Anayasa Mahkemesi Numara 10/2018 Dava No 2/2021 Karar Tarihi 01.04.2021
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 10/2018 Dava No 2/2021 Karar Tarihi 01.04.2021
Numara: 10/2018
Dava No: 2/2021
Taraflar: Zehra Yüksel ve diğerleri ile Güner Göktuğ arasında
Konu: Anayasaya havale - Anayasanın 131. maddesinin yorumu - Fasıl 337nin Anayasa md.131 e aykırı olup olmadığı - Temel Evkaf Kurallarının (Ahkamül Evkaf) Anayasal norm statüsünde olmayıp Fasıl 337 dahil yürürlükte bulunan mevzuata eşit olduğu - Temel Evkaf Kurallarının (Ahkamül Evkaf) vakıf ve vakıf malları konusunda uygulanacak konuları içeren hukuki kaynak olduğu
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 01.04.2021

-D.2/2021Anayasa Mahkemesi:10/2018


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

ANAYASANIN 148.MADDESİ HAKKINDA


Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik, Başkan, Mehmet Türker, Gülden Çiftçioğlu, Tanju Öncül, Beril Çağdal.

Yüksek Mahkeme- tarafından 171/2016 sayılı Yargıtay Hukuk davasında(İstinaf Eden: No.1 Zehra Yüksel, Girne ve diğerleri ile Güner Göktuğ arasında) sunulan konu.


Havale Eden Davacı No.1 ve No.3 tarafından Avukat Özgü Özyiğit.
Davacı No.2 Derviş Z.Deniz şahsen hazır.
Ale-yhine İstinaf Edilen/Davalı tarafından Avukat Ergin Ulunay.
Vakıflar Örgütü Ve Din İşleri Dairesini Temsilen Avukat Kemal Mut
Amicus Curiae olarak ve Başsavcılığı temsilen Başsavcı Yardımcısı İlter Koyuncuoğlu.

K A R A R

Narin Ferdi Şefik: Bu havalede 4 -karar okunacaktır.

I.KONU:
Davacıların Davalılar aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde ikame ettikleri davanın ret ve iptal edilmesi kararına karşı dosyalanan istinafın dinlenmesine başlandığı safhada Davacılar/İstinaf edenler, Alt Mahkeme huzurundaki davada -uygulanan mevzuatın Anayasa'ya aykırı olduğu iddiası ile konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebinde bulundular. Talebi değerlendiren Yargıtay, ileri sürülen mevzuatın davanın karara bağlanmasında etken olduğuna karar vererek;
A) Anayasa'nın 149.- maddesi gereğince, Anayasa'nın 131. maddesinde yer alan Ahkamül Evkaf kurallarının kapsam ve niteliğinin ne olduğu, yürürlükteki diğer kanunlardan üstün olup olmadığı, yürürlükte olan ve Anayasaca tanınan Ahkamül Evkaf kurallarının 1960 yılından önce yapı-lan değişiklikleri kapsayıp kapsamadığı ve 131. maddenin bütününün yorumlanması; ve
B) Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine aykırı olup olmadığına karar verilmesi için konuyu Anayasa Mahkemesin-e havale etti.

II. OLAY:

Davacılar, ikame ettikleri davada sair şeyler yanında, Müteveffiye Ayşe Girneli n/d Ayşe Tahir Girneli n/d Ayşe Tahir Hacı Ahmet Terekesi'ne Tereke İdare Memuru tayin edilen Davalı No.1'in Tereke İdare Memuru tayin edilmesinin r-eddini ve/veya 50/07 sayılı Tereke istidasının reddini; Müteveffiye'nin 21.2.2007 tarihli vasiyetinin geçersiz olduğuna dair bir Mahkeme beyanı; Müteveffiye'nin vasiyetnamesinin Vakıf kurulması ile ilgili kısmının Müteveffiye'nin terekesinin 1/3'üne tekab-ül edecek şekilde kısıtlanmasını; Davacıların veya onların belirleyeceği kişilerin Tereke İdare Memuru tayin edilmesini talep ettiler.

Daha sonra Mahkeme emri ile tadil edilen Talep Takririne, vasiyetnamenin içerisinde yer alan Ayşe Tahir Girneli Vakfı v-eya vakfiyenin kurulması ile ilgili kuralların geçersiz olduğu veya Ahkamül Evkaf'a veya mevzuata aykırı olduğu veya vakıf kurulabilmesi için gerekli şartların bulunmadığı veya vasiyetnamenin vakıf kurulması ile ilgili kısımlarının KKTC yasalarına veya mev-zuata göre geçersiz olduğu doğrultusunda emir verilmesi talebi ilave edilmiştir.

Alt Mahkeme davayı dinledikten sonra, sair bulgular yanında Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın mevcut şekli ile yürürlükte olduğunu kabul ederek dava konusu vasiyetnam-e ile ilgili aşağıdaki şekilde bulgu yaptıktan sonra Davacıların davasını reddetmiştir:
"Dava konusu vasiyetname 2007 tarihli olup bu tarih itibarıyla Fasıl 337'nin yürürlükte olduğu açık olduğu cihetle mezkur vasiyetnamenin vakfiye olarak kabul edilebil-ip edilemeyeceği Fasıl 337 hükümleri ışığında tespit edilmelidir.
İzah ettiklerim ışığında huzurumdaki meselede Ahkamül Evkafın uygulanabilir olmadığına ve Fasıl 337 hükümleri ışığında meselenin karara bağlanması gerektiğine dair bulgu yaparım.
Fasıl- 195 madde 41(1)(C) maddesine göre ölen kişi ne eş, ne çocuk ne de çocuğun füruu, ne baba ne de ana bırakırsa terekesini bütünüyle vasiyet edebilir. Dolayısıyla müteveffiyenin tüm malını vasiyet etmesinin önünde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Te-rekenin ve vasiyet edilen malların değerine ilişkin şahadet de sunulmamıştır. Dolayısıyla, Davacıların bu başlık altındaki iddiası kabul edilebilir değildir ve ret ve iptal edilir."

Davacılar Alt Mahkemenin ret kararından sonra 35 istinaf sebebi içer-en huzurumuzdaki havalenin kaynaklandığı istinafı dosyaladılar.

İstinafın dinlenmesine başlanması ile Davacılar, Anayasa'nın 131. maddesinde yürürlükte bulunduğu kabul edilen Ahkamül Evkaf'ın kurallarının hangilerinin yürürlükte olduğuna dair Anayasa Mah-kemesinin Anayasa'nın 149. maddesi altında yorum yapması ve ayrıca Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesi altında kabul edilen Ahkamül Evkaf kurallarına aykırı olduğuna ve bu durumda Anayasa'nın 131. maddesi-ne de aykırı olup olmadığına karar vermesi için konuyu Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etmiştir.

III.İLGİLİ YASA MADDELERİ:

Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası:
"Vasiyet Yolu ile Vakfetme10. (1)Aşağıdaki (2). ve (3). madde kurallarına bağlı- kalınması koşuluyla, 4. maddenin içerdiği şartların yerine getirilmesi halinde, vasiyetname ile vakıf yapılabilir.(2)Vakfedilen malın değeri, vasiyet edilebilen bölümün (disposableportion) değerini aştığında, bu değeri aşan her hangi bir malın vakfe-dilmesi, varisler rıza göstermedikçe geçerli olmaz.(3)Bir vakfın galleharları vasiyetçinin varisleri olduğu durumlarda, varisler rıza göstermedikçe, vasiyetçinin, varislerin vakıf gelirini yasal miras haklarından farklı oranda bölüşmeleri hususunda v-ereceği hiçbir talimatı geçerli olmaz.(4)Vakfın yapılmasını öngören bir vasiyetnamenin tasdiki üzerine, böyle bir vasiyetname 9. madde kuralları uyarınca tescil edilir ve o kurallar, böyle bir vasiyetname vakfiyeymiş gibi gerekli değişikliklerle uygul-anır.
Satış veya İpotekler için Kısıtlamalar34.(1)Vakıf beyannamesinde mütevellinin vakıf malı satabileceği veya ipotek verebileceği konusunda yetki veren herhangi bir hüküm yoksa, Mütevelli vakıf malı satamaz veya ipotek veremez.
Ancak Mahkeme, vakı-f arazinin vakıf amaçlarına uygun olmaktan çıktığı hususunda tatmin olursa, vakıf arazinin satılmasını emredebilir.(2)Böyle bir yetkisi olmadan fiilde bulunan herhangi bir mütevelli tröst ihlalinden suçlu addolunur ve bu fiilinden dolayı Mahkeme emri -ile görevinden uzaklaştırılabilir."

IV.İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:

"Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Vakıflar Örgütü v-e Din İşleri Dairesi
Madde 131
(1)Vakıf Kuruluşu ve Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), bu Anayasaca tanınır.
(2)Vakıf kuruluşlarına veya vakıflara veya camilere ve diğer herhangi bir islam dini kuruluşuna ait mallar da dahil olmak üzere, vakıf malları -ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konular, münhasıran Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalara bağlıdır.
(3)Geliri Vakıflar Örgüt-üne ait olan vakıflar, her türlü vergiden bağışık tutulur.
(4)Vakıflar Örgütü ile Din İşleri Dairesinin kuruluşu ve işleyişi yasa ile düzenlenir ve yasada gösterilen görevleri yerine getirir.
(5)Dini hizmetlerin yürütülmesinde ve bu hizmetlerin giderlerini-n karşılanmasında Devlet, Vakıflar Örgütüne yardımcı olur.

Anayasanın Yorumu
Madde 149.
Anayasa Mahkemesi, bu anayasanın herhangi bir kuralını yorumlamak münhasır yetkisine sahiptir. Bunu yaparken Anayasa ile ilgili komite raporları ile Meclis tutanakla-rından da yararlanır."

V.İDDİALARIN GEREKÇELERİ:

a) Davacı No.1 ve No.3'ün iddiaları:

Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa'nın 149. maddesi altında Anayasa'nın 131. maddesinin yorumu yapılırken, ilgili komite raporları ve Meclis tutanaklarından yararl-anarak yorum yapılması gerekmektedir; Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan Ahkamül Evkaf kitabında yer alan Ahkamül Evkaf kurallarının üst seviyede tutulması gerektiği ve benzer konuda çıkmış olan veya çıkabilecek tüm mevzuatın Ahkamül Evkaf kurallar-ına bağlı olarak çıkması gerektiği, esasen bu kuralların yasa mahiyetinde olduğu bu tutanaklarda görülmektedir; 1960 yılında yürürlüğe giren Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın, 1975 yılında yürürlüğe giren KTFD Anayasası'nın ve 1985 yılında yürürlüğe giren K-KTC Anayasası'nın da Ahkamül Evkaf kurallarını tanıması nedeni ile, Ömer Hilmi Efendi'nin kitabında yer alan kurallar, Fasıl 337'den daha üstün bir yasa veya kural niteliğindedir; Anayasa tarafından tanınan Ahkamül Evkaf kurallarına aykırı bir husus Fasıl -337'de varsa bunların tespit edilip Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekir. Bu nedenle özellikle, Fasıl 337'nin 10. ve 34. maddelerinin Ahkamül Evkaf Kuralları'na aykırı oldukları için iptal edilmeleri gerekir. Ahkamül Evkaf Kuralları'nın esas-en Anayasa seviyesinde olduğunun kabul edilmesi gerekir.

b)Davacı No.2'nin iddiaları:

Ahkamül Evkaf kurallarına gerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda gerek KTFD Anayasası'nda ve gerekse KKTC Anayasası'nda yer verilmiştir. Bundan, Ahkamül Evkaf ku-rallarının tanındığı ve herhangi bir yasa yapılacağı takdirde bunun Ahkamül Evkaf'a uygun olarak yapılması gerektiği anlaşılmalıdır. 1878-1960 yılları arasında Ahkamül Evkaf'a aykırı yasalar yapıldı ve Vakıf Mallarının özel mülk olarak dağıtıldı. Ahkamül E-vkaf'a aykırı yasaların Anayasa'nın Geçici 4. maddesine göre kadük olması gerekir. Ömer Hilmi Efendi'nin yazdığı kitapta belirtilen kurallar yasa olarak kullanılmaktadır, Kanunlar, Uygulamalar ve bunlarla ilgili içtihatlar bu kitapta yer almaktadır. Anayas-a'nın 131. maddesinden de anlaşılacağı üzere önem sırasına göre Anayasa, ondan sonra Ahkamül Evkaf kuralları, ondan sonra yürürlükteki mevzuat, şeklinde bir sıralama yapılmalıdır. KKTC Anayasası'nın Geçici 4. maddesi altında Fasıl 337'nin Ahkamül Evkaf kur-allarına aykırı olan maddelerinin kadük olduğunun kabul edilmesi gerekir. İngiliz İdaresi döneminden gelen ve yürürlükte kabul edilen Koloni Yasaları, hem KTFD Anayasası'nın Geçici 1. maddesi, hem de KKTC Anayasası'nın Geçici 4(1) maddeleri ile Ahkamül Ev-kaf'a uygunlukları oranında geçerli sayılmalıdır. Fasıl 337 Ahkamül Evkaf'ta yer alan bir husus ile çelişiyorsa Fasıl 337'nin o maddesinin kadük olması, yok hükmünde sayılarak iptal edilmesi gerekir. Ahkamül Evkaf, Anayasa'nın bir parçası hükmünde olduğu i-çin diğer yasalardan üstündür ve Fasıl 337'nin 10. ve 34. maddelerinin Ahkamül Evkaf'a aykırı olduklarından Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeleri gerekir.

Alternatif olarak, Ahkamül Evkaf, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın bir parçasıdır. Kıbrıs- Cumhuriyeti Anayasası uluslararası bir anlaşmadır, dolayısı ile Ahkamül Evkaf uluslararası bir anlaşmanın parçası olarak herhangi bir mevzuat ile değiştirilemez.

c) Davalının iddiaları:

Fasıl 337, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'ndan öncesine ait v-e gerek Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası gerekse KTFD ve KKTC Anayasalarına göre yürürlükte bulunan bir mevzuattır. Ahkamül Evkaf, Fasıl 337'nin getirdiği değişikliklere tabi olarak yürürlüktedir.

Ahkamül Evkaf'a Fasıl 337'den önce de değişiklik yapılmıştır.- 1928 yılında Cyprus Evcaf Mohammedan Religious Property Administration Order in Council ile bazı Ahkamül Evkaf prensipleri değiştirilmiştir. O Yasa ile, o tarihten önceki Vakıflar ve Ahkamül Evkaf tanınmış, ancak bu Yasa ile istibdal yetkisi, yani, bir v-akfı bir mülk ile değiştirme yetkisi verilmiştir. Daha sonra bu, Order in Council Fasıl 259'a (1949 yılında) dönüştürülmüştür. Fasıl 337, Ahkamül Evkaf'ı modernize etmek için Kıbrıs Türk toplumunun reform talebi çerçevesinde yapılmış bir yasadır. Kıbrıs -Türk İşleri Komisyonu tarafından Ahkamül Evkaf'ı daha çağdaş bir hale getirmek için çalışmalar yapılmış ve bunun neticesinde Fasıl 337 yürürlüğe konmuştur. 1960 Anayasası'nda tanınan, Ahkamül Evkaf'ın 1960 yılındaki halidir. Bu durumda, Kıbrıs Cumhuriyeti- Fasıl 337 Ahkamül Evkaf'a aykırı değildir. Kıbrıs Cumhuriyeti, KTFD ve KKTC tarafından tanınan Ahkamül Evkaf, 1960 yılında yürürlükte bulunan Fasıl 337 ile değiştirilmiş Ahkamül Evkaf'tır. Fasıl 337'nin 34.maddesi, Davacıların davası ile alakası olmadığı- cihetle, havaleye konu davada karar verilmesi için etken değildir.


d)Davaya amicus curiae olarak dahil edilen Başsavcılığın görüşü;

Ahkamül Evkaf, Ömer Hilmi Efendi tarafından derlenen kurallardır. Kanun gücündedir. Anayasa'nın 131. maddesinde veya ba-şka herhangi bir maddesinde Ahkamül Evkaf'ın, üst norm olduğuna veya yasalardan üstün olduğuna dair bir ibarenin yokluğunda mezkür kuralları herhangi bir yasa gücünü haizdir. Fasıl 337, 1955 yılında geçirilen bir kanundur. Ahkamül Evkaf kuralları, yürürlük-te olan başka kanunlardan daha üstün değildir. Fasıl 337 daha yeni bir kanun olduğu için, Ahkamül Evkaf'ta düzenlenen konuların Fasıl 337'de yer alması halinde, Fasıl 337'deki kuralların uygulanması gerekir.

Ahkamül Evkaf'ın Anayasal güçte olduğu ve bun-a aykırı yasa yapılamayacağı kabul edildiği ve ileri sürülen maddelerin Ahkamül Evkaf'a aykırı olduğu kabul edildiği takdirde, bu maddeler Anayasa'nın 131. maddesine aykırı bulunmalıdır. Her halükârda Fasıl 337'nin 34. maddesinin dava ile bir ilgisi olduğu- görülmemektedir. Aynı Yasa'nın 10. maddesi açısından duruma bakıldığında ise, havale yapılmadan önce Yargıtayın bu maddenin Ömer Hilmi Efendi'nin kaleme aldığı kurallara aykırı olduğuna karar verdikten sonra havale yapması gerekirdi. Böyle bir karar veril-meden etkenlik unsurunun var olduğu söylenemez.

e)Söz hakkı verilen Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin görüşü:

Ahkamül Evkaf Kuralları Fasıl 337 ile tadil edilmiştir. Keza Ahkamül Evkaf kuralları Fasıl 337 ile birlikte okunmalıdır. Ahkamül Evkaf kuralla-rı Fasıl 337'den üstün olmadığı gibi Anayasa seviyesinde de değildir.

Anayasa Mahkemesi'ne havale yapılabilmesi için ileri sürülen maddelerin Anayasa maddelerine aykırılığının ileri sürülmesi gerekir. Halbuki buradaki iddia Anayasa'ya aykırılık değil, Ah-kamül Evkaf'a aykırılıktır. Dolayısıyla, ortada Anayasa Mahkemesi'nin karar verebileceği bir konu yoktur.

Ahkamül Evkaf kurallarının yer aldığı kitap, Tyser tarafından tercüme edilmiş Ömer Hilmi Efendi'nin kitabının 1899 baskısı veya 1922 baskısı olan ve- kara kitap olarak da bilinen, "A Treatise on the Laws of Evqaf" kitabıdır.

VI.İNCELEME:

Huzurumuzdaki havale Yargıtay/Hukuk 171/2016 sayılı istinaftan yapılmış olup aşağıdaki iki başlık altında sunulmuştur:

Anayasa'nın 149. maddesi altında, Anayasa'nı-n 131. maddesinin, Ahkamül Evkaf kurallarının kapsam ve niteliği noktasında, Anayasa Mahkemesinden yorum yapması talep edilmektedir.
Anayasa'nın 131. maddesinin yorumu, öncelikle, Ahkamül Evkaf'ın statüsü, yani yürürlükte bulunan diğer kanunlardan daha ü-stün, başka bir deyişle, Anayasal düzeyde olup olmadığı; Anayasa tarafından tanınan Ahkamül Evkaf kurallarının sadece Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan ve 1899 yılında Tyser tarafından İngilizceye tercüme edilen kitapta yer alan kuralları mı ihti-va ettiği; yoksa 1960 yılından önce yapılan yasal değişiklikler ile, bilhassa 1955 yılında geçirilen Fasıl 337 ile, Ahkamül Evkaf kurallarının değiştirilmiş şekli mi olduğu; noktalarını da kapsamalıdır.

Anayasa'nın 131. maddesinin yorumuna ilaveten, Fasıl- 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine aykırı olup olmadığı sorulmuştur.

Bu hususta karar vermeden önce ilk olarak, 1. başlık altında Ahkamül Evkaf'ın statüsü ile ilgili yorum yapılmalıdır. Yapılacak- bu yorumdan sonra Fasıl 337'nin 10. ve 34. maddelerinin havaleye konu İstinaf maksatları için etken olup olmadığına karar verilmelidir. Ahkamül Evkaf kurallarının Anayasal statüde olduğuna ve Anayasa'nın 10. ve 34. maddelerinin de havalenin yapıldığı isti-nafın karara bağlanmasında etken olduğuna karar verildiği takdirde iddia edildiği şekilde bu iki maddenin Anayasanın 1. ve 131. maddelerine aykırı olup olmadığı incelenmelidir.

Ahkamül Evkaf kurallarına Anayasada ne şekilde yer verildiğine bakıldığı za-man KKTC Anayasası'nın 42. ve 131. maddelerinde Ahkamül Evkaf (Temel Evkaf Kuralları)'na atıfta bulunulduğu görülür. 42. madde, kamulaştırma ve el koyma konularında vakıf mallarla ilgili kuralların Ahkamül Evkaf'a uygun olarak yasa ile düzenlenmesi gerekti-ğine yer vermektedir. 131. maddede ise Vakıf Mallarını ilgilendiren veya herhangi bir şekilde bunları etkileyen konuların, münhasıran, a) Ahkamül Evkaf b) yürürlükteki mevzuat ve c) KKTC Anayasası yürürlüğe girdikten sonra Meclis tarafından yapılan yasalar-a bağlı olduğu belirtilmektedir.

Huzurumuzdaki havale 131. maddeye atıfta bulunduğu cihetle sadece 131. madde incelenecektir. 42. maddenin havale ile bağlantısı olmadığından bu maddenin incelenmesine gerek yoktur.

131. maddede açıkça Ahkamül Evkaf- kurallarının Anayasa tarafından tanındığını, kabul edildiğini ve Vakıf malları ile ilgili konularda Ahkamül Evkaf kuralları, mevcut yürürlükteki mevzuat ve 1985 yılından sonra KKTC Meclisi tarafından bu konularda yapılacak yeni yasaların da uygulanması -gerektiği görülmektedir.

KKTC Anayasasından önce yürürlükte bulunan KTFD Anayasası'na bakıldığı zaman, burada da 34 ve 96. maddelerde Ahkamül Evkaf kurallarına yer verildiği görülmektedir. KTFD Anayasası'nın 34. maddesi, KKTC Anayasası'nın 42. maddesinin- aynısı,

96. maddesinin (1).fıkrası ise KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin(1). fıkrasının aynısıdır. 96.maddesinin (2).fıkrası ise KKTC Anayasası'nın 131.maddesinin(2). fıkrasından daha geniştir.

KTFD Anayasası'nın 96. maddesinin (2).fıkrası aynen şöy-ledir:

"(2)Vakıf kuruluşlarına veya vakıflara veya camilere ve diğer herhangi bir islam dini kuruluşuna ait mallar da dahil olmak üzere, vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konular, münhasıran Temel Evkaf Kuraları -(Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Kıbrıs Türk Federe Meclisince konan ve yapılan yasa ve tüzüklere bağlıdır; bunlara göre ve bunlar gereğince yönetilen ve başka hiçbir yasama, yürütme organı veya herhangi bir i-şlem söz konusu Temel Evkaf kurallarını (Ahkamül Evkafı) ve Türk Cemaat Meclisi, Türk Yönetimi Meclisi ve Kıbrıs Türk Federe Meclisi Kanun, kural, yasa,nizamname ve tüzüklerini bozamaz veya onlara üstün gelemez veya müdahale edemez."

KTFD Anayasası-, Meclise yasa yapmaya ilaveten tüzük yapma yetkisini de açıkça vermiş ve devamla vakıf malları ile ilgili KTFD Meclisi dışında herhangi bir yasama, yürütme organı veya herhangi bir işlemin Ahkamül Evkaf ve Türk Cemaat Meclisi, Türk Yönetimi Meclisi ve Kıb-rıs Türk Federe Meclisinin Kanun, Kural, Yasa, Nizamname ve Tüzüklerine müdahale edemeyeceğine, onları bozamayacağına yer vermiştir.Bu madde KTFD Meclisinin kendisi dışında başka bir oluşumun Ahkamül Evkaf kurallarına ve bu konularda Kıbrıs Türk toplumu t-arafından yürürlüğe konan mevzuata müdahale edemeyeceğini öngörmektedir.

Yukarıdaki fıkrada bu ibarelere ne sebeple yer verildiğini anlamak için 1960 yılında yürürlüğe giren Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'na da bakılması gerekir.

Kıbrıs Cumhuriyeti Ana-yasası'nda da Ahkamül Evkaf kurallarına Madde 23(10) ve 110(2)'de yer verilmiştir. Madde 23(10) bu davayı ilgilendirmemektedir. Madde 110(2) ise şöyledir:

Madde 110
1. ...............
2.Vakıf müessesesi ve Ahkamül Evkaf, bu Anayasaca tanınır.
Vakıf mües-sese veya tesisini veya Vakıfları veya, camilere ve herhangi diğer bir İslam dinî müessesesine ait mallar da dahil olmak üzere; herhangi vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunlara tesir eden bütün konular, münhasıran Ahkamül Evkaf ve Türk- Cemaat Meclisince çıkarılan veya yapılan kanun ve nizamnamelere tabidir ve bunlara göre ve bunlar gereğince idare olunur ve hiçbir teşrii, icraî veya herhangi diğer bir muamele, bahis konusu Ahkamül Evkafı ve Türk Cemaat Meclisinin bahis konusu kanunların-ı ve nizamnamelerini ihlal edemez veya onlara üstün gelemez veya müdahale edemez.3.Kendisine 2'nci maddenin (3) üncü fıkrası hükümleri uygulanan bir dinî grubun Kilisesi, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten hemen önce yürürlükte olan Kıbrıs Sömürge-si kanunlarına uygun olarak sahip olduğu dinî konular ile ilgili herhangi bir hakkına, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte ve ondan sonra da sahip olmağa devam eder.--
(Section 110.
1..........
2. The institution of Vakf and the Principles and Laws of, and relating to, Vakfs are recognised by this Constitution. All matters relating to or in anyway affecting the institution or foundation of Vakf or the vakfs or any vakf -properties, including properties belonging to Mosques and any other Moslem religious institution, shall be governed solely by and under the Laws and Principles of Vakfs (ahkamul evkaf) and the laws and regulations enacted or made by the Turkish Communal Ch-amber, and no legislative, executive or other act whatsoever shall contravene or override or interfere with such Laws or Principles of Vakfs and with such laws and regulations of the Turkish Communal Chamber. 3. Any right with regard to religious matters p-ossessed in accordance with the law of the Colony of Cyprus in force immediately before the date of the comingin to operation of this Constitution by the Church of a religious group to which the provisions of paragraph 3 of Article 2 shall apply shall cont-inue to be so possessed by such Church on and after the date of the coming into operation of this Constitution.)

Madde 110(2)'-de açıkça, Anayasa'nın Ahkamül Evkaf'ı tanıdığına yer verilmekte ve Vakıf Malları ilgilendiren veya herhangi bir şekilde bunlara tesir eden konuların sadece Ahkamül Evkaf ve Türk Cemaat Meclisince çıkarılan veya yapılan kanun ve nizamnamelere tabi olacağı -ve başka hiç bir merciin tasarrufu ile bunlara müdahale edemeyeceği öngörülmektedir.

Madde 110(3)'de kilise mallarına ilişkin olarak (2).fıkra benzeri bir düzenleme öngörülmüştür. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası bu düzenlemelerle, iki toplum için önem arz e-den Evkaf ve Kiliseye ait gayri menkullere ilişkin konularda bir toplumun diğer toplumu etkilemesi ihtimalini ortadan kaldırmak istemiştir.

KTFD Anayasası, Geçici 2. maddesinde belirtildiği gibi, Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulması olasılığı düşünülere-k hazırlanan bir Anayasal metin olduğu için, Federal Kıbrıs Cumhuriyetinde, Vakıf malları ile ilgili olması muhtemel bir müdahaleyi engellemek amacıyla madde 96(2)'deki geniş tedbirli içeriği tercih etmiştir. KKTC Anayasası bağımsız bir devlet Anayasası o-lduğu ve dolayısıyla başka bir merciin müdahalelerine maruz kalma mümkün olmadığından madde 131(2) KTFD, Anayasası'nda yer alan muadili madde 96(2)'den daha dar tutulmuştur.

Gerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110 gerekse KTFD Anayasası'nın 96. v-e gerekse KKTC Anayasası'nın 131. maddelerine bakıldığı zaman, üç Anayasanın da Ahkamül Evkaf Kurallarını tanıdıkları, Vakıf Malları ile ilgili konularda sadece Ahkamül Evkaf kuralları ile Türk Cemaat Meclisi, KTFD Meclisi veya KKTC Meclisi tarafından yapı-lacak mevzuatın uygulanacağına yer verdikleri görülür. Yani Vakıf malları konusunda Ahkamül Evkaf Kurallarından farklı içerikli yasa hazırlanabileceği açıkça KKTC, KTFD ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasalarının metinlerinden anlaşılmaktadır.

Gerek Kıbrıs Cumh-uriyeti Anayasası'nın 110. maddesinde gerek KTFD Anayasası'nın 96. maddesinde ve gerekse KKTC Anayasa'sının 131. maddesinde hiçbir şekilde Ahkamül Evkaf kurallarına Anayasal güç verilmiş ve/veya Ahkamül Evkaf, Anayasa seviyesine getirilmiş değildir. Sıra i-le incelenen Anayasaların belirtilen maddelerinde sadece Ahkamül Evkaf kuralları tanınmış ve uygulanırlığı kabul edilmiştir. Ahkamül Evkaf kuralları (Temel Evkaf kuralları) sadece vakıf konularında uygulanacak kurallar bütününün bir parçası olarak kabul gö-rmektedir. Dolayısıyla, 131. madde ile Ahkamül Evkaf kurallarına bir Anayasal üstünlük bahşedilmiş değildir.

Ahkamül Evkaf kurallarının uluslararası bir anlaşma olduğu veya uluslararası bir anlaşma olan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın bir parçası olduğu- iddia edilmiştir. Ahkamül Evkaf, kuralları kendi başına uluslararası anlaşma niteliğinde değildir. Belirli bir dönemde uygulanan kuralların toplandığı temel bir kaynaktır. Ahkamül Evkaf kuralları Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının da bir parçası değildir. - Ahkamül Evkaf sadece Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası tarafından tanınan bir kurallar bütünüdür. Ayni şekilde Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası o tarihte yürürlükte bulunan tüm mevzuatı da tanımış ve yürürlükte olduğunu kabul etmiştir. Tanınma ve kabul edilme bi-r mevzuatı Anayasanın bir parçası haline getirmemektedir. Dolayısıyla Ahkamül Evkaf uluslararası bir anlaşma olmadığı gibi, uluslararası bir anlaşmanın parçası da değildir, sadece KKTC Anayasası tarafından tanınan ve kuralları yürürlükte olan sair yasalar- gibi uygulanması gereken hukuk kuralları bütününden ibarettir, bu bakımdan sair mevzuattan herhangi bir üstünlüğü yoktur.

Ahkamül Evkaf'ın Anayasal seviyede olmadığına karar verdikten sonra, 1985 KKTC Anayasasında kabul edilen Ahkamül Evkaf kurallarının- hangi kuralları ihtiva ettiğine karar verilmesi gerekir.

Emare 1 ve 2 olarak sunulan KKTC Kurucu Meclis Anayasa Komitesinin toplantı tutanakları, Emare 4 olarak sunulan KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesi toplantı tutanağı ve Emare 3 olarak sunulan K-TFD Kurucu Meclisin 19. Birleşim zabıtlarından ayrıca, Vakıflar ve Din İşleri Dairesine bağlı Evkaf Dairesinin görüşlerini sunan Avukatın da beyanından görüldüğü gibi 1878 yılından önce Kıbrıs adasında hüküm süren Ahkamül Evkaf kuralları C.R.Tyser ve D.G D-emetriades tarafından tercüme edilerek, 1899'da basılan ve kara kitap diye bilinen "A Treatise on the Laws of Evqaf" by Ömer Hilmi Efendi'de yer almaktadır.

Ahkamül Evkaf kuralları yasa şeklinde değildir. Kısmen kural, kısmen de içtihat veya yorum içer-mektedir. Evkaf ve Vakıflar veya Vakıf malları ile ilgili gerek İngiliz yönetimi, gerekse İngiliz hükümranlığı dönemlerinde muhtelif mevzuatlar yürürlüğe konmuştur. Vakıflar ile ilgili Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulmasından sonra da, bugüne kadar, muhtelif ya-sal düzenlemeler yapılmıştır.

Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'ne havale esnasında yönelttiği birinci soru içerisinde, Anayasa tarafından tanınan Ahkamül Evkaf kurallarının 1960 yılından önce Vakıflar konusunda yapılan değişiklikleri özellikle, Fasıl 337'n-in getirdiği değişiklikleri kapsayıp kapsamadığı da yer almaktadır. Yani Yargıtay Anayasa'nın 149. maddesi altında, Anayasa Mahkemesinin Anayasayı münhasıran yorumlama yetkisine istinaden 131. madde altında uygulanması gereken Ahkamül Evkaf kurallarının n-eyi ihtiva ettiğini sormaktadır.

Anayasa'nın bir maddesinin yorumlanması, Anayasa'nın 149. maddesine uygun olarak yapılmalıdır. 149. madde, Anayasa Mahkemesinin Anayasa'nın herhangi bir maddesini yorumlarken Anayasa ile ilgili komite raporları ile Me-clis tutanaklarından faydalanması gerektiğini belirtir. Buna ek olarak, Anayasa'nın yorum teorilerine bakılmalıdır. (Bak. Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, Cilt I Bölüm 5, 1. Baskı, s.224)

Emare 3 olarak ibraz edilen Kıbrıs Türk Federe Dev-leti Kurucu Meclis Komitesinin 14.4.1975 tarihli toplantı tutanağında Anayasa Komitesi adına söz alan Nejat Konuk, sayfa 39'da Vakıflar ve Din İşleri Dairesi ile ilgili Kurallar bölümüne ilave edilecek fıkra ile ilgili şu sözleri söylemiştir:

"Bu maddeyi- düzenlerken gerekçesini kısaca açıklamakta yarar vardır. 1960 Anayasası o zaman Türk ve Rum toplumlarının ortaklaşa yönetiminde bulunduğu için Devlet idaresini ele geçirmiş olan çoğunluğun şu veya bu tasarruflarla Evkaf mallarına karşı girişeceği herhangi- bir müdahaleyi önlemek için Ahkâmül Evkaf'ı ve Vakıfları bir Anayasa müessesesi olarak tanıdığını ve Ahkâmül Evkaf ve buna uygun olarak ancak cemaat meclisinin yasa veya nizamname yapabileceğini bir Anayasa hükmü halinde düzenlemişti. Şimdi akla başlangı-çta şu gelmişti. Nasıl olsa Federe Meclisiz, Federe bir Devletiz, Federe Devlette başka yasama organı yoktur, bunlar nasıl olsa Ahkâmül Evkafa göre, Federe Meclis yasa çıkaracağına göre bir tehlike varit olmayabilir. Ancak Anayasanın bir maddesinde biz, Fe-deral Devlet kuruluncaya kadar Federe Devleti kurduk ve kurallarını düzenliyoruz dediğimiz için ve Federal Devlete açık bir kapı bıraktığımız için ve esas gaye de budur zaten, ileride Federal Devlet kurulduğunda bu maddeyi bu şekilde düzenlemezsek 1960'da- koyduğumuz hükmü masa başında kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirdik. Bunun için bir anayasal müessese olarak bunu muhafazada yarar gördük. Federal Devletin çatısı kurulurken, bunu bir anayasal müessese olarak muhafaza ettiğimizi söylemekle, -sanırım ki masa başında Türk toplumunu veya Federe Devleti temsil edecek şahsa kuvvetli bir dayanak noktası sağlamış olacağız."

Nejat Konuk sayfa 41'de ise şöyle demiştir:

"Bu şimdi okuduğum yeni maddenin (2)'nci fıkrasının kaynağı, 1960 Anayasa'sı-nın 110'uncu maddesinin (2)'nci fıkrasıdır. Orda sayıyor bizim saydığımız gibi ve diyor ki: 'Vakıf müesseseleri -kısaca- münhasıran Ahkâmül Evkaf ve Türk Cemaat Meclisince çıkarılan veya yapılan kanun ve nizamnamelere tabidir.' Bunun anlamı şudur arkadaşl-ar; 'Münhasıran Ahkâmül Evkaf' dendiğine göre Ahkâmül Evkaf, yani Temel Evkaf kuralları esas alınmak suretiyle Cemaat Meclisi yasa ve kanun koyabilir. Bundan maksat, Cemaat Meclisi dışında Temsilciler Meclisi herhangi bir yasa veya nizamname çıkarmaması me-selesiydi ve konuyu tamamen cemaatın kendi iç bünyesini ilgilendiren bir mesele, sorun olarak almaktaydı. Şimdi Cemaat Meclisi yok. Cemaat Meclisinden sonra Yasama Meclisleri bu konuda da yasa ve nizamname yapmışlardır. Yeni durumumuzda federe meclisi va-r. Federe Meclis yine münhasıran Ahkâmül Evkaf ve Federe Meclisce çıkarılan yasa ve nizamnamelere tabidir ve başka herhangi bir Yasama ve Yürütme Organı veya herhangi bir işlem bunları bozamaz şeklinde kaleme alınmıştır. Şimdi onu okursam, karışıktır, bira-z hukuki bakımdan ama esas mana odur. Bir daha okuyayım. Zannederim ki tereddütleriniz ortadan kalkacaktır."

Yine Emare 4, KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesinin 12 Ocak 1984 tarihli toplantı tutanağının 25'inci sayfasında şu konuşmalar yer almaktadır-:

"ZAİM NECATİGİL- Yani benim düşündüğüm Ahkâmül Evkaf değiştirilemez diye bir madde koyduğunuzda Anayasa'ya, yani kendi kendinizi Meclis olarak bağlıyorsunuz.
İSMET KOTAK - Bu o mudur?
ZAİM NECATİGİL - Amaç odur.
İSMET KOTAK - Böyle değil bu.
OSMAN ÖREK- - Bence var mı öyle birşey? Bence yoktur zannederim Sayın Başsavcı. Veya bir endişenin olmaması lazım.
İSMET KOTAK - Yani merkezi hükümet kurulur da böyle bir yasa geçirilirse anamızı bellemesinler. Özür dilerim tabirini. Yani bu o zamanki havada yazılmış- bir maddedir. Yani bu bizim Meclisimiz geliştiremez diye bir madde değil. Ben yanlış anlamıyorsam.
ALPAY DURDURAN - Geliştirebilir ama kanun, kural, yasa, nizamname ve tüzüklerini bozamaz veya müdahale edemez.
İSMET KOTAK - Ordan okumayınız. Ama kim? Yuk-arıdan okuyunuz. Öyle değil. Bu hiçbir şey yapamayacak olan.
ALPAY DURDURAN- Evet.
İSMET KOTAK - Bunlar yapabilir, onlar yapamaz. Biz yapabiliriz. Bizim dışımızdaki yapamaz diyor.
ZAİM NECATİGİL- Ahkâmül Evkaf bu Anayasaca tanınır diyor 96'ncı maddede.
İS-MET KOTAK- Tamam. Başka hiçbir yasama yürütme organı veya herhangi bir işlem. Yani Merkezi hükümet, merkezi Cumhuriyet o değil. Ama anlaşılmıyorsa düzenleyebiliriz Sayın Başsavcı.
KENAN ATAKOL - Anayasada Kıbrıs Türk Federe Meclisince yapılan yasa ve tüzü-klere bağlıdır.
İSMET KOTAK -Evet efendim, biz yapabiliriz. Yani yarın Federal Cumhuriyet kurulsa da buna müdahale edemen diyor. yani benim anladığım bu. O zaman da buydu yani fikrim. Fikir buydu. Ama ... değil mi Sayın Durduran? Biz öyle biliyoruz olayı.-"

Bu alıntılardan Ahkâmül Evkaf kurallarının değişebilir olduğu ancak bu değişimlerin adadaki Türk ve Müslüman toplumu tarafından yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Emare 1, KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesinin 23 Mart 1984 tarihli toplantı tut-anağı sayfa 40'da ise şu sözler yer almaktadır:
"YÜKSEL RATİP - Vakfın esas gayesi, bir malın aileden çıkmaması. İki amaçlıdır, doğrudan doğruya vakfa yani hibe şekli ile onu aidatı camilere ve din kuruluşlarına verilsin diye Vakıflar var ve bir de ma-lın ailede kalması için yapılan Vakıflar var. Şimdi bunlarda genel uygulamada bazı durumlar oluyor. Bu belirli vakıf kuralları varislerin sayısal olarak o kadar çoğalıyor ki mesela bir dükkan vakıf ettik, bu vakıf zaman aşımında bu vakıf mal bir hissedar s-ahibi o kadar çoğalmıştır ki bunları bir araya gelip de bir inkişaf dediğimiz durumlar var orta yerde. Ve bir görüş olarak acaba bunlara ne formül bulabiliriz bu gibi durumlarda bunlar düzenleyebilir miyiz diye bir görüş var orta yerde. Şimdi Vakıflar Kanu-nunca ben bilmiyorum hukukçu arkadaşlarımız daha iyi bilir bunları hiçbir zaman satamazlar, devredemez yalnız inkişafı nasıl gerçekleştirilecek?
OSMAN ÖREK - İstiptal ettirebilirsiniz."

Burada konu edilen istibdal yetkisi vakfa ait bir malın de-ğiştirilmesi anlamında kullanılmıştır.

Vakıflar ile ilgili istibdal yetkisi Ahkamül Evkaf kurallarında aşağıda sıralanan koşullarda var olan bir yetki olarak belirtilmişti.

Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan ve sonra İngilizceye terc-üme edilen Ahkamül Evkaf kurallarının yer aldığı A Treatise on the Laws of Evqaf adlı eserin 416. paragrafında yer alan kural aynen şöyledir:

"416. The exchange of a vaqf property is not allowed if the dedicator has not inserted a term authorising it-s exchange.
But if that property does not produce any income for the
vaqf, or its income does not cover its expenses, and so it
is shown that a change will benefit the vaqf, then, even, if
the dedicator has expressly forbidden a change,- the change
is allowed with the approval of the Judge and the leave of
the Sultan."

Bu konuda Kıbrıs Vakıflar İda-resi tarafından hazırlanan Ahkâmü'l Evkâf adlı kitabın 456. sayfasında Mesele 419 başlığı altında şu izahat verilmektedir:

"Bir Vakfın Başka Bir Vakıf Mülk ile İstibdali 236 Hakkında Hükümler
Mesele 419 : Vakıf Mülkün İstibdal Şartı
Bir vakıf mülkün baş-ka bir vakıf mülk ile istibdali hakkında vakfeden kişi tarafından vakfiyesinde (vakıf senedi, sözleşmesi- vakıfname) bir şart ortaya konulmamış ise, bu durumda sözkonusu mülkün başka bir vakıf mülk ile istibdali hukuken geçerli değildir.
Ancak o mülk vakı-f için bir gelir getirmez ya da getirdiği gelir ile sözkonusu mülkün ihtiyaçlarını karşılayamaz bir duruma gelip de, bir başka vakıf mülk ile istibdali vakıf için uygun görülür ise, böyle bir durumda vakfeden kişi bir başka vakıf mülk ile istibdalini vakfi-yesinde (vakıf senedi, sözleşmesi - vakıfnamesi) açıkça yasaklamış olsa bile, yargıcın onayı ve sultanın izni ile mütevellinin sözkonusu mülkü bir başka vakıf mülk ile istibdali hukuken geçerlidir. 237

236 Bir vakfı mülk ile mübadele etmek demektir. Bu m-ülk gayrımenkül ve nakit para olabilir. İstibdal yapılabilmek için vakfeden kişinin şartına bakılır. Varsa şart üzerine istibdal olunur, yoksa olunmaz.
Ancak vakıf mülk gelir getirmez veya getirdiği gelir masrafı karşılamaz gelir ve istibdalde vakıf içi-n menfaat tahakkuk eder ise, vakfeden kişi istibdali yasaklamış olsa bile yargıcın onayı ve yetkililerin izni ile mütevelli istibdali gerçekleştirir.
İstibdalde mutlak surette yargıcın onayı ve yetkililerin izni şarttır. Buna göre mütevelli kendiliğinden- vakfın mülkünü istibdal edemez.

237 Sultanın fermanı olmaksızın bir vakıf mülkün başka bir vakıf mülk ile istibdali hakkında 951 tarihinde eski şeyhülislam Ebu's-Suud Efendi'nin arzı üzerine bir sultan fermanı çıkarılmıştır.
Buna göre; sultana arz etmeks-izin bir vakıf mülkün başka bir vakıf mülk ile istibdalinin yargıçlar tarafından yapılması yasaklanmıştır."

Ahkamül Evkaf kurallarına göre İstibdal yetkisi ilk etapta, başka bir vakıf malı ile mübadele şeklinde kısıtlı bir hak olarak yer almakta ve- daha sonra yargıç kararı ile yapılması ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.

Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55.maddesinde vakıf malının, maddede belirtilen koşulların oluşması halinde satılmasına veya istibdaline olanak tanınmıştır. Yani isti-bdal yetkisi Fasıl 337'de vardır.

Fasıl 337 madde 55 aynen şöyledir:
"Tröst İhlali veya Emniyeti Suistimal Halinde Uygulanacak Usul55.(1)Bir vakfın sevk veya yönetiminde meydana geldiği iddia edilen herhangi bir tröst ihlali veya emniyeti suistimal -halinde, veya bir vakfın sevk veya yönetimi için Mahkemenin talimatının gerekli addolunduğu durumlarda, Başsavcı, Yönetim Kurulu veya Yönetim Kurulunun herhangi bir üyesi, veya, Başsavcının muvafakati ile ilgili malda bir menfaat sahibi olan herhangi bir -kişi, aşağıdaki hususlarda bir emir için Mahkemeye istida yapabilir:(a)Mütevellinin görevinden alınması;(b)Yeni bir Mütevelli atanması;(c)Her hangi bir malın mütevellinin yedine verilmesi;(d)Hesap verilmesi ve soruşturmalar yapılmas-ı için talimat verilmesi;(e)Vakfın belirli bir amacına, malın veya maldan sağlanan menfaatin ne kadarının tahsis edileceği hususunda bir tespit kararı verilmesi;(f)Vakıf malının tümünün veya herhangi bir kısmının satılmasına veya istibdaline y-etki verilmesi;(g)Bir vakfiyenin tescili veya Arap alfabesi harfleriyle yazılı vakfiyenin Latin harfleri ile yazılması veya suretinin çıkarılması için talimat verilmesi;(h)Bir projeyi halletme; veya (i)Bir meselenin mahiyetinin gerektire--bileceği ek veya başka çareler bahşedilmesi.(2)Başsavcı, Yönetim Kurulunun tasarlamakta olduğu herhangi bir fiilin spekülatif mahiyette olduğu veya genel olarak İslam'a ait dinsel malları veya özellikle belirli bir vakıf için zararlı olabileceği yolun-da kendisine şikâyet veya bildirimde bulunulması üzerine, Yönetim Kurulunun tasarlamakta olduğu fiili yapmaktan men edilmesi için Mahkemeye başvurabilir ve Mahkeme de gerekli veya uygun göreceği bir emir verebilir."
İstibdal konusunda Ahkâmül Evkaf -kurallarının 416. meselesi ile Fasıl 337'nin 55. maddesine bakıldığında, KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesi'nin Ahkâmül Evkaf kurallarının 1899'daki hali ile değil de 1960 yılındaki şekli ile tanıdığını, yani vakıf malları için istibdal hakkının var old-uğunun kabul edildiği görülür.

Emare 1 Tutanağın 43'üncü sayfasında şu sözler yer almaktadır:
"MEHMET ÖNER EKİNCİ - Hayır Ahkâmül Evkaf yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Meclisce konan veya yapılan yasa ve tüzüklere bağlıdır. A-hkâmül ve Evkaf neye bağlıdır? Yürürlükteki mevzuata ve bu Anayasa geçtikten sonra Meclisce konan yasa ve tüzüklere bağlıdır."

Meclisin Anayasa Komitesinde açıkça Ahkâmül Evkaf kurallarının değiştirilebileceği kabul edilmektedir.

Kıbrıs Cumhuriyeti A-nayasası Ahkamül Evkaf kurallarını 110. madde altında tanıdıktan sonra 188. maddenin (1). fıkrası ile de Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan tüm mevzuatın, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası dahil, yürürlükte olduğunu kabul etmiştir.

188(-1) Bu Anayasanın hükümleri ve bu maddenin aşağıdaki hükümleri mahfuz kalmak şartı ile, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan bütün kanunlar, bu Anayasa gereğince yapılan, hale göre, herhangi bir kanunla veya cemaat kanunu ile, gerek de-ğiştirme, gerek ilave veya gerekse kaldırma sureti ile, tadil edilinceye kadar; bahis konusu tarihte ve bundan sonra yürürlükte kalırlar ve bahis konusu tarihten itibaren bu Anayasaya uymaları için yapılması gerekli tahvillerin yapılması suretiyle yorumlan-ır ve uygulanır.

Yine Anayasa'nın Appendix U ekinde, Fasıl 337'nin 2. maddesi ile kurulmuş olan High Council of Evqaf (Evkaf Yüksek Konseyi)'ın adı geçmektedir. Türk Cemaat Meclisi tarafından yapılan 12/1960 sayılı Yasa ile Fasıl 337'nin 44 ve 45. maddel-eri ile Evkaf Yüksek Konseyi oluşumu kaldırılmıştır. Ancak 12/1960 sayılı Yasa ile sadece Fasıl 337'nin, 12/1960 sayılı Yasa ile uyumlu olmayan maddeleri yürürlükten kaldırılmış, Fasıl 337 yürürlükte kalmaya devam etmiştir.

31/1970 sayılı Vakıflar ve Din- İşleri Dairesi Teşkilât Kuralı'nın 2(2) maddesinde, bu kuraldaki tabirlerin, "metin başka türlü gerektirmedikçe, Ahkâmül Evkaf, Evkaf ve Vakıflar Kanunu (Fasıl 337)........ tabirlere verilen anlamı haizdir" denmiştir.

31/1970 sayılı Yasa ile ayrıca -Yasa'ya aykırı olmayan Fasıl 337 ve 12/1960 sayılı Yasa kuralları korunmuştur. 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası ile 31/1970 sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmış, Fasıl 337 ile 12/1960 sayılı Ya-sa'nın kuralları 31/1970 sayılı Yasa'ya aykırı olmadığı oranda yürürlükte kalmıştır.

Bu nedenle, 1975'de Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasa Komitesi 1984'de KKTC Anayasa Komitesi görevleri sırasında Fasıl 337'nin, 12/1960, 31/1970 ve 73/1991 sayılı Yasal-ar tarafından tadil edilmediği oranda yürürlükte olduğu, 1898 yılında Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan ve daha sonra İngilizceye tercüme edilen Ahkâmül Evkaf kurallarının 1960 yılından sonra sadece Kıbrıs Türk toplumu tarafından değiştirilebilece-ği, bu kuralların 1899'da yazıldıkları şekli ile değil, Fasıl 337 dahil muhtelif mevzuat ile 1960 yılına kadar değiştirilmiş bulunduklarını bildikleri ve KKTC Anayasa'sının 131. maddesinde tanınan "Ahkamül Evkaf kurallarının" değiştirilmiş Ahkamül Evkaf ku-ralları olduğu yukarıda ifade edilenlerden anlaşılmaktadır.
Meclisin Anayasa Komitesi raporlarına ve Meclis tutanaklarına bakarak Anayasa maddesinin yorumlanması gerektiği kuralına ilaveten yorum kaideleri de göz önünde tutularak Anayasa'nın 131. maddesi-nin yorumunun nasıl yapılması gerektiği göz önüne alındığında, ilk önce lafzi yorum yöntemine göre, "anayasa koyucunun ne dediğini anlamak için ilk önce ne dediğine, yani metnine bakmak gerekir." kuralının uygulanması gerektiği, tarihi yorum yöntemine göre- ise, "Anayasa koyucunun anayasa hükmünü koyarken izlediği amaç, anayasa koyucunun niyet"inin araştırılması gerektiği görülür. Tarihi yorum yöntemi için sadece Anayasa'nın sözleri yeterli değildir, "anayasa metni yorumlanırken, anayasa koyucunun güttüğü am-aç dikkate alınmalıdır" denmektedir. Bu kurallar ile birlikte KKTC Anayasası'nın 149. maddesi altında, Anayasa'nın 131. maddesini yorumlarken, Anayasa koyucunun, Anayasa'yı hazırlarken mevcut muhtemel iradesini araştırmak gerekir.

1985 yılında referand-um sonucu onaylanan KKTC Anayasası hazırlanırken Anayasa Koyucunun niyeti, yukarıda ifade edildiği şekilde, Ahkâmül Evkaf kurallarının, 1898 yılında kara kitaptaki hali ile değil, 1960 yılı itibarı ile sadece Kıbrıs Türk toplumu tarafından değiştirilebilec-eği noktasına gelene kadarki durumu ile tanıdığının kabul edilmesi gerekir. Bu tarihten sonra Ahkamül Evkaf kuralları sadece Kıbrıs Türk toplumunun iradesi ile değiştirilebilir olmuştur. 1960 yılından önce yapılan değişiklikler ile ilgili ne Kıbrıs Cumhuri-yeti, ne KTFD ne de KKTC Anayasası'nda herhangi bir ifadeye yer verilmemiş keza, bu konu Meclisin Anayasa komitesinde de açıkça konuşulmamıştır.

Ahkâmül Evkaf kuralları Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda o tarihteki mevcut hali ile kabul görmüş ve tanınm-ıştır. KTFD Anayasası ve KKTC Anayasası tarafından da ayni şekilde kabul görmüş ve tanınmıştır. Bir Anayasa metninde tanınan bir mevzuatın o tarihte yürürlükte olan şekli ile tanındığının kabul edilmesi gerekmektedir.

1960 yılında yürürlüğe giren Kıbrıs- Cumhuriyeti Anayasası'nda tanınan Ahkamül Evkaf kurallarının o tarihte neyi ihtiva ettiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile tanınan, Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan Ahkamül Evkaf kuralları (Temel Evkaf Kuralları) u-ygulama alanının, 1878 yılından 1960 yılına kadar İngiliz Yönetimi, daha sonra İngiliz hükümranlığının Kıbrıs adasında hüküm sürdüğü dönemlerde geçirilen muhtelif mevzuat ile etkilenmiş şekli olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir şekilde izah etmek gerek-irse, huzurumuzdaki davada Fasıl 337'nin 10. ve 34. maddelerinde yer alan kurallar bu konulardaki Ahkamül Evkaf kurallarından farklıdır. Gerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Türk Cemaat Meclisine, gerekse KTFD ve KKTC Anayasaları Meclislerine, Vakıflar-la ilgili yasa yapma yetkisi vermiştir. Dolayısıyla, Ahkamül Evkaf kurallarının değişebilir kurallar olduğu zaten kabul edilmektedir. 1960 yılında Ahkamül Evkaf kurallarının sağlanan koruma sadece İslam dininden olmayan bir toplumun Vakıflar ile ilgili ku-rallara muhtemel müdahalesini engelleme yönünde olmuştur. 1960 yılından önce yapılan değişikliklerle ilgili herhangi bir kural veya koruma maddesi yoktur. Bu durumda Fasıl 337'de yer alan konulara ilişkin olarak Ahkamül Evkaf kurallarının 1960 yılından ön-ce etkisiz konuma getirildiği kabul edilmelidir. Yukarıda ifade edildiği gibi 12/1960, 31/1970, 73/1991 sayılı yasalar ile tadil edilen veya o yasalara ters olmadığı oranda yürürlükte olan Fasıl 337'nin Vakıflar ile ilgili mevzuatı içeren yasa olduğu kabul- edilmelidir. Ahkâmül Evkaf kuralları 1899'dan 1985'e kadar uğradığı değişiklikler ile KKTC Anayasa'sının 131. maddesinde tanınmış ve kabul edilmiştir. Kurallar bütünü olarak kabul edilen ve yasa gücünde olduğu kabul edilen Ahkâmül Evkaf kuralları, yani V-akıflar ile ilgili temel kurallar, Meclis tarafından yapılacak yasa ile değişebilir kabiliyettedir.

Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'ne sorduğu soru ile ilgili olarak, tüm söylenenler neticesinde KKTC Anayasa'sının 149. maddesi altında 131. maddeyi y-orumlarken, 131. maddede yer alan Ahkamül Evkaf kurallarının 1960 öncesi yapılan Fasıl 337 dahil, değişiklikleri kapsadığını kabul ederim.

Bu nedenle 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası tarafından tanınan Ahkamül Evkaf kurallarının, 1960 yılına kad-ar başka mevzuat tarafından düzenlenmemiş olan konular ile ilgili yürürlükte olduğu ve o şekli ile tanındığı kabul edilmelidir.

KTFD Anayasası'nın Geçici 1(1) maddesi altında, 16.8.1960 tarihli Anayasa'nın kabul ettiği mevzuatın KTFD Anayasa kurallarına -aykırı olmadıkça yürürlükte kalacağı kuralına yer verilmiştir. KKTC Anayasası'nın Geçici 4(1) maddesine göre de Anayasa kurallarına aykırı olmayan yürürlükteki mevzuat yürürlükte kalmaktadır.

Bir mevzuatın Anayasaya aykırı olduğuna münhasıran Anayasa Mah-kemesi karar vermektedir. Anayasa Mahkemesi herhangi bir mevzuatın Anayasaya aykırı olduğuna karar vermedikçe o mevzuat yürürlükte kalmaya devam etmektedir.

Bugüne kadar Fasıl 337'nin herhangi bir maddesinin KTFD veya KKTC Anayasa'larına aykırı bulan -bir Anayasa Mahkemesi kararı yoktur.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Ahkamül Evkaf kurallarını ve Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar yürürlükte bulunan Fasıl 337 dahil tüm mevzuatın yürürlükte kaldığını kabul etmiştir. Bu durumda, 1960 yılında Kıb-rıs Cumhuriyeti Anayasasında kabul gören Ahkamül Evkaf kurallarının o tarihe kadar spesifik olarak başka bir mevzuatta işlenmeyen kurallar olarak tanınmaya devam edildiğinin kabul edilmesi gerekir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası 1960'da geçerli ve halen kul-lanılan Ahkamül Evkaf kurallarını kabul etmiştir. Bu durumda hali hazırda Ahkamül Evkaf kuralları diğer bir ifadeyle Temel Evkaf Kuralları denildiğinde 1899'da kaleme alınan metnin, 1960 yılına kadar yapılan mevzuat neticesinde yürürlülük alanı daraltılm-ış şekli ile yürürlükte olduğu kabul edilmelidir.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa'sının tanıdığı Ahkamül Evkaf Kuralları, 1960 yılına kadar geçirilen mevzuat ile herhangi bir mevzuata dahil edilmeyen kurallar bütünü olarak kabul edilmelidir.

Netice itibarı -ile 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın kabul ettiği, daha sonra KTFD Anayasası ve en son KKTC Anayasası ile de kabul edilen mevzuat içerisinde olan Anayasa'nın 131. maddesinde yer alan Ahkamül Evkaf kurallarının 1960 yılına kadar yürürlüğe giren mevzua-ta dahil edilen konular dışındaki kurallar bütünü olduğunu, kısaca belirtilmesi gerekirse 1960 yılından önce yürürlüğe giren Fasıl 337 dahil, herhangi bir mevzuatta düzenlenen konular dışında kalan Ahkamül Evkaf kurallarının KKTC Anayasası tarafından kabul- edildiğini ve mevzuat statüsünde tanındığını kabul ederim ve Anayasa'nın 131. maddesini, 149. madde altında bu doğrultuda yorumlarım.

Yukarıda ifade edildiği gibi Ahkamül Evkaf sadece mevzuat statüsünde olduğu için Fasıl 337'nin herhangi bir maddesinin- Ahkamül Evkafa aykırı olması Anayasa Mahkemesince dikkate alınacak bir husus olamaz. Anayasa'nın 148. maddesi altında, Anayasa Mahkemesi, yürürlükte bulunan mevzuatın Anayasada yer alan herhangi bir kurala aykırı olup olmadığına karar verebilir.
Dav-acılar Fasıl 337'nin 10 ve 34. maddelerinin, Ahkamül Evkaf kurallarının Anayasa seviyesinde olduğu iddiasından hareketle, Anayasanın 1. ve 131. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmektedirler. Yukarıda ifade edildiği şekilde, Ahkamül Evkaf'ın kurallarının- Anayasa seviyesinde olmadığı ve sadece bir mevzuat konumunda olduğu kararım ışığında, Davacıların bu iddialarına itibar etmek mümkün değildir. 34. maddenin bu havale maksatları için etken olmadığı da ileri sürülmüştür, ancak yukarıda söylenenler ışığında- Fasıl 337'nin 10. ve 34. maddelerinin etkenliği ile ilgili de bu havalede artık inceleme yapılmasına gerek kalmamıştır. Fasıl 337'nin herhangi bir maddesinin Ahkamül Evkaf kurallarına aykırı olmadığı iddiası ile Anayasa'nın 131(1) ve 131(2) maddesine aykı-rı olması mümkün değildir.
VII.SONUÇ:
Orjinal Ahkamül Evkaf kurallarının Ömer Hilmi Efendi'nin 1899 baskısı veya 1922 baskısı olan ve kara kitap olarak da bilinen, "A Treatise on the Laws of Evqaf"da yer alan kurallar bütünü olduğuna;
bu kitapta yer a-lan kuralların Anayasa seviyesinde olmayıp sadece mevzuat konumunda olduğuna;
KKTC Anayasası tarafından tanınan Ahkamül Evkaf yani Temel Evkaf Kuralları'nın, 1960 yılından önce yapılan değişiklikleri de kapsadığına;
Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın- 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesine aykırılığı ileri sürülemeyeceğinden, bu maddelerin Anayasa'nın 131. maddesine aykırı olmadığına, 1. madde ile ilgili olarak karar verilmesine gerek kalmadığına;
karar veririm.
Mehmet Türker:
Bu mese-lede Yargıtayın yorumlanması ve Anayasaya aykırılıkla ilgili karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine havale ettiği konu, olay, mesele ile ilgili yasa maddeleri, Anayasa maddeleri ve tarafların iddia ve argümanları Sayın Başkanın kararında görülmektedir. B-u nedenle, bu hususları tekrarlamayı gereksiz bulduğumdan, Anayasa Mahkemesine sunulan hususları doğrudan inceleyip bir sonuca varmayı uygun gördüm.

1) Anayasanın 131. maddesinde yer alan Temel Evkaf Kuralları
(Ahkamül Evkaf)'nın Kapsam ve Niteliğinin -ne olduğu konusu:

Osmanlı Hukukunun tarihi süreci içerisinde çeşitli hukuki uygulama kuralları ile geliştirilen Vakıflar Hukuku, Evkaf Hükümleri içeriğiyle Ahkamül Evkaf olarak uygulanmaya devam etmiştir.

Kıbrıs'ın 1571 yılında fethi ile Kıbrıs-'ta kurulan Vakıflar da Ahkamül Evkaf Kurallarına göre kurulup yönetilmiştir.

Osmanlı Hukuk Sistemi içerisinde dini kuruluşlar olarak yer alan Vakıfların tabi olduğu mevzuat yani Ahkamül Evkaf Kuralları Kıbrıs'ın Osmanlı yönetiminde olduğu dönemde K-ıbrıs'taki vakıflarla ilgili olarak da uygulanmakta, başka bir deyişle Kıbrıs'taki Vakıflar Temel Evkaf Kurallarına yani, Ahkamül Evkaf Kurallarına göre idare edilmekte ve vakıflar ve vakıf malları ile ilgili meselelere bu kurallar uygulanmakta idi. 1571'd-e Kıbrıs'ın fethi ile Kıbrıs'ta kurulan Vakıflar İstanbul'a bağlı olarak Ahkamül Evkaf Kuralları ile yönetilmiştir. 1878 yılında İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan Savunma Anlaşması ve ek anlaşmalarla İngiltere'nin Adaya yerleşmesinden- sonra da Vakıfların Ahkamül Evkaf Kuralları ile yönetilmesine devam edilmiştir. İngiliz yönetiminin devam ettiği 1878 ile 1960 yılları arasındaki dönemde Vakıflar ve Vakıf Malları ile ilgili olarak Ahkamül Evkaf Kurallarının uygulanmasına devam edilerek V-akıflar bu kurallara göre yönetilmiştir. Ancak bu dönemde Vakıflar ve Vakıf Malları ile ilgili olarak İngiliz yönetimi tarafından ek mevzuatlar da yürürlüğe konmuştur.

Mustafa Haşim Altan Kıbrıs Vakıflarının Hukuksal Süreci ve Aşamaları isimli eserin-de Ahkamül Evkafın nitelik ve önemini şu şekilde belirtmiştir:

" 'Ahkamu'l-Evkaf', hayır amacı ile vakfetmeği tavsiye
eden Kur'an ve hadis hükümleri doğrultusunda Vakıfları
kurumlaştıran Vakıf kurallarını hukuk manzumesi
içerisinde toparl-ayarak, vakfeden kişilerin hayır
amaçlarına ilişkin koşullarının, vakfiyelerinde
öngördükleri şekilde işlem görmesini sağlayabilen,
tevliyet ve galleharlığı düzene koyabilen tüm hüküm
ve tarifleri içeren son derecede önemli bir vakıf
k-ılavuzudur."



Osmanlı Dönemi Vakıflarına ve dolayısıyla Ahkamül Evkafa hukuki temel olacak birçok eser bulunmakta idi. Vakıf hukuku ve Ahkamül Evkaf Kuralları Ömer Hilmi Efendi tarafından 1890 yılında yazılan "İthafu'l Ahlaf Fi Ahkâmi'l-Evkaf" a-dlı kitapta Vakıflar Hukuku ve/veya Ahkamül Evkaf Kuralları olarak detaylı bir şekilde toplanmıştır. Ömer Hilmi Efendinin yazdığı bu kitaptaki Vakıflar Hukuku ve/veya Ahkamül Evkaf Kıbrıs Vakıflarında da uygulanmış ve geçerliliğini sürdürmüştür. Bu kitap K-ıbrıs'taki Vakıflar için de hukuki bir kaynak olup Vakıflar ve Vakıf malları ile ilgili meselelerin çözümünde bu kitaptaki Ahkamül Evkaf Kuralları uygulanmış ve halen de uygulanmaktadır. Ömer Hilmi Efendinin bu eserinin Kıbrıs'taki Mahkemelerde kullanılmak- üzere İngiliz döneminde İngiliz Hakimler tarafından İngilizce çevirisi de yapılmış ve kullanılmıştır. Eserin İngilizce Tercümesi 1899 yılında C.R.Tyser ve D.G Demetriades tarafından "A Treatise on the Laws of Evqaf" by Ömer Hilmi Efendi ismi ile kitap hal-inde yayımlanmıştır.
Belirtilenlerden anlaşılacağı üzere, Ahkamül Evkaf Kuralları Ömer Hilmi Efendi'nin 1890 yılında yazdığı "İthafu'l Ahlaf Fi Ahkamül Evkaf" adlı kitapta toplanan kurallar olup bu kitap Vakıflar ve Vakıf malları ile ilgili meseleler-e uygulanan kuralları içeren bir hukuki kaynaktır.

2) Ahkamül Evkaf Kurallarının niteliği ve Anayasa kuralları seviyesinde veya yürürlükteki diğer kurallardan üstün olup olmadığı konusu:

Kıbrıs'ta gerek Osmanlı Dönemi gerekse İngiliz döneminde Vakıf-lar ve Vakıf malları ile ilgili meselelerde uygulanan Ahkamül Evkaf Kuralları, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, KTFD Anayasası ve KKTC Anayasası'nda da yer almıştır. Bu Anayasalara sıra ile baktığımızda, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinde, KTFD -Anayasasının 96. maddesinde ve KKTC Anayasasının 131. maddesinde Vakıflar ve Ahkamül Evkafın tanındığı belirtilmekte, Vakıflar ve Vakıf malları ilgilendiren konularda münhasıran Ahkamül Evkaf kurallarının uygulanacağı, bunun yanında bu konularda Kıbrıs Cum-huriyeti Anayasası'na göre sadece Türk Cemaat Meclisince çıkarılan kanun ve nizamnamelerin, KTFD Anayasası'na göre sadece KTFD Meclisinin koyduğu yasa ve tüzüklerin, KKTC Anayasasına göre ise yürürlükteki mevzuat ve Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Meclis-in yapacağı yasaların uygulanacağı
düzenlenmiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, KTFD Anayasası ve KKTC Anayasası'nın Ahkamül Evkafı tanıyan ve Vakıf malları ilgilendiren veya etkileyen konulara, Ahkamül Evkaf Kuralları ile her üç Anayasanın belirti-len maddelerinde gösterdiği Meclislerin çıkaracağı kanunlar, tüzükler ve yürürlükteki mevzuatın uygulanacağı düzenlenmekle birlikte, her üç Anayasanın belirtilen maddelerinde Ahkamül Evkaf kurallarının Anayasa kuralı seviyesinde olduğu veya yasalardan üstü-n olduğuna dair bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle, bu havaleye konu KKTC Anayasası'nın 131. maddesi ile Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf) Kurallarına diğer yasalardan daha üstün bir statü verilmediği gibi bir Anayasa kuralı statüsü de- verilmemiştir. Dolayısıyla, Ahkamül Evkaf Kuralları Anayasa kuralı seviyesinde olmadığı gibi yürürlükteki diğer yasalardan üstün olmayıp ayni seviyededir.

Vakıf Mallarla İlgili Kamulaştırma, El Koyma ve Sınırlandırma başlığını taşıyan Anayasa'nın 42-. maddesinin
(1). fıkrasındaki;

"Madde 42.
(1) Kamulaştırma ve el koyma konularında vakıf
mallarla ilgili kurallar, Temel Evkaf
Kurallarına (Ahkâmül Evkaf) uygun olarak
yasa ile düzenlenir. Bu Yasada,- kent ve
ülke planlaması için vakıf mallar hakkında
yapılması gereken kısıntı ve sınırlandırmalara
ilişkin kurallar da gösterilir."


şeklindeki düzenleme ile kamulaştırma ve el koyma konularında, Ahkamül Evkaf Kural-larının (Temel Evkaf Kuralları) yasalardan daha üstün bir norm olup olmadığı konusunda Anayasa'nın 42. maddesi havale konusu olmadığı ve Anayasa Mahkemesi huzurunda 42. maddedeki bu düzenleme ile ilgili herhangi bir iddia ve argüman yapılmadığı nedeniyle b-u hususta herhangi bir yorum yapılmasının mevsimsiz, yersiz ve gereksiz olduğu kanaatinde olduğumdan bu konuda herhangi bir inceleme ve yorum yapmayı gereksiz bulurum.

3) Yürürlükte olan ve Anayasa tarafından tanınan Ahkamül Evkaf Kurallarının 1960 y-ılından önce yapılan değişiklikleri kapsayıp kapsamadığı ve/veya 1960 yılından önce yürürlüğe konan yasalarla Ahkamül Evkaf Kurallarının tadil edilip edilmediği konusu:

1960 yılından önce de Vakıf ve Vakıf Malları ile ilgili konularda yapılmış yasala-r, tüzükler, emirnameler v.s. olduğu bir gerçek olup bunlardan biri de 1955 yılında yürürlüğe giren Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'dır.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anaya-sası daha önce atıfta bulunduğum maddeleri ile (md.110, md.96 ve mad.131) Ahkamül Evkaf kurallarını tanımıştır. Her üç Anayasa da vakıf mallarını ilgilendiren veya etkileyen konular için uygulanacak kurallar olarak tanıdıkları Ahkamül Evkaf Kurallarını, be-lirttikleri Meclislerin çıkardığı Kanun ve Tüzükleri ve yürürlükteki mevzuatı kabul etmiştir. Özellikle havaleye konu KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin (2). fıkrası, "Vakıf Malları ilgilendiren veya herhangi bir şekilde bunları etkileyen bütün konular mün-hasıran Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalara bağlıdır" demek suretiyle Ömer Hilmi Efendi'nin kitabındaki Ahkamül Evkaf Kurallarının olduğu gibi; herhangi -bir mevzuat ile değişikliğe uğramadan, daha önce yürürlüğe konan mevzuat ile ve yine Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Meclisin bu konuda yapacağı yasalar ile birlikte yürürlükte olacağını ve Vakıf Malları ilgilendiren veya etkileyen konulara uygulanacakla-rını belirtmek suretiyle Anayasaca tanınan Ahkamül Evkaf Kurallarının 1960 öncesinde yapılan Vakıflar ve/veya Vakıf malları ile ilgili mevzuat ile değiştirilmediğini açıkça ortaya koymaktadır.

Havaleye konu olup Anayasa'nın 131. maddesi gereğince Ah-kamül Evkaf Kuralları ile birlikte Vakıflar ve Vakıf Malları ile ilgili konularda uygulanabilecek olan yasalardan biri de Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'dır. Ahkamül Evkaf Kuralları ile Fasıl 337 veya Anayasa'nın 131. maddesi ile bu hususta yürürlükte -olduğu kabul edilen mevzuat arasında herhangi bir meselede bir çatışma olduğu takdirde huzurundaki meselede böyle bir çatışma tespit eden yargı yeri, yasalar ve/veya hukuk kuralları arasında çatışma çözme ile ilgili ilkeler çerçevesinde, hangi yasa maddesi- ve/veya kuralın uygulanacağını tespit edecektir.

4- Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasanın 1. ve 131. maddelerine aykırılığı iddiası:

Davacılar, Anayasa'nın 131. maddesi ile tanınan Ahkamül Evkaf Kurallarının Anay-asa kuralı niteliğinde ve/veya bu kuralların Anayasa Kuralları ile ayni statüde olduğunu ileri sürerek, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesi ile tanınan ve Anayasa kuralı statüsünde olan Ahkamül Evkaf Kura-llarına aykırı oldukları nedeniyle Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine aykırı olduğunu iddia etmişlerdir.

Ahkamül Evkaf Kurallarının Anayasa kuralı statüsünde olmadığına, diğer yasalardan daha üstün bir statüde olmadığına, diğer yasalar ile ayni sevi-yede olduğu sonucuna önceden varmıştım.
Vardığım bu sonuca göre, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa kuralı olmayan ancak Anayasanın 131. maddesi ile tanınan Ahkamül Evkaf kurallarına aykırı olduğu nedeniyle Anayasan-ın 131. maddesine aykırı oldukları kabul edilemez. Bu nedenle, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın
1. ve 131. maddelerine aykırılığı bulunmamaktadır. Anayasa'nın 1. maddesine aykırılık iddiası ileri götürülmediğinden- ve bu hususta herhangi bir argüman sunulmadığından Anayasa'nın 1. maddesine aykırılık iddiasının incelenmesini gereksiz bulurum.

Tarafların iddia ve argümanları çerçevesinde yaptığım inceleme ve vardığım sonuçları ve kararı göz önünde bulundurduğu-m zaman, Anayasa'nın 131. maddesinin (3)., (4).
ve (5). fıkralarının sunulan ve/veya havale edilen konu ile ilgisi olmadığı ortaya çıktığından bu fıkraların yorumlanması gereği bulunmamaktadır.

Sonuç olarak;
1. Anayasa'nın 131. maddesi ile tanı-nan Ahkamül Evkaf
Kurallarının Ömer Hilmi Efendi tarafından 1890 yılında yazılmış "Ahkamül Evkaf" adlı kitapta yer alan ve 1899 yılında CR Tyser ve DG Dimitriades tarafından Kıbrıs'ta da uygulanmak üzere İngilizce'ye de tercüme edilen Vakıflar ve Vakıf Mal-ları ile ilgili kurallar olduğuna

2. Ahkamül Evkafın Vakıflar ve Vakıf Malları ile ilgili meselelere uygulanan kuralları içeren bir hukuki kaynak olduğuna, Ahkamül Evkaf Kurallarının Anayasa Kuralı seviyesinde olmadığına, yürürlükteki diğer yasalar-dan üstün olmayıp ayni seviyede olduğuna

3. Anayasa'nın 131. maddesinde tanınan ve halen yürürlükte olan Temel Evkaf Kuralları'nın (Ahkamül Evkaf), Ömer Hilmi Efendi'nin yazdığı Ahkamül Evkaf adlı kitaptaki Ahkamül Evkaf Kuralları olduğuna, Anayasa'n-ın tanıdığı Ahkamül Evkaf Kurallarının 1960 öncesi yapılan Vakıflar ve Vakıf Mallar ile ilgili herhangi bir mevzuat ile değiştirilmediğine

4. Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 131.inci maddesine aykırı olmadığ-ına, karar veririm.

Gülden Çiftçioğlu:


Meselenin konusu, olay, ilgili anayasa maddeleri, ilgili yasa maddeleri ve tarafların iddiaları Sayın Başkan Narin Ferdi Şefik'in kaleme aldığı kararda ifade edilmiştir. Tekrarı önlemek amacıyla meselenin doğrudan- incelenmesi safhasına geçilmesi uygun görülmüştür.

Huzurumuzdaki meselede, Anayasa'nın 149. maddesi tahtında, Anayasa'nın 131. maddesinin yorumlanması ve Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine- aykırı olup olmadığına karar verilmesi için konu Yargıtay tarafından Anayasa Mahkemesine havale edilmiştir.

Bilindiği üzere, Anayasa'nın 149. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi, Anayasanın herhangi bir kuralını yorumlamak münhasır -yetkisine sahiptir. Bunu yaparken Anayasa ile ilgili komite raporları ile Meclis tutanaklarından da yararlanır.

KKTC Anayasası'nın 131.maddesinin mehaz hükümleri, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesi ile KTFD Anayasasının 96. maddeleridir.

-Gerek Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinden, gerekse KTFD Anayasası'nın 96. maddesinden ve gerekse KKTC Anayasası'nın 131. maddesinden görüleceği üzere
Ahkamül Evkaf, "Temel Evkaf Kuralları" olarak ifade edilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuş-tur.

Nitekim, Emare 2 KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesinin 27 Nisan 1984 tarihli toplantı tutanaklarından ve Emare 3 14 Nisan 1975 tarihli KTFD Kurucu Meclis Zabıtları 19. Birleşimi tutanaklarından Ahkamül Evkafın, Temel Evkaf Kuralları olduğu açıklık-la görülmektedir.

Bu aşamada karar verilecek olan, Temel Evkaf Kuralları'nın kapsamıdır.
Emare 2 KKTC Kurucu Meclisi Anayasa Komitesinin 27 Nisan 1984 tarihli toplantı tutanaklarından, Temel Evkaf Kuralları'nın kapsamının, Osmanlı Vakıf Hukuku çerçevesin-de, Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınmış "kara kitapta" yer alan kurallara atıfla çizildiği görülmektedir.

Bu bağlamda, belirtilen toplantı tutanaklarından, Temel Evkaf Kuralları'nın kapsamının şeyhülislam makamında uzun yıllar hizmet veren, 12 se-neye yakın bir süre Evkaf-ı Hümayun Müsteşarlığı ve Müfettişliği neticesinde deneyim kazanan, Hukuk Temyiz Mahkemesinin Eski Başkanı (Formerly President of the Civil Court) Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınmış olan ve akabinde Kıbrıs'ta görev yapan -İngiliz hakimler tarafından Mahkemelerde kullanılmak üzere İngilizce tercümesi C.R. Tyser ve D.G. Demetriades tarafından yapılan, "The gift to posterity on THE LAWS OF EVQAF" başlıklı kitapta (1899 baskısı veya (1922 baskısında (2.baskı)) yer alan kural-lar bütünü olduğu görülmektedir.

Bu kurallar bütününün neyi içerdiğine gelince; The gift to posterity on THE LAWS OF EVQAF" 1922 başlıklı kitapta yer alan, Introduction From the Turkish Original bölümü bu konuda bize yol gösterir niteliktedir.

Bu bölüm-de ifade edildiği üzere, bu kurallar bütünü, vakıflar veya evkaf veya vakıf mallar ile ilgili eski kuralları (the ancient laws) ve aynı zamanda örfi kuralları (the customs and usages) kapsamaktadır. Bu bağlamda, vakıflar veya evkaf veya vakıf mallar ile i-lgili Fıkıf Kurallarını (The rules of the Figh), aynı zamanda yasaları (and also the laws) ve örfi kuralları (usages) içermektedir. Pek tabiidir ki bu içeriğin fetvaya uygun olanlarını kapsamaktadır.

Nitekim, bu hususta eserin Introduction From the Turki-sh Original) bölümünde (s B2 ) şöyle denmektedir:
"I have collected and written the ancient laws and also the customs and usages introduced afterwards relating to vaqf after many years of service in the offices of the Sheykh- ul- Islam, and after obtaining- practice in the affairs of Evqaf during a period of nearly twelve years when I acted as the Secretary and Inspector of the Court of Tweftish, and also as the Sheri officer for of Public titles. I have collected them among the rules written down in the boo-ks of the Figh relating to Evqaf, upon which fetwas are given, also I have put together those usages relating to Evqaf which are now acted upon. Threfore I have written a book containing both the rules of the Figh and also the laws and us-ages."


Bilindiği üzere, Osmanlı Hukuk düzeninde örfi hukuk, şeri hukuk yanında, ondan bağımsız aynı zamanda şeri hukuk ile yan yana uygulanan, Osmanlı Hukuk düzeninin diğer bir temeli idi ve zaman içinde ihtiyaca göre oluşmuştu.

Nitekim, zamanın Şeriye -Mahkemelerinde (Shariye Courts) hem şeri hukuk hem de örfi hukuk birlikte (both religious and customary Laws) uygulanmakta idi ( Bkz: Cyprus Vaqfs administration Cyprus Court Registers - Cyprus Court Register No.1 ( A.H.988 -1003/A.D. 1580- 1595 ) Editors -Prof. Dr. Soyalp Tamçelik- Mustafa Kemal Kasapoğlu, Ekim 2020, Ankara, s. 3-5 vd).

Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınmış olup İngilizce tercümesi C.R. Tyser ve D.G. Demetriades tarafından yapılan (2. baskısı) 1922 baskısı olan, " The gift to poster-ity on THE LAWS OF EVQAF" başlıklı kitabın yukarıdaki önsözü dikkate alındığında, bu kitapta yer alan kurallar bütününün, vakıflarla veya evkaf ile veya vakıf malları ile ilgili hukukun hem yazılı kaynaklarını hem de yazılı olmayan kaynaklarını içeren bir -hukuki kaynak olduğunu kabul ederim.

Ahkamül Evkafın, Kıbrıs'ın Osmanlı İdaresi devrinde ( 1571 - 1878 yılları arasında )yürürlükte olduğu hususunda tartışma olmadığı gibi, Kıbrıs'ın bir İngiliz kolonisi olduğu dönemde, diğer bir ifade ile, 1878 ile 19-60 yılları arasında da Ahkamül Evkafın hiçbir kesinti olmaksızın yürürlükte olduğu tartışmasızdır.

Bunların akabinde, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kuran Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinin (2). fıkrasının 1. bendinde de vakıf müessese-si ve Ahkamül Evkafın bu Anayasaca tanınmakta olduğu açıkça ifade edilmek suretiyle Ahkamül Evkaf'ın yürürlükte olduğu ifade edilmiştir.

Bu bağlamda, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinin (2). fıkrasının 2. bendinde, vakıf mallarını ilgilendire-n veya herhangi bir surette bunları etkileyen bütün konuların münhasıran Ahkamül Evkaf ve Türk Cemaat Meclisince çıkarılan veya yapılan kanun ve nizamnamelere tabi olduğu ve bunlara göre ve bunlar gereğince idare olunduğu, hiçbir teşrii, icrai veya herhang-i diğer bir muamelenin, bahis konusu Ahkamül Evkafı ve Türk Cemaat Meclisinin bahis konusu kanunlarını ve nizamnamelerini ihlal edemeyeceği veya onlara üstün gelemeyeceği veya müdahale edemeyeceği ifade edilmiştir.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın k-abulünün akabinde, 17 Aralık 1960 tarihinde yürürlüğe giren 14/1960 sayılı Adalet Mahkemeleri Kanunu (14/1960 Courts of Justice Law) ile, 11 Kasım 1953 tarihinde yürürlüğe giren 40/1953 sayılı Courts of Justice Law yürürlükten kaldırılmıştır.

Ahkamül Evka-f'ın Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde yürürlükte olduğu, 14/1960 sayılı 1960 Courts of Justice Law'da ( 1960 Adalet Mahkemeleri Kanunu )açık bir şekilde yer almıştır.

17 Aralık 1960 tarihinde yürürlüğe giren 14/1960 sayılı Adalet Mahkemeleri Kanununun (14/196-0 Courts of Justice Law) gerek İngilizce gerekse Türkçe versiyonunda açıkça, vakıflara dair yasalardan bağımsız olarak Vakıflara dair Prensiplerin (Ahkamül Evkafın) yürürlükte olduğu vurgulanmıştır.

14/1960 sayılı Adalet Mahkemeleri Kanununun orijinal Tü-rkçe versiyonunda madde 29(1)(d) şöyle idi:
Hukuk ve ceza yetkisini kullanan her mahkeme aşağıdaki kanunları tatbik edecektir:

.........
d) Anayasanın 110. maddesinin 2. bendinde atıf yapılan Ahkamül Evkaf ve Vakıf Yasaları

Madde 29 (1)(d)'nin İngilizce -versiyonu ise şöyledir:
The Laws and Principles of Vakfs( Ahkamül Evkaf) referred to in paragraf 2 of Article 110 of the Constitution.

Benzer şekilde KTFD Anayasası'nın 96. maddesinin (1). fıkrası ile KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin (1).fıkrasında, Ahk-amül Evkaf'ın (Temel Evkaf Kurallarının) Anayasa ile tanındığı açıkça ifade edilmiştir.

Nitekim, halen yürürlükte olan 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın aşağıdaki 38. maddesinde, Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf) mahkemeler tarafından uygulanacak me-vzuat arasında sayılmıştır.


"Mahkemeler tarafından 38. Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti
uygulanacak mevzuat




Mahkemeleri aşağıdaki mevzuatı
uygular:-
a) Anayasa
.....

......
-





e)Anayasanın 131. maddesinde atıfta
























bulunulan Temel Evkaf Kuralları























(Ahkamül Evkaf)
................."
Ahkamül Evkaf'ın (Temel Evkaf Kuralları) bugüne değin kesintisiz bir şekilde yürürlükte olduğu- vurgulandıktan sonra, bu aşamada Ahkamül Evkaf'a, yani Temel Evkaf Kuralları'na Anayasa hükümleri uyarınca verilecek değeri saptamak uygun olacaktır.

Ahkamül Evkaf'a yani, Temel Evkaf Kuralları'na verilecek değeri saptarken;

Vakıf malları ilgilendiren -veya herhangi bir surette bunları etkileyen bütün konuların;
a)Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinin (2). fıkrasının 1. bendine göre; münhasıran Ahkamül Evkaf ve Türk Cemaat Meclisince çıkarılan veya yapılan kanun ve nizamnamelere tabi olacağı; -
b)KTFD Anayasası'nın 96.maddesinin (2).fıkrasına göre, münhasıran Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra KTFD Meclisince konan ve yapılan yasa ve tüzüklere bağlı olacağı;
c)K-KTC Anayasası'nın 131.maddesinin (2).fıkrasına göre, münhasıran Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonra Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalara bağlı olacağı öngörülmektedir. - - - - - -

Yukarıdaki Anayasa hü-kümleri (Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası madde 110(2); KTFD Anayasası madde 96(2); KKTC Anayasası madde 131(2)) incelendiğinde, vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konularda, yürürlükte bulunan Temel Evkaf Kuralları'na- (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki diğer mevzuattan veya bu Anayasalar yürürlüğe girdikten sonra adı geçen Meclis tarafından yapılacak yasa ve nizamnamelerden/tüzüklerden daha üstün bir değer verildiği veya anayasa seviyesinde bir değer verildiği görülmemekted-ir.

Her üç Anayasa, vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konularda, Temel Evkaf Kuralları'na (Ahkamül Evkaf), -yürürlükteki diğer mevzuattan veya bu Anayasalar yürürlüğe girdikten sonra adı geçen Meclis tarafından yapılacak yasa ve nizamnamelerden / tüzüklerden daha üstün bir değer vermeye veya anayasa seviyesinde bir değer vermeye niyet etse idi, bunu açıkça ortay-a koyacaktı.

Benzer şekilde, gerek 1960 Courts of Justice Law ( 1960 Adalet Mahkemeleri Yasası )'nın 29.maddesinde, gerekse 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 38.maddesinde Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf) mahkemelerin uygulayacağı mevzuat/hukuk -arasında, Anayasadan sonra diğer mevzuat/hukuk arasında sayılmıştır.

Diğer yandan, Temel Evkaf Kuralları'nın (Ahkamül Evkaf) uluslararası anlaşma olduğu veya uluslararası bir anlaşma olan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yer alması nedeni ile uluslarası n-itelik taşıdığı ve bu bağlamda diğer mevzuattan daha üstün bir konumda olduğu veya anayasal olduğu iddia edilmiştir.


Bilindiği üzere, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası uluslararasılaştırılmış bir anayasadır. Bu bağlamda, gerek Kıbrıs Anayasası'ndan Zürih, G-aranti ve İttifak Antlaşmalarına yapılan atıflar, gerekse bu Antlaşmalardan Anayasaya yapılan atıflar nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın Temel Hükümleri, hem ulusal hem de uluslararası nitelik taşımaktadır. Diğer bir anlatımla, Kıbrıs Cumhuriyeti A-nayasası, Temel Hükümleri çok taraflı bir uluslararası anlaşmayla belirlenmiş bir metindir ( Bkz: Kudret Özersay, Kıbrıs Sorunu: Hukuksal İnceleme, Ankara 2009, s.33-36).

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 182. maddesinin (1).fıkrasına göre; Anayasanın, 11 -Şubat 1959 tarihli Zürih Antlaşmasından ithal edilmiş bulunan ve Ek III'ünde gösterilen maddeleri veya maddelerin kısımları, Anayasanın temel maddeleri olup, hiçbir suretle gerek değiştirme, gerek ilave veya gerekse kaldırma sureti ile tadil edilemezler. B-u bağlamda, Anayasanın Ek III'ünde gösterilen maddeleri veya maddelerin kısımları temel hükümler olarak, hem ulusal hem de uluslararası nitelik taşımaktadır.

Ek III, Anayasanın Temel Maddelerinin Listesi- (Madde 182) -Maddeler ve Maddeler Kısımlarına bak-ıldığında ise, Ahkamül Evkafın yer aldığı Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 110. maddesinin yer aldığı görülmemektedir.

Bu durumda, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 110. maddesinin Anayasanın temel maddelerinden / temel hükümlerinden olduğu söylenemez. Teme-l hüküm olmadığı için de uluslararası niteliği haiz olduğu söylenemez.

Temel Evkaf Kurallarının (Ahkamül Evkaf), temel hükümleri çok taraflı bir uluslararası anlaşmayla belirlenmiş bir metin olan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası tarafından tanınması, An-ayasa'da açıkça ifade edilmedikçe, Temel Evkaf Kuralları'nı diğer mevzuattan, bu bağlamda yasalardan daha üstün bir seviyeye veya Anayasal seviyeye taşımak için yeterli olmayacaktır.

Nitekim Anayasa koyucu, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 181. maddesinde-, böyle bir niyetini açıkça göstermiş ve bu bağlamda suretleri Ek I ve II olarak bu Anayasa'ya eklenmiş bulunan Garanti Antlaşması ve İttifak Antlaşmalarının Anayasa hükmünde olduğunu açıkça vurgulamıştır.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Diğer yandan, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 23. maddesinin (10). fıkrasında, (1). fıkrada konulan hakkın (herhangi bir menkul veya gayrı menkul mal edinme, bu-na malik olma, zilyet olma, bundan intifa veya buna tasarruf etme hakkına veya buna riayet edilmesi), bu madde hükümlerine rağmen vakıfların meşrutunleyhleri ve mevkuflar ve Camilere veya diğer İslam dini müesseselerine ait olan mallar da dahil olmak üzere- vakıf herhangi bir menkul veya gayrımenkul mal veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya menfaat bakımından, Türk Cemaat Meclisinin tasvibi olmaksızın ve Ahkamül Evkaf'a uygun bulunmadıkça, hiçbir surette kaldırılamayacağı, kısıtlanamayacağı veya -tahdit edilemeyeceği ve bu maddenin 3 ve 4., 7 ve 8'inci fıkraları hükümlerinin bu fıkra hükümlerine tabi olduğu vurgulanmak suretiyle, bu hükümde Ahkamül Evkaf kurallarına açıkça yasaların üstünde yer verildiği görülmektedir.


KKTC Anayasası'na baktığımı-zda, KKTC Anayasası'nın aşağıdaki 42. maddesinin (1).fıkrasının 1. cümlesinde de Anayasa koyucunun niyetini açıkça ifade ettiği; bu bağlamda, kamulaştırma ve el koyma konularında vakıf mallarla ilgili kuralların, Temel Evkaf Kuralları'na (Ahkamül Evkaf) uy-gun olarak yasa ile düzenleneceğini öngördüğü görülmektedir.

Anayasanın 42. maddesinin (1). fıkrasının ilk cümlesi şöyledir:
Kamulaştırma ve el koyma konularında vakıf mallarla ilgili kurallar, Temel Evkaf Kurallarına (Ahkamül Evkaf) uygun olarak yasa -ile düzenlenir.

Bu bağlamda, KKTC Anayasası'nın, kamulaştırma ve el koyma konularında, Temel Evkaf Kuralları'na (Ahkamül Evkafa) yasaların üstünde yer verdiği söylenebilir durumdadır. Diğer bir anlatımla; kamulaştırma ve el koyma konularında, vakıf mall-arla ilgili kuralların yasa ile düzenlenirken, Temel Evkaf Kuralları'na (Ahkamül Evkaf) uygun olarak düzenleneceği (Bkz: Anayasa Mahkemesi 8/1995 D 7/1996) açıkça, yoruma gerek olmaksızın belirtilmek suretiyle, kamulaştırma ve el koyma konularında Ahkamül -Evkaf'a, KKTC hukuk sisteminde hukuk kuralları hiyerarşisinde/normlar hiyerarşisinde yasaların üstünde bir yer verildiği söylenebilir durumdadır.

Böyle bir anayasal durum ışığın-da, KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin (2).fıkrasındaki, "vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir surette bunları etkileyen bütün konuların" KKTC Anayasası'nın, her ne kadar havale konusu olmasa da, 42. maddesinin (1). fıkrasının ilk cümlesindeki yuka-rıdaki düzenleme dikkate alınmak suretiyle yorumlanması kaçınılmaz hale gelmektedir.


Tüm belirtilenler ışığında, KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin (2). fıkrası-nda yer alan, "vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir surette bunları etkileyen bütün konuların" kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki konular olduğu sonucuna varılır.

Sonuç olarak, vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunl-arı etkileyen bütün konularda, bu bağlamda kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki konular açısından, Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf) ile yürürlükteki diğer mevzuat bağlamında yasaların/kanunların KKTC hukuk sisteminde hukuk kuralları hiyerarşi-sindeki/normlar hiyerarşisi içerisindeki yerinin/hukuki statülerinin eşdeğer olduğu, aynı seviyede olduğu, aynı zamanda, yan yana uygulandıkları kabul edilir.
- - - - -
Fasıl 337'nin Ahkamül Evkafı/Temel Evkaf Kuralları'nı -tadil edip etmediği konusuna gelince;

Fasıl 337'nin Ahkamül Evkafın (Temel Evkaf Kurallarının) tadili olup olmadığı meselesini çözüme kavuşturmak için yasa koyucunun Fasıl 337'yi yürürlüğe koyarken niyetini tezekkür edip istihraç etmemiz gerekmektedir.

Y-asa koyucunun niyetini tezekkür edip istihraç ederken, Fasıl 337'nin yürürlüğe girdiği 1955 yılından önce yürürlüğe giren ve Kıbrıs Anayasası'nın yürürlüğe girdiği 1960 yılına değin yürürlükte olan Adalet Mahkemeleri Yasaları ile 28 Mayıs 1951 tarihinde y-ürürlüğe giren Fasıl 339 Türk Aile Yasası'ndan, akabinde 24 Ağustos 1954 tarihinde yürürlüğe giren Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'ndan ve Fasıl 337'nin Yasa Tasarısı'ndan faydalanabiliriz.

Bu aşamada 1960 öncesi tarihsel sürece bakıldığında, 1878 - Savunma Anlaşmasına ek anlaşma çerçevesinde, yalnızca İslami konularda yargı yetkisine sahip olan bir Şeri Mahkemenin Kıbrıs'ta fonksiyonda bulunacağı hususu dikkate alındığında, bu bağlamda 1878 yılı sonrası Kıbrıs'ta vakıflarla ilgili meselelerde Şeri -Hukukun/Şeri Hükümlerin hüküm sürmeye devam ettiği, vakıflarla ilgili Şeri Hukukun/Şeri Hükümlerin mevcut yönetim tarafından Ottoman Law (Osmanlı Hukuku) / The Moslem Sacred Law relating to Vakfs (vakıflarla ilgili İslam kutsal hukuku) adı altında, Adal-et Mahkemeleri Yasaları (Courts of Justice Law)ile koruma altına alındığı söylenebilir haldedir.

Bu bağlamda, 1st January 1936'da ( 1 Ocak 1936'da ) yürürlüğe giren chapter 11 Courts of Justice Law ( A Law to make better provision for the administration -of justice and to reconstitute the Courts of the Colony) incelendiğinde, mahkemelerin sivil ve ceza yetkisinde uygulayacakları hukuk kapsamında, madde 28 b) altında Osmanlı Hukuku / Yasaları, Ottoman Laws başlığı altında The Moslem Sacred Law relating to V-akfs gösterildiği ve bu hukukun hiçbir şekilde kaldırılmadığı/iptal edilmediği (not repealed) ifade edilmiştir (Bkz: Laws of Cyprus 1949 ( In Force on the 31 st day of March 1949) Vol 1, Chapter 1-188 A).

Diğer yandan, Chapter 11 Courts of Justice law ( A- Law to make better provision for the administration of justice and to reconstitute the Courts of the Colony), 11 Kasım 1953 yılında yürürlüğe giren, 40/1953 sayılı Courts of Justice Law ile iptal (repeal) edilmiştir (Bkz: 1959 ed Laws of Cyprus
Chapter -8 ).

11 Kasım 1953 yılında yürürlüğe giren, 40/1953 sayılı Courts of Justice Law'da mahkemelerin sivil ve ceza yetkisinde uygulayacakları hukuk kapsamında, madde 33 (section 33) (second Schedule) Ottoman Laws başlığı altında The Moslem Sacred Law relating- to Vakfs gösterilmiş, bu hukukun/Yasanın hiçbir şekilde kaldırılmadığı/iptal edilmediği (repealed) ifade edilmiştir.

Courts of Justice Law 1953 [(11 Kasım 1953'te yürürlüğe giren Chapter 8) section 33/(second schedule)] ile vakıflarla ilgili Moslem Sac-red Law relating to Vakfs/ aynen koruma altına alınmıştır. Mezkûr Yasa, 14/1960 Courts of Justice Law 17 Aralık 1960 tarihinde yürürlüğe girene değin yürürlükte idi.

Diğer yandan, 1960 öncesi dönemde, vakıflarla ilgili olarak çıkan yasalar irdelendiğinde;- 31 Mart 1949 (31st March 1949) tarihinde Chapter 259 A Law to provide for the administration of Moslem Religious Property )/ Evqaf Law (İslam Dini Mallarının İdaresi ile İlgili Yasa/ Evkaf Yasası)nın yürürlüğe girdiği görülmektedir.

22 Ekim 1955 (22 nd- October 1955) tarihinde ise, vakıf malları veya vakıflar veya Evkaf ile ilgili olarak Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası (Evcaf and Vakfs Law) yürürlüğe girmiştir ( Bkz:The Statute Laws of Cyprus revised edition 1959).

Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'-nın 1.maddesine göre Yasa'nın kısa başlığı, ( short title ) Evcaf and Vakfs Law olup, tafsilatlı başlığı ise;
"A Law to Amend and Consolidate the Moslem Sacred Law relating to Vakfs and The Law relating to the administration of Moslem Religious Property" (-Vakıflara Dair İslam Mukaddes Hukuku İle Müslümanların Dini Emvalinin İdaresiyle İlgili Kanunu Tadil Eden ve Birleştiren Kanun) şeklindedir. Bu kanun, yukarıda vurgulandığı üzere, 22 Ekim 1955 (22 nd October 1955) tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır (B-kz: The Statute Laws of Cyprus revised edition 1959 ).

Fasıl 337'nin Yasa Tasarısı ise (Bill/ draft Bill) 22 Temmuz 1955 tarihli Resmi Gazetede(22 nd July The Cyprus Gazette (Extraordinary) yayımlanmıştır ( Bkz: The Cyprus Gazette 1955 s.267-289 ).
Yasa T-asarısı çerçevesinde Yasa'nın amaç ve sebepleri, "Objects and Reasons" başlığı altında(supra, s. 288, 289) yayımlanmıştır.
Yasa'nın amaç ve sebepleri arasında sair şeyler yanında supra s.288'de şöyle denmiştir:

" Objects and Reasons
The object of th-e proposed law is to consolidate the Sheri law relating to vakfs and to effect radical changes in the administration of vakf property in Cyprus, by bringing such property under the control and management,subject to certain safequards, of elected representa-tives of the Turkish community in accordance with its wishes.

2.The substance law relating to vakfs is contained in Parts II to VII of the proposed Law, which consolidates the existing Sheri law on vakfs, the creation and effect thereof, the interpretatio-n of vakfiehs, the appointment of Mutevellis and the management of the Evcaf property.


.........

................."

Fasıl 337'nin Resmi Gazetede yayımlanmış yukarıdaki gerekçesinin Türkçesi ise Halkın Sesi gazetesinin 23 Temmuz 1955 tarihli sayısında- yayımlanmış ve bu gerekçe Türkçe olarak aynen şu şekilde ifade edilmiştir ( Bkz: Belgelerle Kıbrıs Türk Vakıflar Tarihi 2 ( 1571-1974 ), Mustafa Haşim Altan, Kıbrıs 1986):
" 1.Mutasavver kanunun gayesi vakıflara müteallik Şeriye
Kanununu tevhid etmek ve- bazı emniyet tedbirlerine tabi
olmak üzere Kıbrısta'ki vakıf malların Türk Cemaatının
kendi arzularına göre seçilmiş nesillerinin kontrol ve
idaresine vererek bu gibi malların idaresinde cezri
değişiklikler yapmaktır.

Vakıflara müteallik esas kanun m-ütesevvar Kanun Kısım VII'de mündemiç olup bu vakıflara, vakıfların ihya ve hükmüne,vakfiyelerin tefsirine, mütevellilerin tayinine ve Evkaf mallarının idaresine dair şimdilik Şeriye Kanununu tevhid etmektedir.
.......

4. Mutasavver kanun ile- ,,,,,,,,,,,,,,,,,Evkaf Dairesi ihdas




ediliyor (madde 42).
............................
............................
10- Evkaf Kanunu ( Chap 259 ) lağvedilecektir."

Fasıl 337'nin Yasa Tasarısında ifade edilen yukarıdaki gerek İngilizce gerekse Tür-kçe gerekçeden görüleceği üzere, Fasıl 337'nin yürürlüğe giriş amacı, vakıflara dair (vakıflara/ vakfın kuruluşuna/ vakfiyelerin tefsirine/mütevellilerin tayinine/ evkaf mallarının idaresine dair) Şeri Hukuku/Şeri Hükümleri /Şeriye Kanununu/ Courts of Ju-stice Law'da kullanıldığı ifade ile (the Moslem Sacred Law relating to Vakfs) tevhid etmek/ birleştirmekti (consolidate). Diğer bir amacı ise, Evkaf Yasası'nı (chapter 259) iptal etmek ve Kıbrıs vakıf mallarını Türk Cemaatinin kendi arzularına göre seçilmi-ş temsilcilerinin kontrol ve idaresine vererek vakıf mallarının idaresinde köklü değişiklikler yapmaktı. Nitekim, bu köklü değişiklikler çerçevesinde, Fasıl 337 madde 64'ten de açıkça görüleceği üzere, bu Yasa ile Chapter 259 (Evkaf Yasası) iptal edilmiş;- Yasa'nın 42. maddesi ile Evkaf Dairesi kurulmuştur.

Fasıl 337'nin amacını yorumlarken tarihsel yorum çerçevesinde, Fasıl 337 ile ilgili Yasa Tasarısı'nın 22 Temmuz 1955 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığı tarihe geri döndüğümüzde, bu tarihten önce, 29 Oc-ak 1951 tarihli Fasıl 339 Türk Aile Yasası'nın 28 Mayıs 1951 tarihinde yürürlüğe girdiğini, akabinde 24 Ağustos 1954 tarihinde Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın yürürlüğe girdiğini ve bu Yasa'nın 3. maddesi ile Kıbrıs'ta Türk Aile Mahkemelerinin k-urulduğunu, Şeriye Mahkemelerinin kaldırıldığını, böylelikle vakfiyelerin tescili meselelerinin de Türk Aile Mahkemesinin yetki ve görevi dahiline girdiğini anımsatmakta yarar mevcuttur.

Yukarıda tüm belirtilenlerden çıkan sonuç, Kıbrıs'ta, Fasıl 339 Tür-k Aile Yasası'nın 28 Mayıs 1951 tarihinde yürürlüğe girmesini ve Türk Aile Mahkemelerinin de 24 Ağustos 1954 tarihinde kurulmasını müteakiben 1955 yılında yürürlüğe giren Fasıl 337'nin amacının, bir yandan vakıflara/vakfın kuruluşuna/vakfiyelerin tefsirine-/mütevellilerin tayinine/ evkaf mallarının idaresine dair Şeri Hukuku (fıkıf kuralları/Şeri Hükümleri) tevhid etmek yani birleştirmek olduğu, diğer yandan da Evkaf Yasası'nı (chapter 259) iptal etmek ve Kıbrıs vakıf mallarını Türk Cemaatinin kendi arzuları-na göre seçilmiş temsilcilerinin kontrol ve idaresine vererek vakıf mallarının idaresinde köklü değişiklikler yapmak, bu bağlamda Evkaf Dairesini kurmak olduğudur.

Yukarıda tüm belirtilenler ışığında, Vakıflara dair hukukun yazılı kaynakları ile yazılı o-lmayan kaynaklarını içeren kurallar bütünü olduğu kabul edilen, bu bağlamda hem Şeri Hukuku (fıkıf kurallarını), hem Yasaları, hem de Osmanlı hukuk düzeninin diğer bir temeli olan Örfi Hukuku (fetvaya uygun) içeren Ahkamül Evkaf kuralları ile birlikte Fası-l 337'nin, yan yana, iki ayrı / bağımsız hukuki kaynak olarak yürürlükte olduğu ve Fasıl 337'nin Ahkamül Evkaf'ı tadil ettiğinden veya değiştirdiğinden veya iptal ettiğinden söz etmenin olası olmadığı sonucuna varmak kaçınılmazdır.

Fasıl 337 ile Ahkamül E-vkaf kurallarının iki bağımsız hukuki kaynak olduğu gerçeği dikkate alındığında, bu iki hukuki kaynaktaki kuralların uyumunun söz konusu olabildiği gibi çatışması ve çelişmesinin de sözkonusu olabileceği açıktır.
-
Yukarıda da vurgulandığı üzere, gerek Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, gerekse KTFD Anayasası ve gerekse KKTC Anayasası tahtında, aynı zamanda, hukuken aynı statüde yer alan, y-an yana yürürlükte olan, birbirinden bağımsız, iki hukuki kaynak söz konusudur.

Diğer yandan, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 188. maddesinin (1). fıkrasına göre Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bul-unan kanun kapsamında yürürlükte olduğu; daha sonra da KTFD Anayasasının Geçici 1. maddesi tahtında yürürlükte olduğu; akabinde de KKTC Anayasası'nın Geçici 4 (1).maddeleri uyarınca yürürlükte olduğu tartışmasızdır.

Yargıtay'ın huzurunda görüşülen mesele -açısından, hukuk kuralları hiyerarşisi içerisindeki yeri eşdeğer olan, aynı zamanda ve yan yana yürürlükte olan iki hukuk kaynağına dair kuralların/normların, bu bağlamda, KKTC Anayasası tarafından tanınan Temel Evkaf Kuralları'na (Ahkamül Evkaf) dair kura-lların, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın ilgili kuralları ile çeliştiği veya çatıştığı iddiası mevcuttur.
Diğer bir anlatımla, aynı zamanda, yan yana yürürlükte olan, hukuken aynı statüdeki hukuk kurallarının/normlarının, belirli/aynı olay için fark-lı düzenlemeler içerdiği ve bu düzenlemelerin birbirleri ile çatıştığı/çeliştiği iddiası söz konusudur.

Böyle bir olgusal/hukuki durumda, aynı zamanda, yan yana yürürlükte olan, hukuken aynı statüdeki hukuk kurallarının/ normlarının, belirli/aynı olay içi-n koyduğu düzenlemeler arasında çelişki/çatışma söz konusu olması durumda hangi hukuk kuralının somut olaya uygulanacağı sorununun ortaya çıkacağı gerçeği ile karşılaşılmaktadır.

Mahkeme içtihatları ile ortaya çıkan uygulamaya göre, hukuk kuralları/normla-rı hiyerarşisinde kendi düzeyindeki kurallar/normlar arasında zaman yönünden öncelik sonralık, konu yönünde de genellik özellik ilişkisi olabilmektedir( Bkz: Ergün Özbudun, Türk Anayasa Hukuku 16. baskı, s.180 ).

Ancak bu kurallar, diğer bir ifade ile, za-man yönünden öncelik sonralık, konu yönünde de genellik özellik ilişkisi Prof.Dr.Vecdi Aral'ın, "Hukuk ve Hukuk Bilimi üzerine" adlı eserinde vurguladığı üzere, mantıki bir kesinlik göstermezler. Sorun, değerlendirme ile ilgili bir sorun olup, bu ve buna b-enzer soruların cevaplandırılması, doğru bir yorumu ve bununla da adalet açısından bir değerlendirmeyi gerektirir. Sorun mekanik değil, değerlendirme ile ilgili bir sorundur.

Nitekim, Prof. Dr. Vecdi Aral; "Hukuk ve Hukuk Bilimi Üzerine", İstanbul 1979, i-simli eserinde, s.175'de şöyle demiştir:

"Fakat bu kurallar mantıki bir kesinlik göstermezler. Örneğin sonraki genel norm, acaba önceki özel normu yürürlükten kaldırır mı? Bu ve buna benzer soruların cevaplandırılması, doğru bir yorumu ve bununla da adale-t açısından bir değerlendirmeyi gerektirir; sorun mekanik değil, değerlendirme ile ilgili bir sorundur. Nitekim önceki kanuna sonraki kanun karşısında yerinde ve adaletli olmasından ötürü üstünlük tanındığı olmuştur."


Aynı düzeydeki hukuki normlar /kural-lar arasında bir çelişmenin/çatışmanın mevcut olup olmadığı ve çatışma/çelişme varsa özel veya genel kuralın/normun; önceki veya sonraki kuralın/normun uygulanıp uygulanamayacağı ve uygulanacaksa nasıl uygulanacağının tespitinin, meseleyi ve ilgili mevzua-tı değerlendirip mevzuatı meseleye uygulamakla yükümlü ilgili mahkemeye düşen bir görev/yükümlülük olduğu, Anayasa Mahkemesinin KKTC Anayasası'nın 149. maddesi kapsamındaki yorum görevi kapsamında olmadığı açıktır.

Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 1-0. ve 34. maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine aykırı olduğu hususundaki iddiaya gelince;
Yukarıda tüm belirtilenler ışığında, KKTC Anayasası'nın 131. maddesinin (2). fıkrasının yukarıdaki yorumu çerçevesinde, diğer bir anlatımla, vakıf malları -ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konularda, bu bağlamda, kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki konular açısından, Temel Evkaf Kuralları'nın (Ahkamül Evkaf) anayasal seviyede olmadığına kanaat getirdikten sonra, Fasıl 3-37'nin 10. ve 34.maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesine aykırılığından söz etmek olası görünmemektedir.
Anayasa'nın 1. maddesine aykırılığın ise belirtilen olgular ışığında incelenmesine gerek kalmamıştır.
Netice itibarı ile ;
A-
Anayasanın 131. madde-sinin tanıdığı Ahkamül Evkaf'ın (Temel Evkaf Kuralları), Hukuk Temyiz Mahkemesinin eski başkanı (Formerly President of the Civil Court) Ömer Hilmi Efendi tarafından kaleme alınmış olup İngilizce tercümesi C.R. Tyser ve D.G. Demetriades tarafından yapılan 1-899 baskısı veya 1922 baskısı olan " The gift to posterity on THE LAWS OF EVQAF" başlıklı kitapta yer alan ve vakıflar veya Evkaf veya vakıf mallarla ilgili hem yazılı kaynakları hem de yazılı olmayan kaynakları içeren kurallar bütünü olduğuna;

Temel Evka-f Kuralları'nın (Ahkamül Evkaf) vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konularda, bu bağlamda kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki konular açısından, yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe girdikten sonr-a Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalarla birlikte münhasıran uygulanacak kurallar kapsamında olduğuna;

1960 yılından önce vakıflarla veya vakıf malları veya Evkaf ile ilgili yapılan yasalarla / Fasıl 337 ile Temel Evkaf Kurallarının (Ahkamül Evkaf) tadi-l edilmediğine veya değiştirilmediğine;

Temel Evkaf Kuralları'nın (Ahkamül Evkaf), kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki konular açısından, yürürlükteki yasalarla aynı seviyede /statüde olduğuna;

Aynı düzeyde/aynı statüte, aynı zamanda, yan yana- yürürlükte olan hukuki kurallar olarak Ahkamül Evkaf ile yürürlükteki diğer yasalar ve bu bağlamda Fasıl 337 ile arasında bir çelişmenin/çatışmanın mevcut olup olmadığının ve çatışma/ çelişme varsa özel / genel kuralın/normun; veya önceki/sonraki kuralın/- normun uygulanıp uygulanamayacağının, uygulanacaksa nasıl uygulanacağının tespitinin, meseleyi ve ilgili mevzuatı değerlendirip mevzuatı meseleye uygulamakla yükümlü ilgili mahkemeye düşen bir görev/yükümlülük olduğu, Anayasa Mahkemesinin, Anayasası'nın 1-49. maddesi kapsamındaki yorum görevi kapsamında olmadığına;

B- Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasasının 10. ve 34.







maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesine

















aykırı olmadığına; Anayasa'nın 1. maddesine









aykırılığ-ın ise incelenmesine gerek bulunmadığına









karar verilir.










Tanju Öncül:
Bu kararın konusu, olayı, ilgili Yasa ve Anayasa Maddeleri ve iddiaların gerekçeleri, Sayın Başkan tarafından yazılmış olan kararda yer almıştır. Bu nedenle, anı-lanların tekrarına yönelinmemiştir.
Bu meselenin konusundan anlaşılacağı üzere haveleyi yapan Mahkeme,
I.Anayasa Mahkemesinin;

1)Anayasa'nın 131'inci maddesinin bütününü ve,
2)a)131'inci maddede yer alan (Ahkâmül Evkâf) Temel
Evkâf Kuralların-ın kapsam ve niteliğinin ne olduğu,
b)Yürürlükteki diğer kanunlardan üstün olup olmadığı,
c)Yürürlükte olan ve Anayasaca tanınan kuralların, 1960
yılından önce yapılan değişiklikleri kapsayıp
kapsamadığı hususlarının,
yorumlamasını;

II.Anaya-sa Mahkemesinin;

Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasası'nın 10'uncu ve 34'üncü maddelerinin, Anayasanın 1'inci ve 131'inci maddelerine aykırı olup olmadığına karar vermesi hususunu,

Anayasa Mahkemesine sunmuş bulunmaktadır.

131'inci maddenin bütününün yor-umlanması ile ilgili olarak
I.1)'de belirtilen husus ele alındığında görülenler şöyledir:

Davacıların iddialarına göre, Anayasaca tanınan, Ömer Hilmi Efendi'nin kitabında yer alan (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları, Anayasa seviyesindedir. Herhangi bir- yasa yapılacağında (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarına uygun yapılması gerekmektedir. Fasıl 337, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarında yer alan bir hususla çelişiyorsa, Fasıl 337'nin o maddesinin kadük olması gereklidir.

Meselenin özünü oluşturduğ-u anlaşılan bu iddialar göz önünde bulundurulduğunda, Anayasanın:

"Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi
Madde 131
(1)Vakıf Kuruluşu ve Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), bu Anayasaca tanınır.
(2)Vakıf kuruluşlarına veya vakıflara veya camilere ve diğ-er herhangi bir islam dini kuruluşuna ait mallar da dahil olmak üzere, vakıf malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunları etkileyen bütün konular, münhasıran Temel Evkaf Kuralları (Ahkamül Evkaf), yürürlükteki mevzuat ve bu Anayasa yürürlüğe gird-ikten sonra Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalara bağlıdır.
(3)Geliri Vakıflar Örgütüne ait olan vakıflar, her türlü vergiden bağışık tutulur.
(4)Vakıflar Örgütü ile Din İşleri Dairesinin kuruluşu ve işleyişi yasa ile düzenlenir ve yasada gösterilen görev-leri yerine getirir.
(5)Dini hizmetlerin yürütülmesinde ve bu hizmetlerin giderlerinin karşılanmasında Devlet, Vakıflar Örgütüne yardımcı olur."
şeklindeki 131'inci maddesinin (3)'üncü, (4)'üncü ve (5)'inci fıkralarının konuyla ilgili olmadığı ve bu fıkral-arın yorumlanmalarına gerek bulunmadığı, yalnızca, yukarıda alıntılanan şekildeki (1)'inci ve (2)'nci fıkraların, yine yukarıda I.2) (a),(b),(c)'de belirtilen sorular bağlamında yorumlanmasının yeterli olacağı, açıklıkla görülmektedir. Bu nedenle 131'inci- maddenin bütününün değil, yalnızca (1)'inci ve (2)'nci fıkralarının, yukarıda belirtilen sorular bağlamında yorumlanması gerektiğine karar veririm.

131'inci maddede yer alan (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının kapsam ve niteliğinin ne olduğu ile ilg-ili I.2)a)'daki husus açısından olay incelendiğinde görülenler şöyledir:
Anayasa'nın hazırlanması sürecindeki ilgili Meclis tutanaklarına bakıldığında, "(Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları" söz dizisi kullanılırken anlatılmak istenenin, Ömer Hilmi Efendi- tarafından yazılmış, Ahkâmül Evkâf isimli eserdeki kurallar olduğu anlaşılmaktadır. Bu gerçeklikten hareket edildiğinde,(Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının kapsamının, sonradan Tyser tarafından İngilizce'ye de tercüme edilen, Ömer Hilmi Efendi'nin, A-hkâmül Evkâf isimli kitabında yer alanlar olduğu ortaya çıkmaktadır.

"Ömer Hilmi Efendi ve İthâfu'l-Ahlâf Fi Ahkâmi'l-Evkâf İsimli Eseri (Yüksek Lisans Tezi)'"nde, Münir Yaşar Kaya, "Eserin Tanıtımı" başlığı altında, anılan kitapla ilgili olarak:
"...Te-zimizin konusu olan bu eser Ömer Hilmi Efendi'nin
yazmış olduğu en önemli eserdir. Aslı Osmanlı Türkçesi
ile yazılan bu kitap ilk olarak (h.1307) yılında Matbaa-i
Amire'de basılmıştır. Vakıf mevzuatı ve deyimleri açısından oldukça ehemmiyetli bir yere s-ahip, vakıflar hukukunu en açık biçimde açıklayan, detaylarıyla anlatan Mecelle üslubuyla yazılmış, bölümler ve fasıllara ayrılarak maddeler halinde oluşturulmuş bir kaynak kitap niteliğindedir..........................................
....................-....................................
Bizim de üzerinde çalıştığımız bu eser Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1975 tarihinde latinize çalışmasına konu edilmiş olsa da basılmış olan o kitapta olması gerekenden çok fazla ibare yanlışları ve çeviri hatalar-ı bulunmaktadır.....................................................................................................
Bu redaktenin dışında kitabın Fransızca'ya ve Kıbrıs'ta İngiliz hakimleri tarafından mahkemelerde kullanılmak üzere de İngilizce'ye çevril-miştir. Eserin önsöz sayılabilecek ilk kısmı İfade-i Mahsûsa başlığı altında toplanmıştır. Burada vakfın geçmiş ümmetlerden bugüne kadar devam eden bir müessese olduğu Kur'an, Hadis ve Asr-ı Saadet'ten örneklerle veciz bir şekilde açıklanmıştır. Vakfın geç-mişi Hz.İbrahim'e kadar dayandırılarak vakıf müessesesinin İslâm'ın ruhuna uygun bir kurum olduğu açıklanmaya çalışılmıştır.
Giriş bölümünden sonra kitap, bir mukaddime ve 21 bâb, her babda sayısı farklılık göstermek üzere toplam 42 fasıl ve 482 mes'elede-n oluşmaktadır. 281 sayfa olarak yazılmış olan bu kitap Osmanlı Vakıf Hukukunu tam anlamıyla şamildir. Her bâb kendi içinde fasıllara ve maddelere ayrılmıştır."
demiştir.
Anılan Tez'in "Değerlendirme ve Karşılaştırma" başlığı altında ise:
"...Mecelle ile y-aşanan kanunlaştırma hareketleri
sırasında vakıflarla alakalı konuların dağınıklığını fark eden Ömer Hilmi Efendi bu kitabı bu sebeple yazarken, Mecelle'de işlenen düzenden de etkilenerek kitabını bir kanun metni şeklinde hazırladığı gözlenmektedir.
Mece-llenin takip ettiği mes'elelere cevap verme yönteminin benimsendiği eserde çoğunlukla her mes'elenin başında bir cümle halinde o mes'elede fetvaya uygun olan görüş normatif şekilde yazıldığı anlaşılır. Her mes'eleye örnekler verilmesi kanun cümlesinin karı-şıklığa mahal vermeyecek şekilde anlaşılmasını sağlamıştır. Mes'elelere örnekler verilmesi, kanun tekniğine çok uygun olmasa da, Mecelle'nin hazırlanışında Nizamiye Mahkemeleri'nde hakimlerin konuyu kavramasını kolaylaştırma amacı gütmesinden dolayı bu uyg-ulamaya gidildiği anlaşılmaktadır.........................................
.........................................................
İncelemeye aldığımız müellifin eserinin genel amacının vakıflarla ilgili insanların kafalarında oluşan problemlerin ve yaş-anan sıkıntıların giderilmesi olmasından dolayı kitap çok sade ve konuşma diline yakın bir Türkçe'yle yazıldığı görülür. Bu yazma dili eserin halka inmesini ve bir vakıf toplumu olan Osmanlı Devleti'nde yaşayan insanların vakıflarla olan münasebetlerinde -doğruları uygulamasını sağlamıştır. Ayrıca incelediğimiz eserin dili Mecelle'nin kullandığı dille benzerlik göstermektedir. Söz konusu eser her ne kadar Mecelle gibi kanun olarak yürürlüğe girmemiş olsa da, yürürlükte olan vakıf hükümlerini bir araya getir-ip kaynak kitap haline geldiği için vakıflar hukukunun İslâm dünyasındaki ilk kanun metni olarak sayılmasında hiçbir engel görülmemektedir...................................
........................................................
Eserin mes'eleci metoda g-öre düzenlenmiş olması her mes'elenin ayrıntılarıyla ele alınmasına imkân tanımış ve bu da hâkimlerin takdir yetkilerini büyük ölçüde sınırlamıştır. Bu durum, kanun olarak kabul edilen Mecelle'de de böyle olduğu söylenebilir. İncelemiş olduğumuz bu eserin -kanun olarak yürürlüğe girmediği göz önünde bulundurulursa, her ne kadar böyle sınırlandırılmış olsa da, kitabın hakimlere bir rehber niteliğinde hazırlanmış olduğu söylenebilir. İncelemeye aldığımız eser yol göstericilik konumunda olmasının yanında, kanun- olarak yürürlüğe girmediğinden dolayı kesin olarak uyulma mecburiyetinin olmaması, Mecelle'ye nazaran, bu kitabın bir artısı olarak kabul edilebilir.
.......................................................
Yukarıda verilen bilgilerin sonucu olarak Ömer H-ilmi
Efendi tarafından kaleme alınan bu eser devrinin ve
sonraki nesillerin yararlanabileceği en kapsamlı ve
problemleri giderme de en fazla yardımcı olacak bir vakıf
hukuku eseri olarak ortaya çıktığı görülmektedir."

şeklindeki hususla-r yer almış haldedir.

Belirtilenlerden anlaşılacağı üzere "Ahkâmül Evkâf," Osmanlı Devletinde kanunlaşmış veya kanun olarak yürürlüğe girmiş değildir. Esasta, Vakıflar konusunda hukuki bir eser olarak kalmıştır.

KKTC Anayasası'nın 131'inci maddesinde, "-Anayasaca tanındığı" belirtilen "Ahkâmül Evkâf" adlı eserde yer alan kurallar, KKTC Anayasası'ndan önce, KTFD Anayasasınca, Ondan önce ise Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasınca tanınmış haldedir. KKTC Anayasası'nın yukarıda alıntılanan 131'inci maddesinin (2)'nc-i fıkrasına bakıldığında, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, yürürlükteki mevzuat ve KKTC Anayasası yürürlüğe girdikten sonra Cumhuriyet Meclisince yapılan yasalarla birlikte, vakıflarla ilgili konularda uygulanacak kuralları içerdiği anlaşılmaktadı-r. Diğer bir deyişle, 131'inci maddenin (1)'inci ve (2)'nci fıkrası ile, Ömer Hilmi Efendi'nin Ahkâmül Evkâf adlı eserinde yer alanlar, yani anılan kitabın içerdiği kurallar, KKTC Anayasasınca, sair ilgili mevzuat veya yasalarla birlikte vakıf konularında -uygulanacak kurallar olarak tanınmış haldedir.

(Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının hukuki eser olarak kaldığı gerçeği ve yukarıda dile getirilenler birlikte göz önüne alındığında, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, yasa veya mevzuat niteliğin-de olmadığı, ancak, yürürlükteki sair mevzuat veya yasalarla birlikte vakıf konularında uygulanacak kuralları içeren bir hukuk eseri olarak varlık gösterdiği anlaşılmaktadır.
Belirtilenler sonrasında, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, yürürlükteki -kanunlardan üstün olup olmadığı özlü I.2)(b)'deki husus incelendiğinde ise, görülenler şöyle sıralanabilmektedir:

(Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, normlar hiyerarşisindeki yerinin ne olduğu Anayasa'nın 131'inci maddesinde belirlenmiş bulunmamakla- birlikte, KKTC Anayasası'nın:

"Vakıf Mallarla İlgili Kamulaştırma, El Koyma ve Sınırlandırma
Madde 42
(1)Kamulaştırma ve el koyma konularında vakıf mallarla ilgili kurallar, Temel Evkaf Kurallarına (Ahkamül Evkaf) uygun olarak yasa ile düzenlenir. Bu Y-asada, kent ve ülke planlaması için vakıf mallar hakkında yapılması gereken kısıntı ve sınırlandırmalara ilişkin kurallar da gösterilir.
........................................................"

şeklindeki 42'nci maddesinin (1)'inci fıkrasında, bu "yerin"- veya "sıranın" ne olduğuna cevap içerecek şekilde, kamulaştırma ve el koyma konularında, vakıf mallarla ilgili kuralların, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarına uygun olarak yasa ile düzenleneceği kuralına yer verildiği gerçeği ile karşılaşılmaktadır.

-42'nci maddenin metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, vakıf mallarla ilgili kamulaştırma veya el koyma konularında yasa ile konulacak kurallar, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarına uygun olarak düzenlenmek durumundadır.

42'nci maddede yer bulan bu -özdeki Anayasa metni, kamulaştırma ve el koyma konularında, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, yasalardan daha üst bir norm niteliğinde olduğunu düşündürmektedir.

42'nci maddeye belirtilen özde bir içerik koyan Anayasa koyucunun, 131'inci maddede,- benzer bir düzenlemeye yer vermediği açıktır. 131'inci maddenin içerdiği "münhasıran" sözcüğü ise, Temel Evkâf Kurallarının (Ahkâmül Evkâf), diğer yasa veya kurallardan ayrı olarak ve özellikle uygulanacağı anlamında kullanılmış değildir. İlgili maddede "-münhasıran" derken anlatılmak istenen, vakıf konularında, Ahkâmül Evkâf'ın, Türk Cemaati tarafından yapılmış mevzuatın ve KKTC Meclisince yapılacak yasaların uygulanacağıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'ndan başlayarak tarihsel bir yoruma yönelindiğinde d-e, "münhasıran" sözcüğünün bu anlamda ele alınması gerektiği açıklıkla ortaya çıkmaktadır.

Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Teorisi,Cilt II, sayfa 777'de, "Anayasanın Göndermede Bulunduğu Normlar" başlığı altında yer alanlar ve yukarıda dile getiri-lenler göz önüne alınarak konu değerlendirildiğinde, Anayasanın 131'inci maddesi tarafından tanınmış, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, Anayasa'nın 42'nci maddesindeki istisnalar saklı kalmak kaydıyla, genel olarak, kanunların, kendisine uygunluğun-un denetlenebileceği nitelikte kurallar içerdiği söylenebilir hale gelememektedir. Anlaşılan odur ki, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları, Anayasa'nın 42'nci maddesinde belirlenmiş istisnalar haricinde, 131'inci madde bağlamında, Anayasal düzenin bir par-çası konumunda düzenlenmiş değildir. Kısacası, 131'inci maddede yer aldığı haliyle (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları, genel olarak, yasaların, kendisine uygun yapılmasını gerekli kılan bir üst norm niteliğinde "tanınmış" değildir.

Vakıf malları konusu-nda uygulanmak üzere tanınmış Ahkâmül Evkâf'ın, tanınmasının, Kurucu Meclis tarafından yapıldığı; yürürlükteki mevzuat içinde vakıflarla ilgili olarak uygulanacak en temel mevzuatlardan birisinin, yasa nitelikli Fasıl 337 olduğu ve her halükârda KKTC Anay-asası'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren vakıflarla ilgili olarak uygulanacak mevzuatın yasa nitelikli olması gerektiği hususları birlikte göz önünde bulundurulduğunda, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, 42'nci maddedeki hususlar hariç, genel o-larak, kanunlarla aynı seviyede yer alan hukuk kuralları olarak kabul edilmesi makul ve doğru olan olarak görünmektedir. Bu yaklaşımın sonucu olarak, 131'inci madde bağlamında (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının, Anayasa'nın 42. Maddesindeki istisn-alar hariç, genel nitelik itibarıyle, kanunlarla aynı seviyede olduğu diğer bir deyişle yürürlükteki diğer kanunlardan üstün olmadığı sonucuna ulaşırım.

Bu aşamada, I 2) c)'de yer verilen husus açısından konu incelendiğinde ise görülenler şöyle sıralanabi-lmektedir:
Yukarıda vurgulandığı üzere (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları vakıf mallarla ilgili olarak uygulanması gereken Anayasaca tanınmış Ömer Hilmi Efendi'nin hukuki eserinde yer alan kurallardır. Yasama organınca veya başka yetkili bir organ taraf-ından, belirli ilke ve kurallara bağlı olarak yürürlüğe konulmadığı için "Yasa" veya "mevzuat" niteliğinde olduğundan söz etmek olanaklı olamamaktadır. Aynı nedenle, Anayasa'nın Geçici 4'üncü maddesi kapsamında yürürlükte sayılan "mevzuat" olarak da kabu-l edilebilir halde değildir. Bu nedenlerle, (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kurallarının sonradan yürürlüğe konmuş diğer bir deyişle 1960 yılından önce vakıflarla ilgili olarak yapılmış yasalarla tadil edildiğinden (değiştirildiğinden) söz edilemez. Kısacası,- (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları, Ömer Hilmi Efendi'nin Ahkâmül Evkâf adlı eserinde yer aldığı (yazıldığı) halleriyle geçerlidir. Anılan kitapta yer alan bu kurallar yanısıra, vakıf konularında uygulanacak başka yasalar veya mevzuatlar da yürürlükte -bulunmaktadır. Ahkâmül Evkâf, kendi yazılı kurallarını, 1960 yılından önce vakıflarla ilgili yapılmış yasalar veya sair mevzuat ise, kendi yazılı kurallarını içermektedir. Bunlardan bir tanesi olan ve halen yürürlükte bulunan havaleye konu Fasıl 337'de yer- alan kuralların, Ahkâmül Evkâf kuralları ile uyumu yanında çatışması da söz konusu olabilmektedir. Ahkamül Evkâf'da yer alan kurallar ile Fasıl 337'de yer alan kuralların veya konu ile ilgili olarak yürürlükte olan diğer mevzuatta yer alan kuralların aras-ında bir çatışma olup olmadığının belirlenebilmesi için, tüm mevzuatın, incelenmesi ve 1878 yılından sonra geçirilen ve yürürlükte olan mevzuatın Ahkamül Evkâf kuralları ile hangi noktalarda veya konularda çatıştığının tespiti gerekmektedir. Bu ise, açıktı-r ki, Anayasa Mahkemesinin görevi değil, yasayı uygulayacak olan Mahkemenin görevidir. İlgili Mahkeme, uygulanacak kurallar arasında bir çatışma varsa bunları tespit edecek ve çatışma varsa da, çatışmayı, çatışma çözme ile ilgili ilkeler çerçevesinde çözüm-e bağlayacaktır.

Tüm belirtilenler göz önüne alındığında yukarıda yer alan II'de belirtilen hususun cevabı da ortaya çıkmış haldedir. Tekrar pahasına belirtmek gerekirse, Fasıl 337'nin 10'uncu ve 34'üncü maddeleri kamulaştırma ve el koyma konusunda olmadı-ğından ve 131'inci madde bağlamında (Ahkâmül Evkâf) Temel Evkâf Kuralları, genel olarak yasalardan üst norm niteliğinde kabul edilmediğinden veya düzenlenmediğinden, Fasıl 337'nin 10'uncu ve 34'üncü maddesinin Anayasa'nın 131'inci maddesine aykırılığından -söz edilemez. Anayasa'nın 1'inci maddesine aykırılıkla ilgili iddiada bulunulmadığından bu yönde bir inceleme yersiz görülür.

Sonuç olarak, huzurumuzdaki mesele açısından;
I.1)Anayasanın 131'inci maddesinin bütününün değil,
yalnızca (1)'inci ve (2)'nc-i fıkralarının yorumlanması gerektiğine;
2)a)131'inci maddede yer alan Temel Evkâf Kurallarının
(Ahkâmül Evkaf),
i)Kapsamının, Ömer Hilmi Efendi tarafından yazılmış
ve sonradan Tyser tarafından İngilizce'ye tercüme edilmiş, "Ahkâmül Evkâf" adlı kitapta- yer alan kurallardan ibaret olduğuna;
ii)Nitelik olarak ise, yasa veya mevzuat niteliğinde
olmadığına, içerdiği kuralların, sair mevzuatın yanısıra, vakıf konularında uygulanacak bir hukuki eser olduğuna;
b)Temel Evkâf Kurallarının (Ahkâmül Evkâf-),
kamulaştırma ve el koyma konuları haricindeki
konuları açısından, yürürlükteki yasalarla aynı
seviyede olduğuna,
c)Anayasaca tanınan, Temel Evkâf Kuralları (Ahkâmül
Evkâf)'nın, Ömer Hilmi Efendi'nin "Ahkâmül Evkâf" adlı kitabında- yer aldığı haliyle geçerli ve var olduğuna, 1960 yılından önce vakıflar konusunda yapılan yasalarla veya getirilen kurallarla
değiştirilmediğine,
II.Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasası'nın 10'uncu ve
34'üncü maddelerinin, Anayasa'nın 131'inci
- maddesine aykırı olmadığına,
karar veririm.



Beril Çağdal:

Az önce okunan kararların tümünü önceden okuma fırsatım oldu.
Sayın Tanju Öncül'ün kararında belirtilenler ve varılan sonuçla hemfikirim. Bu nedenle Yargıtay tarafından;

"A) Anayasa'n-ın 149.maddesi gereğince Anayasa'nın 131.
maddesinde yer alan Ahkâmül Evkâf Kurallarının kapsam
ve niteliğinin ne olduğu, yürürlükteki diğer
kanunlardan üstün olup olmadığı, yürürlükte olan ve
Anayasaca tanınan kural-ların 1960 yılından önce
yapılan değişiklikleri kapsayıp kapsamadığı ve
131.maddesinin bütününün yorumlanmak üzere;

B) Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34.
maddelerinin Anayasa'nın 1. ve 131. maddelerine
- aykırı olup olmadığının karara bağlanmak üzere;
Anayasa Mahkemesine sunar."

şeklinde Anayasa Mahkemesine sunulan konuya ilişkin-


1)Anayasa'nın 131'inci maddesinin bütününün değil,
yalnızca (1)'inci ve (2)'nci fıkralarının yorumla-nma-
sı gerektiğine;
2)a)131'inci maddede yer alan Temel Evkaf Kurallarının
(Ahkâmül Evkaf);
kapsamının, Ömer Hilmi Efendi tarafından yazılmış
ve sonradan Tyser tarafından İngilizce'ye tercüme
-edilmiş, "Ahkâmül Evkâf" adlı kitapta yer alan
kurallardan ibaret olduğuna;
Nitelik olarak ise, yasa veya mevzuat niteliğinde
olmadığına ve içerdiği kuralların, sair mevzuat
yanında, vakıf konularında, uygulanacağı bir
- hukuki eser olduğuna;
b)Temel Evkaf Kurallarının (Ahkâmül Evkaf)
kamulaştırma ve el koyma konuları dışındaki
konular açısından yürürlükteki yasalarla ayni
seviyede olduğuna;
c)Anayasaca tanınan-, Temel Evkaf Kuralları (Ahkâmül
Evkaf)'nın, Ömer Hilmi Efendi'nin "Ahkâmül Evkaf"
adlı kitabında yer aldığı haliyle geçerli ve var
olduğuna, 1960 yılından önce vakıflar konusunda
yapılan yasalarla veya getir-ilen kurallarla
değiştirilmediğine,
Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10'uncu ve
34'üncü maddelerinin, Anayasa'nın 131'inci
maddesine aykırı olmadığına,

karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.





VII. SONUÇ:

1- Ana-yasa'nın 131. maddesi ile tanınan Temel Evkaf Kuralları'nın (Ahkam-ül Evkaf), Ömer Hilmi Efendi tarafından ilmHiljjuujHilkjnnyazılan ve C.R.Tyser ve D.G. Demetriades tarafından İngilizce'ye tercüme edilen Ahkam-ül Evkaf adlı kitapta yer bulan kurallar oldu-ğuna,
oybirliği ile,

2- Temel Evkaf Kurallarının (Ahkam-ül Evkaf), Vakıflar ve Vakıf malları ile ilgili konularda uygulanacak kuralları içeren hukuki kaynak olduğuna
oybirliği ile,

3- Anayasa'nın 131. maddesinin sadece huzurumuzdaki davayı ilgilendiren F-asıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34. maddeleri ile ilgili yapılan iddialar kapsamında, ve Anayasa'nın özel düzenleme koyan maddeleri ile ilgili olmamak kaydı ile, Ahkam-ül Evkaf kurallarının Vakıflar ile ilgili Fasıl 337 dahil yürürlükteki yasa-larla aynı seviyede olduğuna;
oybirliği ile,

4- Temel Evkâf Kurallarının (Ahkâm-ül Evkaf) 1960 yılı öncesi yapılan mevzuatlar ile değiştirilmediğine, Ahkâm-ül Evkaf adlı kitapta yer aldığı haliyle yürürlükte olduğuna;
oyçokluğu ile,

5- Fasıl 337 Evkaf v-e Vakıflar Yasası'nın 10. ve 34 maddelerinin Anayasa'nın 131. maddesine aykırı olmadığına,
oybirliği ile

KARAR VERİLİR.



Narin F. ŞefikMehmet Türker
Başkan Yargıç


Gülden Çiftçioğlu Tanju Öncül Beril Çağdal
Yargıç Yar-gıçYargıç

1 Nisan 2021








67






Full & Egal Universal Law Academy