Anayasa Mahkemesi Numara 11/2007 Dava No 1/2009 Karar Tarihi 19.03.2009
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 11/2007 Dava No 1/2009 Karar Tarihi 19.03.2009
Numara: 11/2007
Dava No: 1/2009
Taraflar: Başsavcılık ile Buğra Ulutaş arasında
Konu: Anayasaya aykırılık -29/89 sayılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 75(4), 74 B(1) ve 75(1) maddelerinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olup olmadığı.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 19.03.2009

-D:1/2009 Anayasa Mahkemesi: 11/2007
(Lefkoşa Ceza Dava No:5139/06)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Başkan, Mustafa H. Özkök,
- Gönül Erönen, Seyit A. Bensen, Şafak Öneri.

Anayasanın 148. maddesi hakkında.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 5139/06 sayılı ceza davasında (Başsavcılık ile sanık Buğra Ulutaş arasında) sunulan konu.

Havale isteminde bulunan sanık tarafın-dan Av.Abdurrahman Şeref
Başsavcılığı temsilen Savcı Ahmet Varol.

----------

K A R A R

KONU:
29/89 sayılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 75(4), 74 B(1) ve 75(1) maddele-rinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olup olmadığı.

I.OLAY:
Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyalanan 5139/06 sayılı ceza davasında sanık 29/89 sayılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 75(4) maddesine aykırı karşı-lıksız çek keşide etme ve yine aynı yasanın 74 B(l) ve 75(1) maddelerine aykırı öngörülen süre içinde düzeltme işlemlerini yerine getirmeme suçları ile itham edildi.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin davanın duruşmasına başlayacağı aşamada sanık avukatı 29/89 sa-yılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilmiş Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 74 B(l), 75(l) ve 75(4) maddelerinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Lefkoşa Kaza Mahkemesi de konu yasa maddelerinin sanık aleyhindeki davanın karar-a bağlanmasında, sonuçlandırılmasında etkili oldukları kanaatine varıp Anayasanın 148(1) maddesi uyarınca konuyu karara bağlanmak üzere Anayasa Mahkemesine sundu; ayrıca Anayasa Mahkemesi bir karar verinceye dek önündeki davadaki işlemleri durdurdu.

II.İD-DİANIN GEREKÇESİ:
Savunma tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:
Suç, yasalarca ceza öngörülen fiil, teşebbüs veya ihmaldir. Yasa koyucu bir suç ihdas ettikten sonra, bu suçun cezasını belirlemekte özgür değildi-r, Anayasanın 18(3) maddesi gereği, öngörülecek ceza suçun ağırlığı ile orantılı olmalıdır. Yasa koyucu öncelikle suçun ağırlığını belirlemelidir. Yasa koyucunun her suç için öngördüğü ceza, suçun topluma verdiği zarar, zararın kişiye veya topluma karşı ol-uşu, suçlu irade kast mı, taksir mi, herbirinin yoğunluk derecesi, ihlal edilen hakkın önemi, husule gelen neticenin vahimliği bir suçun ağırlığını ölçen, belirleyen kriterlerdir. Bunların yanında konuya humanist determinizim açısından da bakılmalıdır.

-Kriterlere göre suç hürriyeti bağlayıcı bir ceza gerektirmiyorsa, Anayasa Mahkemesi hürriyeti bağlayıcı ceza öngören kurala müdahale etmelidir. Yasa koyucu bir suçu hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile cezalandırıyorsa ve eğer bu suç hürriyeti bağlayıcı bir c-eza taşımaması gereken bir suçsa o zaman yasa koyucu Anayasanın 18(3) maddesine aykırı bir ceza koymuş olur. Suç ve ceza belirlenirken yasanın kastı, taksiri dikkate almamış olması ilgili maddelerin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olması için yeterlidir.- Fiili işleyenin kastını, taksirini veya kusur derecesini belirleme ve ayırma imkanı vermeden onu cezalandırmak ona suçun ağırlığı ile orantısız bir ceza verebilmek demektir ve bu da Anayasanın 18(3) maddesine aykırı düşer. Konu suçlar için öngörülen hapis- cezası suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir cezadır.

Başsavcılık konu yasa maddelerinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olmadığı görüşündedir. Başsavcılığa göre karşılıksız çek keşide etmenin yaygınlaşması ve bunun ticari hayatta yarattığı olumsuzl-uklar üzerine, yasa koyucu ülke koşullarına, ekonomik gereklere uygun olduğu kanısı ile ilgili düzenlemeyi yapmıştır ve öngörülen hapis cezası suçun ağırlığı ile orantısız değildir. Mahkemenin ceza saptamada geniş bir takdir yetkisi vardır ve bu takdir yet-kisi işlenen suça uygun bir cezanın saptanmasını olanaklı kılar.

III.İLGİLİ YASA METİNLERİ:
29/89 Sayılı yasa ile değiştirilmiş Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 74(B)1), 75(1) ve 75(4) maddeleri aynen şöyledir:
"74.B(1) Karşılığı olmadığı için çeki ödeme-yen muhatap banka, hesap sahibinin kendisinin veya vekil veya temsilcilerinin elinde bulunan o bankanın bütün çek karnelerini geri vermesini bu maddenin (2)'inci fıkrası gereğince düzeltme işlemlerini yerine getirmeden bir yıl süre ile çek keşide edemeyece-ğini ve aksine davranışların cezai müeyyideler gerektireceğini, ibraz tarihini izleyen beş iş günü içinde, iadeli taahhütlü mektupla hesap sahibine bildirir. Mektubun bir sureti aynı gün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankasına gönderilir.

75.(1) - Bu Yasanın 74B maddesinin (1)'inci fıkrası uyarınca banka tarafından yapılan ihbarı aldığı veya almış sayıldığı tarihten başlayarak on iş günü içinde düzeltme işlemlerini yerine getirmeyenler veya geçerli bir sebebe dayanmaksızın, çek karnelerini geri v-ermeyenler bir suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde üç yıla kadar hapis veya üç milyon Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.

Bu Yasanın 74B maddesinin (2)'nci fıkrasında belirtilen düzeltme işlemi yapı-lmadığı halde 74C maddesindeki bir yıllık süre içinde veya bu maddenin (4)'üncü fıkrası gereğince hükmolunan süre içinde çek keşide edenler, çek hesabı açtıranlar, fiillerinin başka bir suç sayılıp sayılmadığına bakılmaksızın bir suç işlemiş olurlar ve mah-kumiyetleri halinde üç yıla kadar hapis veya üç milyon Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.


75.(4) İbraz edildiğinde, karşılığı bulunmaması nedeniyle ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir suç işlemiş olurla-r ve mahkumiyetleri halinde üç yıla kadar hapis veya üç milyon Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler
Mahkeme ayrıca işlenen suçun niteliğine göre üç yıla kadar bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmes-inin yasaklanmasına karar verebilir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Merkez Bankasına bildirilir."


IV.İLGİLİ ANAYASA METNİ:
"18(3) Hiçbir yasa, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamaz."

V.İNCELEME:
Konu, ileri sürülen i-ddia ve görüşler ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.

29/89 sayılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 75(4) maddesi altında karşılıksız çek keşide etme suçundan mahkum olanlar üç yıla kadar hapis veya üç milyo-n Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler. Yine, 29/89 sayılı değişiklik yasası ile değiştirilen Poliçeler Yasasının 75(1) maddesine göre karşılıksız çek keşide edip düzeltme işlemlerini yerine getirmeyenler üç yıla -kadar hapis veya üç milyon Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler. Yukarıda verilen yasa maddelerine aykırı karşılıksız çek keşide etme ve karşılıksız çek keşide edip düzeltme işlemlerini yerine getirmeme suçları il-e itham edilen sanık, bu suçlar için öngörülen hapis cezasının suçun ağırlığı ile orantılı olmadığı, bu nedenle Poliçeler Yasasının 75(4), 74 B(l) ve 75(1) maddelerinin "Hiçbir yasa, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamaz" kuralını getiren An-ayasanın 18(3) maddesine aykırı olduğu iddiasındadır.

"Hiçbir yasa, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamaz" diye buyuran Anayasanın 18(3) maddesi, muhatabı yasama organı olan, yasaklayıcı bir kural koymuştur. Anayasanın yasaklayıcı bir kura-lı ile çatışan bir norm şüphesiz Anayasaya aykırı olur.

Konu suçlar için öngörülen üç yıla kadar hapis cezası, bu suçların ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza mıdır? Sanığa göre, bu suçlar için hapis cezası öngörülmesi, cezanın süresine bakılmaksızın-, bu suçların ağırlığı ile orantılı değildir.

Yasa koyucu, Anayasaya aykırı olmamak şartıyla her konuda yasa koyabilir. Yasa koymak, değiştirmek ve yürürlükten kaldırmak yasama organının yetki ve görev alanındadır. Yasama organı herhangi bir sosyal ilişk-i alanını, ticari, ekonomik ilişkileri yasa ile düzenleyerek birtakım kurallara bağlayıp hukuk alanı içine alabilir; zaman içerisinde, yine, oluşan ve gelişen koşulların gerekli kıldığı görüşüne varırsa, kurallarda takdirine göre uygun değişiklikler yapabi-lir. Yasa koyucu, ülkede çok sayıda karşılıksız çek keşide edildiğini, önemli bir ödeme aracı olan çeklerin karşılıksız çıkmalarının ticari alanda yarattığı olumsuzlukları değerlendirerek 29/89 sayılı değişiklik yasası ile Fasıl 262 Poliçeler Yasasına deği-şiklik getirdi, karşılıksız çek keşide etmeyi, karşılıksız çekle ilgili düzeltme işlemlerini yerine getirmemeyi suç saydı ve bu suçlar için üç yıla kadar da hapis cezası öngördü. Anayasa Mahkemesi, 29/89 sayılı değişiklik yasası ile Fasıl 262 Poliçeler Yas-asına getirilen değişikliği, ülke koşullarına, ekonomik gereklere uygun olup olmadığı yönünden değerlendirmeye alıp incelemez; bu konular tamamen yasa koyucunun takdirine kalmıştır ve Anayasa Mahkemesi, yasa koyucunun sahip olduğu geniş takdir yetkisine sa-ygı duyarak, yerindelik denetimini çağrıştıracak bir incelemeye girmez, sadece hukukilik denetimi yapar. Anayasa Mahkemesi Anayasaya uygunluk denetiminde, Anayasaya aykırılığı ileri sürülen denetime tabi normun bir Anayasa kuralı ile çatışıp çatışmadığını -inceler; bir normun içeriği bir Anayasa kuralının içeriği ile çatışıyorsa o normun Anayasaya aykırı olduğu kararına varır.

Yasa koyucu, 29/89 sayılı değişiklik yasası ile Fasıl 262 Poliçeler Yasası madde 75(1) ve 75(4)'de yukarıda açıklanan suçları yarat-tı ve bu suçlar için üç yıla kadar hapis cezası da öngördü. Suçun ağırlığını ölçen, belirleyen kriterler Prof.Dr.Faruk Erem, Cilt I - Genel Hükümler'de yer almaktadır ve bunlar yukarıda savunmanın Anayasaya aykırılık iddiasının gerekçesi başlığı altında- verilmiştir. Yasa koyucunun bu kriterlerin tümünü değerlendirmeye aldıktan sonra suçun ağırlığı ile ilgili takdirini kullandığını ve konu suçlar için üç yıla kadar hapis cezasını da öngördüğünü kabul etmemiz gerekir. Anayasa Mahkemesi yakın bir geçmişte, -AMK 8/05 (D.5/06) sayılı davada, karşılıksız çek keşide etme suçunun hapis cezası ile cezalandırılmasının Anayasanın 1'inci maddesinde yer alan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olmadığı kararına varmıştır. Karşılıksız çek suçları için öngörülmüş olan üç y-ıla kadar hapis cezası, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza mıdır? Bir başka ifade ile suç için öngörülen bu ceza, aşırı, ölçüsüz bir ceza mıdır? Bu noktada takdir ilk aşamada yasa koyucunundur. Anayasa Mahkemesi suçun ağırlığını belirlemekte yara-rlanılan kriterler ışığında değerlendirme yaparken, ilke olarak yasa koyucuya geniş bir takdir yetkisi tanımalı, yasa koyucunun takdirine saygı göstererek olabildiğince müdahaleden kaçınmalıdır. Anayasa Mahkemesi, ancak yukarıda verilen kriterler çerçevesi-nde ortaya çıkacak değerlendirmesi sonucu, cezanın oldukça çarpıcı bir şekilde, tartışılmayacak kadar ölçüsüz, insafsız olduğu kanaatine varması halinde, bunu ortaya koyan normun Anayasamızın 18(3) maddesine aykırı olduğu kararına varabilmelidir. Yasanın A-nayasaya uygun olduğu karinesi, Anayasaya uygunluk karinesi vardır; Anayasa Mahkemesi makul şüphenin ötesinde aksine tatmin olmadıkça yasa Anayasaya uygundur.

Sanık avukatına göre suç ve ceza belirlenirken yasanın kastı, taksiri dikkate almamış olması il-gili maddelerin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olması için yeterlidir; fiili işleyenin kastını, taksirini veya kusur derecesini belirleme ve ayırma imkanı vermeden onu cezalandırmak ona suçun ağırlığı ile orantısız bir ceza verebilmek demektir ve bu da -Anayasanın 18(3) maddesine aykırılık oluşturur. Sanık avukatının bu değerlendirmesi sağlıklı değildir. Anayasanın 18(3) maddesinin, yukarıda ifade ettiğimiz gibi, doğrudan muhatabı yasama organı, yasa koyucudur, ancak suçluya ceza saptayan yargı yeri de, b-u madde ile konan kuralı yansıtan, bu kuralın özüne uyan bir ceza saptamak durumundadır. Hukuk sistemimizde, bir suçtan suçlu bulup mahkum ettiği bir sanığa ceza saptayacak olan Mahkemenin, ceza saptamada oldukça geniş bir takdir yetkisi vardır. Yasalarımı-z bir suç için tavan cezayı belirlemekte ve bunun aşılmaması kaydı ile Mahkemeye uygun cezayı takdir etme yetkisi vermektedir. Yukarıda verilen suçun ağırlığını belirleyici kriterlerin nerede ise tümü, suçluya ceza saptanması aşamasında Mahkeme tarafından -dikkate alınan yerleşmiş cezalandırma ilkeleri arasında yer almaktadır. Suça ve suçluya en uygun cezayı takdir etmekle yükümlü olan Mahkeme, bu çabasında, davanın tüm olgularını, suçun önceden tasarlanıp tasarlanmadığı, suçun işleniş tarzı, suçun hangi şar-tlarda, kime karşı işlendiği, suçlunun kişiliği, suçlunun işlediği suçtan eğer varsa gördüğü yararı, kimin veya kimlerin ne zarar gördüğü, suçun yaygın olup olmadığı gibi hususları da değerlendirmeye alır ve takdirini kullanarak cezayı belirler. Kast ve di-kkatsizlik, tedbirsizlik de eğer suçun unsurları değillerse bu değerlendirme içinde yer alır. Hukuk sistemimizde suç için öngörülen cezanın emredici olmadığını, sadece tavanın belirlenip, Mahkemeye, suçluya ceza saptamada geniş bir takdir yetkisi tanındığı-nı dikkate aldığımızda, bir yasanın suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyduğundan yakınmanın oldukça güç olacağını görürüz. Yasanın suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyduğu kararına varılabilmesi için, suç için öngörülen tavan cezanı-n sağduyulu, makul bir insanın insaf ölçülerine sığdırılamayacak bir ceza olduğundan hiç kuşku duyulmaması, hiçbir koşulda suçun ağırlığı ile orantılı olamayacağının açık ve çarpıcı bir şekilde görülmesi gerekir. 29/89 sayılı değişiklik yasası ile değiştir-ilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 75(1) ve 75(4) maddelerinde öngörülen hapis cezası için, bu cezanın, hiçbir koşulda öngörüldüğü suçun ağırlığı ile orantılı olamayacağını söyleyebilecek durumda değiliz.

Belirtilenlerin tümü ışığında 29/89 sayılı değişi-klik yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 74 B (1), 75(1) ve 75(4) maddelerinin Anayasanın 18(3) maddesine bir aykırılığı görülmemektedir.

VI.SONUÇ:
Sonuç olarak, 29/89 sayılı Poliçeler (Değişiklik) Yasası ile değiştirilen Fasıl 262 Poli-çeler Yasasının 74 B(1), 75(1) ve 75(4) maddelerinin Anayasanın 18(3) maddesine aykırı olmadığına oybirliği ile karar verilir.




Nevvar Nolan Mustafa H. Özkök
Başkan Yargıç



Gönül Erönen Seyit A. Bensen Şafa-k Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


19 Mart, 2009












9






Full & Egal Universal Law Academy