Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2021/1180 Esas 2022/314 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2021/1180
Karar No: 2022/314
Karar Tarihi: 03.02.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirket tarafından, Osmaniye ili, Düziçi ilçesi dahilinde bulunan 80291 sicil sayılı II (a) grubu ruhsatlı maden sahasında işletme izni bulunmayan alanda aynı grupta üretim yapıldığının tespit edildiğinden bahisle Maden Kanununun 12.maddesinin 7.fıkrası uyarınca 31.054,00-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına dair Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün 15/10/2019 tarih ve E.450477 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; "...davacı şirketin S:80291 sayılı ve II-a grubu kalker üretim tesisinde (işletme ruhsat sahası), 2018 yılında yapılan denetim sırasında düzenlenen rapora istinaden kesilen idari para cezasına ilişkin dava konusu işlem içeriği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden görüleceği üzere, mevzuatta belirtilen aykırılığın davacı şirket tarafından gerçekleştirilmiş olduğu, bu nedenle davacı şirketin söz konusu fiilinin 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12/7.maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle idari para cezasının kesildiği görülmekteyse de, mevzuatta anılan fiile daha ağır bir yaptırımın (faaliyetin durdurularak üretilen madene el konulması ve ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idari para cezası) öngörülmüş olmasına karşın davacı şirkete sadece 2019 yılı için 31.054,00-TL idari para cezasının uygulandığı, bu haliyle iptal davasında davacının menfaatinin dava konusu işlemle belirtilen hukuki durumdan daha ağır bir biçimde ihlaline yol açacak şekilde aleyhe karar verilmesine olanak bulunmadığından (aleyhe hüküm kurma yasağı), davacı şirketin 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12.maddesinin 7.fıkrası uyarınca 31.054,00-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün 15/10/2019 tarih ve E.450477 sayılı sayılı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine dair Adana 1. İdare Mahkemesi'nin 26/02/2021 tarih ve E:2020/1102, K:2021/223 sayılı kararının; davacı şirket vekili tarafından, yürürlükte olmayan 12/7.maddeye göre işlem tesis edildiği, maktu idari para cezası verilmesini düzenleyen fıkranın 14/02/2019 tarihli değişiklikle yürürlükten kaldırıldığı ve işletme izni olmadan üretilen madenin ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacağının düzenlendiği, suçta kanunilik ilkesine aykırı işlem tesis edildiği, tek fiil nedeniyle aynı kanunun 7/21. maddesi uyarınca da GSM, ÇED ve mülkiyet izni olmadan faaliyette bulunulduğundan bahisle idari para cezası uygulandığı, iki kabahatin birbirinin unsuru olduğu ve birbirini içerdiği, içtima uygulanarak yalnızca en ağır para cezasının verilmesi gerekmekteyken iki ayrı idari para cezası verildiği ileri sürülerek, istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi'nce dava dosyası 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesi gereğince incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; Osmaniye ili, Düziçi ilçesi dahilinde bulunan 80291 sicil sayılı II (a) grubu ruhsatlı maden sahasında işletme izni bulunmayan alanda aynı grupta maden üretimi yaptığından bahisle davacı şirketin Maden Kanunu'nun 12.maddesinin 7.fıkrası uyarınca 31.054,00-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına dair Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün 15/10/2019 tarih ve E.450477 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
 
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12.maddesinin, 10/6/2010 tarih ve 5995 sayılı Kanun'un 6.maddesi ile eklenen 7.fıkrasında; ''Ruhsatlı, ancak üretim veya işletme izni olmadan aynı grupta üretim yapıldığının tespiti halinde, üretim faaliyetleri durdurularak teminat irad kaydedilir. Ticarî amaç taşımayan ve köylülerin kendi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere köy muhtarının yazılı izni ile üretilip sevk edilen yapı hammaddeleri için bu madde hükmü uygulanmaz. Harç ve Devlet hakkı alınmaz.'' hükmüne yer verilmiş iken, 18/02/2015 tarihli ve 29271 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6592 sayılı Kanun'un 8.maddesi ile söz konusu fıkrada yer alan “teminat irad kaydedilir” ibaresi “20.000 TL idari para cezası uygulanır” şeklinde değiştirilmiş ve yapılan bu değişiklik ile Maden Kanunu'nun 12.maddesinin 7.fıkrası 18/02/2015 tarih itibariyle; "Ruhsatlı, ancak üretim veya işletme izni olmadan aynı grupta üretim yapıldığının tespiti halinde, üretim faaliyetleri durdurularak 20.000 TL idari para cezası uygulanır..." şeklini almıştır.
 
Daha sonra 14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Kanun'un 12.maddesi ile yapılan değişiklik ile 12.maddenin 7.fıkrası; ''Ruhsatlı, ancak işletme izni olmadan aynı grupta üretim yapıldığının tespiti hâlinde, faaliyetler durdurularak üretilen madene el konulur. Bu fiili işleyen kişilere, ödenmesi gereken Devlet hakkına ilaveten bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve/veya el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır. El konulan madenler, mülki idare amirliklerince satılarak bedeli büyükşehir belediyesi olan illerde yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, diğer illerde il özel idaresi hesabına aktarılır. Bu fıkranın ihlalinin tekrarı hâlinde madenin ocak başı satış bedelinin on katı tutarında idari para cezası uygulanır.'' hükmü ile son halini almıştır.
 
Öte yandan; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde; "Kabahat" deyiminin, Kanun'un karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği, 3. maddesinde; bu Kanun'un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükümlerine yer verildikten sonra "Zaman Bakımından Uygulama" başlıklı 5. maddesinde; "26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir. Kabahat, failin icraî veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz." hükmüne yer verilmiştir.
 
Kabahatleri Kanunu'nun 5.maddesi ile atıf yapılan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinin ikinci fıkrasında ise; suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı, hükme bağlanmıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketinin uhdesinde bulunan Osmaniye ili, Düziçi ilçesi sınırları dahilinde yer alan 80291 sicil sayılı II (a) grubu kalker (mıcır) maden işletme ruhsat sahasında 21.11.2018 tarih ve E.802416 sayılı Olura istinaden yapılan incelemeler sonucu düzenlenen 10.12.2018 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda; " 2014, 2015 ve 2016 yıllarında üretim ve satış olmadığı, 2017 yılında üretim ve satış bulunduğu, tetkik tarihinde üretim bulunmadığı, temsili Y:276956 X:4138238 koordinatlarında bulunan alanda tek kademeli açık ocak bulunduğu, kademe yüksekliğinin yaklaşık 20 metre olduğu, bu çalışılan alanın işletme alanı izni dışında olduğu ve işletme izin alanı dışında üretim yapıldığı" tespitlerine yer verildiği, bu tespite istinaden davalı idarece tesis edilen 15/10/2019 tarih ve E.450477 sayılı sayılı sayılı dava konusu işlem ile davacı şirket tarafından işletme izni bulunmayan alanda aynı grupta üretim yapıldığından bahisle Maden Kanunu'nun 12.maddesinin 18/02/2015 tarihinde yürürlüğe giren 6592 sayılı Kanun'un 8.maddesi ile değişik 7.fıkrası gereğince 2019 yılı için yeniden güncelleme oranında belirlenen 31.054,00-TL idari para cezası verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış temel bir hukuk ilkesi olup, bu ilke gereğince hiç kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılması mümkün olmadığı gibi, kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için öngörülmüş cezadan daha ağır bir ceza verilmesi de mümkün değildir.
 
Uyuşmazlık konusu olayda; davacı şirketin uhdesine bulunan ruhsatlı maden sahasında 2017 yılında işletme izni olmayan alanda aynı grupta maden üretimi yaptığı sabit olmakla birlikte cezaya konu fiilin 2017 yılında işlendiği dikkate alındığında, işlenen bu fiile karşılık idari para cezasının fiilin işlendiği tarihte (2017 yılında) geçerli olan miktarda uygulanması gerekirken, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte (2019 yılında) geçerli olan tutarda idari para cezası verildiği görülmektedir.
 
Bu durumda; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve Anayasada güvence altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için öngörülmüş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceğinden, davacının fiili işlediği tarihteki tutar üzerinden idari para cezası ile cezalandırılması gerekirken bu ilkeye aykırı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, yazılı gerekçe ile davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
 
1-İstinaf başvurusunun kabulüne, İstinafa konu Adana 1. İdare Mahkemesi'nin 26/02/2021 tarih ve E:2020/1102, K:2021/223 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline,
 
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.550,00 TL avukatlık ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine,
 
3-Davacı tarafından ilk derece aşamasında 477,65 TL ve istinaf aşamasında 237,60 TL olmak üzere sarf edilen toplam 715,25 TL muhakeme masrafının davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, fazladan yatırılan 59,30 TL harcın talep halinde ilgili merci tarafından davacıya iadesine, bakiye posta avansının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakiben Mahkemesince re'sen yatırana iadesine,
 
4-2577 sayılı Kanun'un 45/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 03.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy