu dört sınıfta bulunan çalışanların hukuki konumları, değiştirilmiş şekli ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 6(2) maddesinde yer ala-n tanımlamalardan da görülebileceği gibi birbirinden farklıdır, özellikle işçilerin konumu diğer üç sınıfta çalışanların konumundan farklıdır. 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile getirilen Geçici Madde 1'in yasa önünde eşitlik ilke-sine yer veren Anayasa'nın 8'inci maddesine aykırılığı görülmemektedir. Yukarıda da ifade edildiği gibi oldukça benzer bir düzenleme Anayasa Mahkemesi 25/2002 (D.7/2003) sayılı davada, Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve düzenlemenin Anayasanı-n 8'inci maddesine aykırılığı bulunmamıştı. Bugün 98/2007 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası ile kamu hizmetlerinde çalışanların tümünün emeklilik maaşı durdurulmuş, kamu çalışanlarının çift maaş almaları sonlandırılmıştır.
Anayasaya aykırı olduğu iddia-sı ile, bir yasa normunun iptali için Anayasa Mahkemesinde açılan bir iptal davasında, Anayasa Mahkemesinin yaptığı Anayasaya uygunluk denetimi, soyut norm denetimidir. Soyut norm denetiminde, normun uygulandığı somut bir olay veya dava yoktur, Anayasaya a-ykırılık iddiası ve normun Anayasaya uygunluk/aykırılık denetimi somut bir olay veya herhangi bir dava ile ilgili olmaksızın soyut olarak gerçekleştirilmektedir.
72/2006 sayılı Değişiklik Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasına getirilen Geçici- Madde 1'in temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını düzenleyen Anayasanın 11'inci maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Geçici Madde 1 ile getirilen düzenlemenin herhangi bir temel hak ve özgürlüğün özüne dokunmadığı gibi yasa koyucunun, kamu yararı- gereği ve sosyal adaletin sağlanması amacı ile bu düzenlemeye gittiği görülmektedir. Yukarıda daha önce de ifade edildiği gibi yasadaki düzenlemenin kamu yararına olmadığı veya kamu yararı dışında başka bir amaçla yapıldığı apaçık görülmedikçe yasama yet-kisini halk adına kullanan yasa koyucunun kamu yararı değerlendirmesindeki takdirine müdahale edilmemelidir.
Soyut norm denetiminde 72/2006 sayılı Değişiklik Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 6(2) maddesinde yer alan işçi tanımlamasına g-etirilen değişikliğin ve yine aynı Değişiklik Yasası ile getirilen Geçici Madde 1'in Anayasanın sözleşme hakkını düzenleyen 46'ncı ve ekonomik ve sosyal hayatın düzeni ile ilişkili 47'nci maddelerine aykırılıkları görülmemektedir.
72/2006 sayılı Değişikli-k Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasına getirilen Geçici Madde 1'in Anayasa'nın çalışma özgürlüğünü düzenleyen 48'inci, çalışma hak ve ödevini düzenleyen 49(1)(2), toplu sözleşme ve grev hakkını düzenleyen 54(1) ve sosyal güvenlik hakkını düze-nleyen 55'inci maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür. Anayasa'nın 48'inci maddesinde yer alan "her yurttaş dilediği alanda çalışma özgürlüğüne sahiptir" ifadesi, bunun bir disiplin altına alınamayacağı, uçsuz, sınırsız hak yarattığı, yasa ile kurallara -bağlanamayacağı anlamına gelmemektedir. Devletin herkesi kamuda istihdam etme ödevi olmadığı gibi, sosyal güvenliklerini kazanmamış kişileri, sosyal güvenliklerini kazanmış kişilere tercih etmesi de herhangi bir hukuk ilkesine aykırı olmasa gerek. Devletin- Anayasada belirtilen ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevlerini, Anayasa'nın 66'ncı maddesi altında, ekonomik gelişme ile mali kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yerine getirme durumunda olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Geçici Madde 1 ile getirilen dü-zenleme Anayasanın 49'uncu maddesinde yer alan çalışma hakkının özüne dokunmamaktadır; 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 6(2) maddesinde yer alan işçi tanımına getirilen değişiklik ile herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılı-k aylığı çekenlerin kamuda işçi olarak istihdam edilmeleri durdurulmuş, Geçici Madde 1 ile de 72/2006 sayılı Değişiklik Yasasının yürürlüğe girdiği tarihte emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çekip de kamuda işçi olarak çalışanların durumu düzenlenmiştir. Geti-rilen düzenleme emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı çekenlerin çalışma hakkını ellerinden almamaktadır; bu kişiler serbest çalışabilirler, özel sektörde iş bulup çalışabilirler. Yine, getirilen düzenleme, Anayasanın 54(1) maddesinde yer alan çalışanların toplu- sözleşme ve grev hakkını çalışanlardan almadığı gibi, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğunu söyleyen Anayasa'nın 55'inci maddesine de aykırı görülmemektedir. Geçici Madde 1, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik maaşı/yaşlılık aylığı- çekenlerin maaşlarını/aylıklarını ellerinden almamaktadır, sadece kamuda çalıştıkları ve yeni bir maaş/aylık aldıkları sürece durdurmaktadır.
VI. SONUÇ:
Sonuç olarak 72/2006 sayılı Kamu Görevlileri (Değişiklik No.3) Yasası ile 7/1979 sayılı Kamu Görevli-leri Yasası'nın 6(2) maddesinde yer alan "işçiler" tanımlamasına getirilen değişikliğin Anayasa'nın 1, 8, 10(2), 46 ve 54(1) maddelerine ve yine aynı Değişiklik Yasası ile getirilen Geçici Madde 1'in Anayasanın 1, 8, 10(2), 11, 46, 47, 48, 49(1)(2), 54(1) -ve 55'inci maddelerine aykırı olmadıklarına oybirliği ile karar verilir.


Nevvar Nolan Mustafa H. Özkök
Başkan Yargıç



Gönül Erönen Seyit A. Bensen Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargı-ç


24 Haziran, 2010




18








Full & Egal Universal Law Academy