Anayasa Mahkemesi Numara 1/1988 Dava No 11/1988 Karar Tarihi 27.12.1988
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 1/1988 Dava No 11/1988 Karar Tarihi 27.12.1988
Numara: 1/1988
Dava No: 11/1988
Taraflar: Leonard Fairclaough Ltd. ile K.T.T.İş.Ltd
Konu: 27/87 sayılı 1963-1974 Döneminde Yapılan Taşınmaz Mal Satış ve Devir İşlemleri Yasasının 4, 5 ve 8.maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 27.12.1988

-D.11/88 Anayasa Mahkemesi: 1/88
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S. Dayıoğlu, Aziz Altay, Hamdi Atalay, Celâl Karabacak
Anayasanın 148.maddesi hakkında

Yüks-ek Mahkeme tarafından Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 106/87 ve Yargıtay/Hukuk 118/87 sayılı istinaflarda (Loonard Fairclough (Hotels) Ltd. ile Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Ltd. ve KKTC Başsavcılığı arasında) sunulan konu.


İstinaf eden namına: Kıvanç M. -Riza ve Menteş Aziz adına
Ezer Özsoy
Aleyhine istinaf edilen (1) namına: Fuat Veziroğlu ve
Mustafa Güryel
Aleyhine istinaf edilen (2) namına: Başsavcı Yardımcısı
Akın Sait

----------------

K A R A R

KONU:
(1)27/87 sayılı 1963-197-4 Döneminde Yapılan Taşınmaz Mal Satış ve Devir İşlemleri Yasasının 4, 5 ve 8.maddelerinin;

(2)28/87 sayılı Şirketler (Değişiklik) Yasasının 4.maddesi ile değiştirilerek Fasıl 113 Şirketler Yasasına eklenen yeni 112A ile 112B (1)(A) maddelerinin;
-
-(3)a)29/87 sayılı Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar (Denetim ve Yönetim)(Değişiklik) Yasasının 3.maddesi ile 27/83 sayılı Yasaya eklenen 2A maddesinin;

Aynı Yasanın 4.maddesi ile değiştirilerek 27/83 sayılı Yasaya konan yeni 3.maddenin;-
Aynı Yasanın 5.maddesi ile değiştirilerek 27/83 sayılı Yasaya konan yeni 4.maddenin;

Anayasanın 1, 8, 13, 17, 18, 41, 43 ve 159.maddelerine aykırı olup
olmadığı;

(4)27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların yürürlüğe girmesinden evvel açılmış olan ve -bu yasalar yürürlüğe girdiği zaman askıda bulunan konu davaya uygulanabildikleri nisbette Anayasanın yukarıda sözü edilen maddelerine aykırı olup olmadığı;

(5)Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddelerinin Rum Şirketle Mukayyitliği nezdi-nde veya Rum Şirketler Muakyyitliği tarafından veya Rum tarafında yapılan işlemleri geçerli saydığı oranda Anayasamızın Başlangıç Kısmına aykırı olup olmadığı; ve

(6)11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesinin Rum tarafının 9/6-5 sayılı Yasası uyarınca Türk Cemaatına mensup şahıslar tarafından Türk Cemaatına mensup olmayan şahıslara yapılmış olan taşınmaz mal satış veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda veya Türk tarafında ilgili zamanlarda yürürlükte bulunan mevzuatın ihl-âli yoluyle yapılmış olan taşınmaz mal satışlarını veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda Anayasamızın Başlangıç Kısmına aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Davacı Şirket, Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi huzurunda, açmış olduğu bir dava ile Mağusa kazasına -bağlı Yeni Boğaziçi köyünde kâin Salamis Bay Oteline davalıların müdahale etmemesi veya davalıların bunu tahliye etmesi için emir ve hüküm talep etti. Davalılar ise dosyaladıkları müdafaa ve mukabil talep takrirlerinde, diğerleri yanında, davacı şirketin -Şirketler Muakyyitliği nezdinde kayıtlı olmadığı ve hükmî şahsiyete haiz olmadığı, konu taşınmaz malın terkedilmiş veya sahipsiz veya yabancıya veya kimliği bilinmeyen kişilere ait olduğu cihetle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin veya ilgili Bakanlıkların z-ilyetliğinde veya mülkiyetinde bulunduğunu ve davacının talebinin hukuken ileri gidemeyeceğini iddia ettiler. Davalılar ilâveten ve alternatif olarak konu taşınmaz malın yürürlükteki mevzuata aykırı olarak Türk toplumuna mensup olmayan şahsa devredildiğin-den davacının bunun üzerinde hak talebinde bulunamayacağını ileri sürdüler.

Dava, duruşma için kaza mahkemesi önüne gittiğinde Anayasa Mahkemesine iki havale yapıldı. Bunlardan biri Anayasanın 149.maddesi altında yapılmış olup Anayasa Mahkemesinden Ana-yasanın 159(1)(b) maddesinin yorumlanması istendi. Diğer havale ise Anayasanın 148.maddesi altında yapıldı ve Anayasa Mahkemesinden, diğerleri arasında, Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddelerinin Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı olu-p olmadığı soruldu. Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi olarak, her iki havaleyi de tezekkür edip karara bağladı.

Yukarıda belirtilen iki havalenin karara bağlanmasından sonra davanın, Mağusa Kaza Mahkemesi önünde, duruşması yapıldı. Mahkemeyi oluşturan -iki yargıcın görüş birliğine varamaması sonucu gerek davacının gerekse davalıların mukabil talepleri reddolundu. Bu karardan gerek davacı gerekse davalı (2) ayrı ayrı birer istinaf dosyaladılar. Yapılan iki istinaf, duruşma için, Yargıtay önüne gittiğind-e, tarafların müracaatı üzerine, birleştirildi. Duruşma sırasında davacı 27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların yukarıda belirtilen maddelerinin Anayasanın 1, 8, 13, 17, 18, 41, 43 ve 159.maddelerine aykırı olduğunu iddia etti. Davacı, ilâveten, sözü edi-len 27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların Mahkeme önündeki davaya uygulanabildiği nisbette Anayasanın aynı maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Davalı (2) de Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddelerinin Rum Şirketler Mukayyitliği ne-zdinde ve Rum Şirketler Mukayyitliği tarafından veya Rum tarafında yapılan işlemleri geçerli saydığı oranda Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı olduğunu iddia etti. Davalı (2), ilâveten, 11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesinin -Rum tarafının 9/65 sayılı Yasası uyarınca Türk Cemaatına mensup şahıslar tarafından Türk Cemaatına mensup olmayan şahıslara yapılmış olan taşınmaz mal satış veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda veya Türk tarafında ilgili zamanlarda yürürlükte bulu-nan mevzuatın ihlâli yoluyle yapılmış olan taşınmaz mal satışlarını veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme de ileri sürülen Anayasaya aykırılık konularının taraflar arasındaki ihtilâ-fları karara bağlamada etkili olabileceği kanaatına vardı ve konuları, karara bağlanmak üzere, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak sundu ve Anayasa Mahkemesinin kararına dek istinafların duruşmasını durdurdu.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
Davacının iddia-sının gerekçesi özetle şöyledir:
Havale konusu dava 1985 de açılan bir davadır. Bu davada, daha önce Anayasa Mahkemesinden A.M. 2/86 ve 3/86 sayılı kararlar istihsal edildi. Daha sonra davanın Mağusa Kaza Mahkemesi huzurunda duruşmasına başlandığında ve- duruşma devam ederken 27/1987, 28/1987 ve 29/1987 sayılı Yasalar yayınlandı. 27/1987, 28/1987 ve 29/1987 sayılı Yasaların havale konusu edilen maddeleri Anayasanın 1.maddesine aykırıdır. Mağusa Kaza Mahkemesinde davayı dinleyen heyete başkanlık eden Mağ-usa Kaza Mahkemesi Başkanı konu maddelerin bu davaya şamil olduğu kanaatına vardı ve bu nedenledir ki bu maddelerin etkenliği mevcuttur. Tabiidir ki Anayasa Mahkemesi bu maddelerin davaya şamil olmadığı kanaatına varırsa etkenlik ortadan kalkmış olur.



-
27/1987 sayılı Yasanın 4. ve 5.maddeleri Anayasanın 8, 18, 41 ve 43.maddelerine de aykırıdır. 8.maddesine aykırılık vardır çünkü 21.12.1963'den 20.7.1974'e kadar olan dönemde Rum Yönetimi nezdinde yapılan tapu muamelelerinin haksız bir sınıflandırması y-apılmış ve bu nedenle eşitlik ilkesine ters düşülmüştür.

Rum kesimindeki yönetim tanınmamakla beraber, Ceza İstinaf 22/70 de Yüksek Mahkeme tarafından belirtildiği üzere, sözü edilen devrede o tarafta, bizde yapılamadığı için, zaruret neticesi yapılan mu-ameleler geçerli sayılır. Adli surette dikkate alınabileceği gibi sözü edilen dönemde Türk kesiminde tapu muameleleri yapılmamakta idi ve tüm tapu muameleleri Rum kesiminde yapılmakta idi. Bu muamelelerin geçersiz sayılması, aynı zamanda, bir nevi cezai -müeyyidedir ve bu nedenle Anayasanın 18.maddesinin (1), (3), (4) ve (6).fıkralarına aykırılık vardır.

Anayasanın 41.maddesi kamulaştırma ve el koymayı, 43.maddesi devletleştimeyi düzenleyen maddelerdir. Sözü edilen yasa kuralları bu maddeleri ihlâl etme-kte ve bu nedenle bu maddelere de aykırılık mevcut bulunmaktadır.

27/1987 sayılı Yasanın 5.maddesi, "seni tescil etmeği reddettim, ve malın da benim sayılır" mealinde kural içermektedir ve bu nedenle Anayasanın 159.maddesine de aykırıdır.

28/1987 sayıl-ı Yasanın 4.maddesi ile esas yasaya ilâve edilen 112A ve 112B (1)(A) maddeleri, yukarıda belirtilen aynı nedenlerle, Anayasanın aynı maddelerine aykırıdır. Yasanın bu maddeleri, ayrıca, dava açma da faaliyet sayıldığına göre, Anayasanın 17(1) maddesine de- aykırıdır.




29/1987 sayılı Yasanın 3, 4 ve 5.maddeleri ile 27/1983 sayılı Esas Yasaya ilâve edilen 2A, 3 ve 4.maddeler, yukarıda belirtilen aynı nedenlerle, Anayasanın (17.maddesi hariç) aynı maddelerine aykırıdır.

27/1987, 28/1987 ve 29/1987 sayılı- Yasalar askıda bulunan davalara ve havale konusu davaya uygulanabildiği nisbette Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırıdır. Böyle bir uygulama için herhangi zorunlu bir hal mevcut değildir.

Bizde, İngiltereden farklı olarak, yazılı bir Anayasa mevcu-ttur. Bu Anayasanın 1.maddesi, hak ve özgürlükleri düzenleyen maddelerden ayrı olarak hukuk üstünlüğü prensibini içermektedir. Sözü edilen 27/1987, 28/1987 ve 29/1987 sayılı Yasaların Anayasanın bu maddesine de aykırılığı iddia edilmektedir.

Evrensel İ-nsan Hakları Beyannamesinin 17.maddesi mülkiyet hakkını düzenlemektedir. 1950 de imzalanan ve 1962 de Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından da kabul edilen İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6.maddesi de hak arama özgürlüğünü d-üzenlemektedir. Bu maddeler de davacıyı kapsamaktadır.

27/1987, 28/1987 ve 29/1987 sayılı Yasaların Anayasaya esas itibarıyle aykırılığı, kazanılmış haklar ihlâl edildiği cihetle, Anayasanın hukuk üstünlüğünü öngören 1.maddesinedir. Bu nedenle bu madde-ye aykırılık bulunduğu takdirde havalenin diğer madeler açısından tezekkür edilmesi gerekmemektedir.

Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddeleri, tıpatıp aynı iddialar yapılarak, A.M. 3/86 da da, havale konusu yapılmıştı. Karşı taraf b-unların Anayasaya aykırı olduğunu iddia etti. Mahkeme ise aykırı olmadığına karar verdi. Aynı maddelerin Anayasaya aykırılık iddiası ile tekrar havalesi istenemez.

Res judicata prensibinin Anayasa davalarında kullanılabilip kullanılamayacağı kesin olar-ak söylenemez.

Şirketler Yasasının sözü edilen maddelerinin, kaza mahkemesi bunları geçerli bulduğu için, havale konusu yapılmasını karşı taraf istemiştir. Kaza mahkemesinin bulgusu yanlış ise istinafta değiştirilebilir. Bunun Anayasa ile ilgisi yoktur-.

1974 den önce bizim tarafta tapu muamelesi yapılmazdı ve Şirketler Mukayyitliği de yoktu. Bu nedenle o taraftaki muamelelerin tanınması, Ceza İstinaf 20/70 de de belirtildiği gibi, bir nevi zorunlu idi. Davacı şirketin kaydı Barış Harekâtından önce -yapıldı. Evkaf bile, Evkaf Finansmanı ve İnkişaf Korporasyonu Ltd.'i, 13 Aralık 1974 tarihli ve 41 sayılı Resmi Gazetenin Ek V'inde sayfa 2 den görülebileceği gibi, 1974 den önce, Rum tarafında tescil ettirdi. O tarafta kayıtlı şirketlerin bu tarafta kay-dının yapılması için ilk yasal düzenleme 30/83 sayılı Yasa ile yapıldı. Bu Yasanın 6.maddesinde "Kıbrısta" kayıtlı olan şirketlerden bahsedilmektedir. Bu şekilde diğer tarafta kayıtlı şirketler tanınmış oldu. Bir şirketin, bu tarafta malı olup faaliyet -yapacaksa, tescil şartı kondu.

Fasıl 113 Şirketler Yasası Rum tarafında da uygulanır diye Anayasaya aykırı değildir. Aski takdirde Fasıl 154 Ceza Yasası ve diğer birçok yasalar da, Rum tarafında da kullanılır diye, Anayasaya aykırı düşmüş olur.

Şirk-etler Yasasının sözü edilen maddelerinin Anayasaya aykırılığı yoktur.


11/78 sayılı Yasanın 54.maddesinin Anayasaya aykırılığı yoktur. Başka yasalar ile de, örneğin 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası madde 83(3) ile, zorunlu hallerde diğer tarafta yapılan iş-lemler tanındı. 6/69 sayılı Yasa bile yapılan muameleyi geçersiz saymadı ve sayamazdı. Böyle bir kural ancak 15/75 sayılı Yasanın 3.maddesi ile getirildi.

Davalı (1)'in iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Yasaların hiçbir surette geriye dönük olmayac-ağı diye bir ilke yoktur. Kanun koyucu, anayasal sınırlar içerisinde kalmak üzere geriye dönük yasalar koyabilir. Anayasal sınırlardan biri müktesep hak sınırıdır. Ancak zorunlu olan istisnai hallerde müktesep haklara da dokunulabilir. Salamis Bay Komp-leksi ile ilgili olan havale konusu davada zorunlu hal mevcuttur. Çünkü Komplekse ait 40 dönüm arazinin 32 dönümü Türk Cemaatına mensup kişiler tarafından Türk Cemaatına mensup olmayan kişilere, ve bunun yasak olduğu bir devrede, satılmıştır ve yasaya ayk-ırı yapılmış bir satışın yasaya uygun olarak işlem görmesine karşı zorunlu bir müdahale sayılabilir. Bu zorunluk kısmen de Anayasanın Başlangıç Kısmından kaynaklanmaktadır.

Geçirilen yasaların askıdaki davalara şamil olamayacağı ilkesi yurttaşlar içindi-r. Havale konusu davada yurttaş olmayanlar da taraftır. Anayasa bu iki sınıf arasında ayrı haklar gözetmiştir. Anayasanın bazı maddelerinde sadece yurttaşlardan bahsedilmektedir. Yabancıların durumu 13.maddede düzenlenmektedir. Yabancıların hakları ul-uslararası hukuka uygun olarak yasa ile kısıtlanabilir. Uluslararası ilkelerden biri de karşılıklık ilkesidir. Havale konusu davada ilgili ülke Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımamakta ve bu nedenle karşılıklık ilkesi söz konusu değildir.



28/87 sa-yılı Yasanın 4.maddesi ile Esas Yasaya eklenen maddeler müsteniflerin dava hakkını ellerinden almaz; bunu birtakım şekillere ve usullere bağlar. Tescil için yapılan müracaat reddedildiği takdirde mahkemeye müracaat söz konusudur. Kaldı ki ilgililerin ta-zminat hakları da saklıdır.

Yukarıda belirtilenler ışığında Anayasanın 1.maddesine de aykırılık yoktur.

Anayasanın 8.maddesine de aykırılık yoktur. Çünkü eşitlik mutlak değildir ve statü farkı varsa eşitlik bozulmuş sayılmaz. Yabancılara yapılan- tüm satışlar geçersiz sayılmıştır.

Anayasanın 17.maddesinde "hiç kimse" denirken yabancılar değil de yuttaşlar murat edilmiştir. Yurttaş sözcüğünün geçtiği ve geçmediği her yerde ilgili hak sadece yurttaşa aittir.

Konu yasalar veya bunların kuralları- kamulaştırma, devletleştirme veya cezai müeyyide getirmemektedir. Bu nedenle Anayasanın 18, 41 veya 43.maddelerine aykırılık yoktur.

Anayasanın 159.maddesi Türke ait olmayan yabancı malların kaderine ilişkindir. Müsadere söz konusu değildir ve bu madd-eye de aykırılık yoktur.

Yukarıda söylenenler 29/87 sayılı Yasa ile diğer yasaların ilgili kuralları için de geçerlidir.

Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddeleri ile ilgili olarak, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile, Anayasa Mahke-mesine havale yapılmasını davalı (2) istemiştir. Davalı (1)'de, sözü edilen maddelerin aynı nedenlerle, Anayasaya aykırı olduğu görüşündedir.

Anayasaya iki çeşit havale yapılabilir. Biri konu edilen maddenin tümü ile Anayasaya aykırı olduğu nedeni ile,- diğeri de belli bir oranda Anayasaya aykırı olduğu nedeni ile. Burada sözü edilen maddelerin belirli bir oranda Anayasaya aykırı olduğu iddia edilmektedir. Bu nedenle, aynı maddeler A.M. 3/86 da da konu edilmiş olmakla beraber, bu havalede de konu edile-bilir.

11/78 sayılı Yasanın 54.maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile, havale edilmesini yine davalı (2) istemiştir. Bu maddenin de Anayasaya aykırı olduğu görüşüne katılırız. Rum tarafında yapılan muamelelere 1985'e kadar göz yumulmuş olabil-ir. Ancak 1985 de kabul edilen Anayasanın Başlangıç Kısmı yeni bir felsefe getirmiştir ve bunun ışığında Rum tarafında yapılan muameleler meşru sayılamaz. Rum tarafında yapılan ve bizim mevzuat uyarınca yasaklanmış olan bir işlem Anayasanın Başlangıç Kıs-mına aykırı düşer.

Davalı (2)'nin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir.
27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların veya bunların kurallarının Anayasaya aykırılığı yoktur. Bunlarla yabancıların haklarının kısıtlandığı iddia edilmekte idi ise bunun uluslarara-sı hukuka ve dolayısıyle Anayasanın 13.maddesine aykırı olduğu iddiası ileri sürülmeliydi.

Devletin egemenlik hakkı kendi sınırları içinde olduğuna göre Anayasada "yabancı" denmekle ülke içinde oturan yabancılar kastedilmektedir.

Bazı hakların bir Devl-ette oturan yabancılara da verilmesi gerekir. Bunun dışında haklar verilmeyebilir. Mütekabiliyet mevcut olsaydı dahi verilmeyebilen haklar verildiği takdirde tahdit edilebilir. Anayasanın Geçici 1.maddesi Devlete bazı vecibeler yükledi. Anayasanın 159(-1) maddesinde de hangi malların eşdeğer olarak verileceği düzenlenmektedir. Yabancının tanımı ise 35/75 ve 41/77 sayılı Yasalarda yapılmıştır. Terkedilmiş malın tanımı, Anayasanın 159.maddesine uygun olarak, Anayasadan evvel de sonra da yapılabilir.

Bi-r şirketin Güneyde yapılan tescili bizde, 1974 den sonra Şirketler Mukayyitliği bulunduğuna göre, tanınamaz. Davacı Rum tarafındaki tescile dayanarak istemde bulunamaz.

Ülkemizde Türk olmayana mal satışı yasaktır. Yasak bir satış yapıldı diye yapılanla-rın geçerli kılınması Devlet olgusu veya Anayasa ile bağdaşmaz.

15/75 sayılı Yasa ile tadil edilmiş şekli ile 6/69 sayılı Yasanın 20A maddesine göre davacının bizim Devlette elde edilmiş bir mülkiyet hakkı yoktur.

Türkiyede bir tüzel kişinin dava açabi-lmesi tescile bağlıdır. Bizde de durum aynıdır. Anayasanın 36.maddesi mülkiyet hakkını, Türkiyeden farklı olarak, sadece yurttaşa tanımaktadır. Yabancıya mülkiyet hakkı tanınması uluslararası bir temel hukuk kaidesidir ve Anayasanın 13.maddesi ile birli-kte ele alınmalıdır.

Davacının kazanılmış hakkı mevcut değildir. Esasen 15/75 sayılı Yasanın 20A (4) maddesine göre yasaya aykırı yapılan bir satış Bakanlar Kurulu kararı ile geçersiz sayılabilir.

27/87 sayılı Yasanın 4.maddesi bir düzenleme getirmişt-ir. Bu maddenin Anayasanın 1 veya 8.maddesine aykırılığı yoktur. Rum tarafında yapılanı geçerli kılan mevzuat daha önce de yoktu. Bilâkis bu yönde yasaklayıcı mevzuat vardı. Eşitlik ilkesi ise aritmetik bir eşitliği öngörmemektedir. Bu madde dava açma- hakkını almamakta sadece bunu tescil koşuluna bağlamaktadır. Bu nedenle Anayasanın 17.maddesine aykırılık yoktur. Bu madde cezai müeyyide öngörmemektedir. Esasen sözü edilen satış yapıldığı zaman bir suç idi. Yasanın bu maddesi kamulaştırma veya el ko-yma veya devletleştirmeyi de öngörmemektedir. Bu nedenlerle Anayasanın 18, 41 veya 43.maddelerine de aykırılığı yoktur.

27/1987 sayılı Yasanın 5.maddesi de, aynı nedenlerle, Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırı değildir. Anayasanın 159.maddesine d-e aykırılık yoktur. Bilâkis bu madde Anayasanın 159.maddesine uygundur.

27/87 sayılı Yasanın 8.maddesi de, yukarıda belirtilen nedenlerle, Anayasaya aykırı değildir. Bu maddenin öngördüğü düzenlemenin geriye dönük olması gerekli idi ve gereklidir.

28-/87 sayılı Yasa tescil ile ilgili bir düzenleme getirmiştir. Bu şekilde 27/83 sayılı Yasaya açıklık getirilmiş oldu. Kişinin dava hakkını elinden almamaktadır. Bu Yasanın 5.maddesi üçüncü Devlet uyruklularının haklarını düzenlemektedir. Bu Yasanın Anay-asaya aykırılığı yoktur.

29/87 sayılı Yasanın ilgili maddeleri de, yukarıda belirtilen nedenlerle, Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırı değildir. Bu Yasanın yapılması için, Anayasanın 159.maddesi ve Geçici 1.maddesi göz önünde tutulduğunda, zorunlu-k da mevcuttur.

Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddeleri, Rum tarafındaki işlemleri geçerli kıldığı oranda, Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırıdır.

Anayasanın Başlangıç Kısmı Güneydeki Rum Yönetimini gayrı meşru saymakta ve bizim Dev-letimizin mevcudiyetini vurgulamaktadır. 1974 den sonra bizim Devletimiz de tüm organları ile teşekkül etti ve bizde de Şirketler Mukayyitliği mevcuttur. Bir şirketin geçerli sayılabilmesi için bizde kaydedilmesi gerekmektedir.
Bu maddelerin Anayasaya- aykırılığı 3/86 sayılı havalede de konu edildi. Tekrar edilebilir. Şimdi özele indirgenmiştir.

11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesi, yukarıda söylenenler ışığında, bu meseleye şümulü yoktur. Ancak kaza mahkemesi bu maddeye- dayandığı içindir ki Anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek havalesini istedik. Anayasanın Başlangıç Kısmı daha önce de belirtildiği gibi, Rum Yönetimini gayrı meşru saymaktadır. 9/65 sayılı Yasa ise Rum Yönetimi tarafından geçirilmiş bir yasadır ve o d-evirde bir Türkün yabancıya mal satışı yasaklanmıştı. Yasanın bu maddesi Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırıdır.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
27/87 sayılı Taşınmaz Mal Satış ve Devir İşlemleri Yasasının 4, 5 ve 8.maddeleri aynen şöyledir:
"4.(1)Bu yas-ada belirtilen ve 21 Aralık 1963 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi veya makamları nezdinde yapılan aşağıdaki işlemler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkili makamları nezdinde yapılmış ve geçerli sayılır. (A-)Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk yurttaşlarının kendi aralarında yaptıkları taşınmaz mallara ilişkin tüm işlemler ve kayıtlar;
(B)Yabancı kişilerin veya üçüncü devlet uyruklularının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaş-larına yaptıkları taşınmaz mallara ilişkin devir, ipotek ve benzeri yükümlülüklerle ilgili tapu kayıt işlemleri;
(C)Yabancıların üçüncü Devlet uyruklularına veya üçüncü devlet uyruklularının kendi aralarında yaptıkları taşınmaz m-allara ilişkin devir işlemleri;
(Ç)Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarının ve/veya Türk Cemaatına mensup olan kişilerin Türk Cemaatine mensup olmayan kişilere Taşınmaz Mal Satışını Men Eden yasa uyarınca yetkili makamlardan usulüne u-ygun olarak gerekli izin alınmak suretiyle yabancı

kişilere veya yabancılar ile üçüncü Devlet uyruklularına yaptıkları taşınmaz mal devir işlemleri;
(D)Halen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ikamet eden Türk asıllı olmayan kişilerin ya-ptıkları taşınmaz mal devir işlemleri;
Ancak, bu işlemler üçüncü Devlet uyrukluları dışındaki kişilerin bu Yasanın yürülüğe girdiği tarihten önce veya sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini terk etmeleri veya terketmiş sayılmaları veya öl-ümleri halinde ölüm veya terkettikleri veya terkedilmiş sayıldıkları tarihten başlayarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ikamet eden eşi ve ikinci dereceye kadar mirasçısı bulunmaması halinde, bu kişilere ait mallar terkedilmiş mal sayıl-ır ve mülkiyeti Devlete intikal eder.
(2)Yukarıdaki (1).fıkrada öngörülen kayıt ve işlemler dışındaki tüm kayıt ve işlemler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde geçerli sayılmaz ve bu kayıtlara dayanarak hiçbir hak talebinde bulunulamaz."

"5.Üçüncü -devlet uyrukluların hissedar bulundukları şirketlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Şirketler Mukayyitliği nezdinde tescil edilmeleri için yürürlükteki mevzuat uyarınca başvuruda bulunmamaları ve/veya tescil başvurularının reddedilmesi halind-e, böyle bir şirket adında tapu kayıtlarından mevcut herhangi bir taşınmaz mal terkedilmiş mal sayılır ve böyle bir taşınmaz mal, İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası kuralları uyarınca işleme tabi tutulur."

"8. Bu Yasa, Resmi Gazete'd-e yayımlandığı tarihten başlayarak yürürlüğe girer. Ancak bu Yasa ile Devlet nezdinde yapılmış sayılan işlemler yapıldıkları tarihten başlayarak geçerli hüküm ifade eder sayılırlar. Bunun dışındaki işlemler ise, yapıldıkları andan başlayarak -hükümsüz sayılırlar."

28/87 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekli ile Fasıl 113 Şirketler Yasasının 112A ve 112B (1)(A) maddeleri aynen şöyledir:
"112A (1)20 Temmuz 1974 öncesi Kıbrıs Rum Yönetimi nezdinde kayıtlı bulunan şirket veya ortaklıklar, Ku-zey Kıbrıs Türk cumhuriyeti Şirketler Mukayyitliği nezdinde, yürürlükteki mevzuata uygun olarak tescilleri yapılmadığı sürece Kıbrıs Rum Yönetimi nezdindeki kayıtları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
bakımından geçersiz olup bu kayıtlara d-ayanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nezdinde herhangi bir hak talebinde bulunamazlar.
(2)Üçüncü Devlet uyrukluların hissedar bulunduğu Kıbrıs Rum Yönetimi nezdinde kayıtlı herhangi bir şirketin, bu maddenin (1).fıkrası uyarınca kayded-ilebilmesi için aşağıdaki koşullar aranır:
(A)Bu yasanın 112 B Maddesinde öngörülen koşulların tümünün yerine getirilmesi;
(B)(a)Şirketin taşınmaz mal varlığı ile ilgili haklarının en geç 12 Mayıs 1977 tarihine kadar, şirketteki, 15 T-emmuz 1974 tarihindeki hissedarlık durumunu gösterir belgelerle birlikte Savunma Bakanlığı nezdinde not ettirilmiş olması; ve
(b)Şirketin tescili için en geç 12 Mayıs 1977 tarihine kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Şirketler Muka-yyitliğine 15 Temmuz 1974 tarihindeki hissedarlık durumunu gösteren ve böyle bir şirket tescili için gerekli diğer belgelerle başvuruda bulunulmuş olması; ve
(C)Şirketin kaydı için yapılacak başvurunun bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte-n başlayarak en geç bir yıl içinde yapılmış olması.
Ancak, bu maddenin yukarıdaki kuralları Esas Yasa altında bu güne kadar yapılan tescil işlemlerini etkilemez."

"112B (1)(A)Federe Devlet sınırları içinde taşınmaz malı bulunan ve 15- Temmuz 1974 öncesinde Kıbrıs'ta kayıtlı olan şirketlerin veya böyle bir şirkette 15 Temmuz 1974 öncesinde sermaye payı bulunan Kıbrıs'ta kayıtlı şirketlrin Federe Devlette faaliyet gösterebilmeleri bu madde kurallarına bağlı olmak k-oşulu ve 15 Temmuz 1974 tarihindeki hissedarlık statüsüyle Mukayyitlik nezdinde tescil edilmeleri zorunludur.
Bu madde amaçları bakımından "faaliyet veya faaliyet gösterebilmek", Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamları nezdinde herhangi -bir muamele için yazılı veya sözlü başvuruda bulunmayı veya iş takip etmeyi veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mahkemeleri nezdinde dava açmayı veya herhangi bir ekonomik işleme girişmeyi veya işlemde bulunmayı anlatır."


29/87 sayılı Yasa ile değiştiril-miş şekli ile 27/83 sayılı Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar (Denetim ve Yönetim) Yasasının 2A, 3 ve 4.maddeleri aynen şöyledir:

"2A.1963 1974 döneminde yapılan Taşınmaz Mal Satış ve Devir İşlemlerini Düzenleyen Yasa ile geçerli sayılmayan, Tapu -Kayıtlarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde adında kayıtlı taşınmaz mal görülen ve Şirketler Yasası uyarınca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Şirketler Mukayyitliği nezdinde tescil edilmeyen Şirketler, gerçek statüleri ne olursa olsun, yabancı- şirket sayılıp ona göre işleme tabi tutulurlar."

"3.Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar hakkında, bu Yasa kurallarına tabi olmak koşulu ile İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası kuralları uygulanır."

"4.(1)(A)Kuzey Kıbrıs Türk Cumhu-riyeti sınırları içinde ve karma şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ile yabancı kişi veya yabancıların taşınmaz mal sahibi karma şirketlerdeki pay, alacak ve her türlü hakları Bakanlığın mülkiyetinde sayılır.
Anc-ak, taşınmaz mal ilişkin mülkiyet, yabancı kişi veya yabancıların mal sahibi karma şirkette sahip oldukları sermaye payları oranıyla sınırlıdır.
Yukarıdaki bendde belirtilen mülkiyet hak ve yetkilerinin kullanılması Bakanlığa aittir.
Bakanlık, bu Yasa kura-llarının tanıdığı yetkiler saklı kalmak koşuluyla, yukarıda belirtilen ve mülkiyet kapsamı içinde olan taşınmaz mal, pay, alacak ve haklara ilişkin olarak, taşınmaz mal mülkiyetinin kısmen veya tamamen elden çıkarılması hariç olmak üzere, mal veya pay veya- hak sahibinin veya alacaklının yasal yetkilerini kullanır ve uygun göreceği her türlü işlemi malik sıfatıyla yapar.
(Ç)Bakanlar Kurulu, Bakanlığın mülkiyet hak ve yetkilerini kullanmak ve bunların gerektirdiği görevleri yerine getirmek üzere uygun göre-ceği sayıda yönetici veya direktör görevlendirebilir.
(D)Başka yasalarda aksine kural bulunmasına bakılmaksızın, diğer bakanlık, organ veya makamların yönetim, denetim veya tasarrufunda
bulunan ve karma şirketlere ait olan taşınmaz mallar bu Yasan-ın yürülüğe girmesinden başlayarak bir ay içinde bakanlığa devredilir.
Karma şirketlere ait taşınmaz mallar, bu Yasa kurallarına bağlı olarak ve ancak aşağıdaki bentlerde veya bu Yasada belirtilen amaçlarla, Bakanlar Kurulundan izin alınmak koşuluyla, kar-ma şirket genel kurulunun toplam oy sayısının en az yüzde yetmiş beşine dayalı kararıyla elden çıkarılabilir, satılabilir ve mülkiyeti başkasına devredilebilir:
Üçüncü devlet uyruklu kişilere olan şirket borçlarının ödenmesi için:
Ancak, bu Yasa amaçları- bakımından, karma şirketin yabancı kişi veya yabancılara olan borçları malik sıfatı ile Bakanlığın alacağı sayılır ve alacağın teminatlı veya teminatsız oluşuna göre, şirketlerin tasfiyesine ilişkin kurallarda öngörüldüğü şekilde tasfiye halindeki ş-irket borçlarının ödenmesine ilişkin öncelik sırası dikkate alınır ve şirket varlıklarından bu tür alacakları karşılayacak kadar veya hale göre garameten yeterli tahsis yapılarak bloke edilir.
Yine ancak, üçüncü devlet uyruklu kişilere pay sahibi s-ıfatıyla garameten ödeme yapılacak hallerde malik sıfatıyle Bakanlığın alacak miktarı ödemelere kaynak teşkil eden şirket varlığından düşüldükten ve bu alacak için yeterli tahsis yapıldıktan sonra geriye kalan miktar hakkında garameten ödeme gerçekle-ştirilir.
Malik sıfatıyle Bakanlığa ait olan ve şirket varlıklarından yeterli tahsis yapılarak teminat altına alınan alacak için şirket aktiflerinden herhangi bir ödeme yapılamaz. Pay sahibi olan veya olmayan üçüncü devlet uyruklu kişilerin şirkett-eki sermaye haklarının veya diğer haklarının tasfiyesi halinde dahi Bakanlığın yukarıda belirtilen alacak ve tahsislere ilişkin mülkiyet hakkı devam eder ve şirket tasfiye edilmedikçe şirketin bilânço ve hesaplarında gösterilir.
(B)Üçüncü devlet u-yruklu kişilere olan karma şirket borçları tamamen ödendikten ve Bakanlığın alacağı için (A) bendinde belirtildiği şekilde gerekli tahsisler yapılıp bloke edildikten sonra pay sahibi üçüncü devlet uyruklu kişilerin payları nedeniyle
sahip oldukları- hakları Şirketler Yasası kuralları uyarınca alıp şirketten çekilmek istemeleri ve bu amaçla kendilerine ödeme yapmak için şirket aktiflerinde taşınmaz maldan başka varlıkların bulunmaması halinde bunlara Şirketler Yasası kuralları uyarınca ödeme yap-mak için.
(3)(A)Üçüncü devlet uyruklu kişiler karma şirketteki paylarının karşılığını alıp şirketten çekilmek istemeleri halinde, paylarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti yurttaşlarına ve Bakanlar Kurulunun iznine bağlı olarak üçü-ncü devlet uyruklu diğer kişilere satıp devredebilirler.
Ancak, tasarlanan devrin şirketteki pay sahibi sayısını yasal sınırın altına düşürmesi halinde üçüncü devlet uyruklu kişiler şirket sermayesindeki paylarından en az birini Kamu İktisadi -teşebbüsleirnden birine satıp devretmekle yükümlü olurlar.
Yukarıdaki (A) bendi kurallarına bağlı olarak üçüncü devlet uyruklu kişilere bunların haklarını Şirketler Yasası kuralları uyarınca karşılamaya yetecek kadar taşınmaz malın geçerli fiyattan elden -çıkarılarak veya satılarak paraya çevrilmesi veya taşınmaz malın geçerli fiyattan pay sahibine veya pay sahiplerine devredilmesi yoluyla sermaye iadesi yapılabilir. Bu amaçla şirket sermayesi, usulüne ve Şirketler Yasası kurallarına uygun olarak, iade edi-lecek payların toplam itibari değeri kadar azaltılır ve bedelleri tamamen ödenmiş olmak koşuluyla, iade konusu paylar iptal edilir.
(4)Karma şirketin sahip olduğu taşınmaz malların tümünün geçerli fiyattan toplam satış bedelinin üçüncü devlet uyru-klu kişilere olan borçları karşılamaya ancak yetmesi veya daha az olması halinde, şirketin tasfiyesine gidilebilir.
Üçüncü devlet uyruklu kişilere pay karşılıklarının iadesi veya alacaklarının ödenmesi amacıyla satılacak taşınmaz malın yekpare ve tak-siminin imkânsız olması halinde, Şirketler Yasası kurallarına göre iade edilecek karşılık veya ödenecek borç miktarı şirketin geriye kalan isdar edilmiş sermayesinin şirket varlığındaki karşılığı ile malik sıfatıyla Bakanlığa olan borçların toplam miktarın-ı aşmadıkça satış yapılamaz.
Üçüncü devlet uyruklu kişilere pay karşılıklarının iadesi veya alacaklarının ödenmesi amacıyla yapılan taşınmaz mal satışından sağlanan paradan, Şirketler Yasası kuralları uyarınca ödeme ve iade yapıldıktan sonra artan kısım, k-arma şirket adına açılan bir banka hesabına yatırılır ve Bakanlığın mülkiyetinde sayılır ve Devlet bütçesine gelir kaydedilir.
Bu madde kurallarındaki düzenlemelere bakılmaksızın, Bakanlar Kurulu, gerekli gördüğü hallerde, Karma Şirketteki mevcut pay oranl-arına bakılmaksızın, Karma Şirket adında kayıtlı taşınmaz malları hisse oranında taksim etmek amacı ile şirketin tasfiyesine karar verebilir.
Bu şekilde tasfiyeye karar verilmesi halinde Karma Şirkete ait taşınmaz mallar pay sahipleri arasında hisseler-i oranında bölüştürülebilir veya Bakanlar Kurulu kararına tabi olarak üçüncü devlet uyruklularına ait pay Devlet tarafından satın alınabilir veya Bakanlar Kurulu kararına tabi olmak kaydı ile Devlet mülkiyetindeki payı, hissedar olan üçüncü devlet uyruklus-una satabilir."


Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddeleri Yasada yer aldıkları İngilizce metinleri ile aynen şöyledir:
"3.(1)Any seven or more persons, or, where the company to be formed will be a private company, any two or -more persons, associated for any lawful purpose may, by subscribing their names to a memorandum of association and otherwise complying with the requirements of this Law in respect of registration, form an incorporated company, with lim-ited liability.
Such a company may be either-
az company having the liability of its members limited by the memorandum to the amount, if any, unpaid on the shares respectively held by them (in this Law termed "a company limited by shares"); or
a company h-aving the liability of its members limited by the memorandum to such amount as the members may respectively thereby undertake to contribute to the assets of the company in the event of its being wound up (in this Law termed "a company limited by guarantee"-)."

"14.The memorandum and the articles, if any, shall be delivered to the registrar of companies and the registrar shall retain and register them."


"15.(1)On the registration of the memorandum of a company the registrar shall certify under -his hand that the company is incorporated as a limited company.
(2)From the date of incorporation mentioned in the certifi cate of incorporation, the subscribers of the memorandum, together with such other persons as may from time to time become member-s of the company, shall be a body corporate by the name contained in the memorandum, capable forthwith of exercising all the functions of an incorporated company, and having perpetual succession and a common seal, but with such liiability on the part of th-e members to contribute to the assets of the company in the event of its being wound up as is mentioned in this Law."


"21.(1)Subject to the provisions of this Law, the memorandum and aricles shall, when registered, bind the company and the members th-ereof to the same extent as if they respectively had been signed and sealed by each member, and contained convenants on the part of each member to observe all the provisions of the memorandum and of the articles.
(2)All money payable by any member to t-he company under the memorandum or articles shall be a debt due from him to the company."


"37.A document or proceeding requiring authentication by a company may be signed by a director, secretary or other authorised officer of the company, and need not- be under its common seal."


11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesi aynen şöyledir:
"54.(1)Bu Yas-anın yürürlüğe girmesinden önce Arazi Devri Tâdil Yasası veya yürürlükteki başka bir yasa kuralları gereğince yapılan taşınmaz mal devir veya ipotek takrirleri ve 21 Aralık 1963 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında yapılan taşınmaz mal devir -ve ipotekleri bu Yasa kuralları gereğince yapılmış gibi sonuç verirler ve aynı derecede geçerlidirler. Özellikle, bu Yasanın kabul tarihi ile bu Yasanın yürürlüğe giriş tarihi arasındaki süre içinde yapılan tüm taşınmaz mal devir ve ipotek-leri, bu Yasa kuralları uyarınca yapılmış sayılır ve aynı şekilde geçerli olur.



Bir ipotekli borcun ödenmesi için bir taşınmaz malın satışı amacı ile bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce başlatılan bir işlem, bu Yasa yapılmamış gibi devam ettir-ilerek tamamlanır.
Bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce ipotekli Taşınmaz Malların Satışı Yasası kuralları gereğince başlatılan bir işlem, bu Yasa kuralları gereğince yapılmış gibi geçerlidir."


IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

Başlangıç Kısmı:

"Tarihi -boyunca bağımsız yaşamış, hak ve özgürlükleri için savaşım vermiş büyük Türk Ulusunun ayrılmaz bir parçası bulunan;

Anavatanından koparıldığı 1878 yılından bu yana ulusal varlığına ve yaşam hakkına yöneltilen ve özellikle 1955 yılından sonra silâhlı -tedhiş, saldırı ve sindirme biçiminde yoğunlaştırılan olaylar karşısında, birlik ve bütünlük içinde, yetkin bir toplum olarak direnişini örgütlemiş olan;

Toplumsal hak ve özgürlüklere sahip olmadan, bireysel hak ve özgürlüklerin sözkonusu olamayacağın-ı, Anavatanın doğal, tarihsel ve andlaşmalardan doğan yasal garantörlük hakkını kullanması suretiyle Kahraman Türk Silâhlı Kuvvetlerinin sonuçlandırdığı ve Kıbrıs Türklüğüne huzur, barış, güvenlik ve özgürlük ortamı içinde yaşama imkânı sağlayan Barış Hare-kâtının yapıldığı 1974 yılına kadar süren acı deneyimlerle saptamış bulunan; ve - -

Tarihten, uluslararası andlaşmalardan, insan hakları beyanname ve sözleşmelerinden doğan bütün hakları elinden alınma-k ve Kıbrıs'taki varlığı tamamen yok edilmek istenen; 21 Aralık, 1963 tarihinden sonra bütün organları, yasa dışı yollarla Kıbrıs Rumlarının tekeline giren, oluşum biçimi yanında, izlediği politikalarla da sadece Kıbrıs Rumlarının devleti haline gelen, Pa-n-Helenist yayılmacılığa hizmet eden, ırkçı ve ayırımcı düşünce ve eylemlerle andlaşmalardan ve Anayasa esaslarından tamamıyle ayrılarak meşruluğunu yitirmiş bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında, kendi kaderini tayin etme hak ve özgürlüğünü kullanarak, dü-nya ve tarih önünde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini ilân etmiş bulunan







KIBRIS TÜRK HALKI,

Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olarak;

15 Kasım 1983 tarihinde, büyük bir coşku ve oybirliği ile kabul edilen Bağımsızlık Bildirisini ya-şama geçirmek;

Kendi yurdunda tam bir güven ve insanca bir düzen içinde varlığını sürdürmek;

İnsan hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğünü, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını korumayı içeren çok partili, demokratik, lâik ve sosyal hukuk dev-letini gerçekleştirmek; ve

Atatürk ilkelerine bağlı kalmak ve özellikle O'nun "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini yaygınlaştırmak amaçları ile,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Meclisinin yaptığı bu Anayasayı, 15 Kasım 1983 tarihinde kurula-n Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Anayasası olarak kabul ve ilân eder; ve

Asıl güvencenin yurttaşların gönül ve iradelerinde yer aldığı inancı ile özgürlüğe, adalete ve erdeme tutkun evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder."


"Madde 1.
Kuz-ey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir Cumhuriyettir.


V. İNCELEME:
27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların bazı maddelerinin veya bunlarla mevcut yasalara eklenen belirli maddeler-in bu Yasaların yürülüğe girmesinden evvel açılmış olan ve bu Yasalar yürürlüğe girdiği zaman askıda bulunan taraflar arasındaki davaya uygulanabildikleri oranda Anayasanın belirli maddelerine aykırı oldukları ve ilâveten bu üç Yasanın tüm olarak da, yine -aynı nedenlerle, Anayasaya aykırı oldukları iddia edilmiştir. Konu Yasa maddelerinin veya Yasaların Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunu incelemeden önce, ilkin bunların taraflar arasındaki davaya şamil olup olmadığının tezekkür edilmesinin, mesele ile- ilgli tüm hal ve koşullar ışığında, gerekli olduğu görüşündeyiz.

Bir yasanın veya bunun bazı kurallarının askıda bulunan bir davaya şamil olabilmesi için yasanın veya ilgili kurallarının sarih bir şekilde geriye dönük olması gerekmektedir. İşlerliği- için gerekli bazı faktörlerin yürürlüğe girdiği tarihten önceki zamana ait olması ile bir yasa geriye dönük sayılmaz. Bir yasa mevcut mevzuat altında kazanılmış bir hakkı kaldırır veya zedelerse veya daha önceki işlemler veya ivazlar bakımından yeni müke-llefiyet, görev veya ehliyetsizlik getirirse böyle bir yasa geriye dönük sayılır. Bir yasanın, geriye dönüklüğü sarih değilse, ileriye dönük olduğu varsayılır. Yine prensip odur ki bir yasa lisanının gerektirdiğinden daha fazla geriye dönük olarak yoruml-anmamalıdır.

Prensipleri belirttikten sonra şimdi de konu yasalar ve ilgili kurallarının bir bir ele alınıp geriye dönük ve taraflar arasındaki davaya şamil olup olmadıklarını inceleyelim.

27/87 sayılı Yasa, 1963-1974 döneminde yapılan taşınmaz mal sat-ış ve devir işlemlerini düzenlemeyi öngören bir yasadır. Bu Yasanın 4.maddesinin (1).fıkrası 21 Aralık 1963 ile 20 Temmuz 1974 tarihleri arasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi veya makamları nezdinde yapılan belirli işlemlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ye-tkili makamları nezdinde yapılmış ve geçerli sayılmasını öngörmektedir. (2).fıkrası ise (1).fıkrada öngörülen kayıt ve işlemler dışındaki tüm kayıt ve işlemlerin geçerli sayılmamasını ve bu kayıtlara dayanılarak herhangi bir hak talebinde bulunulmamasını -öngörmektedir. Yasanın 5.maddesi de üçüncü devlet uyruklularının hissedar bulundukları şirketlerin KKTC'ye tescili için başvurmamaları veya bu yöndeki başvuruların reddedilmesi halinde bu gibi şirketlerin tapuda adlarında kayıtlı bulunan malların terkedil-miş mal sayılmasını öngörmektedir. Yasanın 8.maddesine göre ise bu Yasa ile Devlet nezdinde yapılmış sayılan işlemler yapıldıkları tarihten başlayarak geçerli hüküm ifade etmekte, bunun dışındaki işlemler ise yapıldıkları andan başlayarak hükümsüz sayılma-ktadırlar. Görüleceği gibi Yasanın bu üç maddesi açıkça geriye dönüktür. Yasada içerdiği kuralların askıdaki davalara şamil olmayacağına dair kural mevcut olmadığına göre bu maddeler havale konusu davaya da şamildir.

28/87 sayılı Yasa Fasıl 113 Şirketl-er Yasasına bazı değişiklikler getirilmesini öngörmektedir. Bu Yasanın 4.maddesi ile değiştirilerek Fasıl 113 Şirketler Yasasına eklenen 112A maddesi ile 112B (1)(A) maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddia edilmiştir. 112A maddesinin (1).fıkrası 20 Te-mmuz 1974'den önce Kıbrıs Rum Yönetimi nezdinde kayıtlı bulunan bir şirket veya ortaklığın KKTC'de tescili yapılmadığı sürece Kıbrıs Rum Yönetimi nezdindeki kaydının geçersiz sayılmasını ve bu kayda dayanarak KKTC nezdinde herhangi bir hak talebinde bulunu-lmamasını öngörmektedir. Aynı maddenin (2).fıkrası böyle bir şirketin KKTC de kaydedilmesi için aranan koşulları belirlemektedir. Yasanın 112B (1)(A) maddesi de burada taşınmaz malı bulunup KKTC de kayıtlı olmayan bir şirketin burada faaliyet gösterememe-sini ve dava açamamasını öngörmektedir. Aynı maddenin diğer bir fıkrasına göre de üçüncü Devlet uyrukluların hissedar bulundukları şirketlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Şirketler Mukayyitliği nezdinde tescil edilmeleri için öngörülen süre içinde başvu-ruda bulunmamaları veya bu hususta yaptıkları başvuruların reddedilmesi halinde bu şirketlerin adında görülen taşınmaz mallar terkedilmiş sayılır ve İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası kurallarınca işleme tabi tutulur. Yasa bir tüm olarak tezekkür- edildiğinde konu edilen 112A ve 112B(1)(A) maddelerinin geriye dönük olduğu ve askıdaki davalara da şamil olduğu açıktır.


29/87 sayılı Yasa 27/1983 sayılı Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar (Denetim ve Yönetim) Yasasına bazı değişiklikler getirilmesi-ni öngörmektedir. Bu Yasanın 3.maddesi ile 27/1983 sayılı Yasaya eklenen 2A maddesi, 4.maddesi ile eklenen yeni 3.maddesi ve 5.maddesi ile eklenen yeni 4.maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddia edilmiştir. Esas yasaya eklenen 2A maddesi Kuzey Kıbrıs Tür-k Cumhuriyeti Şirketler Mukayyitliği nezdinde tescil edilmeyen bazı şirketlerin, gerçek statüleri ne olursa olsun, yabancı şirket sayılmasını, yeni 3.maddesi de karma şirketlere ait taşınmaz mallar hakkında, bu Yasaya tabi olmak koşulu ile, İskân, Toprakla-ndırma ve Eşdeğer Mal Yasası kurallarının uygulanmasını öngörmektedir. Esas Yasaya eklenen 4.madde ise, diğer hususlar yanında, karma şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ile yabancı kişi veya yabancıların karma şirketlerdeki pay, alacak ve he-r türlü haklarının maliye işlerinden sorumlu Bakanlığın mülkiyetinde sayılmasını öngörmektedir. Yasa bir tüm olarak tezekkür edildiğinde ve amacı da göz önünde bulundurulduğunda konu edilen maddelerin geriye dönük olduğu ve askıdaki davalara da şamil oldu-ğu açıktır.

Her üç Yasanın da ilgili maddeleri, yukarıda da belirtildiği gibi, geriye dönük ve askıdaki davalara şamildir. Yargıtay da bu görüşte olmalıdır ki konu havaleyi yapmıştır. Bu maddelerin askıdaki davalara şamil olduğu ve bu nedenle etkenliği- mevcut olduğuna göre şimdi de bunların Anayasaya aykırı olup olmadığının tezekkür edilmesi gerekmektedir.

Havalenin yapıldığı istinafa konu dava, daha önce de belirtildiği gibi, davacı tarafından Gazi Mağusa Kaza Mahkemesinde davalılar aleyhine açılmış -bir davadır. Bu dava 3.10.1985 tarihinde dosyalanmıştır. 27/87 ve 28/87 sayılı Yasalar ise 1.6.1987 tarihinde, 29/87 sayılı Yasa da 15.6.1987 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Diğer bir deyimle sözü edilen Yasalar yürürlüğe gird-iğinde taraflar arasındaki konu dava askıda bulunan bir dava idi. Genel hukuk ilkesine göre ise bir yasanın, zaruri haller dışında, ileriye dönük olarak uygulanması, yasa yürürlüğe girmezden önceki durumlara uygulanmaması ve kazanılmış haklara saygı göste-rilmesi gerekmektedir. Bu ilkeye uygun olarak kişiler davalarını, bunların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan yasalar altında sürdürmek hakkını kazanırlar ve bu hakkın zaruri haller dışında korunması gerekir. Anayasaya Mahkemesi birleştirilmiş A.M. 20, -21, 22, 23, 24, 25 ve 27/81 sayılı havalelerde vermiş olduğu kararında aynen şöyle demiştir:
"Genel huku ilkesine göre bir yasanın zaruri haller dışında ileriye dönük olarak uygulanması ve yasa yürürlüğe girmezden önceki durumlara uygulanmaması gerekti-ği daha önce açıklanmıştır. Bu ilke kazanılmış haklara saygı gösterilmesi gerektiği ilkesine dayanmaktadır. Kazanılmış hakkın ne olduğunun tarifinin yapılması güçtür. Ancak kazanılmış hak kavramının neyi ifade ettiği ve neyi kastettiği daha önce Yüksek -Mahkemenin Anayasa Mahkemesi olarak verdiği kararlarda açıklıkla belirtilmiştir. Bir hakkın kazanılmış olabilmesi için bir yasanın böyle bir hakkı tanıması yeterli değildir. Bu hakkı temin için hakkı elde etmek isteyen kişinin bir işlem yapması gerekir. - Daha önceki kira kontrol yasası uyarınca tahliye alabilmeleri için tanınan hakkı temin etmek için 20/81 sayılı havaledeki davacı dava açmakla bir işlem yapmış bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda olan kişiler eski yasa altında davalarının sürdürülmesi ve es-ki yasa hükümleri uyarınca karara bağlanma hakkını kazanırlar. Bu hakkın zaruri haller dışında korunması gerekir. Halbuki Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan yasa maddesi kişilerin bu gibi kazanılmış haklarını da herhangi bir zaruri sebep olmaksızın ort-adan kaldırmaktadır. Bu nedenle 20/81 sayılı havalede de Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan yasa maddesinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olduğuna karar verilmesi gerekir."

Yukarıda iktibas edilen görüş A.M. 3/82 ve A.M. 4/82 de tekrarlanmıştır.

Bir- yasa kuralının geriye dönük olup askıdaki davalara şamil olmasını ve bu nedenle kazanılmış haklara müdahale etmesini meşru kılacak zaruri hallerin mevcut olduğunun sadece iddia edilmesi yeterli olmayıp bunun kanıtlanması gerekir. Bu meselede böyle bir du-rum mevcut değildir ve sözü edilen üç Yasanın konu maddelerinin taraflar arasında askıda bulunan davaya şamil olmalarını ve bu nedenle kazanılmış haklara müdahale etmelerini meşru kılacak zaruri hallerin mevcut olduğu gözükmemektedir. Bu nedenle her üç Ya-sanın da sözü edilen maddelerinin Anayasanın 1.maddesine aykırı olduklarına karar verilmesi gerekmektedir. Sözü edilen yasa maddeleri Anayasanın 1.maddesine aykırı bulunduğuna göre bunların Anayasanın diğer maddelerine de aykırı olup olmadığının, bu mesel-ede, incelenmesi gerekmemektedir.

Hemen belirtmek yerinde olur ki biz, yukarıda da belirtildiği gibi konu yasa maddelerinin Anayasaya aykırı olup olmadığını sadece bunların askıdaki davalara ve dolayısıyle taraflar arasındaki davaya şamil olmaları ve mük-tesep haklara müdahale etmeleri yönünden incelemiş bulunmaktayız.

Yapılan havalede, ayrıca, 27/87, 28/87 ve 29/87 sayılı Yasaların yürürlüğe girmelerinden evvel açılmış olan ve bu Yasalar yürürlüğe girdiği zaman askıda bulunan taraflar arasındaki davaya -uygulanabildikleri oranda Anayasaya aykırı olup olmadığı sorulmuştur. Gerek yasaların yukarıda konu edilen maddelerinin Anayasaya aykırı olup olmadığı gerekse sözü edilen Yasaların tümü ile Anayasaya aykırı olup olmadığı davacının istemi üzerine Anayasa M-ahkemesinden sorulmuştur. Anayasa Mahkemesine ise sadece davadaki uyuşmazlık konusunun karara bağlanmasında etkili olabilecek yasa maddeleri sunulabilir. Bu meselede etkili olabilecek yasa maddelerinin Anayasaya aykırı olup olmadığı sorulmuş ve incelenip- karara bağlanmış olduğuna göre yasaların tümü ile de Anayasaya aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekmemektedir.




Yapılan havalede, Davalı (2)'nin istemi üzerine de, Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.maddelerinin Rum Şirketler Muk-ayyitliği nezdinde veya Rum Şirketler Mukayyitliği tarafından veya Rum tarafında yapılan işlemleri geçerli saydığı oranda Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı olup olmadığı sorulmuştur. Ne var ki yine aynı davada daha önce yapılan 3/86 sayılı havalede veri-len kararda bu sorunun cevabı verilmiştir ve o karar tarafları bağlamaktadır. Bu nedenle bu sorunun bu havalede incelenip cevaplandırılması gerekmemektedir.

Yapılan havalede bir de 11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesinin Rum -tarafının 9/65 sayılı yasası uyarınca Türk cemaatına mensup şahıslar tarafından Türk cemaatına mensup olmayan şahıslara yapılmış olan taşınmaz mal satış veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda veya Türk tarafında ilgili zamanlarda yürürlükte bulunan -mevzuatın ihlâli yolu ile yapılmış olan taşınmaz mal satışlarını veya devir işlemlerini geçerli saydığı oranda Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı olup olmadığı sorulmuştur. Anayasanın içerdiği kurallara ters düşmemek koşulu ile egemen bir Devletin, yapıl-an belirli satış veya devir işlemlerini geçerli kılacak yasal düzenleme yapmak hakkıdır. Bu havalede 11/78 sayılı Yasanın 54.maddesinin Anayasanın belirli herhangi bir maddesine değil de Başlangıç Kısmına aykırı olduğu iddia edilmiştir. Anayasanın Başlan-gıç Kısmı toplumsal mücadeleyi, Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ayrı ve egemen bir Devlet olduğunu belirten kısımdır. 11/78 sayılı Yasanın 54.maddesi Anayasanın Başlangıç Kısmında bahsedilen öğelere ters dü-şen herhangi bir kural içermemektedir ve bu nedenle bu kısma aykırılığı mevcut değildir.




SONUÇ:
Sonuç olarak:
1.(a)27/87 sayılı 1963-1974 Döneminde Yapılan Taşınmaz Mal Satış ve Devir İşlemleri Yasasının 4, 5 ve 8.maddelerinin;

(b)28/-87 sayılı Şirketler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilmiş şekli ile Fasıl 113 Şirketler Yasasının 112A ve 112B (1)(A) maddelerinin; ve

(c)29/87 sayılı Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar (Denetim ve Yönetim) (Değişiklik) Yasası ile -değiştirilmiş şekli ile 27/83 sayılı Karma Şirketlere Ait Taşınmaz Mallar (Denetim ve Yönetim) Yasasının 2A maddesi ile 3 ve 4.maddelerinin-

Anayasanın 1.maddesine aykırı olduğuna;

2.Fasıl 113 Şirketler Yasasının 3, 14, 15, 21 ve 37.madd-elerinin Anayasaya aykırı olup olmadığının bu havalede incelenip karara bağlanması gerekmediğine; ve
3.11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 54.maddesinin Anayasanın Başlangıç Kısmına aykırı o-lmadığına-

oybirliği ile karar verilir.


(Şakir Sıdkı İlkay)(Salih S. Dayıoğlu)
Başkan Yargıç


(Aziz Altay)(Hamdi Atalay) (Celâl Karabacak)
Yargıç Yargıç Yargıç

27 Aralık 1988
1


25






Full & Egal Universal Law Academy