Anayasa Mahkemesi Numara 10/1991 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 20.06.1991
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 10/1991 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 20.06.1991
Numara: 10/1991
Dava No: 5/1991
Taraflar: DMP ile Maliye ve Gümrükler Bakanlığı
Konu: 10/75 sayılı yasa ile değiştirilen Siyasi Partiler Yasasının 45/1 maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası...
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 20.06.1991

-D.5/91 Anayasa Mahkemesi 10/91
(YİM 190/90)



Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Başkan, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Kor-kut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ

Anayasanın 148. Maddesi tahtında.


Yüksek İdare Mahkemesi tarafından 190/90 sayılı başvuruda (Müstedi: Demokratik Mücadele Partisi, Lefkoşa ile Müstedaaleyh: KKTC Maliye ve Gümrükler Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa -arasında) sunulan konu.


Müstedi namına: Hüseyin Celâl, Aytekin Musa ve Ünsal Çağda Müstedaaleyh namına: Yaşar Boran



K A R A R

KONU:

27/81 sayılı Siyasal partiler (Değişiklik) Yasası ile degiştirilen 10/75 sayılı Siyasal Parti-ler Yasasının 45. maddesinin (1). Fıkrasında yer alan "Federe Mecliste temsil edilen" söz dizisinin Anayasanın Başlangıç Kısmına, 1, 8 ve 70. maddenin (3). ve (6).fıkralarına aykırı olup olmadığı.



I. OLAY:

Müstedi, kayıtlı bir siyasal parti olup 6 Mayı-s 1990 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerine katıldı. Seçim sonucu müstedi parti 16 milletvekilliği kazandı ancak bu havale maksatları bakımından belirtilmesi gerekli olmayan birtakım nedenlerle, müstedi parti milletvekilleri Meclis çalışmalarına katı-lmama kararı aldı ve dört milletvekili dışıda,mecliste andiçmeyip milletvekili görevine başlamadılar. Müstedi parti amblemi altında milletvekili seçilen iki milletvekili, Yeni Doğuş Partisi milletvekili olarak yemin edip göreve başladılar. Diğer iki mille-tvekili ise müstedi partinin milletvekili olarak andiçip göreve başladılar ancak 25 Mayıs 1990 tarihinde partiden istifa ederek bir süre bağımsız milletvekili olarak ve daha sonra yeni kurulan başka bir siyasal partinin milletvekili olarak görevlerini sürd-üren milletvekilleri halen de bu görevlerine devam etmektedirler.

Müstedi, avukatı vasıtasiyle, müstedaaleyhe yazdığı 11.7.1990 tarihli bir yazı ile Devlet bütçesinden siyasal partilere yapılan yardımın kendisine de yapılmasını talep etti. Bu yazıya herh-angi bir yanıt almayan müstedi YİM 149/90 sayılı başvuruyu dosyaladı. Bilâhare Müstedaaleyh müstediye herhangi bir yardımın yapılmaması doğrultusunda bir karar aldı ve bunu 2.8.1990 tarihinde yazılı olarak müstediye bildirdi. Müstedaaleyh yazısına herhangi- bir yardımın yapılmamasını içeren Başsavcının 22.6.1990 tarihli yazılı mütalâasını da ekledi. Bunun üzerine müstedi YİM 190/90 sayılı başvuruyu dosyaladı ve müstedaaleyhin ve Başsavcının 2.8.1990 ve 22.6.1990 tarihli yazılarında mündemiç kararın hükümsüz -ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi.


Müstedaaleyhi temsilen Başsavcılık tarafından dosyalanan itiraznamede Müstedinin Devlet yardımı alabilmesi için sair hususlar yanında K.K.T.Cumhuriyeti Meclisinde temsil- edilmesi gerektiğini düzenleyen değiştirilmiş şekliyle 10/75 sayılı Siyasal Partiler Yasasının 45. maddesi hükümleri ışığında, müstedinin bu talebinin karşılanmasına yasal olanak olmadığını ileri sürdü.


Başvurunun duruşması safhasında müstedi, Devlet ya-rdımına hak kazanabilmek için mecliste temsiliyeti öngören ve 10/75 sayılı Siyasal Partiler Yasasının 45. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Federe Mecliste temsil edilen" söz dizisinin Anayasanın Başlangıç, 1 ve 8. maddelerine ve 70. maddenin (3). ve (6).- fıkralarına aykırı olduğunu ileri sürdü ve bu konuda karar verilmesi için konunun Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, havale edilmesini talep etti. Yüksek İdare Mahkemesi de ilgili yasa kuralının taraflar arasındaki ihtilâfın hallinde etken olduğu- kanaatına vardı ve havale istemini kabul etti. Yüksek İdare Mahkeınesi ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararına değin havale konusu olan başvuru ile ilgili tüm işlemleri durdurttu.


II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
1. Müstedinin iddiasının gerekçesi özetle şöyledir:-
Siyasal partilerin fonksiyonları ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, siyasal arenada aynıdır. Bu bakımdan Devletçe yapılacak yardımda Yasama Meclisinde temsiliyet unsurunun aranmaması gerekir. Havale konusu kural, Mecliste temsiliyet unsurunu içer-diği ve Mecliste temsil edilen ile edilmeyen siyasal partiler arasında ayırım yaptığı için eşitlik ilkesini zedelemiştir. Bu bakımdan ilgili kural Anayasanın eşitlik ilkesini öngören 8. maddesine aykırıdır.



Havale konusu kural Anayasanın 70. maddes-inin (3). ve (6).fıkralarına da aykırıdır. Anayasanın 70. maddesi siyasal partileri,ayırırım gözetmeksizin siyasal hayatın vazgeçilmez öğeleri saymıştır. Ayrıca (B). fıkra yine ayırım yapmaksızın devlet yardımının tüm siyasal partilere yapılmasını öngörmüş- sadece bunun düzenlenmesini yasaya bırakmıştır.Havale konusu kural, Devlet yardımının sadece Yasama Meclisinde temsil edilen siyasal partilere ödenmesini öngörmekle Anayasanın lâfzına ve ruhuna aykırı hareket etmiştir.


- Müstedi, havalenin duruşmasında havale konusu kuralın Anayasanın Başlangıç ve 1. maddesine olan aykırılık iddiasından sarf-ı nazar etti.
-

2. Müstedaaleyhin iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:
- Havale konusu kuralın siyasal partiler arasında herhangi bir ayırım yaptığı söylenemez. Mecliste temsil edildikleri sürece ve sair başka faktörlerin mevcut olması halinde ilgili kural tüm siyasal partilere teşmil edilmektedir. Bu nedenle bu kuralın Ana-yasanın 8.
-
maddesine aykırılığı söz konusu değildir. Siyasal partiler arasında ayırım olsa bile Mecliste temsil edilmesi koşulu, tabelâ partilerin kurulmasını önlediği ve bunda da kamu yararı olduğu cihetle, ortada
haklı bir neden vardır.


Anayasanın 70. madd-esinin (6). fıkrası Devletçe yapılacak yardımın düzenlenmesini yasaya bırakmıştır.Yardım maksatları bakımından ve bir siyasal partinin bu yardıma hak kazanabilmesi için Yasama Meclisinde temsil edilmesi "siyasal parti" kavramının vazgeçilmez bir öğesidir.- Bu nedenle bir siyasal partiye Devletçe yapılacak yardımın onun Yasama Meclisinde temsil edilmesi önkoşulunu düzenleyen ilgili Yasa kuralının Anayasanın 70. maddesine aykırı bir yönü yoktur.


III. İLGİLİ YASA METNİ:

İlgili yasa metni 27/81 sayılı S-iyasal Partiler (Değişiklik)
Yasası ile değiştirilen 10/75 sayılı Siyasal Partiler Yasasının 45.
Maddesinin (1). fıkrası aynen şöyledir:


"45.Siyasal Partilere Devlet bütçesinden aşağıdaki şekilde yardım sağlanır:

(1)Kıbrıs Türk Federe Devlet-inin en son milletvekili genel seçimine katılan ve geçerli oyların en az yüzde beşini alan ve Federe Mecliste temsil edilen siyasi partilere her yıl ödenmek üzere mali yıl bütçesinden genel bütçe öz gelirleri (tahmini mahalli gelirler)
topl-amının binde üçü oranında ödenek konur.

(2). . . . . .

(3) .. .. . . .

(4) .. . . . . .

(5). .. . . .

(6) ... . . .

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:

"Madde 8.
- (1)Herkes hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
-
(2)Devlet organları ve yönetim makanları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar

(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanlarin Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kaz-anımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz."

"Madde 70.
(1). . . . . . .
(2). . . . . .
-(3)Siyasal partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez öğeleridir.
(4). . . . . .
-(5). . . . . .
-(6)Siyasal partilere Devletçe yapılacak yardım yasa ile düzenlenir."


V. İNCELEME :
-
- Konu, ileri sürülen iddia ve görüşler ışığında incelendi ve gereği düşünüldü.
-
- Anayasamız, 70. maddesi ile siyasal partileri ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik hayatın vazgeçilmez öğeleri olarak görmüştür. Geniş bir anlamda alındığında Anayasanın 1. maddesinde ifadesini bulan "demokrasi" kavramında tüm siyasal- partilerin siyasal alandaki fonksiyonlarının serbest seçimler vasıtasıyle halkın ekseriyetinin kendi düşünce ve felsefeleri doğrultusunda destek ve oyunu alarak iktidar olmak olduğuna kuşku yoktur. Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı da "Anayasa Hukuku Dersleri-" isimli eserinin 1971 baskısında siyasal partileri "Siyasi iktidarı
-ele geçirmek ya da kullanılmasına katılmak amacıyle kurulan örgütler" olarak tarif etmiştir. Bu çerçevede tüm siyasal partilerin eşit olduklarına ve güttükleri amacı elde etmek için tüm meşru yolları kullanmalarında birbirlerinden herhangi bir ayrıcalıklar-ı
yoktur.


- Anayasanın 70. maddesinin (6). fıkrası siyasal partilere Devletçe yapılacak yardımların yasa ile düzenlenmesini öngörmektedir. Bundan hareketle, Devlet yardımına mazhar olacak siyasal partilerin Yasama Meclisinde temsil edilmesinin yasal bir düzenleme -olduğu ilk nazarda söylenebilir. Ne var ki müstedi, Anayasanın siyasal partiler arasında bir ayırım yapmadığını ileri sürmektedir.
-

Anayasanın 70. maddesinin (3). fıkrası tüm siyasal partileri iktidar veya muhalefette olsun demokratik hayatın vazgeçilmez öğeleri arasında saymıştır. Devlet yardımı açısından bir siyasal partinin iktidar veya muhalefette olabilmesi ise Yasama Meclisinde- sandalye sahibi olması önde gelen koşullardan birisi olmasına bağlıdır. Aksini düşünmekle, hiçbir ön izin almaksızın kurulması son derece kolay olan siyasal parti furyası ve dolayısıyle Devletin parasının ciddi olmayan partilere daüğıtılması olasılığı i1e- karşı karşıya kalınır ki, Anayasanın güttüğü amacın bu doğrultuda olduğunu savunmak olanaksızdır. Bu görüşün en azından obiter dictum olarak T.C. Anayasa Mahkemesinin Başkan ve bazı Yargıçları tarafından da benimsendiği görülmektedir. T.C. Anayasa Mahkeme-sinde Esas Sayısı 1970/12, Karar Sayısı 1971/13 olan davada Devletin siyasal partilere parasal yardım yapmasını öngören yasal düzenlemeyi ilke olarak Anayasaya aykırı bulmuştu. Karşı görüşü savunan Başkan ve yargıçlar ise Devletçe yapılacak yardımın, parti-lere yapılabilmesi için herşeyden önce partilerin kamu görevi yapmaları gerektiğini, böyle bir görevi ancak Yasama Nleclisinde temsil edilmeleri halinde yapabilecekleri görüşünü savundular. Sözü edilen AMKD Sayı 9 sayfa 281'de yer alan davada kararın karşı- oy yazısına imzalarını koyan Başkan Hakkı Ketenoğlu, Üye Fazıl Uluocak ve Halit Zarbun aynı eserin 295. sayfasında bu konuda şu görüŞleri ileri sürmüşlerdir:



- "Bu aşamada bulunan partilerle iktidar ve muhalefette yerlerini almış, diğer partiler, hiç şüphe yoktur ki kanun önünde eşittirler. Anayasa'ya ve kanunlara saygılı oldukları sürece Devlet bütün partiler ve çalışmalarını korumakla yükümlüdür. Devlet büt-çesinden mali yardım nedeni ise ayrıdır. Anayasa'mızın 61. maddesi gereğince kamu gelirlerinden harcama yapılabilmesi, ancak kamu hizmetinin görülmesi ve kamu yararının sağlanması için mümkün olabilir. Bunların olmadığı yerde kamu gideri düşünülemez. Bu pr-ensibe göre de hizmetleriyle kamuya yararlı hale gelmeyen partilere kamu gelirlerinden yardımın yapılmaması gerekmektedir. Bir partinin, kanun önünde kurulmuş olması ile değil millet ölçüsünde değilse bile onun önemli bir kısmı tarafından tüzük ve programı-nın benimsenmesi, üyeleri arasına girilmesi ve onlardan sonra yurdun birçok yönlerindeki taraflarınca kurulacak teşkilatın iledir ki hizmet partisi haline gelmesi
mümkün olur.Bu çağa gelmeyen partiler, hakları ve kanuni nitelikleri ile parti olarak anlaşıl-salar bile kamu idaresini etkileme, yönetme ve böylece kamu yararına hizmet etme güçlerine sahip değildirler. Hatta yeni kurulan partilerin kamuya yararlı olmaları şöyle dursun, zararlı olmaları bile mümkündür. Meclis Başkanlık Divanının kuruluşunda ve mec-lislerin parlamento içi, çalışmalarında Anayasa'mızın 84. ve 85. maddeleriyle parti gruplarına verilen görev, 56. maddenin üçüncü fıkrası ile belirtilen siyasi partilerin önemini açıklar durumdadır. Demokrasi rejiminin, siyasi partiler çalışması arasındaki- denge rejimi olduğu prensibinin gerektirdiği bir kural nedeni iledir ki parti grupları parlamentodaki bütün teşekküllerde yerlerini alacak, parlamentonun bütün çalışmalarına katılacaklardır. Halkın bütününün istek ve düşüncelerinin Mecliste ve Meclis çalı-şmalarında etken olmaları, grupların bu şekilde parlamenter hayata katılmaları i1e ve parlamento dışındaki halkın istek ve düşüncelerinin, parti teşkilât kademeleri vasıtasıyle Meclise yansıtılması ile mümkün olacaktır.iktidar ve muhalefetin, yurdun her kö-şe ve bucağındaki teşkilâtları aracılığı ile memleket sorunlarını parlamentoya getirmeleri ve onun hürriyet dolu havasında kolaylıkla ortaya koyabilmeleri iledir ki halk idaresi gerçelkeşebilir. Yalnız parlamento çalışmalarına güçleri oranında katılacaklar-dır.
-
- Partilerin parlamento içerisindeki temsilcileri ile yapılan çalışmaları, bütünü ile kamu görevi niteliğindedir. Meclisler içinde bulunan parlamenterlerle gruplarına halkın istek ve düşüncelerini yansıtan parti teşkilât kademeleri ise kamu yararı sağla-maktadır. Birinciler kamu hizmetleri yönünden bütçeden ödenek alırlar, ikinciler de kamu yararı sağladıkları içindir ki kamu giderlerini bir araya getiren bütçeden yardım almaya hak kazanırlar."
-
Yukarıya çıkarılan görüşleri benimseriz. Hemen eklemek ihtiyacını duyarız ki sözü edilen Anayasa Mahkemesi Kararında çoğunluk bu konuda sükût kalmış ve bu konuyu bu açıdan incelememiştir. Devlet yardımı açısından, Anayasanın 70. maddesinde sözü edile-n siyasal partiler kavramından Yasama Meclisinde milletvekili bulunduran siyasal partiler anlaşılabileceğine göre degiştirilmiş şekliyle 10/75 sayılı Siyasal Partiler Yasasının 45(1) maddesinde yer alan "Federe Mecliste temsil edilen" söz dizisinin Anayasa-nın 70. maddesine aykırı olduğu söylenemez. Yukarıdaki nedenlerle havale konusu edilen kuralın Anayasanın 70. maddesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Konunun bir başka açıdan da incelenmesi halinde şöyle bir durumun meydana çıktığı görülür.

19-75 Anayasasının 56. maddesinin (4). fıkrası şimdiki Anayasanın 70. maddesinin (6). fıkrasının tıpatıp aynısıdır. 1975 Anayasasından sonra 10/75 sayılı Siyası Partiler Yasası 31.5.1975 tarihinde
yürürlüğe girdi. Bu yasanın 45. maddesi "Devletçe Partilere b-ütçeden sağlanan yardımlar"ın yasa ile düzenleneceğini öngörmekte idi.10/75 sayılı yasanın kendisi bir yasa olduguna göre Devletçe yapılacak yardımların bir başka yasa ile düzenlenmesinin öngörülmesi hukuk aleminde emsali görülmemiş bir düzenleme şekli olm-akla birlikte bu hususun üzerinde daha fazla durmanın gereği yoktur. 27/81 sayılı yasa ile sözü edilen 45. madde yeniden düzenlendi ve siyasal partilere Devletçe sağlanacak yardımı onların Yasama Meclisindeki temsiliyet oranına bağladı.

Bu durumda, 1975 A-nayasası yürürlükte iken 27/81 sayılı Yasanın
getirdiği düzenleme Mecliste temsil edilen ve kendilerini ilgilendiren tüm siyasal partilerin bilincinde olarak Siyasal Partilere Devletçe yapılması öngörülen yardım konusunda anayasal düzenlemenin de aynen 198-5 Anayasasına 70.maddesi ile aktarılması uygun görüldügünü salimen söylemek mümkündür. Bu da 27/81 sayılı Yasa ile getirilen düzenin aynen devamının istendiğinin açık bir göstergesidir.

Konu eşitlik ilkesi açısından incelendiğinde de ortaya farklı bir dur-um çıkmaktadır.Şöyle ki:

Herşeyden önce Devletçe yapılacak yardımın yasal düzenleme ile
Yasama Meclisinde temsil edilen siyasal partilere yapılması öngörüldügüne göre Mecliste temsil edilen ile temsil edilmeyen siyasal partiler arasında gerek statü ve ger-ekse ifa ettikleri fonksiyon arasında fark olduğu ve dolayısıyle eşitliğin vazgeçilmez unsurlarından olan "nitelikte benzerlik ve yasaların getirdiği hakların uyarlılık oranı"nın söz konusu olamayacağı için eşitlik ilkesinin zedelendiği söylenemez. Bu nede-nle konu kural Anayasanın 8. maddesine aykırı değildir.

Onümüzdeki havalenin bir sonuca bağlanmasında etkili olmadığı için üzerinde durulmamakla birlikte, ilgili Yasanın 45(1) maddesinde yer alan ve "geçerli oyların en az yüzde beşini alan" kuralının da -Değiştirilmiş şekliyle 1976 seçim ve halkoylaması Yasasının 133(A) hükümleri ışığında tekrar gözden geçirilmesi gerekebileceğine işaret etmek isteriz.


SONUÇ:

Sonuç olarak Değiştirilmiş şekliyle 10/75 sayılı Siyasal Partiler Yasasının 45. maddesi-nin (1). fıkrasında yer alan "Federe Mecliste temsil edilen" söz dizisinin Anayasanın 8. maddesine ve 70. maddesinin (3). ve (6). fıkralarına aykırı olmadığına oybirliği ile karar verildi.





(Salih S. Dayıoğlu)(N.Ergin Salâhi)
BaşkanYargıç



(Niyazi -F. Korkut) (Celâl Karabacak) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç Yargıç





20.6.1991



Full & Egal Universal Law Academy