T.C
...
İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE
DOSYA NO : /
- Adres Araştırması Talebi
- Format bilgisi yoktur.
SUÇ DUYURUSU TÜM GENEL HAP BİLGİLER
FULL& EGAL
1. Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı; suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Suçun işlendiği yer belli değilse Şüphelinin yakalandığı yer, yakalanmamışsa Şüphelinin yerleşim yeri, yerleşim yeri yoksa Türkiye'deki son adresinin bulunduğu yer yetkilidir. Bu suretle de belirlenmesi mümkün değilse ilk usul işleminin yapıldığı yer yetkilidir.
Teşebbüs aşamasında son icra hareketinin yapıldığı yer,
Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği yer,
Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer yetkilidir.
Bilişim sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının ve bunlara ait kartların araç olarak kullanılması halinde Mağdurun yerleşim yeri de ilave olarak yetkilidir (ilave yetki).
2. Suçun unsurları şu şekildedir:
SAVUNMA TÜM GENEL HAP BİLGİLER
FULL& EGAL
1. Suçun unsurları şu şekildedir:
2. Gece Vakti, TCK'ya göre, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresidir.
3. TCK'ye göre silah deyiminden;
4. Suç bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işleniyorsa suçun cezası arttırılır. "örgüt" nitelendirmesi TCK m.220 göz önüne alınarak yapılmalıdır. Suçun örgüt faaliyetinde işlendiğinin ve örgütün tespiti için şu hususlara dikkat edilmelidir:
5. İhtiyati suçlu, kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerini 1 yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişidir.
6. Zincirleme suç, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da zincirleme suç meydana gelir. (Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.)
7. Fikri içtima, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. (farklı neviden fikri içtima)
8. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında 6 ay içinde şikayette bulunulmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (TCK md 73/1)
9. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla şikayet süresi; şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. (TCK md 73/2) Fiilin ve failin öğrenilmesi unsurlarından birinin eksikliği halinde şikayet süresi başlamaz.
10. Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. (TCK md 73/4)
11. İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. (TCK md 73/5)
12. Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. (TCK md 73/6)
13. Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz. (TCK md 73/7)
14. Suça ilişkin kovuşturma zaman aşımları ile şikayete ilişkin hak düşürücü süreler göz önüne alınmalıdır.
15. Yalnızca adli para cezasını gerektiren ya da hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda emredici hüküm gereği tutuklama kararı verilemez.
16. Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis, ve 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir. Bunun yanı sıra, aşağıdaki suçlarda da Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir:
17. Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme filleri de bağlantılı suç sayılır.
18. Bağlantılı olan davalar birleştirilerek açılabilir veya kovuşturma aşamasında yüksek görevli Mahkeme davaları birleştirebilir veya ayırabilir. Davaların birleştirilmesi halinde dava yüksek görevli Mahkemede bakılır.
19. Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı yukarıdaki gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.
20. Çocuk Mahkemelerindeki davalar ile yetişkinlerin davaları zorunluluk olması haricinde birleştirilemez. İcra Mahkemelerinin görevine giren davalar ile ceza davaları birleştirilemez.
21. Ceza yargılamasında, basın yoluyla işlenen suçlar istisna olmak üzere yetkili Mahkeme şu hususlar dikkate alınarak belirlenmelidir:
22. Görevsizlik iddiası yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Mahkemede yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verebilir. Buna karşın duruşmada suçun hukuki niteliğinin değişmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli Mahkemeye gönderilemez. (Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında görevsiz Mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.)
23. Yetkisizlik iddiası ilk derece Mahkemelerinde yapılan yargılamalarda sanığın sorgusundan önce ileri sürülmelidir. Bu aşamadan sonra Mahkeme de yetkisizlik karar veremeyecektir. Yetkili olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler, sadece yetkisizlik nedeniyle hükümsüz sayılmaz. Yetkili olmasa bile, hakim veya mahkeme gecikmesinde sakınca bulunan hallerde gerekli işlemleri yapabilir.
24. Suçun hukuki niteliği kovuşturma aşamasında değiştiği takdirde, suçun uzlaşma kapsamına girip girmediğine dikkat edilmelidir. Suç uzlaştırma kapsamındaysa dosyanın uzlaştırma büroya gönderilmesi Mahkemeden talep edilmelidir. Uzlaşma kapsamındaki suçlar;
25. Aralarında iştirak iradesi olup olmamasına bakılmaksızın birden fazla kişi tarafından işlenen suçlarda, sadece uzlaşan kişi uzlaşmadan faydalanır.
26. Soruşturulması ve kovuşturulması izne tabi olan suçlar veya kişiler hakkında gerekli iznin alınıp alınmadığına dikkat edilmelidir.
27. Suç işlendikten sonra sanık akıl hastalığına yakalanırsa, hakkında soruşturma yapılabilir ve iddianame düzenlenerek kamu davası açılabilir. Buna karşın sanık hakkında kovuşturma yapılamaz. Bu durumda Mahkemece durma kararı verilmelidir.
28. Sanığın suçu işlediği sırada akıl hastası olup olmadığı ile ilgili şüphe varsa durumun tespiti için rapor alınması talep edilebilir.
29. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre adli tatile rastlayan süreler tatilin bittiği günden itibaren 3 gün uzatılmış sayılır.
30. Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir. Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır. Eski hale getirme dilekçesi, engelin kalmasından itibaren 7 gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan Mahkemeye verilir. Eski hale getirme dilekçesinde, süreyi geçirmesinde kusuru olmadığına ilişkin olguları ve varsa belgeleri de eklemelidir. Eski hale getirme dilekçesi ile birlikte usule ilişkin yapılamayan işlemlerde yerine getirilmelidir. Eski hale getirme dilekçesi, kararın yerine getirilmesini durdurmaz; ancak Mahkeme yerine getirmeyi engelleyebilir.
HUKUK YARGILAMASI TÜM GENEL HAP BİLGİLER
FULL& EGAL
1. Usule ilişkin İtiraz ve Def'iler:
İtirazlar: Türk Borçlar Hukuku kapsamında, bir hakkın doğmadığı, hakkın doğmasına karşın herhangi bir sebeple son bulduğuna ilişkin vakıalardır.
Def'iler: Hakkın varlığını kabul etmekle birlikte, ileri süren tarafa ifadan kaçınmayı sağlayan bir haktır.
2. İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
3. Dava Değerinin belirlenmesinde davanın türü ve konusu önemlidir. Dava türü ve konusu nedeniyle maddi ve manevi tazminat tutarları ayrıca harca tabi ise; "Dava Değeri" kısmında bu miktarlar da toplanmalıdır.
4. Zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere yönelik karşılaşılabilecek olası itirazlar gözetilmelidir. Daha uzun zaman aşımını öngören ceza zaman aşımı ilgili fiilin türüne göre incelenmelidir.
5. Deliller dilekçelerimizdeki Delil Tablosundaki gibi açıklanmalı ve içerikte ilişkilendirilmelidir. "Sair yasal deliller" vb. şekilde genel ifadelerden kaçınılmalıdır.
6. Sunulan deliller ile ileri sürülen vakıalar "Somutlaştırma Yükü" gereği birbirleriyle ilişkilendirilmelidir.
7. Delil listesi dava dilekçesi ile birlikte sunulmalıdır.
8. İspat yükünün, davanın türü ve niteliğine göre değişiklik gösterdiği dikkate alınmalıdır.
9. Alacak davalarında birden fazla davalı taraf bulunması halinde teselsül ilişkisi değerlendirilerek talepte bulunulmalıdır.
10. Talep sonucunda terditli talepte bulunulması halinde Mahkeme, Davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Terditli taleplerin tamamı reddolunmadıkça karşı vekalet ücretine hükmedilemez.
11. Şartları mevcut ise davalarda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep edilebileceği unutulmamalıdır.
12. Şartları mevcut ise yargılama giderleri için Adli Yardım talep edilebilir. Adli yardım talebinde bulunulması halinde, Cevap Dilekçesi ile beraber sunulmak üzere; Muhtarlıktan alınacak Fakirlik Belgesi, SGK Kayıtları ve Bağ-Kur Kayıtları, Delil Listesine eklenmeli ve sunulmalıdır.
13. Yargıtay kararları ışığında manevi tazminat bir bütün olarak kabul edilmekte olup, duyulan manevi zararın karşılığı bir defa belirlenip talep edildikten sonra artırılması veya yeni bir dava açılarak talep edilmesi mümkün değildir.
14. Tazminat bedelinin faiz türü; işin niteliğine, çeşidine ve taraflara göre; yasal, ticari temerrüt (avans), ticari, basit-bileşik veya mevduat faizi olarak değişebilir.
15. Faiz başlangıç tarihi; dava türü, işin niteliği ve çeşidine göre dava açılış tarihi veya zararın meydana geldiği tarih olarak değişebilir.
16. Dava türüne ve niteliğine göre "seçimlik" veya "terditli" olarak istemde bulunmak mümkündür.
17. Birden fazla dava, tek bir dilekçe ile açılacaksa her davaya ait talep sonucu ayrı ayrı gösterilmelidir.
18. Gerçek olmayan yabancı para borcu alacağı bulunmakta ise vade ya da fiili ödeme tarihleri arasında lehe tercih yapılabilir.
19. Yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda taraflardan biri tarafından cevap, cevaba cevap veya ikinci cevap dilekçelerinden biri sunulmayarak, dilekçeler teatisinin kesilmesiyle iddia veya savunmanın genişletilmesi yasağının başlayacağı dikkate alınmalıdır.
20. Vekaletname hazırlanırken özel yetki gerektiren durumlar dikkate alınmalıdır. (Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez.)
21. Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanununa tabidir:
22. Genel yetkili Mahkeme, Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Mahkemesidir.
23. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri Mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, Davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir Mahkeme belirtilmişse, davaya o yer Mahkemesinde bakılır.
24. Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer Mahkemesi de yetkilidir.
25. Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili Mahkeme, Davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer Mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir.
26. Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesinde de açılabilir.
27. Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir:
28. Ölüm halinde açılacak davalarda diğer yetkiler:
29. Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan Mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir.
30. Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer Mahkemesi de yetkilidir. Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer Mahkemesi kesin yetkilidir.
31. Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.
32. Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri Mahkemesi kesin yetkilidir. Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.
33. Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri Mahkemesi de yetkilidir.
34. Yetki Sözleşmesi: Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla Mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu Mahkemelerde açılır.
35. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan Mahkeme veya Mahkemelerin gösterilmesi şarttır.
36. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili Mahkemeyi; birden fazla yetkili Mahkeme varsa seçtiği Mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı Mahkeme yetkili hâle gelir.
37. Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren Mahkemece bu konuda resen karar verilir.
38. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
39. Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin yahut yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, ilgilinin talebi üzerine yahut resen Mahkemece karar verilebilir.
40. Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır:
Çekinme kararına karşı üst mahkemeye başvurulabilir. Yasaklama sebebinin doğduğu tarihten itibaren, o hâkimin huzuru ile yapılan bütün işlemler, üst mahkemenin kararı ile iptal olunabilir. Hüküm ve kararlar ise herhâlde iptal olunur. Bu durumda, hâkim yargılama giderlerine mahkûm edilebilir. 41. Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez. Ret talebi dilekçesinde, hakimin reddini isteyen tarafın, dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir. Ret talebi geri alınamaz. Hâkimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf bir hafta içinde cevap verebilir.
42. Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:
Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz. Reddi istenen hâkim, ret hakkında merci tarafından karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan iş ve davalar bunun dışındadır. Daha önce hakkındaki ret talebi mercice reddolunan hâkimin, aynı durum ve olaylara dayanarak yeniden reddedilmesi hâli, hâkimin davaya bakmasına engel oluşturmaz.
Esas hüküm bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, hâkimin reddi talebiyle ilgili merci kararları kesindir. Esas hüküm bakımından istinaf yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki merci kararlarına karşı tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir; bu hâlde HMK 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Bölge adliye mahkemesinin bu husustaki kararları kesindir. Hakim için düzenlenen yasaklılık ve ret sebepleri zabıt katipleri içinde geçerlidir.
43. Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir. Tazminat davasının açılması, hâkime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması yahut mahkûmiyet şartına bağlanamaz. Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Dava, bu dairenin Başkan ve üyelerinin fiil ve kararlarından dolayı ise yargılama Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinde yapılır. Verilen kararların temyiz incelemesi Hukuk Genel Kurulunca yapılır.
44. İhtiyari Dava Arkadaşlığı: Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.
45. Mecburi Dava Arkadaşlığı: Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır. Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder.
46. Davanın İhbarı: Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir. İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez. Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yarar bulunan taraf yanında davaya katılabilir.
47. Asli Müdahale: Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.
48. Fer’i Müdahale: Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.
49. Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.
50. Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. Fer’î müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.
51. Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hâllerde hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır. Cumhuriyet savcısının yer aldığı dava ve işler üzerinde taraflar serbestçe tasarruf edemezler.
52. Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
53. Avukatın istifa etmesi, azledilmesi veya dosyayı incelememiş olması sebebiyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Ancak, dosyanın incelenmemiş olması geçerli bir özre dayanıyorsa, hâkim bir defaya mahsus olmak üzere, kısa bir süre verebilir. Verilen süre sonunda, dosya incelenmemiş olsa bile davaya devam olunur.
54. Kendisinin de hazır olduğu duruşmada, vekili tarafından yapılan açıklamalara derhâl ve açıkça itiraz etmeyen taraf, bu açıklamalara rıza göstermiş sayılır.
55. Avukatlar Mahkeme salonundan çıkarılamaz. Kendisini vekille temsil ettirmeyen kişilerin duruşmada uygun olmayan tutum ve davranışlarından dolayı hakimin, kişiyi duruşma salonundan çıkartabileceğine ilişkin hüküm avukatlar hakkında uygulanamaz. Hakim; ancak duruşmanın ertelenmesine karar verebilir.
56. Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur. İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Bu süre Avukatlık Kanununda 15 gün olarak yer almaktadır.
57. Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
58. Aşağıda sayılan hâllerde teminat istenemez:
59. Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir.
60. Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir. Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
HUKUK YARGILAMASINDA KANUN YOLLARI SÜRELER, BAŞVURU YERİ
FULL & EGAL
OLAĞAN KANUN YOLU |
OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLU |
||
İstinaf |
Temyiz |
Kanun Yararına Temyiz |
Yargılamanın İadesi |
2 hafta |
2 hafta |
-Süre yoktur. -Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurulabilir. |
-Kural olarak 3 aydır. -HMK Md.375/1-ı ilama ilişkin başvuru zamanaşımı süresi kadardır. -AİHM kararına dayanıyorsa 10 yıldır |
HUKUK YARGILAMASINDA TÜM SÜRELER
FULL& EGAL
Adli Tatile Rastlayan Süreler; |
Adli Tatilin Bittiği Günden İtibaren 1 Hafta Uzatılmış Sayılır. |
Adli Yardım Talebinin Reddine İtiraz Süresi; |
Tebliğden İtibaren 1 Haftadır. |
Asli Müdahale Süresi; |
En Geç Hüküm Verilinceye Kadar Yapılabilir. |
Bilirkişi Raporuna İtiraz Süresi; |
2 Hafta + Talep Halinde 2 Hafta Daha Uzatılabilir. |
Bilirkişinin Görev Süresi; |
Yazılı Yargılama Usulünde 3 Ay + 3 Ay Basit Yargılama Usulünde 2 Ay + 2 Aydır. |
Bilirkişinin Reddi Süresi; |
1 Haftadır. |
CMK TÜM SÜRELER
FULL& EGAL
Adli Kontrol Süresi; |
-Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen İşlerde 2 Yıl + 1 Yıldır. -Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren İşlerde 3 Yıl + 3 Yıldır. -İstisnai Suçlarda 3 Yıl + 4 Yıldır. |
Adli Kontrolün Gözden Geçirilmesi; |
En Geç 4 Ayda Bir Yapılır. |
Azami Tutukluluk Sürelerinin Dolması Nedeniyle Verilen Adli Kontrol Tedbirinin İhlali Halinde Tutukluluk Süresi; |
-Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen İşlerde 2 Aydır. -Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren İşlerde 9 Aydır. |
Bilirkişinin Görev Süresi; |
3 Ay + 3 Aydır. |
Duruşmanın Düzenini Bozduğu İçin Salondan Çıkarılmak İstenen Kişinin Buna Direnç Göstermesi veya Karışıklıklara Neden Olması Halinde Verilen Disiplin Hapsi; |
4 Gündür. |
Eski Hale Getirme Talebinde Süre; |
7 Gündür. |
Görevsizlik İddiası; |
-Kural Olarak Süre Yoktur. -Alt Dereceli Mah. Görevli İse Duruşma Başlayıncaya Kadardır. |
Gözaltı Süresi; |
Yakalama Anından İtibaren 24 Saat + En Fazla 12 Saat Yol Süresidir. |
Gözlem Altına Alınma; |
3 Haftadır. (Uzatmalarla Beraber 3 Ayı Geçemez.) |
Hakim Kararı Olmadan Yapılan El Koyma; |
24 Saat İçinde Hakimin Onayına Sunulur. Hakim Kararını El Koymadan İtibaren 48 Saat İçinde Açıklamazsa El Koyma Ortadan Kalkar. |
Hakim veya Mahkeme Kararıyla Yakalanan Kişinin Hakim veya Mahkeme Huzuruna Çıkarılacağı Süre; |
En Geç 24 Saattir. |
Hakimin Reddi |
-Yasaklılık Hallerinde Süre Yoktur. -Şüphe Hallerinde İlk Derece Mahkemesinde Sanığın Sorgusuna Kadardır. |
İddianameli Çağrı Kağıdının Sanığa Tebliğiyle Duruşma Günü Arasındaki En Az Süre; |
1 Haftadır. |
İddianamenin İadesi Talebi; |
15 Gündür. |
İstinaf Kanun Yolu Başvurusu; |
7 Gündür. |
İtiraz Kanun Yolu Başvurusu; |
7 Gündür. |
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararına İtiraz; |
15 Gün İçinde Sulh Ceza Hakimliğine Yapılır. |
Kovuşturma Evresinde Tutukluluk Süreleri; |
- Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen İşlerde 1 Yıl + 6 Aydır. -Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren İşlerde 2 Yıl + 3 Yıldır. -İstisnai Suçlarda 2 Yıl + 5 Yıldır. |
CEZA YARGILAMASINDA KANUN YOLLARI SÜRELER BAŞVURU YERİ
FULL& EGAL
OLAĞAN KANUN YOLU |
OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLU |
CEZA YARGILAMASINDA VERİLEN KARARLAR VE ŞARTLARI
FULL& EGAL
- |
Cezanın Ağırlığı |
Sabıka Şartı |
Denetim Süresi |
Zararı Giderme Şartı |
Adli Sicile İşlenme |
Karar Veren Merci |
KORUMA TEDBİRLERİ HAKKINDA TABLO
FULL& EGAL
Tedbir |
Kararı Veren |
İstisna |
Süresi |
Yakalama emri olmadan yakalama |
Karar olmadan yapılır. Suçüstü varsa; herkes Suçüstü yoksa; kolluk |
Savcı gözaltı kararı vermezse serbest bırakılır. |
|
Yakalama emriyle yapılan yakalama |
Hakim veya Mahkeme |
Yakalanmışken kolluk görevlilerinin elinden kaçan ya da tutukevi veya cezaevinden kaçan kişiler hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri. |
Hakim veya Mahkeme kararıyla yakalanan kişi 24 saat içinde hakim veya Mahkemeye götürülür. |
Gözaltı |
Savcı |
Önleme gözaltı kararını kolluk amiri verir. |
Yakalama anından itibaren 24 saat + yol süresi (en fazla 12 saat) Toplu suçlarda = (24 saat + yol süresi) + 1 gün + 1 gün + 1 gün |
CEZA HUKUKU
İTİRAZ KANUN YOLUNA GİDİLEBİLEN BAZI MAHKEME KARARLARI
FULL& EGAL