Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2647 Esas 2023/624 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2647
Karar No: 2023/624
Karar Tarihi: 17.04.2023

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2647
KARAR NO: 2023/624
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/... Esas, 2021/... Karar
DAVACI: ... T.C. Kimlik no'lu ... ve ... T.C. Kimlik no'lu ... adına velayeten kendi adına asaleten ... - ... T.C. Kimlik no'lu
VEKİLLERİ: Av. ... -
Av. ... - UETS
DAVALILAR: 1- .... -
VEKİLİ: Av. ... -
2- .... -
DAVA: Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ: 17.04.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas, 2021/... Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/12/2011 tarihinde sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile hareket halindeyken ...'ın eşi ve ... ile ...'ın babası olan muris ...'a çarptığını ve ölümüne sebebiyet verdiğini, kaza mahallinde gelen trafik ekibi tarafından 21/12/2011 tarihli kaza tespit tutanağına göre ... plakalı araç sürücüsü ...'ın 52-1A kusurunu işlediğini, taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan İskenderun 5. Asliye Ceza mahkemesinni 2012/... esas sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını, davacı ...'ın ev hanımı olduğunu, 32 yaşında eşini kaybettiğini, ...'ın 6 yaşında ...'in 2 yaşında babalarını kaybettiklerini, ... plakalı aracın kaza tarihi itabiriyle ZMMS poliçesinin davalılar .... Tarafından düzenlendiğini, teminatı aşan tutarlar ve manevi tazminat diğer diğer davalı ....den ihtiyari mali mesuliyet sigortası düzenlendiği, ....ye poliçe limiti dahilinde ödeme yapması için 14/12/2012 tarihinde başvuruda bulunduklarını, diğer davalı ....ye İMMS poliçesi kapsamında manevi tazminatın ödenmesi için 16/02/2012 tarihinde başvuru yaptıklarını, mahkeme kararı olmaması sebebiyle taleplerinin red edildiğini, davalarının kabulü ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ....den 05/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan ....den 08/03/2012 tarihinden itibaen işleyecek yasal faiz ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacılar vekili 07.03.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini maddi tazminat yönünden davacı ... için 68.275,21 TL'ye, davacı ... için 10.579,76 TL'ye, davacı ... için ise 4.959,52 TL'ye olmak üzere toplamda 83.814,49‬ TL'ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, maddi Tazminat yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı ... yönünden 68.275,21 TL , davacı ... yönünden 10.579,76 TL, davacı ... yönünden 4.959,52 TL olmak üzere toplam 83.814,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının %20 müterafik kusur indirimi sonucu kalan 67.051,00 TL tazminatın dava tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak şartı ile (miktar poliçe limiti dahilinde ) davalı ...’den tahsili ile davacılara velayeten davacı ...’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi Tazminat yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı ... için 8.000 TL, davacı ... için 4.000 TL, davacı ... için 4.000 TL olmak üzere toplam 16.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak şartı ile (miktar poliçe limiti dahilinde ) davalı ...’den alınarak davacılara velayeten davacı ...’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dairemizce kurulan kaldırma kararı sonrası İTÜ'den aldırılan bilirkişi raporunu hazırlanırken, bilirkişiler tarafından daha önceki itirazlarının ayrıca Mobese kayıtları, tanık anlatımları, keşif tutanakları ve bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığını ve bu nedenle de bu raporun hükme esas alınamayacağını, Mobese kamera görüntülerinde sürücü ...'ın kırmızı ışıkta geçtiğinin net olarak görünmesine ve bu görüntülerin yerel Mahkemece izlenmesini talep etmelerine rağmen, yerel Mahkemenin bu görüntüleri izlemediğini ve eksik inceleme yapmış olduğunu, düzenlenen raporun kaldırma kararımızda istenilen hususlara da cevap vermemiş olduğunu, maddi ve manevi tazminat yönünden faiz taleplerinin dava ve ıslah dilekçelerinde belirttikleri gibi davalıların usulüne uygun olarak temerrüde düşürüldüğü tarihten değil, dava tarihinden itibaren faiz işletmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının usul, yasa ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 53/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili istinaf etmiştir.
Davacılar vekilinin hükme esas alınan kusur raporu ve kusur oranına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Tarafların kusur oranlarının tespiti için refakate alınan bir trafik bilirkişisi ile birlikte mahallinde 29/04/2015 tarihinde keşif yapılmış, Trafik bilirkişisi ... 04/05/2015 tarihli gerekçeli bilirkişi raporunu dosyaya sunduğu, bilirkişi raporunda; sürücü ...'ın meydana gelen dava konusu kazada %70 oranında asli kusurlu, sürücü ...'ın meydana dava konusu kazada %30 oranında tali kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya içinde mevcut makine mühendisleri ... ve ... ile Aktüerya bilirkişi ...'den oluşan bilirkişi heyetinin 02/09/2016 tarihli gerekçeli bilirkişi raporunu sunduğu, bilirkişi raporunda; Dava dışı sürücü ...'ın olayda %75 oranında kusurlu olduğu, müteveffa bisikletli ...'ın olayda %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Kusur raporları arasında çelişki olduğu anlaşılmakla, çelişkinin giderilmesi için dava dosyası İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08/06/2017 tarih ... sayılı raporu ile; Sürücü ...'ın %30 oranında kusurlu olduğu, maktül sürücü ...'ın %70 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Rapora itiraz üzerine ve raporlar arasında çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı Genel Kuruluna gönderilmiş bu kurulun 04/12/2018 tarih 53306942-101.02-2017/105027/14948 sayılı raporu ile; dava dışı sürücü ...'ın %30 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ...'ın %70 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince verilen kararın dairemizin 29.06.2020 tarih 2019/1769 esas 2020/819 karar sayılı kararı ile hükme esas alınan kusur oranları yönünden istinaf başvurusu haklı bulunarak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince Dairemizin ortadan kaldırma kararı doğrultusunda talimat mahkemesi aracılığıyla İTÜ'de görevli makina mühendisleri ...dan alınan 24.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;" Dava konusu olayda davacıların murise bisikletli ...'ın kırmızı ışıktı geçtiği, ancak sürücü ...'ın kırmızı ışıkta geçtiğinin kesin olarak söylenemeyeceği, dava konusu olayda davacıların murisi bisikletli ...'ın % 70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü ...'ın % 30 oranında tali kusurlu olduğu" bildirilmiştir.
Somut olayda, dosyadaki ve ekindeki ceza davası dosyasındaki tüm belge ve bilgiler ile olay yerini gösteren MOBESE kayıtlarının incelenmesinden, ölen bisikletli Ramazan Akınkanın kendisine kırmızı ışık yandığı sırada kavşağa girdiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun'un 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." 6098 sayılı TBK.nın zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu hale göre ıspat yükü üzerinde olan davacıların davalının kırımızı ışık ihlali yaptığını ispatlaması gerekmekte iken, sürücü ... kırmızı ışıkta kavşağa girdiğinin kesin olarak ıspatlanamdığı, ancak ...'ın kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı ve dikkatsiz ve özensiz araç kullandığından kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Neticeden, dava konusu olayda davacıların murisi sürücü ..., yönetimindeki bisikletiyle seyrederken kendisine hitap eden kırmızı ışıkta durmamış, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmıştır. Eğer kendisine yeşil ışık yanmasını bekleseydi, kavşağın diğer tüm kollarında kırmızı ışık yanacağından güvenli şekilde seyrini sürdürüp orta refüjden sola güvenle dönüş yapıp yoluna devam edebilirdi. Ancak bu kurallara uymadığından, kendisine kırmızı yandığı halde, solundaki anayola kırmızı yanmasından istifade edip orta refüje kadar geldiğinden ve burada da sağındaki anayola yeterince dikkat etmeyip seyrini sürdürerek yola girdiğinden olayda % 70 oranında asli kusurlu olduğu, sürücü ... ise, ışık kontrollü kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından, kavşakta durabileceği mesafede sarı ışık yanmasına rağmen durmayıp seyrini sürdürdüğünden olayda % 30 oranında tali kusurlu olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan kusur raporuna yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacılar vekilinin hükmedilen faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı ... şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Mahkemece dava konusu edilen ve ıslah edilen kısma, dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmiştir. Davacılar vekili, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak dava açmış olup alacağın saklı tutulan ve ıslah ile arttırılan kısmının temerrüt tarihi de aynı tarihtir.
Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre; davalı ....'ise 14.02.2012 tarihinde başvuruda bulunularak, 25.02.2012 tarihinde temerrüde düştüğü, ancak davacılar vekili dava dilekçesinde 05.05.20212 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu dikkate alınarak, taleple bağlı kalınıp, davacılar vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı görülerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2015/4099 E- 2017/9935 K, 2015/4364 E-2017/10458 K, : 2016/4327 E- 2017/10897 K nolu içtihatları)
Öte yandan ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesini düzenleyen davalı .... 16.02.2012 tarihinde başvuruda bulunulduğu, ihtiyari mali mesuliyet poliçesi genel şartları gereği başvuru tarihinden itibaren 45 gün içinde temerrüde düşmüş sayılacağını, davalının temerrüt tarihi 01.04.2012 olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı görülmüştür.
Davacılar vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK'nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun azalması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, davacıların mütevaffa ... bisiklete kasksız bindiği ve ölüm neticesinin kafa tramvası olması sebebi ile hesaplanan tazminattan % 20 müterafik kusur indirim yapılması yerinde görülmekle davacılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK 355 maddesi gereğince kamu düzeni yönünden yapılan inceleme bakımından ise; 6100 sayılı HMK 297/2 md.si "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklindedir.
Yapılan yargılama neticesinde, her bir davacı için müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra, davacılara hükmedilen maddi tazminat miktarı ayrı ayrı belirlenmemiş, bu yönüyle infazda tereddüt olacak şekilde kaleme alındığı anlaşılmakla, iş bu hüküm kısının infazı yönünden yeniden kurulmuştur.
Davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6098 TBK'nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 21.12.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacılar murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı sürücünün % 30 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, müterafik kusur durumu, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL - kısmen REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas, 2021/... Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Maddi tazminat yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile,
-Davacı ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 54.620,16 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 05.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...’den tahsili ile davacı ...’a VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Davacı ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 8.463,80 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 05.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsili ile davacı ...’a VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Davacı ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 3.967,61 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 05.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...’den tahsili ile davacı ...’a VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Manevi tazminat yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın KABULÜ ile,
-Davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 01.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’den alınarak davacı ...’a VERİLMESİNE,
-Davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 01.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’den alınarak davacı ...’a VERİLMESİNE,
-Davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 01.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’den alınarak davacı ...’a VERİLMESİNE,
Harç yönünden:
4-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden davalı ....'den alınması gereken 4.578,24 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplamda 1.431,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.146,89‬ TL harcın davalı ....'den alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden davalı ....'den alınması gereken 1.366,2‬0 TL harcın davalı ....'den alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacıların yaptığı toplamda 4.219,80 TL yargılama gideri ile başvurma, peşin ve ıslah harcı toplamı 1.456,55 TL olmak üzere toplamda 5.676,35‬ TL yargılama giderinden 4.371,92 TL'lik kısmının davalı ....'den, kalan 1.304,43 TL'lik kısmının davalı ....'den alınarak davacılara verilmesine,
6-HMK'nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
7-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden hesaplanan 9.516,63 TL nispi vekalet ücretinin davalı ....nden alınarak davacılara ödenmesine,
8-Maddi tazminat yönünden davanın müterafik kusur indirimine bağlı olarak reddedilen kısmı için davalı ... vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
9-Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı ....'den alınarak bu davacıya verilmesine,
10-Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı ....'den alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı ....'den alınarak bu davacıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
12-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıalara iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davacılar tarafından yapılan 59,00 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
15-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK'nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 17.04.2023
... ... ... ...
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...


İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy